bel | : hayır |
ittebea | : tâbî oldu |
ellezîne | : onlar |
zalemû | : zulmettiler |
ehvâe-hum | : onların hevaları, hevesleri |
bi gayri | : başka, olmadan, olmaksızın |
ilmin | : ilim |
fe | : artık, bundan sonra |
men | : kim, kimse |
yehdî | : hidayete erdirir |
men | : kim |
edalle allâhu | : Allah dalâlette bıraktı |
ve | : ve |
mâ | : yoktur |
lehum | : onlar için, onların |
min | : dan |
nâsırîne | : yardımcılar |