fe | : artık, öyleyse |
ekim | : ikame et (kıyamda tut) |
veche-ke | : (senin) vechini |
li ed dîni | : dîn için |
hanîfen | : hanif olarak |
fıtrata allâhi | : Allah'ın fıtratı |
elletî | : ki o |
fatara | : yarattı |
en nâse | : insanlar |
aleyhâ | : onun üzerine |
lâ tebdîle | : değişiklik olmaz |
li halkıllâhi (halkı allâhi) | : Allah'ın yaratmasında |
zâlike | : işte bu |
ed dîn | : dîn |
el kayyimu | : kayyum olan, ezelden ebede devam edecek olan |
ve lâkinne | : ve lâkin, fakat |
eksere | : daha çok, çoğu |
en nâsi | : insanlar |
lâ ya'lemûne | : bilmezler |