yâ | : ey |
nisâ | : kadınlar |
en nebiyyi | : nebî, peygamber |
lestunne | : siz değilsiniz |
ke ehadin | : birisi gibi |
min en nisai | : kadınlardan |
in ittekaytunne | : eğer takva sahibi iseniz |
fe | : o zaman, o taktirde |
lâ tahda'ne | : yumuşak, çekici söylemeyin |
bi el kavli | : sözü |
fe | : o zaman, o taktirde |
yatmaallezî | : (yatmaa ellezî ) |
yatmaa | : tamah eder, ümit eder |
ellezî | : ki o, o |
fî | : içinde, var |
kalbi-hî | : onun kalbi |
maradun | : maraz, hastalık |
ve kulne | : ve söyleyin (bayanlara emir şekli) |
kavlen | : söz |
ma'rûfen | : maruf, ciddî |