ve aksemû | : ve kasem ettiler |
billâhi (bi allâhi) | : Allah'a |
cehde | : cehd ederek, kuvvetli olarak |
eymâni-him | : oların yeminleri |
le | : elbette, mutlaka, gerçekten |
in | : eğer |
câe-hum | : onlara geldi |
nezîrun | : nezir, uyarıcı |
le yekûnunne | : mutlaka olurlar |
ehdâ | : en çok hidayete eren |
min | : den |
ihdâ | : ahed, bir |
el umemi | : ümmetler |
fe | : fakat |
lemmâ | : olduğu zaman |
câe-hum | : onlara geldi |
nezîrun | : nezir, uyarıcı |
mâ zâde-hum | : onlara artırmadı |
illâ | : den başka |
nufûran | : nefret |