el yevme | : o gün, bugün |
nahtimu | : mühürleriz |
alâ efvâhi-him | : onların ağızlarının üzerini |
ve tukellimu-nâ | : ve bizimle konuşur, söyler, anlatır |
eydî-him | : onların elleri |
ve teşhedu | : ve şahitlik eder |
erculu-hum | : onların ayakları |
bi-mâ | : şeyleri |
kânû | : oldular |
yeksibûne | : kazanıyorlar |