vesîka | : sevkedildi |
ellezîne | : onlar |
ittekav | : takva sahibi oldular |
rabbe-hum | : onların Rabbi |
ilâ el cenneti | : cennete |
zumeran | : zümre, zümre |
hattâ | : hatta, olunca |
izâ câû-hâ | : ona geldikleri zaman |
ve futihat | : ve açıldı |
ebvâbu-hâ | : onun kapıları |
ve kâle | : ve dedi |
lehum | : onlara |
hazenetu-hâ | : onun bekçileri |
selâmun | : selâm |
aleykum | : sizin üzerinize, size |
tıbtum | : siz temize çıktınız, aklandınız |
fedhulû-hâ (fe udhulû-hâ) | : öyleyse ona girin |
hâlidîne | : ebedî olarak, ebediyyen |