ve izâ | : ve ... olduğu zaman |
kunte | : sen oldun |
fî-him | : onların arasında |
fe | : o taktirde |
ekamte | : ikame ettirdin, kıldırdın |
lehum | : onlara |
es salâte | : namaz |
fe li tekum | : öyle ki ayağa kalksın, namaza dursun |
tâifetun | : taife, grup, bölük, bir kısmı |
min-hum | : onlardan |
mea-ke | : seninle beraber |
ve li ye'huzû | : ve alsınlar |
eslihate-hum | : kendi silâhlarını |
fe | : böylece, bu şekilde |
izâ secedû | : secde ettikleri zaman |
fe li yekûnû | : böylece olsunlar |
min varâi-kum | : sizin arkanızda |
ve li te'ti | : ve gelsin |
tâifetun | : taife, grup, bölük |
uhrâ | : diğer, başka |
lem yusallû | : namaz kılmadılar |
fe li yusallû | : böylece, bu şekilde namaz kılsınlar |
mea-ke | : seninle beraber |
ve li ye'huzû | : ve alsınlar |
hızra-hum | : kendilerini koruma tedbirleri |
ve eslihate-hum | : ve kendi silâhlarını |
vedde | : temenni etti, istedi |
ellezîne | : onlar, olanlar |
keferû | : inkâr ettiler, kâfir oldular |
lev | : keşke, eğer, olsa |
tagfulûne | : gâfil olursunuz |
an eslihati-kum | : kendi silâhlarınızdan |
ve emtiati-kum | : ve kendi emtianız, mühimmatlarınız, teczihatlarınız |
fe yemîlûne | : böylece hamle yaparlar, baskın yaparlar, hücuma geçerler |
aleykum | : sizin üzerinize, size |
meyleten | : hücum, hamle |
vâhıdeten | : bir, tek |
ve lâ | : ve yoktur |
cunâha | : günah |
aleykum | : sizin üzerinize, size |
in | : eğer, ise |
kâne | : oldu, ...dır |
bi-kum | : size |
ezen | : eziyet, güçlük |
min matarin | : yağmurdan, yağmur sebebiyle |
ev | : veya |
kuntum | : siz oldunuz |
mardâ | : hasta |
tedaû | : sizin bırakmanız, çıkarmanız |
eslihate-kum | : silâhlarınız |
ve huzû | : alın |
hızra-kum | : korunma tedbirleriniz |
inne | : muhakkak |
allâhe | : Allah |
eadde | : hazırladı |
li el kâfirîne | : kâfirler için |
azâben | : azap |
muhînen | : alçaltıcı, rüsvay edici |
en | : olmak |