fe | : böylece, artık |
emmâ | : ama, ise |
ellezîne | : onlar, olanlar |
âmenû | : îmân ettiler, âmenû oldular, yaşarken Allaha ulaşmayı dilediler |
bi allâhi | : Allah'a |
ve i'tesamû | : ve sarıldılar |
bi-hî | : ona |
fe | : o taktirde, öyle ise |
se yudhılu-hum | : onları dahil edecek, koyacak |
fî rahmetin | : rahmetin içine |
min-hu | : ondan, kendinden |
ve fadlın | : ve fazıl |
ve yehdî-him | : ve onları hidayet edecek, ulaştıracak |
ileyhi | : ona, kendisine |
sırâtan mustekîmen | : Sıratı Mustakîm, Allah'a ulaştıran yol |