ve min | : ve den |
âyâti-hi | : onun âyetleri |
enne-ke | : gerçekten sen |
terâ | : görürsün |
el arda | : arz, yeryüzü |
hâsiaten | : kurumuş halde |
fe | : böylece, o zaman |
izâ | : olduğu zaman |
enzelnâ | : indirdik |
aleyhâ | : onun üzerine |
el mâe | : su |
ihtezzet | : hareketlendi |
ve rebet | : ve kabardı |
inne | : muhakkak |
ellezî | : ki o |
ahyâ-hâ | : onu diriltti, ona hayat verdi |
le | : elbette |
muhyî | : muhyi, hayat veren |
el mevtâ | : ölüler |
inne-hu | : muhakkak ki o |
alâ | : üzerine |
kulli | : her |
sey'in | : şey |
kadîrun | : kaadir, gücü yeten |