ve mâ kâne | : ve yoktur, olmamıştır |
li beşerin | : bir beşerin, bir insanın, bir insan için |
en yukellime-hu | : onunla konuşması |
allâhu | : Allah |
illâ | : ancak, dışında |
vahyen | : vahiy |
ev | : veya |
min verâi | : arkasından |
hıcâbin | : bir perde |
ev | : veya, ya da |
yursile | : gönderir |
resûlen | : bir resûl |
fe | : o zaman, böylece |
yûhıye | : vahyeder |
bi izni-hi | : onun izniyle |
mâ yeşâu | : dilediği şey |
inne-hu | : muhakkak ki o |
aliyyun | : âlî, yüce |
hakîmun | : hikmet ve hüküm sahibi |