ellezîne | : onlar |
yubâyiûne-ke | : sana biat ederler, tâbî olurlar |
innemâ | : sadece, oysa, olunca |
yubâyiûne allâhe | : Allah'a biat ederler, tâbî olurlar |
yedu allâhi | : Allah'ın eli |
fevka | : üzerinde |
eydî-him | : onların elleri |
fe men | : bundan sonra kim |
nekese | : bozdu |
fe | : artık |
innemâ | : sadece, oysa, olunca |
yenkusu | : bozar |
alâ | : üzerine, ... e |
nefsi-hî | : kendi nefsi |
ve men | : ve kim |
evfâ | : vefa etti |
bi mâ | : şeylere |
âhede | : ahd etti |
aleyhullâhe | : Allah'a |
fe | : o taktirde, o zaman |
se yu'tî-hi | : ona verilecek |
ecren | : ecir, ücret, mükâfat |
azîmen | : en büyük |