yes'elûne-ke | : sana soruyorlar |
mâ zâ uhılle lehum | : onlara, (kendilerine) nelerin helal kılındığı |
kul | : de, söyle |
uhılle lekum(u) | : sizin için, size helal kılındı |
et tayyibâtu | : temiz olanlar, helal olanlar |
ve mâ allemtum | : ve öğrettiğiniz şey |
min el cevârihı | : av avlamak için yetiştirilen yırtıcı hayvanlardan |
mukellibîne | : 'avcı hayvan' (avcı köpek) yetiştirenler |
tuallimûnehunne | : onlara öğrettiniz (yetiştirdiniz) |
mimmâ (min mâ) alleme-kum(u) | : size öğrettiği şeyden |
Allâhu | : Allah (c.c.) |
fe kulû | : o halde, artık yiyin |
mimmâ (min mâ) emsekne | : tutuğu şeylerden |
aleykum | : size, sizin için |
ve uzkurû | : ve zikredin, anın |
isme Allâhi | : Allah'ın (c.c.) ismini |
aleyhi | : onun üzerine |
ve ittekû allâhe | : ve Allah'a (c.c.) karşı takva sahibi olun |
inne Allâhe | : muhakkak ki Allah (c.c.) |
serî'u el hısâbi | : hesabı çabuk gören |