hurrimet | : haram kılındı |
aleykum(u) | : sizin üzerinize, size |
el meytetu | : ölü, kesilmeksizin ölen hayvan |
ve ed demu | : ve kan |
ve lahmu el hınzîri | : ve domuz eti |
ve mâ uhılle | : ve boğazlanan, kesilen |
li gayri Allâhi | : Allah'tan başkası için |
bi hî | : onun ile, ona |
ve el munhanikatu | : ve boğmak suretiyle öldürülen veya boğularak ölen hayvan |
ve el mevkûzetu | : ve şiddetli bir darbeden dolayı (kesilmeksizin) ölen hayvan |
ve el mutereddiyetu | : ve yüksek bir yerden düşerek ölmüş hayvan |
ve en natîhatu | : ve boynuz darbesiyle ölmüş hayvan |
ve mâ | : ve şey |
ekele es sebuu | : yırtıcı hayvan tarafından yenen (yırtıcı hayvanın parçalayıp öldürdüğü) |
illâ mâ zekkeytum | : ancak (yetişip) kesmeniz hariç |
ve mâ zubiha | : ve kesilen, boğazlanan şey |
alâ en nusubi | : put üzerine, putlara |
ve en testaksimû | : ve kısmet, şans aramanız |
bi el ezlâmi | : fal okları ile |
zâlikum | : İşte bunlar |
fiskun | : fısk'dır. |
el yevme | : bu gün |
yeise | : yeise kapılır |
ellezîne keferû | : inkâr edenler, kâfirler |
min dîni-kum | : sizin dininizden |
fe lâ tahşev-hum | : artık onlardan korkmayın |
vahşev-ni | : ve benden korkun, sakının |
el yevme | : bugün |
ekmeltu lekum | : size ikmal ettim, tamamladım |
dîne-kum | : sizin dininiz |
ve etmemtu | : ve tamamladım |
aleykum ni'metî | : sizin üzerinize nimetimi |
ve radîtu lekum(u) | : ve sizden razı oldum |
islâme dînen | : din olarak islâm |
fe men(i) idturra | : artık kim darda kalırsa |
fî mahmasatin | : açlık hususunda |
gayra mutecânifin | : meyledici olmadan, meyletmeden |
li ismin | : günaha |
fe inne Allâhe | : artık muhakkak ki Allah (c.c.) |
gafûrun | : Gafûr, mağrifet eden, günahları sevaba çeviren |
rahîmun | : Rahîm, rahmet eden, rahmet nuru gönderen |