sâbikû | : yarışın, koşun |
ilâ magfiretin | : bağışlanmaya, mağfirete |
min rabbi-kum | : Rabbinizden |
ve cennetin | : ve cennet |
ardu-hâ | : onun genişliği |
ke | : gibi, kadar |
ardi | : genişliği |
es semâi | : sema, gökyüzü |
ve el ardı | : ve arz, yer, yeryüzü |
uiddet | : hazırlandı |
li ellezîne | : onlar için |
âmenû | : âmenû oldu, îmân etti |
bi allâhi | : Allah'a |
ve rusuli-hi | : ve onun resûlü |
zâlike | : işte bu |
fadlu | : fazlı |
allahi | : Allah |
yu'tî-hi | : onu verir |
men | : kimse |
yeşâu | : ister, diler |
ve allâhu | : ve Allah |
zû | : sahip |
el fadli | : fazl |
el azîmi | : büyük |