innemâ | : fakat, ama, oysa, muhakkak ki |
en necvâ | : gizli gizli konuşma, gizli fısıldaşma |
min eş şeytâni | : şeytandan |
li yahzune | : mahzun etmek, üzmek için |
ellezîne | : onlar |
âmenû | : ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dilediler |
ve leyse | : ve değil |
bi dârri-him | : onlara bir darlık (sıkıntı) veren |
şey'en | : bir şey |
illâ | : olmadan, olmadıkça |
bi izni allâhi | : Allah'in izni ile |
ve alâ allâhi | : ve Allah'a |
fe li yetevekkeli | : öyleyse tevekkül etsinler |
el mu'minûne | : mü'minler |