yekûlûne | : derler |
le | : mutlaka, elbette |
in reca'nâ | : eğer biz dönersek |
ilâ el medîneti | : medineye, şehre |
le | : mutlaka, elbette |
yuhricenne | : mutlaka çıkarır |
el eazzu | : daha azîz, daha güçlü olan |
min-hâ | : ondan, oradan |
el ezelle | : daha zelil, daha güçsüz olan |
ve li allâhi | : ve Allah'ın |
el izzetu | : izzet, güç |
ve li resûli-hî | : ve onun resûlünün |
ve li el mu'minîne | : ve mü'minlerin |
ve lâkinne | : ve lâkin, ancak |
el munâfikîne | : münafıklar, nifak çıkaranlar |