kâlû | : dediler |
belâ | : bilâkis, evet |
kad | : olmuştu |
câe-nâ | : bize geldi |
nezîrun | : bir nezir, uyarıcı |
fe kezzebnâ | : fakat biz yalanladık |
ve kulnâ | : ve biz dedik |
mâ nezzele | : indirmedi |
allâhu | : Allah |
min şey'in | : bir şey |
in (...illâ) | : ancak |
entum | : siz |
(in) ...illâ | : ancak |
fî | : içinde |
dalâlin | : dalâlet |
kebîrin | : büyük |