ve keteb-nâ | : ve biz yazdık |
lehu | : ona |
fî el elvâhı | : levhaların içine |
min kulli şey'in | : herşeyden |
mev'ızaten | : nasihat ederek, vaaz ederek, öğüt vererek |
ve tafsîlen | : ve tafsil ederek (ayrı ayrı açıklayarak) |
li kulli şey'in | : herşeyi |
fe huz-hâ | : artık onu al, tut |
bi kuvvetin | : kuvvetle |
ve'mur (ve u'mur) | : ve emret |
kavme-ke | : kavmine |
ye'huzû | : alsınlar, uygulasınlar |
bi ahseni-hâ | : onu en güzel şekilde |
se-urî-kum | : size göstereceğim |
dâre el fâsikîne | : fasıkların yurdu, fasıklar yurdu |