fe lemmâ | : artık, böylece ... olduğu zaman, olunca |
nesû | : unuttular |
mâ zukkirû | : hatırlatıldıkları şey, öğüt verildikleri şey |
bi-hî | : onunla |
enceynâ ellezîne | : kurtardık ki onlar |
yenhevne | : nehyediyorlar (yasaklıyorlar) |
an es sûi | : kötülüklerden |
ve ahaznâ ellezîne | : ve o kimseleri yakaladık, aldık |
zalemû | : zulmettiler |
bi azâbin | : bir azap ile |
beîsin | : çetin, zor, şiddetli |
bi-mâ | : şey sebebiyle, dolayısıyla |
kânû | : oldular |
yefsukûne | : fıska düşüyorlar |