ve | : ve |
izâ faalû | : yaptıkları zaman |
fâhişeten | : kötü, çirkin bir şey |
kâlû | : dediler |
veced-nâ | : biz bulduk |
aleyhâ | : onun üzerinde |
âbâe-nâ | : atalarımızı, babalarımızı |
vallâhu | : ve Allah |
emere-nâ | : bize emretti |
bi-hâ | : onu |
kul | : de ki |
inne allâhe | : muhakkak ki Allah |
lâ ye'muru | : emretmez |
bi el fahşâi | : fuhşu, kötülüğü, çirkinliği |
e tekûlûne | : ... mı söylüyorsunuz? |
alâ allâhi | : Allah'a karşı |
mâ | : bir şeyi |
lâ ta'lemûne | : bilmiyorsunuz (bilmediğiniz) |