lekad | : andolsun ki |
nasarakum allâhu | : Allah size yardım etti |
fî mevâtıne | : savaş yerlerinde |
kesîratin | : çok |
ve yevme huneynin | : ve Huneyn günü |
iz a'cebet-kum | : sizin hoşunuza gittiği halde |
kesretu-kum | : sizin çokluğunuz |
fe lem tugni | : sonra kâfi gelmedi |
an-kum | : sizden |
şey'en | : bir şey (bir fayda) |
ve dâkat aleykum | : ve size dar geldi, aciz kaldınız |
el ardu | : yeryüzü |
bi mâ rahubet | : geniş olmasına rağmen |
summe | : sonra |
velleytum | : siz dönüp gittiniz, kaçtınız |
mudbirîne | : arkalarına dönen kimseler |