yevme | : gün |
yuhmâ | : kızdırılır |
aleyhâ | : üzerinde |
fî nâri cehenneme | : cehennem ateşi içinde |
fe tukvâ | : böylece dağlanır, kızgın demir cilde yapıştırılır |
bi-hâ | : onunla |
cibâhu-hum | : onların alınları |
ve cunûbu-hum | : ve onların yanları, böğürleri |
ve zuhûru-hum | : ve onların sırtları, arkaları |
hâzâ | : bu |
mâ | : şey |
keneztum | : biriktirdiniz, topladınız |
li enfusi-kum | : kendi nefsleriniz için, kendiniz için |
fe zûkû | : böylece tadın |
mâ | : şeyleri |
kuntum | : oldunuz |
teknizûne | : biriktiriyorsunuz |