in tusıb-ke | : eğer sana isabet ederse |
hasenetun | : bir iyilik, bir hasene, bir hayır |
tesu'-hum | : onları üzer |
ve in tusıb-ke | : ve eğer sana isabet ederse |
musîbetun | : bir musîbet |
yekûlû | : derler |
kad ehaz-nâ | : biz almıştık |
emre-nâ | : işimiz (tedbirimiz) |
min kablu | : daha önceden, daha önce |
ve yetevellev | : ve dönüp giderler |
ve hum | : ve onlar |
ferihûne | : ferahlarlar, sevinirler |