kâle | : dedi |
yâ buneyye | : ey oğul |
lâ taksus | : anlatma, nakletme |
ru'yâ-ke | : senin rüyan |
alâ ıhveti-ke | : kardeşlerine |
fe yekîdû | : o zaman hile yaparlar (tuzak kurarlar) |
leke | : sana |
keyden | : hile, tuzak |
inne eş şeytâne | : muhakkak ki şeytan |
li el insâni | : insan için |
aduvvun | : düşmandır |
mubînun | : apaçık, açıklanmış, beyan edilmiş |