fe lemmâ | : böylece, olduğu zaman |
receû | : döndüler |
ilâ | : ...e, ...a |
ebî-him | : (onların) babaları |
kâlû | : dediler |
yâ ebâ-nâ | : ey babamız |
munia | : engellendi |
min-nâ | : bizden |
el keylu | : ölçek |
fe ersil | : artık gönder |
mea-nâ | : bizimle beraber |
ehâ-nâ | : kardeşimiz |
nektel | : ölçekle (satın) alalım |
ve innâ | : ve muhakkak biz |
lehu | : onu, onun için |
le | : mutlaka, elbette, gerçekten |
hâfizûne | : koruyanlar, koruyan kimseler, koruyucular |