kâle | : dedi |
hel âmenu-kum | : size güvenir miyim, size inanır mıyım, sizden emin olur muyum |
aleyhi | : ona, onun için (hakkında) |
illâ | : ancak |
kemâ | : gibi |
emintu-kum | : sizden emin oldum |
alâ ahî-hi | : onun kardeşine, kardeşi için |
min kablu | : önceden, daha önce |
fallâhu (fe allâhu) | : fakat Allah |
hayrun | : en hayırlı |
hâfizen | : koruyucu, koruyan |
ve huve | : ve o |
erhamu er râhimîne | : rahmet edenlerin en çok rahmet edenidir |