şehru | : ay |
ramadân | : ramazan |
ellezî | : o ki, ki o |
unzile | : indirildi |
fî-hi | : onun içinde, onda |
el kur'ânu | : Kur'ân-ı Kerim |
huden | : hidayete erdirici (olarak) 8 - li en nâsi |
ve beyyinâtin | : ve beyyineler, açık deliller, ispat |
min el hudâ | : Hüda'dan |
ve el furkâni | : ve furkan, hakkı bâtıldan ayıran |
fe | : o zaman, artık |
men | : kim |
şehide | : şahit oldu |
minkum(u) | : sizden |
eş şehra | : bu ay |
fel yesumhu (fe li yesum-hu) | : o zaman onu oruçlu geçirsin |
ve men | : ve kim |
kâne | : oldu |
marîdan | : hasta |
ev alâ seferin | : veya seferde, yolculukta |
fe | : o zaman, o taktirde |
iddetun | : müddet, sayı, adet tamamlama |
min eyyâmin | : günlerden |
uhara | : diğer |
yurîdu | : diler, ister |
allâhu | : Allah |
bikum(u) | : size,sizin için |
el yusra | : kolaylık |
ve lâ yurîdu | : ve dilemez, istemez |
bikum(u) | : size,sizin için |
el usra | : zorluk |
ve li tukmilû | : ve tamamlamanız için |
el iddete | : müddet, sayı, adet tamamlama |
ve li tukebbirû | : ve tekbir etmeniz, yüceltmeniz için |
allâhe | : Allah |
alâ mâ | : şey üzerine, şeye |
hedâ-kum | : sizi hidayete erdirdi |
ve lealle-kum | : ve umulur ki böylece siz |
teşkurûne | : şükredersiniz |