kâle | : dedi |
innemâ | : sadece, ancak |
ûtîtu-hu | : o verildi |
alâ ilmin | : ilme karşılık, ilim sebebiyle |
indî | : benim yanımda, bende |
e | : mi |
ve lem ya'lem | : ve bilmez |
enne | : olduğu |
allâhe | : Allah |
kad | : olmuştu |
ehleke | : helâk etti |
min | : den |
kabli-hi | : ondan önce |
min el kurûni | : nesillerden |
men | : kim |
huve | : o |
eşeddu | : daha kuvvetli |
min-hu | : ondan |
kuvveten | : kuvvet |
ve ekseru | : ve daha çok |
cem'an | : toplayarak |
ve lâ yus'elu | : ve sorulmaz |
an | : dan |
zunûbi-him | : onların günahları |
el mucrimûne | : mücrimler, suçlular, günahkârlar |