ve in | : ve eğer |
câhedâ-ke | : o ikisi seninle mücâdele ederlerse |
alâ | : üzerine |
en tuşrike | : senin şirk koşman |
bî mâ | : şey ile |
leyse | : değil, yok, olmadı |
leke | : senin |
bi-hî | : ona ait, onunla |
ilmun | : bilgi, ilim |
fe | : o zaman, o taktirde |
lâ tutı'-humâ | : onlara (o ikisine) itaat etme |
ve sâhib-humâ | : ve ikisini sahip ol |
fî ed dunyâ | : dünyada |
magrûfen | : iyilikle, ma'rufla, güzellikle |
vettebi' (ve ittebi') | : ve tâbî ol |
sebîle | : yol |
men | : kim |
enâbe | : yöneldi |
ileyye | : bana |
summe | : sonra |
ileyye | : bana |
merciu-kum | : sizin rücunuz, dönüşünüz |
fe | : o zaman |
unebbiu-kum | : size haber vereceğim |
bi mâ | : şeyleri |
kuntum | : oldunuz |
ta'melûne | : yapıyorsunuz |