inne | : muhakkak ki |
ellezîne keferû | : inkâr eden kimseler, kâfirler |
yunfikûne | : infâk ederler, verirler |
emvâle-hum | : mallarını |
li yesuddû | : men etmek, alıkoymak için |
an sebîli allâhi | : Allah'ın yolundan (Sıratı Mustakîm'den) |
fe se-yunfikûne-hâ | : böylece, bu şekilde onu infak ederler, verirler |
summe | : sonra |
tekûnu | : olacak |
aleyhim | : onların üzerine, onlara |
hasraten | : hasret, pişmanlık, üzüntü |
summe | : sonra |
yuglebûne | : yenilecek, bozguna uğratılacak, onlara gâlip olunacak, mağlup olacaklar |
ve ellezîne keferû | : ve inkâr eden kimseler, kâfirler |
ilâ cehenneme | : cehenneme |
yuhşerûne | : haşrolunacaklar, toplanacaklar |