Kur'an İçerisinde Arama
Sayfayı Yenile
Arapça Metin Arama (Harekeli)
Aranan Kelime : nûn
Aranan Yer : Arapça Kelime Meali (Latin Harfleriyle)
Bulunan Sonuç : 399
-
10-Yunus 2
mubînun : açıkça, apaçık
-
10-Yunus 23
fe nunebbiu-kum : o zaman size haber vereceğız
-
10-Yunus 33
lâ yu'minûne : inanmazlar
-
10-Yunus 62
yahzenûne : mahzun
-
10-Yunus 76
mubînun : apaçık, açıkça
-
10-Yunus 92
nuneccî-ke : seni kurtaracağız
-
10-Yunus 96
lâ yu'minûne : mü'min olmazlar
-
10-Yunus 101
lâ yu'minûne : âmenû olmayan
-
10-Yunus 103
nuneccî : kurtarırız
-
10-Yunus 103
nunci : kurtarırız, kurtarmamız
-
11-Hûd 5
yesnûne : bükerler
-
11-Hûd 5
ve mâ yu'linûne : ve açıkladıkları şeyler (aleni olan şeyler)
-
11-Hûd 7
mubînun : apaçık
-
11-Hûd 17
yu'minûne : inanırlar (mü'mindirler)
-
11-Hûd 17
lâ yu'minûne : inanmazlar, mü'min olmazlar
-
11-Hûd 25
mubînun \n(ebâne) : ifadesi açık ve kesin olan, fasih konuşan, açıklayan, açıkça ifade eden kişi \n: (açık konuştu, kesin ifade etti)
-
12-Yusuf 5
mubînun : apaçık, açıklanmış, beyan edilmiş
-
12-Yusuf 35
le yescununne-hu : onu mutlaka zindana atacaklar
-
12-Yusuf 37
lâ yu'minûne : inanmayan
-
12-Yusuf 48
tuhsinûne : biriktiriyorsunuz, saklıyorsunuz
-
12-Yusuf 54
mekînun : yüksek mevki sahibi
-
12-Yusuf 54
emînun : güvenilir, emin
-
12-Yusuf 70
muezzinun : müezzin, seslenen kişi, seslenmekle görevli kişi
-
12-Yusuf 111
yu'minûne \n(kavmin yu'minûne) : mü'min olan \n: (mü'min kavim)
-
13-Ra'd 1
lâ yu'minûne : inanmazlar, mü'min olmazlar
-
13-Ra'd 2
tûkınûne : kesin inanırsınız, yakîn hasıl edersiniz
-
13-Ra'd 4
sınvânun : budaklı
-
14-İbrahim 11
el mu'minûne : mü'minler
-
14-İbrahim 21
mugnûne : giderenler, uzaklaştıranlar
-
15-Hicr 6
le mecnûnun : mutlaka mecnun (deli)
-
15-Hicr 8
mâ nunezzilu : indirmeyiz
-
15-Hicr 13
lâ yu'minûne : inanmazlar
-
15-Hicr 18
mubînun : açıkça, görünen
-
15-Hicr 21
ve mâ nunezzilu-hû : ve onu indirmeyiz
-
15-Hicr 26
mesnûnin : standart (belli) bir şekil verilmiş
-
15-Hicr 28
mesnûnin : standart (belli) bir şekil verilmiş
-
15-Hicr 33
mesnûnin : standart (belli) bir şekil verilmiş
-
15-Hicr 42
sultânun : bir güç, bir sultan
-
16-Nahl 4
mubînun : apaçık, açıkça
-
16-Nahl 19
ve mâ tu'linûne : ve alenî olan, açıkladığınız şeyler
-
16-Nahl 22
lâ yu'minûne : mü'min olmazlar, inanmazlar
-
16-Nahl 23
ve mâ yu'linûne : ve açıkladıkları (alenî olan) şeyler
-
16-Nahl 60
lâ yu'minûne : mü'min olmazlar, inanmazlar
-
16-Nahl 64
yu'minûne : inanırlar, mü'min olurlar
-
16-Nahl 72
yu'minûne : inanıyorlar
-
16-Nahl 79
yu'minûne : (mü'min olanlar) mü'min oluyorlar
-
16-Nahl 97
mu'minun : mü'min (kalbine îmân yazılmış olan)
-
16-Nahl 99
sultânun : sultanlık, yaptırım gücü
-
16-Nahl 103
lisânun : lisan (konuşma dili)
-
16-Nahl 103
mubînun : apaçık, açıkça
-
16-Nahl 104
lâ yu'minûne : inanmazlar (îmân etmezler)
-
16-Nahl 105
lâ yu'minûne : inanmazlar
-
16-Nahl 106
mutmainnun : tatmin olmuş
-
16-Nahl 128
muhsinûne : muhsinler
-
17-İsrâ 10
lâ yu'minûne : inanmazlar, mü'min olmazlar (kalplerine îmân yazılmaz)
-
17-İsrâ 19
mu'minun : mü'min
-
17-İsrâ 45
lâ yu'minûne : inanmazlar
-
17-İsrâ 52
ve tezunnûne : ve zannedeceksiniz
-
17-İsrâ 65
sultânûn : sultanlık, yaptırım gücü
-
17-İsrâ 73
le yeftinûne-ke : gerçekten seni fitneye düşürüyorlar
-
17-İsrâ 82
ve nunezzilu : ve indiriyoruz
-
18-Kehf 46
ve el benûne : ve çocuklar, oğullar
-
18-Kehf 103
nunebbiu-kum : size haber vereyim
-
18-Kehf 104
yuhsinûne : güzel davranıyorlar, güzel ameller yapıyorlar
-
19-Meryem 9
heyyinun : kolaydır
-
19-Meryem 21
heyyinun : kolay
-
19-Meryem 39
lâ yu'minûne : mü'min olmuyorlar, mü'min değiller
-
19-Meryem 72
nuneccîllezînettekav : takva sahiplerini kurtaracağız
-
19-Meryem 82
ve yekûnûne : ve olacaklar
-
2-Bakara 3
yu'minûne : îmân ederler
-
2-Bakara 4
yu'minûne : îmân ederler
-
2-Bakara 4
yûkınûne : yakîn hasıl ederler (kesin olarak inanırlar)
-
2-Bakara 6
lâ yu'minûne : âmenû olmazlar (Allah'a ulaşmayı dilemezler)
-
2-Bakara 38
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
2-Bakara 46
yezunnûne : bilirler, yakîn derecesinde inanırlar
-
2-Bakara 62
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
2-Bakara 68
avânun : orta yaşta
-
2-Bakara 77
ve mâ yu'linûne : ve alenî olan, açıklanan şeyler
-
2-Bakara 78
yezunnûne : zannederler
-
2-Bakara 85
e fe tu'minûne : o halde îmân mı ediyorsunuz
-
2-Bakara 88
yu'minûne : îmân ediyorlar
-
2-Bakara 90
muhînun : horlayıcı, alçaltıcı
-
2-Bakara 100
lâ yu'minûne : mü'min olmazlar, îmân etmezler
-
2-Bakara 106
ev nunsi-hâ : veya onu unuttururuz
-
2-Bakara 112
muhsinun : muhsin, ahsen olan
-
2-Bakara 112
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
2-Bakara 118
yûkınûne : kesin olarak görenler ve bilenler, yakîn hasıl edenler (kalp gözüyle Allah'ın gösterdiklerini görüp, kalp kulağıyla Allah'ın gösterdiği şeyler hakkında verdiği bilgiyi işiten ve idrak eden ve bu bilginin hangi Kur'ân-ı Kerim âyetlerine dayandığını Allah'tan öğrenerek, seviyelerine göre sırasıyla İlm'el yakîn, Ayn'el yakîn ve Hakk'ul yakîn sahibi olan kişiler)
-
2-Bakara 121
yu'minûne : îmân ederler
-
2-Bakara 159
el lâinûne : lânet ediciler
-
2-Bakara 168
mubînun : açıkça, apaçık
-
2-Bakara 187
tahtânûne : ihanet ediyorsunuz
-
2-Bakara 208
mubînun : apaçık
-
2-Bakara 221
mu'minun : mü'min (erkek)
-
2-Bakara 249
yezunnûne : yakîn hasıl edenler, kesin olarak bilenler
-
2-Bakara 259
nunşizu-hâ : onu inşa ediyoruz, birleştiriyoruz
-
2-Bakara 262
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
2-Bakara 274
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
2-Bakara 277
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
2-Bakara 283
fe rihânun : o zaman, o taktirde rehinler
-
2-Bakara 285
ve el mu'minûne : ve mü'minler
-
20-Tâ-Hâ 112
mu'minun : mümin olan
-
21-Enbiyâ 6
yu'minûne : îmân edecekler
-
21-Enbiyâ 30
e fe lâ yu'minûne : hâlâ inanmazlar mı
-
21-Enbiyâ 87
ve zennûni (za en nuni) : ve Zennun (Yunus
-
21-Enbiyâ 88
nunci : biz kurtarırız
-
21-Enbiyâ 94
mu'minun : mü'min (kalbinde îmân yazılı olan)
-
22-Hac 46
âzânun : kulaklar
-
22-Hac 49
mubînun : apaçık
-
22-Hac 57
muhînun : alçaltıcı
-
23-Mü'minûn 1
el mu'minûne : mü'minler
-
23-Mü'minûn 44
lâ yu'minûne : mü'min olmayanlar
-
23-Mü'minûn 58
yu'minûne : îmân ederler
-
23-Mü'minûn 74
lâ yu'minûne : inanmazlar
-
24-Nûr 2
tu'minûne : siz îmân ediyorsunuz, inanıyorsunuz
-
24-Nûr 12
el mu'minûne : mü'min erkekler
-
24-Nûr 12
mubînun : açıkça, apaçık
-
24-Nûr 16
buhtânun : uydurulmuş iftira
-
24-Nûr 31
el mu'minûne : mü'minler
-
24-Nûr 62
el mu'minûne : mü'minler
-
24-Nûr 62
yeste'zinûne-ke : senden izin isterler
-
24-Nûr 62
ellezîne yu'minûne : îmân edenler
-
25-Furkan 68
ve lâ yeznûne : ve zina yapmazlar
-
26-Şuarâ 4
nunezzil : indiririz
-
26-Şuarâ 27
mecnûnun : mecnun, deli
-
26-Şuarâ 32
su'bânun : yılan, ejderha
-
26-Şuarâ 32
mubînun : apaçık
-
26-Şuarâ 88
benûne : oğullar, çocuklar
-
26-Şuarâ 107
emînun : emin, güvenilir
-
26-Şuarâ 115
mubînun : apaçık
-
26-Şuarâ 125
emînun : emin, güvenilir
-
26-Şuarâ 128
tebnûne : bina ediyorsunuz, inşa ediyorsunuz
-
26-Şuarâ 143
emînun : emin, güvenilir
-
26-Şuarâ 162
emînun : emin, güvenilir
-
26-Şuarâ 178
emînun : emin, güvenilir
-
26-Şuarâ 201
lâ yu'minûne : inanmazlar, mü'min olmazlar
-
27-Neml 3
hum yûkınûne : onlar yakîn (sahibi) olarak inanırlar
-
27-Neml 4
lâ yu'minûne : mü'min olmazlar, inanmazlar
-
27-Neml 10
cânnun : yılan
-
27-Neml 13
mubînun : apaçık
-
27-Neml 25
ve mâ tu'linûne : ve açıkladığınız şeyi
-
27-Neml 39
emînun : emin
-
27-Neml 47
tuftenûne : fitneye düşüyorsunuz, fitneye düşmüş
-
27-Neml 74
ve mâ yu'linûne : ve açıkladıkları şeyler
-
27-Neml 82
lâ yûkınûne : yakîn hasıl etmezler
-
27-Neml 86
yu'minûne : mü'min olanlar, inananlar
-
27-Neml 89
âminûne : emin olanlar
-
28-Kasas 3
yu'minûne : mü'min olan
-
28-Kasas 15
mubînun : açıkça, apaçık
-
28-Kasas 18
mubînun : apaçık
-
28-Kasas 31
cânnun : cinler
-
28-Kasas 52
yu'minûne : îmân ederler
-
28-Kasas 69
yu'linûne : aleni olan, gizlenmeyen
-
28-Kasas 72
teskunûne : sükûn bulursunuz, dinlenirsiniz
-
29-Ankebût 2
lâ yuftenûne : imtihan edilmez
-
29-Ankebût 24
yu'minûne : mü'min olurlar
-
29-Ankebût 32
le nunecciyenne-hu : onu muhakkak kurtaracağız
-
29-Ankebût 47
yu'minûne : mü'min olurlar, îmân ederler
-
29-Ankebût 50
mubînun : apaçık
-
29-Ankebût 51
yu'minûne : mü'min olan
-
29-Ankebût 67
yu'minûne : inanıyorlar
-
3-Âl-i İmrân 15
ve rıdvânun : ve rıza, razı olma
-
3-Âl-i İmrân 28
el mu'minûne : mü'minler
-
3-Âl-i İmrân 81
le tu'minunne bi-hî : mutlaka ona îmân edeceksiniz
-
3-Âl-i İmrân 110
ve tu'minûne bi allâhi : ve Allah'a îmân edersiniz
-
3-Âl-i İmrân 110
el mu'minûne : îmân edenler, mü'minler
-
3-Âl-i İmrân 114
yu'minûne bi allâhi : Allah'a îmân ederler
-
3-Âl-i İmrân 119
ve tû'minûne : ve siz îmân edersiniz
-
3-Âl-i İmrân 122
el mu'minûne : mü'minler
-
3-Âl-i İmrân 137
sunenun : Allah'ın sünnetleri, ilâhi kanuniar?
-
3-Âl-i İmrân 138
beyânun : bir beyan, açıklama
-
3-Âl-i İmrân 154
yezunnûne : zanda bulunuyorlar
-
3-Âl-i İmrân 160
el mu'minûne : mü'minler
-
3-Âl-i İmrân 170
yahzenûne : mahzun olurlar
-
3-Âl-i İmrân 178
muhînun : alçaltıcı
-
3-Âl-i İmrân 187
le tubeyyinunne-hu : onu mutlaka beyan edeceksiniz, açıklayacaksınız
-
30-Rûm 4
el mu'minûne : mü'minler
-
30-Rûm 37
yu'minûne : mü'min olan, îmân eden
-
30-Rûm 60
lâ yûkınûne : yakîn hasıl etmeyenler, kesin olarak inanmayanlar
-
31-Lokman 4
yûkinûne : kesin olarak inanırlar
-
31-Lokman 6
muhînun : muhin, aşağılayıcı
-
31-Lokman 22
muhsinun : muhsin olarak
-
31-Lokman 23
nunebbiu-hum : onlara haber vereceğiz
-
32-Secde 12
mûkinûne : yakîn hasıl edenler
-
32-Secde 24
yûkınûne : Hakk'ul yakîn seviyesinde yakîn hasıl ediyorlar
-
33-Ahzâb 10
ve tezunnûne : ve zanda bulunuyorsunuz
-
33-Ahzâb 10
ez zunûnen : zanlar
-
33-Ahzâb 11
el mu'minûne : mü'minler, îmân edenler
-
33-Ahzâb 22
el mu'minûne : mü'minler
-
34-Sebe 8
lâ yû'minûne : inanmazlar
-
34-Sebe 37
âminûne : emin olanlar, emniyette olanlar
-
34-Sebe 41
mû'minûne : îmân eden, mü'min olanlar
-
34-Sebe 43
mubînun : apaçık
-
35-Fâtır 42
le yekûnunne : mutlaka olurlar
-
36-Yâsin 7
lâ yu'minûne : onlar âmenû olmazlar, (yaşarken) Allah'a ulaşmayı dilemezler
-
36-Yâsin 10
lâ yu'minûne : onlar âmenû olmazlar, (yaşarken) Allah'a ulaşmayı
-
36-Yâsin 60
mubinun : apaçık
-
36-Yâsin 68
nunekkis-hu : onu tersine çeviririz, onun kuvvetini gideririz
-
36-Yâsin 69
ve kur'ânun : ve Kur'ân
-
36-Yâsin 69
mubînun : apaçık
-
36-Yâsin 76
ve mâ yu'linûne : ve aleni olan, açıkladıkları şeyler
-
36-Yâsin 77
mubînun : apaçık
-
37-Sâffât 15
mubînun : apaçık
-
37-Sâffât 36
mecnûnin : mecnun, deli
-
37-Sâffât 48
înun : (güzel) göz
-
37-Sâffât 49
meknûnun : ekinnetli, örtülü, muhafaza edilmiş, saklı
-
37-Sâffât 51
karînun : yakın olan
-
37-Sâffât 53
medînûne : cezalandırılanlar
-
37-Sâffât 113
muhsinun : muhsin olan
-
37-Sâffât 113
mubînun : apaçık
-
37-Sâffât 149
el benûne : erkek çocuklar, oğlanlar
-
37-Sâffât 156
sultânun : sultan, delil
-
37-Sâffât 156
mubînun : apaçık
-
38-Sâd 39
femnun : artık ni'metlendir, ver, lütufta bulun
-
38-Sâd 70
mubînun : apaçık
-
39-Zümer 45
lâ yû'minûne : îmân etmezler
-
39-Zümer 52
yû'minûne : mü'min olurlar, îmân ederler
-
39-Zümer 61
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
4-Nisâ 14
muhînun : alçaltıcı, zelil
-
4-Nisâ 38
ve lâ yu'minûne : ve îmân etmezler
-
4-Nisâ 46
lâ yu'minûne : îmân etmezler
-
4-Nisâ 51
yu'minûne : îmân ediyorlar, inanıyorlar
-
4-Nisâ 59
tu'minûne : îmân ediyorsunuz
-
4-Nisâ 65
lâ yu'minûne : îmân etmezler
-
4-Nisâ 89
tekûnûne : siz olursunuz
-
4-Nisâ 92
mu'minun : mü'min
-
4-Nisâ 107
yahtânûne : açıkça ihanet ederler
-
4-Nisâ 124
mu'minun : mü'min olarak (amenu olarak)
-
4-Nisâ 125
muhsinun : muhsindir
-
4-Nisâ 155
lâ yu'minûne : îmân etmezler
-
4-Nisâ 162
ve el mu'minûne : ve mü'minler, îmân edenler
-
4-Nisâ 162
yu'minûne : îmân ederler
-
4-Nisâ 162
ve el mu'minûne : ve mü'minler, îmân edenler
-
4-Nisâ 174
burhânun : kesin delil
-
40-Mü'min 7
ve yû'minûne : ve îmân ederler
-
40-Mü'min 28
mû'minun : mü'min, âmenû olan
-
40-Mü'min 40
mû'minun : mü'minler
-
40-Mü'min 47
mugnûne : uzaklaştıranlar, giderenler
-
40-Mü'min 59
lâ yû'minûne : îmân etmezler, inanmazlar
-
41-Fussilet 8
gayru memnûnin : kesintisiz (kesinti olmaksızın)
-
41-Fussilet 11
duhânun : duman, buhar halinde
-
41-Fussilet 44
lâ yû'minûne : mü'min olmazlar, îmân etmezler
-
41-Fussilet 50
nunebbi : haber vereceğiz
-
42-Şûrâ 18
lâ yû'minûne : mü'min olmazlar, inanmazlar
-
43-Zuhruf 15
mubînun : açıkça, apaçık
-
43-Zuhruf 29
mubînun : apaçık, açıklayan
-
43-Zuhruf 36
karînun : yakınlık (dostluk, arkadaşlık, arkadaş )
-
43-Zuhruf 52
mehînun : aciz
-
43-Zuhruf 62
mubînun : apaçık
-
43-Zuhruf 68
tahzenûn : mahzun olursunuz
-
43-Zuhruf 88
lâ yû'minûne : mü'min olmazlar
-
44-Duhân 12
mû'minûne : mü'minler
-
44-Duhân 13
mubînun : apaçık, açıklayan
-
44-Duhân 14
mecnûnun : mecnun, deli
-
44-Duhân 18
emînun : emin, güvenilir
-
44-Duhân 33
mubînun : apaçık
-
45-Câsiye 4
yûkinûne : yakîn sahibi olurlar
-
45-Câsiye 6
yû'minûne : inanırlar, inanacaklar
-
45-Câsiye 9
muhînun : alçaltıcı
-
45-Câsiye 20
yûkinûne : yakîn hasıl edenler
-
45-Câsiye 24
yezunnûne : zanda bulunuyorlar
-
46-Ahkaf 7
mubînun : apaçık
-
46-Ahkaf 9
mubînun : açıkça, apaçık
-
46-Ahkaf 13
yahzenûne : mahzun olurlar
-
48-Fetih 12
ve el mû'minûne : ve mü'minler
-
48-Fetih 25
mu'minûne : mü'min
-
49-Hucurât 10
el mû'minûne : mü'minler
-
49-Hucurât 15
el mu'minûne : mü'minler
-
49-Hucurât 17
yemunnûne : minnet ediyorlar, başa kakıyorlar
-
5-Mâide 11
el mu'minûne : mü'minler
-
5-Mâide 15
ve kitâbun mubînun : ve apaçık bir Kitap
-
5-Mâide 50
li kavmin yûkınûne : yakîn sahibi olan (kesin inanan) bir kavim (toplum) iç
-
5-Mâide 69
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmaz
-
5-Mâide 81
yu'minûne bi allâhi : Allâh'a (c.c.) iman ederler
-
5-Mâide 88
bi-hi mu'minûne : O'na (kendisine) iman edenler
-
5-Mâide 108
eymânun : yeminler
-
5-Mâide 110
illâ sihrun mubînun : apaçık bir sihir
-
51-Zâriyât 13
yuftenûne : fitnelenirler, fitnelerinin karşılığı olarak, azaba maruz bırakılırlar
-
51-Zâriyât 39
mecnûnun : mecnun, deli
-
51-Zâriyât 50
mubînun : açık, apaçık
-
51-Zâriyât 51
mubînun : açıkça, apaçık
-
51-Zâriyât 52
mecnûnun : mecnun, deli
-
52-Tûr 21
rehînun : rehine
-
52-Tûr 24
gılmânun : gılmanlar (genç delikanlılar)
-
52-Tûr 24
meknûnun : sedefinde saklı
-
52-Tûr 29
ve lâ mecnûnin : ve mecnun değil
-
52-Tûr 30
el menûni \n(reybe el menûni) : zaman \n: (zamanın musîbetinin ansızın gelmesi)
-
52-Tûr 33
lâ yû'minûne : onlar îmân etmiyorlar, etmezler
-
52-Tûr 36
lâ yûkınûne : (Allah'a) yakîn hasıl edemezler
-
52-Tûr 39
el benûne : erkek çocuklar, oğlanlar
-
53-Necm 27
lâ yu'minûne : îmân etmeyenler
-
54-Kamer 9
mecnûnun : delidir
-
55-Rahmân 39
cânnun : cinler
-
55-Rahmân 56
cânnun : cinler
-
55-Rahmân 68
ve rummânun : ve nar(lar)
-
55-Rahmân 70
hisânun : güzel olanlar, güzeller, güzel kadınlar
-
55-Rahmân 74
cânnun : cinler
-
56-Vâkıa 17
vildânun : genç çocuklar, gençler
-
56-Vâkıa 22
înun : harika güzel gözler, ahu gözler
-
56-Vâkıa 23
el meknûni : saklı
-
56-Vâkıa 58
tumnûne : meni akıtıyorsunuz
-
56-Vâkıa 61
ve nunşie-kum : ve sizi yaratmamız, inşa etmemiz
-
56-Vâkıa 77
kur'ânun kerîmun : Kur'ân-ı Kerim'dir
-
56-Vâkıa 78
meknûnin : gizlenen, korunan, muhafaza edilen
-
56-Vâkıa 81
mudhinûne : şüphe edenler, inanmayanlar, inanmayan kimseler
-
56-Vâkıa 89
ve reyhânun : rızık ve güzel kokulu bitkiler
-
57-Hadid 8
lâ tu'minûne : îmân etmiyorsunuz
-
57-Hadid 20
ve ridvânun : ve rıza, razı olma, hoşnutluk
-
58-Mücâdele 5
muhînun : alçaltıcı
-
58-Mücâdele 10
el mu'minûne : mü'minler
-
58-Mücâdele 16
azâbun muhînun : alçaltıcı, rüsva edici azap
-
58-Mücâdele 22
yu'minûne : îmân ederler
-
6-En'âm 7
sihrun mubînun : apaçık bir sihir
-
6-En'âm 12
lâ yu'minûne : mü'min değildirler
-
6-En'âm 20
lâ yu'minûne : iman etmezler
-
6-En'âm 48
yahzenûne : mahzun olurlar
-
6-En'âm 54
ellezîne yu'minûne : îmân eden kimseler
-
6-En'âm 92
yu'minûne : iman ederler
-
6-En'âm 92
yu'minûne : îmân ederler
-
6-En'âm 99
kınvânun : hurma salkımları
-
6-En'âm 99
yu'minûne : îmân edenler
-
6-En'âm 109
le yu'minunne : mutlaka îmân edeceklerine
-
6-En'âm 109
lâ yu'minûne : îmân etmezler
-
6-En'âm 113
lâ yu'minûne : îmân etmezler, inanmazlar
-
6-En'âm 125
lâ yu'minûne : îmân etmezler
-
6-En'âm 142
mubînun : beyan olunan, apaçık
-
6-En'âm 150
lâ yu'minûne : îmân etmezler
-
6-En'âm 154
yu'minûne : îmân ederler
-
60-Mümtehine 11
bi-hî mu'minûne : ona, kendisine îmân edenlersiniz
-
61-Saf 4
bunyânun : binalar
-
61-Saf 6
mubînun : apaçık
-
61-Saf 11
tu'minûne : îmân edin
-
64-Teğabün 2
mu'minun : mü'min
-
64-Teğabün 4
tu'linûne : (aleni olarak) açıklıyorsunuz
-
64-Teğabün 13
el mu'minûne : mü'minler
-
67-Mülk 26
mubînun : apaçık, açıklayan, açıkça bildiren
-
68-Kalem 1
nûn : mukattaa harflerindendir, ilâhi şifredir
-
68-Kalem 2
bi mecnûnin : mecnun
-
68-Kalem 3
memnûnin : kesilen, devam etmeyen
-
68-Kalem 9
yudhinûne : onlar müsamaha gösterecekler
-
68-Kalem 18
lâ yestesnûne : istisna yapmıyorlar
-
68-Kalem 24
miskînun : miskin, yoksul, fakir
-
68-Kalem 39
eymânun : yeminler
-
68-Kalem 45
metînun : metin, sağlam, çok kuvvetli
-
68-Kalem 51
mecnûnun : mecnun, deli
-
69-Hâkka 12
uzunun : kulaklar
-
69-Hâkka 41
tu'minûne : inanıyorsunuz
-
7-A'râf 22
mubînun : apaçık
-
7-A'râf 27
lâ yu'minûne : inanmazlar, (mü'min olmayanlar)
-
7-A'râf 35
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
7-A'râf 44
muezzinun : müezzin, ilân eden, seslenmekle görevli kişi
-
7-A'râf 49
ve lâ entum tahzenûne : ve siz mahzun olmayacaksınız
-
7-A'râf 52
yu'minûne : inanırlar
-
7-A'râf 68
emînun : emin, güvenilir, inanılır
-
7-A'râf 75
mu'minûne : inanan kimseler, inananlar
-
7-A'râf 107
su'bânun : yılan, ejderha
-
7-A'râf 107
mubînun : apaçık, açıkça
-
7-A'râf 156
yu'minûne : iman ederler, inanırlar (mü'minlerdir)
-
7-A'râf 179
a'yunun : gözler
-
7-A'râf 179
âzânun : kulaklar
-
7-A'râf 183
metînun : çok çetin, çok kuvvetli, zordur
-
7-A'râf 184
mubînun : apaçık, açıkça
-
7-A'râf 185
yu'minûne : inanırlar (mü'min olurlar)
-
7-A'râf 188
yu'minûne : inanırlar, mü'min olurlar
-
7-A'râf 195
a'yunun : gözler
-
7-A'râf 195
âzânun : kulaklar
-
7-A'râf 203
yu'minûne : inanırlar, mü'min olurlar (kalplerine îmân yazılmış olanlar)
-
71-Nuh 2
mubînun : apaçık, açıklayan, açıkça
-
72-Cin 19
yekûnûne : olurlar, oluyorlar
-
74-Müddessir 6
ve lâ temnun : ve iyilik yapma, lütufta bulunma
-
74-Müddessir 31
ve el mu'minûne : ve mü'minler
-
76-İnsan 1
hînun : sınırsız vakit
-
76-İnsan 19
vildânun : genç delikanlılar
-
77-Mürselât 50
yu'minûne : inanırlar, inanacaklar
-
8-Enfâl 2
el mu'minûne ellezîne : mü'minler onlardır ki
-
8-Enfâl 4
el mu'minûne : mü'minler
-
8-Enfâl 55
lâ yu'minûne : inanmazlar
-
8-Enfâl 74
hum el mu'minûne : onlar mü'minlerdir
-
80-Abese 37
şe'nun : şe'n, iş, hal
-
81-Tekvir 22
bi mecnûnin : bir deli
-
83-Mutaffifin 8
siccînun : siccîn
-
84-İnşikak 20
lâ yu'minûne : îmân etmiyorlar (inanmıyorlar)
-
84-İnşikak 25
gayru memnûnin : kesintisiz
-
85-Bürûc 21
kur'ânun : Kur'ân
-
88-Ğâşiye 12
aynun : pınar
-
9-Tevbe 3
ve ezanun : ve ilândır, açıkça bildirmektir, bir bildiridir
-
9-Tevbe 29
ellezîne lâ yu'minûne : inanmayan kimseler
-
9-Tevbe 29
ve lâ yedînûne : ve dîn edinmezler
-
9-Tevbe 44
ellezîne yu'minûne : îmân eden kimseler
-
9-Tevbe 45
ellezîne lâ yu'minûne : inanmayan kimseler, inanmayanlar
-
9-Tevbe 51
el mu'minûne : mü'minler
-
9-Tevbe 61
uzunun : bir kulakdır (kulak gibidir), dinleyendir (dinlediğine inanandır)
-
9-Tevbe 71
ve el mu'minûne : ve mü'min erkekler
-
9-Tevbe 72
ve rıdvânun : ve bir rıza
-
9-Tevbe 93
ellezîne yeste'zinûne-ke : senden izin isteyen kimseler
-
9-Tevbe 103
sekenun : sekine, huzur, sukûn
-
9-Tevbe 105
ve el mu'minûne : ve mü'minler
-
9-Tevbe 122
el mu'minûne : mü'minler
-
9-Tevbe 126
yuftenûne : imtihan ediliyorlar
-
95-Tin 6
memnûnin : kesilen, kesinti yapılan, devamlı olmayan