Eski Masaüstü Görünüm

Kur'an İçerisinde Arama


Sayfayı Yenile Arapça Metin Arama (Harekeli)

Aranan Kelime : ebî
Aranan Yer : Arapça Kelime Meali (Latin Harfleriyle)
Bulunan Sonuç : 464
  1. 10-Yunus 15
    in ettebiu : tâbî olursam
  2. 10-Yunus 16
    lebistu : kaldım, bulundum
  3. 10-Yunus 36
    yettebiu : tâbî oluyor
  4. 10-Yunus 66
    ve mâ yettebiu : ve tâbî olmaz
  5. 10-Yunus 66
    yettebiûne : tâbî olurlar
  6. 10-Yunus 88
    an sebîli-ke : senin yolundan
  7. 10-Yunus 89
    ve lâ tettebi : ve tâbî olmayın
  8. 10-Yunus 89
    sebîle : yol
  9. 10-Yunus 109
    vettebi' (ve ittebi') : ve tâbî ol
  10. 11-Hûd 3
    yevmin kebîrin : büyük gün
  11. 11-Hûd 11
    kebîrun : büyük
  12. 11-Hûd 19
    an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
  13. 11-Hûd 69
    fe mâ lebise : bunun üzerine, çok geçmedi (gecikmeden)
  14. 11-Hûd 73
    ta'cebîne : şaşırıyorsun
  15. 111-Tebbet 1
    ebî lehebin : Ebu Leheb
  16. 111-Tebbet 3
    zâte lehebin : alevli
  17. 12-Yusuf 4
    li ebî-hi : babasına
  18. 12-Yusuf 6
    yectebî-ke : seni seçecek
  19. 12-Yusuf 8
    ilâ ebî-nâ : babamıza
  20. 12-Yusuf 9
    ebî-kum : sizin babanız
  21. 12-Yusuf 17
    nestebiku : biz yarış yapmak istiyoruz
  22. 12-Yusuf 42
    fe lebise : böylece kaldı
  23. 12-Yusuf 59
    min ebî-kum : sizin babanızdan
  24. 12-Yusuf 63
    ebî-him : (onların) babaları
  25. 12-Yusuf 78
    kebîren : büyük, yaşlı
  26. 12-Yusuf 80
    kebîru-hum : onların büyüğü
  27. 12-Yusuf 80
    ebî : bana babam
  28. 12-Yusuf 81
    ilâ ebî-kum : babanıza
  29. 12-Yusuf 93
    vechi ebî : babamın yüzüne (vechine)
  30. 12-Yusuf 108
    sebîlî : sebîl, yol
  31. 13-Ra'd 9
    kebîru : büyük olan
  32. 13-Ra'd 33
    an es sebîli : yoldan
  33. 14-İbrahim 3
    an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
  34. 14-İbrahim 30
    an sebîli-hi : onun yolundan
  35. 14-İbrahim 36
    tebia-nî : bana tâbî olur
  36. 14-İbrahim 44
    ve nettebii : ve biz tâbî olalım
  37. 15-Hicr 65
    vettebı' (ve ittebi') : ve tâbî ol, takip et
  38. 15-Hicr 76
    bi sebîlin : yol üzerinde
  39. 16-Nahl 9
    kasdu es sebîli : sebîlin (yolun) tayini
  40. 16-Nahl 69
    subule \n(sebil) : yollar \n: (yol)
  41. 16-Nahl 88
    an sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolundan
  42. 16-Nahl 94
    an sebîlillâhi : Allah'ın yolundan
  43. 16-Nahl 123
    en ittebi' : tâbî olmayı
  44. 16-Nahl 125
    ilâ sebîli : yola
  45. 16-Nahl 125
    an sebîli-hî : onun yolundan
  46. 17-İsrâ 4
    kebîren : büyük
  47. 17-İsrâ 9
    ecren kebîren : büyük bir ecir, mükâfat
  48. 17-İsrâ 26
    vebnes sebîli (ve ibne es sebîli) : ve yolda olan
  49. 17-İsrâ 31
    kebîren : büyük
  50. 17-İsrâ 32
    sebîlen : bir yol
  51. 17-İsrâ 42
    sebîlen : sebîl, yol
  52. 17-İsrâ 43
    kebîren : büyük
  53. 17-İsrâ 47
    in tettebiûne : eğer siz tâbî oluyorsanız
  54. 17-İsrâ 48
    sebîlen : bir yol
  55. 17-İsrâ 52
    lebistum : kaldınız, orada bulundunuz
  56. 17-İsrâ 55
    nebiyyîne : peygamberler
  57. 17-İsrâ 60
    kebîren : büyük
  58. 17-İsrâ 63
    tebia-ke : sana tâbî oldu
  59. 17-İsrâ 69
    tebîan : yardımcı olan, destek olan
  60. 17-İsrâ 72
    sebîlen : yol
  61. 17-İsrâ 84
    sebîlen : sebîl, yol
  62. 17-İsrâ 87
    kebîren : büyük
  63. 17-İsrâ 91
    ve inebin : ve üzüm bağ(lar)ı
  64. 17-İsrâ 110
    sebîlen : bir sebîl, bir yol
  65. 18-Kehf 12
    lebisû : kaldılar
  66. 18-Kehf 19
    kem lebistum : ne kadar kaldınız
  67. 18-Kehf 19
    lebisnâ : biz kaldık
  68. 18-Kehf 19
    bi mâ lebistum : siz ne kadar kaldınız
  69. 18-Kehf 25
    ve lebisû : ve kaldılar
  70. 18-Kehf 26
    lebisû : kaldılar
  71. 18-Kehf 31
    zehebin : altın
  72. 18-Kehf 35
    en tebîde : kuruyup yok olmak, helâk olmak
  73. 18-Kehf 49
    kebîreten : büyük
  74. 18-Kehf 61
    sebîle-hu : kendi yolunu
  75. 18-Kehf 63
    sebîle-hu : kendi yolunu
  76. 18-Kehf 66
    hel ettebiu-ke : sana tâbî olabilir miyim
  77. 19-Meryem 8
    min el kiberi \n(el kebîru) : ihtiyarlıktan, ihtiyarlığa \n: (büyük, yaşlı, ihtiyar)
  78. 19-Meryem 26
    veşrebî \n(şeribe) : ve iç \n: (içti)
  79. 19-Meryem 30
    nebiyyen : nebî, peygamber
  80. 19-Meryem 41
    nebiyyen : nebî, peygamber
  81. 19-Meryem 42
    li ebî-hi : babasına
  82. 19-Meryem 43
    fettebi'nî (fe ittebi'-nî) : bundan sonra, öyleyse bana tâbî ol
  83. 19-Meryem 49
    nebiyyen : nebî, peygamber
  84. 19-Meryem 51
    nebiyyen : nebî, peygamber
  85. 19-Meryem 53
    nebiyyen : nebî (peygamber) olarak
  86. 19-Meryem 54
    nebiyyen : nebî (peygamber)
  87. 19-Meryem 56
    nebiyyen : nebî (peygamber)
  88. 19-Meryem 58
    min en nebiyyîne : nebî (peygamber)lerden
  89. 2-Bakara 38
    tebia : tâbî oldu
  90. 2-Bakara 45
    kebîretun : büyük, zor, ağır
  91. 2-Bakara 61
    en nebiyyîne : peygamberler
  92. 2-Bakara 108
    es sebîli : yol
  93. 2-Bakara 120
    tettebia : sen tâbî olursun
  94. 2-Bakara 136
    en nebiyyûne : nebîler, peygamberler
  95. 2-Bakara 143
    yettebiu : tâbî olur
  96. 2-Bakara 143
    kebîreten : zor, güç
  97. 2-Bakara 145
    mâ tebiû : tâbî olmazlar
  98. 2-Bakara 148
    istebikû : yarışın, yarış edin
  99. 2-Bakara 154
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  100. 2-Bakara 168
    lâ tettebiû : tâbî olmayın, uymayın
  101. 2-Bakara 170
    ittebiû : tâbî olun
  102. 2-Bakara 170
    nettebiu : biz tâbî oluruz
  103. 2-Bakara 177
    ve en nebiyyine : ve peygamberler
  104. 2-Bakara 177
    ve ibne es sebîli : ve yolcu
  105. 2-Bakara 190
    fi sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  106. 2-Bakara 195
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  107. 2-Bakara 208
    ve lâ tettebiû : ve tâbî olmayın, uymayın
  108. 2-Bakara 213
    en nebiyyîne : peygamberler
  109. 2-Bakara 215
    ve ibni es sebîli : ve (yolda kalmış) yolcular
  110. 2-Bakara 217
    kebîrun : büyük
  111. 2-Bakara 217
    an sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolundan
  112. 2-Bakara 218
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  113. 2-Bakara 219
    ismun kebîrun : büyük günah
  114. 2-Bakara 244
    sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  115. 2-Bakara 246
    li nebiyyin : peygambere
  116. 2-Bakara 246
    sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  117. 2-Bakara 246
    sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  118. 2-Bakara 247
    nebiyyu-hum : onların peygamberi
  119. 2-Bakara 248
    nebiyyu-hum : onların peygamberi
  120. 2-Bakara 259
    lebiste : kaldın
  121. 2-Bakara 259
    lebistu : kaldım
  122. 2-Bakara 259
    lebiste : kaldın
  123. 2-Bakara 261
    sebîlillâhi (sebîlii allâhi) : Allah'ın yolunda
  124. 2-Bakara 262
    sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  125. 2-Bakara 273
    sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  126. 2-Bakara 282
    kebîran : büyük
  127. 20-Tâ-Hâ 40
    fe lebiste : böylece kaldın
  128. 20-Tâ-Hâ 71
    kebîru-kum : sizin büyüğünüz
  129. 20-Tâ-Hâ 90
    fettebiûnî (fe ittebiû-nî) : artık bana tâbî olun
  130. 20-Tâ-Hâ 93
    ellâ tettebia-ni : niçin bana tâbî olmadın
  131. 20-Tâ-Hâ 103
    in lebistum : siz kaldınız
  132. 20-Tâ-Hâ 104
    in lebistum illâ : ancak kaldınız
  133. 20-Tâ-Hâ 108
    yettebiûne : tâbî olurlar
  134. 20-Tâ-Hâ 134
    nettebia : tâbî oluruz
  135. 21-Enbiyâ 52
    li ebî-hi : babasına
  136. 21-Enbiyâ 58
    kebîren : büyük olan
  137. 21-Enbiyâ 63
    kebîru-hum : onların büyüğü
  138. 21-Enbiyâ 96
    hadebin : taraftan, tepeden
  139. 22-Hac 3
    ve yettebiu : ve tâbî olur
  140. 22-Hac 9
    an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
  141. 22-Hac 15
    bi sebebin : sebebi, vesileyi, aracı (bir irtibat vesilesini)
  142. 22-Hac 23
    min zehebin : altından
  143. 22-Hac 25
    an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
  144. 22-Hac 52
    ve lâ nebiyyin : ve bir nebî, bir peygamber yoktur
  145. 22-Hac 58
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  146. 22-Hac 62
    el kebîru : kebir, büyük
  147. 22-Hac 78
    ebî-kum : sizin babanız
  148. 23-Mü'minûn 112
    lebistum : kaldınız
  149. 23-Mü'minûn 113
    lebisnâ : biz kaldık
  150. 23-Mü'minûn 114
    lebistum : siz kaldınız
  151. 24-Nûr 21
    lâ tettebiû : tâbî olmayın
  152. 24-Nûr 21
    ve men yettebi' : ve kim tâbî olursa
  153. 24-Nûr 22
    sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  154. 25-Furkan 8
    in tettebiûne : tâbî oluyorsunuz
  155. 25-Furkan 9
    sebîlen : sebîl, yol
  156. 25-Furkan 17
    es sebîle : sebîl, yol
  157. 25-Furkan 19
    kebîren : büyük
  158. 25-Furkan 21
    kebîren : büyük
  159. 25-Furkan 27
    sebîlen : sebîl, yol
  160. 25-Furkan 31
    nebiyyin : nebî, peygamber
  161. 25-Furkan 34
    sebîlen : sebîl, yol
  162. 25-Furkan 42
    sebîlen : sebîl, yol
  163. 25-Furkan 44
    sebîlen : sebîl, yol
  164. 25-Furkan 52
    kebîren : büyük
  165. 25-Furkan 57
    sebîlen : bir yol
  166. 25-Furkan 64
    yebîtûne : geceyi geçirirler
  167. 26-Şuarâ 18
    ve lebiste : ve sen kaldın
  168. 26-Şuarâ 40
    nettebiu : tâbî oluruz
  169. 26-Şuarâ 49
    kebîru-kum : sizin büyüğünüz
  170. 26-Şuarâ 70
    li ebî-hi : onun babasına
  171. 26-Şuarâ 86
    ebî : benim babam
  172. 26-Şuarâ 138
    muazzebîne : azaplandırılanlar
  173. 26-Şuarâ 213
    min el muazzebîne : azap edilenlerden
  174. 26-Şuarâ 214
    el akrebîne \n(karib) : en yakın \n: (yakın)
  175. 26-Şuarâ 224
    yettebiu-hum : onlara tâbî olurlar
  176. 26-Şuarâ 227
    munkalebin : döndürülen yer, dönüş yeri
  177. 27-Neml 24
    an es sebîli : yoldan
  178. 28-Kasas 22
    es sebîli : yol
  179. 28-Kasas 23
    kebîrun : büyük (çok)
  180. 28-Kasas 25
    ebî : benim babam
  181. 28-Kasas 47
    nettebia : biz uyarız, tâbî oluruz
  182. 28-Kasas 49
    ettebi' hu : ona tâbî olayım
  183. 28-Kasas 50
    yettebiûne : tâbî olurlar
  184. 28-Kasas 57
    nettebiı : tâbî olursak, uyarsak
  185. 29-Ankebût 12
    ittebiû : tâbî olun
  186. 29-Ankebût 12
    sebîle-nâ : bizim yolumuz
  187. 29-Ankebût 14
    lebise : kaldı
  188. 29-Ankebût 29
    es sebîle : yol
  189. 29-Ankebût 38
    anis sebîli (an es sebîli) : yoldan
  190. 3-Âl-i İmrân 7
    yettebiûne : tâbî olurlar
  191. 3-Âl-i İmrân 13
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda (Allah yolunda)
  192. 3-Âl-i İmrân 14
    min ez zehebi : altından, altın
  193. 3-Âl-i İmrân 21
    en nebiyyîne : ve peygamberlerini
  194. 3-Âl-i İmrân 31
    fe ittebiû-nî : o taktirde bana tâbî olun
  195. 3-Âl-i İmrân 39
    ve nebiyyen : ve peygamber
  196. 3-Âl-i İmrân 45
    ve min el mukarrebîne : ve (Allah'a) yakın olanlardan
  197. 3-Âl-i İmrân 68
    ve hâza en nebiyyu : ve bu peygamber
  198. 3-Âl-i İmrân 73
    tebia dîne-kum : sizin dîninize tâbî oldu, uydu
  199. 3-Âl-i İmrân 75
    sebîlun : bir yol, sorumluluk
  200. 3-Âl-i İmrân 80
    ve en nebiyyîne : ve peygamberleri
  201. 3-Âl-i İmrân 81
    nebiyyîne : peygamberler
  202. 3-Âl-i İmrân 84
    ve en nebiyyûne : ve nebiler, peygamberler
  203. 3-Âl-i İmrân 95
    fe ittebiû : öyle ise tâbî olun
  204. 3-Âl-i İmrân 97
    sebîlen : yol, yol bulma
  205. 3-Âl-i İmrân 99
    an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
  206. 3-Âl-i İmrân 146
    min nebiyyin : peygamberlerden
  207. 3-Âl-i İmrân 146
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  208. 3-Âl-i İmrân 157
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  209. 3-Âl-i İmrân 161
    li nebiyyin : bir peygamber için
  210. 3-Âl-i İmrân 167
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  211. 3-Âl-i İmrân 169
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  212. 3-Âl-i İmrân 179
    yectebî : seçer
  213. 3-Âl-i İmrân 195
    sebîlî : benim yolumda
  214. 30-Rûm 3
    galebi-him : onların yenilmesi
  215. 30-Rûm 38
    vebnes sebîli (ve ibne es sebîli) : ve yolcular
  216. 30-Rûm 55
    mâ lebisû : kalmadılar
  217. 30-Rûm 56
    lebistum : siz kaldınız
  218. 31-Lokman 6
    an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
  219. 31-Lokman 15
    vettebi' (ve ittebi') : ve tâbî ol
  220. 31-Lokman 15
    sebîle : yol
  221. 31-Lokman 21
    ittebiû : tâbî olun
  222. 31-Lokman 21
    nettebiu : tâbî oluruz
  223. 31-Lokman 30
    el kebîru : kebir, büyük
  224. 33-Ahzâb 1
    en nebiyyu : nebî, peygamber
  225. 33-Ahzâb 2
    vettebi' : ve tâbî ol
  226. 33-Ahzâb 4
    es sebîle : yol
  227. 33-Ahzâb 6
    en nebiyyu : nebî, peygamber
  228. 33-Ahzâb 7
    en nebiyyîne : nebîler
  229. 33-Ahzâb 13
    en nebiyye : nebî, peygamber
  230. 33-Ahzâb 28
    en nebîyu : nebî, peygamber
  231. 33-Ahzâb 30
    en nebiyyi : nebî, peygamber
  232. 33-Ahzâb 32
    en nebiyyi : nebî, peygamber
  233. 33-Ahzâb 38
    en nebiyyi : nebî, peygamber
  234. 33-Ahzâb 40
    nebiyyîne : nebî, peygamber
  235. 33-Ahzâb 45
    en nebiyyu : peygamber
  236. 33-Ahzâb 47
    kebîren : büyük
  237. 33-Ahzâb 50
    en nebiyyu : nebî, peygamber
  238. 33-Ahzâb 50
    li en nebiyyi : nebî (peygamber) için
  239. 33-Ahzâb 50
    en nebiyyu : nebî, peygamber
  240. 33-Ahzâb 53
    en nebiyyi : nebî, peygamber
  241. 33-Ahzâb 53
    en nebiyyi : nebî, peygamber
  242. 33-Ahzâb 56
    alen nebiyyi (alâ en nebiyyi) : peygambere
  243. 33-Ahzâb 59
    en nebiyyu : nebî, peygamber
  244. 33-Ahzâb 67
    es sebîlen : yol
  245. 33-Ahzâb 68
    kebîren : büyük
  246. 34-Sebe 14
    mâ lebisû : kalmazlardı
  247. 34-Sebe 23
    el kebîru : kebir, çok büyük
  248. 34-Sebe 35
    bi muazzebîne : azap edilecek olanlar
  249. 35-Fâtır 7
    kebîrun : büyük
  250. 35-Fâtır 32
    el kebîru : büyük
  251. 35-Fâtır 33
    min zehebin : altın'dan
  252. 36-Yâsin 20
    ittebiû : tâbî olun
  253. 36-Yâsin 21
    ittebiû : tâbî olun
  254. 37-Sâffât 59
    bi muazzebîne : azaba uğratılacak olanlar, azap edilenler, azap görecek olanlar
  255. 37-Sâffât 85
    li ebî-hi : babasına
  256. 37-Sâffât 103
    li el cebîni : alnına, alnı üzerine
  257. 37-Sâffât 112
    nebiyyen : nebî olarak, peygamber olarak
  258. 37-Sâffât 117
    el mustebîne : beyan eden, açıklayan
  259. 37-Sâffât 144
    lebise : kaldı (kalırdı)
  260. 38-Sâd 26
    ve lâ tettebii : ve tâbî olma
  261. 38-Sâd 26
    sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolu
  262. 38-Sâd 26
    sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolu
  263. 38-Sâd 85
    tebia-ke : sana tâbî oldu
  264. 39-Zümer 8
    sebîli-hi : onun yolu
  265. 39-Zümer 18
    yettebiûne : tâbî olurlar
  266. 39-Zümer 55
    vettebiû (ve ittebiû) : ve tâbî olun
  267. 39-Zümer 69
    en nebiyyîne : nebîler, peygamberler
  268. 4-Nisâ 2
    kebîran : büyük
  269. 4-Nisâ 15
    sebîlen : yol
  270. 4-Nisâ 22
    sebîlen : yol
  271. 4-Nisâ 27
    yettebiûne : tâbî oluyorlar, uyuyorlar
  272. 4-Nisâ 34
    sebîlen : bir yol
  273. 4-Nisâ 34
    kebîran : büyük
  274. 4-Nisâ 36
    es sebîli : yol
  275. 4-Nisâ 43
    sebîlin : yol
  276. 4-Nisâ 44
    es sebîle : yol
  277. 4-Nisâ 51
    sebîlen : yol
  278. 4-Nisâ 69
    min en nebiyyîne : nebilerden, peygamberlerden
  279. 4-Nisâ 74
    sebîli : yolda
  280. 4-Nisâ 74
    sebîli : yolda
  281. 4-Nisâ 75
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  282. 4-Nisâ 76
    sebîli : yol
  283. 4-Nisâ 76
    sebîli : yol
  284. 4-Nisâ 84
    sebîli allâhi : Allah'ın yolu
  285. 4-Nisâ 88
    sebîlen : yol
  286. 4-Nisâ 89
    sebîli allâhi : Allah'ın yolu
  287. 4-Nisâ 90
    sebîlen : yol
  288. 4-Nisâ 94
    sebîli : yol
  289. 4-Nisâ 95
    sebîli : yol
  290. 4-Nisâ 98
    sebîlen : yol
  291. 4-Nisâ 100
    sebîli allâhi : Allah'ın yolu
  292. 4-Nisâ 115
    ve yettebi' : ve tâbî olur, uyar
  293. 4-Nisâ 115
    sebîli : yol
  294. 4-Nisâ 135
    lâ tettebiû : tâbî olmayın, uymayın
  295. 4-Nisâ 137
    sebîlen : yol
  296. 4-Nisâ 141
    sebîlen : bir yol
  297. 4-Nisâ 143
    muzebzebîne : tereddüt edenler, bocalayanlar, bocalayıp duranlar
  298. 4-Nisâ 143
    sebîlen : bir yol
  299. 4-Nisâ 150
    sebîlen : bir yol
  300. 4-Nisâ 160
    an sebîli : yoldan
  301. 4-Nisâ 163
    ve en nebiyyîne : ve nebiler, peygamberler
  302. 4-Nisâ 167
    sebîli : yol
  303. 40-Mü'min 7
    sebîle-ke : senin yolun (Sıratı Mustakîm, sana ulaştıran yol)
  304. 40-Mü'min 11
    sebîlin : bir yol
  305. 40-Mü'min 12
    el kebîri : çok büyük
  306. 40-Mü'min 29
    sebîle er reşâdi : irşad yolu
  307. 40-Mü'min 37
    an es sebîli : yoldan
  308. 40-Mü'min 38
    kavmittebiûni : (kavmi ittebiû-ni)
  309. 40-Mü'min 38
    ittebiû-ni : bana tâbî olun
  310. 40-Mü'min 38
    sebîle er reşâdi : irşad yolu
  311. 41-Fussilet 24
    el mu'tebîne : hoşnut olunanlar, affedilenler
  312. 42-Şûrâ 13
    yectebî : seçer
  313. 42-Şûrâ 15
    ve lâ tettebi' : ve tâbî olma
  314. 42-Şûrâ 22
    el fadlu el kebîru : fazlul kebir, büyük fazl
  315. 42-Şûrâ 41
    min sebîlin : bir sebîl, bir yol
  316. 42-Şûrâ 42
    es sebîlu : yol
  317. 42-Şûrâ 44
    min sebîlin : bir yol
  318. 42-Şûrâ 46
    min sebîlin : bir yol
  319. 43-Zuhruf 6
    min nebiyyin : nebîlerden, peygamberlerden
  320. 43-Zuhruf 7
    min nebiyyin : (nebîlerden) bir nebî, bir peygamber
  321. 43-Zuhruf 26
    li ebî-hi : babasına
  322. 43-Zuhruf 37
    ani es sebîli : yoldan
  323. 43-Zuhruf 53
    min zehebin : altından
  324. 43-Zuhruf 61
    ve ittebiû-ni : ve bana tâbî olun
  325. 43-Zuhruf 71
    min zehebin : altından
  326. 45-Câsiye 18
    ittebi'-hâ : ona tâbî ol
  327. 45-Câsiye 18
    ve lâ tettebi' : ve uyma, tâbî olma
  328. 46-Ahkaf 9
    ettebiu : tâbî olurum
  329. 47-Muhammed 1
    an sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolundan
  330. 47-Muhammed 4
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  331. 47-Muhammed 32
    an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
  332. 47-Muhammed 34
    an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
  333. 47-Muhammed 38
    sebîlillâhi : Allah'ın yolunda
  334. 48-Fetih 15
    nettebi' kum : size tâbî olalım, arkanızdan gelelim
  335. 48-Fetih 15
    len tettebiû-nâ : asla bize tâbî olamazsınız (bizimle gelemezsiniz)
  336. 49-Hucurât 2
    en nebiyyi : peygamber
  337. 49-Hucurât 15
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  338. 5-Mâide 12
    sevâe es sebîli : (Allâh'a ulaştırmak üzere) dizayn edilmiş yol
  339. 5-Mâide 35
    ve câhidû fî sebîli hi : ve O'nun yolunda cihad edin
  340. 5-Mâide 44
    bi-hâ en nebiyyûne : Peygamber'ler (a.s.) onunla
  341. 5-Mâide 48
    ve lâ tettebi' : ve tâbi olma, uyma
  342. 5-Mâide 48
    fe istebikû el hayrâti : o halde hayırlarda yarışın!
  343. 5-Mâide 49
    ve lâ tettebi' : ve tâbi olma, uyma!
  344. 5-Mâide 54
    sebîli allâhi : Allâh'ın (cc.) yolunda
  345. 5-Mâide 60
    sevâi es sebîli : sevvâ edilmiş (Allâh'a ulaştırmak üzere dizayn edilmiş) yol
  346. 5-Mâide 62
    lebi'se mâ kânû : oldukları şey ne kötü
  347. 5-Mâide 63
    lebi'se mâ kânû : oldukları şey ne kötü
  348. 5-Mâide 77
    ve lâ tettebiû : ve tâbî olmayın, uymayın!
  349. 5-Mâide 77
    an sevâi es sebîli : sevvâ edilmiş, Allâh'a ulaştırmak üzere dizayn edilmiş yoldan
  350. 5-Mâide 79
    lebi'se mâ : ne kötü şey
  351. 5-Mâide 80
    lebi'se mâ : ne kötü şey
  352. 5-Mâide 81
    ve en nebiyyi : ve nebî, peygamber
  353. 53-Necm 23
    yettebiûne : tâbî oluyorlar
  354. 53-Necm 28
    in yettebiûne : uymaktadırlar (tâbî olmaktadırlar)
  355. 53-Necm 30
    an sebîlihî : yolundan
  356. 54-Kamer 24
    nettebiu-hû : ona tâbî olacağız
  357. 54-Kamer 53
    ve kebîrin : ve büyük
  358. 56-Vâkıa 88
    min el mukarrebîne : mukarrebin olanlardan, yakın kılınanlardan
  359. 57-Hadid 7
    kebîrun : büyük
  360. 57-Hadid 10
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  361. 57-Hadid 13
    naktebis : bir parça alalım
  362. 58-Mücâdele 16
    sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
  363. 59-Haşr 2
    i'tebirû : ibret alın, ders alın
  364. 59-Haşr 7
    ve ibni es sebîli : ve yolcular
  365. 6-En'âm 50
    in ettebiu : ben ancak tâbî olurum (eğer tâbî olursam)
  366. 6-En'âm 55
    testebîne : tespit olsun, belli olsun, açığa çıksın
  367. 6-En'âm 55
    sebîlu : sebî, yol
  368. 6-En'âm 56
    lâ ettebiu : ben tâbî olmam
  369. 6-En'âm 74
    li ebî-hi : babasına
  370. 6-En'âm 99
    muştebihen : benzeyen
  371. 6-En'âm 106
    ittebi' : tâbî ol
  372. 6-En'âm 112
    nebiyyin : peygamber
  373. 6-En'âm 116
    an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
  374. 6-En'âm 116
    yettebiûne : tâbî olurlar, uyarlar
  375. 6-En'âm 117
    an sebîli-hi : onun yolundan, kendi yolundan
  376. 6-En'âm 142
    ve lâ tettebiû : ve tâbi olmayın, uymayın
  377. 6-En'âm 148
    tettebiûne : tâbî oluyorsunuz
  378. 6-En'âm 150
    ve lâ tettebi' : ve tâbî olma, uyma
  379. 6-En'âm 153
    fettebiûhu (fe ittebiû-hu) : öyleyse ona tâbî olun
  380. 6-En'âm 153
    ve lâ tettebiû : ve tâbî olmayın
  381. 6-En'âm 153
    an sebîli-hi : onun yolundan
  382. 6-En'âm 155
    ittebiû-hu : ona tâbî olun
  383. 60-Mümtehine 1
    sebîlî : benim yolumda
  384. 60-Mümtehine 1
    sevâe es sebîli : yolun seviyesi, yolun ortası, doğru yol
  385. 60-Mümtehine 4
    li ebî-hi : onun babasına, kendi babasına, babasına
  386. 60-Mümtehine 12
    en nebiyyu : peygamber
  387. 61-Saf 4
    sebîli-hî : onun yolunda, kendi yolunda
  388. 61-Saf 11
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  389. 63-Münâfikûn 2
    an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
  390. 65-Talâk 1
    en nebiyyu : nebî
  391. 66-Tahrim 1
    en nebiyyu : nebî
  392. 66-Tahrim 3
    en nebiyyu : peygamber
  393. 66-Tahrim 8
    nebiyye : peygamber
  394. 66-Tahrim 9
    en nebiyyu : nebî
  395. 67-Mülk 9
    kebîrin : büyük
  396. 67-Mülk 12
    kebîrun : büyük
  397. 68-Kalem 7
    an sebîli-hî : onun yolundan, kendi yolundan
  398. 7-A'râf 3
    ittebiû : tâbî olun, uyun
  399. 7-A'râf 3
    lâ tettebiû : tâbî olmayın, edinmeyin
  400. 7-A'râf 18
    tebia-ke : sana tâbî oldu, uydu
  401. 7-A'râf 45
    an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
  402. 7-A'râf 86
    an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
  403. 7-A'râf 94
    min nebiyyin : bir peygamber
  404. 7-A'râf 114
    min el mukarrebîne : yakın olan kimselerden
  405. 7-A'râf 142
    ve lâ tettebi' : ve tâbî olma, uyma
  406. 7-A'râf 142
    sebîle el mufsidîne : bozguncuların, fesat çıkaranların yoluna
  407. 7-A'râf 146
    sebîle er ruşdi : irşad yolu
  408. 7-A'râf 146
    sebîlen : yol
  409. 7-A'râf 146
    sebile el gayyi : gayy yolu
  410. 7-A'râf 146
    yettehızû-hu sebîlen : onu yol edinirler
  411. 7-A'râf 148
    sebîlen : yol
  412. 7-A'râf 157
    yettebiûne : uyarlar, tâbî olurlar
  413. 7-A'râf 157
    en nebiyye el ummiyye ellezî : okuma yazma bilmeyen peygamber ki o
  414. 7-A'râf 158
    en nebiyyi el ummiyyi ellezî : ümmî peygamber ki o
  415. 7-A'râf 158
    ve ittebiû-hu : ve ona tâbî olun
  416. 7-A'râf 193
    lâ yettebiû-kum : size uymazlar, tâbî olmazlar
  417. 7-A'râf 203
    ettebiu : ben tâbî olurum, uyarım
  418. 73-Müzzemmil 16
    vebîlen : çok ağır
  419. 73-Müzzemmil 19
    sebîlen : bir yol
  420. 73-Müzzemmil 20
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  421. 75-Kıyamet 18
    ittebi' : tâbî ol
  422. 76-İnsan 3
    es sebîle : sebîl, yol
  423. 76-İnsan 17
    zencebîlen : zencefil
  424. 76-İnsan 18
    selsebîlen : selsebîl, cennette bir pınarın adı
  425. 76-İnsan 20
    kebîren : büyük
  426. 76-İnsan 29
    sebîlen : bir yol
  427. 77-Mürselât 31
    min el lehebi : yakıcı alevden
  428. 8-Enfâl 36
    an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan (Sıratı Mustakîm'den)
  429. 8-Enfâl 41
    vebnis sebîli (ve ibne es sebîli) : ve yolculukta olanlar, yolda kalanlar
  430. 8-Enfâl 47
    an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
  431. 8-Enfâl 60
    sebîlillâhi (fî sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  432. 8-Enfâl 64
    en nebiyyu : peygamber
  433. 8-Enfâl 65
    en nebiyyu : peygamber
  434. 8-Enfâl 67
    li nebiyyin : bir nebî, peygamber için
  435. 8-Enfâl 70
    yâ eyyuhâ en nebiyyu : ey peygamber
  436. 8-Enfâl 72
    sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  437. 8-Enfâl 73
    kebîrun : büyük
  438. 8-Enfâl 74
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  439. 80-Abese 20
    es sebîle : yol
  440. 80-Abese 35
    ve ebî-hi : ve babası
  441. 85-Bürûc 11
    el kebîru : büyük
  442. 9-Tevbe 5
    sebîle-hum : onların yolu
  443. 9-Tevbe 9
    an sebîli-hi : onun yolundan
  444. 9-Tevbe 19
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  445. 9-Tevbe 20
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  446. 9-Tevbe 24
    sebîli-hi : onun yolunda
  447. 9-Tevbe 34
    an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
  448. 9-Tevbe 34
    sebîli allâhi : Allah yolunda
  449. 9-Tevbe 38
    sebîli allâhi essâkaltum : Allah'ın yolunda sakil oldunuz, yavaş davrandınız, meylettiniz
  450. 9-Tevbe 41
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  451. 9-Tevbe 60
    ve fî sebîli allâhi : ve Allah'ın yolunda
  452. 9-Tevbe 60
    vebni es sebîli : ve yolcu(lar)
  453. 9-Tevbe 61
    en nebiyye : nebî, peygamber
  454. 9-Tevbe 73
    yâ eyyuhâ en nebiyyu : ey peygamber
  455. 9-Tevbe 81
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  456. 9-Tevbe 91
    sebîlin : (aleyhlerinde) bir yol
  457. 9-Tevbe 93
    es sebîlu : yol, vesile
  458. 9-Tevbe 105
    fe yunnebiu-kum : o zaman size haber verecek
  459. 9-Tevbe 111
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda, Allah yolunda
  460. 9-Tevbe 113
    li en nebiyyi : bir nebi, bir peygamberler için
  461. 9-Tevbe 114
    li ebî-hi : babası için
  462. 9-Tevbe 117
    en nebiyyi : nebi, peygamber
  463. 9-Tevbe 120
    sebîli allâhi : Allah'ın yolunda, Allah yolunda
  464. 9-Tevbe 121
    kebîraten : büyük