Kur'an İçerisinde Arama
Sayfayı Yenile
Arapça Metin Arama (Harekeli)
Aranan Kelime : ebî
Aranan Yer : Arapça Kelime Meali (Latin Harfleriyle)
Bulunan Sonuç : 464
-
10-Yunus 15
in ettebiu : tâbî olursam
-
10-Yunus 16
lebistu : kaldım, bulundum
-
10-Yunus 36
yettebiu : tâbî oluyor
-
10-Yunus 66
ve mâ yettebiu : ve tâbî olmaz
-
10-Yunus 66
yettebiûne : tâbî olurlar
-
10-Yunus 88
an sebîli-ke : senin yolundan
-
10-Yunus 89
ve lâ tettebi : ve tâbî olmayın
-
10-Yunus 89
sebîle : yol
-
10-Yunus 109
vettebi' (ve ittebi') : ve tâbî ol
-
11-Hûd 3
yevmin kebîrin : büyük gün
-
11-Hûd 11
kebîrun : büyük
-
11-Hûd 19
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
11-Hûd 69
fe mâ lebise : bunun üzerine, çok geçmedi (gecikmeden)
-
11-Hûd 73
ta'cebîne : şaşırıyorsun
-
111-Tebbet 1
ebî lehebin : Ebu Leheb
-
111-Tebbet 3
zâte lehebin : alevli
-
12-Yusuf 4
li ebî-hi : babasına
-
12-Yusuf 6
yectebî-ke : seni seçecek
-
12-Yusuf 8
ilâ ebî-nâ : babamıza
-
12-Yusuf 9
ebî-kum : sizin babanız
-
12-Yusuf 17
nestebiku : biz yarış yapmak istiyoruz
-
12-Yusuf 42
fe lebise : böylece kaldı
-
12-Yusuf 59
min ebî-kum : sizin babanızdan
-
12-Yusuf 63
ebî-him : (onların) babaları
-
12-Yusuf 78
kebîren : büyük, yaşlı
-
12-Yusuf 80
kebîru-hum : onların büyüğü
-
12-Yusuf 80
lî ebî : bana babam
-
12-Yusuf 81
ilâ ebî-kum : babanıza
-
12-Yusuf 93
vechi ebî : babamın yüzüne (vechine)
-
12-Yusuf 108
sebîlî : sebîl, yol
-
13-Ra'd 9
kebîru : büyük olan
-
13-Ra'd 33
an es sebîli : yoldan
-
14-İbrahim 3
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
14-İbrahim 30
an sebîli-hi : onun yolundan
-
14-İbrahim 36
tebia-nî : bana tâbî olur
-
14-İbrahim 44
ve nettebii : ve biz tâbî olalım
-
15-Hicr 65
vettebı' (ve ittebi') : ve tâbî ol, takip et
-
15-Hicr 76
bi sebîlin : yol üzerinde
-
16-Nahl 9
kasdu es sebîli : sebîlin (yolun) tayini
-
16-Nahl 69
subule \n(sebil) : yollar \n: (yol)
-
16-Nahl 88
an sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolundan
-
16-Nahl 94
an sebîlillâhi : Allah'ın yolundan
-
16-Nahl 123
en ittebi' : tâbî olmayı
-
16-Nahl 125
ilâ sebîli : yola
-
16-Nahl 125
an sebîli-hî : onun yolundan
-
17-İsrâ 4
kebîren : büyük
-
17-İsrâ 9
ecren kebîren : büyük bir ecir, mükâfat
-
17-İsrâ 26
vebnes sebîli (ve ibne es sebîli) : ve yolda olan
-
17-İsrâ 31
kebîren : büyük
-
17-İsrâ 32
sebîlen : bir yol
-
17-İsrâ 42
sebîlen : sebîl, yol
-
17-İsrâ 43
kebîren : büyük
-
17-İsrâ 47
in tettebiûne : eğer siz tâbî oluyorsanız
-
17-İsrâ 48
sebîlen : bir yol
-
17-İsrâ 52
lebistum : kaldınız, orada bulundunuz
-
17-İsrâ 55
nebiyyîne : peygamberler
-
17-İsrâ 60
kebîren : büyük
-
17-İsrâ 63
tebia-ke : sana tâbî oldu
-
17-İsrâ 69
tebîan : yardımcı olan, destek olan
-
17-İsrâ 72
sebîlen : yol
-
17-İsrâ 84
sebîlen : sebîl, yol
-
17-İsrâ 87
kebîren : büyük
-
17-İsrâ 91
ve inebin : ve üzüm bağ(lar)ı
-
17-İsrâ 110
sebîlen : bir sebîl, bir yol
-
18-Kehf 12
lebisû : kaldılar
-
18-Kehf 19
kem lebistum : ne kadar kaldınız
-
18-Kehf 19
lebisnâ : biz kaldık
-
18-Kehf 19
bi mâ lebistum : siz ne kadar kaldınız
-
18-Kehf 25
ve lebisû : ve kaldılar
-
18-Kehf 26
lebisû : kaldılar
-
18-Kehf 31
zehebin : altın
-
18-Kehf 35
en tebîde : kuruyup yok olmak, helâk olmak
-
18-Kehf 49
kebîreten : büyük
-
18-Kehf 61
sebîle-hu : kendi yolunu
-
18-Kehf 63
sebîle-hu : kendi yolunu
-
18-Kehf 66
hel ettebiu-ke : sana tâbî olabilir miyim
-
19-Meryem 8
min el kiberi \n(el kebîru) : ihtiyarlıktan, ihtiyarlığa \n: (büyük, yaşlı, ihtiyar)
-
19-Meryem 26
veşrebî \n(şeribe) : ve iç \n: (içti)
-
19-Meryem 30
nebiyyen : nebî, peygamber
-
19-Meryem 41
nebiyyen : nebî, peygamber
-
19-Meryem 42
li ebî-hi : babasına
-
19-Meryem 43
fettebi'nî (fe ittebi'-nî) : bundan sonra, öyleyse bana tâbî ol
-
19-Meryem 49
nebiyyen : nebî, peygamber
-
19-Meryem 51
nebiyyen : nebî, peygamber
-
19-Meryem 53
nebiyyen : nebî (peygamber) olarak
-
19-Meryem 54
nebiyyen : nebî (peygamber)
-
19-Meryem 56
nebiyyen : nebî (peygamber)
-
19-Meryem 58
min en nebiyyîne : nebî (peygamber)lerden
-
2-Bakara 38
tebia : tâbî oldu
-
2-Bakara 45
kebîretun : büyük, zor, ağır
-
2-Bakara 61
en nebiyyîne : peygamberler
-
2-Bakara 108
es sebîli : yol
-
2-Bakara 120
tettebia : sen tâbî olursun
-
2-Bakara 136
en nebiyyûne : nebîler, peygamberler
-
2-Bakara 143
yettebiu : tâbî olur
-
2-Bakara 143
kebîreten : zor, güç
-
2-Bakara 145
mâ tebiû : tâbî olmazlar
-
2-Bakara 148
istebikû : yarışın, yarış edin
-
2-Bakara 154
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 168
lâ tettebiû : tâbî olmayın, uymayın
-
2-Bakara 170
ittebiû : tâbî olun
-
2-Bakara 170
nettebiu : biz tâbî oluruz
-
2-Bakara 177
ve en nebiyyine : ve peygamberler
-
2-Bakara 177
ve ibne es sebîli : ve yolcu
-
2-Bakara 190
fi sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 195
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 208
ve lâ tettebiû : ve tâbî olmayın, uymayın
-
2-Bakara 213
en nebiyyîne : peygamberler
-
2-Bakara 215
ve ibni es sebîli : ve (yolda kalmış) yolcular
-
2-Bakara 217
kebîrun : büyük
-
2-Bakara 217
an sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolundan
-
2-Bakara 218
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 219
ismun kebîrun : büyük günah
-
2-Bakara 244
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 246
li nebiyyin : peygambere
-
2-Bakara 246
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 246
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 247
nebiyyu-hum : onların peygamberi
-
2-Bakara 248
nebiyyu-hum : onların peygamberi
-
2-Bakara 259
lebiste : kaldın
-
2-Bakara 259
lebistu : kaldım
-
2-Bakara 259
lebiste : kaldın
-
2-Bakara 261
fî sebîlillâhi (sebîlii allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 262
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 273
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 282
kebîran : büyük
-
20-Tâ-Hâ 40
fe lebiste : böylece kaldın
-
20-Tâ-Hâ 71
kebîru-kum : sizin büyüğünüz
-
20-Tâ-Hâ 90
fettebiûnî (fe ittebiû-nî) : artık bana tâbî olun
-
20-Tâ-Hâ 93
ellâ tettebia-ni : niçin bana tâbî olmadın
-
20-Tâ-Hâ 103
in lebistum : siz kaldınız
-
20-Tâ-Hâ 104
in lebistum illâ : ancak kaldınız
-
20-Tâ-Hâ 108
yettebiûne : tâbî olurlar
-
20-Tâ-Hâ 134
nettebia : tâbî oluruz
-
21-Enbiyâ 52
li ebî-hi : babasına
-
21-Enbiyâ 58
kebîren : büyük olan
-
21-Enbiyâ 63
kebîru-hum : onların büyüğü
-
21-Enbiyâ 96
hadebin : taraftan, tepeden
-
22-Hac 3
ve yettebiu : ve tâbî olur
-
22-Hac 9
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
22-Hac 15
bi sebebin : sebebi, vesileyi, aracı (bir irtibat vesilesini)
-
22-Hac 23
min zehebin : altından
-
22-Hac 25
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
22-Hac 52
ve lâ nebiyyin : ve bir nebî, bir peygamber yoktur
-
22-Hac 58
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
22-Hac 62
el kebîru : kebir, büyük
-
22-Hac 78
ebî-kum : sizin babanız
-
23-Mü'minûn 112
lebistum : kaldınız
-
23-Mü'minûn 113
lebisnâ : biz kaldık
-
23-Mü'minûn 114
lebistum : siz kaldınız
-
24-Nûr 21
lâ tettebiû : tâbî olmayın
-
24-Nûr 21
ve men yettebi' : ve kim tâbî olursa
-
24-Nûr 22
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
25-Furkan 8
in tettebiûne : tâbî oluyorsunuz
-
25-Furkan 9
sebîlen : sebîl, yol
-
25-Furkan 17
es sebîle : sebîl, yol
-
25-Furkan 19
kebîren : büyük
-
25-Furkan 21
kebîren : büyük
-
25-Furkan 27
sebîlen : sebîl, yol
-
25-Furkan 31
nebiyyin : nebî, peygamber
-
25-Furkan 34
sebîlen : sebîl, yol
-
25-Furkan 42
sebîlen : sebîl, yol
-
25-Furkan 44
sebîlen : sebîl, yol
-
25-Furkan 52
kebîren : büyük
-
25-Furkan 57
sebîlen : bir yol
-
25-Furkan 64
yebîtûne : geceyi geçirirler
-
26-Şuarâ 18
ve lebiste : ve sen kaldın
-
26-Şuarâ 40
nettebiu : tâbî oluruz
-
26-Şuarâ 49
kebîru-kum : sizin büyüğünüz
-
26-Şuarâ 70
li ebî-hi : onun babasına
-
26-Şuarâ 86
ebî : benim babam
-
26-Şuarâ 138
muazzebîne : azaplandırılanlar
-
26-Şuarâ 213
min el muazzebîne : azap edilenlerden
-
26-Şuarâ 214
el akrebîne \n(karib) : en yakın \n: (yakın)
-
26-Şuarâ 224
yettebiu-hum : onlara tâbî olurlar
-
26-Şuarâ 227
munkalebin : döndürülen yer, dönüş yeri
-
27-Neml 24
an es sebîli : yoldan
-
28-Kasas 22
es sebîli : yol
-
28-Kasas 23
kebîrun : büyük (çok)
-
28-Kasas 25
ebî : benim babam
-
28-Kasas 47
nettebia : biz uyarız, tâbî oluruz
-
28-Kasas 49
ettebi' hu : ona tâbî olayım
-
28-Kasas 50
yettebiûne : tâbî olurlar
-
28-Kasas 57
nettebiı : tâbî olursak, uyarsak
-
29-Ankebût 12
ittebiû : tâbî olun
-
29-Ankebût 12
sebîle-nâ : bizim yolumuz
-
29-Ankebût 14
lebise : kaldı
-
29-Ankebût 29
es sebîle : yol
-
29-Ankebût 38
anis sebîli (an es sebîli) : yoldan
-
3-Âl-i İmrân 7
yettebiûne : tâbî olurlar
-
3-Âl-i İmrân 13
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda (Allah yolunda)
-
3-Âl-i İmrân 14
min ez zehebi : altından, altın
-
3-Âl-i İmrân 21
en nebiyyîne : ve peygamberlerini
-
3-Âl-i İmrân 31
fe ittebiû-nî : o taktirde bana tâbî olun
-
3-Âl-i İmrân 39
ve nebiyyen : ve peygamber
-
3-Âl-i İmrân 45
ve min el mukarrebîne : ve (Allah'a) yakın olanlardan
-
3-Âl-i İmrân 68
ve hâza en nebiyyu : ve bu peygamber
-
3-Âl-i İmrân 73
tebia dîne-kum : sizin dîninize tâbî oldu, uydu
-
3-Âl-i İmrân 75
sebîlun : bir yol, sorumluluk
-
3-Âl-i İmrân 80
ve en nebiyyîne : ve peygamberleri
-
3-Âl-i İmrân 81
nebiyyîne : peygamberler
-
3-Âl-i İmrân 84
ve en nebiyyûne : ve nebiler, peygamberler
-
3-Âl-i İmrân 95
fe ittebiû : öyle ise tâbî olun
-
3-Âl-i İmrân 97
sebîlen : yol, yol bulma
-
3-Âl-i İmrân 99
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
3-Âl-i İmrân 146
min nebiyyin : peygamberlerden
-
3-Âl-i İmrân 146
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
3-Âl-i İmrân 157
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
3-Âl-i İmrân 161
li nebiyyin : bir peygamber için
-
3-Âl-i İmrân 167
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
3-Âl-i İmrân 169
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
3-Âl-i İmrân 179
yectebî : seçer
-
3-Âl-i İmrân 195
fî sebîlî : benim yolumda
-
30-Rûm 3
galebi-him : onların yenilmesi
-
30-Rûm 38
vebnes sebîli (ve ibne es sebîli) : ve yolcular
-
30-Rûm 55
mâ lebisû : kalmadılar
-
30-Rûm 56
lebistum : siz kaldınız
-
31-Lokman 6
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
31-Lokman 15
vettebi' (ve ittebi') : ve tâbî ol
-
31-Lokman 15
sebîle : yol
-
31-Lokman 21
ittebiû : tâbî olun
-
31-Lokman 21
nettebiu : tâbî oluruz
-
31-Lokman 30
el kebîru : kebir, büyük
-
33-Ahzâb 1
en nebiyyu : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 2
vettebi' : ve tâbî ol
-
33-Ahzâb 4
es sebîle : yol
-
33-Ahzâb 6
en nebiyyu : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 7
en nebiyyîne : nebîler
-
33-Ahzâb 13
en nebiyye : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 28
en nebîyu : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 30
en nebiyyi : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 32
en nebiyyi : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 38
en nebiyyi : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 40
nebiyyîne : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 45
en nebiyyu : peygamber
-
33-Ahzâb 47
kebîren : büyük
-
33-Ahzâb 50
en nebiyyu : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 50
li en nebiyyi : nebî (peygamber) için
-
33-Ahzâb 50
en nebiyyu : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 53
en nebiyyi : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 53
en nebiyyi : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 56
alen nebiyyi (alâ en nebiyyi) : peygambere
-
33-Ahzâb 59
en nebiyyu : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 67
es sebîlen : yol
-
33-Ahzâb 68
kebîren : büyük
-
34-Sebe 14
mâ lebisû : kalmazlardı
-
34-Sebe 23
el kebîru : kebir, çok büyük
-
34-Sebe 35
bi muazzebîne : azap edilecek olanlar
-
35-Fâtır 7
kebîrun : büyük
-
35-Fâtır 32
el kebîru : büyük
-
35-Fâtır 33
min zehebin : altın'dan
-
36-Yâsin 20
ittebiû : tâbî olun
-
36-Yâsin 21
ittebiû : tâbî olun
-
37-Sâffât 59
bi muazzebîne : azaba uğratılacak olanlar, azap edilenler, azap görecek olanlar
-
37-Sâffât 85
li ebî-hi : babasına
-
37-Sâffât 103
li el cebîni : alnına, alnı üzerine
-
37-Sâffât 112
nebiyyen : nebî olarak, peygamber olarak
-
37-Sâffât 117
el mustebîne : beyan eden, açıklayan
-
37-Sâffât 144
lebise : kaldı (kalırdı)
-
38-Sâd 26
ve lâ tettebii : ve tâbî olma
-
38-Sâd 26
sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolu
-
38-Sâd 26
sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolu
-
38-Sâd 85
tebia-ke : sana tâbî oldu
-
39-Zümer 8
sebîli-hi : onun yolu
-
39-Zümer 18
yettebiûne : tâbî olurlar
-
39-Zümer 55
vettebiû (ve ittebiû) : ve tâbî olun
-
39-Zümer 69
en nebiyyîne : nebîler, peygamberler
-
4-Nisâ 2
kebîran : büyük
-
4-Nisâ 15
sebîlen : yol
-
4-Nisâ 22
sebîlen : yol
-
4-Nisâ 27
yettebiûne : tâbî oluyorlar, uyuyorlar
-
4-Nisâ 34
sebîlen : bir yol
-
4-Nisâ 34
kebîran : büyük
-
4-Nisâ 36
es sebîli : yol
-
4-Nisâ 43
sebîlin : yol
-
4-Nisâ 44
es sebîle : yol
-
4-Nisâ 51
sebîlen : yol
-
4-Nisâ 69
min en nebiyyîne : nebilerden, peygamberlerden
-
4-Nisâ 74
fî sebîli : yolda
-
4-Nisâ 74
fî sebîli : yolda
-
4-Nisâ 75
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
4-Nisâ 76
sebîli : yol
-
4-Nisâ 76
sebîli : yol
-
4-Nisâ 84
sebîli allâhi : Allah'ın yolu
-
4-Nisâ 88
sebîlen : yol
-
4-Nisâ 89
sebîli allâhi : Allah'ın yolu
-
4-Nisâ 90
sebîlen : yol
-
4-Nisâ 94
sebîli : yol
-
4-Nisâ 95
sebîli : yol
-
4-Nisâ 98
sebîlen : yol
-
4-Nisâ 100
sebîli allâhi : Allah'ın yolu
-
4-Nisâ 115
ve yettebi' : ve tâbî olur, uyar
-
4-Nisâ 115
sebîli : yol
-
4-Nisâ 135
lâ tettebiû : tâbî olmayın, uymayın
-
4-Nisâ 137
sebîlen : yol
-
4-Nisâ 141
sebîlen : bir yol
-
4-Nisâ 143
muzebzebîne : tereddüt edenler, bocalayanlar, bocalayıp duranlar
-
4-Nisâ 143
sebîlen : bir yol
-
4-Nisâ 150
sebîlen : bir yol
-
4-Nisâ 160
an sebîli : yoldan
-
4-Nisâ 163
ve en nebiyyîne : ve nebiler, peygamberler
-
4-Nisâ 167
sebîli : yol
-
40-Mü'min 7
sebîle-ke : senin yolun (Sıratı Mustakîm, sana ulaştıran yol)
-
40-Mü'min 11
sebîlin : bir yol
-
40-Mü'min 12
el kebîri : çok büyük
-
40-Mü'min 29
sebîle er reşâdi : irşad yolu
-
40-Mü'min 37
an es sebîli : yoldan
-
40-Mü'min 38
kavmittebiûni : (kavmi ittebiû-ni)
-
40-Mü'min 38
ittebiû-ni : bana tâbî olun
-
40-Mü'min 38
sebîle er reşâdi : irşad yolu
-
41-Fussilet 24
el mu'tebîne : hoşnut olunanlar, affedilenler
-
42-Şûrâ 13
yectebî : seçer
-
42-Şûrâ 15
ve lâ tettebi' : ve tâbî olma
-
42-Şûrâ 22
el fadlu el kebîru : fazlul kebir, büyük fazl
-
42-Şûrâ 41
min sebîlin : bir sebîl, bir yol
-
42-Şûrâ 42
es sebîlu : yol
-
42-Şûrâ 44
min sebîlin : bir yol
-
42-Şûrâ 46
min sebîlin : bir yol
-
43-Zuhruf 6
min nebiyyin : nebîlerden, peygamberlerden
-
43-Zuhruf 7
min nebiyyin : (nebîlerden) bir nebî, bir peygamber
-
43-Zuhruf 26
li ebî-hi : babasına
-
43-Zuhruf 37
ani es sebîli : yoldan
-
43-Zuhruf 53
min zehebin : altından
-
43-Zuhruf 61
ve ittebiû-ni : ve bana tâbî olun
-
43-Zuhruf 71
min zehebin : altından
-
45-Câsiye 18
ittebi'-hâ : ona tâbî ol
-
45-Câsiye 18
ve lâ tettebi' : ve uyma, tâbî olma
-
46-Ahkaf 9
ettebiu : tâbî olurum
-
47-Muhammed 1
an sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolundan
-
47-Muhammed 4
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
47-Muhammed 32
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
47-Muhammed 34
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
47-Muhammed 38
fî sebîlillâhi : Allah'ın yolunda
-
48-Fetih 15
nettebi' kum : size tâbî olalım, arkanızdan gelelim
-
48-Fetih 15
len tettebiû-nâ : asla bize tâbî olamazsınız (bizimle gelemezsiniz)
-
49-Hucurât 2
en nebiyyi : peygamber
-
49-Hucurât 15
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
5-Mâide 12
sevâe es sebîli : (Allâh'a ulaştırmak üzere) dizayn edilmiş yol
-
5-Mâide 35
ve câhidû fî sebîli hi : ve O'nun yolunda cihad edin
-
5-Mâide 44
bi-hâ en nebiyyûne : Peygamber'ler (a.s.) onunla
-
5-Mâide 48
ve lâ tettebi' : ve tâbi olma, uyma
-
5-Mâide 48
fe istebikû el hayrâti : o halde hayırlarda yarışın!
-
5-Mâide 49
ve lâ tettebi' : ve tâbi olma, uyma!
-
5-Mâide 54
fî sebîli allâhi : Allâh'ın (cc.) yolunda
-
5-Mâide 60
sevâi es sebîli : sevvâ edilmiş (Allâh'a ulaştırmak üzere dizayn edilmiş) yol
-
5-Mâide 62
lebi'se mâ kânû : oldukları şey ne kötü
-
5-Mâide 63
lebi'se mâ kânû : oldukları şey ne kötü
-
5-Mâide 77
ve lâ tettebiû : ve tâbî olmayın, uymayın!
-
5-Mâide 77
an sevâi es sebîli : sevvâ edilmiş, Allâh'a ulaştırmak üzere dizayn edilmiş yoldan
-
5-Mâide 79
lebi'se mâ : ne kötü şey
-
5-Mâide 80
lebi'se mâ : ne kötü şey
-
5-Mâide 81
ve en nebiyyi : ve nebî, peygamber
-
53-Necm 23
yettebiûne : tâbî oluyorlar
-
53-Necm 28
in yettebiûne : uymaktadırlar (tâbî olmaktadırlar)
-
53-Necm 30
an sebîlihî : yolundan
-
54-Kamer 24
nettebiu-hû : ona tâbî olacağız
-
54-Kamer 53
ve kebîrin : ve büyük
-
56-Vâkıa 88
min el mukarrebîne : mukarrebin olanlardan, yakın kılınanlardan
-
57-Hadid 7
kebîrun : büyük
-
57-Hadid 10
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
57-Hadid 13
naktebis : bir parça alalım
-
58-Mücâdele 16
sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
59-Haşr 2
i'tebirû : ibret alın, ders alın
-
59-Haşr 7
ve ibni es sebîli : ve yolcular
-
6-En'âm 50
in ettebiu : ben ancak tâbî olurum (eğer tâbî olursam)
-
6-En'âm 55
testebîne : tespit olsun, belli olsun, açığa çıksın
-
6-En'âm 55
sebîlu : sebî, yol
-
6-En'âm 56
lâ ettebiu : ben tâbî olmam
-
6-En'âm 74
li ebî-hi : babasına
-
6-En'âm 99
muştebihen : benzeyen
-
6-En'âm 106
ittebi' : tâbî ol
-
6-En'âm 112
nebiyyin : peygamber
-
6-En'âm 116
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
6-En'âm 116
yettebiûne : tâbî olurlar, uyarlar
-
6-En'âm 117
an sebîli-hi : onun yolundan, kendi yolundan
-
6-En'âm 142
ve lâ tettebiû : ve tâbi olmayın, uymayın
-
6-En'âm 148
tettebiûne : tâbî oluyorsunuz
-
6-En'âm 150
ve lâ tettebi' : ve tâbî olma, uyma
-
6-En'âm 153
fettebiûhu (fe ittebiû-hu) : öyleyse ona tâbî olun
-
6-En'âm 153
ve lâ tettebiû : ve tâbî olmayın
-
6-En'âm 153
an sebîli-hi : onun yolundan
-
6-En'âm 155
ittebiû-hu : ona tâbî olun
-
60-Mümtehine 1
fî sebîlî : benim yolumda
-
60-Mümtehine 1
sevâe es sebîli : yolun seviyesi, yolun ortası, doğru yol
-
60-Mümtehine 4
li ebî-hi : onun babasına, kendi babasına, babasına
-
60-Mümtehine 12
en nebiyyu : peygamber
-
61-Saf 4
fî sebîli-hî : onun yolunda, kendi yolunda
-
61-Saf 11
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
63-Münâfikûn 2
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
65-Talâk 1
en nebiyyu : nebî
-
66-Tahrim 1
en nebiyyu : nebî
-
66-Tahrim 3
en nebiyyu : peygamber
-
66-Tahrim 8
nebiyye : peygamber
-
66-Tahrim 9
en nebiyyu : nebî
-
67-Mülk 9
kebîrin : büyük
-
67-Mülk 12
kebîrun : büyük
-
68-Kalem 7
an sebîli-hî : onun yolundan, kendi yolundan
-
7-A'râf 3
ittebiû : tâbî olun, uyun
-
7-A'râf 3
lâ tettebiû : tâbî olmayın, edinmeyin
-
7-A'râf 18
tebia-ke : sana tâbî oldu, uydu
-
7-A'râf 45
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
7-A'râf 86
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
7-A'râf 94
min nebiyyin : bir peygamber
-
7-A'râf 114
min el mukarrebîne : yakın olan kimselerden
-
7-A'râf 142
ve lâ tettebi' : ve tâbî olma, uyma
-
7-A'râf 142
sebîle el mufsidîne : bozguncuların, fesat çıkaranların yoluna
-
7-A'râf 146
sebîle er ruşdi : irşad yolu
-
7-A'râf 146
sebîlen : yol
-
7-A'râf 146
sebile el gayyi : gayy yolu
-
7-A'râf 146
yettehızû-hu sebîlen : onu yol edinirler
-
7-A'râf 148
sebîlen : yol
-
7-A'râf 157
yettebiûne : uyarlar, tâbî olurlar
-
7-A'râf 157
en nebiyye el ummiyye ellezî : okuma yazma bilmeyen peygamber ki o
-
7-A'râf 158
en nebiyyi el ummiyyi ellezî : ümmî peygamber ki o
-
7-A'râf 158
ve ittebiû-hu : ve ona tâbî olun
-
7-A'râf 193
lâ yettebiû-kum : size uymazlar, tâbî olmazlar
-
7-A'râf 203
ettebiu : ben tâbî olurum, uyarım
-
73-Müzzemmil 16
vebîlen : çok ağır
-
73-Müzzemmil 19
sebîlen : bir yol
-
73-Müzzemmil 20
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
75-Kıyamet 18
ittebi' : tâbî ol
-
76-İnsan 3
es sebîle : sebîl, yol
-
76-İnsan 17
zencebîlen : zencefil
-
76-İnsan 18
selsebîlen : selsebîl, cennette bir pınarın adı
-
76-İnsan 20
kebîren : büyük
-
76-İnsan 29
sebîlen : bir yol
-
77-Mürselât 31
min el lehebi : yakıcı alevden
-
8-Enfâl 36
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan (Sıratı Mustakîm'den)
-
8-Enfâl 41
vebnis sebîli (ve ibne es sebîli) : ve yolculukta olanlar, yolda kalanlar
-
8-Enfâl 47
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
8-Enfâl 60
fî sebîlillâhi (fî sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
8-Enfâl 64
en nebiyyu : peygamber
-
8-Enfâl 65
en nebiyyu : peygamber
-
8-Enfâl 67
li nebiyyin : bir nebî, peygamber için
-
8-Enfâl 70
yâ eyyuhâ en nebiyyu : ey peygamber
-
8-Enfâl 72
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
8-Enfâl 73
kebîrun : büyük
-
8-Enfâl 74
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
80-Abese 20
es sebîle : yol
-
80-Abese 35
ve ebî-hi : ve babası
-
85-Bürûc 11
el kebîru : büyük
-
9-Tevbe 5
sebîle-hum : onların yolu
-
9-Tevbe 9
an sebîli-hi : onun yolundan
-
9-Tevbe 19
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
9-Tevbe 20
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
9-Tevbe 24
fî sebîli-hi : onun yolunda
-
9-Tevbe 34
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
9-Tevbe 34
fî sebîli allâhi : Allah yolunda
-
9-Tevbe 38
fî sebîli allâhi essâkaltum : Allah'ın yolunda sakil oldunuz, yavaş davrandınız, meylettiniz
-
9-Tevbe 41
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
9-Tevbe 60
ve fî sebîli allâhi : ve Allah'ın yolunda
-
9-Tevbe 60
vebni es sebîli : ve yolcu(lar)
-
9-Tevbe 61
en nebiyye : nebî, peygamber
-
9-Tevbe 73
yâ eyyuhâ en nebiyyu : ey peygamber
-
9-Tevbe 81
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
9-Tevbe 91
sebîlin : (aleyhlerinde) bir yol
-
9-Tevbe 93
es sebîlu : yol, vesile
-
9-Tevbe 105
fe yunnebiu-kum : o zaman size haber verecek
-
9-Tevbe 111
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda, Allah yolunda
-
9-Tevbe 113
li en nebiyyi : bir nebi, bir peygamberler için
-
9-Tevbe 114
li ebî-hi : babası için
-
9-Tevbe 117
en nebiyyi : nebi, peygamber
-
9-Tevbe 120
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda, Allah yolunda
-
9-Tevbe 121
kebîraten : büyük