Kur'an İçerisinde Arama
Sayfayı Yenile
Arapça Metin Arama (Harekeli)
Aranan Kelime : ehâ
Aranan Yer : Arapça Kelime Meali (Latin Harfleriyle)
Bulunan Sonuç : 602
-
10-Yunus 6
ve en nehâri : ve gündüz
-
10-Yunus 15
ehâfu : korkarım
-
10-Yunus 24
ehazet el ardu : yeryüzü aldı
-
10-Yunus 24
ev nehâren : veya gündüz
-
10-Yunus 35
ehakku : daha lâyık, daha çok hak sahibi
-
10-Yunus 45
en nehâri : gündüz
-
10-Yunus 50
ev nehâren : veya gündüzleyin
-
10-Yunus 67
ve en nehâre : ve gündüz
-
10-Yunus 68
kâlû ittehaze allâhu : dediler, Allah edindi
-
10-Yunus 80
câe es seharetu : sihirbazlar geldi
-
11-Hûd 3
ehâfu : korkarım
-
11-Hûd 26
ehâfu : korkarım, korkuyorum
-
11-Hûd 28
lehâ : onu
-
11-Hûd 50
ehâ-hum : onların kardeşi
-
11-Hûd 59
cehadû : bilerek inkâr ettiler
-
11-Hûd 61
ehâ-hum : onların kardeşi
-
11-Hûd 67
ve ehaze : ve aldı, helâk etti
-
11-Hûd 70
lâ tehaf : korkma
-
11-Hûd 81
ehadun : birisi, bir kimse
-
11-Hûd 84
ehâ-hum : onların kardeşi
-
11-Hûd 84
ehâfu : korkuyorum
-
11-Hûd 92
ve ittehaztumû-hu : ve onu edindiniz, kabul ettiniz, öyle yaptınız
-
11-Hûd 94
ve ehazet : ve helâk etti, aldı
-
11-Hûd 102
ehaze : aldı, yakaladı
-
11-Hûd 114
nehâri : gündüz
-
112-İhlâs 1
ehadun : bir, tek
-
112-İhlâs 4
ehadun : tek, bir
-
12-Yusuf 4
ehade aşere : on bir
-
12-Yusuf 6
el ehâdîsi : sözler, olaylar
-
12-Yusuf 8
ehabbu : daha sevgili
-
12-Yusuf 13
ve ehâfu : ve korkuyorum, korkarım
-
12-Yusuf 21
min te'vîli el ehâdîsi : olayların, sözlerin yorumundan (yorumunu)
-
12-Yusuf 33
ehabbu : daha sevimlidir
-
12-Yusuf 36
ve dehale : ve girdi
-
12-Yusuf 36
ehadu-humâ : onlardan biri
-
12-Yusuf 41
emmâ ehadu-kumâ : ama, fakat, sizin ikinizden biri
-
12-Yusuf 58
fe dehalû : böylece girdiler
-
12-Yusuf 59
bi cehâzi-him : zahire yüklerini
-
12-Yusuf 63
ehâ-nâ : kardeşimiz
-
12-Yusuf 65
ehâ-nâ : kardeşimiz
-
12-Yusuf 68
dehalû : girdiler
-
12-Yusuf 69
dehalû : girdiler
-
12-Yusuf 69
ehâ-hu : onun kardeşi
-
12-Yusuf 70
bi cehâzi-him : onların yüklerini
-
12-Yusuf 76
summestahrecehâ : sonra onu çıkardı
-
12-Yusuf 76
ehâ-hu : kardeşini
-
12-Yusuf 78
ehade-nâ : bizden birisi
-
12-Yusuf 80
ehaze : aldı
-
12-Yusuf 80
fe len ebraha \n(bereha) : artık asla ayrılmam \n: (ayrıldı)
-
12-Yusuf 87
tehassesû : iyice araştırın
-
12-Yusuf 88
dehalû : girdiler
-
12-Yusuf 99
dehalû : girdiler
-
12-Yusuf 101
el ehâdîsi : sözler, olaylar
-
13-Ra'd 3
en nehâre : gündüz
-
13-Ra'd 9
ve eş şehâdetil : ve şehadet edileni, görüleni
-
13-Ra'd 10
bi en nehâri : gündüzleyin
-
13-Ra'd 12
es sehâbe : bulutlar
-
13-Ra'd 16
e fettehaztum : artık siz, ...mı edindiniz
-
13-Ra'd 21
ve yehâfûne : ve korkarlar
-
13-Ra'd 32
ehaztu-hum : onları helâk ettim, aldım, yakaladım
-
14-İbrahim 26
mâ lehâ : onun (için) yoktur
-
14-İbrahim 28
ve ehallû : ve ikamet etmek üzere götürdüler, ikamet ettirdiler
-
14-İbrahim 33
ve en nehâra : ve gündüz
-
15-Hicr 4
ve lehâ : ve onun vardır
-
15-Hicr 44
lehâ : ona ait, onun vardır
-
15-Hicr 52
iz dehalû : girdikleri zaman
-
15-Hicr 65
ehadun : biri, birisi
-
15-Hicr 73
ehazethum : onları aldı, yakaladı
-
15-Hicr 83
ehazet-hum : onları aldı (yakaladı)
-
16-Nahl 12
ve en nehâre : ve gündüz
-
16-Nahl 47
alâ tehavvufin : korkuyorken, korkarken, korkar halde
-
16-Nahl 50
yehâfûne : (onlar) korkarlar
-
16-Nahl 58
ehadu-hum : onlardan birisi
-
16-Nahl 76
ehadu-humâ : ikisinden biri
-
16-Nahl 78
ummehâti-kum : sizin annelerinizin
-
16-Nahl 92
dehalen : hile, tuzak, aldatma
-
16-Nahl 94
dehalen : hile, tuzak, aldatma
-
16-Nahl 106
men şereha : kim açarsa, şerhederse
-
16-Nahl 113
fe ehaze-hum : bundan sonra, böylece onları yakaladı, aldı
-
16-Nahl 119
bi cehâletin : cehaletle, cahillikle, bilmeyerek
-
17-İsrâ 7
fe lehâ, : artık onun(dur)
-
17-İsrâ 7
dehalû-hu : ona girdiler
-
17-İsrâ 12
ve en nehâre : ve gündüz
-
17-İsrâ 12
mehavnâ : mahvettik, sildik, giderdik
-
17-İsrâ 12
en nehâri : gündüz
-
17-İsrâ 19
lehâ : ona, onun için
-
17-İsrâ 23
ehadu-humâ : ikisinden birisi
-
17-İsrâ 37
merehan (merah) : gururlanarak, azametle (aşırı sevinç, gurur)
-
17-İsrâ 40
vettehaze (ve ittehaze) : ve edindi
-
17-İsrâ 57
ve yehâfûne : ve korkarlar
-
17-İsrâ 60
ehâta : kuşattı, kapsadı
-
17-İsrâ 73
lettehazû-ke (le ittehazû-ke) : seni mutlaka edinirler
-
18-Kehf 4
ittehaze allâhu : Allah edindi
-
18-Kehf 7
lehâ : ona
-
18-Kehf 15
ittehazû : edindiler
-
18-Kehf 19
ehade-kum : sizden birisi
-
18-Kehf 19
ehaden : birisi
-
18-Kehf 22
ehâden : birine
-
18-Kehf 26
ehaden : birisi, bir kimse
-
18-Kehf 27
multehaden \n(elhade) : yönelinen \n: (yöneldi, meyletti)
-
18-Kehf 29
ehâta : ihata etti, sardı, kapladı
-
18-Kehf 32
li ehadi-himâ : ikisinden birine
-
18-Kehf 35
ve dehale : ve girdi
-
18-Kehf 38
ehaden : bir kimse, bir şey
-
18-Kehf 39
iz dehalte : sen girdiğin zaman
-
18-Kehf 42
fe asbeha : böylece oldu
-
18-Kehf 42
ehaden : bir kimse, bir şey
-
18-Kehf 45
fe asbeha : böylece, sonra da oldu
-
18-Kehf 47
ehaden : birisi
-
18-Kehf 49
ehaden : bir kimse
-
18-Kehf 56
vettehazû (ve ittehazû) : ve edindiler
-
18-Kehf 61
fettehaze (fe ittehaze) : o zaman edindi
-
18-Kehf 63
vettehaze (ve ittehaze) : ve edindi (tuttu)
-
18-Kehf 77
lettehazte (le ittehaze) : elbette buna karşılık
-
18-Kehf 91
ehatnâ : biz ihata ettik
-
18-Kehf 106
ve ittehazû : ve edindiler
-
18-Kehf 110
ehaden : (başka) birisi (başka birşeyi)
-
19-Meryem 17
fettehazet (fe ittehazet) : sonra da edindi, yaptı
-
19-Meryem 17
lehâ : ona
-
19-Meryem 23
el mehâdû : doğum sancısı
-
19-Meryem 26
ehaden : bir kimse
-
19-Meryem 45
ehâfu : korkuyorum
-
19-Meryem 53
ehâ-hu : onun kardeşi
-
19-Meryem 78
emittehaze (em ittehaze) : veya, yoksa ..... mı edindi (yaptı)
-
19-Meryem 81
vettehazû (ve ittehazû) : ve edindiler
-
19-Meryem 87
ittehaze : edindi, yaptı
-
19-Meryem 88
kâlu ittehaze : 'edindi' dediler
-
19-Meryem 98
min ehadin : birisini
-
2-Bakara 13
es sufehâu : sefihler, akılsızlar
-
2-Bakara 13
es sufehâu : sefihler, akılsızlar
-
2-Bakara 51
ittehaztum(u) : siz edindiniz
-
2-Bakara 55
ehazet-kum(u) : sizi aldı, yakaladı
-
2-Bakara 63
ehaznâ : almıştık
-
2-Bakara 71
yekûlu innehâ : diyor
-
2-Bakara 76
feteha : açtı
-
2-Bakara 80
ettehaztum (e ittehaztum) : siz edindiniz mi
-
2-Bakara 81
ve ehâtat : ve kuşattı
-
2-Bakara 83
ve iz ehaznâ : ve biz almıştık
-
2-Bakara 84
ehaznâ : aldık
-
2-Bakara 92
summe ittehaztum : sonra siz edindiniz
-
2-Bakara 93
ve iz ehaznâ : ve biz almıştık
-
2-Bakara 96
ehadu-hum : onların herbiri
-
2-Bakara 102
min ehadin : bir kimse
-
2-Bakara 102
min ehadin : bir kimse
-
2-Bakara 116
ittehaze : edindi
-
2-Bakara 134
lehâ mâ kesebet : onun kazandığı şeyler
-
2-Bakara 136
ehadin : biri, birisi
-
2-Bakara 140
şehâdeten : şahitlik
-
2-Bakara 141
lehâ mâ kesebet : onun kazandığı şey(ler)
-
2-Bakara 142
es sufehâu : sefihler, kendini bilmeyenler
-
2-Bakara 164
ve en nehâri : ve gündüz
-
2-Bakara 164
ve es sehâbi : ve bulutlar
-
2-Bakara 180
ehade-kum(u) : sizden biriniz
-
2-Bakara 206
ehazet-hu : onu alır, tutar (mani olur)
-
2-Bakara 228
ehakku : daha çok hak sahibi
-
2-Bakara 229
en yehâfâ : korkmaları
-
2-Bakara 247
ehakku : daha çok hak sahibi
-
2-Bakara 256
lehâ : onda, onun
-
2-Bakara 266
ehadu-kum : sizden biriniz
-
2-Bakara 274
ve en nehâri : ve gündüz
-
2-Bakara 275
yetehabbetu-hu : ona çarpar, onu hırpalar
-
2-Bakara 275
ve ehalle : ve helâl kıldı
-
2-Bakara 275
entehâ : vazgeçti, bıraktı
-
2-Bakara 282
li eş şehâdeti : şahitlik için, şahitliğe
-
2-Bakara 283
eş şehâdete : şahitlik
-
2-Bakara 285
ehadin : biri
-
2-Bakara 286
lehâ : onun
-
20-Tâ-Hâ 21
ve lâ tehaf : ve korkma
-
20-Tâ-Hâ 39
mehabbeten : sevgi, muhabbet
-
20-Tâ-Hâ 45
nehâfu : korkuyoruz
-
20-Tâ-Hâ 46
lâ tehâfâ : korkmayın
-
20-Tâ-Hâ 64
efleha : felâha, zafere ulaştı
-
20-Tâ-Hâ 68
lâ tehaf : korkma
-
20-Tâ-Hâ 70
es seharatu : sihirbazlar
-
20-Tâ-Hâ 77
lâ tehâfu : korkma
-
20-Tâ-Hâ 91
len nebreha \n(beriha) : asla biz ayrılmayacağız, vazgeçmeyeceğiz \n: (bırakıp gitti, ayrıldı)
-
20-Tâ-Hâ 103
yetehâfetûne : gizlice konuşacaklar
-
20-Tâ-Hâ 112
lâ yehâfu : korkmasın
-
20-Tâ-Hâ 130
ve etrâfen nehâri : ve gündüz zamanı, gün boyunca, günün etrafında
-
21-Enbiyâ 12
ehassû : hissettiler
-
21-Enbiyâ 17
lettehaznâhu (le ittehaznâ-hu) : mutlaka onu biz edin(ir)dik
-
21-Enbiyâ 20
ve en nehâre : ve gündüz
-
21-Enbiyâ 21
emittehazû (em ittehazû) : yoksa edindiler mi
-
21-Enbiyâ 24
emittehazû (em ittehazû) : yoksa edindiler mi
-
21-Enbiyâ 26
ve kâlûttehaze (kâlû ittehaze) : ve edindi dediler
-
21-Enbiyâ 33
ve en nehâre : ve gündüz
-
21-Enbiyâ 42
ve en nehâri : ve gündüz
-
21-Enbiyâ 52
lehâ : ona
-
21-Enbiyâ 53
lehâ : ona
-
21-Enbiyâ 98
lehâ : ona
-
22-Hac 44
ehaztu-hum : onları aldım, yakaladım
-
22-Hac 48
lehâ : ona
-
22-Hac 48
ehaztu-hâ : onu aldım (yakaladım)
-
22-Hac 61
fî en nehâri : gündüzün içine
-
22-Hac 61
en nehâre : gündüz
-
22-Hac 72
vaadehallâhu (vaade-hâ allâhu) : Allah onu vaadetti
-
23-Mü'minûn 1
efleha : felâha erdi
-
23-Mü'minûn 18
zehâbin : giderme
-
23-Mü'minûn 41
fe ehazet-hum : Böylece onları aldı (yakaladı)
-
23-Mü'minûn 44
ehâdîse : efsane, nakledilen olaylar
-
23-Mü'minûn 45
ve ehâ-hu : ve onun kardeşi
-
23-Mü'minûn 61
lehâ : onun, onda
-
23-Mü'minûn 63
lehâ : onun
-
23-Mü'minûn 64
ehaznâ : biz aldık
-
23-Mü'minûn 76
ehaznâ-hum : biz onları yakaladık
-
23-Mü'minûn 80
ve en nehâri : ve gündüz
-
23-Mü'minûn 91
mettehazallâhu : Allah edinmemiştir
-
23-Mü'minûn 92
ve eş şehâdeti : ve görülen
-
23-Mü'minûn 99
ehade-hum : onlardan biri
-
23-Mü'minûn 100
innehâ : muhakkak o
-
23-Mü'minûn 110
fettehaztumû-hum : böylece onları edindiniz
-
24-Nûr 4
şehâdeten : şahitlik
-
24-Nûr 6
şehâdetu : şahitlik
-
24-Nûr 6
ehadi-him : onlardan biri, herbiri
-
24-Nûr 6
şehâdâtin : şahitlikler
-
24-Nûr 8
şehâdâtin : şahitlikler
-
24-Nûr 21
min ehadin : hiç kimse, hiçbiri
-
24-Nûr 28
ehaden : birisi
-
24-Nûr 31
benî ehavâti-hinne : (onların) kız kardeşlerinin oğulları
-
24-Nûr 33
tehassunen : namusunu korumak, iffetli kalmak
-
24-Nûr 35
ke ennehâ : o gibidir
-
24-Nûr 37
yehâfûne : korkarlar
-
24-Nûr 40
sehâbun : bulutlar
-
24-Nûr 43
sehâben : bulutlar
-
24-Nûr 44
ve en nehâre : ve gündüz
-
24-Nûr 50
em yehâfûne : veya, yoksa korkuyorlar
-
24-Nûr 61
ummehâti-kum : sizin anneleriniz
-
24-Nûr 61
ehavâti-kum : sizin kız kardeşleriniz
-
25-Furkan 3
vettehazû (ve ittehazû) : ve edindiler
-
25-Furkan 12
lehâ : onu, onun
-
25-Furkan 27
ittehaztu : ben edindim
-
25-Furkan 30
ittehazû : edindiler
-
25-Furkan 35
ehâ-hu : onun kardeşi
-
25-Furkan 43
men ittehaze : edinen kimse
-
25-Furkan 47
en nehâre : gündüz
-
25-Furkan 53
berzehan : berzah, engel
-
25-Furkan 62
ve en nehâre : ve gündüz
-
26-Şuarâ 4
lehâ : ona
-
26-Şuarâ 12
ehâfu : korkuyorum
-
26-Şuarâ 14
ehâfu : korkuyorum
-
26-Şuarâ 29
in ittehazte : eğer sen edinirsen
-
26-Şuarâ 36
ve ehâ-hu : ve onun kardeşi
-
26-Şuarâ 38
es seharatu : sihirbazlar
-
26-Şuarâ 40
es seharate : sihirbazlar
-
26-Şuarâ 41
es seharatu : sihirbazlar
-
26-Şuarâ 46
es seharatu : sihirbazlar
-
26-Şuarâ 71
nezallu lehâ : ona devam ediyoruz
-
26-Şuarâ 135
ehâfu : korkuyorum
-
26-Şuarâ 155
lehâ : onun için, onun
-
26-Şuarâ 158
ehaze-hum : onları aldı (yakaladı)
-
26-Şuarâ 189
ehaze-hum : onları aldı, yakaladı
-
26-Şuarâ 208
lehâ : onun, ona
-
27-Neml 10
lâ tehaf : korkma
-
27-Neml 10
lâ yehâfu : korkmaz
-
27-Neml 14
ve cehadû : ve bile bile, bilerek inkâr ettiler
-
27-Neml 21
ezbehanne-hu : onu boğazlayacağım, keseceğim
-
27-Neml 22
ehattu : ihata ettim (öğrendim)
-
27-Neml 23
ve lehâ : ve ona, onun var
-
27-Neml 34
dehalû : girdiler
-
27-Neml 41
lehâ : onun, onu
-
27-Neml 44
lehadhulî (lehâ udhulî) : ona gir
-
27-Neml 45
ehâ-hum : onların kardeşi
-
27-Neml 61
lehâ : onun, onun için
-
27-Neml 86
ve en nehâra : ve gündüz
-
27-Neml 88
es sehâbi : bulut
-
28-Kasas 7
ve lâ tehâfî : ve korkma
-
28-Kasas 15
ve dehale : ve girdi
-
28-Kasas 25
lâ tehaf : korkma
-
28-Kasas 31
ve lâ tehaf : ve korkma
-
28-Kasas 33
ehâfu : korkuyorum
-
28-Kasas 34
ehâfu : korkuyorum
-
28-Kasas 40
ehaznâ-hu : onu aldık, yakaladık
-
28-Kasas 57
nutehattaf : atılırız
-
28-Kasas 72
en nehâre : gündüz
-
28-Kasas 73
ve en nehâre : ve gündüz
-
28-Kasas 82
ve asbeha : ve sabahladı, oldu
-
29-Ankebût 14
ehaze-hum : onları aldı, onları helâk etti
-
29-Ankebût 25
ittehaztum : siz edindiniz
-
29-Ankebût 28
ehadin : biri, birisi
-
29-Ankebût 33
lâ tehaf : korkma
-
29-Ankebût 36
ehâ-hum : onların kardeşi
-
29-Ankebût 37
ehazet-hum : onları aldı, yakaladı
-
29-Ankebût 40
ehaznâ : biz aldık, yakaladık
-
29-Ankebût 40
ehazet-hu : onu aldı, yakaladı
-
29-Ankebût 41
ittehazû : edindiler
-
29-Ankebût 41
ittehazet : edindi
-
29-Ankebût 67
ve yutehattafu : ve zorla kapılıp götürülen, esir alınan
-
3-Âl-i İmrân 11
fe ehaze-hum allâhu : bunun üzerine Allah onları yakaladı
-
3-Âl-i İmrân 27
fî en nehâri : gündüzün içine
-
3-Âl-i İmrân 27
ve tûlicu en nehâra : ve gündüzü sokarsın
-
3-Âl-i İmrân 37
kullemâ dehale : her girişinde
-
3-Âl-i İmrân 52
ehassa îsâ : Hz Îsâ hissetti
-
3-Âl-i İmrân 72
veche en nehâri : gündüz
-
3-Âl-i İmrân 73
ehadun : bir kimse, bir başkası
-
3-Âl-i İmrân 81
ve iz ehaze allâhu : ve Allah aldığı zaman
-
3-Âl-i İmrân 81
ve ehaztum : ve aldınız
-
3-Âl-i İmrân 84
beyne ehadin : aralarından birini
-
3-Âl-i İmrân 91
min ehadi-him : onların birinden, hiç birinden
-
3-Âl-i İmrân 153
alâ ehadin : hiç kimseye
-
3-Âl-i İmrân 162
bi sehatin : gazaba
-
3-Âl-i İmrân 175
fe lâ tehâfû-hum : artık onlardan korkmayın
-
3-Âl-i İmrân 187
ve iz ehaze allâhu : ve Allah ... almıştı
-
3-Âl-i İmrân 190
ve en nehâri : ve gündüz
-
30-Rûm 23
ve en nehâri : ve gündüz
-
30-Rûm 28
tehâfûne-hum : onlardan korkarsınız, çekinirsiniz
-
30-Rûm 48
sehâben : bulutlar
-
31-Lokman 29
fî en nehâri : gündüzün içine
-
31-Lokman 29
en nehâre : gündüz
-
32-Secde 6
ve şşehādeti : ve görüneni
-
32-Secde 9
ve nefeha : ve üfledi, üfürdü
-
33-Ahzâb 4
ummehâti-kum : sizin anneleriniz
-
33-Ahzâb 6
ummehâtu-hum : onların anneleri
-
33-Ahzâb 7
ehaznâ : aldık, ahzettik
-
33-Ahzâb 7
ve ehaznâ : ve aldık
-
33-Ahzâb 30
lehâ : ona
-
33-Ahzâb 31
lehâ : onun için
-
33-Ahzâb 32
ke ehadin : birisi gibi
-
33-Ahzâb 37
ehakku : daha çok hak sahibi
-
33-Ahzâb 39
ehaden : birisi, bir kimse
-
33-Ahzâb 40
ehadin : birisi, bir kimse
-
33-Ahzâb 55
ehavâti-hinne : onların kız kardeşleri
-
34-Sebe 13
mehârîbe : mihraplar, saraylar, yüksek binalar
-
34-Sebe 19
ehâdîse : hadîs, nesilden nesile anlatılan sözler (efsane)
-
34-Sebe 33
ve en nehâri : ve gündüz
-
35-Fâtır 2
lehâ : onu
-
35-Fâtır 9
sehâben : bulutlar
-
35-Fâtır 13
fî en nehâri : gündüzün içine
-
35-Fâtır 13
en nehâre : gündüz
-
35-Fâtır 26
ehaztu : aldım, yakaladım
-
35-Fâtır 35
ehalle-nâ : bizi yerleştirdi
-
35-Fâtır 41
min ehadin : birisi
-
36-Yâsin 37
en nehâre : gündüz
-
36-Yâsin 38
lehâ : ona
-
36-Yâsin 40
lehâ : ona
-
36-Yâsin 40
en nehâri : gündüz
-
36-Yâsin 71
lehâ : ona
-
36-Yâsin 74
vettehazû (ve ittehazû) : ve ittihaz ettiler, edindiler
-
38-Sâd 15
lehâ : onun
-
38-Sâd 22
dehalû : girdiler
-
38-Sâd 22
lâ tehaf : korkma
-
38-Sâd 35
li ehadin : birine, bir kimseye
-
38-Sâd 50
mufettehaten : açılmış olan
-
38-Sâd 63
ettehaznâ-hum : onları ittihaz ettik, onları ..... edindik
-
38-Sâd 64
tehâsumu : çekişiyorlar, tartışıyorlar
-
39-Zümer 3
ittehazû : edindiler
-
39-Zümer 5
en nehâri : gündüz
-
39-Zümer 5
en nehâre : gündüz
-
39-Zümer 6
ummehâti-kum : sizin anneleriniz
-
39-Zümer 13
ehâfu : korkarım
-
39-Zümer 22
şereha : şerhetti, açtı, yardı
-
39-Zümer 43
ittehazû : edindiler
-
39-Zümer 46
ve eş şehâdeti : ve görünen
-
4-Nisâ 5
es sufehâe : sefihler, aklı ermeyenler, mallarının değerini bilmeyenler
-
4-Nisâ 11
fe lehâ : o zaman onundur (kadınındır)
-
4-Nisâ 16
ve aslehâ : ve ıslâh oldular
-
4-Nisâ 17
bi cehâletin : cahillik ile
-
4-Nisâ 18
ehade- hum : onların birine, kendilerine
-
4-Nisâ 21
ve ehazne : ve onlar aldılar
-
4-Nisâ 23
ummehâtu-kum : anneleriniz
-
4-Nisâ 23
ve ehavâtu-kum : ve kız kardeşleriniz
-
4-Nisâ 23
ve ummehâtu-kum : ve anneleriniz
-
4-Nisâ 23
ve ehavâtu-kum : ve kız kardeşleriniz
-
4-Nisâ 23
ve ummehâtu : ve anneleri
-
4-Nisâ 23
ellâti dehaltum : gerdeğe girdiğiniz (birleştiğiniz kadınlar)
-
4-Nisâ 23
lem tekûnû dehaltum : gerdeğe girmediniz (birleşmediniz)
-
4-Nisâ 34
tehâfûne : korkarsınız
-
4-Nisâ 43
ehadun : biri, birisi
-
4-Nisâ 60
en yetehâkemû : muhakeme olmak
-
4-Nisâ 125
ve ittehaza : ve edindi
-
4-Nisâ 152
ehadin : biri, birini
-
4-Nisâ 153
ehazet-hum : onları yakaladı, helâk etti
-
4-Nisâ 153
ittehazû : edindiler
-
4-Nisâ 154
ve ehaznâ : ve biz aldık
-
4-Nisâ 176
fe lehâ : o taktirde onundur (kadının)
-
4-Nisâ 176
lehâ : onun (kadının)
-
40-Mü'min 5
ehaztu-hum : ve onları yakaladım
-
40-Mü'min 21
ehaze-hum allâhu : Allah onları aldı, yakaladı
-
40-Mü'min 22
ehaze-hum allâhu : Allah onları aldı, yakaladı
-
40-Mü'min 26
ehâfu : korkuyorum
-
40-Mü'min 30
ehâfu : korkuyorum
-
40-Mü'min 32
ehâfu : korkuyorum
-
40-Mü'min 47
yetehâccûne : tartışırlar
-
40-Mü'min 61
en nehâre : gündüz
-
41-Fussilet 11
lehâ : ona
-
41-Fussilet 17
istehabbû : sevdiler, tercih ettiler
-
41-Fussilet 17
ehazet-hum : onları yakaladı
-
41-Fussilet 30
ellâ tehâfû : korkmayın
-
41-Fussilet 37
ve en nehâru : ve gündüz
-
41-Fussilet 38
ve en nehâri : ve gündüz
-
42-Şûrâ 6
ittehazû : ittihaz ettiler, edindiler
-
42-Şûrâ 9
ittehazû : edindiler
-
42-Şûrâ 40
ve asleha : ve ıslâh etti
-
43-Zuhruf 16
ittehaze : edindi
-
43-Zuhruf 17
ehadu-hum : onlardan birisi
-
43-Zuhruf 19
şehâdetu-hum : onların şehadetleri, şahitlikleri
-
43-Zuhruf 48
ve ehaznâ-hum : ve biz onları aldık, yakaladık
-
43-Zuhruf 54
istehaffe : hafife aldı, küçümsedi
-
45-Câsiye 5
ve en nehâri : ve gündüz
-
45-Câsiye 9
ittehaze-hâ : onu edindi
-
45-Câsiye 10
mattehazû (mâ ittehazû) : edindikleri şey
-
45-Câsiye 23
ittehaze : edindi
-
45-Câsiye 35
ittehaztum : siz edindiniz
-
46-Ahkaf 21
ehâ : kardeşini
-
46-Ahkaf 21
ehâfu : korku
-
46-Ahkaf 28
nasare humullezînettehazû : onlara yardım etseydi, o edindikleri
-
46-Ahkaf 35
min nehârin : gündüzden
-
47-Muhammed 2
ve asleha : ve ıslâh etti, düzeltti
-
48-Fetih 21
ehâta allâhu : Allah ihata etti, kuşattı
-
48-Fetih 26
ehakka : daha çok hak sahibi
-
48-Fetih 27
lâ tehâfûne : korkmadan, korkusuzca
-
49-Hucurât 3
imtehane : imtihan etti
-
49-Hucurât 6
bi cehâletin : cehaletle, cahillikle, bilmeyerek
-
49-Hucurât 10
ehavey-kum : kardeşleriniz
-
49-Hucurât 12
ehadu-kum : sizden biri
-
5-Mâide 6
ev câe ehadun : veya birisi geldi
-
5-Mâide 12
ehaze allâhu : Allâh (c.c.) aldı
-
5-Mâide 14
ehaznâ : aldık
-
5-Mâide 20
ehaden : bir kimse, biri, birisi
-
5-Mâide 23
yehâfûne : korkarlar
-
5-Mâide 23
fe izâ dehaltumû-hu : böylece oradan girdiğiniz zaman
-
5-Mâide 27
min ehadi himâ : ikisinin birinden
-
5-Mâide 28
innî ehâfu Allâhe : muhakkak ki ben Allâh (c.c.)'dan korkarım
-
5-Mâide 54
ve lâ yehâfûne : ve korkmazlar
-
5-Mâide 57
ellezîne ettehazû : edinen kimseler
-
5-Mâide 58
ittehazû-hâ huzuven : onu alay konusu edindiler
-
5-Mâide 61
ve kad dehalû : ve girmişlerdir.
-
5-Mâide 70
lekad ehaznâ : andolsun ki biz aldık
-
5-Mâide 81
mâ ettehazû-hum : onları edinmezler
-
5-Mâide 87
mâ ehalle allâhu : Allâh'ın (c.c.) helâl kıldığı şey
-
5-Mâide 106
şehâdetu : şâhid yapın, şahitlik etsin
-
5-Mâide 106
ehade-kum(u) : sizden birisi
-
5-Mâide 106
şehâdete allâhi : Allâh'ın (cc.) şahitliği (Allâh (cc.) için yapılan şahitlik)
-
5-Mâide 107
istehakkâ ismen : bir günaha müstehak oldu
-
5-Mâide 107
istehakka aleyhim(u) : onlara daha layık, onların üzerinde hak sahibi
-
5-Mâide 107
le şehâdetu-nâ : bizim şahitliğimiz mutlaka
-
5-Mâide 107
ehakku : daha doğru
-
5-Mâide 107
min şehâdeti himâ : o iki kişinin şahitliğinden
-
5-Mâide 108
bi eş şehâdeti : şehâdet ile
-
5-Mâide 108
ev yehâfû : veya korkmaları
-
5-Mâide 115
ehaden : biri, birisi, birini
-
50-Kaf 6
ve mâ lehâ : ve onun yoktur
-
50-Kaf 10
lehâ : onun (var)
-
50-Kaf 45
men yehâfu : korkanlara
-
51-Zâriyât 25
iz dehalû : girdikleri zaman
-
51-Zâriyât 28
lâ tehaf : korkma
-
51-Zâriyât 40
ehaznâ-hu : biz onu yakaladık
-
51-Zâriyât 44
ehazet-hum : onları aldı
-
52-Tûr 44
sehâbun : bulut, bulutlar
-
53-Necm 14
sidreti el muntehâ : Sidretül Münteha
-
53-Necm 32
ummehâtikum : annelerinizin
-
53-Necm 42
el muntehâ : dönüş (son varış)
-
53-Necm 58
lehâ : onun, onu
-
54-Kamer 34
bi seharin : seher vakti
-
54-Kamer 38
sabbeha-hum : onlara bir sabah vakti ..... oldu
-
54-Kamer 42
ehaznâ-hum : onları aldık, yakaladık
-
56-Vâkıa 20
yetehayyerûne : arzu ederler
-
57-Hadid 1
sebbeha : tesbih etti
-
57-Hadid 6
fî en nehâri : gündüzün içine
-
57-Hadid 6
en nehâre : gündüz
-
57-Hadid 8
ehaze : aldı
-
58-Mücâdele 1
tehâvure-kumâ : siz ikinizin karşılıklı konuşması
-
58-Mücâdele 2
ummehâti-him : onların anneleri
-
58-Mücâdele 2
ummehâtu-hum : onların anneleri
-
58-Mücâdele 16
ittehazû : edindiler
-
59-Haşr 1
sebbeha : tespih etti
-
59-Haşr 7
nehâ-kum : sizi nehyetti
-
59-Haşr 11
ehaden : bir kişi, bir kimse
-
59-Haşr 16
ehâfu allâhe : Allah'tan korkarım
-
59-Haşr 22
ve eş şehâdeti : ve müşahede edilen, görünen
-
6-En'âm 13
ve en nehâri : ve gündüz
-
6-En'âm 15
ehâfu : korkarım
-
6-En'âm 19
şehâdeten : şahit olarak
-
6-En'âm 42
fe ehaznâ-hum : o zaman Biz onları yakaladık, uğrattık
-
6-En'âm 44
ehaznâ-hum : onları yakaladık (aldık)
-
6-En'âm 46
in ehaze : eğer alsa
-
6-En'âm 48
ve asleha : ve ıslâh oldu (nefs tezkiyesi yaptı)
-
6-En'âm 51
ellezîne yehâfûne : korkan kimseler
-
6-En'âm 54
bi cehâletin : cahillikle
-
6-En'âm 54
ve asleha : ve ıslâh oldu
-
6-En'âm 60
bi en nehâri : gündüzleyin
-
6-En'âm 61
ehade-kum : sizden birisi
-
6-En'âm 70
ittehazû : edindiler
-
6-En'âm 70
leyse lehâ : onun yoktur
-
6-En'âm 73
ve eş şehâdeti : ve müşahede edilen, görünen
-
6-En'âm 80
ve lâ ehâfu : ve ben korkmuyorum, korkmam
-
6-En'âm 81
ehâfu : korkarım
-
6-En'âm 81
ve lâ tehâfûne : ve siz korkmuyorsunuz
-
6-En'âm 81
ehakku : daha çok haklı (hakediyor)
-
6-En'âm 140
sefehan : sefih olarak, akılsızca, aptalca
-
61-Saf 1
sebbeha : tespih etti
-
62-Cum'a 8
ve eş şehâdeti : ve müşahede edilebilen, görülen
-
63-Münâfikûn 2
ittehazû : edindiler
-
63-Münâfikûn 10
ehade-kum(u) : sizden birisi
-
64-Teğabün 18
ve eş şehâdeti : ve müşahede edilen, görünen
-
65-Talâk 2
eş şehâdete : şahitlik
-
65-Talâk 12
ehâta : ihata eti, kuşattı
-
66-Tahrim 1
ehalle : helâl kıldı
-
67-Mülk 7
lehâ : onun
-
68-Kalem 23
yetehâfetûne : gizli gizli konuşuyorlar
-
68-Kalem 38
tehayyerûne : siz tahayyer ediyorsunuz, beğenip seçiyorsunuz
-
69-Hâkka 10
ehaze-hum : onları yakaladı
-
69-Hâkka 45
le ehaznâ : elbette biz tutar alırdık
-
69-Hâkka 47
min ehadin : biriniz
-
7-A'râf 20
nehâkumâ : ikinize yasakladı, ikinizi men etti (nehyetti)
-
7-A'râf 30
inne-hum ettehazû eş şeyâtîne : muhakkak ki onlar şeytanı ... edindiler
-
7-A'râf 35
ve asleha : ve nefsini ıslâh ederse
-
7-A'râf 38
dehalet : girdi, dahil oldu
-
7-A'râf 51
ettehazû : edindiler
-
7-A'râf 54
en nehâre : gündüz
-
7-A'râf 57
sehâben : bulutlar
-
7-A'râf 59
ehâfu : korkuyorum
-
7-A'râf 65
ehâ-hum : onların kardeşi
-
7-A'râf 73
ehâ-hum : onların kardeşi
-
7-A'râf 78
ehazet-hum : onları aldı (helâk etti), yakaladı
-
7-A'râf 80
min ehadin : birinden, biri, hiçbiri
-
7-A'râf 85
ehâ-hum : onların kardeşi
-
7-A'râf 91
fe ehazet-hum : bunun üzerine, böylece onları aldı (helâk etti), yakaladı
-
7-A'râf 94
ehaz-nâ : aldık, uğrattık
-
7-A'râf 95
fe ehaz-nâ-hum : böylece onları aldık, yakaladık, yok ettik
-
7-A'râf 96
fe ehaz-nâ-hum : böylece biz onları aldık, yakaladık (cezalandırdık)
-
7-A'râf 111
ve ehâ-hu : ve kardeşini
-
7-A'râf 113
es seharatu : sihirbazlar
-
7-A'râf 116
seharû : sihirlediler, büyülediler
-
7-A'râf 120
es seharatu : sihirbazlar
-
7-A'râf 130
ehaz-nâ : biz aldık, uğrattık
-
7-A'râf 148
vettehaze (ve ittehaze) : ve edindiler
-
7-A'râf 148
ittehazû-hu : onu (ilâh) edindiler
-
7-A'râf 150
ve ehaze : ve aldı, tuttu
-
7-A'râf 152
ellezîne ittehazû el ıcle : buzağı (ilâh) edinen kimseler
-
7-A'râf 154
ehaze el elvâhe : levhaları tuttu, aldı
-
7-A'râf 155
ehazet-hum er recfetu : onları şiddetli bir sarsıntı aldı, yakaladı
-
7-A'râf 155
feala es sufehâu : sefihlerin, akılsızların yaptıkları
-
7-A'râf 172
ve iz ehaze : ve çıkardığı, aldığı zaman
-
7-A'râf 175
fenseleha (fe inseleha) : sonra o ayrıldı
-
70-Meâric 33
şehâdâti-him : onların şahitlikleri
-
71-Nuh 5
ve nehâran : ve gündüz
-
71-Nuh 28
dehale : girdi
-
72-Cin 2
ehaden : birisi, bir kimse
-
72-Cin 3
mâ ittehaze : edinmedi
-
72-Cin 7
ehaden : birisi, bir kimse
-
72-Cin 13
fe lâ yehâfu : bundan sonra korkmaz
-
72-Cin 14
teharrev : ararlar
-
72-Cin 18
ehaden : birisi, bir kimse
-
72-Cin 20
ehaden : birisi, bir kimse
-
72-Cin 22
ehadun : birisi, bir kimse
-
72-Cin 22
multehaden : sığınacak yer
-
72-Cin 26
ehaden : birisi, bir kimse
-
73-Müzzemmil 7
fî en nehâri : gündüzün içinde, gündüzleyin ..... vardır
-
73-Müzzemmil 16
ehaznâ-hu : onu ahzettik, tutup aldık (helâk ettik)
-
73-Müzzemmil 19
ittehaze : ittihaz eder, edinir
-
73-Müzzemmil 20
ve en nehâre : ve gündüz
-
76-İnsan 7
ve yehâfûne : ve korkarlar
-
76-İnsan 29
ittehaze : edindi
-
77-Mürselât 32
innehâ : muhakkak ki o
-
78-Nebe 11
en nehâre : gündüz
-
78-Nebe 39
ittehaze : ittihaz eder, edinir
-
79-Nâziât 25
ehaze-hu allâhu : Allah onu ahzetti, yakalayıp helâk etti
-
79-Nâziât 30
dehâ-hâ : onu yayıp döşedi
-
79-Nâziât 40
ve nehâ : ve nehyetti, mani oldu, yasakladı
-
79-Nâziât 44
muntehâ-hâ : onun sonu, nihayeti
-
8-Enfâl 16
muteharrifen : tekrar (harbe hazırlık için) dönen
-
8-Enfâl 16
mutehayyizen : dahil olan, katılan, katılmak üzere olan
-
8-Enfâl 26
tehâfûne : korkuyorsunuz
-
8-Enfâl 26
yetehattafe-kum en nâsu : insanların sizi kıskıvrak tutması, yakalaması
-
8-Enfâl 48
ehâfu allâhe : ben Allah'tan korkarım
-
8-Enfâl 52
fe ehaze-hum allâhu : o zaman, böylece Allah onları aldı (yakaladı)
-
8-Enfâl 58
tehâfenne : mutlaka, kesinlikle korkarsın
-
8-Enfâl 61
lehâ : ona
-
8-Enfâl 68
ehaz-tum : siz aldınız
-
84-İnşikak 4
ve tehallet : ve boşaldı
-
87-A'lâ 14
efleha : felâha, kurtuluşa erdi
-
89-Fecr 16
ehâne-ni : bana ihanet etti
-
89-Fecr 18
ve lâ tehâddûne : ve birbirinizi teşvik etmiyorsunuz
-
89-Fecr 25
ehadun : bir kimse
-
89-Fecr 26
ehadun : kimse
-
9-Tevbe 4
ehaden : birisi
-
9-Tevbe 5
fe izânseleha (fe izâ inseleha) : artık, sona erdiği, geçtiği zaman
-
9-Tevbe 6
ehadun : biri, birisi
-
9-Tevbe 13
ehakku : daha hak sahibidir
-
9-Tevbe 23
inistehabbû (in istehabbû) el kufre : eğer, şayet küfrü seviyorlarsa
-
9-Tevbe 24
ehabbe : daha sevimli, daha sevgili
-
9-Tevbe 31
ittehazû : edindiler
-
9-Tevbe 50
kad ehaz-nâ : biz almıştık
-
9-Tevbe 57
muddehalen : dahil olunan, girilen yer
-
9-Tevbe 62
ehakku : daha çok hak sahibi
-
9-Tevbe 84
alâ ehadin : birisi için, birisinin üzerine
-
9-Tevbe 94
ve eş şehâdetî : ve görünen
-
9-Tevbe 105
ve eş şehâdeti : ve müşahade edileni, görüneni
-
9-Tevbe 107
ve ellezîne ettehazû : ve onlar ... edindiler
-
9-Tevbe 108
ehakku : daha çok haktır, daha uygun, daha lâyık
-
9-Tevbe 120
en yetehallefû : geri kalmaları
-
9-Tevbe 127
min ehadin : biri, bir kimse, birisi
-
90-Beled 5
ehadun : bir kimse, hiç kimse
-
90-Beled 7
ehadun : bir kimse, hiç kimse
-
90-Beled 11
lâ ıktehame : katlanmadı, geçmedi, aşmadı
-
91-Şems 3
en nehâri : gündüz
-
91-Şems 9
efleha : felâha erdi
-
91-Şems 15
lâ yehâfu : korkmaz, korkacak değil
-
92-Leyl 2
ve en nehâri : ve gündüze
-
92-Leyl 19
li ehadin : bir kimseye
-
99-Zilzâl 3
lehâ : ona
-
99-Zilzâl 5
evhâ lehâ : ona vahyetti