Kur'an İçerisinde Arama
Sayfayı Yenile
Arapça Metin Arama (Harekeli)
Aranan Kelime : him
Aranan Yer : Arapça Kelime Meali (Latin Harfleriyle)
Bulunan Sonuç : 1257
-
1-Fâtiha 1
er rahmân er rahîm : Rahmân ve Rahîm Rahîm esması ile tecelli eden, rahmet nuru gönderen.
-
1-Fâtiha 3
er rahîmi : rahîm esması ile tecelli eden, rahmet nurunun sahibi
-
1-Fâtiha 7
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
1-Fâtiha 7
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
10-Yunus 2
inde rabbi-him : Rab'lerinin katında
-
10-Yunus 9
yehdî-him : onları ulaştırır, hidayet eder
-
10-Yunus 9
bi îmâni-him : îmânları ile, dolayısıyla
-
10-Yunus 9
min tahtihimu : altından
-
10-Yunus 11
ileyhim : onlara
-
10-Yunus 11
fî tugyâni-him : isyanları içinde
-
10-Yunus 14
min ba'di-him : onlardan sonra
-
10-Yunus 15
aleyhim : onlara
-
10-Yunus 22
bi-him : onlarla
-
10-Yunus 22
bi-him : onlarla
-
10-Yunus 39
ye'ti-him : onlara geldi
-
10-Yunus 39
ellezîne min kabli-him : onlardan önceki kimseler
-
10-Yunus 62
aleyhim : onlara
-
10-Yunus 71
aleyhim : onlara
-
10-Yunus 74
ilâ kavmi-him : onların kavmine
-
10-Yunus 75
min ba'di-him : onlardan sonra
-
10-Yunus 83
ve melâi-him : ve onun ileri gelenleri
-
10-Yunus 88
emvâli-him : onların mallarını
-
10-Yunus 88
alâ kulûbi-him : kalplerinin üzerini, kalplerini
-
10-Yunus 96
aleyhim : onlar üzerlerine, onların üzerine
-
10-Yunus 102
min kabli-him : onlardan önce
-
10-Yunus 107
er râhîmu : rahîmdir, rahmet nurunu gönderendir
-
100-Âdiyât 11
bi-him : onlardan, kendilerinden
-
102-Tekâsür 6
el cahîme : alevli ateş
-
104-Hümeze 8
aleyhim : onların üzerine
-
105-Fil 3
aleyhim : onların üzerine
-
105-Fil 4
termî-him : onların üzerine atıyorlar
-
106-Kureyş 2
ilâfi-him : onları ülfet ettirdi, emin ve rahat olmalarını sağladı
-
107-Mâ'ûn 5
an salâti-him : namazlarından
-
11-Hûd 8
yevme ye'tî-him : onlara geldiği gün
-
11-Hûd 8
bi-him : onları
-
11-Hûd 15
ileyhim : onlara
-
11-Hûd 18
alâ rabbi-him : Rab'lerine
-
11-Hûd 18
alâ rabbi-him : Rab'lerinin üzerine (Rab'lerine)
-
11-Hûd 23
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
11-Hûd 29
rabbi-him : Rab'lerine
-
11-Hûd 31
fî enfusi-him : onların nefslerindekileri
-
11-Hûd 41
rahîmun : rahîmdir (rahmet nuru gönderen)
-
11-Hûd 42
bi-him : onlarla
-
11-Hûd 43
men rahime : rahmet ettiği kimse(ler)
-
11-Hûd 59
rabbi-him : onların Rabbi (Rab'leri)
-
11-Hûd 67
fî diyâri-him : yurtlarında, diyarlarında
-
11-Hûd 69
ibrâhîme : İbrâhîm
-
11-Hûd 74
an ibrâhîme : İbrâhîm'den
-
11-Hûd 75
ibrâhîme : İbrâhîm
-
11-Hûd 76
yâ ibrâhîmu : ey İbrâhîm
-
11-Hûd 76
âtî-him : onlara geldi
-
11-Hûd 77
sîe bi-him : onlarla, onlardan dolayı fena oldu, üzüldü
-
11-Hûd 77
ve dâka bi-him zer'an : ve onlardan dolayı içi daralıp, telâşlandı
-
11-Hûd 90
rahîmun : rahmet nuru gönderendir
-
11-Hûd 94
fî diyâri-him : kendi diyarlarında, yurtlarında
-
11-Hûd 119
men rahime : rahmet ettiği kimseler
-
12-Yusuf 6
ibrâhîme ve ishâka : İbrâhîm ve İshak
-
12-Yusuf 15
bi emri-him : onların yaptıklarını, onların işini
-
12-Yusuf 20
derâhime : dirhemler
-
12-Yusuf 38
ibrâhîme : İbrâhîm
-
12-Yusuf 53
mâ rahime : Rahîm esmasıyla tecelli ettiği kişi
-
12-Yusuf 53
rahîmun : rahmet nuru gönderendir
-
12-Yusuf 59
bi cehâzi-him : zahire yüklerini
-
12-Yusuf 62
fî rihâli-him : onların yüklerinin içine (heybelerine)
-
12-Yusuf 62
ilâ ehli-him : ailelerine
-
12-Yusuf 63
ebî-him : (onların) babaları
-
12-Yusuf 64
erhamu er râhimîne : rahmet edenlerin en çok rahmet edenidir
-
12-Yusuf 65
ileyhim : kendilerine, onlara
-
12-Yusuf 70
bi cehâzi-him : onların yüklerini
-
12-Yusuf 71
aleyhim : onlara
-
12-Yusuf 72
hımlu beîrin : bir deve yükü
-
12-Yusuf 76
bi ev'ıyeti-him : onların heybeleri
-
12-Yusuf 83
bi-him : onları
-
12-Yusuf 92
erhamu er râhimîne : rahîm olanların en çok rahmet edenidir
-
12-Yusuf 98
er rahîmu : rahîmdir (rahmet nuru gönderendir)
-
12-Yusuf 102
ledey-him : onların yanında
-
12-Yusuf 109
ileyhim : onlara
-
12-Yusuf 109
ellezîne min kabli-him : onlardan önceki kimseler
-
12-Yusuf 111
fî kasası-him : onların kıssalarında vardır
-
13-Ra'd 5
bi rabbi-him : Rab'lerini
-
13-Ra'd 5
fî a'nâkı-him : onların boyunlarındadır
-
13-Ra'd 6
min kabli-him : onlardan önce
-
13-Ra'd 6
alâ zulmi-him : onların zulümlerine karşılık
-
13-Ra'd 11
mâ bi enfusi-him : nefslerinde olan şeyi
-
13-Ra'd 16
li enfusi-him : kendileri için
-
13-Ra'd 16
aleyhim : onlara
-
13-Ra'd 18
li rabbi-him : Rab'lerine
-
13-Ra'd 22
vechi rabbi-him : Rab'lerinin yüzünü, Zat'ını
-
13-Ra'd 23
min âbâi-him : babalarından
-
13-Ra'd 23
ve ezvâci-him : ve onların eşlerinden
-
13-Ra'd 23
ve zurriyyâti-him : ve onların zürriyetlerinden
-
13-Ra'd 23
aleyhim : onlara, onların yanına
-
13-Ra'd 30
aleyhim : onlara
-
13-Ra'd 31
min dâri-him : yurtlarından, evlerinden (yurtlarına, evlerine)
-
13-Ra'd 42
ellezîne min kabli-him : onlardan önceki kimseler
-
14-İbrahim 1
rabbi-him : Rab'lerinin
-
14-İbrahim 9
min ba'di-him : onlardan sonra
-
14-İbrahim 9
fî efvâhi-him : ağızlarına
-
14-İbrahim 13
li rusuli-him : resûllerini
-
14-İbrahim 13
ileyhim : onlara
-
14-İbrahim 14
min ba'di-him : onlardan sonra
-
14-İbrahim 18
bi rabbi-him : Rab'lerini
-
14-İbrahim 23
rabbi-him, : Rab'lerinin
-
14-İbrahim 35
ibrâhîmu : İbrâhîm
-
14-İbrahim 36
rahîmun : rahmet nuru gönderensin, rahmet edensin
-
14-İbrahim 37
ileyhim : onlara
-
14-İbrahim 43
ruûsi-him : onların başları, başlarını
-
14-İbrahim 43
ileyhim : onlara, kendilerine
-
14-İbrahim 44
ye'tî-him : onlara gelecek
-
14-İbrahim 45
bi-him : onlara, onları
-
15-Hicr 3
ve yulhi-him : ve onları meşgul etsin, oyalasın
-
15-Hicr 11
ve mâ ye'tî-him : ve onlara gelmedi
-
15-Hicr 14
aleyhim : onlara
-
15-Hicr 42
leke aleyhim : senin onların üzerinde
-
15-Hicr 47
fî sudûri-him : onların göğüslerinin içinde
-
15-Hicr 49
er rahîmu : rahmet eden, rahmet nuru gönderen
-
15-Hicr 51
ibrâhîme : İbrâhîm
-
15-Hicr 72
le fî sekreti-him : elbette sarhoşlukları içinde
-
15-Hicr 74
aleyhim : onların üzerine
-
15-Hicr 88
aleyhim : onlara, onlar için
-
16-Nahl 7
rahîmun : rahîmdir (merhametli, rahmet nuru gönderen)
-
16-Nahl 18
rahîmun : rahîm (rahmet nurunu gönderen)dir
-
16-Nahl 26
ellezîne min kabli-him : onlardan önceki kimseler
-
16-Nahl 26
aleyhim : onların üzerlerine
-
16-Nahl 26
min fevkı-him : üstlerinden
-
16-Nahl 27
yuhzî-him : onları zelil edecek, rezil rüsva edecek, alçaltacak
-
16-Nahl 27
fî-him : onlar için, onlar hakkında, onlar uğruna
-
16-Nahl 28
enfusi-him : onların nefsleri
-
16-Nahl 33
min kabli-him : onlardan önce
-
16-Nahl 34
bi-him : onları
-
16-Nahl 35
min kabli-him : onlardan önce
-
16-Nahl 38
eymâni-him : yeminleri
-
16-Nahl 42
ve alâ rabbi-him : ve Rab'lerine
-
16-Nahl 43
ileyhim : onlara
-
16-Nahl 44
ileyhim : onlara
-
16-Nahl 45
bi-him : onları
-
16-Nahl 46
fî tekallubi-him : onları dönüp dolaşmaları esnasında
-
16-Nahl 47
rahîmun : rahîm (rahmet nuru gönderen, merhametli)
-
16-Nahl 50
min fevkı-him : onların (kendi) üstlerinden
-
16-Nahl 54
bi rabbi-him : Rab'lerine
-
16-Nahl 61
bi zulmi-him : onların zulümleri sebebiyle
-
16-Nahl 71
rızkı-him : onların rızıklarını
-
16-Nahl 86
ileyhim : onlara
-
16-Nahl 89
aleyhim : onların üzerine
-
16-Nahl 89
min enfusi-him : onların kendilerinden
-
16-Nahl 99
rabbi-him : onların Rab'leri, kendi Rab'leri
-
16-Nahl 104
lâ yehdî-him : onları hidayete erdirmez
-
16-Nahl 106
fe aleyhim : o zaman onlara, onların üstüne
-
16-Nahl 108
alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerini, kalplerini
-
16-Nahl 108
ve sem'ı-him : ve onların işitme hassaları
-
16-Nahl 108
ve ebsâri-him : ve onların görme hassaları
-
16-Nahl 110
rahîmun : rahmet nuru gönderendir
-
16-Nahl 115
rahîmun : rahîmdir, rahmet nuru gönderendir
-
16-Nahl 119
rahîmun : rahmet edendir, rahmet nuru gönderendir
-
16-Nahl 120
ibrâhîme : İbrâhîm
-
16-Nahl 123
ibrâhîme : İbrâhîm
-
16-Nahl 127
aleyhim : onlara, onların yüzünden
-
17-İsrâ 6
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
17-İsrâ 46
kulûbi-him : oların kalpleri
-
17-İsrâ 46
ve fî âzâni-him : ve onların kulaklarında vardır
-
17-İsrâ 46
edbâri-him : arkalarına
-
17-İsrâ 54
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
17-İsrâ 57
ilâ rabbi-him : Rab'lerine, kendilerinin Rabbine
-
17-İsrâ 64
aleyhim : onların üzerine
-
17-İsrâ 65
aleyhim : onların üzerine
-
17-İsrâ 66
rahîmen : merhametli, rahmet eden, rahmet nuru gönderen
-
17-İsrâ 71
bi imâmi-him : imamları ile
-
17-İsrâ 74
ileyhim : onlara
-
17-İsrâ 95
aleyhim : onlara
-
17-İsrâ 97
alâ vucûhi-him : yüzleri üzerinde, yüzükoyun, yüzüstü
-
17-İsrâ 107
aleyhim : onlara
-
18-Kehf 5
li âbâi-him : onların babalarının, atalarının
-
18-Kehf 5
min efvâhi-him : ağızlarından
-
18-Kehf 6
alâ âsâri-him : onların izi üzere, onların arkalarından
-
18-Kehf 11
âzâni-him : onların kulakları
-
18-Kehf 13
bi rabbi-him : Rab'lerine
-
18-Kehf 14
kulûbi-him : onların kalpleri
-
18-Kehf 15
aleyhim : onlara
-
18-Kehf 17
an kehfi-him : onların mağarasından (mağarasına)
-
18-Kehf 18
aleyhim : onlara, onları
-
18-Kehf 20
milleti-him : kendi dînlerine
-
18-Kehf 21
aleyhim : onlara, onları
-
18-Kehf 21
aleyhim : onların üzerine
-
18-Kehf 21
bi-him : onları
-
18-Kehf 21
alâ emri-him : onların işleri üzerine, onların işlerine
-
18-Kehf 21
aleyhim : onların üzerine
-
18-Kehf 22
bi ıddeti-him : onların sayısını
-
18-Kehf 22
fî-him : onlar hakkında
-
18-Kehf 22
fî-him : onlar hakkında
-
18-Kehf 25
fî kehfi-him : mağaralarının içinde (mağarada)
-
18-Kehf 29
bi-him : onları
-
18-Kehf 31
min tahti-him : onların altından
-
18-Kehf 32
li ehadi-himâ : ikisinden birine
-
18-Kehf 51
enfusi-him : onlar, kendileri
-
18-Kehf 57
alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerine
-
18-Kehf 57
âzâni-him : onların kulakları
-
18-Kehf 59
li mehliki-him : onların helâk edilmesi için
-
18-Kehf 61
beyni-himâ : ikisinin arasında
-
18-Kehf 64
alâ âsâri-himâ : (ikisinin) izleri üzerinde
-
18-Kehf 86
fî-him : onların içinde, onlar hakkında, onlara karşı
-
18-Kehf 93
min dûni-himâ : o ikisinden başka
-
18-Kehf 105
rabbi-him : Rab'lerinin
-
19-Meryem 11
ileyhim : onlara
-
19-Meryem 17
min dûni-him : onlardan başka, onlardan ayıran
-
19-Meryem 37
min beyni-him : onların arasından, kendi aralarında
-
19-Meryem 38
esmi' bi-him : onlara işittir (neler neler, hayret edilecek şeyler işittirilir)
-
19-Meryem 41
ibrâhîme : İbrâhîm
-
19-Meryem 46
yâ ibrâhîmu : ey İbrâhîm
-
19-Meryem 58
aleyhim : onları
-
19-Meryem 58
ibrâhîme : İbrâhîm
-
19-Meryem 58
aleyhim : onlara
-
19-Meryem 59
min ba'di-him : onlardan sonra
-
19-Meryem 73
aleyhim : onlara
-
19-Meryem 82
bi ibâdeti-him : onların ibadetlerini
-
19-Meryem 82
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
19-Meryem 84
aleyhim : onlara, onlar için
-
2-Bakara 5
rabbi-him : kendi Rab'leri, onların Rabbi
-
2-Bakara 6
aleyhim : onlara, onlar için
-
2-Bakara 7
kulûbi-him : onların kalpleri
-
2-Bakara 7
sem'ı-him : onların işitme hassası
-
2-Bakara 7
ebsâri-him : onların görme hassası
-
2-Bakara 10
kulûbi-him : onların kalpleri
-
2-Bakara 14
ilâ şeyâtîni-him : kendi şeytanlarıyla
-
2-Bakara 15
bi-him : onlarla
-
2-Bakara 15
tugyâni-him : onların azgınlıkları
-
2-Bakara 17
nûri-him : onların nuru, nurları, aydınlığı, ışığı
-
2-Bakara 19
fî âzâni-him : kulaklarının içine, kulaklarına
-
2-Bakara 20
aleyhim : onların üzerine
-
2-Bakara 20
bi sem'i-him : onların işitmesi
-
2-Bakara 20
ve ebsâri-him : ve onların görmesi
-
2-Bakara 26
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
2-Bakara 33
bi esmâi-him : O'nun (Allah'ın) isimleri
-
2-Bakara 33
bi esmâi-him : O'nun (Allah'ın) isimleri
-
2-Bakara 37
er rahîmu : Rahim esmasıyla tecelli eden
-
2-Bakara 38
aleyhim : onlara
-
2-Bakara 46
rabbi-him : (onların) Rab'leri
-
2-Bakara 54
er rahîmu : rahîm olan, rahmet nuru gönderen,
-
2-Bakara 61
aleyhim : onların üzerine
-
2-Bakara 62
rabbi-him : onların Rabbi, Rab'leri
-
2-Bakara 62
aleyhim : onlara
-
2-Bakara 79
bi eydî-him : elleriyle
-
2-Bakara 79
eydî-him : onların elleri, kendi elleri
-
2-Bakara 85
min diyâri-him : kendi yurtlarından
-
2-Bakara 85
aleyhim : onlara karşı
-
2-Bakara 88
bi kufri-him : onların küfürleri, inkârları sebebi ile
-
2-Bakara 93
fî kulûbi-him : onların kalplerinin içine, kalplerine
-
2-Bakara 93
bi kufri-him : küfürleri sebebiyle
-
2-Bakara 95
eydî-him : onların elleri, elleri
-
2-Bakara 101
zuhûri-him : onların arkaları, arkalarına
-
2-Bakara 109
enfusi-him : onların nefsleri
-
2-Bakara 112
aleyhim : onlara
-
2-Bakara 113
kavli-him : onların sözleri
-
2-Bakara 118
min kabli-him : onlardan önce
-
2-Bakara 118
kavli-him : onların sözleri
-
2-Bakara 119
an ashâbi el cahîmi : cehennem ehlinden, cehennem halkından
-
2-Bakara 124
ibrâhîme : İbrâhîm
-
2-Bakara 125
ibrâhîme : İbrâhîm
-
2-Bakara 125
ilâ ibrâhîme : İbrâhîm'e
-
2-Bakara 126
ibrâhîmu : İbrâhîm
-
2-Bakara 127
ibrâhîmu : İbrâhîm
-
2-Bakara 128
er rahîmu : rahmet nuru gönderen,
-
2-Bakara 129
yetlû aleyhim : onlara okur
-
2-Bakara 129
ve yuzekkî-him : ve onları tezkiye eder, nefslerini temiz- ler, tasfiye eder
-
2-Bakara 130
an milleti ibrâhîme : İbrâhîm'in dîni
-
2-Bakara 132
ibrâhîmu : İbrâhîm
-
2-Bakara 133
ibrâhîme : İbrâhîm
-
2-Bakara 135
millete ibrâhîme : İbrâhîm'in milleti, dîni
-
2-Bakara 136
ilâ ibrâhîme : İbrâhîm'e
-
2-Bakara 136
min rabbi-him : Rab'leri tarafından
-
2-Bakara 140
ibrâhîme : İbrâhîm
-
2-Bakara 142
an kıbleti-him : kıblelerinden
-
2-Bakara 143
rahîmun : çok merhametli, rahmet gönderen
-
2-Bakara 144
min rabbi-him : onların Rabbinden
-
2-Bakara 157
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
2-Bakara 157
rabbi-him : onların Rabbi
-
2-Bakara 158
bi-himâ : ikisini
-
2-Bakara 160
etûbu aleyhim : onların tövbelerini kabul ederim
-
2-Bakara 160
er rahîmu : rahîm esması ile tecelli eden, çok merhametli olan
-
2-Bakara 161
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
2-Bakara 163
er rahîmu : ve Rahîm olan, rahmet nurunun sahibi
-
2-Bakara 166
bi-him : onlar ile
-
2-Bakara 167
yurî-him(u) : onlara gösterecek
-
2-Bakara 167
aleyhim : onlara
-
2-Bakara 173
rahîmun : rahmet eden, rahmet nurunun sahibi
-
2-Bakara 174
butûni-him : (onların) karınları
-
2-Bakara 174
ve lâ yuzekkî-him : ve onları tezkiye etmez, temize çıkarmaz, temizlemez
-
2-Bakara 177
bi ahdi-him : (onların) ahdlerini
-
2-Bakara 182
rahîmun : rahîm olan, rahmet nurunun sahibi
-
2-Bakara 192
rahîmun : rahîmdir, rahmet nurunun sahibidir,
-
2-Bakara 199
rahîmun : rahîm olan, rahmet nuru gönderen
-
2-Bakara 218
rahîmun : rahmet nurunun sahibi,
-
2-Bakara 219
fî-himâ : ikisinde vardır
-
2-Bakara 219
min nef'i-himâ : onların (o ikisinin) faydalarından
-
2-Bakara 226
min nisâi-him : kadınlarından (uzak olma)
-
2-Bakara 226
rahîmun : rahmet nuru gönderen,
-
2-Bakara 229
aleyhimâ : onların ikisi üzerine, ikisine
-
2-Bakara 230
aley-himâ : onların ikisi üzerine, ikisine
-
2-Bakara 233
aleyhimâ : onların ikisi üzerine, ikisine
-
2-Bakara 240
li ezvâci-him : onların eşlerine
-
2-Bakara 243
min diyâri-him : kendi diyarlarından, yurtlarından
-
2-Bakara 246
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
2-Bakara 253
ellezîne min ba'di-him : onlardan sonrakiler
-
2-Bakara 255
mâ beyne eydî-him : onların elleri arasında olan şeyler, onların önlerindeki
-
2-Bakara 258
ibrâhîme : İbrâhîm
-
2-Bakara 258
ibrâhîmu : İbrâhîm
-
2-Bakara 258
ibrâhîmu : İbrâhîm
-
2-Bakara 259
ilâ hımâri-ke : merkebine
-
2-Bakara 260
ibrâhîmu : İbrâhîm
-
2-Bakara 262
rabbi-him : onların Rab'leri
-
2-Bakara 262
aleyhim : onlara
-
2-Bakara 265
min enfusi-him : kendi nefslerinden, nefslerini
-
2-Bakara 274
rabbi-him : onların Rab'leri
-
2-Bakara 274
aleyhim : onlara
-
2-Bakara 277
rabbi-him : (onların) kendi Rab'leri
-
2-Bakara 277
aleyhim : onlara
-
20-Tâ-Hâ 10
li ehlihimkusû (ehli-hi umkusû) : ailesine
-
20-Tâ-Hâ 63
bi sihri-himâ : sihirleri ile (ikisinin sihri)
-
20-Tâ-Hâ 66
min sıhri-him : onların sihirlerinden (dolayı)
-
20-Tâ-Hâ 89
ileyhim : onlara
-
20-Tâ-Hâ 101
hımlen : yük olarak, yüklenilen şey
-
20-Tâ-Hâ 110
mâ beyne eydî-him : onların elleri arasındakini, onların önlerindekini
-
20-Tâ-Hâ 121
aleyhimâ : kendi üzerlerini
-
20-Tâ-Hâ 128
mesâkini-him : onların meskenleri
-
20-Tâ-Hâ 133
e ve lem te'ti-him : onlara gelmedi mi
-
21-Enbiyâ 2
mâ ye'tî-him : onlara gelmedi (ki)
-
21-Enbiyâ 2
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
21-Enbiyâ 7
ileyhim : onlara
-
21-Enbiyâ 22
fî-himâ : ikisinde
-
21-Enbiyâ 28
beyne eydî-him : onların elleri arasındaki, önlerindeki
-
21-Enbiyâ 31
him : onlar, onları
-
21-Enbiyâ 39
an vucûhi-him : onların yüzlerinden
-
21-Enbiyâ 39
ve lâ an zuhûri-him : ve onların sırtlarından olmaz
-
21-Enbiyâ 40
te'tî-him : onlara gelecek, gelir
-
21-Enbiyâ 42
rabbi-him : onların Rab'leri
-
21-Enbiyâ 43
enfusi-him : onların kendileri
-
21-Enbiyâ 44
aleyhim : onlara
-
21-Enbiyâ 51
ibrâhîme : İbrâhîm
-
21-Enbiyâ 60
ibrâhîmu : İbrâhîm
-
21-Enbiyâ 62
yâ ibrahîmu : ey İbrâhîm
-
21-Enbiyâ 64
ilâ enfusi-him : onlar kendilerine
-
21-Enbiyâ 65
ruûsi-him : onların başları
-
21-Enbiyâ 69
alâ ibrâhîme : İbrâhîm'e
-
21-Enbiyâ 73
ileyhim : onlara
-
21-Enbiyâ 78
li hukmi-him : onların hükmüne
-
21-Enbiyâ 79
fehhemnâ-hâ \n(fehime) : biz bunu, ona anlattık, öğrettik (anlamasını sağladık) \n: (anladı)
-
21-Enbiyâ 83
erhamu er râhımîne : merhametlilerin en merhametlisi
-
22-Hac 19
rabbi-him : onların Rab'leri
-
22-Hac 20
butûni-him : onların karınları
-
22-Hac 26
li ibrâhîme : İbrâhîm'e
-
22-Hac 28
min behîmeti el en'âmi : yürüyen (dört ayaklı) hayvanlardan
-
22-Hac 34
min behîmeti : yürüyen (dört ayaklı) hayvanlardan (deve, koyun, sığır cinsinden)
-
22-Hac 39
alâ nasri-him : onlara yardım
-
22-Hac 40
min diyâri-him : diyarlarından, yurtlarından
-
22-Hac 43
ve kavmu ibrâhîme : ve İbrâhîm kavmi
-
22-Hac 51
ashâbu el cehîmi : cehennem ehlidir (halkıdır)
-
22-Hac 53
fî kulûbi-him : onların kalplerinde
-
22-Hac 65
rahîmun : rahmet nuru gönderen, merhametli
-
22-Hac 72
aleyhim : onlara
-
22-Hac 72
aleyhim : onlara
-
22-Hac 76
mâ beyne eydî-him : onların önlerindeki şeyi (elleri arasındakini)
-
22-Hac 78
ibrâhîme : İbrâhîm
-
23-Mü'minûn 2
fî salâti-him : onların namazlarında
-
23-Mü'minûn 5
li furûci-him : onların (kendi) iffetleri (ırzları)
-
23-Mü'minûn 6
alâ ezvâci-him : onların (kendi) zevcelerine
-
23-Mü'minûn 8
li emânâti-him : emanetlerine
-
23-Mü'minûn 8
ve ahdi-him : ve ahdlerine
-
23-Mü'minûn 9
salavâti-him : onların namazları
-
23-Mü'minûn 31
min ba'di-him : onlardan sonra
-
23-Mü'minûn 32
fî-him : onların içinde
-
23-Mü'minûn 42
min ba'di-him : onlardan sonra
-
23-Mü'minûn 53
ledey-him : onların yanında, kendi yanlarında
-
23-Mü'minûn 54
gamrati-him : onların sapıklık, dalâlet, gafletleri
-
23-Mü'minûn 57
rabbi-him : onların Rab'leri, Rab'lerinin
-
23-Mü'minûn 58
rabbi-him : onların Rab'leri, Rab'lerinin
-
23-Mü'minûn 59
bi rabbi-him : onların Rab'leri, Rab'lerine
-
23-Mü'minûn 60
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
23-Mü'minûn 64
mutrafî-him : onların refahta olanları
-
23-Mü'minûn 71
bi zikri-him : onların zikirleri
-
23-Mü'minûn 71
an zikri-him : zikirlerinden
-
23-Mü'minûn 75
rahımnâ : rahmet (merhamet) ettik
-
23-Mü'minûn 75
bi-him : onları
-
23-Mü'minûn 75
tugyâni-him : onların azgınlıkları
-
23-Mü'minûn 76
li rabbi-him : Rab'lerine
-
23-Mü'minûn 77
aleyhim : onlara
-
23-Mü'minûn 100
ve min verâi-him : ve onların arkalarından
-
23-Mü'minûn 109
er râhımîne : rahîm olanlar
-
23-Mü'minûn 118
er râhımîne : rahîm olanlar
-
24-Nûr 2
bi himâ : ikisini, ikisine
-
24-Nûr 5
rahîmun : rahîm olan, Rahîm esmasıyla tecelli eden
-
24-Nûr 6
ehadi-him : onlardan biri, herbiri
-
24-Nûr 12
bi enfusi-him : kendi nefslerinde, kendi içlerinde
-
24-Nûr 20
rahîmun : Rahîm esmasıyla tecelli eden, rahmet nuru gönderendir
-
24-Nûr 22
rahîmun : rahîmdir, rahmet nuru gönderendir, Rahîm esmasıyla tecelli edendir
-
24-Nûr 24
aleyhim : onlara
-
24-Nûr 24
ve eydî-him : ve onların elleri
-
24-Nûr 25
yuveffî-him : onlara ödeyecek
-
24-Nûr 30
min ebsâri-him : gözlerinden, bakışlarından, bakışlarını
-
24-Nûr 32
yugnihimullâhu (yugni-him allâhu) : Allah onları zengin kılar
-
24-Nûr 33
fî-him : onlarda
-
24-Nûr 33
rahîmun : rahîmdir, rahmet nuru gönderendir,
-
24-Nûr 37
lâ tulhî-him : onları alıkoymaz, meşgul etmez, vazgeçirmez
-
24-Nûr 50
kulûbi-him : onların kalpleri
-
24-Nûr 50
aleyhim : onlara
-
24-Nûr 53
eymâni-him : yeminleri
-
24-Nûr 55
min kabli-him : onlardan önce
-
24-Nûr 55
havfi-him : (onların) korkuları
-
24-Nûr 58
ve lâ aleyhim : ve onlara yoktur
-
24-Nûr 59
min kabli-him : onlardan önce
-
24-Nûr 62
şe'ni-him : onların işleri, halleri, durumları
-
24-Nûr 62
rahîmun : rahîmdir, rahmet nuru gönderendir
-
25-Furkan 3
li enfusi-him : kendileri için
-
25-Furkan 6
rahîmen : rahîm olan,
-
25-Furkan 21
enfusi-him : kendileri, kendi nefsleri
-
25-Furkan 34
alâ vucûhi-him : yüzleri üzerine
-
25-Furkan 64
li rabbi-him : Rab'leri için, Rab'lerine
-
25-Furkan 70
seyyiâti-him : onların günahları
-
25-Furkan 70
rahîmen : rahîm olan,
-
25-Furkan 73
rabbi-him : onların Rabbi
-
26-Şuarâ 4
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
26-Şuarâ 5
ve mâ ye'tî-him : ve onlara gelmez
-
26-Şuarâ 6
seye'tî-him : onlara gelecek
-
26-Şuarâ 9
er rahîme : rahîm, rahmet nuru gönderen
-
26-Şuarâ 68
er rahîmu : rahîmdir, rahmet nuru gönderendir,
-
26-Şuarâ 69
aleyhim : onlara
-
26-Şuarâ 69
ibrâhîme : İbrâhîm
-
26-Şuarâ 91
el cahîmu : cehennem
-
26-Şuarâ 104
er rahîmu : rahîm,
-
26-Şuarâ 122
er rahîmu : rahmet nuru gönderen,
-
26-Şuarâ 140
er rahîmu : rahmet nuru gönderen, rahîm esması ile tecelli eden
-
26-Şuarâ 159
er rahîmu : rahîm olan, rahmet nuru gönderen,
-
26-Şuarâ 173
aleyhim : onların üzerine
-
26-Şuarâ 175
er rahîmu : rahîm olan, rahmet nuru gönderen, Rahîm esması ile tecelli eden
-
26-Şuarâ 191
er rahîmu : rahîm olan, rahmet nuru gönderen,
-
26-Şuarâ 199
aleyhim : onlara
-
26-Şuarâ 217
er rahîmi : rahmet nuru gönderen, rahîm esmasıyla tecelli eden
-
26-Şuarâ 225
yehîmûne : şaşkın şaşkın dolaşıyorlar, hayal peşinde koşuyorlar
-
27-Neml 11
rahîmun : rahîm olan, rahîm esmasıyla tecelli eden
-
27-Neml 28
ileyhim : onlara
-
27-Neml 30
er rahîmi : rahîm olan (rahmet nuru gönderen, rahîm esmasıyla tecelli eden)
-
27-Neml 35
ileyhim : onlara
-
27-Neml 37
ileyhim : onlara
-
27-Neml 51
mekri-him : onların hilesi
-
27-Neml 58
aleyhim : onların üzerine
-
27-Neml 70
aleyhim : onlara, onlar için
-
27-Neml 81
an dalâleti-him : onları dalâletlerinden
-
27-Neml 82
aleyhim : onların üzerine
-
27-Neml 85
aleyhim : onların üzerine
-
28-Kasas 16
er rahîmu : rahîm esmasıyla tecelli eden
-
28-Kasas 23
min dûni-him : onlardan başka
-
28-Kasas 45
aleyhim : onların
-
28-Kasas 45
aleyhim : onlara
-
28-Kasas 47
eydî-him : onların elleri
-
28-Kasas 53
aleyhim : onlara
-
28-Kasas 58
min ba'di-him : onlardan sonra
-
28-Kasas 59
aleyhim : onlara
-
28-Kasas 62
yunâdî-him : onlara seslenir
-
28-Kasas 63
aleyhim : onlara
-
28-Kasas 65
yunâdî-him : onlara seslenecek, nida edecek
-
28-Kasas 66
aleyhim : onlara
-
28-Kasas 74
yunâdî-him : onlara seslenir, seslenecek
-
28-Kasas 76
aleyhim : onlara karşı
-
28-Kasas 78
zunûbi-him : onların günahları
-
29-Ankebût 3
min kabli-him : onlardan önce
-
29-Ankebût 7
seyyiâti-him : onların seyyiatleri, günahları
-
29-Ankebût 13
eskâli-him : onların yükleri, günahları
-
29-Ankebût 14
fî-him : onların arasında
-
29-Ankebût 16
ve ibrâhîme : ve İbrâhîm
-
29-Ankebût 31
ibrâhîme : İbrâhîm'e
-
29-Ankebût 33
bi-him : onlara
-
29-Ankebût 33
bi-him : onlarla
-
29-Ankebût 37
dâri-him : onların yurtları
-
29-Ankebût 38
min mesâkini-him : onların meskenlerinden
-
29-Ankebût 51
ve lem yekfi-him : ve onlara kâfi gelmiyor, yetmiyor
-
29-Ankebût 51
aleyhim : onlara
-
29-Ankebût 55
min fevkı-him : onların üstünden
-
29-Ankebût 55
erculi-him : onların ayakları
-
29-Ankebût 59
alâ rabbi-him : Rab'lerine
-
29-Ankebût 67
havli-him : onların etraflarında
-
3-Âl-i İmrân 7
fî kulûbi-him : onların kalplerinde vardır
-
3-Âl-i İmrân 11
min kabli-him : onlardan önce
-
3-Âl-i İmrân 11
bi zunûbi-him : günahları ile, günahları sebebiyle
-
3-Âl-i İmrân 13
misley-him : onların (kendilerinin) iki misli
-
3-Âl-i İmrân 15
inde rabbi-him : Rab'lerinin katında
-
3-Âl-i İmrân 24
fî dîni-him : dînleri hakkında
-
3-Âl-i İmrân 31
rahîmun : Rahim esması ile tecelli eden rahmet nuru gönderen
-
3-Âl-i İmrân 33
ve âle ibrâhîme : ve Hz. İbrâhîm'in ailesini
-
3-Âl-i İmrân 44
ledey-him : onların yanında
-
3-Âl-i İmrân 44
ledey-him : onların yanında
-
3-Âl-i İmrân 57
yuveffî-him : onlara ödenir
-
3-Âl-i İmrân 65
fî ibrâhîme : İbrâhîm hakkında
-
3-Âl-i İmrân 67
ibrâhîmu : Hz. İbrâhîm
-
3-Âl-i İmrân 68
bi ibrâhîme : Hz. İbrâhîm'e
-
3-Âl-i İmrân 77
ve eymâni-him : ve yeminlerini
-
3-Âl-i İmrân 77
ileyhim : onlara
-
3-Âl-i İmrân 77
ve lâ yuzekkî-him : ve onları temize çıkarmayacak
-
3-Âl-i İmrân 84
alâ ibrâhîme : İbrâhîm (A.S)'a
-
3-Âl-i İmrân 84
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
3-Âl-i İmrân 86
ba'de îmâni-him : îmânlarından sonra
-
3-Âl-i İmrân 87
enne aleyhim : onların üzerine olması
-
3-Âl-i İmrân 89
gafûrun rahîmun : Gafûr'dur, Rahîm'dir
-
3-Âl-i İmrân 90
ba'de îmâni-him : îmânlarından sonra
-
3-Âl-i İmrân 91
min ehadi-him : onların birinden, hiç birinden
-
3-Âl-i İmrân 95
millete ibrâhîme : İbrâhîm'in dînine
-
3-Âl-i İmrân 97
makâmu ibrâhîme : Hz. İbrâhîm'in makamı
-
3-Âl-i İmrân 112
aleyhim : onların üzerine
-
3-Âl-i İmrân 112
aleyhim : onların üzerine
-
3-Âl-i İmrân 118
min efvâhi-him : onların ağızlarından (sözlerinden)
-
3-Âl-i İmrân 125
min fevri-him : onların ani hareketlerinden, aniden
-
3-Âl-i İmrân 128
ev yetûbe aleyhim : veya, onlara (onlar için) tövbeyi kabul eder
-
3-Âl-i İmrân 129
rahîmun : rahîmdir, rahmet nuru gönderen
-
3-Âl-i İmrân 135
li zunûbi-him : kendi günahları için
-
3-Âl-i İmrân 136
min rabbi-him : onların Rabbinden
-
3-Âl-i İmrân 154
fî enfusi-him : nefslerinde, içlerinde
-
3-Âl-i İmrân 154
aleyhim : onların üzerine
-
3-Âl-i İmrân 154
ilâ medâcii-him : yatacakları, düşecekleri
-
3-Âl-i İmrân 156
li ıhvâni-him : kendi kardeşleri için
-
3-Âl-i İmrân 156
fî kulûbi-him : kalpleri içinde, kalplerinde
-
3-Âl-i İmrân 164
fî-him : onların içinde, onların aralarında
-
3-Âl-i İmrân 164
min enfusi-him : onların kendilerinden
-
3-Âl-i İmrân 164
aleyhim : onlara
-
3-Âl-i İmrân 164
ve yuzekkî-him : ve onları tezkiye eder, arındırır
-
3-Âl-i İmrân 167
bi efvâhi-him : kendi ağızları ile
-
3-Âl-i İmrân 167
fî kulûbi-him : onların kalplerinde
-
3-Âl-i İmrân 168
li ihvâni-him : kardeşleri için
-
3-Âl-i İmrân 169
inde rabbi-him : Rab'leri katında
-
3-Âl-i İmrân 170
bi-him : onlara
-
3-Âl-i İmrân 170
min halfi-him : onların arkalarından
-
3-Âl-i İmrân 170
aleyhim : onlara
-
3-Âl-i İmrân 178
li enfusi-him : kendileri için
-
3-Âl-i İmrân 187
verâe zuhûrihim : sırtlarının arkasına
-
3-Âl-i İmrân 191
ve alâ cunûbi-him : ve yanları üzere iken, yatarken
-
3-Âl-i İmrân 195
min diyâri-him : kendi yurtlarından
-
3-Âl-i İmrân 195
seyyiâti-him : onların günahlarını
-
3-Âl-i İmrân 199
ileyhim : onlara
-
3-Âl-i İmrân 199
inde rabbi-him : Rab'leri katında
-
30-Rûm 3
galebi-him : onların yenilmesi
-
30-Rûm 5
er rahîmu : esirgeyen, rahmet nuru gönderen
-
30-Rûm 8
fî enfusi-him : kendi nefsleri hakkında
-
30-Rûm 8
rabbi-him : onların Rab'leri
-
30-Rûm 9
min kabli-him : onlardan önce
-
30-Rûm 13
şurekâi-him : onların ortakları, şirk koştukları
-
30-Rûm 13
şurekâi-him : onların ortakları, şirk koştukları
-
30-Rûm 32
ledeyhim : onların yanında
-
30-Rûm 33
bi rabbi-him : Rab'lerine
-
30-Rûm 35
aleyhim : onlara
-
30-Rûm 36
eydî-him : onların elleri
-
30-Rûm 44
enfusi-him : kendi nefsleri
-
30-Rûm 47
kavmi-him : onların kavmi
-
30-Rûm 49
aleyhim : onlara
-
30-Rûm 53
an dalâleti-him : onların dalâletlerinden
-
31-Lokman 5
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
32-Secde 6
er-raHīmu : ve esirgeyici
-
32-Secde 10
rabbi-him : Rab'leri
-
32-Secde 12
ruûsi-him : onların başları, başlarını
-
32-Secde 12
rabbi-him : onların Rabbi
-
32-Secde 15
rabbi-him : onların Rabbi, Rab'leri
-
32-Secde 26
min kabli-him : onlardan önce
-
32-Secde 26
mesâkini-him : onların meskenleri, meskûn oldukları yerler, yurtlar
-
33-Ahzâb 5
li âbâi-him : babalarına göre (namı ile)
-
33-Ahzâb 5
rahîmen : rahîmdir (rahîm esmasıyla tecelli edendir)
-
33-Ahzâb 6
min enfusi-him : kendi nefslerinden
-
33-Ahzâb 7
ve ibrâhîme : ve İbrâhîm
-
33-Ahzâb 8
sıdkı-him : onların doğrulukları, sadakatleri
-
33-Ahzâb 9
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
33-Ahzâb 12
kulûbi-him : onların kalpleri
-
33-Ahzâb 14
aleyhim : onların üzerine
-
33-Ahzâb 18
ıhvâni-him : onların kardeşi, onların kardeşleri
-
33-Ahzâb 24
bi sıdkı-hım : onların sadakatleri ile
-
33-Ahzâb 24
yetûbe aleyhim : onların tövbelerini kabul edecek
-
33-Ahzâb 24
rahîmen : rahmet eden (Rahîm esmasıyla tecelli eden)
-
33-Ahzâb 25
bi gayzı-him : öfkeleri ile
-
33-Ahzâb 26
min sayâsî-hım : kalelerinden
-
33-Ahzâb 36
min emri-him : onların emrinden, onların işlerinden
-
33-Ahzâb 37
ed'îyâi-him : onların evlâtlıkları
-
33-Ahzâb 43
rahîmen : rahîm olan (Rahîm esmasıyla tecelli eden)
-
33-Ahzâb 50
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
33-Ahzâb 50
ezvâci-him : onların zevceleri, hanımları
-
33-Ahzâb 50
rahîmen : rahîm (Rahîm esmasıyla tecelli eden)
-
33-Ahzâb 59
rahîmen : rahmet eden, rahmet nuru gönderen, Rahîm esması ile tecelli eden
-
33-Ahzâb 60
fî kulûbi-him : onların kalplerinde
-
33-Ahzâb 60
bi-him : onlara
-
33-Ahzâb 68
âti-him : onlara ver
-
33-Ahzâb 73
rahîmen : rahîmdir (Rahîm esması ile tecelli eden)
-
34-Sebe 2
er rahîmu : rahîm (Rahîm esmâsıyla tecelli eden)
-
34-Sebe 9
mâ beyne eydî-him : ellerinin arasında, önlerinde olan şey
-
34-Sebe 9
bi-him : onları
-
34-Sebe 9
aleyhim : onların üzerine
-
34-Sebe 15
meskeni-him : onların meskenleri, meskûn oldukları, yerleştikleri yerler
-
34-Sebe 16
aleyhim : onların üzerine
-
34-Sebe 16
bi cennetey-him : onların iki bahçesini
-
34-Sebe 20
aleyhim : onların üzerinde
-
34-Sebe 21
aleyhim : onların üzerinde
-
34-Sebe 22
fî-himâ : o ikisinde
-
34-Sebe 23
an kulûbi-him : onların kalplerinden
-
34-Sebe 31
rabbi-him : onların Rabbi (Rab'leri)
-
34-Sebe 41
min dûni-him : onlardan başka
-
34-Sebe 41
bi-him : onlara
-
34-Sebe 43
aleyhim : onlara
-
34-Sebe 44
ileyhim : onlara
-
34-Sebe 45
min kabli-him : onlardan önce
-
34-Sebe 54
bi eşyâı-him : onların şeyleri
-
35-Fâtır 8
aleyhim : onlara, onlar için
-
35-Fâtır 18
ilâ himli-hâ : onu taşımaya
-
35-Fâtır 25
min kabli-him : onlardan önce
-
35-Fâtır 36
aleyhim : onlara, onlar için
-
35-Fâtır 39
rabbi-him : onların Rabbi
-
35-Fâtır 42
eymâni-him : oların yeminleri
-
35-Fâtır 44
min kabli-him : onlardan önce
-
36-Yâsin 5
er rahîmi : rahmet nuru gönderen, Rahîm esmasıyla tecelli eden
-
36-Yâsin 7
ekseri-him : onların çoğu
-
36-Yâsin 8
fî a'nâkı-him : onların boyunlarında
-
36-Yâsin 9
min beyni eydî-him : onların elleri arasından, önlerinden
-
36-Yâsin 9
ve min halfi-him : ve onların arkalarından
-
36-Yâsin 10
aleyhim : onlara
-
36-Yâsin 14
ileyhim : onlara
-
36-Yâsin 30
mâ ye'tî-him : onlara gelmedi
-
36-Yâsin 31
ileyhim lâ yerciûne : onlara dönmezler
-
36-Yâsin 35
eydî-him : (onların) elleri
-
36-Yâsin 36
ve min enfusi-him : ve onların nefslerinden
-
36-Yâsin 46
ve mâ te'tî-him : ve onlara gelmedi
-
36-Yâsin 46
rabbi-him : onların Rabbi
-
36-Yâsin 50
ehli-him : onların aileleri
-
36-Yâsin 51
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
36-Yâsin 58
rahîmin : rahmet nuru gönderen
-
36-Yâsin 65
alâ efvâhi-him : onların ağızlarının üzerini
-
36-Yâsin 65
eydî-him : onların elleri
-
36-Yâsin 66
alâ a'yuni-him : onların gözlerine
-
36-Yâsin 67
alâ mekâneti-him : mekânlarında, onların bulunduğu yerde
-
37-Sâffât 11
istefti-him : onlardan fetva iste, açıklama iste, sor
-
37-Sâffât 23
el cahîmi : cahîm, cehennem
-
37-Sâffât 45
aleyhim : onların üzerine
-
37-Sâffât 55
el cahîmi : cahîm, cehennem
-
37-Sâffât 64
el cahîmi : cahîm, cehennem
-
37-Sâffât 68
ilel cahîmi (ilâ el cahîmi) : cehenneme
-
37-Sâffât 70
âsâri-him : onların izleri
-
37-Sâffât 72
fî him : onların arasına, onlara
-
37-Sâffât 83
ibrâhîme : İbrâhîm
-
37-Sâffât 91
âliheti-him : onların ilâhları
-
37-Sâffât 93
aleyhim : onları
-
37-Sâffât 97
fî el cahîmi : alevli yanan ateşin içine
-
37-Sâffât 104
yâ ibrâhîmu : ey İbrâhîm
-
37-Sâffât 109
ibrâhîme : İbrâhîm
-
37-Sâffât 113
ve min zurriyyeti-himâ : ve ikisinin zürriyetinden
-
37-Sâffât 119
aleyhimâ : ikisine
-
37-Sâffât 137
aleyhim : onlara
-
37-Sâffât 149
istefti-him : onlardan fetva iste
-
37-Sâffât 151
min ifki-him : yalanlarından dolayı
-
37-Sâffât 163
el cahîmi : cehennem
-
37-Sâffât 177
bi sâhati-him : onların sahasına
-
38-Sâd 3
kabli-him : onlardan önce
-
38-Sâd 45
İbrâhîme : İbrâhîm
-
38-Sâd 59
muktehımun : atılan, göğüs geren, dayanan, dayanacak olan
-
38-Sâd 59
bi-him : onlara
-
39-Zümer 15
ve ehlî-him : ve onların ehilleri, aileleri
-
39-Zümer 16
min fevkı-him : onların üstünden
-
39-Zümer 16
ve min tahti-him : ve onların altından
-
39-Zümer 25
kabli-him : onlardan önce
-
39-Zümer 34
rabbi-him : onların Rabbi
-
39-Zümer 41
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
39-Zümer 48
bi-him : onları
-
39-Zümer 50
kabli-him : onlardan önce
-
39-Zümer 53
enfusi-him : kendi nefsleri
-
39-Zümer 53
er rahîmu : rahîm esmasıyla tecelli eden, rahmet nuru gönderen
-
39-Zümer 61
bi mefâzetihim (bi mâ fâzeti-him) : onların feyz sahibi olmaları sebebiyle
-
39-Zümer 75
rabbi-him : onların Rabbi
-
4-Nisâ 6
ileyhim emvâle-hum : onlara mallarını
-
4-Nisâ 6
aleyhim : onlar
-
4-Nisâ 9
min halfi-him : arkalarından
-
4-Nisâ 9
aleyhim : onlara, onların üzerine, onlar için
-
4-Nisâ 10
butûni-him : onların karınları, karınlarına
-
4-Nisâ 16
rahîmen : Rahîm olan
-
4-Nisâ 17
aleyhim : onlara
-
4-Nisâ 23
rahîmen : rahim olan
-
4-Nisâ 25
rahîmun : rahîmdir
-
4-Nisâ 29
rahîmen : rahim
-
4-Nisâ 34
min emvâli-him : mallarından, kendi mallarından
-
4-Nisâ 35
beyni-himâ : onların ikisinin arası
-
4-Nisâ 39
aleyhim : onlar, onlara
-
4-Nisâ 39
bi-him : onları
-
4-Nisâ 42
bi-him : onları, kendileri
-
4-Nisâ 46
bi elsineti-him : kendi dillerini, dillerini
-
4-Nisâ 46
bi kufri-him : küfürleri sebebiyle
-
4-Nisâ 54
ibrâhîme : Hz. İbrâhîm
-
4-Nisâ 56
nuslî-him : onları yaslayacağız, atacağız
-
4-Nisâ 62
eydî-him : onların elleri, kendi elleri, elleri
-
4-Nisâ 63
fî kulûbi-him : onların kalplerinde var olan
-
4-Nisâ 63
fî enfusi-him : onların nefsleri hakında, kendileri hakkında
-
4-Nisâ 64
rahîmen : rahmet edici, rahmet nuru gönderen, rahim esması ile tecelli eden
-
4-Nisâ 65
fî enfusi-him : kendi nefslerinde, içlerinde
-
4-Nisâ 66
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
4-Nisâ 69
aleyhim : onlara, kendilerine
-
4-Nisâ 77
aleyhim : onlara üzerine
-
4-Nisâ 80
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
4-Nisâ 90
aleyhim : onların üzerine
-
4-Nisâ 91
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
4-Nisâ 95
bi emvâli-him : kendi malları ile
-
4-Nisâ 95
ve enfusi-him : ve nefsleri, canları
-
4-Nisâ 95
bi emvâli-him : kendi malları ile
-
4-Nisâ 95
ve enfusi-him : ve nefsleri, canları
-
4-Nisâ 96
rahîmen : rahim olan, Rahim esması ile tecelli eden
-
4-Nisâ 97
enfusi-him : onların nefsleri, kendileri, kendi nefsleri
-
4-Nisâ 100
rahîmen : rahim olan, Rahim esması ile tecelli den
-
4-Nisâ 102
fî-him : onların arasında
-
4-Nisâ 106
rahîmen : rahmet sahibi, rahmet edici
-
4-Nisâ 109
aleyhim : onlara
-
4-Nisâ 110
rahîmen : Rahmet eden, Rahim esması ile tecelli eden
-
4-Nisâ 120
ve yumennî-him : onlara emaniyyeye, kuruntuya düşürür
-
4-Nisâ 125
ibrâhîme : Hz. İbrâhîm
-
4-Nisâ 125
ibrâhîme : Hz. İbrâhîm
-
4-Nisâ 128
aleyhimâ : ikisinin üzerine, ikisine
-
4-Nisâ 129
rahîmen : Rahim, merhamet eden, Rahim esması ile tacelli eden, rahmet nuru gönderen
-
4-Nisâ 135
bi-himâ : ikisine
-
4-Nisâ 152
yu'tî-him : onlara verilecek
-
4-Nisâ 152
rahîmen : rahim olan, merhamet eden,
-
4-Nisâ 153
aleyhim : onlara
-
4-Nisâ 153
bi zulmi-him : zulümlerinden dolayı
-
4-Nisâ 154
bi mîsâkı-him : onların misakları sebebiyle, misaklarından dolayı
-
4-Nisâ 155
nakdı-him : onların bozmaları
-
4-Nisâ 155
ve kufri-him : ve onların inkâr etmeleri
-
4-Nisâ 155
ve katli-him : ve onları öldürmeleri
-
4-Nisâ 155
ve kavli-him : ve onların sözleri
-
4-Nisâ 155
bi kufri-him : onların inkâr etmeleri sebebiyle, küfürlerinden dolayı
-
4-Nisâ 156
ve bi kufri-him : ve onların küfürleri, inkârları
-
4-Nisâ 156
ve kavli-him : ve onların sözleri
-
4-Nisâ 157
ve kavli-him : ve onların sözleri
-
4-Nisâ 159
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
4-Nisâ 160
aleyhim : onlara
-
4-Nisâ 160
ve bi saddi-him : ve onları men etmeleri sebebiyle
-
4-Nisâ 161
ve ahzi-him : ve onların almaları
-
4-Nisâ 161
ve ekli-him : ve onların yemeleri
-
4-Nisâ 162
se nu'tî-him : ileride, yakında onlara vereceğiz
-
4-Nisâ 163
ilâ ibrâhîme : Hz. İbrâhîm'e
-
4-Nisâ 173
yuveffî-him : onlara ödenir
-
4-Nisâ 175
ve yehdî-him : ve onları hidayet edecek, ulaştıracak
-
40-Mü'min 5
min ba'dı-hım : onlardan sonra
-
40-Mü'min 5
bi resûli-him : onların resûllerine
-
40-Mü'min 7
rabbi-him : onların Rabbi, Rab'leri
-
40-Mü'min 7
vekı-him : onları koru
-
40-Mü'min 7
azâbe el cahîmi : cehennemin azabı
-
40-Mü'min 8
min âbâi-him : onların babalarından
-
40-Mü'min 8
ve ezvâci-him : ve onların zevceleri, eşleri
-
40-Mü'min 8
ve zurriyyâti-him : ve onların zürriyetleri, nesilleri
-
40-Mü'min 9
vekı-him : onları koru
-
40-Mü'min 9
rahimte-hu : sen ona rahmet ettin
-
40-Mü'min 21
kabli-him : onlardan önce
-
40-Mü'min 21
bi zunûbi-him : günahları sebebiyle
-
40-Mü'min 22
te'tî-him : onlara geldi
-
40-Mü'min 31
ba'di-him : onlardan sonra
-
40-Mü'min 56
sudûri-him : onların sadırları, sineleri
-
40-Mü'min 71
fî a'nâkı-him : onların boyunlarında
-
40-Mü'min 82
kabli-him : onlardan önce
-
40-Mü'min 83
bi-him : onları
-
41-Fussilet 2
er rahîmi : Rahîm, rahîm esmasıyla tecelli eden, rahmet nuru gönderen
-
41-Fussilet 14
beyni eydî-him : ellerinin arasında, önlerinde
-
41-Fussilet 14
halfi-him : onların arkalarında
-
41-Fussilet 16
aleyhim : onların üzerine
-
41-Fussilet 20
aleyhim : onlara
-
41-Fussilet 21
li culûdi-him : onların ciltleri, derileri
-
41-Fussilet 25
beyne eydî-him : elleri arasında, önlerinde
-
41-Fussilet 25
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
41-Fussilet 25
kabli-him : onlardan önce
-
41-Fussilet 30
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
41-Fussilet 32
er rahîmin : rahîm olan,
-
41-Fussilet 44
âzâni-him : onların kulakları
-
41-Fussilet 44
aleyhim : onlara
-
41-Fussilet 47
yunâdî-him : onlara seslenilir
-
41-Fussilet 53
se nurî-him : onlara göstereceğiz
-
41-Fussilet 53
enfusi-him : onların nefsleri, kendi nefsleri
-
41-Fussilet 54
likâi rabbi-him : Rab'lerine mülâki olmak, ulaşmak
-
42-Şûrâ 5
rabbi-him : onların Rabbi
-
42-Şûrâ 5
er rahîmu : rahîm, rahîm esmasıyla tecelli eden
-
42-Şûrâ 6
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
42-Şûrâ 6
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
42-Şûrâ 13
ibrâhîme : İbrâhîm
-
42-Şûrâ 14
min ba'di-him : onlardan sonra
-
42-Şûrâ 16
rabbi-him : onların Rabbi
-
42-Şûrâ 16
ve aleyhim : ve onların üzerinde
-
42-Şûrâ 22
bi-him : onlara
-
42-Şûrâ 22
rabbi-him : onların Rabbi
-
42-Şûrâ 29
fî-himâ : orada, o ikisinde
-
42-Şûrâ 29
alâ cem'i-him : onların hepsi üzerine
-
42-Şûrâ 36
ve alâ rabbi-him : ve Rab'lerine
-
42-Şûrâ 38
li rabbi-him : Rab'lerine
-
42-Şûrâ 41
mâ aleyhim : onların üzerine yoktur
-
42-Şûrâ 45
ve ehlî-him : ve onların aileleri (kendi aileleri)
-
42-Şûrâ 48
aleyhim : onların üzerine
-
42-Şûrâ 48
eydî-him : onların elleri
-
43-Zuhruf 7
ve mâ ye'tî-him : ve onlara gelmedi
-
43-Zuhruf 22
âsâri-him : onların izleri
-
43-Zuhruf 23
alâ âsâri-him : onların izleri üzerinde
-
43-Zuhruf 26
ibrâhîmu : İbrâhîm
-
43-Zuhruf 33
li buyûti-him : onların evlerine, evleri için
-
43-Zuhruf 34
ve li buyûti-him : ve onların evlerine
-
43-Zuhruf 42
aleyhim : onların üstünde, üzerinde
-
43-Zuhruf 48
ve mâ nurî-him : ve onlara göstermedik
-
43-Zuhruf 65
min beyni-him : kendi aralarında
-
43-Zuhruf 71
aleyhim : onların
-
43-Zuhruf 80
ledey-him : onların yanında
-
44-Duhân 29
aleyhim : onlara
-
44-Duhân 37
min kabli-him : onlardan önce
-
44-Duhân 42
rahime : rahmet etti,
-
44-Duhân 42
er rahîmu : rahîm esmasıyla tecelli eden
-
44-Duhân 47
el cahîmi : cahîm, cehennem
-
44-Duhân 56
el cahîmi : cahîm, cehennem
-
45-Câsiye 10
min verâi-him : onların arkalarından
-
45-Câsiye 11
rabbi-him : onların Rabbi
-
45-Câsiye 25
aleyhim : onlara
-
45-Câsiye 33
bi-him : onları
-
46-Ahkaf 5
an duâi-him : onların dualarından, tapmalarından
-
46-Ahkaf 6
bi ibâdeti-him : onların ibadetlerini
-
46-Ahkaf 7
aleyhim : onlara
-
46-Ahkaf 8
er rahîmu : rahîmdir
-
46-Ahkaf 13
aleyhim : onlara
-
46-Ahkaf 16
an seyyiâti-him : günahlarından
-
46-Ahkaf 18
aleyhim : onların üzerine
-
46-Ahkaf 18
min kabli-him : onlardan önce
-
46-Ahkaf 24
evdiyeti-him : vadilerine
-
46-Ahkaf 26
bi-him : onları
-
46-Ahkaf 29
kavmi-him : onların kavimleri
-
47-Muhammed 2
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
47-Muhammed 2
seyyiâti-him : onların günahları
-
47-Muhammed 3
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
47-Muhammed 5
se-yehdî-him : onları hidayete erdirecek
-
47-Muhammed 10
min kabli-him : onlardan önceki
-
47-Muhammed 10
aleyhim : onları
-
47-Muhammed 15
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
47-Muhammed 16
alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerini
-
47-Muhammed 20
fî kulûbi-him : kalplerinin içinde, kalplerinde vardır
-
47-Muhammed 25
alâ edbâri-him : arkalarına
-
47-Muhammed 29
fî kulûbi-him : onların kalplerinin içinde, kalplerinde
-
48-Fetih 4
îmâni-him : onların îmânları
-
48-Fetih 5
seyyiâti-him : onların günahları
-
48-Fetih 6
aleyhim : onlara
-
48-Fetih 6
aleyhim : onlara
-
48-Fetih 10
eydî-him : onların elleri
-
48-Fetih 11
bi elsineti-him : dilleriyle
-
48-Fetih 11
kulûbi-him : onların kalpleri
-
48-Fetih 12
ilâ ehlî-him : ehillerine, ailelerine
-
48-Fetih 14
rahîmen : Rahîm esması ile tecelli eden, rahmet nuru gönderen
-
48-Fetih 18
kulûbi-him : onların kalpleri
-
48-Fetih 18
aleyhim : onların üzerine
-
48-Fetih 24
aleyhim : onların üzerine, onlara karşı
-
48-Fetih 26
fî kulûbi-him : onların kalplerinde, kalplerinin içinde
-
48-Fetih 29
fî vucûhi-him : onların yüzlerinde (yüzlerinde var olan, yüzlerindeki)
-
48-Fetih 29
bi him : onunla
-
49-Hucurât 5
ileyhim : onlara, onların yanına
-
49-Hucurât 5
rahîmun : rahîm olan, rahîm esması ile tecelli eden, rahmet nuru gönderen
-
49-Hucurât 12
rahîmun : rahîm olan, rahîm esması ile tecelli eden
-
49-Hucurât 14
rahîmun : rahîm olan, rahîm esması ile tecelli eden, rahmet nuru gönderen
-
49-Hucurât 15
bi emvâli-him : mallarıyla
-
49-Hucurât 15
ve enfusi-him : ve canları, nefsleri
-
5-Mâide 1
behîmetu : dört ayaklı hayvanlar
-
5-Mâide 2
min rabbi-him : Rabb'lerinden
-
5-Mâide 3
rahîmun : Rahîm, rahmet eden, rahmet nuru gönderen
-
5-Mâide 10
ashâbu el cehîmi : alevli ateş (cehennem) halkı
-
5-Mâide 13
fe bimâ nakdi-him : ve de onların bozmalarından dolayı, sebebi ile
-
5-Mâide 16
ve yehdî-him : ve onları hidayet eder (ulaştırır)
-
5-Mâide 23
aleyhima : o ikisine
-
5-Mâide 23
aleyhim(u) : onların üzerine
-
5-Mâide 26
aleyhim : onlara
-
5-Mâide 27
ve utlu aleyhim : ve, onlara tilavet et, oku!
-
5-Mâide 27
min ehadi himâ : ikisinin birinden
-
5-Mâide 33
ev tukattaa eydî-him : veya ellerinin kesilmesi
-
5-Mâide 34
aleyhim : onları
-
5-Mâide 34
rahîmun : rahmet eden, rahmet nurunu gönderen
-
5-Mâide 39
rahîmun : rahmet eden, rahmet nurunu gönderen
-
5-Mâide 41
bi efvâhi-him : ağızları ile
-
5-Mâide 45
ve ketebnâ aleyhim : ve onların üzerine yazdık, farz kıldık
-
5-Mâide 46
alâ âsâri-him : onların izleri üzerine, aynı esaslarla
-
5-Mâide 49
zunûbi-him : onların günahları
-
5-Mâide 52
fî kulûbi-him : kalplerinde vardır
-
5-Mâide 52
fî-him : onların aralarında
-
5-Mâide 52
fî enfusi-him : kendi içlerinde
-
5-Mâide 53
cehde eymâni-him : yeminlerinde cehd ettiler var gücüyle yemin ettiler
-
5-Mâide 62
ve ekli-him(u) es suhte : ve onların haram yemeleri
-
5-Mâide 63
an kavli-him(u) : sözlerinden
-
5-Mâide 63
ve eklihim(u) es suhte : ve onların haram yemeleri
-
5-Mâide 64
gullet eydî-him : onların elleri bağlandı
-
5-Mâide 65
an-hum seyyiâti-him : onlardan günahlarını
-
5-Mâide 66
ve mâ unzile ileyhim : ve onlara indirilen şey
-
5-Mâide 66
min rabbi-him : Rabb'lerinden
-
5-Mâide 66
min fevkı-him : üstlerinden
-
5-Mâide 66
erculi-him : ayakları
-
5-Mâide 69
fe lâ havfun aleyhim : artık onlara korku yoktur
-
5-Mâide 70
ve erselnâ ileyhim : ve onlara gönderdik
-
5-Mâide 71
aleyhim : onların
-
5-Mâide 74
rahîmun : Rahîm olan, rahmet eden, rahmet nurunu gönderen
-
5-Mâide 80
aleyhim : onlara
-
5-Mâide 86
ashâbu el cahîmi : cehennemin halkıdır, cehennem ehlidir
-
5-Mâide 98
rahîmun : Rahîm, rahmet eden (rahmet nurunu gönderen)
-
5-Mâide 107
istehakka aleyhim(u) : onlara daha layık, onların üzerinde hak sahibi
-
5-Mâide 107
min şehâdeti himâ : o iki kişinin şahitliğinden
-
5-Mâide 108
ba'de eymâni-him : onların yeminlerinden sonra
-
5-Mâide 117
aleyhim şehîden : onların üzerine şâhid
-
5-Mâide 117
mâ dumtu fî-him : onların arasında, bulunduğum sürece
-
5-Mâide 117
er rakîbe aleyhim : onları gözeten, gözetleyen, onlara murakip
-
50-Kaf 45
aleyhim : onların üzerinde
-
51-Zâriyât 19
ve fî emvâli-him : ve onların mallarında vardır
-
51-Zâriyât 24
ibrâhîme : İbrâhîm
-
51-Zâriyât 27
ileyhim : onlara
-
51-Zâriyât 33
aleyhim : onların üzerlerine
-
51-Zâriyât 44
rabbi-him : Rab'leri
-
51-Zâriyât 52
min kabli-him : onlardan önce
-
51-Zâriyât 59
ashâbi-him : onların arkadaşları
-
51-Zâriyât 60
min yevmi-him : o (azap) günlerinden dolayı
-
52-Tûr 18
el cahîmi : alevli ateş (cehennem)
-
52-Tûr 21
bi-him : onlara, kendilerine
-
52-Tûr 21
min ameli-him : onların amellerinden
-
52-Tûr 24
aleyhim : onların etrafında, onlara
-
52-Tûr 28
er rahîmu : Rahîm olan'dır, Rahîm'dir, Rahîm esması ile tecelli edendir
-
53-Necm 23
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
53-Necm 37
ve ibrâhîme : ve İbrâhîm'in
-
54-Kamer 19
aleyhim : onların üzerlerine
-
54-Kamer 31
aleyhim : onların üzerine
-
54-Kamer 34
aleyhim : onların üzerine
-
54-Kamer 48
alâ vucûhi-him : yüz üstü (sürünerek)
-
55-Rahmân 50
fî himâ : ikisinde vardır
-
55-Rahmân 52
fî himâ : ikisinde vardır
-
55-Rahmân 62
ve min dûni-himâ : ve bu ikisinden başka var
-
55-Rahmân 66
fî-himâ : ikisinde var
-
55-Rahmân 68
fî himâ : ikisinde vardır
-
56-Vâkıa 17
aleyhim : onları, etrafını
-
56-Vâkıa 55
el hîmi : üzerine binilmeyen hasta deve
-
56-Vâkıa 94
cahîmin : alevli ateş, cehennem
-
57-Hadid 9
rahîmun : merhametli, rahîm olan, Rahîm esması ile tecelli eden
-
57-Hadid 12
eydî-him : onların elleri
-
57-Hadid 12
eymâni-him : onların sağları
-
57-Hadid 16
aleyhim : onların üzerinde
-
57-Hadid 19
rabbi-him : onların Rab'leri
-
57-Hadid 19
el cahîmi : alevli ateş, cehennem
-
57-Hadid 26
ve ibrâhîme : ve İbrâhîm
-
57-Hadid 26
zurriyyeti-himâ : o ikisinin (onların) zürriyetleri
-
57-Hadid 27
alâ âsâri-him : onların izleri üzerine
-
57-Hadid 27
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
57-Hadid 28
rahîmun : rahîmdir
-
58-Mücâdele 2
min nisâi-him : onların kadınlarından
-
58-Mücâdele 2
ummehâti-him : onların anneleri
-
58-Mücâdele 3
min nisâi-him : kadınlarından
-
58-Mücâdele 5
min kabli-him : onlardan öncekiler
-
58-Mücâdele 8
fî enfusi-him : kendi aralarında
-
58-Mücâdele 10
bi dârri-him : onlara bir darlık (sıkıntı) veren
-
58-Mücâdele 12
rahîmun : rahîmdir, Rahîm esmasının sahibidir
-
58-Mücâdele 14
aleyhim : onlara
-
58-Mücâdele 19
aleyhim(u) : onların üzerini, onları
-
58-Mücâdele 22
fî kulûbi-him(u) : onların kalplerinin içine
-
59-Haşr 2
min diyâri-him : diyarlarından, yurtlarından
-
59-Haşr 2
fî kulûbi-him(u) : kalplerinin içine, kalplerine
-
59-Haşr 2
bi eydî-him : kendi elleri ile
-
59-Haşr 3
aleyhim(u) : onların üzerine
-
59-Haşr 8
min diyâri-him : yurtlarından
-
59-Haşr 8
ve emvâli-him : ve mallarından
-
59-Haşr 9
min kabli-him : onlardan önce
-
59-Haşr 9
ileyhim : onlara, kendilerine
-
59-Haşr 9
fî sudûri-him : sadırlarında, göğüslerinde
-
59-Haşr 9
enfusi-him : kendi nefsleri, kendileri
-
59-Haşr 9
bi-him : onlara
-
59-Haşr 10
min ba'di-him : onlardan sonra
-
59-Haşr 10
rahîmun : Rahîm esması ile tecelli eden, rahmet nuru gönderen
-
59-Haşr 11
li ihvâni-him(u) : kardeşleri için, kardeşlerine
-
59-Haşr 13
fî sudûri-him : onların göğüslerinde, yüreklerinde
-
59-Haşr 15
min kabli-him : onlardan önce
-
59-Haşr 15
emri-him : onların işleri
-
59-Haşr 22
er rahîmu : rahîm olan, rahmet nuru gönderen
-
6-En'âm 1
bi rabbi-him : Rab'lerine
-
6-En'âm 4
ve mâ te'tî-him : ve onlara gelmez (gelmemiştir)
-
6-En'âm 4
rabbi-him : onların Rabbi, Rab'leri
-
6-En'âm 5
ye'tî-him : onlara gelecek
-
6-En'âm 6
min kabli-him : onlardan önce, kendilerinden önce
-
6-En'âm 6
aleyhim : onlara
-
6-En'âm 6
min tahti-him : onların altından
-
6-En'âm 6
bi zunûbi-him : günahları sebebiyle
-
6-En'âm 6
min ba'di-him : onlardan sonra
-
6-En'âm 7
bi eydî-him : elleri ile
-
6-En'âm 9
aleyhim : onlara
-
6-En'âm 16
rahıme-hu : ona rahmet etti
-
6-En'âm 24
alâ enfusi-him : nefslerine, kendilerine karşı
-
6-En'âm 25
alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerine
-
6-En'âm 25
ve fî âzâni-him : ve onların kulaklarında vardır
-
6-En'âm 30
alâ rabbi-him : Rab'lerinin huzurunda
-
6-En'âm 31
alâ zuhûri-him : sırtlarında
-
6-En'âm 38
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
6-En'âm 44
aleyhim : onlara
-
6-En'âm 48
aleyhim : onlara
-
6-En'âm 51
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
6-En'âm 52
min hısâbi-him : onların hesaplarından
-
6-En'âm 52
aleyhim : onların üzerine
-
6-En'âm 53
aleyhim : onlara
-
6-En'âm 54
rahîmun : rahîm, rahmet nurunu gönderen
-
6-En'âm 69
min hisâbi-him : onların hesabından
-
6-En'âm 74
ibrâhîmu : İbrâhîm (A.S)
-
6-En'âm 75
ibrâhîme : İbrâhîm (A.S)
-
6-En'âm 83
ibrâhîme : İbrâhîm
-
6-En'âm 87
ve min âbâi-him : ve onların babalarından, atalarından
-
6-En'âm 87
ve zurriyyâti-him : ve onların zürriyetlerinden, nesillerinden
-
6-En'âm 87
ve ihvâni-him : ve onların kardeşlerinden
-
6-En'âm 91
havdı-him : onların dalması
-
6-En'âm 92
alâ salâti-him : namazlarını
-
6-En'âm 93
eydî-him, : onların elleri, elleri
-
6-En'âm 107
aleyhim : onların üzerinde
-
6-En'âm 107
aleyhim : onların üzerinde, onlara
-
6-En'âm 108
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
6-En'âm 109
eymâni-him : (onların) yeminleri
-
6-En'âm 110
tugyâni-him : tuğyanları, taşkınlıkları
-
6-En'âm 111
ileyhim : onlara
-
6-En'âm 111
aleyhim : onları, onlara
-
6-En'âm 119
bi ehvâi-him : kendi hevesleri ile
-
6-En'âm 121
ilâ evliyâi-him : kendi dostlarına
-
6-En'âm 123
bi enfusi-him : kendilerini
-
6-En'âm 127
rabbi-him : onların Rabbi, Rab'leri
-
6-En'âm 130
enfusi-him : kendi nefslerine, kendilerine
-
6-En'âm 136
bi za'mi-him : kendi zanlarıyla
-
6-En'âm 136
li şurekâi-him : ortakları için olan
-
6-En'âm 136
ilâ şurekâi-him : onların ortaklarına
-
6-En'âm 137
katle evlâdi-him : çocuklarını öldürmeyi
-
6-En'âm 137
aleyhim : onlara
-
6-En'âm 138
bi za'mi-him : kendi zanları ile
-
6-En'âm 138
se yeczî-him : yakında onları cezalandıracak
-
6-En'âm 139
se yeczî-him : yakında onları cezalandıracak
-
6-En'âm 145
rahîmun : rahîm olan, rahmet nuru gönderen
-
6-En'âm 146
aleyhim : onlara
-
6-En'âm 146
bi bagyi-him : (onların) azgınlıkları sebebiyle
-
6-En'âm 148
ellezîne min kabli-him : onlardan öncekiler
-
6-En'âm 150
bi rabbi-him : Rab'lerine
-
6-En'âm 154
rabbi-him : Rab'leri
-
6-En'âm 156
an dirâseti-him : onların derslerinden (okuduklarından)
-
6-En'âm 161
ibrâhîme : Hz. İbrâhîm
-
6-En'âm 165
rahîmun : rahmet nuru gönderen
-
60-Mümtehine 1
ileyhim : onlara
-
60-Mümtehine 1
ileyhim : onlara
-
60-Mümtehine 4
fî ibrâhîme : İbrâhîm'de vardır
-
60-Mümtehine 4
li kavmi-him : kendi kavimlerine
-
60-Mümtehine 4
ibrâhîme : İbrâhîm
-
60-Mümtehine 6
fî-him : onlarda vardır
-
60-Mümtehine 7
rahîmun : rahîm olan, rahmet nuru gönderen Rahîm esması ile tecelli edendir
-
60-Mümtehine 8
ileyhim : onlara
-
60-Mümtehine 12
rahîmun : rahîm olan, Rahîm esması ile tecelli eden
-
60-Mümtehine 13
aleyhim : onlara
-
61-Saf 8
efvâhi-him : onların ağızları, ağızları
-
61-Saf 14
aduvvi-him : onların düşmanları
-
62-Cum'a 2
aleyhim : onlara
-
62-Cum'a 2
ve yuzekkî-him : ve onları tezkiye eder, nefslerini tezkiye eder, temizler
-
62-Cum'a 3
bi-him : onlara
-
62-Cum'a 5
el himâri : merkep
-
62-Cum'a 7
eydî-him : onların elleri
-
63-Münâfikûn 3
kulûbi-him : onların kalpleri
-
63-Münâfikûn 4
li kavli-him : onların sözlerini
-
63-Münâfikûn 4
aleyhim : onlara, üzerlerine, aleyhlerine
-
63-Münâfikûn 6
aleyhim : onlara, onlar için
-
64-Teğabün 5
emri-him : onların işleri, işleri
-
64-Teğabün 6
te'tî-him : onlara getirdi
-
64-Teğabün 14
rahîmun : Rahîm esması ile tecelli eden
-
66-Tahrim 1
rahîmun : rahîmdir
-
66-Tahrim 8
beyne eydî-him : onların elleri arasında, önlerinde
-
66-Tahrim 8
ve bi eymâni-him : ve onların sağlarında
-
66-Tahrim 9
aleyhim : onlara
-
67-Mülk 6
bi rabbi-him : onların Rab'leri, kendi Rab'leri
-
67-Mülk 11
bi zenbi-him : kendi günahlarını
-
67-Mülk 18
min kabli-him : onlardan öncekiler
-
67-Mülk 28
rahime-nâ : bize rahmet etse
-
68-Kalem 34
rabbi-him : onların Rab'leri
-
68-Kalem 41
şurekâi-him : onların ortakları, ortaklarını
-
68-Kalem 51
ebsâri-him : onların bakışları, gözleri
-
69-Hâkka 7
aleyhim : onların üzerine
-
69-Hâkka 10
rabbi-him : onların Rabbi
-
69-Hâkka 31
el cahîme : alevli ateş (cehennem)
-
7-A'râf 6
ileyhim : onlara
-
7-A'râf 7
aleyhim : onlara
-
7-A'râf 17
eydî-him : onların elleri
-
7-A'râf 17
min beyni eydi-him : elleri arasından, onların önlerinden
-
7-A'râf 17
min halfi-him : onların arkalarından
-
7-A'râf 17
eymâni-him : onların sağları
-
7-A'râf 17
şemâili-him : onların solları
-
7-A'râf 20
sev'âti-himâ : ikisinin avret yerleri
-
7-A'râf 22
aleyhimâ : üzerlerine (ikisinin)
-
7-A'râf 27
sev'âti-himâ : ikisinin, onların ayıp yerlerini
-
7-A'râf 30
aleyhim ed dalâletu : üzerlerine dalâlet
-
7-A'râf 35
aleyhim : onlara
-
7-A'râf 37
alâ enfusi-him : kendi nefslerine, kendilerine
-
7-A'râf 38
âti-him : onlara ver
-
7-A'râf 41
min fevkı-him : onların üzerlerinde
-
7-A'râf 43
fî sudûri-him : onların göğüslerinde
-
7-A'râf 43
min tahti-him : onların altlarından
-
7-A'râf 51
yevmi-him : onların günü
-
7-A'râf 77
rabbi-him : Rab'lerinin
-
7-A'râf 78
fî dâri-him : kendi yurtlarında
-
7-A'râf 84
aleyhim : onların üzerine
-
7-A'râf 91
fî dâri-him : kendi yurtlarında
-
7-A'râf 96
aleyhim : onlara
-
7-A'râf 100
bi zunûbi-him : günahları sebebiyle
-
7-A'râf 100
alâ kulûbi-him : kalplerinin üzerini
-
7-A'râf 102
li ekseri-him : onların çoğunu
-
7-A'râf 103
min ba'di-him : onlardan sonra, onların arkasından
-
7-A'râf 133
aleyhim et tûfâne : üzerlerine tufan (yok eden, telef eden yağmur ve sel)
-
7-A'râf 134
aleyhim er riczu : üzerlerine azap
-
7-A'râf 148
min huliyyi-him : kendilerinin süs ve ziynet eşyalarından
-
7-A'râf 148
ve lâ yehdî-him : ve onları hidayet etmiyor
-
7-A'râf 149
sukıta fî eydî-him : ellerinin arasına düşürüldü (aklı başına geldi, yanıldığını anladı, pişman oldu)
-
7-A'râf 151
erhamu er râhımîne : rahmet edenlerin en çok rahmet edenisin
-
7-A'râf 152
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
7-A'râf 153
rahîmun : rahmet nuru gönderendir
-
7-A'râf 154
li rabbi-him : Rab'lerine (karşı), Rab'lerinden
-
7-A'râf 157
aleyhim el habâise : onlara, habis olan şeyleri (kötü ve pis olan şeyler)
-
7-A'râf 157
aleyhim : onların üzerinde
-
7-A'râf 160
aleyhim : onların üzerini
-
7-A'râf 160
aleyhim el menne : onlara kudret helvası
-
7-A'râf 162
aleyhim : onların üzerine
-
7-A'râf 163
iz te'tî-him : onlara geldiği zaman
-
7-A'râf 163
sebti-him : cumartesi günü (onların yasak uygulama günü)
-
7-A'râf 163
lâ te'tî-him : onlara gelmiyorlar
-
7-A'râf 167
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
7-A'râf 167
rahîmun : Rahîm'dir, rahmet nuru gönderendir, Rahîm esması ile tecelli edendir
-
7-A'râf 169
min ba'di-him : onlardan sonra
-
7-A'râf 169
ve in ye'ti-him : ve eğer onlara gelse
-
7-A'râf 169
aleyhim : onların üzerine, onlardan
-
7-A'râf 171
bi-him : onlar (üzerlerine)
-
7-A'râf 172
min zuhûri-him : onların sırtlarından
-
7-A'râf 172
alâ enfusi-him : nefslerinin (kendilerinin) üzerine
-
7-A'râf 173
min ba'di-him : onlardan sonra
-
7-A'râf 175
aleyhim : onlara
-
7-A'râf 184
bi sâhıbi-him : onların sahibinde, onların arkadaşında
-
7-A'râf 186
tugyâni-him : azgınlıkları, isyanları
-
7-A'râf 203
ve izâ lem te'ti-him : ve onlara getirmediğin zaman
-
70-Meâric 23
salâti-him : onların namazları, namazları
-
70-Meâric 24
emvâli-him : onların malları, malları
-
70-Meâric 27
rabbi-him : Rab'leri
-
70-Meâric 28
rabbi-him : Rab'leri
-
70-Meâric 29
li furûci-him : ferclerini, ırzlarını
-
70-Meâric 30
ezvâci-him : onların zevceleri, hanımları
-
70-Meâric 32
emânâti-him : emanetleri
-
70-Meâric 32
ve ahdi-him : ve ahdleri
-
70-Meâric 33
şehâdâti-him : onların şahitlikleri
-
70-Meâric 34
salâti-him : onların namazları
-
71-Nuh 7
âzâni-him : kulakları
-
71-Nuh 25
hatîâti-him : onların hataları, kendi hataları, büyük günahlarından
-
72-Cin 10
bi him : onlar için (onların)
-
72-Cin 28
rabbi-him : Rab'lerinin
-
72-Cin 28
ledey-him : onların nezdinde, yanında
-
73-Müzzemmil 12
ve cahîmen : ve alevli ateş
-
73-Müzzemmil 20
rahîmun : rahîm olan, Rahîm esması ile tecelli eden
-
74-Müddessir 31
fî kulûbi-him : kalplerinde
-
76-İnsan 14
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
76-İnsan 15
aleyhim : onların
-
76-İnsan 19
aleyhim : onların
-
79-Nâziât 36
el cahîmu : alevli ateş, cehennem
-
79-Nâziât 39
el cahîme : cehennem
-
8-Enfâl 2
aleyhim : onlara
-
8-Enfâl 2
ve alâ rabbi-him : ve Rab'lerine
-
8-Enfâl 4
inde rabbi-him : Rab'lerinin yanında (katında)
-
8-Enfâl 16
yuvelli-him : onlara döndürür (döner)
-
8-Enfâl 23
fî-him : onların içinde, onlarda
-
8-Enfâl 31
aleyhim : onlara
-
8-Enfâl 33
fî-him : onların içinde, arasında
-
8-Enfâl 36
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
8-Enfâl 44
fî a'yuni-him : onların gözlerinde
-
8-Enfâl 47
min diyâri-him : yurtlarından
-
8-Enfâl 49
fî kulûbi-him : kalplerinde vardır
-
8-Enfâl 52
min kabli-him : onlardan önceki
-
8-Enfâl 52
bi zunûbi-him : günahlarından dolayı
-
8-Enfâl 53
bi enfusi-him : kendilerinde
-
8-Enfâl 54
min kabli-him : onlardan önce
-
8-Enfâl 54
rabbi-him : Rab'lerinin
-
8-Enfâl 54
bi zunûbi-him : günahlarından dolayı
-
8-Enfâl 57
bi-him : onları
-
8-Enfâl 58
ileyhim : onlara
-
8-Enfâl 60
min dûni-him : onlardan başka
-
8-Enfâl 63
kulûbi-him : onların kalpleri
-
8-Enfâl 63
kulûbi-him : onların kalpleri
-
8-Enfâl 69
rahîmun : Rahîm olan, rahmet nuru gönderen
-
8-Enfâl 70
rahîmun : Rahîm olan, rahmet nuru gönderen
-
8-Enfâl 72
bi emvâli-him : mallarıyla
-
8-Enfâl 72
ve enfusi-him : ve nefsleriyle (canlarıyla)
-
8-Enfâl 72
min velâyeti-him : onlara velayetiniz, himayeniz
-
81-Tekvir 12
el cahîmu : alevli ateş, cehennem ateşi
-
82-İnfitâr 14
cahîmin : alevli ateş
-
83-Mutaffifin 14
kulûbi-him : onların kalpleri
-
83-Mutaffifin 15
an rabbi-him : Rab'lerinden
-
83-Mutaffifin 16
el cahîmi : alevli ateş, cehennem
-
83-Mutaffifin 24
fî vucûhi-him : onların yüzlerinde
-
83-Mutaffifin 30
bi-him : onların
-
83-Mutaffifin 31
ehli-him(u) : kendi aileleri, aileleri
-
83-Mutaffifin 33
aleyhim : onların üzerine
-
84-İnşikak 21
aleyhim (u) : onlara
-
85-Bürûc 20
verâi-him : onların arkası
-
87-A'lâ 19
ibrâhîme : İbrâhîm
-
88-Ğâşiye 22
aleyhim : onlara, onların üzerinde
-
89-Fecr 13
aleyhim : onların üzerine
-
9-Tevbe 4
ileyhim : onlara
-
9-Tevbe 4
ilâ muddeti-him : onların müddetine kadar
-
9-Tevbe 5
rahîmun : rahîm, rahmet nuru gönderen
-
9-Tevbe 8
bi efvâhi-him : ağızları ile, sözleriyle
-
9-Tevbe 12
min ba'di ahdi-him : ahdlerinden sonra
-
9-Tevbe 14
ve yuhzi-him : ve onları alçaltır
-
9-Tevbe 14
aleyhim : onlara karşı
-
9-Tevbe 15
kulûbi-him : onların kalpleri
-
9-Tevbe 17
alâ enfusi-him : kendi nefsleri üzerine, kendilerine
-
9-Tevbe 20
bi emvâli-him : (onların) malları ile
-
9-Tevbe 20
ve enfusi-him : ve (onların) nefsleri, canları
-
9-Tevbe 27
rahîmun : rahmet nuru gönderen
-
9-Tevbe 28
âmi-him hâzâ : onların bu yılı
-
9-Tevbe 30
bi efvâhi-him : ağızları ile
-
9-Tevbe 32
bi efvâhi-him : ağızları ile
-
9-Tevbe 37
a'mâli-him : onların amelleri
-
9-Tevbe 42
aleyhim : onlara
-
9-Tevbe 44
bi emvâli-him : malları ile
-
9-Tevbe 44
ve enfusi-him : ve nefsleri, canları
-
9-Tevbe 45
fî raybi-him : şüpheleri içinde
-
9-Tevbe 64
aleyhim : onlara
-
9-Tevbe 64
fî kulûbi-him : kalplerinde olan
-
9-Tevbe 69
bi halâki-him : kendi payları, nasipleri ile
-
9-Tevbe 69
bi halâki-him : onların payları, nasipleri ile
-
9-Tevbe 70
e lem ye'ti-him : onlara gelmedi mi
-
9-Tevbe 70
ellezîne min kabli-him : onlardan önceki kimselerin
-
9-Tevbe 70
ve kavmi ibrâhîme : ve İbrâhîm kavmi
-
9-Tevbe 73
aleyhim : onlara
-
9-Tevbe 74
ba'de islâmi-him : İslâmlıklarından, İslâm olmalarından sonra
-
9-Tevbe 77
fî kulûbi-him : onların kalplerinde, kalplerine
-
9-Tevbe 81
bi mak'adi-him : kalıp oturmaları ile
-
9-Tevbe 81
bi emvâli-him : malları ile
-
9-Tevbe 81
ve enfusi-him : ve nefsleri, canları
-
9-Tevbe 87
alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzeri
-
9-Tevbe 88
bi emvâli-him : kendi malları ile
-
9-Tevbe 88
ve enfusi-him : ve nefsleri, canları
-
9-Tevbe 91
rahîmun : rahmet nuru gönderen
-
9-Tevbe 93
kulûbi-him : onların kalpleri
-
9-Tevbe 94
ileyhim : onlara
-
9-Tevbe 95
ileyhim : onlara
-
9-Tevbe 98
aleyhim : onlara, onların üzerine (olsun)
-
9-Tevbe 99
rahîmun : rahîm, rahmet nuru gönderen
-
9-Tevbe 102
bi zunûbi-him : günahlarını
-
9-Tevbe 102
en yetûbe aleyhim : onların tövbelerini kabul eder
-
9-Tevbe 102
rahîmun : rahîm, rahmet nuru gönderen
-
9-Tevbe 103
min emvâli-him : onların mallarından
-
9-Tevbe 103
ve tuzekkî-him : ve onları tezkiye et
-
9-Tevbe 103
aleyhim : onlara
-
9-Tevbe 104
er rahîmu : rahmet nuru gönderen
-
9-Tevbe 106
aleyhim : onların
-
9-Tevbe 110
fî kulûbi-him : onların kalplerinde
-
9-Tevbe 113
ashâbu el cahîmi : cehennem ehli, cehennem halkı
-
9-Tevbe 114
ibrâhîme : İbrâhîm
-
9-Tevbe 114
inne ibrâhîme : muhakkak İbrâhîm
-
9-Tevbe 117
tâbe aleyhim : onların tövbesini kabul etti
-
9-Tevbe 117
bi-him : onlara
-
9-Tevbe 117
rahîmun : rahîm olan, rahmet nuru gönderen, çok merhametli olan
-
9-Tevbe 118
izâ dâkat aleyhim : onlara dar gelmişti
-
9-Tevbe 118
aleyhim : onlara
-
9-Tevbe 118
tâbe aleyhim : onların tövbelerini kabul etti
-
9-Tevbe 118
huve et tevvâbur rahîmu : O tövbeleri kabul edendir, rahmet nuru gönderendir
-
9-Tevbe 120
bi enfusi-him : kendi nefslerini
-
9-Tevbe 122
ileyhim : onlara
-
9-Tevbe 125
ellezîne fî kulûbi-him : kalplerinde ... olan kimseler
-
9-Tevbe 125
ilâ ricsi-him : murdarlıklarına, pisliklerine
-
9-Tevbe 128
rahîmun : rahîm olan, çok merhametli olan
-
90-Beled 20
aleyhim : onlar üzerinde vardır
-
91-Şems 14
aleyhim : onların
-
91-Şems 14
zenbi-him : onların günahları
-
97-Kadir 4
rabbi-him : Rab'lerinin
-
98-Beyyine 8
rabbi-him : onların Rab'leri