Kur'an İçerisinde Arama
Sayfayı Yenile
Arapça Metin Arama (Harekeli)
Aranan Kelime : lem
Aranan Yer : Arapça Kelime Meali (Latin Harfleriyle)
Bulunan Sonuç : 1157
-
1-Fâtiha 2
el âlemîne : âlemler.
-
10-Yunus 5
li ta'lemû : bilmeniz için
-
10-Yunus 5
ya'lemûne : biliyorlar
-
10-Yunus 10
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbine
-
10-Yunus 12
fe lemmâ : fakat ..... olduğu zaman
-
10-Yunus 12
en lem yed'u-nâ : bize dua etmedi (dua etmemek)
-
10-Yunus 13
lemmâ zalemû : zulmettikleri zaman
-
10-Yunus 17
azlemu : daha zalim
-
10-Yunus 18
lâ ya'lemu : bilmiyor
-
10-Yunus 23
fe lemmâ : ama, olunca, olduğu zaman
-
10-Yunus 24
lem tagne : olmamış (zenginleşmemiş)
-
10-Yunus 37
el âlemîne : âlemler
-
10-Yunus 39
lem yuhîtû : ihata edemediler, kavrayamadılar
-
10-Yunus 39
ve lemmâ : ve olmadıkça
-
10-Yunus 40
a'lemu : iyi bilir
-
10-Yunus 45
lem : olmadı
-
10-Yunus 52
li ellezîne zalemû : zulmedenlere
-
10-Yunus 54
zalemet : zulmetti
-
10-Yunus 54
lemmâ : olduğu zaman
-
10-Yunus 54
lâ yuzlemûne : zulmedilmezler (haksızlığa uğratılmazlar)
-
10-Yunus 55
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
10-Yunus 68
mâ lâ ta'lemûne : bilmediğiniz şey
-
10-Yunus 76
fe lemmâ : böylece, olduğu zaman
-
10-Yunus 77
lemmâ câe-kum : size geldiği zaman
-
10-Yunus 80
lemmâ : olduğu zaman
-
10-Yunus 81
fe lemmâ : artık, olduğu zaman
-
10-Yunus 89
ellezîne lâ ya'lemûne : bilmeyen kimseler
-
10-Yunus 98
lemmâ : olduğu zaman, olunca
-
100-Âdiyât 9
lâ ya'lemu : bilmeyecek
-
102-Tekâsür 3
ta'lemûne : siz bileceksiniz
-
102-Tekâsür 4
ta'lemûne : siz bileceksiniz
-
102-Tekâsür 5
lev ta'lemûne : keşke siz bilseydiniz
-
105-Fil 1
e lem tere : görmedin mi
-
105-Fil 2
e lem yec'al : ve kılmadı mı, yapmadı mı
-
11-Hûd 5
ya'lemu : bilir
-
11-Hûd 6
ve ya'lemu : ve bilir
-
11-Hûd 14
illem (in lem) yestecîbû : eğer icabet etmezlerse, edemezlerse
-
11-Hûd 14
fa'lemû : o zaman bilin ki
-
11-Hûd 18
ezlemu : daha zalim
-
11-Hûd 20
lem yekûnû : değildir, olmazlar, olamazlar
-
11-Hûd 31
ve lâ a'lemu el gaybe : ve gaybı bilmiyorum
-
11-Hûd 31
a'lemu : bilir
-
11-Hûd 37
zalemû : zulmederler
-
11-Hûd 38
ve kullemâ : ve her defa
-
11-Hûd 39
ta'lemûne : bileceksiniz
-
11-Hûd 49
ta'lemu-hâ : onu biliyorsun
-
11-Hûd 58
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
11-Hûd 66
fe lemmâ : bundan sonra böylece, olduğu zaman
-
11-Hûd 67
ellezîne zalemû : zulmeden kimseleri
-
11-Hûd 68
en lem yagnev : yaşamadılar, var olmadılar
-
11-Hûd 70
fe lemmâ : böylece, olduğu zaman
-
11-Hûd 74
fe lemmâ : artık, olunca, olduğu zaman
-
11-Hûd 77
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
11-Hûd 79
le ta'lemu : elbette biliyorsun
-
11-Hûd 82
fe lemmâ : artık olduğu zaman
-
11-Hûd 93
sevfe ta'lemûne : yakında bileceksiniz
-
11-Hûd 94
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
11-Hûd 94
ellezîne zalemû : zulmeden kimseleri
-
11-Hûd 95
en lem yagnev : yaşamadılar, var olmadılar
-
11-Hûd 101
ve mâ zalemnâ-hum : ve biz onlara zulmetmedik
-
11-Hûd 101
zalemû : zulmettiler
-
11-Hûd 101
lemmâ câe emru : emir geldiği zaman
-
11-Hûd 105
lâ tekellemu : konuşmaz (konuşamaz)
-
11-Hûd 111
lemmâ : olduğu zaman
-
11-Hûd 113
ilâ ellezîne zalemû : zulmeden (zalim olan) kimselere
-
11-Hûd 116
ellezîne zalemû : zulmeden kimseler
-
112-İhlâs 3
lem yelid : o doğurmadı
-
112-İhlâs 3
ve lem yûled : ve doğurulmadı
-
112-İhlâs 4
ve lem yekun : ve olmadı
-
12-Yusuf 15
fe lemmâ : böylece, bundan sonra, olduğu zaman
-
12-Yusuf 21
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
12-Yusuf 22
ve lemma : ve olduğu zaman
-
12-Yusuf 28
fe lemmâ : olduğu zaman
-
12-Yusuf 31
fe lemmâ : böylece, olduğu zaman
-
12-Yusuf 31
fe lemmâ : o zaman, ..... olunca
-
12-Yusuf 32
lem yef'al : yapmazsa
-
12-Yusuf 37
alleme-ni : bana öğretti
-
12-Yusuf 40
lâ ya'lemûne : bilmezler, bilmiyorlar
-
12-Yusuf 46
ya'lemûne : bilirler, öğrenirler
-
12-Yusuf 50
fe lemmâ : böylece, olduğu zaman
-
12-Yusuf 52
li ya'leme : bilmesi içindir
-
12-Yusuf 52
lem ehun-hu : ona ihanet etmedim
-
12-Yusuf 54
fe lemmâ : olduğu zaman
-
12-Yusuf 54
kelleme-hu : onunla konuştu
-
12-Yusuf 59
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
12-Yusuf 60
in lem te'tû-nî : eğer bana getirmezseniz
-
12-Yusuf 63
fe lemmâ : böylece, olduğu zaman
-
12-Yusuf 65
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
12-Yusuf 66
fe lemmâ : böylece, olduğu zaman
-
12-Yusuf 68
ve lemmâ : ve olduğu zaman, böylece
-
12-Yusuf 68
allemnâ-hu : ona öğrettik
-
12-Yusuf 68
lâ ya'lemûne : bilmezler, bilmiyorlar
-
12-Yusuf 69
ve lemmâ : olduğu zaman
-
12-Yusuf 70
fe lemmâ : artık, böylece, olduğu zaman
-
12-Yusuf 77
ve lem yubdi-hâ : ve onu açıklamadı
-
12-Yusuf 77
a'lemu : daha iyi bilir
-
12-Yusuf 80
fe lemmestey'esû : artık umutlarını kestikleri zaman
-
12-Yusuf 80
e lem ta'lemû : bilmiyor musunuz
-
12-Yusuf 86
ve a'lemu : ve biliyorum
-
12-Yusuf 86
mâ lâ ta'lemûne : bilmediğiniz şey(ler)i
-
12-Yusuf 88
fe lemmâ : böylece, olduğu zaman
-
12-Yusuf 94
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
12-Yusuf 96
lemmâ : olduğu zaman
-
12-Yusuf 96
e lem : olmadı mı
-
12-Yusuf 96
a'lemu : biliyorum, bilirim
-
12-Yusuf 96
mâ lâ ta'lemûne : sizin bilmediğiniz şeyleri
-
12-Yusuf 99
fe lemmâ : böylece, olduğu zaman
-
12-Yusuf 101
ve allemte-nî : ve bana öğrettin
-
12-Yusuf 104
li el âlemîne : âlemler için, âlemlere
-
12-Yusuf 109
e fe lem yesîrû : dolaşmıyorlar mı, dolaşmazlar mı (dolaşmadılar mı)
-
13-Ra'd 8
ya'lemu : bilir
-
13-Ra'd 18
lem yestecibû : icabet etmezler
-
13-Ra'd 19
ya'lemu : bilir
-
13-Ra'd 31
e fe lem : hâlâ olmadı mı
-
13-Ra'd 33
lâ ya'lemu : bilmiyor
-
13-Ra'd 41
e ve lem yerev : görmüyorlar mı
-
13-Ra'd 42
ya'lemu : bilir
-
13-Ra'd 42
ve se ya'lemu : ve yakında bilecek
-
14-İbrahim 9
e lem ye'ti-kum : size gelmedi mi
-
14-İbrahim 9
lâ ya'lemu-hum : onları bilmez
-
14-İbrahim 19
e lem tere : görmüyor musun
-
14-İbrahim 22
lemmâ : olduğu zaman
-
14-İbrahim 24
e lem tere : görmedin mi
-
14-İbrahim 28
e lem tere : görmedin mi
-
14-İbrahim 38
ta'lemu : bilirsin
-
14-İbrahim 44
ellezîne zalemû : zulmeden kimseler
-
14-İbrahim 44
e ve lem tekûnû : ve, siz olmadınız mı, siz değil misiniz
-
14-İbrahim 45
ellezîne zalemû enfuse-hum : nefslerine zulmeden kimseler
-
14-İbrahim 52
ve li ya'lemû : ve bilsinler diye
-
15-Hicr 3
ya'lemûne : bilirler, bilecekler
-
15-Hicr 33
lem ekun : ben olmam
-
15-Hicr 60
illemre'ete-hu : onun hanımı (kadını) hariç
-
15-Hicr 61
lemmâ : olduğu zaman
-
15-Hicr 70
ve lem : ve olmadı
-
15-Hicr 70
an el âlemîne : el âlemden, başkalarından
-
15-Hicr 96
ya'lemûne : biliyorlar, bilirler
-
15-Hicr 97
na'lemu : biz biliyoruz
-
16-Nahl 7
lem tekûnû : siz olmazsınız
-
16-Nahl 8
mâ lâ ta'lemûne : bilmediğiniz şeyler
-
16-Nahl 19
ya'lemu : bilir
-
16-Nahl 23
ya'lemu : bilir
-
16-Nahl 28
es seleme : teslim olmak
-
16-Nahl 33
ve mâ zaleme-hum allâhu : ve Allah onlara zulmetmedi
-
16-Nahl 38
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
16-Nahl 39
ve li ya'leme : ve bilmesi için
-
16-Nahl 41
ya'lemûne : biliyorlar
-
16-Nahl 43
lâ ta'lemûne : bilmiyorsunuz
-
16-Nahl 48
e ve lem yerev : ve onlar görmüyorlar mı (görmediler mi)
-
16-Nahl 55
ta'lemûne : bilecekler
-
16-Nahl 56
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
16-Nahl 70
ya'leme : bilir
-
16-Nahl 74
ya'lemu : bilir
-
16-Nahl 74
lâ ta'lemûne : bilmezsiniz
-
16-Nahl 75
lâ ya'lemûne : bilmezler, bilmiyorlar
-
16-Nahl 77
lemhi : bir an, en kısa zaman aralığı
-
16-Nahl 77
el basari (lemhi el basri) : göz, bakış (göz kırpması, bir anlık bakış)
-
16-Nahl 78
lâ ta'lemune : bilmiyorsunuz
-
16-Nahl 79
e lem yerev : görmüyorlar mı, görmediler mi
-
16-Nahl 85
zalemû : zulmettiler
-
16-Nahl 87
es seleme : teslimiyet
-
16-Nahl 91
ya'lemu : bilir
-
16-Nahl 95
ta'lemûne : biliyorsunuz
-
16-Nahl 101
vallâhu a'lemu : ve Allah bilir
-
16-Nahl 101
a'lemu : bilir
-
16-Nahl 101
lâ ya'lemûne : bilmezler, bilmiyorlar
-
16-Nahl 103
na'lemu : biz biliyoruz, biliriz
-
16-Nahl 111
lâ yuzlemûne : zulmedilmezler, haksızlığa uğratılmazlar
-
16-Nahl 118
ve mâ zalemnâ-hum : ve biz onlara zulmetmedik
-
16-Nahl 120
ve lem yeku : ve olmadı
-
16-Nahl 125
a'lemu : bilir
-
16-Nahl 125
a'lemu : bilir
-
17-İsrâ 12
ve li ta'lemû : ve bilmeniz (öğrenmeniz) için
-
17-İsrâ 25
a'lemu : en iyi bilir, daha iyi bilir
-
17-İsrâ 47
a'lemu : çok iyi biliriz
-
17-İsrâ 54
a'lemu : iyi bilir
-
17-İsrâ 55
a'lemu : iyi bilir
-
17-İsrâ 59
fe zalemû : sonra zulmettiler
-
17-İsrâ 67
fe lemmâ : böylece, olduğu zaman, olunca
-
17-İsrâ 71
ve lâ yuzlemûne : ve zulmedilmezler
-
17-İsrâ 84
a'lemu : en iyi bilir
-
17-İsrâ 97
kullemâ : her seferinde, her defasında
-
17-İsrâ 99
e ve lem yerev : ve onlar görmüyorlar mı
-
17-İsrâ 111
lem yettehız : edinmedi, edinmez
-
17-İsrâ 111
ve lem yekun : ve olmamıştır, olmaz
-
17-İsrâ 111
ve lem yekun : ve olmamıştır, olmaz
-
18-Kehf 1
ve lem yec'al : ve kılmadı, olmadı
-
18-Kehf 6
lem yu'minû : inanmazlar
-
18-Kehf 12
li na'leme : bilmemiz için, belirtmemiz için
-
18-Kehf 15
azlemu : daha zalim
-
18-Kehf 19
a'lemu : en iyi bilir
-
18-Kehf 21
li ya'lemû : bilmeleri için, bilsinler diye
-
18-Kehf 21
a'lemu : en iyi bilir
-
18-Kehf 22
a'lemu : en iyi bilir
-
18-Kehf 22
mâ ya'lemu-hum : onları bilmezler
-
18-Kehf 26
a'lemu : en iyi bilir
-
18-Kehf 33
ve lem tazlim : ve eksik bırakmadı
-
18-Kehf 42
lem uşrik : şirk koşmam
-
18-Kehf 43
ve lem tekun : ve olmadı, olmaz
-
18-Kehf 47
fe lem nugâdir : böylece bırakmayız
-
18-Kehf 52
lem yestecibû : icabet etmezler, etmediler
-
18-Kehf 53
ve lem yecidû : ve bulamazlar, bulamadılar
-
18-Kehf 57
ve men azlemu : ve daha zalim kimdir
-
18-Kehf 59
lemmâ zalemû : zulmettikleri zaman
-
18-Kehf 61
fe lemmâ : böylece olduğu zaman
-
18-Kehf 62
lemmâ : olduğu zaman
-
18-Kehf 65
ve allemnâ-hu : ve biz ona öğrettik
-
18-Kehf 68
lem tuhıt : ihata edemedin, kavrayamadın
-
18-Kehf 72
e lem ekul : ben söylemedim mi, ben demedim mi
-
18-Kehf 75
e lem ekul : ben demedim mi
-
18-Kehf 78
mâ lem testetı' : güç yetiremediğin şey
-
18-Kehf 82
lem testı' : sen güç yetiremedin
-
18-Kehf 87
men zaleme : kim zulmederse
-
18-Kehf 90
lem nec'al : kılmadık, yapmadık
-
19-Meryem 4
ve lem ekun : ve ben olmadım
-
19-Meryem 7
lem nec'al : kılmadık, yapmadık
-
19-Meryem 9
ve lem teku : ve sen değildin
-
19-Meryem 14
ve lem yekun : ve olmadı, değildi
-
19-Meryem 20
ve lem yemses-nî : ve bana dokunmadı
-
19-Meryem 20
ve lem eku : ve ben olmadım
-
19-Meryem 32
ve lem yec'al-nî : ve beni kılmadı
-
19-Meryem 43
mâ lem ye'ti-ke : sana gelmeyen
-
19-Meryem 46
lem tentehi : sen vazgeçmezsin
-
19-Meryem 49
lemmâ'tezelehum : onlardan ayrıldığı zaman
-
19-Meryem 60
ve lâ yuzlemûne : ve zulmedilmezler
-
19-Meryem 65
hel ta'lemu : sen biliyor musun
-
19-Meryem 67
ve lem yeku : ve değildi, değil
-
19-Meryem 70
a'lemu : en iyi bilir
-
19-Meryem 75
se ya'lemûne : yakında bilecekler
-
19-Meryem 83
e lem tere : görmedin mi
-
2-Bakara 6
lem tunzir-hum : onları uyarmadın
-
2-Bakara 13
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
2-Bakara 17
lemmâ : olduğu zaman
-
2-Bakara 20
kullemâ : her zaman, her defa
-
2-Bakara 20
azleme : karanlık çöktü
-
2-Bakara 22
tâ'lemune : (siz) biliyorsunuz
-
2-Bakara 24
in lem tef'alû : eğer yapamazsanız
-
2-Bakara 25
kullemâ : her seferinde, her defasında
-
2-Bakara 26
ya'lemûne : bilirler
-
2-Bakara 30
innî a'lemu : muhakkak ki ben bilirim
-
2-Bakara 30
mâ lâ tâ'lemûne : sizin bilmediğiniz şeyleri
-
2-Bakara 31
alleme : öğretti
-
2-Bakara 32
allemte-nâ : sen bize öğrettin
-
2-Bakara 33
fe lemmâ : olunca, olduğu zaman
-
2-Bakara 33
e lem : olmaz mı, olmadı mı
-
2-Bakara 33
in-nî a'lemu : muhakkak ki ben bilirim
-
2-Bakara 33
ve a'lemu : ve ben bilirim
-
2-Bakara 42
ta'lemûne : biliyorsunuz
-
2-Bakara 47
alâ el âlemîne : âlemlere
-
2-Bakara 54
zalemtum : zulmettiniz
-
2-Bakara 57
mâ zalemû-nâ : bize zulmetmediler
-
2-Bakara 59
zalemû : zulmettiler
-
2-Bakara 59
zalemû : zulmettiler
-
2-Bakara 71
musellemetun : salınmış, serbest bırakılmış
-
2-Bakara 74
lemâ : olduğu zaman, öyle ki, fakat (hatta)
-
2-Bakara 74
lemâ : olduğu zaman, öyle ki, fakat (hatta)
-
2-Bakara 74
lemâ : olduğu zaman, öyle ki, fakat (hatta)
-
2-Bakara 75
ya'lemûne : biliyorlar
-
2-Bakara 77
e ve lâ ya'lemûne : ve bilmiyorlar mı
-
2-Bakara 77
ya'lemu : bilir
-
2-Bakara 78
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
2-Bakara 80
mâ lâ ta'lemûne : bilmediğiniz bir şey
-
2-Bakara 87
kullemâ : her sefer, her defa
-
2-Bakara 89
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
2-Bakara 89
lemmâ : olduğu zaman
-
2-Bakara 100
ve kullemâ : ve her defa, her sefer, her zaman
-
2-Bakara 101
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
2-Bakara 101
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
2-Bakara 102
yeteallemûne : öğreniyorlar
-
2-Bakara 102
ve yeteallemûne : ve öğreniyorlar
-
2-Bakara 102
ya'lemûne : bilirler, biliyorlar
-
2-Bakara 103
ya'lemûne : biliyorlar
-
2-Bakara 106
e lem ta'lem : bilmiyor musun
-
2-Bakara 107
lem ta'lem : bilmiyorsun
-
2-Bakara 112
esleme : teslim etti
-
2-Bakara 113
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
2-Bakara 114
azlemu : daha zalim
-
2-Bakara 118
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
2-Bakara 122
alâ el âlemîne : âlemler üzerine
-
2-Bakara 131
eslemtu : ben teslim oldum
-
2-Bakara 131
li rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbine
-
2-Bakara 140
a'lemu : daha iyi bilir
-
2-Bakara 140
ve men azlemu : ve kim daha zalim
-
2-Bakara 143
li na'leme : bilmemiz için
-
2-Bakara 144
le ya'lemûne : elbette biliyorlar, bilirler
-
2-Bakara 146
ya'lemûne : biliyorlar
-
2-Bakara 150
zalemû : zulmettiler
-
2-Bakara 151
lem tekûnû ta'lemûne : sizin bilmediğiniz
-
2-Bakara 165
ellezîne zalemû : zulmedenler
-
2-Bakara 169
mâ lâ ta'lemûne : sizin bilmediğiniz şeyler
-
2-Bakara 184
ta'lemûne : biliyorsunuz, bilirsiniz
-
2-Bakara 188
ve entum ta'lemûne : ve siz biliyorsunuz
-
2-Bakara 194
ve i'lemû : ve bilin
-
2-Bakara 196
lem yecid : bulamadı
-
2-Bakara 196
lem yekun : olmayan
-
2-Bakara 196
ve i'lemû : ve bilin
-
2-Bakara 197
ya'lem-hu : onu bilir
-
2-Bakara 203
ve a'lemû : ve bilin
-
2-Bakara 209
a'lemû : biliniz, bilin
-
2-Bakara 214
ve lemmâ : ve olmadıkça
-
2-Bakara 216
ya'lemu : bilir
-
2-Bakara 216
lâ ta'lemûne : siz bilmezsiniz
-
2-Bakara 220
ya'lemu : bilir
-
2-Bakara 223
va'lemû (ve ı'lemû) : ve bilin
-
2-Bakara 230
ya'lemûne : biliyorlar, bilirler
-
2-Bakara 231
zaleme : zulmetti, haksızlık yaptı
-
2-Bakara 231
va'lemû : ve bilin, biliniz
-
2-Bakara 232
ya'lemu : bilir
-
2-Bakara 232
lâ ta'lemûne : bilmezsiniz
-
2-Bakara 233
izâ sellemtum : teslim ettiğiniz zaman
-
2-Bakara 233
va'lemû : ve bilin
-
2-Bakara 235
va'lemû : ve biliniz
-
2-Bakara 235
ya'lemu : bilir
-
2-Bakara 235
va'lemû : ve biliniz
-
2-Bakara 236
mâ lem temessû-hunne : henüz kendilerine dokunmadınız
-
2-Bakara 239
alleme-kum : size öğretti
-
2-Bakara 239
lem tekûnû : olmadınız
-
2-Bakara 239
ta'lemûne : biliyorsunuz
-
2-Bakara 243
e lem tera : görmedin mi
-
2-Bakara 244
ve a'lemû : ve bilin
-
2-Bakara 246
e lem tera ilâ : görmedin mi
-
2-Bakara 246
fe lemmâ : artık, fakat ..... olduğu zaman
-
2-Bakara 247
ve lem yu'te : ve verilmedi
-
2-Bakara 249
fe lemmâ : böylece olduğu zaman
-
2-Bakara 249
lem yat'am-hu : ona doymaz
-
2-Bakara 249
lemmâ : olunca
-
2-Bakara 250
ve lemmâ berazû : ve karşısına çıktıkları zaman
-
2-Bakara 251
ve alleme-hu : ve ona öğretti
-
2-Bakara 251
alâ el âlemîne : âlemlerin üzerine
-
2-Bakara 253
kelleme allâhu : Allah konuştu
-
2-Bakara 255
ya'lemu : bilir
-
2-Bakara 258
e lem tera ilâ : ... a bakmadın mı, görmedin mi
-
2-Bakara 259
lem yetesenneh : bozulmadı, kokuşmadı
-
2-Bakara 259
fe lemmâ : artık, böylece, olunca
-
2-Bakara 259
a'lemu : ben biliyorum
-
2-Bakara 260
e ve lem tu'min : ve inanmıyor musun
-
2-Bakara 260
va'lem : ve bil
-
2-Bakara 265
in lem yusıb-hâ : eğer ona isabet etmezse
-
2-Bakara 267
ve a'lemû : ve bilin
-
2-Bakara 270
ya'lemu-hu : onu bilir
-
2-Bakara 272
lâ tuzlemûne : zulmedilmezsiniz, size haksızlık yapılmaz
-
2-Bakara 279
in lem tef'alû : eğer yapmazsanız
-
2-Bakara 279
ve lâ tuzlemûne : ve zulmedilmezsiniz, haksızlığa uğramazsınız
-
2-Bakara 280
ta'lemûne : biliyorsunuz
-
2-Bakara 281
lâ yuzlemûne : zulmedilmezler, haksızlığa uğramazlar
-
2-Bakara 282
alleme-hu : ona öğretti
-
2-Bakara 282
fe in lem yekûnâ : fakat bulunmuyorsa, bulunamıyorsa
-
2-Bakara 283
ve lem tecidû : ve bulamadınız
-
20-Tâ-Hâ 7
ya'lemu : bilir
-
20-Tâ-Hâ 11
fe lemmâ : böylece, olduğu zaman
-
20-Tâ-Hâ 71
alleme-kum : size öğretti
-
20-Tâ-Hâ 71
ve le ta'lemunne : ve mutlaka öğreneceksiniz
-
20-Tâ-Hâ 86
e lem : olmadı mı
-
20-Tâ-Hâ 94
ve lem terkub : ve murakabe etmedin, gözetmedin
-
20-Tâ-Hâ 96
lem yabsurû : göremediler
-
20-Tâ-Hâ 104
nahnu a'lemu : biz daha iyi biliriz, biliyoruz
-
20-Tâ-Hâ 110
ya'lemu : o bilir
-
20-Tâ-Hâ 115
ve lem necid : ve bulmadık
-
20-Tâ-Hâ 127
ve lem yu'min : ve inanmaz
-
20-Tâ-Hâ 128
e fe lem yehdi : hâlâ hidayete ermedi mi
-
20-Tâ-Hâ 133
e ve lem te'ti-him : onlara gelmedi mi
-
20-Tâ-Hâ 135
se ta'lemûne : yakında bileceksiniz, öğreneceksiniz
-
21-Enbiyâ 3
zalemû : zulmeden
-
21-Enbiyâ 4
ya'lemu : bilir
-
21-Enbiyâ 7
lâ ta'lemûne : siz bilmiyorsunuz
-
21-Enbiyâ 12
fe lemmâ : olduğu zaman
-
21-Enbiyâ 24
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
21-Enbiyâ 28
ya'lemu : bilir
-
21-Enbiyâ 30
e ve lem yere : ve görmüyorlar mı (görmediler mi)
-
21-Enbiyâ 39
ya'lemu ellezîne : o kimseler bilselerdi
-
21-Enbiyâ 47
lâ tuzlemu : zulmedilmez, haksızlığa uğratılmaz
-
21-Enbiyâ 71
li el âlemîne : âlemler için, âlemlere
-
21-Enbiyâ 80
ve allemnâ-hu : ve biz ona öğrettik
-
21-Enbiyâ 91
li el âlemîne : âlemlere, âlemler için
-
21-Enbiyâ 107
li el âlemîne : âlemlere, âlemler için
-
21-Enbiyâ 110
ya'lemu : bilir
-
21-Enbiyâ 110
ve ya'lemu : ve o bilir
-
22-Hac 5
li keylâ ya'leme : bilmemesi için
-
22-Hac 18
e lem tera : görmedin mi (görmüyor musun)
-
22-Hac 22
kullemâ : her sefer
-
22-Hac 46
e fe lem yesîrû : dolaşmadılar mı (dolaşmıyorlar mı, gezmiyorlar mı)
-
22-Hac 54
ve li ya'leme : ve bilmeleri için
-
22-Hac 63
e lem tere : görmedin mi
-
22-Hac 65
e lem tere : görmedin mi
-
22-Hac 68
a'lemu : en iyi bilir
-
22-Hac 70
e lem ta'lem : bilmiyor musun
-
22-Hac 70
ya'lemu : bilir
-
22-Hac 71
lem yunezzil : indirmedi (indirilmedi)
-
22-Hac 76
ya'lemu : bilir
-
23-Mü'minûn 27
ellezîne zalemû : zulmeden kimseler
-
23-Mü'minûn 44
kullemâ : her defasında
-
23-Mü'minûn 62
lâ yuzlemûne : zulmedilmez
-
23-Mü'minûn 68
e fe lem yeddebberû : hâlâ düşünmüyorlar mı, düşünmediler mi
-
23-Mü'minûn 68
lem ye'ti : gelmeyen
-
23-Mü'minûn 69
lem ya'rifû : tanımıyorlar, tanımadılar
-
23-Mü'minûn 84
ta'lemûne : siz biliyorsunuz
-
23-Mü'minûn 88
ta'lemûne : siz biliyorsunuz
-
23-Mü'minûn 96
a'lemu : en iyi bilen
-
23-Mü'minûn 105
lem tekun : olmadı
-
23-Mü'minûn 114
ta'lemûne : siz biliyorsunuz
-
24-Nûr 4
lem ye'tû bi : getirmezler
-
24-Nûr 6
ve lem yekun : ve olmadı, yoktur
-
24-Nûr 13
lem ye'tû : getirmediler
-
24-Nûr 16
en netekelleme : bizim söylememiz
-
24-Nûr 19
ya'lemu : o bilir
-
24-Nûr 19
lâ ta'lemûne : bilmiyorsunuz, bilmezsiniz
-
24-Nûr 25
ve ya'lemûne : ve bilecekler
-
24-Nûr 28
lem tecidû : bulamazsınız
-
24-Nûr 29
ya'lemu : bilir
-
24-Nûr 31
lem yazharû : zahir olmaz, farkına varmaz
-
24-Nûr 31
li yu'leme : bilinsin diye
-
24-Nûr 35
lem temses-hu : ona değmez
-
24-Nûr 39
lem yecid-hu : onu bulamadı
-
24-Nûr 40
lem yeked yerâ-hâ : neredeyse onu göremez
-
24-Nûr 40
lem yec'alillâhu (yec'ali allâhu) : Allah kılmazsa
-
24-Nûr 41
e lem tera : görmüyor musun, görmedin mi
-
24-Nûr 43
e lem tera : görmüyor musun, görmedin mi
-
24-Nûr 58
lem yeblugû : erişmemiş, ulaşmamış
-
24-Nûr 62
lem yezhebû : gitmezler
-
24-Nûr 63
kad ya'lemu : biliyordu
-
24-Nûr 64
kad ya'lemu : biliyordu
-
25-Furkan 1
li el âlemîne : âlemlere
-
25-Furkan 2
ve lem yettehız : ve edinmedi
-
25-Furkan 2
ve lem yekûn : ve olmadı
-
25-Furkan 6
ya'lemu : bilir
-
25-Furkan 28
lem ettehız : edinmeseydim
-
25-Furkan 37
lemmâ : olduğu zaman
-
25-Furkan 40
e fe lem yekûnû : öyle olmadı mı, hâlâ olmadı mı
-
25-Furkan 42
ve sevfe ya'lemûne : ve bilecekler
-
25-Furkan 45
e lem tere : görmedin mi
-
25-Furkan 67
lem yusrifû : israf etmezler
-
25-Furkan 67
ve lem yakturû : ve kısmazlar, cimrilik etmezler
-
25-Furkan 73
lem yahırrû : kapanmazlar, olmazlar
-
26-Şuarâ 7
e ve lem yerev ilâ : ve görmüyorlar mı, görmediler mi
-
26-Şuarâ 16
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
26-Şuarâ 18
lem nurabbi-ke : senin Rabbin (himaye edip yetiştiren) olmadık
-
26-Şuarâ 21
lemmâ : olduğu zaman, olduğundan dolayı
-
26-Şuarâ 23
el âlemîne : âlemler
-
26-Şuarâ 41
lemmâ : olduğu zaman
-
26-Şuarâ 47
el âlemîne : âlemler
-
26-Şuarâ 49
alleme-kum : size öğretti (öğreten)
-
26-Şuarâ 49
ta'lemûne : bileceksiniz
-
26-Şuarâ 61
fe lemmâ : olduğu zaman
-
26-Şuarâ 77
el âlemîne : âlemler
-
26-Şuarâ 98
el âlemîne : âlemler
-
26-Şuarâ 109
el âlemîne : âlemler
-
26-Şuarâ 116
lem tentehi : vazgeçmezsen
-
26-Şuarâ 127
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
26-Şuarâ 132
ta'lemûne : siz biliyorsunuz
-
26-Şuarâ 136
lem tekun : sen olmazsın
-
26-Şuarâ 145
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
26-Şuarâ 164
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
26-Şuarâ 165
min el âlemîne : âlemlerden (insanlardan)
-
26-Şuarâ 167
lem tentehi : sen vazgeçmezsen
-
26-Şuarâ 180
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
26-Şuarâ 188
a'lemu : daha iyi bilir, çok iyi bilir
-
26-Şuarâ 192
el âlemîne : âlemler
-
26-Şuarâ 197
ve lem yekun : ve olmadı
-
26-Şuarâ 197
en ya'leme-hu : onu bilmesi
-
26-Şuarâ 197
ulemâu : ulemalar, âlimler
-
26-Şuarâ 225
e lem tera : görmüyor musun, görmedin mi
-
26-Şuarâ 227
ve se ya'lemu : ve bilecekler
-
26-Şuarâ 227
zalemû : zulmettiler
-
27-Neml 8
lemmâ : olduğu zaman
-
27-Neml 8
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
27-Neml 10
lemmâ : olduğu zaman, olunca
-
27-Neml 10
ve lem yuakkıb : ve arkasına bakmadı
-
27-Neml 11
zaleme : zulmetti
-
27-Neml 13
lemmâ : olduğu zaman
-
27-Neml 22
lem tuhıt : sen ihata etmedin
-
27-Neml 25
ve ya'lemu : ve bilir
-
27-Neml 36
lemmâ : olduğu zaman
-
27-Neml 40
lemmâ : olduğu zaman
-
27-Neml 42
lemmâ : olduğu zaman
-
27-Neml 44
lemmâ : olduğu zaman
-
27-Neml 44
zalemtu : zulmettim
-
27-Neml 44
ve eslemtu : ve teslim oldum
-
27-Neml 44
el âlemîne : âlemler
-
27-Neml 52
zalemû : zulmettiler
-
27-Neml 52
ya'lemûne : biliyorlar
-
27-Neml 57
illemreetehu (illâ emreete-hu) : onun hanımı hariç
-
27-Neml 61
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
27-Neml 65
lâ ya'lemu : bilmez (bilemez)
-
27-Neml 74
ya'lemu : bilir
-
27-Neml 84
ve lem tuhîtû : ve siz ihata edemediniz
-
27-Neml 85
zalemû : zulmettiler
-
27-Neml 86
lem yerev : görmediler
-
28-Kasas 13
ve li ta'leme : ve bilmesi için
-
28-Kasas 13
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
28-Kasas 14
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
28-Kasas 16
zalemtu : zulmettim
-
28-Kasas 19
lemmâ : olduğu zaman
-
28-Kasas 22
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
28-Kasas 23
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
28-Kasas 25
fe lemmâ : olduğu zaman
-
28-Kasas 29
lemmâ : olduğu zaman
-
28-Kasas 30
lemmâ : olduğu zaman
-
28-Kasas 30
el âlemîne : âlemler
-
28-Kasas 31
lemmâ : olduğu zaman
-
28-Kasas 31
ve lem yuakkıb : ve (geri) dönmedi, arkasına bakmadı
-
28-Kasas 36
lemmâ : olduğu zaman
-
28-Kasas 37
a'lemu : daha iyi bilir
-
28-Kasas 48
lemmâ : olduğu zaman
-
28-Kasas 48
ve lem : ve değil, olmadı
-
28-Kasas 50
lem yestecîbû : icabet etmezler
-
28-Kasas 50
fa'lem (fe ı'lem) : bil ki
-
28-Kasas 56
a'lemu : en iyi bilendir
-
28-Kasas 57
ve lem numekkin : ve yerleşik kılmadık, sabit kılmadık
-
28-Kasas 57
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
28-Kasas 58
lem tusken : iskân edilmedi (oturulmadı)
-
28-Kasas 64
lem yestecîbû : icabet etmezler
-
28-Kasas 69
ya'lemu : bilir
-
28-Kasas 78
ve lem ya'lem : ve bilmez
-
28-Kasas 85
a'lemu : en iyi bilir
-
29-Ankebût 3
ya'leme : bilir
-
29-Ankebût 3
ya'lemene : ve muhakkak ki bilmektedir
-
29-Ankebût 6
anil âlemîne (an el âlemîne) : âlemlerden
-
29-Ankebût 10
bi a'leme : çok iyi bilen
-
29-Ankebût 10
el âlemîne : âlemler
-
29-Ankebût 11
ya'lemenne : muhakkak bilir
-
29-Ankebût 11
ya'lemenne : muhakkak bilir
-
29-Ankebût 15
li el âlemîne : âlemler için, âlemlere
-
29-Ankebût 16
ta'lemûne : biliyorsunuz
-
29-Ankebût 19
lem yerev : görmediler
-
29-Ankebût 28
el âlemîne : âlemler
-
29-Ankebût 31
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
29-Ankebût 32
a'lemu : daha iyi biliriz
-
29-Ankebût 32
illemreetehu (illâ emreete-hu) : onun hanımı hariç
-
29-Ankebût 33
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
29-Ankebût 33
illemreeteke (illâ emreete-ke) : senin hanımın hariç
-
29-Ankebût 41
ya'lemûne : biliyorlar
-
29-Ankebût 42
ya'lemu : bilir
-
29-Ankebût 45
ya'lemu : bilir
-
29-Ankebût 46
zalemû : zulmettiler
-
29-Ankebût 51
ve lem yekfi-him : ve onlara kâfi gelmiyor, yetmiyor
-
29-Ankebût 52
ya'lemu : bilir
-
29-Ankebût 64
ya'lemûne : bilirler
-
29-Ankebût 65
lemmâ : olduğu zaman
-
29-Ankebût 66
ya'lemûne : bilecekler
-
29-Ankebût 67
ve lem yerev : ve görmediler
-
29-Ankebût 68
azlemu : daha zalim
-
29-Ankebût 68
lemmâ : olduğu zaman
-
3-Âl-i İmrân 7
ve mâ ya'lemu : ve bilmez
-
3-Âl-i İmrân 20
eslemtu : ben teslim ettim
-
3-Âl-i İmrân 20
e eslemtum : siz teslim oldunuz mu
-
3-Âl-i İmrân 20
fe in eslemû : o zaman eğer teslim etilerse
-
3-Âl-i İmrân 23
e lem tera : görmedin mi
-
3-Âl-i İmrân 25
lâ yuzlemûne : zulm olunmazlar, haksızlığa uğramazlar
-
3-Âl-i İmrân 29
ya'lem-hu allâhu : Allah onu bilir
-
3-Âl-i İmrân 29
ve ya'lemu : ve bilir
-
3-Âl-i İmrân 33
alâ el âlemîne : âlemlerin üstüne
-
3-Âl-i İmrân 36
fe lemmâ : fakat .... olunca
-
3-Âl-i İmrân 36
ve allâhu a'lemu : ve Allah bildi, biliyordu
-
3-Âl-i İmrân 37
kullemâ dehale : her girişinde
-
3-Âl-i İmrân 42
alâ nisâi el âlemîne : âlemlerin kadınları üzerin
-
3-Âl-i İmrân 47
ve lem yemses-nî : ve bana dokunmadı
-
3-Âl-i İmrân 52
fe lemmâ : fakat, ... olunca
-
3-Âl-i İmrân 66
vallâhu ya'lemu : ve Allah bilir
-
3-Âl-i İmrân 66
lâ ta'lemûne : bilmiyorsunuz, bilmezsiniz
-
3-Âl-i İmrân 71
ta'lemûne : biliyorsunuz
-
3-Âl-i İmrân 75
ya'lemûne : biliyorlar
-
3-Âl-i İmrân 78
ya'lemûne : biliyorlar, bilirler
-
3-Âl-i İmrân 81
lemâ : olduğu zaman
-
3-Âl-i İmrân 83
esleme : teslim oldu
-
3-Âl-i İmrân 96
li el âlemîne : âlemler için
-
3-Âl-i İmrân 97
an el âlemîne : âlemlerden
-
3-Âl-i İmrân 108
li el âlemîne : âlemler için, âlemlere
-
3-Âl-i İmrân 117
zalemû : zulmettiler
-
3-Âl-i İmrân 117
ve mâ zaleme-hum : ve onlara zulmetmedi
-
3-Âl-i İmrân 135
ev zalemû : veya zulmettiler
-
3-Âl-i İmrân 135
ve lem yusırrû : ve ısrar etmezler
-
3-Âl-i İmrân 135
ya'lemûne : biliyorlar, bilirler
-
3-Âl-i İmrân 140
ve li ya'leme allâhu : ve Allah bilmesi, belli etmesi için
-
3-Âl-i İmrân 142
ve lemmâ : ve ancak, dışında, ...olmadıkça
-
3-Âl-i İmrân 142
ya'lemi allâhu : Allah'ın bilmesi, belli etmesi
-
3-Âl-i İmrân 142
ve ya'leme : ve bilir, belli eder
-
3-Âl-i İmrân 151
mâ lem yunezzil bi-hî : indirmediği bir şey
-
3-Âl-i İmrân 161
lâ yuzlemûne : zulmedilmezler, haksızlık yapılmaz
-
3-Âl-i İmrân 165
e ve lemmâ : ve ... olduğu zaman
-
3-Âl-i İmrân 166
ve li ya'leme : ve bilmesi için
-
3-Âl-i İmrân 167
ve li ya'leme : ve bilmesi, belirlenmesi için
-
3-Âl-i İmrân 167
lev na'lemu : şayet biz bilseydik
-
3-Âl-i İmrân 167
a'lemu : daha iyi, en iyi bilir
-
3-Âl-i İmrân 170
lem yelhakû : henüz katılmayanlar
-
3-Âl-i İmrân 174
lem yemses-hum : onlara dokunmadı
-
3-Âl-i İmrân 188
bi mâ lem yef'alû : yapmadıkları şey ile
-
30-Rûm 6
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
30-Rûm 7
ya'lemûne : biliyorlar, bilirler
-
30-Rûm 8
e ve lem yetefekkerû : ve tefekkür etmiyorlar mı, düşünmüyorlar mı
-
30-Rûm 9
lem yesîrû : dolaşmıyorlar
-
30-Rûm 13
lem yekun : olmaz
-
30-Rûm 29
zalemû : zulmettiler
-
30-Rûm 30
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
30-Rûm 34
ta'lemûne : bileceksiniz
-
30-Rûm 35
yetekellemu : söylüyor, söyler
-
30-Rûm 37
e ve lem yerev : ve görmüyorlar mı
-
30-Rûm 56
lâ ta'lemûne : siz bilmiyorsunuz
-
30-Rûm 57
zalemû : zulmedenler
-
30-Rûm 59
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
31-Lokman 7
lem yesma'-hâ : onu işitmedi (işitmiyor)
-
31-Lokman 20
lem terev : görmediniz
-
31-Lokman 25
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
31-Lokman 29
lem tere : görmedin
-
31-Lokman 31
e lem tere : görmedin mi
-
31-Lokman 32
lemmâ : olduğu zaman
-
31-Lokman 34
ve ya'lemu : ve bilir
-
32-Secde 2
el âlemîne : âlemler
-
32-Secde 17
fe lâ ta'lemu : bilmez
-
32-Secde 22
azlemu : daha zalim
-
32-Secde 24
lemmâ : ancak, olunca, oldukları için
-
32-Secde 26
ve lem yehdi : ve hidayete erdirmedi
-
32-Secde 27
e ve lem yerev : ve görmüyorlar mı, görmediler mi
-
33-Ahzâb 5
lem ta'lemû : bilmiyorsunuz
-
33-Ahzâb 9
lem terev-hâ : siz onu görmediniz (göremediniz)
-
33-Ahzâb 18
ya'lemu allâhu : Allah bilir
-
33-Ahzâb 19
lem yu'minû : mü'min değiller, inanmazlar
-
33-Ahzâb 20
lem yezhebû : gitmedi
-
33-Ahzâb 22
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
33-Ahzâb 25
lem yenâlû : nail olmadılar, isteklerine ulaşamadılar
-
33-Ahzâb 27
lem tetau-hâ : ve ona ayak basmadınız
-
33-Ahzâb 37
lemmâ : olduğu zaman
-
33-Ahzâb 51
ya'lemu : o bilir
-
33-Ahzâb 60
lem yentehi : vazgeçmezler, son vermezler
-
34-Sebe 2
ya'lemu : bilir
-
34-Sebe 9
lem yerev : görmüyorlar, görmediler
-
34-Sebe 14
lemmâ : olduğu zaman
-
34-Sebe 14
lemmâ : olduğu zaman
-
34-Sebe 14
ya'lemûne : bilirler
-
34-Sebe 19
ve zalemû : ve zulmettiler
-
34-Sebe 21
li na'leme : bilmemiz için
-
34-Sebe 28
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
34-Sebe 33
lemmâ : olduğu zaman
-
34-Sebe 36
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
34-Sebe 42
zalemû : zalimler, zulmedenler
-
34-Sebe 43
lemmâ : olduğu zaman
-
35-Fâtır 27
e lem tere : görmedin mi
-
35-Fâtır 28
el ulemâu : âlimler
-
35-Fâtır 37
ve lem nuammir-kum : ve size ömür vermedik
-
35-Fâtır 42
lemmâ : olduğu zaman
-
35-Fâtır 44
ve lem yesîrû \n(e lem yenzurû) : ve gezmediler \n: (bakmadılar mı)
-
36-Yâsin 10
lem tunzir-hum : onları uyarmadın
-
36-Yâsin 16
ya'lemu : bilir
-
36-Yâsin 18
in lem tentehû : eğer vazgeçmezseniz
-
36-Yâsin 26
ya'lemûne : bilirler
-
36-Yâsin 31
e lem yerev : görmediler mi
-
36-Yâsin 32
lemmâ : olduğu zaman
-
36-Yâsin 36
lâ ya'lemûne : bilmezler, bilmiyorlar
-
36-Yâsin 54
lâ tuzlemu : zulmedilmez
-
36-Yâsin 60
e lem a'had : ahd almadım mı
-
36-Yâsin 62
lem tekûnû : olmuyorsunuz, olmazsınız
-
36-Yâsin 69
ve mâ allemnâ-hu : ve biz ona öğretmedik
-
36-Yâsin 71
ve lem yerev : ve görmüyorlar, görmediler
-
36-Yâsin 76
na'lemu : biliriz
-
36-Yâsin 77
ve lem yera : ve görmüyorlar, görmediler
-
37-Sâffât 22
ellezîne zalemû : ki onlar zulmettiler, zulmedenler
-
37-Sâffât 29
lem tekûnû : siz olmadınız
-
37-Sâffât 79
fî el âlemîne : âlemler içinde
-
37-Sâffât 87
el âlemîne : âlemler
-
37-Sâffât 102
lemmâ : olduğu zaman, olunca
-
37-Sâffât 103
lemmâ : olduğu zaman, olunca
-
37-Sâffât 103
eslemâ : ikisi teslim oldu
-
37-Sâffât 170
ya'lemûne : bilecekler
-
37-Sâffât 182
el âlemîne : âlemler
-
38-Sâd 8
lemmâ yezûkû : henüz tatmadılar
-
38-Sâd 87
li el âlemîne : âlemler için, âlemlere
-
38-Sâd 88
talemunne : bileceksiniz, öğreneceksiniz
-
39-Zümer 9
ya'lemûne : biliyorlar, bilirler
-
39-Zümer 9
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
39-Zümer 21
lem tere : sen görmedin
-
39-Zümer 26
ya'lemûne : biliyorlar
-
39-Zümer 29
selemen : teslim olan, bağlı olan
-
39-Zümer 29
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
39-Zümer 32
azlemu : daha zalim
-
39-Zümer 39
ta'lemûne : bileceksiniz
-
39-Zümer 42
lem temut : ölmedi
-
39-Zümer 47
zalemû : zulmettiler
-
39-Zümer 47
lem yekûnû yahtesibûne : hesap etmiyorlar, hesap etmediler hesaba katmıyorlar, hesaba katmadılar
-
39-Zümer 49
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
39-Zümer 51
zalemû : zulmettiler
-
39-Zümer 52
ve lem ya'lemû : ve bilmiyorlar, bilmediler
-
39-Zümer 69
lâ yuzlemûne : zulmedilmez
-
39-Zümer 70
a'lemu : çok iyi bilir, en iyi bilir
-
39-Zümer 71
lem ye'ti-kum : gelmedi
-
39-Zümer 75
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
4-Nisâ 11
lem yekun : olmamış, olmaz (yoksa)
-
4-Nisâ 12
lem yekun : olmadı (yok)
-
4-Nisâ 12
lem yekun : olmadı (yok)
-
4-Nisâ 23
lem tekûnû dehaltum : gerdeğe girmediniz (birleşmediniz)
-
4-Nisâ 25
lem yestetı' : gücü yetmez
-
4-Nisâ 25
a'lemu : en iyi bilen
-
4-Nisâ 43
ta'lemû : siz biliyorsunuz
-
4-Nisâ 43
lem tecidû : bulamadınız
-
4-Nisâ 44
lem tere : görmedin
-
4-Nisâ 45
a'lemu : en iyi bilir
-
4-Nisâ 49
e lem tera : görmedin mi?
-
4-Nisâ 49
ve lâ yuzlemûne : ve zulmedilmez, zulüm olunmazlar
-
4-Nisâ 51
e lem tera : görmedin mi?
-
4-Nisâ 56
kullemâ : her defasında
-
4-Nisâ 60
lem tera : sen görmedin
-
4-Nisâ 63
ya'lemu : biliyor, bilir
-
4-Nisâ 64
zalemû : zulmettiler
-
4-Nisâ 72
lem ekun : ben olmadım
-
4-Nisâ 73
en lem tekun : olmadı, olmamış
-
4-Nisâ 77
lem tera : görmedin
-
4-Nisâ 77
fe lemmâ : halbuki, ... olduğu zaman
-
4-Nisâ 77
ve lâ tuzlemûne : ve zulmedilmezsiniz, size haksızlık yapılmaz
-
4-Nisâ 90
lem yukâtilû-kum : sizinle savaşmadılar
-
4-Nisâ 90
es seleme : teslim, sulh, barış
-
4-Nisâ 91
kullemâ : her zaman, her defa
-
4-Nisâ 91
in lem : eğer ... olmazsa
-
4-Nisâ 91
es seleme : teslim, sulh, barış
-
4-Nisâ 92
musellemetun : teslim edilmiş olan, teslim edilen
-
4-Nisâ 92
musellemetun : teslim edilmiş olan, teslim edilen
-
4-Nisâ 92
lem yecid : bulamadı
-
4-Nisâ 97
lem tekun : olmadı, değil
-
4-Nisâ 102
lem yusallû : namaz kılmadılar
-
4-Nisâ 104
te'lemûne : acı çekersiniz, acı duyarsınız
-
4-Nisâ 104
ye'lemûne : acı çekiyorlar
-
4-Nisâ 104
te'lemûne : siz acı çekiyorsunuz
-
4-Nisâ 113
ve alleme-ke : ve sana öğretti
-
4-Nisâ 113
lem tekun : sen ... olmadın
-
4-Nisâ 113
ta'lemu : sen biliyorsun
-
4-Nisâ 124
lâ yuzlemûne : zulmedilmez, haksızlık yapılmaz
-
4-Nisâ 125
esleme : teslim etti
-
4-Nisâ 137
lem yekun : olmadı, değil
-
4-Nisâ 141
lem nekun : biz olmadık
-
4-Nisâ 141
lem nestahviz : biz kaplamadık, siper olmadık
-
4-Nisâ 152
lem yuferrikû : ayırmazlar, ayırım yapmazlar
-
4-Nisâ 164
lem naksus-hum : onları kıssa etmedik, anlatmadık
-
4-Nisâ 164
ve kelleme : ve konuştu
-
4-Nisâ 168
ve zalemû : ve zulmettiler, haksızlık ettiler
-
4-Nisâ 168
lem yekun : olmaz, değil
-
4-Nisâ 176
lem yekun : olmamış, yok
-
40-Mü'min 19
ya'lemu : bilir
-
40-Mü'min 21
ve lem yesîrû : ve dolaşmıyorlar, dolaşmadılar
-
40-Mü'min 25
lemmâ : olduğu zaman
-
40-Mü'min 50
e ve lem teku : ve olmadı mı
-
40-Mü'min 57
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
40-Mü'min 64
rabbu el âlemîne : âlemlerin rabbi
-
40-Mü'min 65
el âlemîne : âlemler
-
40-Mü'min 66
lemmâ : olduğu zaman
-
40-Mü'min 66
li rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbine
-
40-Mü'min 69
lem tere : görmedin
-
40-Mü'min 70
ya'lemûne : bilecekler
-
40-Mü'min 74
lem nekun : biz olmadık, biz değildik
-
40-Mü'min 78
lem naksus : (kıssa etmedik) anlatmadık
-
40-Mü'min 82
lem yesîrû : dolaşmadılar
-
40-Mü'min 83
lemmâ : olduğu zaman
-
40-Mü'min 84
lemmâ : olduğu zaman
-
40-Mü'min 85
lem yeku : olmadı
-
40-Mü'min 85
lemmâ : olduğu zaman
-
41-Fussilet 3
ya'lemûne : bilirler, bilen
-
41-Fussilet 9
el âlemîne : âlemler
-
41-Fussilet 15
ve lem yerev : ve görmediler
-
41-Fussilet 22
lâ ya'lemu : bilmez, bilmiyor
-
41-Fussilet 41
lemmâ : olduğu zaman
-
41-Fussilet 53
e ve lem yekfi : ve kâfi değil mi
-
42-Şûrâ 18
ve ya'lemûne : ve bilirler
-
42-Şûrâ 21
lem ye'zen : izin vermedi
-
42-Şûrâ 25
ve ya'lemu : ve bilir
-
42-Şûrâ 35
ve ya'leme (ya'lem) : ve bilsinler
-
42-Şûrâ 44
lemmâ : olduğu zaman
-
43-Zuhruf 30
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
43-Zuhruf 35
lemmâ : yalnız, sadece
-
43-Zuhruf 39
zalemtum : zulmettiniz
-
43-Zuhruf 46
el âlemîne : âlemler
-
43-Zuhruf 47
lemmâ : olduğu zaman
-
43-Zuhruf 50
lemmâ : olduğu zaman
-
43-Zuhruf 55
lemmâ : olduğu zaman
-
43-Zuhruf 57
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
43-Zuhruf 63
ve lemmâ câe : ve geldiği zaman
-
43-Zuhruf 65
zalemû : zulmettiler
-
43-Zuhruf 76
ve mâ zalemnâ-hum : ve biz onlara zulmetmedik
-
43-Zuhruf 86
ya'lemune : bilirler
-
43-Zuhruf 89
ya'lemûne : bilecekler
-
44-Duhân 14
muallemun : ögretilmiş
-
44-Duhân 21
lem tû'minû : siz inanmıyorsunuz
-
44-Duhân 32
alâ el âlemîne : âlemlerin üzerine, âlemlere
-
44-Duhân 39
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
45-Câsiye 8
en lem yesma'-hâ : onu işitmedi
-
45-Câsiye 16
alâ el âlemîne : âlemlere
-
45-Câsiye 18
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
45-Câsiye 22
lâ yuzlemûne : zulmedilmezler
-
45-Câsiye 26
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
45-Câsiye 31
lem tekun : siz değildiniz
-
45-Câsiye 36
el âlemîne : âlemler
-
46-Ahkaf 7
lemmâ câe-hum : onlara geldiği zaman
-
46-Ahkaf 8
a'lemu : daha iyi bilir, en iyi bilir
-
46-Ahkaf 11
lem yehtedû : hidayete ermezler
-
46-Ahkaf 12
zalemû : zulmettiler
-
46-Ahkaf 19
lâ yuzlemûne : zulme uğratılmazlar
-
46-Ahkaf 24
fe lemmâ reev-hu : onu gördükleri zaman
-
46-Ahkaf 29
fe lemmâ : ... e zaman
-
46-Ahkaf 29
fe lemmâ kudıye : bitirildiği, yerine getirildiği zaman
-
46-Ahkaf 33
e ve lem yerev : görmüyorlar mı
-
46-Ahkaf 33
ve lem ya'ye : ve yorulmaz
-
46-Ahkaf 35
lem yelbesû : kalmamışlar, ikamet etmemişler
-
47-Muhammed 10
e fe lem yesîrû : dolaşmıyorlar mı
-
47-Muhammed 15
lem yetegayyer : kokuşmayan, bozulmayan
-
47-Muhammed 19
fa'lem (fe i'lem) : o zaman, bu durumda bil
-
47-Muhammed 19
ya'lemu : bilir
-
47-Muhammed 26
ya'lemu : bilir
-
47-Muhammed 30
ya'lemu : bilir
-
47-Muhammed 31
hattâ na'leme : biz bilinceye kadar, bize belli oluncaya kadar
-
48-Fetih 13
lem yû'min : îmân etmez
-
48-Fetih 21
lem takdirû : takdir etmediniz, henüz ulaşmadınız
-
48-Fetih 25
lem ta'lemû-hum : onları henüz bilmiyorsunuz
-
48-Fetih 27
lem ta'lemû : siz bilmiyorsunuz, sizin bilmediğiniz
-
49-Hucurât 7
va'lemû : ve bilin
-
49-Hucurât 11
lem yetub : tövbe etmez
-
49-Hucurât 14
lem tû'minû : âmenû olmadınız, Allah'a ulaşmayı dilemediniz
-
49-Hucurât 14
eslem-nâ : İslâm olduk, teslim olduk
-
49-Hucurât 14
ve lemmâ yedhuli : ve henüz dahil olmadı, girmedi
-
49-Hucurât 15
lem yertâbû : şüphe etmediler
-
49-Hucurât 16
ya'lemu : en iyi bilir
-
49-Hucurât 17
en eslemû : İslâm'a girmeyi
-
49-Hucurât 18
ya'lemu : bilendir
-
5-Mâide 4
ve mâ allemtum : ve öğrettiğiniz şey
-
5-Mâide 4
mimmâ (min mâ) alleme-kum(u) : size öğrettiği şeyden
-
5-Mâide 6
fe lem tecidû : artık bulamazsanız
-
5-Mâide 20
mâ lem yu'ti : vermediği şeyi
-
5-Mâide 20
min el âlemîne : âlemlerden
-
5-Mâide 27
ve lem yutekabbel : ve kabul edilmez
-
5-Mâide 28
rabbe el âlemîne : âlemlerin Rabb'i
-
5-Mâide 34
fa'lemû (fe ı'lemû) : artık biliniz
-
5-Mâide 40
e lem ta'lem : biimiyor musun?
-
5-Mâide 41
ve lem tu'min : ve îmân etmedi
-
5-Mâide 41
lem ye'tu-ke : sana gelmez
-
5-Mâide 41
ve in lem tu'tev-hu : ve eğer o verilmezse
-
5-Mâide 41
lem yuridi Allâhu : Allâh (c.c.) dilemedi
-
5-Mâide 44
ellezîne eslemû : teslim olmuş olanlar
-
5-Mâide 44
lem yahkum : hükmetmez
-
5-Mâide 45
ve men lem yahkum : ve kim hükmetmezse
-
5-Mâide 47
ve men lem yahkum : ve kim hükmetmezse
-
5-Mâide 49
fa'lem (fe ı'lem) : o taktirde bil ki
-
5-Mâide 61
ve allâhu a'lemu : ve Allâh (cc.) daha iyi bilir, çok iyi bilir
-
5-Mâide 64
kullemâ : her defasında, her ne zaman ...olsa
-
5-Mâide 67
ve in lem tef'al : ve eğer yapmazsan
-
5-Mâide 70
kullemâ câe-hum : onlara her gelişinde
-
5-Mâide 73
ve in lem yentehû : ve eğer son vermezlerse, vazgeçmezlerse
-
5-Mâide 89
lem yecid : bulamadı
-
5-Mâide 92
fa'lemû (fe ı'lemû) : o halde bilin
-
5-Mâide 94
li ya'leme : bilmesi için, bilinip belli olması için
-
5-Mâide 97
li ta'lemû : sizin bilmeniz için
-
5-Mâide 97
ya'lemu : bilir
-
5-Mâide 98
ı'lemû : biliniz!
-
5-Mâide 99
ve allâhu ya'lemu : ve Allâh (cc.) bilir
-
5-Mâide 104
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
5-Mâide 110
ve iz allemtu-ke : ve sana öğretmiştim
-
5-Mâide 113
ve na'leme : ve bilmemiz
-
5-Mâide 115
min el âlemîne : âlemlerden
-
5-Mâide 116
ta'lemu : sen bilirsin
-
5-Mâide 116
ve lâ a'lemu : ve ben bilmem
-
5-Mâide 117
lemmâ : olunca, olduğu zaman
-
50-Kaf 5
lemmâ : olduğu zaman, olunca
-
50-Kaf 6
lem yanzurû : bakmıyorlar
-
50-Kaf 16
ve na'lemu : ve biz biliriz
-
50-Kaf 45
a'lemu : en iyi bilir
-
51-Zâriyât 59
zalemû : zulmettiler
-
52-Tûr 38
sullemun : merdiven
-
52-Tûr 47
li ellezîne zalemû : zalimlere, zulmedenlere
-
52-Tûr 47
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
53-Necm 5
alleme-hu : ona öğretti
-
53-Necm 29
ve lem yurid : ve istemeyen
-
53-Necm 30
a'lemu : bilir
-
53-Necm 30
a'lemu : bilir
-
53-Necm 32
el lememe : küçük günahlar
-
53-Necm 32
a'lemu : daha iyi bilendir
-
53-Necm 32
a'lemu : iyi bilendir
-
53-Necm 36
lem yunebbe : kendisine haber verilmedi mi
-
53-Necm 52
azleme : daha zalim
-
54-Kamer 26
se ya'lemûne : yakında bilecekler, öğrenecekler
-
54-Kamer 50
ke lemhin : bir anlık gibi
-
55-Rahmân 2
alleme : öğretti
-
55-Rahmân 4
alleme-hu : ona öğretti
-
55-Rahmân 56
lem yatmis-hunne : onlara, kendilerine temas etmemiştir, dokunmamıştır
-
55-Rahmân 74
lem yatmishunne : ne onlara temas etmemiştir, dokunmamıştır
-
56-Vâkıa 61
lâ ta'lemûne : bilmiyorsunuz, bilmediğiniz
-
56-Vâkıa 76
lev ta'lemûne : keşke bilseniz
-
56-Vâkıa 80
el âlemîne : alemler
-
57-Hadid 4
ya'lemu : bilir
-
57-Hadid 14
lem nekun : biz olmadık
-
57-Hadid 16
e lem ye'ni : gelmedi mi
-
57-Hadid 17
i'lemû : bilin
-
57-Hadid 20
i'lemû : biliniz
-
57-Hadid 25
ve li ya'leme : ve bilsin, belirtsin, belli etsin
-
57-Hadid 29
li ellâ ya'leme : bilmedikleri için
-
58-Mücâdele 4
lem yecid : bulamaz
-
58-Mücâdele 4
lem yestetı' : gücü yetmez, yapamaz
-
58-Mücâdele 7
e lem tere : görmüyor musun, görmedin mi
-
58-Mücâdele 7
ya'lemu : bilir
-
58-Mücâdele 8
e lem tere ilâ : görmüyor musun, görmedin mi, bakmadın mı
-
58-Mücâdele 8
lem yuhayyi-ke : seni selâmlamadı
-
58-Mücâdele 12
lem tecidû : bulamadınız
-
58-Mücâdele 13
iz lem tef'alû : yapmadığınız zaman, yapamadığınız zaman
-
58-Mücâdele 14
lem tere ilâ : görmedin, bakmadın
-
58-Mücâdele 14
ya'lemûne : biliyorlar
-
59-Haşr 2
lem yahtesibû : hesaba katmadılar
-
59-Haşr 11
e lem tere ilâ : (görmüyor musun) görmedin mi (bakmadın mı)
-
59-Haşr 16
fe lemmâ : fakat olduğu zaman
-
59-Haşr 16
el âlemîne : âlemlerin
-
6-En'âm 3
ya'lemu : bilir
-
6-En'âm 3
ve ya'lemu : ve bilir
-
6-En'âm 5
lemmâ câe-hum : onlara geldiği zaman
-
6-En'âm 6
e lem yerev : görmüyorlar mı
-
6-En'âm 6
mâ lem numekkin : yerleştirmediğimiz bir şekilde
-
6-En'âm 14
men esleme : teslim olan kimse
-
6-En'âm 21
azlemu : daha zalim
-
6-En'âm 23
lem tekun : olmadı, olmayacak
-
6-En'âm 33
kad na'lemu : biliyorduk
-
6-En'âm 35
ev sullemen : veya bir merdiven
-
6-En'âm 37
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
6-En'âm 44
fe lemmâ : fakat ..... olduğu zaman
-
6-En'âm 45
zalemû : zulmettiler
-
6-En'âm 45
el âlemîne : âlemler
-
6-En'âm 50
ve lâ a'lemu : ve ben bilmiyorum
-
6-En'âm 53
bi a'leme : en iyi bilir
-
6-En'âm 58
a'lemu : en iyi bilir
-
6-En'âm 59
lâ ya'lemu-hâ : onu bilmez
-
6-En'âm 59
ve ya'lemu : ve o bilir
-
6-En'âm 59
ya'lemu-hâ : onu bilir
-
6-En'âm 60
ve ya'lemu : ve bilir
-
6-En'âm 67
ta'lemûne : bileceksiniz
-
6-En'âm 71
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbine
-
6-En'âm 76
fe lemmâ : olduğu zaman
-
6-En'âm 76
fe lemmâ : fakat olduğu zaman
-
6-En'âm 77
fe lemmâ : olduğu zaman, olunca
-
6-En'âm 77
fe lemmâ : fakat olduğu zaman, olunca
-
6-En'âm 77
lem yehdi-nî : beni hidayete erdirmez
-
6-En'âm 78
fe lemmâ : sonra olduğu zaman, olunca
-
6-En'âm 78
fe lemmâ : fakat olduğu zaman, olunca
-
6-En'âm 81
mâ lem yunezzil : bir şey indirmedi
-
6-En'âm 81
ta'lemûne : biliyorsunuz
-
6-En'âm 82
ve lem yelbisû : ve karıştırmazlar
-
6-En'âm 86
alâ el âlemîne : âlemlere
-
6-En'âm 90
li el âlemîne : âlemlere, âlemler için
-
6-En'âm 91
lem ta'lemû : siz bilmiyorsunuz
-
6-En'âm 93
azlemu : daha zalim
-
6-En'âm 93
ve lem yûha : ve vahyolunmadı
-
6-En'âm 97
ya'lemûne : biliyorlar
-
6-En'âm 101
ve lem tekun : ve olmamıştır
-
6-En'âm 105
ya'lemûne : biliyorlar
-
6-En'âm 110
lem yu'minû : îmân etmediler (mü'min olmadılar)
-
6-En'âm 111
ve kelleme-hum : ve onlarla konuştu
-
6-En'âm 114
ya'lemûne : biliyorlar
-
6-En'âm 117
a'lemu : en iyi bilir
-
6-En'âm 117
a'lemu : en iyi bilen
-
6-En'âm 119
a'lemu : en iyi bilir
-
6-En'âm 121
lem yuzkeri ismu allâhi : Allah'ın İsmi anılmayan
-
6-En'âm 124
a'lemu : en iyi (çok iyi) bilir
-
6-En'âm 130
e lem : olmadı mı?
-
6-En'âm 131
en lem yekun : olmaması
-
6-En'âm 135
ta'lemûne : bileceksiniz
-
6-En'âm 144
azlemu : daha zalim
-
6-En'âm 157
azlemu : daha zalim
-
6-En'âm 158
lem tekun : olmaz
-
6-En'âm 160
lâ yuzlemûne : zulmolunmazlar
-
6-En'âm 162
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
60-Mümtehine 1
a'lemu : bilirim
-
60-Mümtehine 8
lem yukâtilû-kum : sizinle savaşmadılar
-
60-Mümtehine 8
ve lem yuhricû-kum : ve sizi çıkarmadılar
-
60-Mümtehine 10
a'lemu : çok iyi bilir
-
61-Saf 5
ta'lemûne : biliyorsunuz
-
61-Saf 5
lemmâ : olunca
-
61-Saf 6
fe lemmâ : fakat olduğu zaman
-
61-Saf 7
azlemu : daha zalim
-
61-Saf 11
ta'lemûne : biliyorsunuz
-
62-Cum'a 3
lem mâ yelhakû : henüz ilhak olmadılar, dahil olmadılar, katılmadılar
-
62-Cum'a 5
lem yahmilû-hâ : onu yüklenmez, onu taşımaz
-
62-Cum'a 9
ta'lemûne : biliyorsunuz, bilirsiniz
-
63-Münâfikûn 1
ya'lemu : bilir
-
63-Münâfikûn 6
lem testagfir : sen dilemedin
-
64-Teğabün 4
ya'lemu : bilir
-
64-Teğabün 4
ve ya'lemu : ve bilir
-
64-Teğabün 5
lem ye'ti-kum : size gelmedi
-
65-Talâk 1
zaleme : zulmetti
-
65-Talâk 4
lem yahıdne : hayız görmeyen
-
65-Talâk 12
li ta'lemû : sizin bilmeniz için
-
66-Tahrim 3
fe lemmâ : olunca
-
66-Tahrim 3
fe lemmâ : olunca, olduğu zaman
-
66-Tahrim 10
fe lem yugnîyâ : bu yüzden ikisine bir fayda (yarar) olmadı
-
67-Mülk 8
kullemâ : her defasında
-
67-Mülk 8
lem ye'ti-kum : size gelmedi
-
67-Mülk 14
e lâ ya'lemu : bilmez mi
-
67-Mülk 17
se-ta'lemûne : yakında öğreneceksiniz, bileceksiniz
-
67-Mülk 19
e ve lem yerev ilâ : ve görmüyorlar mı (...a bakmıyorlar mı)
-
67-Mülk 27
lemmâ : olduğu zaman
-
67-Mülk 29
se-ta'lemûne : yakında bileceksiniz
-
68-Kalem 1
el kalemi : ve kaleme
-
68-Kalem 7
a'lemu : çok iyi bilir
-
68-Kalem 7
a'lemu : çok iyi bilir
-
68-Kalem 26
fe lemmâ : fakat olduğu zaman
-
68-Kalem 28
e lem ekul : ben demedim mi
-
68-Kalem 33
ya'lemûne : biliyorlar
-
68-Kalem 44
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
68-Kalem 51
lemmâ : olduğu zaman
-
68-Kalem 52
el âlemîne : âlemler
-
69-Hâkka 11
lemmâ : olduğu zaman
-
69-Hâkka 25
lem ûte : verilmez
-
69-Hâkka 26
ve lem edri : ve bilmeseydim
-
69-Hâkka 43
el âlemîne : âlemlerin
-
69-Hâkka 49
le na'lemu : elbette biliyoruz
-
7-A'râf 11
lem yekun : olmadı
-
7-A'râf 22
fe lemmâ : fakat ... olunca
-
7-A'râf 22
e lem enhe-kumâ : ikinizi nehyetmedim mi, yasaklamadım mı?
-
7-A'râf 23
zalem-nâ : zulmettik
-
7-A'râf 23
lem tagfir-lenâ : bize mağfiret etmezsin
-
7-A'râf 28
lâ ta'lemûne : bilmiyorsunuz (bilmediğiniz)
-
7-A'râf 32
ya'lemûne : biliyorlar
-
7-A'râf 33
mâ lem yunezzil : indirmediği şey
-
7-A'râf 33
mâ lâ ta'lemûne : bilmediğiniz bir şeyi
-
7-A'râf 37
men azlemu : kim daha zalim
-
7-A'râf 38
kullemâ : her defasında
-
7-A'râf 38
lâ ta'lemûne : siz bilmezsiniz
-
7-A'râf 46
lem yedhulû-hâ : henüz oraya dahil olmadılar, girmediler
-
7-A'râf 54
rabbu el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
7-A'râf 61
min rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbinden
-
7-A'râf 62
a'lemu : biliyorum (öğreniyorum)
-
7-A'râf 62
mâ lâ ta'lemûne : sizin bilmediğiniz şeyleri
-
7-A'râf 67
min rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbinden
-
7-A'râf 75
e ta'lemûne : biliyor musunuz
-
7-A'râf 80
min el âlemîn : âlemlerden
-
7-A'râf 87
lem yu'minû : inanmazlar
-
7-A'râf 92
en lem yagnev : var olmamış, yaşamamış
-
7-A'râf 100
e ve lem yehdi : ve hidayete erdirmez mi
-
7-A'râf 103
fe zalemû : fakat zulmettiler
-
7-A'râf 104
min rabbi el âlemîn : âlemlerin Rabbinden
-
7-A'râf 116
fe lemmâ : o zaman, ... olduğu zaman
-
7-A'râf 121
bi rabbi el âlemîn : âlemlerin Rabbine
-
7-A'râf 123
ta'lemûne : bileceksiniz
-
7-A'râf 126
lemmâ : olduğu zaman, olunca
-
7-A'râf 131
lâ ya'lemûne : bilmezler, bilmiyorlar
-
7-A'râf 134
ve lemmâ : ve ... olduğu zaman, olunca
-
7-A'râf 135
lemma : olduğu zaman, olunca
-
7-A'râf 140
alâ el âlemîne : âlemlerin üstüne, âlemlere
-
7-A'râf 143
ve lemmâ : ve olduğu zaman, olunca
-
7-A'râf 143
ve kelleme-hu : ve onunla konuştu
-
7-A'râf 143
fe lemmâ tecellâ : fakat tecelli ettiği zaman
-
7-A'râf 143
fe lemmâ efaka : sonra ayıldığı zaman
-
7-A'râf 148
e lem yerev : görmüyorlar mı?
-
7-A'râf 149
ve lemmâ : ve olduğu zaman
-
7-A'râf 149
lem yerham-nâ : bize merhamet etmezse
-
7-A'râf 150
ve lemmâ : ve olduğu zaman, olunca
-
7-A'râf 154
ve lemmâ : olduğu zaman, olunca
-
7-A'râf 155
fe lemmâ : fakat ... olunca
-
7-A'râf 160
ve mâ zâlemû-nâ : ve bize zulmetmediler
-
7-A'râf 162
ellezîne zalemû : onlar ki zulmettiler, zulmedenler
-
7-A'râf 165
fe lemmâ : artık, böylece ... olduğu zaman, olunca
-
7-A'râf 165
zalemû : zulmettiler
-
7-A'râf 166
fe lemmâ : artık,böylece ... olduğu zaman, olunca
-
7-A'râf 169
e lem yu'haz : alınmadı mı
-
7-A'râf 182
lâ ya'lemûne : bilmezler (bilemezler)
-
7-A'râf 184
lem yetefekkerû : tefekkür etmezler
-
7-A'râf 185
e ve lem yanzurû : bakmıyorlar mı, bakmazlar mı
-
7-A'râf 187
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
7-A'râf 188
a'lemu el gaybe : gaybı biliyorum
-
7-A'râf 189
fe lemmâ : böylece, ... olduğu zaman, olunca
-
7-A'râf 189
fe lemmâ : böylece, ... olduğu zaman, olunca
-
7-A'râf 190
fe lemmâ : böylece ... olduğu zaman
-
7-A'râf 203
ve izâ lem te'ti-him : ve onlara getirmediğin zaman
-
70-Meâric 39
ya'lemûne : biliyorlar
-
71-Nuh 4
ta'lemûne : siz biliyorsunuz
-
71-Nuh 6
lem yezid-hum : onlara arttırmadı
-
71-Nuh 7
kullemâ : her seferinde
-
71-Nuh 15
e lem terav : görmüyor musunuz
-
71-Nuh 21
lem yezid-hu : ona arttırmaz
-
71-Nuh 25
lem yecidû : bulamazlar
-
72-Cin 13
lemmâ : olduğu zaman
-
72-Cin 14
esleme : teslim oldu
-
72-Cin 19
lemmâ : olduğu zaman
-
72-Cin 24
se-ya'lemûne : yakında bilecekler
-
72-Cin 28
li ya'leme : bilsin
-
73-Müzzemmil 20
ya'lemu : bilir
-
74-Müddessir 31
ve mâ ya'lemu : ve bilmez
-
74-Müddessir 43
lem neku : biz olmadık
-
74-Müddessir 44
ve lem neku : ve biz olmadık
-
75-Kıyamet 37
e lem yeku : olmadı mı, değil mi
-
76-İnsan 1
lem yekun : henüz olmadı, değil
-
77-Mürselât 16
lem nuhliki : biz helâk etmedik
-
77-Mürselât 20
e lem nahluk-kum : sizi biz yaratmadık mı
-
77-Mürselât 25
e lem nec'al(i) : kılmadık mı
-
78-Nebe 4
se- ya'lemûne : yakında bilecekler
-
78-Nebe 5
se- ya'lemûne : yakında bilecekler
-
78-Nebe 6
lem nec'al(i) : kılmadık
-
78-Nebe 38
lâ yetekellemûne : konuşamaz
-
79-Nâziât 46
lem yelbesû : kalmadılar, kalmamışlar
-
8-Enfâl 17
fe lem taktulû-hum : oysa, halbuki onları siz öldürmediniz
-
8-Enfâl 24
ve ı'lemû : ve bilin
-
8-Enfâl 25
ellezîne zalemû : zulmeden kimseler
-
8-Enfâl 25
ve a'lemû : ve biliniz
-
8-Enfâl 27
ta'lemûne : biliyorsunuz
-
8-Enfâl 28
ve ı'lemû : ve biliniz
-
8-Enfâl 34
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
8-Enfâl 40
fa'lemû (fe i'lemû) : artık bilin
-
8-Enfâl 41
va'lemû (ve ı'lemû) : ve biliniz
-
8-Enfâl 43
selleme : salim kıldı, selâmete çıkardı
-
8-Enfâl 48
fe lemmâ : fakat, ..... olunca
-
8-Enfâl 53
lem yeku : değildir, olmaz
-
8-Enfâl 60
lâ ta'lemûne-hum : siz onları bilmezsiniz
-
8-Enfâl 60
ya'lemu-hum : onları bilir
-
8-Enfâl 60
lâ tuzlemûne : zulmedilmezsiniz, haksızlığa uğratılmazsınız
-
8-Enfâl 70
ya'lemi allâhu : Allah bilir
-
8-Enfâl 72
ve lem yuhâcirû : ve hicret etmeyen
-
80-Abese 23
lemmâ yakdı : kada etmedi, yerine getirmedi
-
81-Tekvir 27
el âlemîne : âlemler
-
81-Tekvir 29
rabbu el âlemîne : âlemlerin rabbi
-
82-İnfitâr 12
ya'lemûne : bilirler
-
83-Mutaffifin 6
el âlemîne : âlemlerin
-
84-İnşikak 23
a'lemu : en iyi bilir, çok iyi bilir
-
85-Bürûc 10
lem yetûbû : tövbe etmediler
-
86-Târık 4
in ... (lemma) : eğer ..... olmazsa olmaz, mutlaka vardır
-
86-Târık 4
(in) ... lemmâ : eğer ..... olmazsa olmaz, mutlaka vardır
-
87-A'lâ 7
ya'lemu : bilir
-
89-Fecr 6
e lem tere : görmedin mi
-
89-Fecr 8
lem yuhlak : yaratılmadı
-
89-Fecr 19
lemmen : şiddetle, hırsla
-
9-Tevbe 2
va'lemû (ve ı'lemu) : ve biliniz
-
9-Tevbe 3
fa'lemu (fe ı'lemû) : o zaman, artık, bundan sonra, o taktirde biliniz
-
9-Tevbe 4
lem yankusû-kum : sizden naksetmez, sizden eksiltmez, size haksızlık etmez
-
9-Tevbe 4
ve lem yuzâhirû : ve yardımlaşmazlar, arka çıkmazlar
-
9-Tevbe 6
lâ ya'lemûne : bilmeyen
-
9-Tevbe 11
ya'lemûne : bilirler
-
9-Tevbe 16
ve lemmâ : ve başka dışında, buna rağmen
-
9-Tevbe 16
ya'lemi allâhu : Allah bilir
-
9-Tevbe 16
ve lem yettehızû : ve ittihaz etmezler (edinmezler)
-
9-Tevbe 18
ve lem yahşe : ve korkmaz
-
9-Tevbe 25
fe lem tugni : sonra kâfi gelmedi
-
9-Tevbe 26
lem terev-hâ : onu göremediğiniz
-
9-Tevbe 36
va'lemû (ve ı'lemû) : ve bilin ki
-
9-Tevbe 40
lem terev-hâ : onu görmediniz, göremediniz
-
9-Tevbe 41
kuntum ta'lemûne : bilmiş olursunuz
-
9-Tevbe 42
ya'lemu : bilir, biliyor
-
9-Tevbe 43
ve ta'leme el kâzibîne : ve yalancıları (bilirsin) öğrenirsin
-
9-Tevbe 58
lem yu'tav : verilmez
-
9-Tevbe 63
e lem ya'lemû : bilmiyorlar mı
-
9-Tevbe 70
e lem ye'ti-him : onlara gelmedi mi
-
9-Tevbe 74
lem yenâlû : muvaffak olamadılar, nail olamadılar
-
9-Tevbe 76
lemmâ : olunca, olduğu zaman
-
9-Tevbe 78
e lem ya'lemû : bilmiyorlar mı
-
9-Tevbe 78
ya'lemu : biliyor
-
9-Tevbe 93
lâ ya'lemûne : bilmezler, bilemezler
-
9-Tevbe 97
ellâ (en lâ)ya'lemû : bilmemeleri, bilmemeye
-
9-Tevbe 101
lâ ta'lemu-hum : onları sen bilmezsin
-
9-Tevbe 101
na'lemu-hum : onları biz biliriz
-
9-Tevbe 104
e lem ya'lemû : bilmiyorlar mı
-
9-Tevbe 114
fe lemmâ : artık, olunca
-
9-Tevbe 123
va'lemû (ve ı'lemu) : biliniz, bilin
-
90-Beled 7
en lem yera-hû : onu görmeyeceğini, görmediğini
-
90-Beled 8
lem nec'al : kılmadık, yapmadık (vermedik)
-
93-Duhâ 6
lem yecid-ke : seni bulmadı
-
94-İnşirâh 1
lem neşrah : biz açıp genişletmedik
-
96-Alak 4
alleme : öğretti
-
96-Alak 4
el kalemi : kalem
-
96-Alak 5
alleme : öğretti
-
96-Alak 5
lem ya'lem : bilmiyor
-
96-Alak 14
lem ya'lem : bilmiyor
-
96-Alak 15
lem yentehi : vazgeçmezse
-
98-Beyyine 1
lem yekuni : değiller, olmadılar