Kur'an İçerisinde Arama
Sayfayı Yenile
Arapça Metin Arama (Harekeli)
Aranan Kelime : âti
Aranan Yer : Arapça Kelime Meali (Latin Harfleriyle)
Bulunan Sonuç : 1376
-
10-Yunus 3
es semâvâti : gökler
-
10-Yunus 4
ve amilû es sâlihâti : ve nefsi tezkiye edici ameller, salih ameller yapanlar
-
10-Yunus 5
yufassılu el âyâti : âyetleri tafsilatlı açıklar
-
10-Yunus 6
fî es semâvâti : göklerde, semalarda
-
10-Yunus 6
le âyâtin : âyetler, alâmetler, deliller
-
10-Yunus 7
bi el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
-
10-Yunus 7
an âyâti-nâ : âyetlerimizden
-
10-Yunus 9
ve amilû es sâlihâti : ve nefsi ıslâh edici ameller (nefs tezkiyesi) yapanlar
-
10-Yunus 9
fî cennâtin naîmi : naîm cennetleri içinde
-
10-Yunus 13
bi el beyyinâti : beyyinelerle, delillerle
-
10-Yunus 15
beyyinâtin : belgeler olarak, delillerle, belgelerle
-
10-Yunus 17
bi âyâti-hî : onun âyetlerini
-
10-Yunus 18
fî es semâvâti : göklerde bulunan
-
10-Yunus 21
fî âyâti-nâ : âyetlerimiz hakkında
-
10-Yunus 23
metâ el hayâti ed dunyâ : dünya hayatının metaı, malı
-
10-Yunus 24
meselu el hayâti ed dunyâ : dünya hayatının meselesi (örneği, durumu)
-
10-Yunus 24
nufassilu el âyâti : âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz
-
10-Yunus 25
ilâ sırâtın : yola
-
10-Yunus 27
es seyyiâti : seyyiat, derecat kaybettiren ameller, günahlar
-
10-Yunus 55
mâ fî es semâvâti : göklerde olan şeyler, olanlar
-
10-Yunus 64
fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
-
10-Yunus 64
li kelimâti allâhi : Allah'ın sözü, kelimesi
-
10-Yunus 66
fî es semâvâti : göklerde, semalarda
-
10-Yunus 67
le âyâtin : elbette âyetler vardır
-
10-Yunus 68
fî es semâvâti : göklerde var olan
-
10-Yunus 71
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
10-Yunus 73
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
10-Yunus 74
el beyyinâti : beyyineler, belgeler
-
10-Yunus 75
bi âyâti-nâ : âyetlerimizle
-
10-Yunus 82
bi kelimâti-hi : kelimeleri ile, sözleri ile
-
10-Yunus 88
fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
-
10-Yunus 92
an âyâti-nâ : âyetlerimizden
-
10-Yunus 93
min et tayyibâti : temiz, helâl olanlardan
-
10-Yunus 95
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
10-Yunus 98
fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
-
10-Yunus 101
fî es semâvâti : göklerde
-
100-Âdiyât 1
el âdiyâti : koşanlar
-
100-Âdiyât 2
el mûriyâti : kıvılcım saçanlar
-
100-Âdiyât 3
el mugîrâti : ansızın akın edenler
-
103-Asr 3
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel işlediler, nefs tezkiyesi yaptılar
-
107-Mâ'ûn 5
an salâti-him : namazlarından
-
11-Hûd 5
bi zâti es sudûri : göğüslerde, sinelerde olanı
-
11-Hûd 7
halaka es semâvâti : semaları yarattı
-
11-Hûd 11
ve amilû es sâlihâti : ve ıslâh edici ameller yapanlar
-
11-Hûd 13
muftereyâtin : uydurulmuş olanlar
-
11-Hûd 16
ve bâtılun : ve geçersizdir, bâtıldır
-
11-Hûd 23
ve amilû es sâlihâti : ve ıslâh edici amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
-
11-Hûd 37
ve lâ tuhâtıb-nî : ve bana hitap etme, hitapta bulunma
-
11-Hûd 48
ve berekâtin : ve bereketlerle
-
11-Hûd 56
alâ sırâtın mustekîmin : Sıratı Mustakîm üzeredir (Sıratı Mustakîm'in kontrolü Allah'tadır)
-
11-Hûd 59
bi âyâti : âyetleri
-
11-Hûd 76
âtî-him : onlara geldi
-
11-Hûd 78
ya'melûne es seyyiâti : kötülük yapıyorlar
-
11-Hûd 78
benâtî : kızlarım
-
11-Hûd 79
fî benâti-ke : senin kızlarında, kızların hakkında, konusunda
-
11-Hûd 96
bi âyâti-nâ : âyetlerimizle
-
11-Hûd 114
inne el hasenâti : muhakkak hasenat (iyilikler, kazanılan dereceler)
-
11-Hûd 114
es seyyiâti : seyyiat, kötülükler (kaybedilen dereceler)
-
11-Hûd 123
gaybu es semâvâti : semaların (göklerin) gaybı
-
113-Felâk 4
en neffâsâti : nefes edenler, üfleyenler
-
12-Yusuf 29
min el hâtıîne : kasten günah işleyenlerden
-
12-Yusuf 35
raevu el âyâti : delilleri gördüler
-
12-Yusuf 43
bakarâtin : inekler
-
12-Yusuf 43
sunbulâtin : sümbüller, başaklar
-
12-Yusuf 43
yâbisâtin : kuru
-
12-Yusuf 46
bakarâtin : inekler
-
12-Yusuf 46
sunbulâtin : başaklar, sümbüller
-
12-Yusuf 46
yâbisâtin : kuru (olanlar)
-
12-Yusuf 50
ellâtî kattane : kesenler (kadınlar)
-
12-Yusuf 67
muteferrikatin : ayrı ayrı
-
12-Yusuf 76
derecâtin : dereceler
-
12-Yusuf 88
bidâatin : sermaye
-
12-Yusuf 88
muzcâtin : önemsiz, az
-
12-Yusuf 91
le hâtıîne : kasten günah işleyen günahkârlar
-
12-Yusuf 94
fasalatil'îru (fasalati el îru) : kafile ayrıldı
-
12-Yusuf 97
hâtıîne : bilerek günah işleyenler
-
12-Yusuf 100
latîfun : lâtiftir, lütuf sahibidir
-
12-Yusuf 101
fâtıra es semâvâti : semaları yaratan
-
12-Yusuf 105
fî es semâvâti : göklerde
-
13-Ra'd 2
refea es semavâti : gökleri yükseltti
-
13-Ra'd 2
yufassılu el âyâti : âyetleri ayrı ayrı açıklar
-
13-Ra'd 3
es semerâti : ürünler, meyveler
-
13-Ra'd 3
le âyâtin : elbette âyetler
-
13-Ra'd 4
le âyâtin : elbette âyetler
-
13-Ra'd 15
men fî es semâvâti : semalarda olanlar
-
13-Ra'd 16
rabbu es semâvâti : semaların (göklerin) Rabbi
-
13-Ra'd 17
ve el bâtıle : ve bâtıl
-
13-Ra'd 23
ve zurriyyâti-him : ve onların zürriyetlerinden
-
13-Ra'd 26
bi el hayâti ed dunyâ : dünya hayatı ile
-
13-Ra'd 29
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel işleyenler
-
13-Ra'd 34
fîl hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
-
14-İbrahim 1
min ez zulûmâti : zulmetten, karanlıklardan
-
14-İbrahim 1
ilâ sırâtı : yola
-
14-İbrahim 2
fî es semâvâti : göklerde, semalarda
-
14-İbrahim 5
bi âyâti-nâ : âyetlerimizle, mucizelerimizle, delillerimizle
-
14-İbrahim 5
min ez zulumâti : karanlıklardan
-
14-İbrahim 5
le âyâtin : elbette âyetler vardır
-
14-İbrahim 9
bi el beyyinâti : beyyinelerle (delillerle)
-
14-İbrahim 10
fâtırı es semâvâti : semaları yaratan
-
14-İbrahim 19
es semâvâti : gökleri, semaları
-
14-İbrahim 23
ve amilû es sâlihâti : ve nefsi ıslâh edici amel işleyenler
-
14-İbrahim 23
cennâtin : cennetler
-
14-İbrahim 27
fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
-
14-İbrahim 32
halaka es semâvâti : semaları yarattı
-
14-İbrahim 32
min es semerâti : ürünlerden
-
14-İbrahim 37
min es semerâti : ürünlerden
-
14-İbrahim 40
es salâti : namaz
-
14-İbrahim 50
min katırânin : katrandan
-
15-Hicr 45
fî cennâtin : cennetler içinde
-
15-Hicr 71
benâtî : benim kızlarım
-
15-Hicr 75
âyâtin : âyetler, deliller, ibretler
-
15-Hicr 81
âyâti-nâ : âyetlerimiz (mucizelerimiz, delillerimiz)
-
15-Hicr 85
es semâvâti : semalar (gökler)
-
15-Hicr 85
le âtiyetun : mutlaka, elbette gelecek
-
16-Nahl 3
halaka es semâvâti : semaları yarattı
-
16-Nahl 11
ve min kulli es semerâti : ve meyvelerin (ürünlerin) her türlüsünden
-
16-Nahl 12
le âyâtin : âyetler
-
16-Nahl 16
ve alâmatin : ve alâmetler, işaretler
-
16-Nahl 22
bi el âhirati : ahirete (ruhu ölmeden evvel Allah'a ulaştırmaya)
-
16-Nahl 24
esâtîru : (satırlar) masallar, asılsız sözler
-
16-Nahl 44
bi el beyyinâti : delillerle, beyyinelerle, ispat vasıtaları ile
-
16-Nahl 45
seyyiâti : kötülükler
-
16-Nahl 49
mâ fî es semâvâti : semalarda olanlar
-
16-Nahl 52
mâ fî es semâvâti : semalarda olan şeyler
-
16-Nahl 57
el benâti : kızlar
-
16-Nahl 67
ve min semerâtin : ve meyvelerden
-
16-Nahl 69
min kulli es semerâti : meyvelerin, ürünlerin, çiçeklerin hepsinden
-
16-Nahl 72
min et tayyibâti : temiz, helâl olanlardan
-
16-Nahl 72
e fe bi el bâtıli : hâlâ bâtıla mı
-
16-Nahl 73
min es semâvâti : semalardan
-
16-Nahl 76
alâ sırâtın : bir yol üzerinde
-
16-Nahl 77
gaybu es semâvâti : semaların gaybı (görünmeyen, bilinmeyen ilim)
-
16-Nahl 77
emru es sâati : o saatin emri
-
16-Nahl 78
ummehâti-kum : sizin annelerinizin
-
16-Nahl 79
musahharâtin : emir altına alınanlar, emre amade kılınmış olanlar
-
16-Nahl 79
le âyâtin : elbette âyetler
-
16-Nahl 104
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerine
-
16-Nahl 105
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetlerine
-
16-Nahl 121
ilâ sırâtın mustekîmin : Sıratı Mustakîm'e (Allah'a yönlendirilmiş, Allah'a ulaştıran yola)
-
16-Nahl 125
ve el mev'ızati : ve öğüt, vaaz, nasihat
-
17-İsrâ 1
min âyâti-nâ : âyetlerimizden
-
17-İsrâ 9
es sâlihâti : salih ameller
-
17-İsrâ 21
derecâtin : dereceler
-
17-İsrâ 26
ve âti : ve ver
-
17-İsrâ 27
ihvâne eş şeyâtîni : şeytanların kardeşleri
-
17-İsrâ 55
fî es semâvâti : semalarda (7 kat göklerde)
-
17-İsrâ 59
bi el âyâti : âyetleri, delilleri, mucizeleri
-
17-İsrâ 59
bi el âyâti : âyetleri, delilleri, mucizeleri
-
17-İsrâ 70
min et tayyibâti : temiz, helâl şeylerden
-
17-İsrâ 75
di'fa el hayâti : hayatın zayıflığı (sıkıntısı)
-
17-İsrâ 75
ve di'fa el memâti \n(di'fa) : ve ölümün zayıflığı (sıkıntısı) \n: (kat kat, iki kat), (zayıflık, güçsüzlük, sıkıntı)
-
17-İsrâ 81
el bâtılu : bâtıl, boş olan, yanlış olan
-
17-İsrâ 81
el bâtıle : bâtıl
-
17-İsrâ 88
le in ictemeâti (le in ictemeâti) : eğer toplansalar
-
17-İsrâ 98
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
17-İsrâ 99
halaka es semâvâti : semaları yarattı
-
17-İsrâ 101
âyâtin : âyetler, mucizeler
-
17-İsrâ 101
beyyinâtin : beyyine, açıkça, beyan olunanlar, ispat vasıtaları
-
17-İsrâ 102
es semâvâti : semalar
-
17-İsrâ 110
bi salâtike : namazında
-
18-Kehf 2
ya'melûn es sâlihâti : salih (nefsi ıslâh edici) ameller yaparlar
-
18-Kehf 9
min âyâti-nâ : âyetlerimizden
-
18-Kehf 10
âti-nâ : bize ver
-
18-Kehf 14
rabbu es semâvâti : semaların Rabbi
-
18-Kehf 17
min âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerinden
-
18-Kehf 26
gaybu es semâvâti : semaların gaybı
-
18-Kehf 27
li kelimâti-hi : onun kelimesini
-
18-Kehf 28
bi el gadâti : sabah
-
18-Kehf 28
zînete el hayâti ed dunyâ : dünya hayatının süsünü, ziynetini
-
18-Kehf 30
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
-
18-Kehf 45
meselel hayâtid dunyâ : dünya hayatı misalini, durumunu
-
18-Kehf 46
zînetu el hayâti ed dunyâ : dünya hayatının süsüdür, ziynetidir
-
18-Kehf 51
halka es semâvâti : semaların yaratılışı
-
18-Kehf 56
bi el bâtılı : bâtıl ile
-
18-Kehf 56
âyâtî : benim âyetlerim
-
18-Kehf 57
bi âyâti : âyetler ile
-
18-Kehf 62
âti-nâ : bize getir
-
18-Kehf 63
ilas sahrati (ilâ es sahrati) : kayaya
-
18-Kehf 104
fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
-
18-Kehf 105
bi âyâti : âyetleri
-
18-Kehf 106
âyâtî : âyetlerim
-
18-Kehf 107
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar, işleyenler
-
18-Kehf 109
li kelimâti : kelimeler, sözler için
-
19-Meryem 31
bi es salâti : namazı
-
19-Meryem 31
ve ez zekâti : ve zekât
-
19-Meryem 55
bi es salâti : namazı
-
19-Meryem 55
ve ez zekâti : ve zekât
-
19-Meryem 59
eş şehevâti : şehvetler, nefsin arzuları
-
19-Meryem 61
cennâti : cennetler
-
19-Meryem 65
es semâvâti : semalar
-
19-Meryem 68
ve eş şeyâtîne : ve şeytanları
-
19-Meryem 69
şîatin : fırka, millet, grup
-
19-Meryem 73
beyyinâtin : beyan edilerek, ispat vasıtaları olarak
-
19-Meryem 77
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
19-Meryem 83
eş şeyâtîne : şeytanlar
-
19-Meryem 93
fî es semâvâti : semalarda
-
19-Meryem 93
âti er rahmâni : Rahmân'a gelecek
-
19-Meryem 95
âtî-hi : ona gelecek
-
19-Meryem 96
ve amilu es sâlihâti : ve salih ameller (nefs tezkiyesi) yapanlar
-
2-Bakara 14
ilâ şeyâtîni-him : kendi şeytanlarıyla
-
2-Bakara 17
zulumâtin : zulmet, karanlıklar
-
2-Bakara 22
es semarâti : ürünler, meyveler, mahsuller
-
2-Bakara 25
es sâlihâti : salih ameller, nefsi tezkiye edici
-
2-Bakara 25
lehum cennâtin : onlar için cennetler vardır
-
2-Bakara 29
semâvâtin : semalar, gökler (gök katları)
-
2-Bakara 33
es semâvâti : semalar, gökler
-
2-Bakara 37
kelimâtin : kelimeler
-
2-Bakara 39
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
2-Bakara 41
bi âyâtî : âyetlerimi
-
2-Bakara 42
bi el bâtılı : bâtıl ile 4 - ve tektumû
-
2-Bakara 45
ve es sâlâti : ve namaz
-
2-Bakara 57
tayyibâti : temiz olanlar, helâl olanlar
-
2-Bakara 61
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetleri
-
2-Bakara 73
âyâti-hi : onun âyetleri, mucizeleri
-
2-Bakara 81
hatîetu-hu : onun hataları
-
2-Bakara 82
ve amilû es sâlihâti : ve ıslâh edici amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
-
2-Bakara 85
fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
-
2-Bakara 87
el beyyinâti : beyyineler, açık kanıtlar
-
2-Bakara 92
bi el beyyinâti : beyyinelerle, açık delillerle
-
2-Bakara 96
alâ hayâtin : hayat üzerine, hayata karşı
-
2-Bakara 99
âyâtin : âyetler
-
2-Bakara 99
beyyinâtin : beyan edilenler, beyyineler, deliller
-
2-Bakara 102
eş şeyâtînu : şeytanlar
-
2-Bakara 102
eş şeyâtîne : şeytanlar
-
2-Bakara 107
es semâvâti : semalar, gökler
-
2-Bakara 116
mâ fî es semâvâti : semalardaki, göklerdeki şeyler
-
2-Bakara 117
es semâvâti : semalar, gökler
-
2-Bakara 118
el âyâti : âyetler
-
2-Bakara 124
bi kelimâtin : kelimeler ile
-
2-Bakara 126
min es semerâti : meyvelerden
-
2-Bakara 129
âyâti-ke : senin âyetlerin
-
2-Bakara 136
ve el esbâtı : ve torunları
-
2-Bakara 142
ilâ sırâtın mustakîmin : Sıratı Mustakîm'e, Allah'a ulaştıran yola
-
2-Bakara 148
el hayrâti : hayırlar
-
2-Bakara 151
âyâti-nâ : bizim âyetlerimiz
-
2-Bakara 153
es salâti : namaz
-
2-Bakara 155
ve es semerâti : ve semereler, ürünler
-
2-Bakara 159
min el beyyinâti : beyyinelerden, deliller, mucizeler, ispat vasıtalarından
-
2-Bakara 164
es semâvâti : semalar, gökler
-
2-Bakara 164
le âyâtin : elbette âyetler, kanıtlar, deliller
-
2-Bakara 167
haserâtin : hasara uğrayan
-
2-Bakara 168
hutuvâti : adımlar, ayak izleri
-
2-Bakara 172
min tayyibâti : temiz, helâl olanlardan
-
2-Bakara 184
ma'dûdâtin : adetli, sayılmış, sayılı
-
2-Bakara 185
ve beyyinâtin : ve beyyineler, açık deliller, ispat
-
2-Bakara 187
âyâti-hî : kendi âyetleri
-
2-Bakara 188
bi el bâtılı : bâtıl ile, haksızlıkla
-
2-Bakara 190
ve kâtilû : ve savaşın, öldürün
-
2-Bakara 190
yukâtilûne-kum : sizi katlediyorlar, sizinle savaşıyorlar, sizi öldürüyorlar
-
2-Bakara 191
ve lâ tukâtilû-hum : ve onları katletmeyin, onlarla savaşmayın, onları öldürmeyin
-
2-Bakara 191
yukâtilû-kum : sizinle savaşırlar
-
2-Bakara 193
ve kâtilû-hum : ve onlarla savaşın
-
2-Bakara 196
sadakatin : sadaka
-
2-Bakara 196
ve seb'atin : ve yedi
-
2-Bakara 198
min arafâtin : Arafat'tan
-
2-Bakara 200
âti-nâ : bize ver
-
2-Bakara 200
fî el ahirati : ahirette
-
2-Bakara 201
âti-nâ : bize ver
-
2-Bakara 201
ve fî el âhirati : ve ahirette
-
2-Bakara 203
ma'dûdâtin : adetli, sayılmış, sayılı
-
2-Bakara 204
fî hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
-
2-Bakara 207
mardâti allâhi : Allah'ın rızasını
-
2-Bakara 208
hutuvâti : adımlar, ayak izleri
-
2-Bakara 213
ilâ sırâtın mustakîmin : Sıratı Mustakîm'e
-
2-Bakara 217
yukâtilûne-kum : sizinle savaşırlar
-
2-Bakara 219
el âyâti : âyetler
-
2-Bakara 220
ve el âhirati : ve ahiret
-
2-Bakara 221
el muşrikâti : müşrik kadınlar
-
2-Bakara 221
âyâti-hî : kendi âyetlerini
-
2-Bakara 226
erbaati : dört
-
2-Bakara 231
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
2-Bakara 238
es salavâti : namazlar
-
2-Bakara 238
ve es salâti el vustâ : ve orta namaz
-
2-Bakara 241
ve li el mutallakâti : ve boşanmış kadınlar
-
2-Bakara 242
âyâti-hi : kendi âyetleri
-
2-Bakara 244
ve kâtilû : ve savaşın
-
2-Bakara 246
nukâtil : savaşalım
-
2-Bakara 246
ellâ tukâtilû : savaşmazsınız
-
2-Bakara 246
ellâ nukâtile : savaşmamamız
-
2-Bakara 253
derecâtin : dereceler
-
2-Bakara 253
el beyyinâti : beyyineler, açıklamalar, ispat vasıtaları
-
2-Bakara 255
mâ fî es semâvâti : göklerde olan şeyler
-
2-Bakara 255
es semâvâti : semalar, gökler
-
2-Bakara 257
min ez zulumâti : zulmetten, karanlıklardan
-
2-Bakara 257
ilâ ez zulumâti : zulmete, karanlıklara
-
2-Bakara 263
sadakatin : sadaka
-
2-Bakara 264
sadakâti-kum : sadakalarınızı
-
2-Bakara 265
mardâti allâhi : Allah'ın rızası
-
2-Bakara 266
es-semarâti : ürünler, meyveler
-
2-Bakara 266
lekum el âyâti : size âyetleri
-
2-Bakara 267
min tayyibâti : temiz olanlardan, iyilerinden
-
2-Bakara 270
min nafakatin : nafakadan, nafaka olarak, bir nafaka
-
2-Bakara 271
es sadakâti : sadakalar
-
2-Bakara 271
min seyyiâti-kum : günahlarınızdan
-
2-Bakara 273
lâ yestatîûne : istidatları olmaz, güçleri yetmez
-
2-Bakara 276
es sadakâti : sadakalar
-
2-Bakara 277
ve amilû es sâlihâti : ve ıslâh edici amel yaptılar, nefs tez-
-
2-Bakara 280
usratin : darlık, zorluk
-
2-Bakara 282
kâtibun : kâtip, yazıcı
-
2-Bakara 282
kâtibun : kâtip, yazıcı
-
2-Bakara 282
lâ yestatîu : muktedir değil
-
2-Bakara 282
kâtibun : kâtip, yazıcı
-
2-Bakara 283
kâtiben : bir kâtip, bir yazıcı
-
2-Bakara 284
mâ fî es semâvâti : göklerde bulunan şeyler
-
20-Tâ-Hâ 4
ve es semâvâti : ve semalar
-
20-Tâ-Hâ 6
mâ fî es semâvâti : semalar da olan şeyler
-
20-Tâ-Hâ 10
âtî-kum : size getiririm
-
20-Tâ-Hâ 15
âtiyetun : gelecektir
-
20-Tâ-Hâ 23
min âyâti-nâ : âyetlerimizden, mucizelerimizden
-
20-Tâ-Hâ 42
bi âyâtî : âyetlerimle, mucizelerimle
-
20-Tâ-Hâ 53
min nebâtin : bitkiden, nebattan
-
20-Tâ-Hâ 54
le âyâtin : elbette âyetler
-
20-Tâ-Hâ 56
âyâti-nâ : âyetlerimiz
-
20-Tâ-Hâ 63
tarîkati-kum : sizin tarikatınız (dîniniz)
-
20-Tâ-Hâ 72
min el beyyinâti : beyyinelerden, mucizelerden
-
20-Tâ-Hâ 75
amile es sâlihâti : salih ameller (nefs tezkiyesi)
-
20-Tâ-Hâ 81
min tayyibâti : temiz ve helâl olanlardan
-
20-Tâ-Hâ 97
fî el hayâti : hayatta
-
20-Tâ-Hâ 108
ve haşeati : ve kısılır
-
20-Tâ-Hâ 112
min es sâlihâti : salih (nefsi ıslâh edici) amellerden
-
20-Tâ-Hâ 127
bi âyâti : âyetlere
-
20-Tâ-Hâ 128
le âyâtin : elbette âyetler
-
20-Tâ-Hâ 131
el hayâti ed dunyâ : dünya hayatı
-
20-Tâ-Hâ 132
bi es salâti : namazı, namaz ile
-
20-Tâ-Hâ 134
âyâti-ke : senin âyetlerin
-
20-Tâ-Hâ 135
es sırâtı es seviyyi : Sıratı Mustakîm
-
21-Enbiyâ 18
alel bâtıli (alâ el bâtıli) : bâtılın üzerine
-
21-Enbiyâ 19
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
21-Enbiyâ 30
enne es semâvâti : semaların olduğu
-
21-Enbiyâ 32
an âyâti-hâ : âyetlerinden, delillerinden
-
21-Enbiyâ 37
âyâtî : âyetlerim
-
21-Enbiyâ 49
min es sâati : o saatten, kıyâmet saatinden
-
21-Enbiyâ 56
rabbu es semâvâti : semaların Rabbidir
-
21-Enbiyâ 73
fi'le el hayrâti : hayırlar işleme (yapma)
-
21-Enbiyâ 73
ve ikâme es salâti : ve namazın ikame edilmesi (namaz kılınması)
-
21-Enbiyâ 73
ve îtâe ez zekâti : ve zekâtın verilmesi
-
21-Enbiyâ 77
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
21-Enbiyâ 82
ve min eş şeyâtîni : ve şeytanlardan
-
21-Enbiyâ 87
fî ez zulumâti : karanlıklar içinde
-
21-Enbiyâ 90
fi el hayrâti : hayırlarda
-
21-Enbiyâ 94
min es sâlihâti : salihat(tan) (nefs tezkiyesi)
-
21-Enbiyâ 94
kâtibûne : yazanlarız
-
22-Hac 1
es sâati : saat
-
22-Hac 2
murdıatin : emziren kadın
-
22-Hac 2
zâti : sahip oldu
-
22-Hac 5
min alakatin : alakadan (bir noktadan asılı duran şeyden), (rahim cidarına bir noktadan asılı duran embriyo)
-
22-Hac 5
min mudgatin : bir çiğnemlik et görüntüsündeki ceninden
-
22-Hac 5
muhallekatin : halkedilmiş, yaradılışı şekillendirilmiş
-
22-Hac 5
ve gayri muhallekatin : ve yaradılışı tamamlanmamış, şekillendirilmemiş
-
22-Hac 7
âtiyetun : gelecektir
-
22-Hac 14
ve amilû es sâlihâti : ve amilüssalihat yapanlar, salih ameller (nefs tezkiyesi) yapanlar
-
22-Hac 14
cennâtin : cennetler
-
22-Hac 16
âyâtin : âyetler
-
22-Hac 16
beyyinâtin : beyyineler, açıkça, apaçık
-
22-Hac 18
fî es semâvâti : semalarda
-
22-Hac 23
ve amilu es sâlihâti : ve salih ameller işleyenler, nefs tezkiyesi yapanlar
-
22-Hac 23
cennâtin : cennetler
-
22-Hac 28
ma'lûmâtin : malûm olan, bilinen, belli
-
22-Hac 29
bi el beyti el atîkı : Beyt-i Atik'i, eski (ilk) ev, Kâbe
-
22-Hac 30
hurumâti allâhi : Allah'ın haramları
-
22-Hac 33
ilâ el beyti el atîki : Beyt-i Atik (eski ev)'e, Kâbe'ye
-
22-Hac 35
ve el mukîmi es salâti : ve namazı ikame edenler
-
22-Hac 45
muattalatin : terkedilmiş, boş
-
22-Hac 50
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel (nefs tezkiyesi)
-
22-Hac 51
fî âyâti-nâ : âyetlerimiz hakkında
-
22-Hac 52
âyâti-hî : onun âyetleri
-
22-Hac 54
ilâ sırâtın mustakîmin : Sıratı Mustakîm'e (Allah'a ulaştıran yola)
-
22-Hac 56
ve amilû es sâlihâti : ve salih (nefsi tezkiye edici) ameller yapanlar
-
22-Hac 56
fî cennâtin naîmi : naim cennetlerinde
-
22-Hac 57
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
22-Hac 62
el bâtılu : bâtıl
-
22-Hac 63
latîfun : lâtif, lütûf sahibi
-
22-Hac 64
fî es semâvâti : semalarda
-
22-Hac 72
beyyinâtin : açıklanmış, apaçık
-
22-Hac 72
âyâti-nâ : âyetlerimiz
-
23-Mü'minûn 2
fî salâti-him : onların namazlarında
-
23-Mü'minûn 4
li ez zekâti : zekâtı
-
23-Mü'minûn 8
li emânâti-him : emanetlerine
-
23-Mü'minûn 9
salavâti-him : onların namazları
-
23-Mü'minûn 19
cennâtin : cennetler, (ağaçlı) bahçeler
-
23-Mü'minûn 27
ve lâ tuhâtıb-nî : ve bana hitap etme
-
23-Mü'minûn 30
âyâtin : âyetler
-
23-Mü'minûn 33
fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
-
23-Mü'minûn 45
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
23-Mü'minûn 50
zâti : sahip
-
23-Mü'minûn 51
min et tayyibâti : tayyib olanlardan (temiz, helâl ni'metlerden)
-
23-Mü'minûn 54
gamrati-him : onların sapıklık, dalâlet, gafletleri
-
23-Mü'minûn 56
fî el hayrâti : hayırlarda
-
23-Mü'minûn 58
bi âyâti : âyetlere
-
23-Mü'minûn 61
fî el hayrâti : hayırlarda
-
23-Mü'minûn 63
fî gamratin : gaflette, dalâlette
-
23-Mü'minûn 66
âyâtî : âyetlerim
-
23-Mü'minûn 73
ilâ sırâtın mustakîmin : Sıratı Mustakîm'e (Allah'a götüren yola)
-
23-Mü'minûn 74
ani es sırâtı : yoldan
-
23-Mü'minûn 83
esâtîru : efsaneler
-
23-Mü'minûn 86
es semâvâti : semalar
-
23-Mü'minûn 97
min hemezâti : kışkırtmalarından (vesveselerinden)
-
23-Mü'minûn 97
eş şeyâtîni : şeytanlar
-
23-Mü'minûn 105
âyâtî : âyetlerim
-
24-Nûr 1
âyâtin : âyetler
-
24-Nûr 1
beyyinâtin : apaçık, delillerle açıklanmış
-
24-Nûr 4
el muhsanâti : iffetli, namuslu kadınlar
-
24-Nûr 4
erbeati : dört
-
24-Nûr 6
şehâdâtin : şahitlikler
-
24-Nûr 8
şehâdâtin : şahitlikler
-
24-Nûr 13
bi erbeati : dördü ile
-
24-Nûr 14
ve el âhırati : ve ahiret
-
24-Nûr 18
lekum el âyâti : size âyetleri
-
24-Nûr 19
ve el âhırati : ve ahirette
-
24-Nûr 21
hutuvâti eş şeytâni : şeytanın adımları
-
24-Nûr 21
hutuvâti eş şeytâni : şeytanın adımları
-
24-Nûr 22
ve es seati : ve varlıklı
-
24-Nûr 23
el muhsanâti : muhsin, iffetli, evli kadınlar
-
24-Nûr 23
el gâfilâti : gâfil olanlar
-
24-Nûr 23
el mu'minâti : mü'min kadınlar
-
24-Nûr 23
ve el âhırati : ve ahiret
-
24-Nûr 26
li el habîsâti : habis kadınlar, kötü kadınlar için
-
24-Nûr 26
li et tayyibâti : temiz kadınlar için
-
24-Nûr 31
li el mu'minâti : mü'min kadınlara
-
24-Nûr 31
benî ehavâti-hinne : (onların) kız kardeşlerinin oğulları
-
24-Nûr 31
alâ avrâtin nisâ : kadınların avret yerlerine
-
24-Nûr 33
kâtibû-hum : onlarla mukatebe yapın
-
24-Nûr 33
feteyâti-kum : genç cariyeleriniz
-
24-Nûr 33
el hayâti ed dunyâ : dünya hayatı
-
24-Nûr 34
âyâtin : âyetler
-
24-Nûr 34
mubeyyinâtin : açıklanmış
-
24-Nûr 35
es semâvâti : semalar
-
24-Nûr 35
mişkâtin : kandil
-
24-Nûr 35
min şeceratin : ağaçtan
-
24-Nûr 37
ve ikâmi es salâti : ve namazın ikame edilmesi
-
24-Nûr 37
ve îtâi ez zekâti : ve zekâtın verilmesi
-
24-Nûr 39
bi kîatin : düz arazide
-
24-Nûr 40
ke zulumâtin : karanlıklar gibidir
-
24-Nûr 41
fî es semâvâti : semalarda
-
24-Nûr 41
sâffâtin : saf saf, saflar halinde
-
24-Nûr 42
es semâvâti : semalar
-
24-Nûr 46
âyâtin : âyetler
-
24-Nûr 46
mubeyyinâtin : açıklanmış
-
24-Nûr 46
ilâ sırâtın mustakîmin : Sıratı Mustakîm'e
-
24-Nûr 54
atîu allâhe : Allah'a itaat edin
-
24-Nûr 54
ve atîu : ve itaat edin
-
24-Nûr 55
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel (nefs tezkiyesi) işlediler
-
24-Nûr 56
ve atîû : ve itaat edin
-
24-Nûr 58
merrâtin : kere, defa, kez
-
24-Nûr 58
salâti : namaz
-
24-Nûr 58
min ez zahîrati : öğle vaktinden
-
24-Nûr 58
salâti : namaz
-
24-Nûr 58
avrâtin : muhafazasız, açık, sakınılması gereken
-
24-Nûr 58
el âyâti : âyetleri
-
24-Nûr 59
âyâti-hi : âyetlerini
-
24-Nûr 60
ellatî lâ yercûne : onlar ümit etmezler
-
24-Nûr 60
gayra muteberricâtin : açmaksızın
-
24-Nûr 61
ummehâti-kum : sizin anneleriniz
-
24-Nûr 61
ehavâti-kum : sizin kız kardeşleriniz
-
24-Nûr 61
ev buyûti ammâti-kum : veya halalarınızın evleri
-
24-Nûr 61
ev buyûti hâlâti-kum : veya teyzelerinizin evleri
-
24-Nûr 61
mefâtiha-hu : onun anahtarları
-
24-Nûr 61
el âyâti : âyetler
-
24-Nûr 64
fî es semâvâti : göklerdeki
-
25-Furkan 2
es semâvâti : semalar, gökler
-
25-Furkan 5
esâtîru : masallar, efsaneler
-
25-Furkan 6
fî es semâvâti : göklerde
-
25-Furkan 10
cennâtin : cennetler, ağaçlı bahçeler
-
25-Furkan 11
bi es sâati : o saati, kıyâmeti
-
25-Furkan 11
bi es sâati : o saati, kıyâmeti
-
25-Furkan 36
bi âyâti-nâ : bizim âyetlerimizi
-
25-Furkan 59
es semâvâti : semalar, gökler
-
25-Furkan 70
seyyiâti-him : onların günahları
-
25-Furkan 70
hasenâtin : hasenatlar, sevaplar
-
25-Furkan 73
bi âyâti : âyetler
-
25-Furkan 74
ve zurriyyâti-nâ : ve zürriyyet
-
26-Şuarâ 15
âyâti-nâ : âyetlerimiz
-
26-Şuarâ 24
es semâvâti : semalar, gökler
-
26-Şuarâ 38
li mîkâti : belli vakitte
-
26-Şuarâ 57
min cennâtin : bahçelerden
-
26-Şuarâ 82
hatîetî : benim hatalarım
-
26-Şuarâ 134
ve cennâtin : ve bahçeler
-
26-Şuarâ 147
cennâtin : bahçeler
-
26-Şuarâ 210
eş şeyâtînu : şeytanlar
-
26-Şuarâ 221
eş şeyâtînu : şeytanlar
-
26-Şuarâ 227
ve amilu es sâlihâti : ve salih amel işleyenler, nefs tezkiyesi yapanlar
-
27-Neml 7
se âtî-kum : size getireceğim
-
27-Neml 7
âtî-kum : size getireceğim
-
27-Neml 12
âyâtin : âyet, mucize
-
27-Neml 25
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
27-Neml 32
kâtıaten : kat'i olarak, kesinlikle
-
27-Neml 39
âtî-ke : sana getiririm
-
27-Neml 40
âtî-ke : sana getiririm
-
27-Neml 60
es semâvâti : semalar, gökler
-
27-Neml 63
zulumâti : karanlıklar
-
27-Neml 65
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
27-Neml 68
esâtîru : yazılan şeyler, efsaneler
-
27-Neml 81
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
27-Neml 82
bi âyâti-nâ : âyetlerimize
-
27-Neml 83
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
27-Neml 84
bi âyâtî : âyetlerimi
-
27-Neml 86
âyâtin : âyetler, mucizeler, deliller
-
27-Neml 87
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
27-Neml 93
âyâti-hi : onun âyetleri
-
28-Kasas 8
hâtıîne : kasten günah işleyenler, suç işleyenler
-
28-Kasas 15
min şîati-hî : gruptan, taraftarlardan
-
28-Kasas 15
min şîati-hi : onun taraftarlarından
-
28-Kasas 29
âtî-kum : size getireyim
-
28-Kasas 30
şâtıı el vâdi : vadi tarafı
-
28-Kasas 30
el buk'ati : yer
-
28-Kasas 30
min eş şecerati : ağaçtan
-
28-Kasas 35
âyâti-nâ : bizim âyetlerimiz, mucizelerimiz
-
28-Kasas 36
ayâti-nâ : âyetlerimiz
-
28-Kasas 36
beyyinâtin : beyyineler
-
28-Kasas 45
âyâti-nâ : âyetlerimiz
-
28-Kasas 47
âyâti-ke : senin âyetlerin
-
28-Kasas 58
batırat : azıp şükretmedi
-
28-Kasas 59
âyâti-nâ : âyetlerimiz
-
28-Kasas 60
el hayâti ed dunyâ : dünya hayatı
-
28-Kasas 61
el hayâti ed dunyâ : dünya hayatı
-
28-Kasas 70
ve el âhırati : ve ahir, sonraki
-
28-Kasas 76
mefâtiha-hu : onun anahtarları
-
28-Kasas 84
es seyyiâti : kötülük
-
28-Kasas 87
an âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetlerinden
-
29-Ankebût 4
es seyyiâti : kötülükler
-
29-Ankebût 5
âtin : gelecek
-
29-Ankebût 7
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
-
29-Ankebût 7
seyyiâti-him : onların seyyiatleri, günahları
-
29-Ankebût 9
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel (nefs tasfiyesi) yaptılar
-
29-Ankebût 23
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetlerini
-
29-Ankebût 24
le âyâtin : elbette âyetler
-
29-Ankebût 25
el hayâti ed dunyâ : dünya hayatı
-
29-Ankebût 39
el beyyinâti : apaçık deliller
-
29-Ankebût 44
es semâvâti : semalar, gökler
-
29-Ankebût 47
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
29-Ankebût 49
bi âyâtinâ : âyetlerimizi
-
29-Ankebût 52
mâ fî es semâvâti : göklerde olanı
-
29-Ankebût 52
bi el bâtılı : bâtıla
-
29-Ankebût 58
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel işlediler, nefs tezkiyesi yaptılar
-
29-Ankebût 61
es semâvâti : semalar, gökler
-
29-Ankebût 67
bi el bâtılı : bâtıla
-
3-Âl-i İmrân 4
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 11
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
3-Âl-i İmrân 13
tukâtilu : savaşıyor
-
3-Âl-i İmrân 14
eş şehevâti : şehvetler, nefsin aşırı düşkünlükleri
-
3-Âl-i İmrân 14
ve el kanâtîri : ve kantarlarca, kantar kantar
-
3-Âl-i İmrân 14
el mukantarati : biriktirilmiş
-
3-Âl-i İmrân 14
ve el fıddati : ve gümüş
-
3-Âl-i İmrân 14
el hayâti : hayat
-
3-Âl-i İmrân 19
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 21
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 22
ve el âhirati : ve ahiret
-
3-Âl-i İmrân 24
eyyâmen ma'dûdâtin : sayılı günler
-
3-Âl-i İmrân 29
mâ fî es semâvâti : göklerde olan şeyleri
-
3-Âl-i İmrân 50
min et tevrâti : Tevrat'tan
-
3-Âl-i İmrân 57
ve amilû es sâlihâti : ve nefsi tezkiye edici amel yaptılar
-
3-Âl-i İmrân 58
minel âyâti : ...dan, âyetler, kanıtlar, deliller
-
3-Âl-i İmrân 70
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 71
el hakka bi el bâtılı : hakkı (gerçeği), batıl (boş şeyler) ile
-
3-Âl-i İmrân 77
fî el âhırati : ahirette
-
3-Âl-i İmrân 83
fî es semâvâti : semâlarda, göklerde
-
3-Âl-i İmrân 84
ve el esbâtı : ve Yâkupoğulları'na
-
3-Âl-i İmrân 93
bi et tevrâti : Tevrat'ı
-
3-Âl-i İmrân 98
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 101
ilâ sırâtın mustakîmin : Allah'a ulaştıran yola
-
3-Âl-i İmrân 102
hakka tukâti-hî : O'nun hak takvası ile, bi hakkın takva, en üst derece takva
-
3-Âl-i İmrân 103
âyâti-hî : âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 109
mâ fî es semâvâti : göklerdeki şeyler, ne varsa
-
3-Âl-i İmrân 111
ve in yukâtilû-kum : ve eğer sizinle savaşırlarsa
-
3-Âl-i İmrân 112
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 113
âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 114
fî el hayrâti : hayırlarda, hayırlara
-
3-Âl-i İmrân 117
hâzihi el hayâti ed dunyâ : bu dünya hayatı
-
3-Âl-i İmrân 118
el âyâti : âyetleri
-
3-Âl-i İmrân 119
bi zâti es sudûri : sinelerin sahip olduğu, sinelerde olan
-
3-Âl-i İmrân 129
mâ fî es semâvâti : göklerde ne varsa
-
3-Âl-i İmrân 145
sevâbe el âhirati : ahiret sevabı
-
3-Âl-i İmrân 154
bi zâti es sudûri : göğüslerde olanı, sinelerde olanı
-
3-Âl-i İmrân 162
bi sehatin : gazaba
-
3-Âl-i İmrân 164
âyâti-hî : O'nun âyetleri
-
3-Âl-i İmrân 167
kâtilû : savaşın
-
3-Âl-i İmrân 180
mîrâsu es semâvâti : semâların, göklerin mirası
-
3-Âl-i İmrân 183
bi el beyyinâti : beyyinelerle, açık deliller ile
-
3-Âl-i İmrân 184
el beyyinâti : beyyineler, açık deliller
-
3-Âl-i İmrân 189
mulku es semâvâti : semâların, göklerin mülkü
-
3-Âl-i İmrân 190
es semâvâti : semâlar, gökler
-
3-Âl-i İmrân 190
le âyâtin : elbette deliller
-
3-Âl-i İmrân 191
fî halkı es semâvâti : göklerin yaratılışı hakkında
-
3-Âl-i İmrân 191
bâtılân : batıl olarak, faydasız, boşuna
-
3-Âl-i İmrân 193
seyyiâti-nâ : günahlarımızı
-
3-Âl-i İmrân 194
ve âti-nâ : ve bize ver
-
3-Âl-i İmrân 195
seyyiâti-him : onların günahlarını
-
3-Âl-i İmrân 195
cennâtin : cennetler
-
3-Âl-i İmrân 199
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
30-Rûm 7
el hayâti ed dunyâ : dünya hayatı
-
30-Rûm 8
es semâvâti : semalar, gökler
-
30-Rûm 9
el beyyinâti : beyyineler, ispat vasıtaları, deliller
-
30-Rûm 10
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetlerini
-
30-Rûm 15
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel, nefs tezkiyesi
-
30-Rûm 15
fî ravdatin : bahçede
-
30-Rûm 16
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
30-Rûm 18
es semâvâti : semalar, gökler
-
30-Rûm 20
ve min âyâti-hi : ve onun âyetlerinden
-
30-Rûm 21
ve min âyâti-hi : ve onun âyetlerinden
-
30-Rûm 21
âyâtin : âyetler, mucizeler, deliller
-
30-Rûm 22
ve min âyâti-hi : ve onun âyetlerindendir
-
30-Rûm 22
es semâvâti : semalar, gökler
-
30-Rûm 22
âyâtin : âyetler, mucizeler, deliller
-
30-Rûm 23
ve min âyâti-hi : ve onun âyetlerinden
-
30-Rûm 23
âyâtin : âyetler, mucizeler, deliller
-
30-Rûm 24
ve min âyâti-hi : ve onun âyetlerinden
-
30-Rûm 24
âyâtin : âyetler, mucizeler, deliller
-
30-Rûm 25
âyâti-hi : onun âyetleri
-
30-Rûm 26
es semâvâti : semalar, gökler
-
30-Rûm 27
es semâvâti : semalar, gökler
-
30-Rûm 28
el âyâti : âyetler
-
30-Rûm 37
âyâtin : âyetler
-
30-Rûm 38
âti : ver
-
30-Rûm 39
min zekâtin : zekâttan
-
30-Rûm 45
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel, nefsi islâh edici amel yani nefs tezkiyesi yaparlar
-
30-Rûm 46
ve min âyâti-hi : ve onun âyetlerinden
-
30-Rûm 46
mubeşşirâtin : müjdeleyiciler olarak
-
30-Rûm 47
el beyyinâti : beyyineler, kesin deliller
-
30-Rûm 53
bi âyâti-nâ : âyetlerimize
-
30-Rûm 55
sâatin : bir saat
-
31-Lokman 8
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
-
31-Lokman 10
es semâvâti : semalar, gökler
-
31-Lokman 16
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
31-Lokman 16
latîfun : lâtif, lütuf sahibi
-
31-Lokman 19
el asvâti : sesler
-
31-Lokman 20
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
31-Lokman 20
ve bâtıneten : ve bâtın olan, gizli, görünmeyen
-
31-Lokman 23
bi zâti es sudûri : sinelerde olanı
-
31-Lokman 25
es semâvâti : semalar, gökler
-
31-Lokman 26
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
31-Lokman 30
el bâtılu : bâtıl, boş
-
31-Lokman 31
min âyâti-hi : (onun) âyetlerinden
-
31-Lokman 31
âyâtin : âyetler
-
31-Lokman 32
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
31-Lokman 34
ilmu es sâati : saatin ilmi, bilgisi
-
32-Secde 4
es semâvâti : semalar, gökler
-
32-Secde 15
bi âyâti-na : âyetlerimize
-
32-Secde 19
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel, nefs tezkiyesi yaptılar
-
32-Secde 22
bi âyâti : âyetler
-
32-Secde 24
bi âyâti-nâ : âyetlerimize
-
32-Secde 26
âyâtin : âyetler
-
33-Ahzâb 4
ummehâti-kum : sizin anneleriniz
-
33-Ahzâb 10
ve iz zâgati : ve yıldığı zaman
-
33-Ahzâb 10
ve belegati : ve ulaştı
-
33-Ahzâb 29
li el muhsinâti : muhsin kadınlar için
-
33-Ahzâb 33
ve âtîne ez zekâte : ve zekâtı verin
-
33-Ahzâb 33
ve atı'nallâhe (atı'ne allâhe) : ve Allah'a itaat edin
-
33-Ahzâb 34
min âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetlerinden
-
33-Ahzâb 34
latîfen : lâtif, lütuf sahibi
-
33-Ahzâb 35
ve el muslimâti : ve İslâm olan, Allah'a teslim olan, müslüman kadınlar
-
33-Ahzâb 35
ve el mu'minâti : ve mü'min kadınlar
-
33-Ahzâb 35
ve el kânitâti : ve kanitin olan, huşû ile bağlanan kadınlar
-
33-Ahzâb 35
ve es sâdikâti : ve sadık olan kadınlar
-
33-Ahzâb 35
ve es sâbirâti : ve sabreden kadınlar
-
33-Ahzâb 35
ve el hâşiâti : ve huşû duyan kadınlar
-
33-Ahzâb 35
ve el mutesaddikâti : ve sadaka veren kadınlar
-
33-Ahzâb 35
ve es sâimâti : ve oruç tutan kadınlar
-
33-Ahzâb 35
ve el hâfızâti : ve muhafaza eden, koruyan kadınlar
-
33-Ahzâb 35
ve ez zâkirâti : ve zikreden kadınlar
-
33-Ahzâb 39
risâlâti allâhi : Allah'ın risaleti
-
33-Ahzâb 43
min ez zulumâti : karanlıklardan
-
33-Ahzâb 49
el mu'minâti : mü'min kadınlar
-
33-Ahzâb 50
ve benâti : ve kızları
-
33-Ahzâb 50
ve benâti : ve kızları
-
33-Ahzâb 50
ammâti-ke : senin halan
-
33-Ahzâb 50
ve benâti : ve kızları
-
33-Ahzâb 50
ve benâti : ve kızları
-
33-Ahzâb 50
halâti-ke : senin teyzen
-
33-Ahzâb 50
ellâtî : ki o (kadın)
-
33-Ahzâb 55
ehavâti-hinne : onların kız kardeşleri
-
33-Ahzâb 58
ve el mu'minâti : ve mü'min kadınlar
-
33-Ahzâb 59
ve benâti-ke : ve (senin) kızların
-
33-Ahzâb 63
anis sâati (an es sâati) : o saatten (kıyâmetten)
-
33-Ahzâb 68
âti-him : onlara ver
-
33-Ahzâb 72
alâ es semâvâti : göklere
-
33-Ahzâb 73
ve el munâfikâti : ve münafık kadınlar
-
33-Ahzâb 73
ve el muşrikâti : ve müşrik kadınlar
-
33-Ahzâb 73
ve el mu'minâti : ve mü'min kadınlar
-
34-Sebe 1
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
34-Sebe 3
fî es semâvâti : semalarda
-
34-Sebe 4
ve amilûs sâlihâti : ve salih amel işleyen
-
34-Sebe 5
âyâti-nâ : âyetlerimiz
-
34-Sebe 6
ilâ sırâtı : yola
-
34-Sebe 11
sâbigâtin : bedeni örten uzun, geniş zırh
-
34-Sebe 13
râsiyâtin : yerinden oynamayan, sabit
-
34-Sebe 19
âyâtin : âyetler
-
34-Sebe 22
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
34-Sebe 24
min es semâvâti : semalardan, göklerden
-
34-Sebe 37
fî el gurufâti : yüksek yerlerde, yüksek makamlarda
-
34-Sebe 38
fî âyâti-nâ : âyetlerimiz konusunda, hakkında
-
34-Sebe 43
beyyinâtin : apaçık, açıkça
-
34-Sebe 49
el bâtılu : bâtıl
-
35-Fâtır 1
fâtırı : yaratan
-
35-Fâtır 1
es semâvâti : semalar, gökler
-
35-Fâtır 1
ecnihatin : cenahlar, kanatlar
-
35-Fâtır 7
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
-
35-Fâtır 8
haserâtin : hasretler, hüzünler
-
35-Fâtır 10
es seyyiâti : kötülükler, günahlar
-
35-Fâtır 25
bi el beyyinâti : apaçık delilleri, beyyineleri
-
35-Fâtır 27
semerâtin : ürünler, meyveler
-
35-Fâtır 32
bi el hayrâti : hayırlarda
-
35-Fâtır 38
es semâvâti : semalar, gökler
-
35-Fâtır 38
bi zâti : sahip
-
35-Fâtır 40
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
35-Fâtır 41
es semâvâti : samalar, gökler
-
35-Fâtır 44
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
36-Yâsin 4
sırâtın : yol
-
36-Yâsin 34
cennâtin : bahçeler
-
36-Yâsin 46
min âyâti : âyetlerden
-
36-Yâsin 81
es semâvâti : semalar, gökler
-
37-Sâffât 1
es sâffâti : saflar halinde duranlar, saf bağlayanlar
-
37-Sâffât 2
ez zâcirâti : zecredenler, sevkedenler, koruyanlar, kuvvet kullananlar
-
37-Sâffât 3
et tâliyâti : tilâvet edenler, okuyanlar
-
37-Sâffât 5
es semâvâti : semalar, gökler
-
37-Sâffât 10
hatıfe : kaptı, kaçtı
-
37-Sâffât 23
ilâ sırâtı : yola
-
37-Sâffât 43
cennâtin : cennetler
-
37-Sâffât 65
eş şeyâtîni : şeytanlar
-
37-Sâffât 83
min şîati-hi : onun dîninden, dîni üzerinde, onun yolu üzerinde
-
37-Sâffât 153
el benâti : kız çocukları, kızlar
-
37-Sâffât 162
bi fâtinîne : fitneye düşürenler
-
37-Sâffât 177
bi sâhati-him : onların sahasına
-
38-Sâd 10
es semâvâti : semalar, gökler
-
38-Sâd 22
ilâ sevâi es sırâtı : orta yola
-
38-Sâd 24
ve amilûs sâlihâti : ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
-
38-Sâd 27
bâtılen : bâtıl, boş
-
38-Sâd 28
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel, nefs tezkiyesi yaptılar
-
38-Sâd 29
âyâti-hi : onun âyetleri
-
38-Sâd 37
ve eş şeyâtîne : ve şeytanlar
-
38-Sâd 46
bi hâlisatin : halis kullar olarak
-
38-Sâd 50
cennâti adnin : adn cennetleri
-
38-Sâd 66
es semâvâti : semalar, gökler
-
39-Zümer 5
es semâvâti : semalar, gökler
-
39-Zümer 6
ummehâti-kum : sizin anneleriniz
-
39-Zümer 6
zulumâtin : karanlıklar
-
39-Zümer 7
bi zâti : sahip
-
39-Zümer 26
el hayâti ed dunyâ : dünya hayatı
-
39-Zümer 38
es semâvâti : semalar, gökler
-
39-Zümer 42
âyâtin : âyetler, deliller, ibretler
-
39-Zümer 44
es semâvâti : semalar, gökler
-
39-Zümer 46
fâtıre : yaratan
-
39-Zümer 46
es semâvâti : semalar, gökler
-
39-Zümer 52
âyâtin : âyetler, ibretler, deliller
-
39-Zümer 59
âyâtî : âyetlerim
-
39-Zümer 63
es semâvâti : semalar, gökler
-
39-Zümer 63
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetleri
-
39-Zümer 68
es semâvâti : semalar, gökler
-
39-Zümer 69
ve eşrekati : ve parladı
-
39-Zümer 71
âyâti : âyetler
-
4-Nisâ 4
sadukâti-hinne : onların mehirlerini
-
4-Nisâ 13
cennâtin : cennetler
-
4-Nisâ 15
vellâtî (ve ellâtî ) : ve onlar (kadınlar)
-
4-Nisâ 18
es seyyiâti : kötülük
-
4-Nisâ 23
ellâtî : ki onlar
-
4-Nisâ 23
min er radâati : süt kız kardeşlerinden
-
4-Nisâ 23
ellâti fî hucûri-kum : sizin hücrelerinizde, odalarınızda, himayenizde olanlar
-
4-Nisâ 23
ellâti dehaltum : gerdeğe girdiğiniz (birleştiğiniz kadınlar)
-
4-Nisâ 24
el farîdati : farz olan, mehir
-
4-Nisâ 25
el muhsanâti : iffetli, namuslu, hür kadınlar
-
4-Nisâ 25
el mu'minâti : mü'min kadınlar
-
4-Nisâ 25
min feteyâti-kum : sizin genç cariyelerinizden
-
4-Nisâ 25
el mu'minâti : mü'min kadınlar
-
4-Nisâ 25
muhsanâtin : iffetliler, namuslu kadınlar
-
4-Nisâ 25
musâfihâtin : zina etmek
-
4-Nisâ 25
ve lâ muttehızâti : ittehaz etmeyenler, edinmeyenler
-
4-Nisâ 25
el muhsanâti : evli kadınlar
-
4-Nisâ 27
eş şehevâti : şehvetler, şiddetli arzu, nefsin istekleri
-
4-Nisâ 29
bi el bâtılı : bâtılla, haksızlıkla
-
4-Nisâ 31
seyyiâti-kum : sizin günahlarınız
-
4-Nisâ 34
ve ellâtî : ve onlar (kadınlar)
-
4-Nisâ 56
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
4-Nisâ 57
amilû es sâlihâti : nefsi ıslah edici, tezkiye edici amel yaptılar
-
4-Nisâ 57
cennâtin : cennetler
-
4-Nisâ 58
el emânâti : emanetler
-
4-Nisâ 59
atîû : itaat edin
-
4-Nisâ 59
atîû : itaat edin
-
4-Nisâ 71
subâtin : bölük bölük, bölükler halinde
-
4-Nisâ 74
li yukâtil : savaşsınlar
-
4-Nisâ 74
bi el âhirati : ahreti
-
4-Nisâ 74
yukâtil : savaşır
-
4-Nisâ 75
lâ tukâtilûne : savaşmıyorsunuz
-
4-Nisâ 76
yukâtilûne : savaşırlar
-
4-Nisâ 76
yukâtilûne : savaşırlar
-
4-Nisâ 76
kâtilû : savaşın
-
4-Nisâ 84
kâtil : savaş, cihad et
-
4-Nisâ 90
yukâtilû-kum : sizinle savaşırlar
-
4-Nisâ 90
yukâtilû : savaşırlar
-
4-Nisâ 90
lem yukâtilû-kum : sizinle savaşmadılar
-
4-Nisâ 94
el hayâti : hayat
-
4-Nisâ 96
deracâtin : dereceler
-
4-Nisâ 98
lâ yestatîûne : gücleri yetmez
-
4-Nisâ 102
an eslihati-kum : kendi silâhlarınızdan
-
4-Nisâ 102
ve emtiati-kum : ve kendi emtianız, mühimmatlarınız, teczihatlarınız
-
4-Nisâ 109
fî el hayâti : hayatta
-
4-Nisâ 112
hatîeten : kasti işlenen suç, günah
-
4-Nisâ 114
bi sadakatin : sadakayı
-
4-Nisâ 114
mardâti : rıza
-
4-Nisâ 122
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel, nefsi tezkiye edici amel işlediler
-
4-Nisâ 122
cennâtin : cennetler
-
4-Nisâ 124
min es sâlihâti : salih ameller ( nefsi tezkiye edici, ıslâh edici ameller)
-
4-Nisâ 126
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
4-Nisâ 128
ve uhdırati : ve hazır kılındı
-
4-Nisâ 129
len testatîû : asla güç yetiremezsiniz
-
4-Nisâ 129
el muallakati : muallakta, boşlukta
-
4-Nisâ 130
min seati-hî : onun (kendinin) genişliğinden (bol nimetinden)
-
4-Nisâ 131
fî es semâvâti : semâlarda, göklerde
-
4-Nisâ 131
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
4-Nisâ 132
fî es semâvâti : semâlarda, göklerde
-
4-Nisâ 134
ve el âhırati : ve ahiret
-
4-Nisâ 140
âyâti : âyetler
-
4-Nisâ 142
ilâ es salâti : namaza
-
4-Nisâ 155
bi âyâti : âyetleri
-
4-Nisâ 160
tayyibâtin : temiz ve güzel olanlar
-
4-Nisâ 161
bi el bâtılı : batılla, haksızlıkla
-
4-Nisâ 163
ve el esbâti : ve (oğullar), torunlar
-
4-Nisâ 170
fî es semâvâti : semâlarda, göklerde
-
4-Nisâ 171
fî es semâvâti : semâlarda, göklerde
-
4-Nisâ 173
ve amilû es sâlihâti : ve ıslâh edici, nefsi tezkiye edici amel yaptılar
-
40-Mü'min 4
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
40-Mü'min 5
bi el bâtılı : bâtıl ile
-
40-Mü'min 8
cennâti adnin : adn cennetleri
-
40-Mü'min 8
ve zurriyyâti-him : ve onların zürriyetleri, nesilleri
-
40-Mü'min 9
es seyyiâti : kötülükler, kaybedilen dereceler
-
40-Mü'min 9
es seyyiâti : kötülükler, günahlar, kaybedilen dereceler
-
40-Mü'min 13
âyâti-hi : onun âyetleri
-
40-Mü'min 15
refîu ed derecâti : dereceleri yükselten
-
40-Mü'min 22
bi el beyyinâti : beyyineler ile, apaçık belgeler ile, delillerle
-
40-Mü'min 23
bi âyâti-nâ : âyetlerimizle
-
40-Mü'min 28
el beyyinâti : beyyineler, belgeler
-
40-Mü'min 34
bi el beyyinâti : beyyinelerle, belgelerle, delillerle
-
40-Mü'min 35
fî âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri hakkında
-
40-Mü'min 37
es semâvâti : semalar, gökyüzü
-
40-Mü'min 41
ilâ en necâti : kurtuluşa
-
40-Mü'min 45
seyyiâti : kötülükler
-
40-Mü'min 50
bi el beyyinâti : beyyinelerle, belgelerle, delillerle
-
40-Mü'min 51
el hayâti ed dunyâ : dünya hayatı
-
40-Mü'min 56
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
40-Mü'min 57
es semâvâti : semalar, gökler
-
40-Mü'min 58
es sâlihâti : salih ameller, nefs tezkiyesi
-
40-Mü'min 59
âtiyetun : gelecek
-
40-Mü'min 63
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
40-Mü'min 64
et tayyibâti : temiz, helâl
-
40-Mü'min 67
alakatin : alaka, bir noktaya asılı damla, embriyo
-
40-Mü'min 69
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
40-Mü'min 81
âyâti-hi : onun âyetleri
-
40-Mü'min 81
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
40-Mü'min 83
bi el beyyinâti : apaçık beyyinelerle, belgelerle
-
41-Fussilet 8
amilû es sâlihâti : salih amel işlediler, nefs tezkiyesi yaptılar
-
41-Fussilet 10
erbeati : dört
-
41-Fussilet 12
semâvâtin : semalar, gök katları
-
41-Fussilet 13
sâıkati : şimşek, yıldırım
-
41-Fussilet 15
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
41-Fussilet 16
nahisâtin : uğursuzlar
-
41-Fussilet 16
fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
-
41-Fussilet 28
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
41-Fussilet 31
el hayâti ed dunyâ : dünya hayatı
-
41-Fussilet 37
âyâti-hi : onun âyetleri
-
41-Fussilet 39
âyâti-hi : onun âyetleri
-
41-Fussilet 40
âyâti-nâ : âyetlerimiz
-
41-Fussilet 42
el bâtilu : bâtıl
-
41-Fussilet 47
ilmu es sâati : o saatin ilmi
-
41-Fussilet 47
semerâtin : ürünler, meyveler
-
41-Fussilet 53
âyâti-nâ : bizim âyetlerimiz
-
42-Şûrâ 4
es semâvâti : semalar, gökler
-
42-Şûrâ 11
fâtıru : yaratan
-
42-Şûrâ 11
es semâvâti : semalar, gökler
-
42-Şûrâ 12
es semâvâti : semalar, gökler
-
42-Şûrâ 18
es sâati : o saat
-
42-Şûrâ 19
latîfun : lâtif, lütuf sahibi
-
42-Şûrâ 22
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel işlediler, nefs tezkiyesi yaptılar
-
42-Şûrâ 22
ravdâti : bahçeler
-
42-Şûrâ 22
el cennâti : cennetler
-
42-Şûrâ 23
ve amilû es sâlihâti : ve nefsi ıslâh edici amel işlediler
-
42-Şûrâ 24
el bâtıla : bâtıl
-
42-Şûrâ 24
bi kelimâti-hi : onun (kendi) kelimeleriyle, sözleriyle
-
42-Şûrâ 24
bi zâti es sudûri : gönüllerde olanı
-
42-Şûrâ 25
es seyyiâti : seyyiat, kötülük, günah
-
42-Şûrâ 26
ve amilû es sâlihâti : ve nefsi ıslâh edici amel işleyen
-
42-Şûrâ 29
ve min âyâti-hi : ve onun âyetlerinden
-
42-Şûrâ 29
es semâvâti : semalar, gökler
-
42-Şûrâ 32
âyâti-hi : onun âyetleri
-
42-Şûrâ 33
âyâtin : âyetler
-
42-Şûrâ 35
âyâti-nâ : bizim âyetlerimiz
-
42-Şûrâ 36
el hayâti ed dunyâ : dünya hayatı
-
42-Şûrâ 49
es semâvâti : semalar, gökler
-
42-Şûrâ 52
sırâtın mustekîmin : sıratı mustakîm
-
42-Şûrâ 53
sırâtı allâhi : Allah'ın yolu
-
42-Şûrâ 53
es semâvâti : semalar, gökler
-
43-Zuhruf 9
es semâvâti : semalar, gökler
-
43-Zuhruf 16
benâtin : kız çocukları
-
43-Zuhruf 32
el hayâti ed dunyâ : dünya hayatı
-
43-Zuhruf 32
derecâtin : dereceler
-
43-Zuhruf 33
min fiddatin : gümüşten
-
43-Zuhruf 35
el hayâti ed dunyâ : dünya hayatı
-
43-Zuhruf 43
sırâtin mustekîmin : sıratı mustakîm, Allah'a yönlendirilmiş yol
-
43-Zuhruf 46
bi âyâti-nâ : âyetlerimizle
-
43-Zuhruf 47
bi âyâtinâ : âyetlerimizle
-
43-Zuhruf 61
li es sâati : o saat için
-
43-Zuhruf 63
bi el beyyinâti : beyyineler ile, mucizeler, deliller ile
-
43-Zuhruf 69
bi âyâti-nâ : âyetlerimize
-
43-Zuhruf 82
es semâvâti : semalar, gökler
-
43-Zuhruf 85
es semâvâti : semalar, gökler
-
43-Zuhruf 85
ilmu es sâati : saatin ilmi
-
44-Duhân 7
es semâvâti : semalar, gökler
-
44-Duhân 19
âtî-kum : size geliyorum
-
44-Duhân 25
min cennâtin : bahçelerden
-
44-Duhân 33
min el âyâti : âyetlerden
-
44-Duhân 38
es semâvâti : semalar, gökler
-
44-Duhân 52
cennâtin : cennetler
-
45-Câsiye 3
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
45-Câsiye 3
âyâtin : âyetler
-
45-Câsiye 6
ve âyâti-hi : ve onun âyetleri
-
45-Câsiye 8
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
45-Câsiye 9
min âyâti-nâ : âyetlerimizden
-
45-Câsiye 11
bi âyâti : âyetleri
-
45-Câsiye 13
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
45-Câsiye 13
âyâtin : âyetler
-
45-Câsiye 16
min et tayyibâti : tayyib, temiz şeylerden
-
45-Câsiye 17
beyyinâtin : beyyineler, deliller
-
45-Câsiye 18
alâ şerîatin : şeriat üzere
-
45-Câsiye 21
es seyyiâti : kötülükler
-
45-Câsiye 21
ve amilû es sâlihâti : ve salih ameller (nefs tezkiyesi) yaptılar
-
45-Câsiye 22
es semâvâti : semalar, gökler
-
45-Câsiye 25
beyyinâtin : beyan edilerek, açıklanarak
-
45-Câsiye 27
es semâvâti : semalar, gökler
-
45-Câsiye 30
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
-
45-Câsiye 31
âyâtî : âyetlerim
-
45-Câsiye 35
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
45-Câsiye 36
es semâvâti : semalar, gökler
-
45-Câsiye 37
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
46-Ahkaf 3
es semâvâti : semalar, gökler
-
46-Ahkaf 4
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
46-Ahkaf 7
beyyinâtin : beyan edilerek, açık belgeler olarak
-
46-Ahkaf 16
an seyyiâti-him : günahlarından
-
46-Ahkaf 17
esâtîru : masallar, yazılan şeyler
-
46-Ahkaf 20
tayyibâti-kum : güzelliklerinizi, güzel şeylerinizi
-
46-Ahkaf 20
fî hayâti-kum : hayatınızda
-
46-Ahkaf 26
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri ile
-
46-Ahkaf 27
el âyâti : âyetleri
-
46-Ahkaf 33
es semâvâti : gökleri
-
47-Muhammed 2
ve amilû es sâlihâti : ve salih ameller yaptılar
-
47-Muhammed 2
seyyiâti-him : onların günahları
-
47-Muhammed 3
el bâtile : bâtıl
-
47-Muhammed 12
ve amilû es sâlihâti : ve salih ameller işlediler, nefs tezkiye edici ameller yaptılar, işlediler
-
47-Muhammed 12
cennâtin : cennetler
-
47-Muhammed 15
es semerâti : ürünler, meyveler
-
47-Muhammed 19
ve el mû'minâti : ve mü'min kadınlar
-
48-Fetih 4
semâvâti : semalar, gökler
-
48-Fetih 5
mu'minâti : mü'min kadınlar
-
48-Fetih 5
cennâtin : cennetler
-
48-Fetih 5
seyyiâti-him : onların günahları
-
48-Fetih 6
el munâfikâti : münafık kadınlar
-
48-Fetih 6
ve el muşrikâti : ve müşrik kadınlar
-
48-Fetih 7
es semâvâti : semalar, gökler
-
48-Fetih 14
es semâvâti : semalar, gökler
-
48-Fetih 16
tukâtilûne-hum : onlarla savaşırsınız, onları öldürürsünüz
-
48-Fetih 17
cennâtin : cennetler
-
48-Fetih 29
fî et tevrâti : Tevrat'ta
-
48-Fetih 29
amilû es sâlihâti : salih amel (nefs tezkiye edici amel) işlediler
-
49-Hucurât 4
el hucurâti : odalar
-
49-Hucurât 9
kâtilû : savaşın
-
49-Hucurât 16
mâ fî es semâvâti : göklerdeki şeyleri, göklerde olanları
-
49-Hucurât 18
es semâvâti : göklerin
-
5-Mâide 3
ve en natîhatu : ve boynuz darbesiyle ölmüş hayvan
-
5-Mâide 3
fî mahmasatin : açlık hususunda
-
5-Mâide 5
min el mu'minâti : mü'min kadınlardan
-
5-Mâide 6
ilâ es salâti : namaza
-
5-Mâide 7
bi zâti es sudûri : göğüslerde olanı, sinelerde olanı
-
5-Mâide 9
ve amilû es sâlihâti : ve ıslah edici amel yapanlar, nefs tezkiyesi yapanlar
-
5-Mâide 10
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
5-Mâide 12
seyyiâti-kum : sizin günahlarınız
-
5-Mâide 12
cennâtin : cennetler
-
5-Mâide 16
min ez zulumâti : zulmetten, karanlıklardan
-
5-Mâide 16
ilâ sırâtın mustakîmin : Sırâtı Mustakîm'e, 'Allâh'a (c.c.) ulaştıran yol'a
-
5-Mâide 17
mulku es semâvâti : göklerin mülkü, idaresi
-
5-Mâide 18
mulku es semâvâti : göklerin mülkü ve idaresi,
-
5-Mâide 24
fe kâtilâ : ve böylece ikiniz savaşın
-
5-Mâide 32
bi el beyyinâti : açık, apaçık deliller ile
-
5-Mâide 33
ve lehum fî el âhırati : ve onlar için âhirette vardır
-
5-Mâide 40
es semâvâti : semâlar, gökler
-
5-Mâide 44
bi âyâtî : âyetlerimi
-
5-Mâide 46
min et tevrâti : Tevrat'tan
-
5-Mâide 46
min et tevrâti : Tevrat'tan
-
5-Mâide 48
fe istebikû el hayrâti : o halde hayırlarda yarışın!
-
5-Mâide 58
ilâ es salâti : namaza
-
5-Mâide 65
an-hum seyyiâti-him : onlardan günahlarını
-
5-Mâide 65
cennâti en naîmi : Naîm cennetleri
-
5-Mâide 75
el âyâti : âyetleri
-
5-Mâide 85
cennâtin : cennetler
-
5-Mâide 86
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
5-Mâide 87
tayyibâti : temiz, helâl olanları
-
5-Mâide 89
min evsatı : vasat olarak, ortalama
-
5-Mâide 89
âyâti-hi : âyetlerini
-
5-Mâide 91
ve an(i) es salâti : ve namazdan
-
5-Mâide 93
ve amilû es sâlihâti : ve sâlih amel (nefsi ıslâh edici amel) yaptılar
-
5-Mâide 93
ve amilû es sâlihâti : ve sâlih ameller (nefsi tezkiye edici ameller) yapın!
-
5-Mâide 96
ve li es seyyârati : ve gezici topluluk için, yolcular için
-
5-Mâide 97
mâ fî es semâvâti : göklerdeki şeyler, göklerde olan (gökyüzünde ne varsa)
-
5-Mâide 106
min ba'di es salâti : namazdan sonra
-
5-Mâide 110
el beyyinâti : beyyineler, açık deliller, apaçık belgeler
-
5-Mâide 120
mulku es semâvâti : semaların, göklerin mülkü
-
50-Kaf 9
cennâtin : bahçeler
-
50-Kaf 10
bâsikâtin : yüksek, uzun
-
50-Kaf 18
atîdun : hazır bulunan
-
50-Kaf 23
atîdun : hazır olan
-
50-Kaf 38
es semâvâti : gökler
-
51-Zâriyât 1
ez zâriyâti : tozu dumana katan, esip savuran rüzgârlar, fırtına
-
51-Zâriyât 2
el hâmilâti : yüklenenler, taşıyanlar (bulutlar)
-
51-Zâriyât 3
fe el câriyâti : sonra akıp gidenler
-
51-Zâriyât 4
el mukassimâti : sonra taksim edenlere
-
51-Zâriyât 7
zâti : sahip
-
51-Zâriyât 15
fî cennâtin : cennetlerde
-
52-Tûr 17
cennâtin : cennetler
-
52-Tûr 36
es semâvâti : semalar, gökler
-
53-Necm 18
min âyâti : âyetlerinden
-
53-Necm 26
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
53-Necm 31
fîs semâvâti : göklerde
-
53-Necm 32
ummehâtikum : annelerinizin
-
54-Kamer 13
zâti elvâhın ve dusurin : perçinlenmiş levhalardan oluşan (gemi)
-
54-Kamer 27
en nâkati : dişi deve
-
54-Kamer 42
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
54-Kamer 54
fî cennâtin : cennetlerde
-
55-Rahmân 29
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
55-Rahmân 33
es semâvâti : semalar, gökler
-
55-Rahmân 37
inşakkati : yarıldı
-
56-Vâkıa 1
vakaati : vuku buldu, oldu, gerçekleşti
-
56-Vâkıa 2
li vak'ati-hâ : onun vuku bulmasını, gerçekleşmesini
-
56-Vâkıa 12
cennâti : cennetler
-
56-Vâkıa 33
lâ maktûatin : kesilmeyen, eksilmeyen
-
56-Vâkıa 33
ve lâ memnûatin : ve memnu olmayan, yasaklanmayan
-
56-Vâkıa 34
merfûatin : yükseltilmiş
-
56-Vâkıa 50
ilâ mîkâti : belirlenmiş bir vakite
-
56-Vâkıa 83
belagati : ulaştı, (can) geldi
-
57-Hadid 1
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
57-Hadid 2
es semâvâti : semalar, gökler
-
57-Hadid 3
ve el bâtinu : ve bâtın, görülemeyen, gizli olan
-
57-Hadid 4
es semâvâti : semalar, gökler
-
57-Hadid 5
es semâvâti : semalar, gökler
-
57-Hadid 6
bi zâti : sahip olduğu, ... de olan
-
57-Hadid 9
âyâtin : âyetler
-
57-Hadid 9
beyyinâtin : beyyineler, apaçık beyan edici olan
-
57-Hadid 9
min ez zulumâti : zulmetten, karanlıklardan
-
57-Hadid 10
es semâvâti : semalar, gökler
-
57-Hadid 12
ve el mu'minâti : ve mü'min kadınlar
-
57-Hadid 13
bâtinu-hu : onun içinde, iç kısmında
-
57-Hadid 17
el âyâti : âyetler
-
57-Hadid 18
ve el mussaddikâti : sadaka veren kadınlar
-
57-Hadid 19
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
57-Hadid 25
bi el beyyinâti : beyyineler ile, deliller ile, ispat vasıtaları ile
-
58-Mücâdele 2
ummehâti-him : onların anneleri
-
58-Mücâdele 5
âyâtin : âyetler, deliller
-
58-Mücâdele 5
beyyinâtin : apaçık, açıklanmış
-
58-Mücâdele 7
fî es semâvâti : göklerde var olan
-
58-Mücâdele 11
derecâtin : dereceler
-
58-Mücâdele 13
sadakâtin : sadaka
-
58-Mücâdele 22
cennâtin : cennetler
-
59-Haşr 1
es semâvâti : semalarda, göklerde vardır
-
59-Haşr 14
lâ yukâtilûne-kum : sizinle savaşamazlar
-
59-Haşr 24
fî es semâvâti : semalarda, göklerde var olan, bulunan
-
6-En'âm 1
es semâvâti : semâlar, gökler
-
6-En'âm 1
ez zulumâti : zulmetler, karanlıklar
-
6-En'âm 3
fî es semâvâti : göklerde
-
6-En'âm 4
min âyâti : âyetlerden
-
6-En'âm 12
mâ fî es semâvâti : semâlarda, göklerde, olan şey(ler)
-
6-En'âm 14
fâtırı : yaratan
-
6-En'âm 14
es semâvâti : semâlar, gök katları
-
6-En'âm 21
bi âyâti-hî : O'nun âyetlerini
-
6-En'âm 25
esâtîru : satırlar, eskilerin yazdığı şeyler, masallar
-
6-En'âm 27
bi âyâti : âyetleri
-
6-En'âm 33
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri ile
-
6-En'âm 34
li kelimâti : kelimeleri
-
6-En'âm 38
yatîru : uçar
-
6-En'âm 39
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
6-En'âm 39
fî ez zulumâti : karanlıklar içinde
-
6-En'âm 39
sırâtın mustakîmin : Sıratı Mustakîm (Allah'a ulaştıran yol)
-
6-En'âm 46
el âyâti : âyetler
-
6-En'âm 49
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
6-En'âm 52
bi el gadâti : sabah ile, sabah vakti
-
6-En'âm 54
bi âyâti-nâ : âyetlerimize
-
6-En'âm 55
el âyâti : âyetler
-
6-En'âm 59
mefâtihu : anahtarlar
-
6-En'âm 59
min varakatin : bir yaprak(tan)
-
6-En'âm 59
fî zulumâti : karanlıklar içinde
-
6-En'âm 63
min zulumâti : karanlıklardan
-
6-En'âm 65
âyâti : âyetler
-
6-En'âm 68
fî âyâti-nâ : âyetlerimiz hakkında
-
6-En'âm 71
eş şeyâtînu : şeytanlar
-
6-En'âm 73
es semâvâti : semâlar, gökler
-
6-En'âm 75
es semâvâti : semâlar, gökler
-
6-En'âm 79
fatare es semâvâti : semâları (gökleri) yarattı
-
6-En'âm 83
derecâtin : dereceler
-
6-En'âm 87
ve zurriyyâti-him : ve onların zürriyetlerinden, nesillerinden
-
6-En'âm 87
ilâ sırâtın mustekîmin : Sıratı Mustakîm'e
-
6-En'âm 91
karâtîse : sayfalar, kâğıtlar (kırtasiye)
-
6-En'âm 92
alâ salâti-him : namazlarını
-
6-En'âm 93
fî gamerâti el mevti : ölümün şiddetinde
-
6-En'âm 93
an âyâti-hi : O'nun âyetlerinden, âyetlerine
-
6-En'âm 97
fî zulumâti el berri : karanın karanlıklarında
-
6-En'âm 97
fassalna el âyâti : âyetleri birer birer, detayları ile açıkladık
-
6-En'âm 98
fassalna el âyâti : âyetleri ayrı ayrı detayları ile açıkladık
-
6-En'âm 99
ve cennâtin : bahçeler, bostanlar
-
6-En'âm 99
le âyâtin : elbette âyetler
-
6-En'âm 100
benâtin : ve kızlar
-
6-En'âm 101
es semâvâti : semâlar, gökler
-
6-En'âm 103
el lâtîfu : lâtif, güzel, hoş, lütfeden
-
6-En'âm 105
nusarrifu el âyâti : âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz
-
6-En'âm 112
şeyâtîne : şeytanlar
-
6-En'âm 115
li kelimâti-hi : onun sözlerini, kelimelerini
-
6-En'âm 118
bi âyâti-hî : onun âyetlerine
-
6-En'âm 120
ve bâtıne-hu : ve onun gizli olanını
-
6-En'âm 121
ve inne eş şeyâtîne : ve muhakkak ki şeytanlar
-
6-En'âm 122
fî ez zulumâti : karanlıklar içinde
-
6-En'âm 126
el âyâti : âyetler
-
6-En'âm 130
âyâtî : âyetlerim
-
6-En'âm 134
le âtin : mutlaka gelecek
-
6-En'âm 141
cennâtin : bahçeler
-
6-En'âm 141
ma'rûşâtin : asmalı
-
6-En'âm 141
ma'rûşâtin : asmalı
-
6-En'âm 142
hutuvâti eş şeytâni : şeytanın adımları
-
6-En'âm 147
vâsi'atin : geniş
-
6-En'âm 150
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
6-En'âm 153
sırâtî mustekîmen : benim mustakîm olan (Allah'a götüren) yolum
-
6-En'âm 157
bi âyâtillâhi (bi âyâti allâhi ) : Allah'ın âyetlerini
-
6-En'âm 157
an âyâti-nâ : âyetlerimizden
-
6-En'âm 158
âyâti : âyetler, mucizeler
-
6-En'âm 158
âyâti : âyetler, mucizeler
-
6-En'âm 161
ilâ sırâtın mustekîmin : Sıratı Mustakîm'e, Allah'a yönelmiş,
-
6-En'âm 162
salâtî : benim namazım
-
6-En'âm 162
ve memâtî : ve benim ölümüm
-
6-En'âm 165
derecâtin : dereceler
-
60-Mümtehine 1
mardâtî : benim razı olmam, benim rızam
-
60-Mümtehine 8
lem yukâtilû-kum : sizinle savaşmadılar
-
60-Mümtehine 10
muhâcirâtin : göç eden kadınlar
-
60-Mümtehine 10
mu'minâtin : mü'min kadınlar
-
61-Saf 1
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
61-Saf 4
yukâtilûne : savaşırlar
-
61-Saf 6
min et tevrâti : Tevrat'tan, Tevrat'ta olan
-
61-Saf 6
el beyyinâti : beyyineler, deliller, mucizeler, ispat vasıtaları
-
61-Saf 12
cennâtin : cennetler
-
61-Saf 12
fî cennâti adnin : adn cennetlerinde
-
62-Cum'a 1
fî es semâvâti : göklerde
-
62-Cum'a 2
âyâti-hî : onun âyetleri
-
62-Cum'a 5
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
62-Cum'a 9
li es salâti : namaza, namaz için
-
62-Cum'a 9
el cumuati : cuma
-
63-Münâfikûn 4
sayhatin : sayha, yüksek ses, gürültü
-
63-Münâfikûn 7
es semâvâti : semalar, gökler
-
64-Teğabün 1
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
64-Teğabün 3
es semâvâti : semalar, gökler
-
64-Teğabün 4
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
-
64-Teğabün 4
bi zâti : sahip olan, ...de olan
-
64-Teğabün 6
bi el beyyinâti : açık delilleri
-
64-Teğabün 9
seyyiâti-hî : onun günahları
-
64-Teğabün 9
cennâtin : cennetler
-
64-Teğabün 10
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
65-Talâk 5
seyyiâti-hî : onun günahları
-
65-Talâk 6
ulâti : işte onlar, onlar
-
65-Talâk 7
seatin : genişlik, bolluk, geniş imkânlar
-
65-Talâk 7
min seati-hi : geniş imkânlarından
-
65-Talâk 11
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
65-Talâk 11
mubeyyinâtin : açıklayarak
-
65-Talâk 11
ve amilû es sâlihâti : ve salih ameller (nefsi ıslâh edici ameller) yaptılar
-
65-Talâk 11
min ez zulumâti : karanlıklardan
-
65-Talâk 11
cennâtin : cennetler
-
65-Talâk 12
semâvâtin : semalar, gökler, gök katları
-
66-Tahrim 5
muslimâtin : müslüman (Allah'a teslim olmuş) kadınlar
-
66-Tahrim 5
mu'minâtin : mü'min (îmân etmiş) kadınlar
-
66-Tahrim 5
kânitâtin : kanitin olan kadınlar (Allah'ın huzurunda saygı ile duranlar)
-
66-Tahrim 5
tâibâtin : tövbe eden kadınlar
-
66-Tahrim 5
âbidâtin : abid (Allah'a kul olmuş) olan kadınlar
-
66-Tahrim 5
sâihâtin : oruç tutan, Allah yolunda hicret eden kadınlar
-
66-Tahrim 5
seyyibâtin : dul kadınlar
-
66-Tahrim 8
seyyiâti-kum : kötülükleriniz, günahlarınız
-
66-Tahrim 8
cennâtin : cennetler
-
66-Tahrim 12
bi kelimâti : sözlerini
-
67-Mülk 3
semâvâtin : semalar, gök katları
-
67-Mülk 5
eş şeyâtîni : şeytanlar
-
67-Mülk 13
bi zâti : sahip, de olan
-
67-Mülk 14
el latîfu : lâtif
-
67-Mülk 19
sâffâtin : sıra sıra süzülenler
-
67-Mülk 22
sırâtın mustekîmin : Sıratı Mustakîm, Allah'a ulaştıran yol
-
68-Kalem 15
esâtîru : (satırlar) masallar
-
68-Kalem 34
cennâti : cennetler
-
69-Hâkka 4
bi el kâriati : Karia'yı (korkunç olayı)
-
69-Hâkka 6
âtîyetin : son derece şiddetli, azgın esen fırtına
-
69-Hâkka 9
bi el hâtieti : büyük hatalar, kötü fiiller, günahlar
-
69-Hâkka 15
vakaati : vuku bulur
-
69-Hâkka 16
ve inşakkati : ve yarıldı
-
69-Hâkka 37
el hâtiûne : büyük hata işleyenler, kasten günaha girenler, inkâr edenler
-
7-A'râf 9
bi âyâti-nâ : âyetlerimize
-
7-A'râf 17
le âtiyenne-hum : mutlaka onlara geleceğim
-
7-A'râf 20
sev'âti-himâ : ikisinin avret yerleri
-
7-A'râf 26
sev'âti-kum : ayıp yerlerinizi
-
7-A'râf 26
min âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerindendir
-
7-A'râf 27
sev'âti-himâ : ikisinin, onların ayıp yerlerini
-
7-A'râf 27
cealnâ eş şeyâtîne : şeytanları kıldık
-
7-A'râf 30
inne-hum ettehazû eş şeyâtîne : muhakkak ki onlar şeytanı ... edindiler
-
7-A'râf 32
ve et tayyibâti : ve temiz, helâl olanlar
-
7-A'râf 32
fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
-
7-A'râf 32
nufassılu el âyâti : âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz
-
7-A'râf 35
âyâtî : âyetlerim
-
7-A'râf 36
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 37
bi âyâti-hi : onun âyetlerini
-
7-A'râf 38
âti-him : onlara ver
-
7-A'râf 40
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 40
fî semmi el hiyâtı : iğne deliğinin içine, iğne deliğine
-
7-A'râf 42
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel işleyenler (nefs tezkiyesi yapanlar)
-
7-A'râf 45
bi el âhirati : ahireti
-
7-A'râf 51
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 54
es semâvâti : semalar, gök katları
-
7-A'râf 54
musahharâtin : musahhar, emre âmade, boyun eğmişlerdir
-
7-A'râf 57
min kulli es semerâti : bütün ürünlerden
-
7-A'râf 58
nusarrifu el âyâti : âyetleri açıklarız
-
7-A'râf 62
risâlâti : risaletleri
-
7-A'râf 64
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 68
risâlâti : risaleler
-
7-A'râf 72
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 86
bi kulli sırâtın : her yola, tüm yolların üzerine
-
7-A'râf 89
hayru el fâtihîne : hüküm verenlerin, fethedenlerin, fatihlerin, açanların en hayırlısı
-
7-A'râf 93
risâlâti : risaleler, elçiye verilip gönderilenler
-
7-A'râf 96
berekâtin : bolluk, bereketler
-
7-A'râf 101
bi el beyyinâti : beyineler, belgeler ile, ispat vesikaları ve mucizelerle
-
7-A'râf 103
bi âyâti-nâ : âyetlerimiz ile, mucizelerimizle
-
7-A'râf 106
fe âti : haydi, o taktirde getir
-
7-A'râf 126
bi âyâti : âyetlerine
-
7-A'râf 130
min es semerâti : ürünlerden
-
7-A'râf 133
âyâtin : âyetler, mucizeler
-
7-A'râf 133
mufassalâtin : ayrı ayrı
-
7-A'râf 136
bi-âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 139
ve bâtılun : ve bâtıldır (boştur)
-
7-A'râf 143
li mîkâti-nâ : mikâtımıza, belirlediğimiz zamanda
-
7-A'râf 144
bi risâlâtî : gönderdiklerimle, risalelerimle
-
7-A'râf 146
an âyâtî : âyetlerimden
-
7-A'râf 146
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 147
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 147
el âhirati : sonraki gün (hayatta iken ruhun Allah'a ulaşması günü)
-
7-A'râf 152
fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
-
7-A'râf 153
amilû es seyyiâti : seyyiat yaptılar, derecat kaybettiren ameller yaptılar
-
7-A'râf 154
ve fî nushati-hâ : ve onun nüshasında (sayfalarında) vardır
-
7-A'râf 155
li mîkâti-nâ : belirlediğimiz vakit için (buluşma zamanımız)
-
7-A'râf 156
ve fî el âhırati : ve ahirette
-
7-A'râf 156
bi âyâti-nâ : âyetlerimize
-
7-A'râf 157
fî et tevrâti : Tevrat'ta
-
7-A'râf 157
lehum et tayyibâti : onlara temiz ve güzel olanları
-
7-A'râf 158
mulku es semâvâti : semaların mülkü
-
7-A'râf 158
ve kelimâti-hî : ve kelimelerine, onun sözlerine
-
7-A'râf 160
min tayyibâti : helâl olanlardan
-
7-A'râf 161
hatîâti-kum : sizin hatalarınızı
-
7-A'râf 168
bi el hasenâti : iyilikle, pozitif derece kazandıran ameller ile
-
7-A'râf 168
ve es seyyiâti : ve kötülük, negatif derece kazandıran ameller
-
7-A'râf 174
nufassılu el âyâti : âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz
-
7-A'râf 175
âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 176
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 177
bi âyati-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 182
bi ayâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 185
es semâvâti : gökler, semalar
-
7-A'râf 187
an es sâati : o saatten, o saat hakkında, saatini, vaktini
-
7-A'râf 187
fî es semâvâti : göklerde
-
70-Meâric 23
salâti-him : onların namazları, namazları
-
70-Meâric 32
emânâti-him : emanetleri
-
70-Meâric 33
şehâdâti-him : onların şahitlikleri
-
70-Meâric 34
salâti-him : onların namazları
-
70-Meâric 35
cennâtin : cennetler
-
71-Nuh 12
cennâtin : bahçeler, verimli bahçeler
-
71-Nuh 15
semâvâtin : semalar, gök katları
-
71-Nuh 25
hatîâti-him : onların hataları, kendi hataları, büyük günahlarından
-
71-Nuh 28
ve el mu'minâti : ve mü'min kadınlar
-
72-Cin 16
alâ et tarîkati : tarikata (Allah'a götüren) yola
-
72-Cin 23
ve risâlâti-hî : ve onun risaleti
-
72-Cin 28
risâlâti : risaleler
-
73-Müzzemmil 13
gussatin : boğazı tıkayan
-
73-Müzzemmil 18
munfatirun : yarılıp çatlamıştır
-
73-Müzzemmil 20
yukâtilûne : savaşırlar, savaşacaklar
-
74-Müddessir 16
âyâti-nâ : âyetlerimiz
-
74-Müddessir 40
cennâtin : cennetler
-
76-İnsan 15
min fıddatin : gümüşten
-
76-İnsan 16
min fıddatin : gümüşten
-
76-İnsan 21
min fıddatin : gümüşten
-
77-Mürselât 1
el murselâti : gönderilenler
-
77-Mürselât 2
el âsıfâti : şiddetle esenler
-
77-Mürselât 3
en nâşirâti : yayanlar, neşredenler
-
77-Mürselât 4
el fârikâti : ayıranlara
-
77-Mürselât 5
el mulkıyâti : ilka edenler, bırakanlara
-
77-Mürselât 27
şâmihâtin : yüksek
-
78-Nebe 14
min el mu'sırâti : (üstüste yığılıp sıkışan) yağmur bulutlarından
-
78-Nebe 16
ve cennâtin : ve ağaçlı bahçeler
-
78-Nebe 19
ve futihati : ve açıldı
-
78-Nebe 28
bi âyâti-nâ : bizim âyetlerimizi
-
78-Nebe 37
es semâvâti : semalar, gökler
-
79-Nâziât 1
en nâziâti : kuvvetle, söke söke çekip alanlar
-
79-Nâziât 2
en nâşitâti : incitmeden çekip çıkaranlara
-
79-Nâziât 3
es sâbihâti : yüzenler
-
79-Nâziât 4
es sâbikâti : yarışıp öne geçenler
-
79-Nâziât 5
el mudebbirâti : tedbir edenler, idare edenler, emri yerine getirenler
-
79-Nâziât 25
el âhırati : ahiret
-
79-Nâziât 42
an(i) es sâati : (kıyâmet) saatinden
-
8-Enfâl 7
zâti eş şevketi : silâh sahibi
-
8-Enfâl 7
bi kelimâti-hî : onun kelimeleri, sözleri ile
-
8-Enfâl 8
ve yubtıle el bâtıle : ve bâtılın iptal olması, yok olması
-
8-Enfâl 26
min et tayyibâtî : temiz, helal şeylerden
-
8-Enfâl 27
emânâti-kum : emanetlerinize
-
8-Enfâl 29
seyyiâti-kum : sizin günahlarınızı
-
8-Enfâl 31
esâtîru el evvelîne : evvelkilerin masalı (yazdıkları, satıra döktükleri asılsız şeyler)
-
8-Enfâl 39
ve kâtilû-hum : ve onlarla savaşın
-
8-Enfâl 43
bi zâti es sudûri : göğüslerde olanı, sinelerde olanı
-
8-Enfâl 52
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
8-Enfâl 54
bi âyâti : âyetleri
-
8-Enfâl 56
fî kulli merratin : her defasında
-
8-Enfâl 60
ve min rıbâti el hayli : ve bağlanan (savaş için beslenen) atlardan
-
80-Abese 14
merfûatin : yükseltilmiş, yüceltilmiş olan
-
80-Abese 14
mutahheratin : mutahhar kılınmış olan, temiz olan
-
80-Abese 15
seferatin : sefir, elçi (kâtip)
-
80-Abese 16
beraratin : birr sahipleri, hayır ve takva sahibi olanlar, sadık, dürüst olanlar
-
82-İnfitâr 11
kâtibîne : kâtipler, kaydediciler, yazıcılar
-
83-Mutaffifin 13
esâtîru : masallar
-
84-İnşikak 25
es sâlihâti : salih ameller, ıslâh edici, nefsi tezkiye edici amel
-
85-Bürûc 1
zâti : sahibi
-
85-Bürûc 5
zâti : sahibi (içinde var)
-
85-Bürûc 9
es semâvâti : semalar, gökler
-
85-Bürûc 10
ve el mu'minâti : ve mü'min kadınlar
-
85-Bürûc 11
es sâlihâti : salih ameller, ıslâh edici, nefsi tezkiye edici amel
-
86-Târık 11
zâti : sahip
-
86-Târık 12
zâti : sahip
-
87-A'lâ 9
nefeati : fayda verdi
-
89-Fecr 7
zâtî : sahip
-
89-Fecr 24
li hayâtî : hayatım için
-
9-Tevbe 9
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
9-Tevbe 11
ve nufassılu el âyâti : ve âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz
-
9-Tevbe 12
fe kâtilû : o zaman savaşın, öldürün
-
9-Tevbe 13
tukâtilûne : savaşırsınız
-
9-Tevbe 13
evvele merratin : ilk defa
-
9-Tevbe 14
kâtilû-hum : onlarla savaşın
-
9-Tevbe 21
ve cennâtin : ve cennetler
-
9-Tevbe 25
fî mevâtıne : savaş yerlerinde
-
9-Tevbe 25
kesîratin : çok
-
9-Tevbe 29
kâtilû : savaşın
-
9-Tevbe 34
bi el bâtıli : bâtıl ile boş yere, haksız olarak
-
9-Tevbe 36
halaka es semâvâti : semaları yarattı
-
9-Tevbe 36
ve kâtilû el muşrikîne : ve savaşın müşriklerle
-
9-Tevbe 36
yukâtilûne-kum : sizinle savaşıyorlar
-
9-Tevbe 37
li yuvâtiû : uygun hale gelmesi için, uyması için
-
9-Tevbe 38
bi el hayâti ed dunyâ : dünya hayatına
-
9-Tevbe 38
min el âhirati : ahiretten
-
9-Tevbe 38
metâ el hayâti ed dunyâ : dünya hayatının metaı, malı, faydası
-
9-Tevbe 38
fî el âhirati : ahirette
-
9-Tevbe 55
fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
-
9-Tevbe 57
magârâtin : mağaralar
-
9-Tevbe 58
fî es sadakâti : ganimetler, sadakalar hakkında, konusunda
-
9-Tevbe 65
ve âyâti-hi : ve onun âyetleri
-
9-Tevbe 68
ve el munâfikâti : ve münafık kadınlar
-
9-Tevbe 69
ve el âhirati : ve ahiret
-
9-Tevbe 70
ve el mu'tefikâti \n(efeke) : ve çevrilmiş olanlar (altı üstüne çevrilen şehirler) \n: (çevirdi)
-
9-Tevbe 70
bi el beyyinati : delilleri (beyyineleri)
-
9-Tevbe 72
ve el mu'minâti : ve mü'min kadınlar
-
9-Tevbe 72
cennâtin : cennetler
-
9-Tevbe 72
fî cennâti adnin : adn cennetleri içinde
-
9-Tevbe 74
ve el âhirati : ve ahiret
-
9-Tevbe 79
fî es sadakâti : sadakalar konusunda
-
9-Tevbe 83
ve len tukâtilû : ve asla savaşamazsınız
-
9-Tevbe 83
merratin : defa
-
9-Tevbe 89
cennâtin : cennetler
-
9-Tevbe 99
kurubâtin : yakınlıklar, yakınlığa vesileler
-
9-Tevbe 99
ve salavâti er resûli : ve resûlün duaları
-
9-Tevbe 100
cennâtin : cennetler
-
9-Tevbe 104
es sadakâti : sadakalar
-
9-Tevbe 111
yukâtilûne : savaşırlar
-
9-Tevbe 111
fî et tevrâti : Tevrat'ta
-
9-Tevbe 116
mulku es semâvâti : semaların (göklerin) mülkü, idaresi, saltanatı
-
9-Tevbe 117
fî sâati : o saatte, o zamanda, o vakitte
-
9-Tevbe 117
el usrati : zorluk, darlık, şiddet, yokluk
-
9-Tevbe 122
firkatin : fırka, topluluk
-
9-Tevbe 123
kâtilû : savaşın
-
90-Beled 19
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
95-Tin 6
es sâlihâti : salih amel, nefsi tezkiye edici amel
-
96-Alak 16
hâtıetin : günahkâr
-
98-Beyyine 7
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel yaptılar, nefs tezkiyesi yaptılar