Kur'an İçerisinde Arama
Sayfayı Yenile
Arapça Metin Arama (Harekeli)
Aranan Kelime : âle
Aranan Yer : Arapça Kelime Meali (Latin Harfleriyle)
Bulunan Sonuç : 1885
-
1-Fâtiha 2
el âlemîne : âlemler.
-
1-Fâtiha 7
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
1-Fâtiha 7
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
10-Yunus 2
kâle el kâfirûne : kâfirler der ki
-
10-Yunus 5
ellezî ceale : ki o kıldı (yarattı)
-
10-Yunus 10
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbine
-
10-Yunus 11
isti'câle-hum : onların acele istemeleri
-
10-Yunus 13
lemmâ zalemû : zulmettikleri zaman
-
10-Yunus 15
aleyhim : onlara
-
10-Yunus 15
kâle : dedi
-
10-Yunus 16
aleykum : size
-
10-Yunus 20
aleyhi : ona
-
10-Yunus 24
aleyhâ : ona
-
10-Yunus 28
ve kâle : ve dediler
-
10-Yunus 33
alellezîne (alâ ellezîne) : o kimselere
-
10-Yunus 37
el âlemîne : âlemler
-
10-Yunus 52
li ellezîne zalemû : zulmedenlere
-
10-Yunus 54
zalemet : zulmetti
-
10-Yunus 59
ve halâlen, : ve helâl
-
10-Yunus 61
aleykum : sizin üzerinize
-
10-Yunus 62
aleyhim : onlara
-
10-Yunus 67
ellezî ceale : ki o kıldı, yaptı
-
10-Yunus 71
aleyhim : onlara
-
10-Yunus 71
iz kâle : dediği zaman, demişti
-
10-Yunus 71
aleykum : size
-
10-Yunus 71
aleykum : sizin üzerinize
-
10-Yunus 77
kâle : dedi
-
10-Yunus 78
aleyhi : (onun) üzerinde
-
10-Yunus 79
ve kâle : ve dedi
-
10-Yunus 80
kâle : dedi
-
10-Yunus 81
kâle : dedi
-
10-Yunus 84
ve kâle : ve dedi
-
10-Yunus 84
fe aleyhi : artık ona
-
10-Yunus 88
ve kâle : ve dedi
-
10-Yunus 88
ve emvâlen : ve mallar
-
10-Yunus 89
kâle : dedi
-
10-Yunus 90
kâle : dedi
-
10-Yunus 96
aleyhim : onlar üzerlerine, onların üzerine
-
10-Yunus 102
ellezîne halev : yalnız, gelip geçenler
-
10-Yunus 103
aleynâ : üzerimize
-
10-Yunus 108
aleyhâ : kendi aleyhine (sorumluluğu kendi üzerinde)
-
10-Yunus 108
aleykum : üzerinizde
-
104-Hümeze 2
mâlen : mal
-
104-Hümeze 3
mâle-hu : onun malı
-
104-Hümeze 8
aleyhim : onların üzerine
-
105-Fil 1
feale : yaptı
-
105-Fil 3
aleyhim : onların üzerine
-
105-Fil 5
ceale-hum : onları kıldı, yaptı
-
11-Hûd 3
aleykum : size, sizin üzerinize
-
11-Hûd 12
aleyhi : ona
-
11-Hûd 15
a'mâle-hum : onların amellerini, yaptıklarını
-
11-Hûd 26
aleykum : sizin için
-
11-Hûd 27
fe kâle el meleu : o zaman ileri gelenler dedi
-
11-Hûd 27
aleynâ : bizim üzerimizde
-
11-Hûd 28
kâle : dedi
-
11-Hûd 28
aleykum : size
-
11-Hûd 29
aleyhi : ona karşılık, ona (onun için)
-
11-Hûd 29
mâlen : mal olarak
-
11-Hûd 32
cidâle-nâ : bizimle çekişmede, mücâdelede
-
11-Hûd 33
kâle : dedi
-
11-Hûd 35
fe aleyye : o zaman benim üzerimdedir, bana aittir
-
11-Hûd 37
zalemû : zulmederler
-
11-Hûd 38
aleyhi : ona
-
11-Hûd 38
kâle : de
-
11-Hûd 39
aleyhi : onun üzerine, ona
-
11-Hûd 40
aleyhi el kavlu : onların üzerlerine söz, onlar hakkında söz
-
11-Hûd 41
ve kâle irkebû : ve dedi binin
-
11-Hûd 43
kâle : dedi
-
11-Hûd 43
kâle : dedi
-
11-Hûd 43
ve hâle beyne-humâ : ve ikisinin arasına girdi
-
11-Hûd 45
fe kâle : o zaman dedi
-
11-Hûd 46
kâle : dedi
-
11-Hûd 47
kâle : dedi
-
11-Hûd 48
aleyke : senin üzerine, sana
-
11-Hûd 50
kâle : dedi
-
11-Hûd 51
aleyhi : ona (onun karşılığında)
-
11-Hûd 51
alellezî (alâ ellezî) : ona aittir
-
11-Hûd 52
aleykum : sizin üzerinize
-
11-Hûd 54
kâle : dedi
-
11-Hûd 61
kâle : dedi
-
11-Hûd 63
kâle : dedi
-
11-Hûd 65
fe kâle : bunun üzerine dedi
-
11-Hûd 67
ellezîne zalemû : zulmeden kimseleri
-
11-Hûd 69
kâle : dedi
-
11-Hûd 72
kâlet : dedi
-
11-Hûd 73
aleykum : sizin üzerinize
-
11-Hûd 77
ve kâle : ve dedi
-
11-Hûd 78
kâle : dedi
-
11-Hûd 80
kâle : dedi
-
11-Hûd 82
sâfile-hâ \n(ceale âliye-hâ sâfile-hâ) : onu en alçak \n: (onun altını üstüne getirdi)
-
11-Hûd 82
aleyhâ : onun üzerine
-
11-Hûd 84
kâle : dedi
-
11-Hûd 84
el mikyâle : ölçek
-
11-Hûd 84
aleykum : sizin üzerinize
-
11-Hûd 85
el mikyâle : ölçek
-
11-Hûd 86
aleykum : sizin üzerinize
-
11-Hûd 87
en nef'ale : yapmamız
-
11-Hûd 88
kâle : dedi
-
11-Hûd 88
aleyhi : ona
-
11-Hûd 91
aleynâ : bize karşı
-
11-Hûd 92
kâle : dedi
-
11-Hûd 92
aleykum : size, sizin yanınızda
-
11-Hûd 94
ellezîne zalemû : zulmeden kimseleri
-
11-Hûd 100
aleyke : sana
-
11-Hûd 101
ve mâ zalemnâ-hum : ve biz onlara zulmetmedik
-
11-Hûd 101
zalemû : zulmettiler
-
11-Hûd 111
a'mâle-hum : onların amelleri
-
11-Hûd 113
ilâ ellezîne zalemû : zulmeden (zalim olan) kimselere
-
11-Hûd 116
ellezîne zalemû : zulmeden kimseler
-
11-Hûd 118
le ceale : elbette kıldı, yaptı
-
11-Hûd 120
aleyke : sana
-
11-Hûd 123
aleyhi : ona
-
111-Tebbet 4
hammâlete : taşıyan
-
12-Yusuf 3
aleyke : sana
-
12-Yusuf 4
iz kâle : dediği zaman, demişti
-
12-Yusuf 5
kâle : dedi
-
12-Yusuf 6
aleyke : sana
-
12-Yusuf 10
kâle : dedi
-
12-Yusuf 13
kâle : dedi
-
12-Yusuf 18
kâle : dedi
-
12-Yusuf 19
kâle : dedi
-
12-Yusuf 21
ve kâle : ve dedi
-
12-Yusuf 23
ve kâlet : ve dedi
-
12-Yusuf 23
kâle : dedi
-
12-Yusuf 25
kâlet : dedi (kadın)
-
12-Yusuf 26
kâle : dedi
-
12-Yusuf 28
kâle : dedi
-
12-Yusuf 30
ve kâle : ve dedi
-
12-Yusuf 31
ve kâlet ihruc : ve 'çık' dedi
-
12-Yusuf 31
aleyhinne : onlara (kadınlara)
-
12-Yusuf 32
kâlet : dedi (kadın)
-
12-Yusuf 33
kâle : dedi
-
12-Yusuf 35
bedâle-hum : onlara zahir oldu, uygun göründü
-
12-Yusuf 36
ve dehale : ve girdi
-
12-Yusuf 36
kâle : dedi
-
12-Yusuf 36
ve kâle el âharu : ve diğeri dedi
-
12-Yusuf 37
kâle : dedi
-
12-Yusuf 38
aleynâ : bizim üzerimize, bize
-
12-Yusuf 42
ve kâle : ve dedi
-
12-Yusuf 43
ve kâle : ve dedi
-
12-Yusuf 45
ve kâle : ve dedi
-
12-Yusuf 47
kâle : dedi
-
12-Yusuf 50
ve kale el meliku'tû-nî : ve hükümdar 'bana getirin' dedi
-
12-Yusuf 50
kale irci' : dedi 'dön'
-
12-Yusuf 51
kâle : dedi
-
12-Yusuf 51
aleyhi : onda
-
12-Yusuf 51
kâlet imre'etu el azîzi : azîzin hanımı dedi
-
12-Yusuf 54
ve kâle : ve dedi
-
12-Yusuf 54
kâle : dedi
-
12-Yusuf 55
kâle ic'al-ni : beni (sorumlu) kıl dedi
-
12-Yusuf 58
aleyhi : ona, onun yanına
-
12-Yusuf 59
kâle'tûnî : bana getirin dedi
-
12-Yusuf 62
ve kâle : ve dedi
-
12-Yusuf 62
izenkalebû (izâ inkalebû) : geri döndükleri zaman
-
12-Yusuf 64
kâle : dedi
-
12-Yusuf 64
aleyhi : ona, onun için (hakkında)
-
12-Yusuf 66
kâle : dedi
-
12-Yusuf 66
kâle : dedi
-
12-Yusuf 67
ve kâle : ve dedi
-
12-Yusuf 67
aleyhi : ona
-
12-Yusuf 67
ve aleyhi : ve ona
-
12-Yusuf 69
kâle : dedi
-
12-Yusuf 70
ceale : kıldı, yaptı (koydu)
-
12-Yusuf 71
aleyhim : onlara
-
12-Yusuf 77
kâle : dedi
-
12-Yusuf 79
kâle : dediler
-
12-Yusuf 80
halesû : ayrıldılar, bir kenara çekildiler
-
12-Yusuf 80
kâle : dedi
-
12-Yusuf 80
aleykum : sizden
-
12-Yusuf 83
kâle : dedi
-
12-Yusuf 84
ve kâle : ve dedi
-
12-Yusuf 86
kâle : dedi
-
12-Yusuf 88
aleyhi : ona (onun yanına, huzuruna)
-
12-Yusuf 88
aleynâ : bize
-
12-Yusuf 89
kâle : dedi
-
12-Yusuf 90
kâle : dedi
-
12-Yusuf 90
aleynâ, : bize
-
12-Yusuf 91
aleynâ : bize
-
12-Yusuf 92
kâle : dedi
-
12-Yusuf 92
aleykum el yevme : bugün size
-
12-Yusuf 94
kâle : dedi
-
12-Yusuf 96
kâle : dedi
-
12-Yusuf 98
kâle : dedi
-
12-Yusuf 99
ve kâledhulû (kâle udhulû) : ve 'giriniz' dedi
-
12-Yusuf 100
alel arşı (alâ el arşı) : tahtın üzerine
-
12-Yusuf 100
ve kâle : ve dedi
-
12-Yusuf 100
ceale-hâ : onu kıldı, yaptı
-
12-Yusuf 104
aleyhi : ona
-
12-Yusuf 104
li el âlemîne : âlemler için, âlemlere
-
12-Yusuf 105
aleyhâ : onun üzerinden
-
12-Yusuf 109
ricâlen : erkekler, adamlar
-
13-Ra'd 2
alel arşı (alâ el arşı) : arşın üzerine, arşa
-
13-Ra'd 3
ve ceale : ve kıldı, yaptı (yarattı)
-
13-Ra'd 3
ceale : kıldı (yarattı)
-
13-Ra'd 6
halet : gelip geçti
-
13-Ra'd 7
aleyhi : ona
-
13-Ra'd 12
es sikâle : ağır, yüklü
-
13-Ra'd 16
aleyhim : onlara
-
13-Ra'd 17
fe sâlet : böylece akar
-
13-Ra'd 17
aleyhi : ona, üzerinde
-
13-Ra'd 17
el emsâle : örnekler, misaller
-
13-Ra'd 21
en yûsale : ulaştırmak
-
13-Ra'd 23
aleyhim : onlara, onların yanına
-
13-Ra'd 24
aleykum : sizin üzerinize, size
-
13-Ra'd 25
en yûsale : ulaştırılmak
-
13-Ra'd 27
aleyhi : ona
-
13-Ra'd 30
halet : gelip geçti
-
13-Ra'd 30
aleyhim : onlara
-
13-Ra'd 30
aleyhi : ona
-
13-Ra'd 40
aleyke el belâgu : tebliğ senin üzerine
-
13-Ra'd 40
ve aleynâ el hisâbu : ve hesap bizim üzerimize, bize ait
-
14-İbrahim 6
ve iz kâle : ve demişti
-
14-İbrahim 6
aleykum : size
-
14-İbrahim 8
ve kâle : ve dedi
-
14-İbrahim 10
kâlet : dedi
-
14-İbrahim 11
kâlet : dedi
-
14-İbrahim 13
ve kâle : ve dedi
-
14-İbrahim 21
fe kâle : o zaman, dediler
-
14-İbrahim 21
aleynâ : bize göre, bizim için
-
14-İbrahim 22
ve kâle eş şeytânu : ve şeytan dedi
-
14-İbrahim 22
aleykum : sizin üzerinizde
-
14-İbrahim 25
ve yadrıbu allâhu el emsâle : ve Allah misal verir
-
14-İbrahim 35
ve iz kâle : ve demişti
-
14-İbrahim 44
ellezîne zalemû : zulmeden kimseler
-
14-İbrahim 45
ellezîne zalemû enfuse-hum : nefslerine zulmeden kimseler
-
14-İbrahim 45
el emsâle : misaller, örnekler
-
15-Hicr 6
aleyhi ez zikru : ona zikir
-
15-Hicr 13
halet : geçti
-
15-Hicr 14
aleyhim : onlara
-
15-Hicr 28
ve iz kâle : ve demişti
-
15-Hicr 32
kâle : dedi
-
15-Hicr 33
kâle : dedi
-
15-Hicr 34
kâle : dedi
-
15-Hicr 35
aleyke el lâ'nete : lânet senin üzerinedir
-
15-Hicr 36
kâle : dedi
-
15-Hicr 37
kâle : dedi
-
15-Hicr 39
kâle : dedi
-
15-Hicr 41
kâle : dedi
-
15-Hicr 41
aleyye : bana
-
15-Hicr 42
leke aleyhim : senin onların üzerinde
-
15-Hicr 52
aleyhi : onun yanına
-
15-Hicr 52
kâle : dedi
-
15-Hicr 54
kâle : dedi
-
15-Hicr 56
kâle : dedi
-
15-Hicr 57
kâle : dedi
-
15-Hicr 59
âle lûtın : Lut'un ailesi
-
15-Hicr 61
âle lûtın : Lut'un ailesi
-
15-Hicr 62
kâle : dedi
-
15-Hicr 68
kâle : dedi
-
15-Hicr 70
an el âlemîne : el âlemden, başkalarından
-
15-Hicr 71
kâle : dedi
-
15-Hicr 74
aleyhim : onların üzerine
-
15-Hicr 88
aleyhim : onlara, onlar için
-
16-Nahl 7
eskâle-kum : ağırlıklarınız, ağır eşyalarınız
-
16-Nahl 8
ve el bigâle : ve katırlar
-
16-Nahl 26
aleyhim : onların üzerlerine
-
16-Nahl 27
kâle : dedi
-
16-Nahl 32
aleykum : size
-
16-Nahl 33
feale : yaptı
-
16-Nahl 33
ve mâ zaleme-hum allâhu : ve Allah onlara zulmetmedi
-
16-Nahl 35
ve kâle : ve dedi
-
16-Nahl 35
feale : yaptı
-
16-Nahl 35
aler rusuli (alâ er rusuli) : resûllerin üzerinde (sorumluluğunda)
-
16-Nahl 36
aleyhi : onların üzerine
-
16-Nahl 36
ed dalâletu : dalâlet
-
16-Nahl 38
aleyhi : onun üzerinde
-
16-Nahl 43
ricâlen : erkekler, adamlar, rical
-
16-Nahl 51
ve kâlallâhu (ve kâle allâhu) : ve Allah dedi
-
16-Nahl 61
aleyhâ : onun üzerinde
-
16-Nahl 63
a'mâle-hum : amellerini, yaptıklarını
-
16-Nahl 64
aleyke el kitâbe : sana kitabı
-
16-Nahl 71
faddale : üstün kıldı
-
16-Nahl 72
ceale : kıldı, halketti
-
16-Nahl 72
ve ceale : ve kıldı, halketti
-
16-Nahl 74
el emsâle \n(darabe meselen) : benzer, misal, emsal \n: (örnek vermek, eş, benzer kılmak)
-
16-Nahl 78
ve ceale : ve kıldı, yaptı
-
16-Nahl 80
ceale : kıldı, yaptı
-
16-Nahl 80
ve ceale : ve kıldı
-
16-Nahl 81
ceale : kıldı, halketti
-
16-Nahl 81
zılâlen : gölgeler, gölgelikler
-
16-Nahl 81
ve ceale : ve kıldı
-
16-Nahl 81
ve ceale : ve kıldı
-
16-Nahl 81
aleykum : sizin üzerinize, size
-
16-Nahl 82
aleyke : senin üzerinde
-
16-Nahl 85
zalemû : zulmettiler
-
16-Nahl 89
aleyhim : onların üzerine
-
16-Nahl 89
aleyke : sana
-
16-Nahl 91
aleykum : sizin üzerinize
-
16-Nahl 92
dehalen : hile, tuzak, aldatma
-
16-Nahl 93
le ceale-kum : elbette sizi kıldı
-
16-Nahl 94
dehalen : hile, tuzak, aldatma
-
16-Nahl 99
alellezîne (alâ ellezîne) : onların üzerinde
-
16-Nahl 100
alellezîne (alâ ellezîne) : onların üzerinde
-
16-Nahl 106
fe aleyhim : o zaman onlara, onların üstüne
-
16-Nahl 114
halâlen : helâl olarak
-
16-Nahl 115
aleykum : sizin üzerinize, size
-
16-Nahl 118
ve alellezîne (alâ ellezîne) : ve o kimseler üzerine
-
16-Nahl 118
aleyke : sana
-
16-Nahl 118
ve mâ zalemnâ-hum : ve biz onlara zulmetmedik
-
16-Nahl 119
bi cehâletin : cehaletle, cahillikle, bilmeyerek
-
16-Nahl 124
alellezînahtelefû : ihtilâfa düşenler üzerine
-
16-Nahl 127
aleyhim : onlara, onların yüzünden
-
17-İsrâ 5
aleykum : sizin üzerinize
-
17-İsrâ 5
hılâle ed diyâri : evlerin arası
-
17-İsrâ 6
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
17-İsrâ 7
mâ alev : ele geçirdikleri, üstün oldukları şeyler, üstünlükleri
-
17-İsrâ 14
aleyke : sana
-
17-İsrâ 15
aleyhâ : (sorumluluğu) kendi üzerinedir
-
17-İsrâ 16
aleyhâ : onun üzerine
-
17-İsrâ 34
mâle el yetîmi : yetimin malına
-
17-İsrâ 37
el cibâle : dağlar
-
17-İsrâ 48
el emsâle : örnekler, misaller, benzetmeler
-
17-İsrâ 54
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
17-İsrâ 59
fe zalemû : sonra zulmettiler
-
17-İsrâ 61
kâle : dedi
-
17-İsrâ 62
kâle : dedi
-
17-İsrâ 62
aleyye : bana, benim üzerime
-
17-İsrâ 63
kâlezheb (kâle izheb) : 'git' dedi
-
17-İsrâ 64
aleyhim : onların üzerine
-
17-İsrâ 65
aleyhim : onların üzerine
-
17-İsrâ 68
aleykum : sizin üzerinize
-
17-İsrâ 69
aleykum : sizin üzerinize
-
17-İsrâ 69
aleynâ : bize, bize karşı
-
17-İsrâ 73
aleynâ : bize
-
17-İsrâ 75
aleynâ : bize karşı
-
17-İsrâ 80
mudhale : giriş ile
-
17-İsrâ 86
aleynâ : bize karşı
-
17-İsrâ 87
aleyke : senin üzerinde
-
17-İsrâ 91
hılâle-hâ : onun arasından
-
17-İsrâ 92
aleynâ : üzerimize
-
17-İsrâ 93
aleynâ : bize
-
17-İsrâ 95
aleyhim : onlara
-
17-İsrâ 99
ve ceale : ve kıldı, yaptı
-
17-İsrâ 101
kâle : dedi
-
17-İsrâ 102
kâle : dedi
-
17-İsrâ 106
alen nâsi (alâ en nâsi) : insanlara
-
17-İsrâ 107
aleyhim : onlara
-
18-Kehf 7
alel ardı (alâ el ardı) : yeryüzünde
-
18-Kehf 8
mâ aleyhâ : onun üzerinde olan şeyler
-
18-Kehf 13
aleyke : sana
-
18-Kehf 15
aleyhim : onlara
-
18-Kehf 17
izâ taleat : doğduğu zaman
-
18-Kehf 18
aleyhim : onlara, onları
-
18-Kehf 19
kâle : dedi
-
18-Kehf 20
aleykum : sizin üzerinize, size
-
18-Kehf 21
aleyhim : onlara, onları
-
18-Kehf 21
aleyhim : onların üzerine
-
18-Kehf 21
kâlellezîne (kâle ellezîne) : dediler o kimseler
-
18-Kehf 21
galebû : gâlip oldular, üstün oldular (sözü geçenler)
-
18-Kehf 21
aleyhim : onların üzerine
-
18-Kehf 31
alel erâiki (alâ el erâiki) : tahtlar üzerinde, üzerine
-
18-Kehf 33
hılâle-humâ : ikisinin arasından
-
18-Kehf 34
kâle : dedi
-
18-Kehf 34
mâlen : mal bakımından
-
18-Kehf 35
ve dehale : ve girdi
-
18-Kehf 35
kâle : dedi
-
18-Kehf 36
munkaleben : dönüşmüş olan
-
18-Kehf 37
kâle : dedi
-
18-Kehf 39
mâlen : mal (miktar) bakımından
-
18-Kehf 40
aleyhâ : onun üzerinde
-
18-Kehf 41
taleben : talep ederek, elde ederek (elde etmek)
-
18-Kehf 47
el cibâle : dağlar
-
18-Kehf 48
ellen nec'ale : bizim asla yapmayacağımızı, yapamayacağımızı
-
18-Kehf 59
lemmâ zalemû : zulmettikleri zaman
-
18-Kehf 60
ve iz kâle : ve demişti
-
18-Kehf 62
kâle : dedi
-
18-Kehf 63
kâle : dedi
-
18-Kehf 64
kâle : dedi
-
18-Kehf 66
kâle : dedi
-
18-Kehf 67
kâle : dedi
-
18-Kehf 69
kâle : dedi
-
18-Kehf 70
kâle : dedi
-
18-Kehf 71
kâle : dedi
-
18-Kehf 72
kâle : dedi
-
18-Kehf 73
kâle : dedi
-
18-Kehf 74
intalekâ : ikisi gitti (oradan ayrıldı)
-
18-Kehf 74
kâle : dedi
-
18-Kehf 75
kâle : dedi
-
18-Kehf 76
kâle : dedi
-
18-Kehf 77
fentalekâ hattâ izâ : böylece ikisi yola çıktılar
-
18-Kehf 77
kâle : dedi
-
18-Kehf 77
aleyhi : ona
-
18-Kehf 78
kâle : dedi
-
18-Kehf 78
aleyhi : ona
-
18-Kehf 82
aleyhi : ona
-
18-Kehf 83
aleykum : size
-
18-Kehf 87
kâle : dedi
-
18-Kehf 87
men zaleme : kim zulmederse
-
18-Kehf 94
en tec'ale : senin yapman
-
18-Kehf 95
kâle : dedi
-
18-Kehf 96
kâle infuhû : körükleyin dedi
-
18-Kehf 96
izâ ceale-hu : onu yaptığı zaman
-
18-Kehf 96
kâle : dedi
-
18-Kehf 96
aleyhi : onun üzerine
-
18-Kehf 98
kâle : dedi
-
18-Kehf 98
ceale-hu : onu kılar, yapar
-
18-Kehf 103
a'mâlen : ameller açısından
-
19-Meryem 4
kâle : dedi
-
19-Meryem 4
ve işteale : ve tutuştu, yayıldı
-
19-Meryem 8
kâle : dedi
-
19-Meryem 9
kâle : dedi
-
19-Meryem 9
kâle : dedi
-
19-Meryem 9
aleyye : bana
-
19-Meryem 10
kâle : dedi
-
19-Meryem 10
kâle : dedi
-
19-Meryem 15
aleyhi : onun üzerine, ona
-
19-Meryem 18
kâlet : dedi
-
19-Meryem 19
kâle : dedi
-
19-Meryem 20
kâlet : dedi
-
19-Meryem 21
kâle : dedi
-
19-Meryem 21
kâle : dedi
-
19-Meryem 21
aleyye : benim için, bana
-
19-Meryem 21
ve li nec'ale-hû : ve onu kılmamız için
-
19-Meryem 23
kâlet : dedi
-
19-Meryem 24
kad ceale : kılmıştı
-
19-Meryem 25
aleyki : senin üzerine
-
19-Meryem 30
kâle : dedi
-
19-Meryem 30
ve ceale-nî : ve beni kıldı
-
19-Meryem 31
ve ceale-nî : ve beni kıldı
-
19-Meryem 33
aleyye : benim üzerimedir, banadır
-
19-Meryem 40
ve men aleyhâ : ve onun üzerinde olan kimseler (kişiler)
-
19-Meryem 42
iz kâle : demişti
-
19-Meryem 46
kâle : dedi
-
19-Meryem 47
kâle : dedi
-
19-Meryem 47
aleyke : sana, senin üzerine
-
19-Meryem 58
aleyhim : onları
-
19-Meryem 58
aleyhim : onlara
-
19-Meryem 59
halefe : arkasından geldi
-
19-Meryem 73
aleyhim : onlara
-
19-Meryem 73
kâle : dedi
-
19-Meryem 75
fî ed dalâleti : dalâlette
-
19-Meryem 77
ve kâle : ve dedi
-
19-Meryem 77
mâlen : mal
-
19-Meryem 82
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
19-Meryem 84
aleyhim : onlara, onlar için
-
2-Bakara 6
aleyhim : onlara, onlar için
-
2-Bakara 14
halev : yalnız kaldılar, başbaşa kaldılar
-
2-Bakara 16
ed dalâlete : dalâlet
-
2-Bakara 20
aleyhim : onların üzerine
-
2-Bakara 22
ceale : kıldı, yaptı
-
2-Bakara 27
en yûsale : ulaştırmak
-
2-Bakara 30
ve iz kâle : ve demişti
-
2-Bakara 30
kâle : dedi
-
2-Bakara 31
kâle : dedi
-
2-Bakara 33
kâle : dedi
-
2-Bakara 33
kâle : dedi
-
2-Bakara 37
fe tâbe aleyhi : böylece onun tövbesini kabul etti
-
2-Bakara 38
aleyhim : onlara
-
2-Bakara 40
aleykum : size, sizi
-
2-Bakara 47
aleykum : sizi, size
-
2-Bakara 47
alâ el âlemîne : âlemlere
-
2-Bakara 50
âle fir'avne : firavun ailesi
-
2-Bakara 54
ve iz kâle : ve demişti
-
2-Bakara 54
zalemtum : zulmettiniz
-
2-Bakara 54
tâbe aleykum : sizin tövbenizi kabul etti
-
2-Bakara 57
aleykum : sizin üzerinize
-
2-Bakara 57
aleykum : sizin üzerinize
-
2-Bakara 57
mâ zalemû-nâ : bize zulmetmediler
-
2-Bakara 59
zalemû : zulmettiler
-
2-Bakara 59
zalemû : zulmettiler
-
2-Bakara 61
kâle : dedi
-
2-Bakara 61
aleyhim : onların üzerine
-
2-Bakara 62
aleyhim : onlara
-
2-Bakara 64
aleykum : size, sizin üzerinize
-
2-Bakara 66
nekâlen : nakledilecek olay, ibret
-
2-Bakara 67
kâle : dedi
-
2-Bakara 67
kâle : dedi
-
2-Bakara 68
kâle : dedi
-
2-Bakara 69
kâle : dedi
-
2-Bakara 70
aleynâ : bize
-
2-Bakara 71
kâle : dedi
-
2-Bakara 76
aleykum : size
-
2-Bakara 85
aleyhim : onlara karşı
-
2-Bakara 85
aleykum : size
-
2-Bakara 89
alellezîne (alâ ellezîne) : onlara karşı
-
2-Bakara 91
unzile aleynâ : bize indirildi
-
2-Bakara 98
ve mîkâle : ve Mikail
-
2-Bakara 105
aleykum : sizin üzerinize, size
-
2-Bakara 112
aleyhim : onlara
-
2-Bakara 113
ve kâleti : ve dedi
-
2-Bakara 113
ve kâleti : ve dedi
-
2-Bakara 113
kâle : dedi
-
2-Bakara 118
ve kâle : ve dedi
-
2-Bakara 118
kâle : dedi
-
2-Bakara 122
aleykum : sizi, size
-
2-Bakara 122
alâ el âlemîne : âlemler üzerine
-
2-Bakara 124
kâle : dedi
-
2-Bakara 124
kâle : dedi
-
2-Bakara 124
kâle : dedi
-
2-Bakara 126
ve iz kâle : ve demişti
-
2-Bakara 126
kâle : dedi
-
2-Bakara 128
ve tub aleynâ : ve tövbemizi kabul buyur
-
2-Bakara 129
yetlû aleyhim : onlara okur
-
2-Bakara 131
iz kâle : dediği zaman, demişti
-
2-Bakara 131
kâle : dedi
-
2-Bakara 131
li rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbine
-
2-Bakara 133
iz kâle : demişti
-
2-Bakara 134
halet : gelip geçti
-
2-Bakara 141
halet : gelip geçti
-
2-Bakara 142
aleyhâ : onun üzerinde
-
2-Bakara 143
aleykum : size, sizin üzerinize
-
2-Bakara 143
aleyhâ : onun üzerinde
-
2-Bakara 150
aleykum : sizin üzerinize, size
-
2-Bakara 150
zalemû : zulmettiler
-
2-Bakara 150
aleykum : size, sizin üzerinize
-
2-Bakara 151
aleykum : size
-
2-Bakara 157
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
2-Bakara 158
aleyhi : ona, onun üzerine
-
2-Bakara 160
etûbu aleyhim : onların tövbelerini kabul ederim
-
2-Bakara 161
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
2-Bakara 165
ellezîne zalemû : zulmedenler
-
2-Bakara 167
ve kâle : ve dedi
-
2-Bakara 167
a'mâle-hum : onların amelleri
-
2-Bakara 167
aleyhim : onlara
-
2-Bakara 168
halâlen : helâl olan
-
2-Bakara 170
aleyhi : onun üzerinde, ona
-
2-Bakara 173
aleykum : sizin üzerinize, size
-
2-Bakara 173
aleyhi : onun üzerine, ona
-
2-Bakara 175
ed dalâlete : dalâleti
-
2-Bakara 177
el mâle : mal
-
2-Bakara 178
aleykum(u) : sizin üzerinize, size
-
2-Bakara 180
aleykum : sizin üzerinize, size
-
2-Bakara 182
lâ isme aleyhi : onun üzerine bir günah yoktur
-
2-Bakara 183
aleykum(u) : sizin üzerinize, size
-
2-Bakara 187
tâbe aley-kum : sizin tövbelerinizi kabul etti
-
2-Bakara 188
emvâle-kum : mallarınız
-
2-Bakara 194
aleykum : size
-
2-Bakara 194
aleyhi : onun üzerine, ona
-
2-Bakara 194
aleykum : sizin üzerinize, size
-
2-Bakara 197
ve lâ cidâle : ve sürtüşmek, kavga etmek yoktur
-
2-Bakara 198
aleykum : sizin üzerinize, size
-
2-Bakara 203
aleyhi : onun üzerine, ona
-
2-Bakara 203
aleyhi : onun üzerine
-
2-Bakara 214
halev : gelip geçti
-
2-Bakara 216
aleykum(u) : sizin üzerinize
-
2-Bakara 228
aleyhinne : onların üzerinde
-
2-Bakara 228
aleyhinne : onların üzerinde
-
2-Bakara 229
aleyhimâ : onların ikisi üzerine, ikisine
-
2-Bakara 230
aley-himâ : onların ikisi üzerine, ikisine
-
2-Bakara 231
zaleme : zulmetti, haksızlık yaptı
-
2-Bakara 231
aleykum : sizin üzerinize, size
-
2-Bakara 231
aleykum : sizin üzerinize, size
-
2-Bakara 233
fısâlen an : sütten kesme
-
2-Bakara 233
aleyhimâ : onların ikisi üzerine, ikisine
-
2-Bakara 233
aleykum : sizin üzerinize,size
-
2-Bakara 234
aleykum : sizin üzerinize, size
-
2-Bakara 235
aleykum : sizin üzerinize, size
-
2-Bakara 236
aleykum : sizin üzerinize, size
-
2-Bakara 239
ricâlen : yürürken
-
2-Bakara 240
aleykum : sizin üzerinize, size
-
2-Bakara 243
kâle : dedi
-
2-Bakara 246
kâle : dedi
-
2-Bakara 246
aleykum : sizin üzerinize, size
-
2-Bakara 246
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
2-Bakara 247
ve kâle : ve dedi
-
2-Bakara 247
aleynâ : bizim üzerimize, bize
-
2-Bakara 247
kâle : dedi
-
2-Bakara 247
aleykum : sizin üzerinize
-
2-Bakara 248
ve kâle : ve dedi
-
2-Bakara 249
fesale : ayrıldı
-
2-Bakara 249
kâle : dedi
-
2-Bakara 249
kâle : dedi
-
2-Bakara 249
galebet : gâlip oldu, üstün geldi
-
2-Bakara 250
aleynâ : üzerimize, bize
-
2-Bakara 251
alâ el âlemîne : âlemlerin üzerine
-
2-Bakara 252
aleyke : sana
-
2-Bakara 258
iz kâle : demişti
-
2-Bakara 258
kâle : dedi
-
2-Bakara 258
kâle : dedi
-
2-Bakara 259
kâle : dedi
-
2-Bakara 259
kâle : dedi
-
2-Bakara 259
kâle : dedi
-
2-Bakara 259
kâle bel : hayır dedi
-
2-Bakara 259
ve li nec'ale-ke : ve seni kılmamız için
-
2-Bakara 259
kâle : dedi
-
2-Bakara 260
ve iz kâle : ve demişti
-
2-Bakara 260
kâle : dedi
-
2-Bakara 260
kâle : dedi
-
2-Bakara 260
kâle : dedi
-
2-Bakara 261
emvâle-hum : kendi mallarını
-
2-Bakara 262
emvâle-hum : kendi mallarını
-
2-Bakara 262
aleyhim : onlara
-
2-Bakara 264
mâle-hu : malını
-
2-Bakara 264
aleyhi : onun üzerinde
-
2-Bakara 265
emvâle-hum : kendi malları
-
2-Bakara 272
aleyke : senin üzerine
-
2-Bakara 274
emvâle-hum : kendi mallarını
-
2-Bakara 274
aleyhim : onlara
-
2-Bakara 277
aleyhim : onlara
-
2-Bakara 282
aleyhi : onun üzerinde, üzerine
-
2-Bakara 282
aleyhi : onun üzerinde
-
2-Bakara 282
aleykum : sizin üzerinize
-
2-Bakara 286
ve aleyhâ : ve (sorumluluğu) onun üzerinde
-
2-Bakara 286
aleynâ : bizim üzerimize, bize
-
20-Tâ-Hâ 2
aleyke : sana
-
20-Tâ-Hâ 10
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 10
alen nâri (alâ en nâri) : ateşin yanında
-
20-Tâ-Hâ 18
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 18
aleyhâ : onun üzerine, ona
-
20-Tâ-Hâ 19
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 21
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 25
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 36
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 37
aleyke : sana
-
20-Tâ-Hâ 39
aleyke : sana
-
20-Tâ-Hâ 45
aleynâ : bize (karşı)
-
20-Tâ-Hâ 46
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 49
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 50
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 51
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 52
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 53
ceale : kıldı, yaptı
-
20-Tâ-Hâ 57
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 59
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 61
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 66
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 71
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 73
aleyhi : ona, ona karşı
-
20-Tâ-Hâ 80
aleykum : üzerinize, size
-
20-Tâ-Hâ 81
aleykum : sizin üzerinize
-
20-Tâ-Hâ 81
aleyhi : üzerine, ona
-
20-Tâ-Hâ 84
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 85
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 86
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 86
e fe tâle : buna rağmen (süre) uzun mu
-
20-Tâ-Hâ 86
aleykum : size
-
20-Tâ-Hâ 86
aleykum : sizin üzerinize, size
-
20-Tâ-Hâ 90
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 91
aleyhi : ona
-
20-Tâ-Hâ 92
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 94
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 95
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 96
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 97
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 97
aleyhi : ona
-
20-Tâ-Hâ 99
aleyke : sana
-
20-Tâ-Hâ 120
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 121
aleyhimâ : kendi üzerlerini
-
20-Tâ-Hâ 122
tâbe aleyhi : onun tövbesini kabul etti
-
20-Tâ-Hâ 123
kâlehbitâ (kale ihbitâ) : 'ikiniz inin' dedi
-
20-Tâ-Hâ 125
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 126
kâle : dedi
-
20-Tâ-Hâ 132
aleyhâ : onun üzerine, ona
-
21-Enbiyâ 3
zalemû : zulmeden
-
21-Enbiyâ 4
kâle : dedi
-
21-Enbiyâ 7
ricâlen : rical, erkekler,
-
21-Enbiyâ 15
fe mâ zâlet : böylece bitmedi (devam etti)
-
21-Enbiyâ 18
alel bâtıli (alâ el bâtıli) : bâtılın üzerine
-
21-Enbiyâ 44
tâle : uzun geldi
-
21-Enbiyâ 44
aleyhim : onlara
-
21-Enbiyâ 47
miskâle (sekule) : (en küçük) ağırlık (birimi) (ağır geldi)
-
21-Enbiyâ 52
iz kâle : demişti
-
21-Enbiyâ 54
kâle : dedi
-
21-Enbiyâ 56
kâle : dedi
-
21-Enbiyâ 58
fe ceale-hum : böylece onları kıldı (yaptı)
-
21-Enbiyâ 59
feale : yaptı
-
21-Enbiyâ 63
kâle : dedi
-
21-Enbiyâ 63
feale-hu : onu o yaptı
-
21-Enbiyâ 66
kâle : dedi
-
21-Enbiyâ 71
li el âlemîne : âlemler için, âlemlere
-
21-Enbiyâ 79
el cibâle : dağ(lar)
-
21-Enbiyâ 87
aleyhi : ona
-
21-Enbiyâ 91
li el âlemîne : âlemlere, âlemler için
-
21-Enbiyâ 104
aleynâ : bizim üzerimize
-
21-Enbiyâ 107
li el âlemîne : âlemlere, âlemler için
-
21-Enbiyâ 112
kâle : dedi
-
22-Hac 4
aleyhi : ona, onun üzerine
-
22-Hac 5
aleyhâ : onun üzerine, ona
-
22-Hac 11
inkalebe : döner
-
22-Hac 18
aleyhi : onların üzerine
-
22-Hac 27
ricâlen : yaya olarak
-
22-Hac 30
aleykum : size
-
22-Hac 36
aleyhâ : onun üzerine
-
22-Hac 37
len yenâle allâhe : asla Allah'a ulaşmaz
-
22-Hac 53
li yec'ale : kılmak içindir
-
22-Hac 59
mudhalen : dahil edilen yer, mekân
-
22-Hac 60
aleyhi : ona
-
22-Hac 65
alel ardı (alâ el ardı) : arz üzerine, yeryüzü üzerine
-
22-Hac 72
aleyhim : onlara
-
22-Hac 72
aleyhim : onlara
-
22-Hac 78
ve mâ ceale : ve kılmadı, yapmadı
-
22-Hac 78
aleykum : sizin üzerinize, size
-
22-Hac 78
aleykum : sizin üzerinize, size
-
23-Mü'minûn 12
min sulâletin : özünden
-
23-Mü'minûn 22
ve aleyhâ : ve onun üzerinde
-
23-Mü'minûn 23
kâle : dedi
-
23-Mü'minûn 24
fe kâle : böylece, bunun üzerine dedi
-
23-Mü'minûn 24
en yetefaddale : üstün olmak, hükmetmek
-
23-Mü'minûn 24
aleykum : sizin üzerinize, size
-
23-Mü'minûn 26
kâle : dedi
-
23-Mü'minûn 27
aleyhi : onun üzerine (onun hakkında)
-
23-Mü'minûn 27
ellezîne zalemû : zulmeden kimseler
-
23-Mü'minûn 33
ve kâle : ve dedi
-
23-Mü'minûn 39
kâle : dedi
-
23-Mü'minûn 40
kâle : dedi
-
23-Mü'minûn 66
aleykum : size
-
23-Mü'minûn 77
aleyhim : onlara
-
23-Mü'minûn 81
mâ kâle : dedikleri şeyler, söyledikleri
-
23-Mü'minûn 88
aleyhi : onun üzerine, ona
-
23-Mü'minûn 99
kâle : dedi
-
23-Mü'minûn 105
aleykum : size
-
23-Mü'minûn 106
galebet : üstün geldi
-
23-Mü'minûn 106
aleynâ : bize
-
23-Mü'minûn 108
kâlahseû (kâle ıhseû) : (orada) kalın dedi
-
23-Mü'minûn 112
kâle : dedi
-
23-Mü'minûn 114
kâle : dedi
-
23-Mü'minûn 116
teâlallâhu (teâle allâhu) : Allah çok yücedir
-
24-Nûr 7
aleyhi : onun üzerine
-
24-Nûr 9
aleyhâ : onun üzerine, kendi üzerine
-
24-Nûr 10
aleykum : sizin üzerinize
-
24-Nûr 13
aleyhi : ona
-
24-Nûr 14
aleykum : sizin üzerinize
-
24-Nûr 20
aleykum : sizin üzerinize
-
24-Nûr 21
aleykum : sizin üzerinize
-
24-Nûr 24
aleyhim : onlara
-
24-Nûr 29
aleykum : sizin üzerinize
-
24-Nûr 33
alel bigâi (alâ el bigâi) : fuhşa, zinaya
-
24-Nûr 34
min ellezîne halev : daha önce gelip geçmiş kimselerden (nesillerden)
-
24-Nûr 35
ve yadribullâhul emsâle : ve Allah örnekler, misaller verir
-
24-Nûr 50
aleyhim : onlara
-
24-Nûr 54
aleyhi : onun üzerine
-
24-Nûr 54
ve aleykum : ve sizin üzerinize
-
24-Nûr 58
aleykum : sizin üzerinize
-
24-Nûr 58
ve lâ aleyhim : ve onlara yoktur
-
24-Nûr 58
aleykum : sizin üzerinize, size
-
24-Nûr 60
aleyhinne : onların üzerine, onlara
-
24-Nûr 61
aleykum : sizin üzerinize, size
-
24-Nûr 64
aleyhi : üzerinde
-
25-Furkan 1
li el âlemîne : âlemlere
-
25-Furkan 4
ve kâle : ve dedi
-
25-Furkan 4
aleyhi : ona, onun üzerine
-
25-Furkan 5
aleyhi : ona
-
25-Furkan 8
ve kâle : ve dedi
-
25-Furkan 9
el emsâle : misaller, örnekler
-
25-Furkan 10
ceale : kıldı, yaptı
-
25-Furkan 21
ve kâle : ve dedi
-
25-Furkan 21
aleynâ : bize
-
25-Furkan 30
ve kâle : ve dedi
-
25-Furkan 32
ve kâle : ve dedi
-
25-Furkan 32
aleyhi : ona
-
25-Furkan 39
el emsâle : misaller, örnekler
-
25-Furkan 42
aleyhâ : ona
-
25-Furkan 43
aleyhi : ona
-
25-Furkan 45
ceale-hu : onu kıldı
-
25-Furkan 45
aleyhi : ona
-
25-Furkan 47
ceale : kıldı, yaptı
-
25-Furkan 47
ve ceale : ve kıldı, yaptı
-
25-Furkan 53
ve ceale : ve kıldı, yaptı
-
25-Furkan 54
ceale-hu : onu kıldı, yaptı
-
25-Furkan 57
aleyhi : ona
-
25-Furkan 61
ceale : kıldı
-
25-Furkan 61
ve ceale : ve kıldı
-
25-Furkan 62
ceale : kıldı, yaptı
-
25-Furkan 73
aleyhâ : ona
-
26-Şuarâ 4
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
26-Şuarâ 12
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 14
aleyye : bana, benim üzerime
-
26-Şuarâ 15
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 16
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
26-Şuarâ 18
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 20
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 21
ve ceale-nî : ve beni kıldı
-
26-Şuarâ 22
aleyye : bana
-
26-Şuarâ 23
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 23
el âlemîne : âlemler
-
26-Şuarâ 24
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 25
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 26
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 27
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 28
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 29
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 29
ec'alenne-ke : seni mutlaka kılacağım
-
26-Şuarâ 30
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 31
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 34
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 42
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 43
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 44
hıbâle-hum : onların ipleri
-
26-Şuarâ 47
el âlemîne : âlemler
-
26-Şuarâ 49
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 61
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 62
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 69
aleyhim : onlara
-
26-Şuarâ 70
iz kâle : demişti
-
26-Şuarâ 72
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 75
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 77
el âlemîne : âlemler
-
26-Şuarâ 98
el âlemîne : âlemler
-
26-Şuarâ 106
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 109
aleyhi : ona
-
26-Şuarâ 109
el âlemîne : âlemler
-
26-Şuarâ 112
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 117
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 124
iz kâle : demişti
-
26-Şuarâ 127
aleyhi : ona
-
26-Şuarâ 127
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
26-Şuarâ 135
aleykum : sizin üzerinize, size
-
26-Şuarâ 136
aleynâ : bize
-
26-Şuarâ 142
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 145
aleyhi : ona
-
26-Şuarâ 145
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
26-Şuarâ 155
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 161
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 164
aleyhi : ona
-
26-Şuarâ 164
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
26-Şuarâ 165
min el âlemîne : âlemlerden (insanlardan)
-
26-Şuarâ 168
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 173
aleyhim : onların üzerine
-
26-Şuarâ 177
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 180
aleyhi : ona
-
26-Şuarâ 180
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
26-Şuarâ 187
aleynâ : bizim üzerimize
-
26-Şuarâ 188
kâle : dedi
-
26-Şuarâ 192
el âlemîne : âlemler
-
26-Şuarâ 199
aleyhim : onlara
-
26-Şuarâ 217
alel azîzi (alâ el azîzi) : azîz olana, yüce olana
-
26-Şuarâ 227
zalemû : zulmettiler
-
26-Şuarâ 227
munkalebin : döndürülen yer, dönüş yeri
-
27-Neml 4
a'mâle-hum : onların amelleri, amelleri
-
27-Neml 7
kâle : dedi
-
27-Neml 8
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
27-Neml 11
zaleme : zulmetti
-
27-Neml 15
faddale-nâ : bizi üstün kıldı
-
27-Neml 16
ve kâle : ve dedi
-
27-Neml 18
kâlet : dedi
-
27-Neml 19
ve kâle : ve dedi
-
27-Neml 19
aleyye : bana
-
27-Neml 20
kâle : dedi
-
27-Neml 22
kâle : dedi
-
27-Neml 24
a'mâle-hum : onların amelleri, yaptıkları
-
27-Neml 27
kâle : dedi
-
27-Neml 29
kâlet : dedi
-
27-Neml 31
aleyye : bana
-
27-Neml 32
kâlet : dedi
-
27-Neml 34
kâlet : dedi
-
27-Neml 36
kâle : dedi
-
27-Neml 38
kâle : dedi
-
27-Neml 39
kâle : dedi
-
27-Neml 39
aleyhi : ona
-
27-Neml 40
kâle : dedi
-
27-Neml 40
kâle : dedi
-
27-Neml 41
kâle : dedi
-
27-Neml 42
kâlet : dedi
-
27-Neml 44
kâle : dedi
-
27-Neml 44
kâlet : dedi
-
27-Neml 44
zalemtu : zulmettim
-
27-Neml 44
el âlemîne : âlemler
-
27-Neml 46
kâle : dedi
-
27-Neml 47
kâle : dedi
-
27-Neml 52
zalemû : zulmettiler
-
27-Neml 54
iz kâle : demişti
-
27-Neml 55
er ricâle : erkek
-
27-Neml 56
âle : aile
-
27-Neml 58
aleyhim : onların üzerine
-
27-Neml 61
ceale : kıldı, yaptı, yarattı
-
27-Neml 61
ve ceale : ve kıldı, yaptı, yarattı
-
27-Neml 61
hılâle-hâ : onun ara(lar)ında
-
27-Neml 61
ve ceale : ve kıldı, yaptı, yarattı
-
27-Neml 61
ve ceale : ve kıldı, yaptı, yarattı
-
27-Neml 67
kâle : dedi
-
27-Neml 70
aleyhim : onlara, onlar için
-
27-Neml 81
an dalâleti-him : onları dalâletlerinden
-
27-Neml 82
aleyhim : onların üzerine
-
27-Neml 84
kâle : dedi
-
27-Neml 85
aleyhim : onların üzerine
-
27-Neml 85
zalemû : zulmettiler
-
27-Neml 88
el cibâle : dağı
-
28-Kasas 3
aleyke : sana
-
28-Kasas 4
ve ceale : ve kıldı
-
28-Kasas 5
ve nec'ale-hum : ve onları kılarız
-
28-Kasas 5
ve nec'ale-hum : ve onları kılarız
-
28-Kasas 7
aleyhi : onun üzerine, onun için
-
28-Kasas 9
ve kâletimraetu (kâlet imraetu) : ve hanımı dedi
-
28-Kasas 11
ve kâlet : ve dedi
-
28-Kasas 12
aleyhi : ona
-
28-Kasas 12
kâlet : dedi
-
28-Kasas 15
ve dehale : ve girdi
-
28-Kasas 15
alellezî (alâ ellezî) : ona
-
28-Kasas 15
aleyhi : onun üzerine
-
28-Kasas 15
kâle : dedi
-
28-Kasas 16
kâle : dedi
-
28-Kasas 16
zalemtu : zulmettim
-
28-Kasas 17
kâle : dedi
-
28-Kasas 17
aleyye : bana, beni
-
28-Kasas 18
kâle : dedi
-
28-Kasas 19
kâle : dedi
-
28-Kasas 20
kâle : dedi
-
28-Kasas 21
kâle : dedi
-
28-Kasas 22
kâle : dedi
-
28-Kasas 23
aleyhi : onun üzerinde, onda (orada)
-
28-Kasas 23
kâle : dedi
-
28-Kasas 23
kâletâ : ikisi söyledi, dedi
-
28-Kasas 24
kâle : dedi
-
28-Kasas 25
alestihyâin (alâ istihyâin) : haya ederek, utanarak
-
28-Kasas 25
kâlet : dedi
-
28-Kasas 25
aleyhi : ona
-
28-Kasas 25
kâle : dedi
-
28-Kasas 26
kâlet : dedi
-
28-Kasas 27
kâle : dedi
-
28-Kasas 27
aleyke : sana, seni
-
28-Kasas 28
kâle : dedi
-
28-Kasas 28
aleyye : bana
-
28-Kasas 29
kâle : dedi
-
28-Kasas 30
el âlemîne : âlemler
-
28-Kasas 33
kâle : dedi
-
28-Kasas 35
kâle : dedi
-
28-Kasas 37
ve kâle : ve dedi
-
28-Kasas 38
ve kâle : ve dedi
-
28-Kasas 45
aleyhim : onların
-
28-Kasas 45
aleyhim : onlara
-
28-Kasas 53
aleyhim : onlara
-
28-Kasas 55
aleykum : sizin üzerinize
-
28-Kasas 59
aleyhim : onlara
-
28-Kasas 63
kale : dedi
-
28-Kasas 63
aleyhim : onlara
-
28-Kasas 66
aleyhim : onlara
-
28-Kasas 71
cealallâhu (ceale allâhu) : Allah kıldı (yaptı)
-
28-Kasas 71
aleykum : sizin üzerinize
-
28-Kasas 72
cealallâhu (ceale allâhu) : Allah kıldı, yaptı
-
28-Kasas 72
aleykum : sizin üzerinize
-
28-Kasas 73
ceale : kıldı, yaptı, yarattı
-
28-Kasas 76
aleyhim : onlara karşı
-
28-Kasas 76
iz kâle : demişti
-
28-Kasas 78
kâle : dedi
-
28-Kasas 79
kale : dedi
-
28-Kasas 80
ve kale : ve dedi
-
28-Kasas 82
aleynâ : bize
-
28-Kasas 85
aleyke : senin üzerine, sana
-
29-Ankebût 6
anil âlemîne (an el âlemîne) : âlemlerden
-
29-Ankebût 10
ceale : yaptı, kıldı
-
29-Ankebût 10
el âlemîne : âlemler
-
29-Ankebût 12
kale : dedi
-
29-Ankebût 13
eskâle-hum : onların yükleri, günahları
-
29-Ankebût 13
eskâlen : yükler, günahlar
-
29-Ankebût 15
li el âlemîne : âlemler için, âlemlere
-
29-Ankebût 16
iz kâle : demişti
-
29-Ankebût 18
mâ aler resûli (alâ er resûli) : resûlün üzerine değil
-
29-Ankebût 25
kâle : dedi
-
29-Ankebût 26
ve kâle : ve dedi
-
29-Ankebût 28
iz kâle : demişti
-
29-Ankebût 28
el âlemîne : âlemler
-
29-Ankebût 29
er ricâle : erkekler
-
29-Ankebût 30
kâle : dedi
-
29-Ankebût 32
kâle : dedi
-
29-Ankebût 36
kâle : dedi
-
29-Ankebût 38
a'mâle-hum : onların amelleri, yaptıkları
-
29-Ankebût 40
aleyhi : ona, onun üzerine
-
29-Ankebût 46
zalemû : zulmettiler
-
29-Ankebût 50
aleyhi : ona
-
29-Ankebût 51
aleyke : sana
-
29-Ankebût 51
aleyhim : onlara
-
3-Âl-i İmrân 3
aleyke : sana
-
3-Âl-i İmrân 5
aleyhi : O'na
-
3-Âl-i İmrân 7
aleyke : sana
-
3-Âl-i İmrân 20
aleyke : sana düşen
-
3-Âl-i İmrân 33
ve âle ibrâhîme : ve Hz. İbrâhîm'in ailesini
-
3-Âl-i İmrân 33
ve âle imrâne : ve İmrân ailesini
-
3-Âl-i İmrân 33
alâ el âlemîne : âlemlerin üstüne
-
3-Âl-i İmrân 35
iz kâlet : demişti
-
3-Âl-i İmrân 36
kâlet rabbi : Rabbim dedi
-
3-Âl-i İmrân 37
kullemâ dehale : her girişinde
-
3-Âl-i İmrân 37
aleyhâ : onun yanına
-
3-Âl-i İmrân 37
kâle yâ meryemu : ey Meryem dedi
-
3-Âl-i İmrân 37
kâlet huve : o ... dedi
-
3-Âl-i İmrân 38
kâle rabbi : Rabbim dedi
-
3-Âl-i İmrân 40
kâle rabbi : Rabbim dedi,
-
3-Âl-i İmrân 40
kâle kezâlike : işte böyle dedi
-
3-Âl-i İmrân 41
kâle : dedi
-
3-Âl-i İmrân 41
kâle : dedi
-
3-Âl-i İmrân 42
ve iz kâlet : ve demişdi
-
3-Âl-i İmrân 42
alâ nisâi el âlemîne : âlemlerin kadınları üzerin
-
3-Âl-i İmrân 45
iz kâlet : demiş(ler)di
-
3-Âl-i İmrân 47
kâlet rabbi : Rabbim dedi
-
3-Âl-i İmrân 47
kâle : dedi
-
3-Âl-i İmrân 50
aleykum : sizin üzerinize, size
-
3-Âl-i İmrân 52
kâle : dedi
-
3-Âl-i İmrân 52
kâle el havâriyyûne : havariler dedi
-
3-Âl-i İmrân 55
iz kâle allâhu : Allah (şöyle) buyurmuştu
-
3-Âl-i İmrân 58
aleyke : sana, senin üzerine
-
3-Âl-i İmrân 59
kâle : dedi, buyurdu
-
3-Âl-i İmrân 61
teâlev : gelin
-
3-Âl-i İmrân 64
teâlev : gelin
-
3-Âl-i İmrân 72
ve kâlet : ve dedi
-
3-Âl-i İmrân 75
aleyhi kâimen : onun üzerine, dikilici, ayakta durucu
-
3-Âl-i İmrân 75
leyse aleynâ : değildir, bizim üzerimize, bize
-
3-Âl-i İmrân 81
kâle : dedi, söyledi
-
3-Âl-i İmrân 81
kâle : dedi
-
3-Âl-i İmrân 84
aleynâ : bize
-
3-Âl-i İmrân 87
enne aleyhim : onların üzerine olması
-
3-Âl-i İmrân 96
li el âlemîne : âlemler için
-
3-Âl-i İmrân 97
dahale-hu : oraya girdi
-
3-Âl-i İmrân 97
an el âlemîne : âlemlerden
-
3-Âl-i İmrân 101
tutlâ aleykum : size okunuyor
-
3-Âl-i İmrân 103
aleykum : sizin üzerinizde
-
3-Âl-i İmrân 108
aleyke : sana
-
3-Âl-i İmrân 108
li el âlemîne : âlemler için, âlemlere
-
3-Âl-i İmrân 112
aleyhim : onların üzerine
-
3-Âl-i İmrân 112
aleyhim : onların üzerine
-
3-Âl-i İmrân 117
zalemû : zulmettiler
-
3-Âl-i İmrân 117
ve mâ zaleme-hum : ve onlara zulmetmedi
-
3-Âl-i İmrân 118
habâlen : fesada düşürmek
-
3-Âl-i İmrân 119
ve izâ halev : ve yalnız kaldıkları zaman
-
3-Âl-i İmrân 119
aleykum : size (karşı olan)
-
3-Âl-i İmrân 126
ve mâ ceale-hu allâhu : ve Allah onu yapmadı
-
3-Âl-i İmrân 128
ev yetûbe aleyhim : veya, onlara (onlar için) tövbeyi kabul eder
-
3-Âl-i İmrân 135
ev zalemû : veya zulmettiler
-
3-Âl-i İmrân 137
kad halet : gelip geçmiş
-
3-Âl-i İmrân 144
kad halet : gelip geçmiştir
-
3-Âl-i İmrân 144
inkalebtum : geriye döndünüz
-
3-Âl-i İmrân 154
aleykum : sizin üzerinize
-
3-Âl-i İmrân 154
aleyhim : onların üzerine
-
3-Âl-i İmrân 156
li yec'ale allâhu : Allah, ... kılmak için
-
3-Âl-i İmrân 164
aleyhim : onlara
-
3-Âl-i İmrân 167
teâlev : geliniz
-
3-Âl-i İmrân 167
kıtâlen : savaş
-
3-Âl-i İmrân 170
aleyhim : onlara
-
3-Âl-i İmrân 173
kâle : dedi
-
3-Âl-i İmrân 174
fe inkalebû : böylece döndüler
-
3-Âl-i İmrân 176
ellâ yec'ale : kılmamak, yapmamak (vermemek)
-
3-Âl-i İmrân 179
aleyhi : onun üzerinde (bulunulan)
-
30-Rûm 3
galebi-him : onların yenilmesi
-
30-Rûm 21
ve ceale : ve kıldı
-
30-Rûm 27
aleyhi : onun üzerine, ona
-
30-Rûm 29
zalemû : zulmettiler
-
30-Rûm 30
aleyhâ : onun üzerine
-
30-Rûm 35
aleyhim : onlara
-
30-Rûm 44
aleyhi : onun üzerine
-
30-Rûm 47
aleynâ : bizim üzerimize
-
30-Rûm 49
aleyhim : onlara
-
30-Rûm 53
an dalâleti-him : onların dalâletlerinden
-
30-Rûm 54
ceale : yarattı, kıldı
-
30-Rûm 54
ceale : kıldı, verdi
-
30-Rûm 57
zalemû : zulmedenler
-
31-Lokman 7
aleyhi : onlara
-
31-Lokman 13
ve iz kâle : ve demişti
-
31-Lokman 16
miskâle : miktar
-
31-Lokman 20
aleykum : sizin üzerinize, size
-
31-Lokman 21
aleyhi : onun üzerinde
-
32-Secde 2
el âlemîne : âlemler
-
32-Secde 4
alel arşi (alâ el arşi) : arşa
-
32-Secde 8
ceale : kıldı
-
32-Secde 8
min sulâletin : özünden
-
32-Secde 9
ve ceale : ve kıldı
-
32-Secde 10
izâ dalelnâ : dalıp karıştığımız zaman
-
33-Ahzâb 4
mâ ceale allâhu : Allah kılmadı
-
33-Ahzâb 4
ve mâ ceale : ve kılmadı, yapmadı
-
33-Ahzâb 4
ve mâ ceale : ve kılmadı, yapmadı
-
33-Ahzâb 5
aleykum : sizin üzerinize
-
33-Ahzâb 9
aleykum : sizin üzerinize
-
33-Ahzâb 9
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
33-Ahzâb 11
zilzâlen : sarsıntıyla
-
33-Ahzâb 13
ve iz kâlet : ve demişti
-
33-Ahzâb 14
aleyhim : onların üzerine
-
33-Ahzâb 19
aleykum : size, sizin üzerinize
-
33-Ahzâb 19
aleyhi : onun üzerine
-
33-Ahzâb 19
a'mâle-hum : onların amellerini
-
33-Ahzâb 23
aleyhi : onun üzerine, ona
-
33-Ahzâb 24
yetûbe aleyhim : onların tövbelerini kabul edecek
-
33-Ahzâb 25
el kıtâle : savaş
-
33-Ahzâb 27
ve emvâle-hum : ve onların malları
-
33-Ahzâb 28
tealeyne : gelin
-
33-Ahzâb 36
dalâlen : dalâlet, sapıklık
-
33-Ahzâb 37
aleyhi : onun üzerine, ona
-
33-Ahzâb 37
aleyhi : onun üzerine, onu
-
33-Ahzâb 37
aleyke : sana, kendine
-
33-Ahzâb 38
halev : gelip geçti
-
33-Ahzâb 43
aleykum : sizin üzerinize
-
33-Ahzâb 49
aleyhinne : onlara (kadınlara)
-
33-Ahzâb 50
aleyke : sana
-
33-Ahzâb 50
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
33-Ahzâb 50
aleyke : sana
-
33-Ahzâb 51
aleyke : senin üzerine
-
33-Ahzâb 55
aleyhinne : onların üzerine
-
33-Ahzâb 56
alen nebiyyi (alâ en nebiyyi) : peygambere
-
33-Ahzâb 56
aleyhi : ona
-
33-Ahzâb 59
aleyhinne : onların üzerine
-
33-Ahzâb 62
halev : gelip geçti
-
33-Ahzâb 71
a'mâle-kum : sizin amelleriniz
-
34-Sebe 3
ve kâle : ve dedi
-
34-Sebe 7
ve kâle : ve dedi
-
34-Sebe 9
aleyhim : onların üzerine
-
34-Sebe 13
âle dâvûde : Davut ailesi
-
34-Sebe 14
aleyhi : ona, onun üzerine
-
34-Sebe 16
aleyhim : onların üzerine
-
34-Sebe 19
ve zalemû : ve zulmettiler
-
34-Sebe 20
aleyhim : onların üzerinde
-
34-Sebe 21
aleyhim : onların üzerinde
-
34-Sebe 22
miskâle : ağırlık
-
34-Sebe 23
kâle : dedi
-
34-Sebe 31
ve kâle : ve dedi
-
34-Sebe 32
kâle : dedi
-
34-Sebe 33
kâle : dedi
-
34-Sebe 33
ve nec'ale : ve kılıyoruz, kılarız
-
34-Sebe 33
aglâle : halkalar, zincirler
-
34-Sebe 34
kâle : dedi
-
34-Sebe 35
emvâlen : mallar (mal olarak)
-
34-Sebe 42
zalemû : zalimler, zulmedenler
-
34-Sebe 43
aleyhim : onlara
-
34-Sebe 43
ve kâle : ve dedi
-
35-Fâtır 3
aleykum : sizin üzerinize
-
35-Fâtır 8
aleyhim : onlara, onlar için
-
35-Fâtır 11
ceale-kum : sizi kıldı
-
35-Fâtır 18
muskaletun : günahları yüklü olan
-
35-Fâtır 36
aleyhim : onlara, onlar için
-
35-Fâtır 39
ceale-kum : sizi kıldı
-
35-Fâtır 39
aleyhi : onun üzerine
-
35-Fâtır 41
in zâletâ : eğer (ikisi) zail olursa (yok olursa)
-
36-Yâsin 8
aglâlen : halkalar, zincirler
-
36-Yâsin 10
aleyhim : onlara
-
36-Yâsin 17
ve mâ aleynâ : ve bizim üzerimizde (sorumluluk) yok
-
36-Yâsin 20
kâle : dedi
-
36-Yâsin 26
kâle : dedi
-
36-Yâsin 27
ve ceale-nî : ve beni kıldı
-
36-Yâsin 47
kâle ellezîne : onlar dediler
-
36-Yâsin 78
kâle : dedi
-
36-Yâsin 80
ceale : kıldı
-
37-Sâffât 22
ellezîne zalemû : ki onlar zulmettiler, zulmedenler
-
37-Sâffât 30
aleykum : sizin üzerinizde
-
37-Sâffât 31
aleynâ : üzerimize
-
37-Sâffât 45
aleyhim : onların üzerine
-
37-Sâffât 51
kâle : dedi
-
37-Sâffât 54
kâle : dedi
-
37-Sâffât 55
fettalea (fe ittalea) : o zaman muttali oldu, halini yakînen gördü
-
37-Sâffât 56
kâle : dedi
-
37-Sâffât 67
aleyhâ : ona, onun üstüne
-
37-Sâffât 78
aleyhi : ona
-
37-Sâffât 79
fî el âlemîne : âlemler içinde
-
37-Sâffât 85
iz kâle : demişti
-
37-Sâffât 87
el âlemîne : âlemler
-
37-Sâffât 89
kâle : dedi
-
37-Sâffât 91
kâle : dedi
-
37-Sâffât 93
aleyhim : onları
-
37-Sâffât 95
kâle : dedi
-
37-Sâffât 99
ve kâle : ve dedi
-
37-Sâffât 102
kâle : dedi
-
37-Sâffât 102
kâle : dedi
-
37-Sâffât 108
aleyhi : ona
-
37-Sâffât 113
aleyhi : ona
-
37-Sâffât 119
aleyhimâ : ikisine
-
37-Sâffât 124
iz kâle : demişti
-
37-Sâffât 129
aleyhi : ona
-
37-Sâffât 137
aleyhim : onlara
-
37-Sâffât 146
aleyhi : onun üzerine
-
37-Sâffât 162
aleyhi : ona
-
37-Sâffât 182
el âlemîne : âlemler
-
38-Sâd 4
ve kâle : ve dedi
-
38-Sâd 5
ceale : kıldı, yaptı
-
38-Sâd 6
ventaleka (ve intaleka) : ve ayrıldı
-
38-Sâd 8
aleyhi : ona
-
38-Sâd 18
el cibâle : dağlar
-
38-Sâd 23
kâle : dedi
-
38-Sâd 31
aleyhi : ona
-
38-Sâd 32
kâle : dedi
-
38-Sâd 33
aleyye : bana
-
38-Sâd 35
kâle : dedi
-
38-Sâd 62
ricâlen : adamlar
-
38-Sâd 71
kâle : dedi
-
38-Sâd 75
kâle : dedi
-
38-Sâd 76
kâle : dedi
-
38-Sâd 77
kâle : dedi
-
38-Sâd 78
aley-ke : senin üzerine
-
38-Sâd 79
kâle : dedi
-
38-Sâd 80
kâle : dedi
-
38-Sâd 82
kâle : dedi
-
38-Sâd 84
kâle : dedi
-
38-Sâd 86
aleyhi : ona, buna karşı
-
38-Sâd 87
li el âlemîne : âlemler için, âlemlere
-
38-Sâd 88
talemunne : bileceksiniz, öğreneceksiniz
-
39-Zümer 6
ceale : kıldı, yaptı, yarattı
-
39-Zümer 8
ve ceale : ve kıldı, yaptı, yarattı
-
39-Zümer 19
aleyhi : ona, onun üzerine
-
39-Zümer 38
aleyhi : ona
-
39-Zümer 40
aleyhi : ona, onun üstüne
-
39-Zümer 41
aleyke : sana
-
39-Zümer 41
aleyhâ : kendi aleyhine
-
39-Zümer 41
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
39-Zümer 42
aleyhe : onun üzerine
-
39-Zümer 47
zalemû : zulmettiler
-
39-Zümer 49
kâle : dedi
-
39-Zümer 50
kâle-hâ : onu dedi
-
39-Zümer 51
zalemû : zulmettiler
-
39-Zümer 71
ve kâle : ve dedi
-
39-Zümer 71
aleykum : size
-
39-Zümer 73
ve kâle : ve dedi
-
39-Zümer 73
aleykum : sizin üzerinize, size
-
39-Zümer 75
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
4-Nisâ 1
ricâlen : erkekler
-
4-Nisâ 1
aleykum : sizin üzerinize
-
4-Nisâ 2
emvâle-hum : onların mallarını
-
4-Nisâ 2
emvâle-hum : onların mallarını
-
4-Nisâ 5
emvâle-kum(u) : sizin mallarınızı
-
4-Nisâ 5
ceale : kıldı, yaptı
-
4-Nisâ 6
emvâle-hum : onların mallarını
-
4-Nisâ 6
ileyhim emvâle-hum : onlara mallarını
-
4-Nisâ 6
aleyhim : onlar
-
4-Nisâ 9
aleyhim : onlara, onların üzerine, onlar için
-
4-Nisâ 10
emvâle : mallar
-
4-Nisâ 12
kelâleten : kişinin evlâdı veya anne ve babası olmaması (kardeşi, dayısı veya amcası gibi ikinci derece yakınların olması)
-
4-Nisâ 15
aleyhinne : onların üzerine, onlara
-
4-Nisâ 17
bi cehâletin : cahillik ile
-
4-Nisâ 17
aleyhim : onlara
-
4-Nisâ 18
kâle : dedi
-
4-Nisâ 20
istibdâle : bedel yapmak, değiştirmek
-
4-Nisâ 23
aleykum : sizin üzerinize, size
-
4-Nisâ 23
aleykum : size, sizin üzerinize
-
4-Nisâ 24
aleykum : sizin üzerinize, size
-
4-Nisâ 24
aleykum : sizin üzerinize
-
4-Nisâ 25
fe aleyhinne : o taktirde onlara
-
4-Nisâ 26
ve yetûbe aleykum : ve sizin tövbenizi kabul eder
-
4-Nisâ 27
en yetûbe aleykum : sizin tövbenizi kabul etmek
-
4-Nisâ 29
emvâle-kum : mallarınızı
-
4-Nisâ 31
mudhalen : dahil edilen yer, girilen yer, makam, giriş
-
4-Nisâ 34
aleyhinne : onlara, onların üzerine (aleyhine)
-
4-Nisâ 36
muhtâlen : böbürlenen, kibirli
-
4-Nisâ 38
emvâle-hum : onların malları, kendi malları, malları
-
4-Nisâ 39
aleyhim : onlar, onlara
-
4-Nisâ 40
miskâle : ölçü, ağırlık, miktar, kadar
-
4-Nisâ 44
ed dalâlete : dalâleti, sapıklığı
-
4-Nisâ 54
âle : aile, soy
-
4-Nisâ 60
dalâlen : dalâlet
-
4-Nisâ 61
teâlev : haydi gelin
-
4-Nisâ 64
zalemû : zulmettiler
-
4-Nisâ 66
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
4-Nisâ 69
aleyhim : onlara, kendilerine
-
4-Nisâ 72
kâle : dedi, söyledi
-
4-Nisâ 72
aleyye : bana
-
4-Nisâ 77
aleyhim : onlara üzerine
-
4-Nisâ 77
aleynâ : üzerimize
-
4-Nisâ 77
el kıtâle : savaş
-
4-Nisâ 80
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
4-Nisâ 83
aleykum : sizin üzerinize
-
4-Nisâ 90
aleykum : sizin üzerinize
-
4-Nisâ 90
mâ ceale : olmadı
-
4-Nisâ 90
aleyhim : onların üzerine
-
4-Nisâ 91
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
4-Nisâ 93
aleyhi : ona
-
4-Nisâ 94
aleykum : sizin üzerinize
-
4-Nisâ 95
faddale : üstün, faziletli kıldı
-
4-Nisâ 95
ve faddale : ve üstün, faziletli kıldı
-
4-Nisâ 101
aleykum : sizin üzerinize, size
-
4-Nisâ 102
aleykum : sizin üzerinize, size
-
4-Nisâ 102
aleykum : sizin üzerinize, size
-
4-Nisâ 109
aleyhim : onlara
-
4-Nisâ 113
aleyke : senin üzerine
-
4-Nisâ 113
aleyke : sana
-
4-Nisâ 113
aleyke : sana, senin üzerine
-
4-Nisâ 116
dalâlen : dalâlet, sapıklık
-
4-Nisâ 118
ve kâle : ve dedi
-
4-Nisâ 127
aleykum : size
-
4-Nisâ 128
aleyhimâ : ikisinin üzerine, ikisine
-
4-Nisâ 136
dalâlen : dalâlet
-
4-Nisâ 140
aleykum : size
-
4-Nisâ 141
aleykum : size, sizin üzerinize
-
4-Nisâ 141
len yec'ale : asla yapmaz
-
4-Nisâ 144
aleykum : size, sizin üzerinize, aleyhinize
-
4-Nisâ 153
aleyhim : onlara
-
4-Nisâ 155
aleyhâ : onun üzerini
-
4-Nisâ 157
mâ salebû-hu : onu asmadılar
-
4-Nisâ 159
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
4-Nisâ 160
aleyhim : onlara
-
4-Nisâ 161
emvâle : mallar
-
4-Nisâ 164
aleyke : sana
-
4-Nisâ 164
aleyke : sana
-
4-Nisâ 167
dalâlen : dalâlet
-
4-Nisâ 168
ve zalemû : ve zulmettiler, haksızlık ettiler
-
4-Nisâ 176
fî el kelâleti : anne ve babası ve çocuğu olmayan kimse hakkında (dayı, amca, kardeş gibi ikinci derecede akrabaları olan kimse hakkında)
-
4-Nisâ 176
ricâlen : erkek
-
40-Mü'min 26
ve kâle : ve dedi
-
40-Mü'min 27
ve kâle : ve dedi
-
40-Mü'min 28
ve kâle : ve dedi
-
40-Mü'min 28
aleyhi : ona, onun üzerine, kendi aleyhine
-
40-Mü'min 29
kâle : dedi
-
40-Mü'min 30
ve kâle : ve dedi
-
40-Mü'min 30
aleykum : size, sizin üzerinize
-
40-Mü'min 32
aleykum : size, sizin üzerinize, sizin için
-
40-Mü'min 36
ve kâle : ve dedi
-
40-Mü'min 38
ve kâle : ve dedi
-
40-Mü'min 46
aleyhâ : ona, onun üzerine
-
40-Mü'min 46
âle firavne : firavunun ailesi
-
40-Mü'min 48
kâle : dedi
-
40-Mü'min 49
ve kâle : ve dedi
-
40-Mü'min 60
kâle : dedi
-
40-Mü'min 61
ceale : kıldı, yaptı, yarattı
-
40-Mü'min 64
ceale : kıldı, yaptı, yarattı
-
40-Mü'min 64
rabbu el âlemîne : âlemlerin rabbi
-
40-Mü'min 65
el âlemîne : âlemler
-
40-Mü'min 66
li rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbine
-
40-Mü'min 78
aleyke : sana
-
40-Mü'min 78
aleyke : sana
-
40-Mü'min 79
ceale : kıldı, yaptı, yarattı
-
40-Mü'min 80
aleyhâ : onun üstünde
-
40-Mü'min 80
ve aleyhâ : ve onların üstünde
-
40-Mü'min 85
kad halet : gelip geçti
-
41-Fussilet 9
el âlemîne : âlemler
-
41-Fussilet 10
ve ceale : ve kıldı, oluşturdu
-
41-Fussilet 11
kâle : dedi
-
41-Fussilet 11
kâletâ : ikisi de
-
41-Fussilet 16
aleyhim : onların üzerine
-
41-Fussilet 20
aleyhim : onlara
-
41-Fussilet 21
aleynâ : bize
-
41-Fussilet 22
aleykum : size, size karşı (aleyhinize)
-
41-Fussilet 25
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
41-Fussilet 25
halet : gelmiş geçmiş
-
41-Fussilet 26
ve kâle : ve dedi
-
41-Fussilet 29
ve kâle : ve dedi
-
41-Fussilet 30
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
41-Fussilet 33
ve kâle : ve dedi
-
41-Fussilet 39
aleyhâ : onun üzerine
-
41-Fussilet 40
aleynâ : bize
-
41-Fussilet 44
aleyhim : onlara
-
41-Fussilet 46
aleyhâ : kendi aleyhine
-
42-Şûrâ 6
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
42-Şûrâ 6
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
42-Şûrâ 8
ceale-hum : onları kıldı, yaptı
-
42-Şûrâ 10
aleyhi : ona
-
42-Şûrâ 11
ceale : kıldı, yaptı
-
42-Şûrâ 16
ve aleyhim : ve onların üzerinde
-
42-Şûrâ 23
aleyhi : ona, ona karşı
-
42-Şûrâ 41
mâ aleyhim : onların üzerine yoktur
-
42-Şûrâ 45
aleyhâ : ona
-
42-Şûrâ 45
ve kâle : ve dedi
-
42-Şûrâ 48
aleyhim : onların üzerine
-
42-Şûrâ 48
aleyke : senin üzerinde
-
43-Zuhruf 10
ceale : kıldı, yaptı
-
43-Zuhruf 10
ve ceale : ve kıldı, yaptı
-
43-Zuhruf 12
ve ceale : ve kıldı, yaptı
-
43-Zuhruf 13
aleyhi : onun üzerine, ona
-
43-Zuhruf 23
kâle : dedi
-
43-Zuhruf 24
kâle : dedi
-
43-Zuhruf 24
aleyhi : onun üzerinde
-
43-Zuhruf 26
ve iz kâle : ve demişti
-
43-Zuhruf 28
ve ceale-hâ : ve onu kıldı
-
43-Zuhruf 33
aleyhâ : üzerinde
-
43-Zuhruf 34
aleyhâ : onun üzerine
-
43-Zuhruf 38
kâle : dedi
-
43-Zuhruf 39
zalemtum : zulmettiniz
-
43-Zuhruf 42
aleyhim : onların üstünde, üzerinde
-
43-Zuhruf 46
kâle : dedi
-
43-Zuhruf 46
el âlemîne : âlemler
-
43-Zuhruf 51
kâle : dedi
-
43-Zuhruf 53
aleyhi : ona
-
43-Zuhruf 59
aleyhi : ona, onu
-
43-Zuhruf 63
kâle : dedi
-
43-Zuhruf 65
zalemû : zulmettiler
-
43-Zuhruf 68
aleykum : sizin üzerinize, size
-
43-Zuhruf 71
aleyhim : onların
-
43-Zuhruf 76
ve mâ zalemnâ-hum : ve biz onlara zulmetmedik
-
43-Zuhruf 77
aleynâ : bizim üzerimize, bizim hakkımızda
-
43-Zuhruf 77
kâle : dedi
-
43-Zuhruf 88
kîli-hi \n(kâle) \n(kîle) : onun demesi \n: (dedi) \n: (tarafından ..... denildi)
-
44-Duhân 29
aleyhim : onlara
-
44-Duhân 32
alâ el âlemîne : âlemlerin üzerine, âlemlere
-
45-Câsiye 6
aleyke : sana
-
45-Câsiye 8
aleyhi : ona
-
45-Câsiye 15
aleyhâ : onun üzerine, kendi aleyhine
-
45-Câsiye 16
alâ el âlemîne : âlemlere
-
45-Câsiye 21
en nec'ale-hum : onları kılarız
-
45-Câsiye 23
ve ceale : ve kıldı
-
45-Câsiye 25
aleyhim : onlara
-
45-Câsiye 29
aleykum : size
-
45-Câsiye 31
aleykum : size
-
45-Câsiye 36
el âlemîne : âlemler
-
46-Ahkaf 7
aleyhim : onlara
-
46-Ahkaf 7
kâle : dedi
-
46-Ahkaf 11
ve kâle : ve dedi
-
46-Ahkaf 12
zalemû : zulmettiler
-
46-Ahkaf 13
aleyhim : onlara
-
46-Ahkaf 15
kâle : dedi
-
46-Ahkaf 15
aleyye : beni, bana
-
46-Ahkaf 17
kâle : dedi
-
46-Ahkaf 17
ve kad haleti : ve gelip geçmiş
-
46-Ahkaf 18
aleyhim : onların üzerine
-
46-Ahkaf 18
kad halet : gelip geçmiş
-
46-Ahkaf 19
a'mâle-hum : onların amelleri
-
46-Ahkaf 21
ve kad haletin : ve gelip geçmiş
-
46-Ahkaf 21
aleykum : sizin üzerinize
-
46-Ahkaf 23
kâle : dedi
-
46-Ahkaf 34
alen nâri : ateşe
-
46-Ahkaf 34
kâle : dedi ki
-
47-Muhammed 1
a'mâle-hum : onların amelleri
-
47-Muhammed 2
bâle-hum : onların halleri
-
47-Muhammed 3
emsâle-hum : onların misâlleri, kendi durumları
-
47-Muhammed 4
a'mâle-hum : onların amelleri
-
47-Muhammed 5
bâle-hum : onların hallerini
-
47-Muhammed 8
a'mâle-hum : onların amelleri
-
47-Muhammed 9
a'mâle-hum : onların amellerini
-
47-Muhammed 10
aleyhim : onları
-
47-Muhammed 16
kâle : dedi, söyledi
-
47-Muhammed 20
el magsiyyi aleyhi : üzerine baygınlık çökmüş
-
47-Muhammed 28
a'mâle-hum : onların amelleri
-
47-Muhammed 30
a'mâle-kum : sizin amelleriniz
-
47-Muhammed 32
a'mâle-hum : onların amelleri
-
47-Muhammed 33
a'mâle-kum : sizin amelleriniz
-
47-Muhammed 35
a'mâle-kum : sizin amelleriniz
-
47-Muhammed 36
emvâle-kum : sizin mallarınız
-
47-Muhammed 38
emsâle-kum : sizin gibi
-
48-Fetih 2
aleyke : sana
-
48-Fetih 6
aleyhim : onlara
-
48-Fetih 6
aleyhim : onlara
-
48-Fetih 10
aleyhullâhe : Allah'a
-
48-Fetih 11
şegalet-nâ : bizi meşgul etti
-
48-Fetih 15
kâle : dedi
-
48-Fetih 18
aleyhim : onların üzerine
-
48-Fetih 21
aleyhâ : ona
-
48-Fetih 23
halet : gelip geçti (geçmişten beri devam eden)
-
48-Fetih 24
aleyhim : onların üzerine, onlara karşı
-
48-Fetih 26
ceale \n(ceale fî) : kıldı, yaptı \n: (yerleştirdi)
-
48-Fetih 27
ceale : kıldı, yaptı
-
49-Hucurât 6
bi cehâletin : cehaletle, cahillikle, bilmeyerek
-
49-Hucurât 14
kâlet(i) : dedi(ler)
-
49-Hucurât 17
aleyke : sana
-
49-Hucurât 17
aleyye : bana, beni
-
49-Hucurât 17
aleykum : size
-
5-Mâide 1
aleykum : size
-
5-Mâide 2
haleltum : ihramdan çıktınız
-
5-Mâide 3
aleykum(u) : sizin üzerinize, size
-
5-Mâide 3
aleykum ni'metî : sizin üzerinize nimetimi
-
5-Mâide 4
aleykum : size, sizin için
-
5-Mâide 4
aleyhi : onun üzerine
-
5-Mâide 6
li yec'ale aleykum : size yapmak, çıkartmak, kılmak
-
5-Mâide 6
aleykum : sizin üzerinize, size
-
5-Mâide 7
aleykum : sizin üzerinize
-
5-Mâide 11
aleykum : sizin üzerinize
-
5-Mâide 12
ve kâle allâhu : ve Allâh (c.c.) dedi (buyurdu)
-
5-Mâide 18
ve kâlet(i) : ve dedi
-
5-Mâide 20
ve iz kâle mûsâ : ve Hz. Musâ demişti
-
5-Mâide 20
aleykum : üzerinize
-
5-Mâide 20
iz ceale fî kum : o zaman içinizde kıldı
-
5-Mâide 20
ve ceale-kum : ve sizi kıldı, yaptı
-
5-Mâide 20
min el âlemîne : âlemlerden
-
5-Mâide 23
kâle raculâni : iki adam dedi
-
5-Mâide 23
aleyhima : o ikisine
-
5-Mâide 23
aleyhim(u) : onların üzerine
-
5-Mâide 25
kâle rabbi : Rabb'im dedi
-
5-Mâide 26
kâle : dedi
-
5-Mâide 26
aleyhim : onlara
-
5-Mâide 27
ve utlu aleyhim : ve, onlara tilavet et, oku!
-
5-Mâide 27
kâle le aktulenne-ke : seni mutlaka öldüreceğim dedi
-
5-Mâide 27
kâle : dedi
-
5-Mâide 28
rabbe el âlemîne : âlemlerin Rabb'i
-
5-Mâide 31
kâle yâ veyletâ : yazıklar olsun bana dedi
-
5-Mâide 34
aleyhim : onları
-
5-Mâide 38
nekâlen : ibret verici, korkunç bir ceza olarak
-
5-Mâide 39
yetûbu aleyhi : onun tövbesini kabul eder
-
5-Mâide 44
ve kânû aleyhi : ve onun üzerine oldular
-
5-Mâide 45
ve ketebnâ aleyhim : ve onların üzerine yazdık, farz kıldık
-
5-Mâide 48
aleyhi : onu, onun üzerine
-
5-Mâide 48
le ceale-kum : elbette sizi kılardı, yapardı
-
5-Mâide 60
ve gadıbe aleyhi : ve ona gazap, öfke duydu
-
5-Mâide 60
ve ceale min-hum(u) : ve onlardan kıldı, yaptı
-
5-Mâide 64
ve kâlet(i) el yehûdu : ve yahudiler dedi
-
5-Mâide 67
risâlete-hu : O'nun risâletini (gönderdiğini, elçiliğini)
-
5-Mâide 69
fe lâ havfun aleyhim : artık onlara korku yoktur
-
5-Mâide 71
aleyhim : onların
-
5-Mâide 72
ve kâle el mesîhu : ve Mesih dedi
-
5-Mâide 72
allâhu aleyhi : Allâh (cc.) ona
-
5-Mâide 75
kad halet : gelip, geçmiştir
-
5-Mâide 80
aleyhim : onlara
-
5-Mâide 88
halâlen tayyiben : temiz, helâl
-
5-Mâide 89
izâ haleftum : yemin edip hilâfına (aksine) hareket ettiğiniz, yemininizi bozduğunuz zaman
-
5-Mâide 95
vebâle emri-hi : işinin vebâli, cezası
-
5-Mâide 96
aleykum : sizin üzerinize, size
-
5-Mâide 97
ceale allâhu : Allâh (cc.) yaptı, sebep kıldı, var etti
-
5-Mâide 103
mâ ceale : kılmadı, yapmadı
-
5-Mâide 104
teâlev : gelin
-
5-Mâide 104
aleyhi : onun üzerine, üzerinde
-
5-Mâide 105
aleykum : sizin üzerinize
-
5-Mâide 107
istehakka aleyhim(u) : onlara daha layık, onların üzerinde hak sahibi
-
5-Mâide 110
iz kâle : demişti
-
5-Mâide 110
aleyke : senin üzerinde
-
5-Mâide 110
fe kâle : o zaman dedi
-
5-Mâide 112
iz kâle : demişti
-
5-Mâide 112
aleynâ : bize
-
5-Mâide 112
kâle itteku allâhe : Allâh'a (cc.) karşı takvâ sahibi olun dedi
-
5-Mâide 113
aleyhâ : onun üzerine
-
5-Mâide 114
kâle : dedi
-
5-Mâide 114
enzil aleynâ : bize indir
-
5-Mâide 115
kâle allâhu : Allâh (cc.) buyurdu
-
5-Mâide 115
aleykum : sizin üzerinize
-
5-Mâide 115
min el âlemîne : âlemlerden
-
5-Mâide 116
ve iz kâle allâhu : ve Allâh (cc.) dediği (buyurduğu) zaman
-
5-Mâide 116
kâle subhâne-ke : seni noksan sıfatlardan arındırırım, tenzih ederim dedi
-
5-Mâide 117
aleyhim şehîden : onların üzerine şâhid
-
5-Mâide 117
er rakîbe aleyhim : onları gözeten, gözetleyen, onlara murakip
-
5-Mâide 119
kâle allâhu : Allâh (cc.) dedi (buyurdu)
-
50-Kaf 2
kâle : dedi
-
50-Kaf 23
ve kâle : ve dedi
-
50-Kaf 26
ceale : kıldı, yaptı
-
50-Kaf 27
kâle : dedi
-
50-Kaf 28
kâle : dedi
-
50-Kaf 44
aleynâ : bize
-
50-Kaf 45
aleyhim : onların üzerinde
-
51-Zâriyât 25
aleyhi : ona, onun yanına
-
51-Zâriyât 25
kâle : dedi
-
51-Zâriyât 27
kâle : dedi
-
51-Zâriyât 29
ve kâlet : ve dedi
-
51-Zâriyât 30
kâle : dedi
-
51-Zâriyât 31
kâle : dedi
-
51-Zâriyât 33
aleyhim : onların üzerlerine
-
51-Zâriyât 39
ve kâle : ve dedi
-
51-Zâriyât 41
aleyhi : onların üzerlerine
-
51-Zâriyât 42
aleyhi : onun üzerine
-
51-Zâriyât 42
cealet-hu : onu kıldı, yaptı
-
51-Zâriyât 59
zalemû : zulmettiler
-
52-Tûr 16
aleykum : size, sizin için
-
52-Tûr 24
aleyhim : onların etrafında, onlara
-
52-Tûr 27
aleynâ : bize
-
52-Tûr 47
li ellezîne zalemû : zalimlere, zulmedenlere
-
53-Necm 47
aleyhi : ona ait, onun üzerinde
-
54-Kamer 19
aleyhim : onların üzerlerine
-
54-Kamer 25
aleyhi : ona
-
54-Kamer 31
aleyhim : onların üzerine
-
54-Kamer 34
aleyhim : onların üzerine
-
54-Kamer 34
âle : ailesi
-
54-Kamer 41
âle : ailesi
-
55-Rahmân 26
aleyhâ fânin : fanilik üzeredir, yok olucudur
-
55-Rahmân 35
aleykumâ : siz ikinizin (iki toplumun) üzerine
-
56-Vâkıa 16
aleyhâ : onun üzerine
-
56-Vâkıa 17
aleyhim : onları, etrafını
-
56-Vâkıa 54
aleyhi : onun üzerine
-
56-Vâkıa 61
emsâle-kum : sizin emsalleriniz, suretleriniz
-
56-Vâkıa 80
el âlemîne : alemler
-
57-Hadid 7
ceale-kum : sizi kıldı
-
57-Hadid 16
tâle : geçti
-
57-Hadid 16
aleyhim : onların üzerinde
-
57-Hadid 27
aleyhim : onlara, onların üzerine
-
58-Mücâdele 13
aleykum : sizin
-
58-Mücâdele 14
aleyhim : onlara
-
58-Mücâdele 19
aleyhim(u) : onların üzerini, onları
-
59-Haşr 3
aleyhim(u) : onların üzerine
-
59-Haşr 6
aleyhi : onun üzerine
-
59-Haşr 15
vebâle : vebal, günah, ağır sonuç
-
59-Haşr 16
kâle : dedi
-
59-Haşr 16
kâle : dedi
-
59-Haşr 16
el âlemîne : âlemlerin
-
6-En'âm 1
ve ceale : ve kıldı, yaptı, var etti
-
6-En'âm 6
aleyhim : onlara
-
6-En'âm 7
aleyke kitâben : sana yazılı olarak, kitap olarak
-
6-En'âm 7
le kâle : mutlaka dedi (derdi)
-
6-En'âm 8
aleyhi : ona
-
6-En'âm 9
aleyhim : onlara
-
6-En'âm 30
kâle : dedi, buyurdu
-
6-En'âm 30
kâle : dedi
-
6-En'âm 35
aleyke : sana
-
6-En'âm 37
aleyhi : ona
-
6-En'âm 44
aleyhim : onlara
-
6-En'âm 45
zalemû : zulmettiler
-
6-En'âm 45
el âlemîne : âlemler
-
6-En'âm 48
aleyhim : onlara
-
6-En'âm 52
mâ aleyke : senin üstüne değil, yoktur
-
6-En'âm 52
aleyhim : onların üzerine
-
6-En'âm 53
aleyhim : onlara
-
6-En'âm 54
selâmun aleykum : selâm üzerinize olsun
-
6-En'âm 54
bi cehâletin : cahillikle
-
6-En'âm 61
aleykum : sizin üzerinize
-
6-En'âm 65
aleykum : sizin üzerinize
-
6-En'âm 66
aleykum : sizin üzerinize
-
6-En'âm 71
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbine
-
6-En'âm 74
ve iz kâle : demişti
-
6-En'âm 76
aleyhi el leylu : gece onun üzerini
-
6-En'âm 76
kâle : dedi
-
6-En'âm 76
kâle : dedi
-
6-En'âm 77
kâle : dedi
-
6-En'âm 77
kâle : dedi
-
6-En'âm 78
kâle hâzâ : dedi, bu
-
6-En'âm 78
kâle : dedi
-
6-En'âm 80
kâle : dedi
-
6-En'âm 81
aleykum : size
-
6-En'âm 86
alâ el âlemîne : âlemlere
-
6-En'âm 90
aleyhi : ona (karşılık)
-
6-En'âm 90
li el âlemîne : âlemlere, âlemler için
-
6-En'âm 93
kâle : dedi
-
6-En'âm 93
kâle : dedi
-
6-En'âm 96
ve ceale el leyle : ve geceyi kıldı (yaptı)
-
6-En'âm 97
ceale : kıldı, yaptı, var etti
-
6-En'âm 104
fe aleyhâ : o zaman onun aleyhinedir (sorumluluğu onun üzerinedir)
-
6-En'âm 104
ve mâ ene aleykum : ve ben sizin üzerinize ... değilim
-
6-En'âm 107
aleyhim : onların üzerinde
-
6-En'âm 107
aleyhim : onların üzerinde, onlara
-
6-En'âm 111
aleyhim : onları, onlara
-
6-En'âm 118
aleyhi : onun üzerine
-
6-En'âm 119
aleyhi : onun üzerine
-
6-En'âm 119
ve kad fassale : ve ayrı ayrı açıklamıştı
-
6-En'âm 119
aleykum : size
-
6-En'âm 121
aleyhi : onun üzerine
-
6-En'âm 124
risâlete-hu : risaletini, elçiliğini
-
6-En'âm 128
ve kâle : ve dedi
-
6-En'âm 128
kâle : dedi
-
6-En'âm 130
aleykum : size
-
6-En'âm 137
aleyhim : onlara
-
6-En'âm 138
aleyha : onun üzerine
-
6-En'âm 138
iftirâen aleyhi : ona iftira ederek
-
6-En'âm 143
aleyhi : onu, kendisini
-
6-En'âm 144
aleyhi : onu
-
6-En'âm 146
aleyhim : onlara
-
6-En'âm 151
teâlev : gelin
-
6-En'âm 151
aleykum : size
-
6-En'âm 152
mâle : mal
-
6-En'âm 157
aleynâ el kitâbu : bize kitap
-
6-En'âm 162
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
6-En'âm 164
aleyhâ : ona, kendisine
-
6-En'âm 165
ceale-kum : sizi kıldı, yaptı
-
60-Mümtehine 4
aleyke : sana
-
60-Mümtehine 7
en yec'ale : kılması, yapması
-
60-Mümtehine 10
aleykum : sizin üzerinize
-
60-Mümtehine 13
aleyhim : onlara
-
61-Saf 5
kâle : dedi
-
61-Saf 6
kâle : dedi
-
61-Saf 14
kâle : dedi
-
61-Saf 14
kâle : dedi
-
62-Cum'a 2
aleyhim : onlara
-
63-Münâfikûn 4
aleyhim : onlara, üzerlerine, aleyhlerine
-
63-Münâfikûn 5
teâlev : geliniz
-
63-Münâfikûn 6
aleyhim : onlara, onlar için
-
64-Teğabün 5
vebâle : vebal, kötü netice
-
65-Talâk 1
zaleme : zulmetti
-
65-Talâk 3
ceale : kıldı, yaptı
-
65-Talâk 6
aleyhinne : onlara, onları
-
65-Talâk 6
aleyhinne : onlara
-
65-Talâk 7
aleyhi : ona
-
65-Talâk 9
vebâle : vebal, kötü netice, ağır ceza
-
65-Talâk 11
aleykum : size
-
66-Tahrim 3
aleyhi : ona
-
66-Tahrim 3
kâlet : dedi
-
66-Tahrim 3
kâle : dedi
-
66-Tahrim 4
aleyhi : ona (karşı)
-
66-Tahrim 6
aleyhâ : onun üzerindeki
-
66-Tahrim 9
aleyhim : onlara
-
66-Tahrim 11
iz kâlet : demişti
-
67-Mülk 15
ceale : kıldı
-
67-Mülk 17
aleykum : sizin üzerinize
-
67-Mülk 23
ve ceale : ve kıldı, yaptı, verdi
-
67-Mülk 29
ve aleyhi : ve ona
-
68-Kalem 1
el kalemi : ve kaleme
-
68-Kalem 15
aleyhi : ona
-
68-Kalem 15
kâle : dedi
-
68-Kalem 19
aleyhâ : onun üzerinde
-
68-Kalem 23
intalekû : ayrıldılar
-
68-Kalem 24
aleykum : size, sizin yanınıza
-
68-Kalem 28
kâle : dedi
-
68-Kalem 39
aleynâ : üzerimizde
-
68-Kalem 50
ceale-hu : onu kıldı
-
68-Kalem 52
el âlemîne : âlemler
-
69-Hâkka 7
aleyhim : onların üzerine
-
69-Hâkka 12
li nec'ale-hâ : onu kılalım diye
-
69-Hâkka 43
el âlemîne : âlemlerin
-
69-Hâkka 44
aleynâ : bize karşı
-
7-A'râf 7
aleyhim : onlara
-
7-A'râf 12
kâle : dedi
-
7-A'râf 13
kâle : dedi
-
7-A'râf 14
kâle : dedi
-
7-A'râf 15
kâle : dedi
-
7-A'râf 16
kâle : dedi
-
7-A'râf 18
kâle : dedi
-
7-A'râf 20
kâle : dedi
-
7-A'râf 22
aleyhimâ : üzerlerine (ikisinin)
-
7-A'râf 23
zalem-nâ : zulmettik
-
7-A'râf 24
kâle : dedi
-
7-A'râf 25
kâle : dedi
-
7-A'râf 26
aleykum : size
-
7-A'râf 28
aleyhâ : onun üzerinde
-
7-A'râf 30
aleyhim ed dalâletu : üzerlerine dalâlet
-
7-A'râf 35
aleykum : size
-
7-A'râf 35
aleyhim : onlara
-
7-A'râf 38
kâle edhulû : girin dedi
-
7-A'râf 38
halet : gelip geçti
-
7-A'râf 38
dehalet : girdi, dahil oldu
-
7-A'râf 38
kâlet : dedi (dediler)
-
7-A'râf 38
kâle : dedi
-
7-A'râf 39
ve kâlet : ve dedi (dediler)
-
7-A'râf 39
aleynâ : bize
-
7-A'râf 46
en selâmun aleykum : selâmlanmak sizin üzerinize olsun, selâm sizin üzerinize olsun
-
7-A'râf 48
ricâlen : adamlar
-
7-A'râf 49
aleykum : size
-
7-A'râf 50
aleynâ : bize
-
7-A'râf 54
rabbu el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
7-A'râf 57
sikâlen : ağır (ağırlık)
-
7-A'râf 59
fe kâle : o zaman dedi
-
7-A'râf 59
aleykum : sizin üzerinize
-
7-A'râf 60
kâle : dedi
-
7-A'râf 61
kâle : dedi
-
7-A'râf 61
dalâletun : dalâlette
-
7-A'râf 61
min rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbinden
-
7-A'râf 65
kâle : dedi
-
7-A'râf 66
kâle : dedi
-
7-A'râf 67
kâle : dedi
-
7-A'râf 67
min rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbinden
-
7-A'râf 69
iz ceale-kum : sizi kıldığını, sizi yaptığını
-
7-A'râf 71
kâle : dedi
-
7-A'râf 71
aleykum : sizin üzerinize
-
7-A'râf 73
kâle : dedi
-
7-A'râf 74
iz ceale-kum : sizi kılmıştı, yapmıştı
-
7-A'râf 74
el cibâle : dağlar
-
7-A'râf 75
kâle : dedi
-
7-A'râf 76
kâle : dedi
-
7-A'râf 79
ve kâle : ve dedi
-
7-A'râf 79
risâlete : risaleler, elçiye verilip gönderilenler
-
7-A'râf 80
kâle : dedi
-
7-A'râf 80
min el âlemîn : âlemlerden
-
7-A'râf 81
er ricâle : erkeklere
-
7-A'râf 84
aleyhim : onların üzerine
-
7-A'râf 85
kâle : dedi
-
7-A'râf 88
kâle : dedi
-
7-A'râf 88
kâle : dedi
-
7-A'râf 90
ve kâle : dedi
-
7-A'râf 93
ve kâle : ve dedi
-
7-A'râf 96
aleyhim : onlara
-
7-A'râf 101
aleyke : sana
-
7-A'râf 103
fe zalemû : fakat zulmettiler
-
7-A'râf 104
ve kâle : ve dedi
-
7-A'râf 104
min rabbi el âlemîn : âlemlerin Rabbinden
-
7-A'râf 106
kâle : dedi
-
7-A'râf 109
kâle : dedi
-
7-A'râf 114
kâle : dedi
-
7-A'râf 116
kâle : dedi
-
7-A'râf 118
ve batale : ve bâtıl oldu, yok oldu
-
7-A'râf 119
ve inkalebû : ve geri döndüler
-
7-A'râf 121
bi rabbi el âlemîn : âlemlerin Rabbine
-
7-A'râf 123
kâle : dedi
-
7-A'râf 126
aleynâ : bize, üzerimize
-
7-A'râf 127
ve kâle el meleu : ve ileri gelenler dedi
-
7-A'râf 127
kâle : dedi
-
7-A'râf 128
kâle : dedi
-
7-A'râf 129
kâle : dedi
-
7-A'râf 130
âle fir'avne : firavunun ailesi
-
7-A'râf 133
aleyhim et tûfâne : üzerlerine tufan (yok eden, telef eden yağmur ve sel)
-
7-A'râf 134
aleyhim er riczu : üzerlerine azap
-
7-A'râf 138
kâle : dedi
-
7-A'râf 140
kâle : dedi
-
7-A'râf 140
faddale-kum : sizi üstün kıldı
-
7-A'râf 140
alâ el âlemîne : âlemlerin üstüne, âlemlere
-
7-A'râf 142
ve kâle mûsâ : ve Musa (as) dedi
-
7-A'râf 143
kâle : dedi
-
7-A'râf 143
kâle : dedi
-
7-A'râf 143
ceale-hu : onu kıldı, yaptı
-
7-A'râf 143
kâle : dedi
-
7-A'râf 144
kâle : dedi
-
7-A'râf 150
kâle : dedi
-
7-A'râf 150
haleftumû-nî : benim yerime geçtiniz, bana halef oldunuz
-
7-A'râf 150
kâle ibne umme : dedi, anne oğlu, annem oğlu
-
7-A'râf 151
kâle : dedi
-
7-A'râf 155
kâle : dedi
-
7-A'râf 156
kâle : dedi
-
7-A'râf 157
aleyhim el habâise : onlara, habis olan şeyleri (kötü ve pis olan şeyler)
-
7-A'râf 157
ve el aglâle elletî : ve zincirin halkaları ki o
-
7-A'râf 157
aleyhim : onların üzerinde
-
7-A'râf 160
aleyhim : onların üzerini
-
7-A'râf 160
aleyhim el menne : onlara kudret helvası
-
7-A'râf 160
ve mâ zâlemû-nâ : ve bize zulmetmediler
-
7-A'râf 162
ellezîne zalemû : onlar ki zulmettiler, zulmedenler
-
7-A'râf 162
aleyhim : onların üzerine
-
7-A'râf 164
ve iz kâlet : ve dediği zaman
-
7-A'râf 165
zalemû : zulmettiler
-
7-A'râf 167
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
7-A'râf 169
fe halefe : artık halef oldu, yerine geçti
-
7-A'râf 169
aleyhim : onların üzerine, onlardan
-
7-A'râf 173
feale : yaptı
-
7-A'râf 175
aleyhim : onlara
-
7-A'râf 176
aleyhi : ona
-
7-A'râf 189
ve ceale : ve kıldı, yarattı
-
7-A'râf 189
eskalet : ağırlaştı, ağır oldu
-
7-A'râf 193
aleykum : sizin üzerinize, sizin için
-
70-Meâric 38
en yudhale : dahil edileceğini, sokulacağını
-
71-Nuh 2
kâle : dedi
-
71-Nuh 5
kâle : dedi
-
71-Nuh 11
aleykum : size, üzerinize
-
71-Nuh 16
ve ceale : ve kıldı
-
71-Nuh 16
ve ceale : ve kıldı
-
71-Nuh 19
ceale : kıldı
-
71-Nuh 21
kâle : dedi
-
71-Nuh 24
dalâlen : dalâlet, sapma, sapıklık
-
71-Nuh 26
ve kâle : ve dedi
-
71-Nuh 28
dehale : girdi
-
72-Cin 19
aleyhi : onun çevresinde
-
73-Müzzemmil 4
aleyhi : onu
-
73-Müzzemmil 5
aleyke : sana
-
73-Müzzemmil 12
enkâlen : ağır kelepçeler, ağır zincirler
-
73-Müzzemmil 15
aleykum : sizin üzerinize
-
73-Müzzemmil 20
tâbe aleykum : sizin tövbenizi kabul etti
-
74-Müddessir 12
mâlen : mal, servet
-
74-Müddessir 24
kâle : dedi
-
74-Müddessir 30
aleyhâ : onun üzerinde vardır
-
75-Kıyamet 17
aleynâ : bize ait
-
75-Kıyamet 19
aleynâ : bizim üzerimize, bize ait
-
75-Kıyamet 25
en yuf'ale : yapılacak
-
75-Kıyamet 39
ceale : kıldı, yaptı
-
76-İnsan 4
ve aglâlen : ve demir halkalar
-
76-İnsan 14
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
76-İnsan 15
aleyhim : onların
-
76-İnsan 19
aleyhim : onların
-
76-İnsan 23
aleyke : sana
-
76-İnsan 28
emsâle-hum : onların emsalleri, benzerleri
-
77-Mürselât 33
cimâletun : erkek develer
-
78-Nebe 7
ve el cibâle : ve dağlar
-
78-Nebe 38
ve kâle : ve söyledi
-
79-Nâziât 24
kâle : dedi
-
79-Nâziât 25
nekâle : korkunç ceza, azap
-
79-Nâziât 32
ve el cibâle : ve dağlar
-
8-Enfâl 2
aleyhim : onlara
-
8-Enfâl 10
mâ ceale-hu allâhu : Allah onu yapmadı
-
8-Enfâl 11
aley-kum : size, sizin üzerinize
-
8-Enfâl 25
ellezîne zalemû : zulmeden kimseler
-
8-Enfâl 31
aleyhim : onlara
-
8-Enfâl 32
aleynâ : üzerimize
-
8-Enfâl 36
emvâle-hum : mallarını
-
8-Enfâl 36
aleyhim : onların üzerine, onlara
-
8-Enfâl 37
ve yec'ale : ve kılar, yapar, koyar
-
8-Enfâl 37
fe yec'ale-hu : böylece onu kılar, yapar
-
8-Enfâl 48
a'mâle-hum : amellerini, yaptıklarını
-
8-Enfâl 48
ve kâle : ve dedi
-
8-Enfâl 48
ve kâle : ve dedi
-
8-Enfâl 54
âle : aile (grup, topluluk, ordu)
-
8-Enfâl 69
halâlen : helâl olarak
-
8-Enfâl 72
fe aleykum en nasru : artık, o zaman yardım etmek üzerinizedir (sorumlusunuz)
-
80-Abese 7
mâ aleyke : senin üzerinde bir sorumluluk yoktur
-
80-Abese 40
aleyhâ : onun üzeri
-
81-Tekvir 27
el âlemîne : âlemler
-
81-Tekvir 29
rabbu el âlemîne : âlemlerin rabbi
-
82-İnfitâr 10
aleykum : sizin üzerinizde
-
83-Mutaffifin 6
el âlemîne : âlemlerin
-
83-Mutaffifin 13
aleyhi : ona
-
83-Mutaffifin 13
kâle : dedi
-
83-Mutaffifin 31
inkalebû : döndüler
-
83-Mutaffifin 31
inkalebû : döndüler
-
83-Mutaffifin 33
aleyhim : onların üzerine
-
84-İnşikak 21
aleyhim (u) : onlara
-
85-Bürûc 6
aleyhâ : onun üzerinde, etrafında
-
86-Târık 4
aleyhâ : üzerinde
-
87-A'lâ 5
ceale-hu : onu kıldı, yaptı
-
88-Ğâşiye 22
aleyhim : onlara, onların üzerinde
-
88-Ğâşiye 26
aleynâ : bize ait
-
89-Fecr 6
feale : yaptı
-
89-Fecr 13
aleyhim : onların üzerine
-
89-Fecr 16
aleyhi : ona
-
89-Fecr 20
el mâle : mal
-
9-Tevbe 4
aleykum : size karşı
-
9-Tevbe 8
aleykum : size karşı
-
9-Tevbe 14
aleyhim : onlara karşı
-
9-Tevbe 25
ve dâkat aleykum : ve size dar geldi, aciz kaldınız
-
9-Tevbe 30
ve kâlet el yahûdu : ve yahudiler dediler
-
9-Tevbe 30
ve kâlet en nasârâ : ve nasraniler dediler
-
9-Tevbe 34
emvâle en nâsi : insanların malları
-
9-Tevbe 35
aleyhâ : üzerinde
-
9-Tevbe 40
aleyhi : onun üzerine
-
9-Tevbe 40
ve ceale : ve kıldı
-
9-Tevbe 41
ve sikâlen : ve ağır olarak (piyade)
-
9-Tevbe 42
aleyhim : onlara
-
9-Tevbe 47
habâlen : fenalık, kötülük, bozukluk
-
9-Tevbe 47
hılâlekum : sizin aranızda
-
9-Tevbe 57
muddehalen : dahil olunan, girilen yer
-
9-Tevbe 60
aleyhâ : onların üzerine, onlarla ilgili
-
9-Tevbe 64
aleyhim : onlara
-
9-Tevbe 69
emvâlen : mal olarak
-
9-Tevbe 73
aleyhim : onlara
-
9-Tevbe 92
aleyhi : üzerinde
-
9-Tevbe 95
izâ inkalebtum : (geri) döndüğünüz zaman
-
9-Tevbe 98
aleyhim : onlara, onların üzerine (olsun)
-
9-Tevbe 102
haletû : karıştırdılar
-
9-Tevbe 102
en yetûbe aleyhim : onların tövbelerini kabul eder
-
9-Tevbe 103
aleyhim : onlara
-
9-Tevbe 106
aleyhim : onların
-
9-Tevbe 111
ve emvâle-hum : ve onların mallarını
-
9-Tevbe 111
aleyhi : onun üzerine
-
9-Tevbe 117
(tâbe allâhu aleyhi) : Allah'ın tövbeleri kabul etmesi
-
9-Tevbe 117
tâbe aleyhim : onların tövbesini kabul etti
-
9-Tevbe 118
izâ dâkat aleyhim : onlara dar gelmişti
-
9-Tevbe 118
aleyhim : onlara
-
9-Tevbe 118
tâbe aleyhim : onların tövbelerini kabul etti
-
9-Tevbe 128
aleyhi : onun üzerine, ona
-
9-Tevbe 128
aleykum : size
-
9-Tevbe 129
aleyhi : ona
-
90-Beled 5
aleyhi : ona, kendisine
-
90-Beled 6
mâlen : mal
-
90-Beled 20
aleyhim : onlar üzerinde vardır
-
91-Şems 13
kâle : dedi
-
91-Şems 14
aleyhim : onların
-
92-Leyl 12
aleynâ : bizim üzerimizde, bize ait
-
92-Leyl 18
mâle-hu : malını
-
96-Alak 4
el kalemi : kalem
-
99-Zilzâl 1
zilzâle-hâ : onun şiddetli sarsıntısı
-
99-Zilzâl 2
eskâle-hâ : onun ağırlıkları
-
99-Zilzâl 3
ve kâle : ve dedi
-
99-Zilzâl 6
a'mâle-hum : onların amelleri
-
99-Zilzâl 7
miskâle : ağırlık
-
99-Zilzâl 8
miskâle : ağırlık