Kur'an İçerisinde Arama
Sayfayı Yenile
Arapça Metin Arama (Harekeli)
Aranan Kelime : ev
Aranan Yer : Arapça Kelime Meali (Latin Harfleriyle)
Bulunan Sonuç : 2211
-
1-Fâtiha 4
yevmid dîne (yevme ed dîne) : dîn günü,
-
10-Yunus 2
en evhay-nâ : vahyetmemiz
-
10-Yunus 3
summe istevâ : sonra istiva etti
-
10-Yunus 11
ve lev : ve eğer
-
10-Yunus 12
ev kâiden : veya otururken
-
10-Yunus 12
ev kâimen : veya ayakta iken
-
10-Yunus 15
ev : veya
-
10-Yunus 15
yevmin azîmin : büyük gün
-
10-Yunus 16
lev : eğer
-
10-Yunus 16
mâ televtu-hu : onu okumazdım
-
10-Yunus 17
ev : veya
-
10-Yunus 19
ve lev : ve eğer
-
10-Yunus 20
lev lâ : olmaz mıydı
-
10-Yunus 22
ve câe-hum el mevcu : ve onlara dalga geldi
-
10-Yunus 24
ev nehâren : veya gündüz
-
10-Yunus 28
ve yevme : ve gün
-
10-Yunus 30
mevlâ-hum el hakkı : onların mevlâsı Hakk'tır
-
10-Yunus 42
ve lev : ve ise, olsa
-
10-Yunus 43
ve lev : ve ise, eğer
-
10-Yunus 45
ve yevme : ve gün
-
10-Yunus 46
ev neteveffeyenne-ke : veya seni vefat ettiririz
-
10-Yunus 50
ev nehâren : veya gündüzleyin
-
10-Yunus 52
tuczevne : cezalandırılacaksınız
-
10-Yunus 54
ve lev : ve olsa
-
10-Yunus 54
reevû el azâbe : azabı görünce
-
10-Yunus 57
mev'ızatun : öğüt
-
10-Yunus 60
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
10-Yunus 62
evlîyâe allâhi : Allah'ın dostları
-
10-Yunus 64
huve el fevzu el azîm : o en büyük mükâfat (fevzdir)
-
10-Yunus 71
tevekkeltu : ben tevekkül ettim, güvendim
-
10-Yunus 72
tevelleytum : yüz çevirirseniz, dönerseniz
-
10-Yunus 82
ve lev kerihe : ve kerih görse de (istemese de), hoşlanmasa da
-
10-Yunus 84
tevekkelû : tevekkül edin, güvenin
-
10-Yunus 85
tevekkelnâ : biz tevekkül ettik
-
10-Yunus 87
ve evhaynâ : ve biz vahyettik
-
10-Yunus 87
en tebevveâ : yerleşmek, ev yapmak
-
10-Yunus 88
hattâ yerevu : görünceye kadar
-
10-Yunus 92
fe el yevme : böylece bugün
-
10-Yunus 93
bevve'nâ : yerleştirdik
-
10-Yunus 93
mubevvee : yerleşme yeri
-
10-Yunus 93
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
10-Yunus 97
ve lev câet-hum : ve onlara gelse bile
-
10-Yunus 97
yerevû : görürler
-
10-Yunus 98
lev lâ : keşke olsaydı, olmaz mıydı
-
10-Yunus 102
ellezîne halev : yalnız, gelip geçenler
-
10-Yunus 104
ellezî yeteveffâ-kum : sizi vefat ettirir, ettirecektir
-
100-Âdiyât 11
yevme izin : o gün, izin günü
-
101-Kâria 4
yevme : o gün
-
101-Kâria 6
mevâzînu-hu : onun tartıları
-
101-Kâria 8
mevâzînu-hu : tartıları
-
102-Tekâsür 3
sevfe : yakında
-
102-Tekâsür 4
sevfe : yakında
-
102-Tekâsür 5
lev ta'lemûne : keşke siz bilseydiniz
-
102-Tekâsür 6
terevunne : göreceksiniz
-
102-Tekâsür 7
terevunne-hâ : onu göreceksiniz
-
102-Tekâsür 8
yevme izin : o gün, izin günü
-
103-Asr 3
ve tevâsav : ve tavsiye ettiler
-
103-Asr 3
ve tevâsav : ve tavsiye ettiler
-
108-Kevser 1
el kevsere : kevser
-
11-Hûd 3
tevellev : yüz çevirirseniz
-
11-Hûd 3
yevmin kebîrin : büyük gün
-
11-Hûd 6
ve mustevdea-hâ : ve onun emanet (geçici) durduğu yer
-
11-Hûd 7
min ba'di el mevti : ölümden sonra
-
11-Hûd 8
yevme ye'tî-him : onlara geldiği gün
-
11-Hûd 12
lev : olsa
-
11-Hûd 12
lev lâ : olsa olmaz mı
-
11-Hûd 12
ev : veya
-
11-Hûd 17
mev'ıdu-hu : ona vaadedilen yer
-
11-Hûd 20
min evliyâe : velîlerden, dostlardan (bir dost)
-
11-Hûd 24
hel yesteviyâni : ikisi eşit (müsavi) mi
-
11-Hûd 26
yevmin : gün
-
11-Hûd 39
fe sevfe : artık yakında
-
11-Hûd 40
zevceynisneyni : iki unsurdan oluşan (bir dişi ve bir erkek) bir çift
-
11-Hûd 42
fî mevcin : dalgalar içinde
-
11-Hûd 43
el yevme : bugün
-
11-Hûd 43
el mevcu : dalga(lar)
-
11-Hûd 44
vestevet (ve istevet) : yerleşti, durdu
-
11-Hûd 52
ve lâ tetevellev : ve yüz çevirmeyin, dönmeyin
-
11-Hûd 56
tevekkeltu : tevekkül ettim
-
11-Hûd 57
tevellev : yüz çevirirsiniz, dönersiniz
-
11-Hûd 60
ve yevme el kıyâmeti : ve kıyâmet günü
-
11-Hûd 66
yevmi izin : izin günü
-
11-Hûd 68
en lem yagnev : yaşamadılar, var olmadılar
-
11-Hûd 70
ve evcese : ve hissetti
-
11-Hûd 74
er rev'u : korku
-
11-Hûd 75
evvâhun : çok içli, çok acıyan, (Allah'a) çok yalvarandır
-
11-Hûd 77
yevmun : gün
-
11-Hûd 80
lev enne : keşke olsaydı
-
11-Hûd 80
ev : veya
-
11-Hûd 81
mev'ıde-hum : onlara vaadedilen
-
11-Hûd 83
musevvemeten : damgalanmış, işaretlenmiş
-
11-Hûd 84
yevmin muhîtin : ihata eden (kuşatan) gün
-
11-Hûd 85
evfû : ifa edin (yerine getirin)
-
11-Hûd 85
ve lâ ta'sev : ve karışıklık, bozgunculuk yapmayın, fesat çıkarmayın
-
11-Hûd 87
ev : veya, ve de
-
11-Hûd 88
ve mâ tevfîkî : ve benim muvaffak olmam, benim başarım
-
11-Hûd 88
tevekkeltu : ben tevekkül ettim
-
11-Hûd 89
ev : veya
-
11-Hûd 89
ev : veya
-
11-Hûd 91
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
11-Hûd 93
sevfe ta'lemûne : yakında bileceksiniz
-
11-Hûd 95
en lem yagnev : yaşamadılar, var olmadılar
-
11-Hûd 98
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
11-Hûd 98
evrede-hum : onları girdirdi (götürür, götürecek)
-
11-Hûd 98
el mevrûdu : vardıkları yer, girdikleri yer
-
11-Hûd 99
ve yevme el kıyâmeti : ve kıyâmet günü
-
11-Hûd 103
yevmun mecmûun : toplanma günü
-
11-Hûd 103
yevmun meşhûdun : şahadet günü
-
11-Hûd 105
yevme : gün
-
11-Hûd 110
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
11-Hûd 113
min evliyâe : evliyadan, velîlerden, dostlardan bir dost
-
11-Hûd 116
lev lâ kâne : olmaz mıydı, olmasaydı
-
11-Hûd 116
yenhevne : nehyederler, men ederler
-
11-Hûd 118
ve lev : ve eğer, olsa bile
-
11-Hûd 120
ve mev'ızatun : ve öğüt
-
11-Hûd 123
ve tevekkel : ve tevekkül edin
-
110-Nasr 3
tevvâben : tövbeleri kabul eden
-
12-Yusuf 3
evhaynâ : vahyettik
-
12-Yusuf 4
kevkeben : gezegen
-
12-Yusuf 6
alâ ebevey-ke : senin ebeveynine
-
12-Yusuf 9
ev itrahû-hu : veya onu atın
-
12-Yusuf 15
ve evhaynâ : ve biz vahyettik
-
12-Yusuf 17
ve lev kunnâ : ve şâyet biz olsak bile
-
12-Yusuf 18
sevvelet : sürükledi, teşvik etti
-
12-Yusuf 20
ve şerev-hu : ve onu sattılar
-
12-Yusuf 21
ev nettehize-hu : veya onu ediniriz
-
12-Yusuf 24
lev lâ : şâyet, eğer
-
12-Yusuf 25
ev : veya
-
12-Yusuf 35
raevu el âyâti : delilleri gördüler
-
12-Yusuf 36
fevka : üstünde
-
12-Yusuf 54
inneke el yevme : muhakkak sen bugün
-
12-Yusuf 56
yetebevveu : konaklar, yerleşir
-
12-Yusuf 59
e lâ terevne : görmüyor musunuz
-
12-Yusuf 66
mevsikan : sağlam söz (misak)
-
12-Yusuf 66
âtev-hu : ona verdiler
-
12-Yusuf 66
mevsika-hum : sağlam söz, kesin sözlerini
-
12-Yusuf 67
tevekkeltu : tevekkül ettim
-
12-Yusuf 67
fe li yetevekkeli : artık tevekkül etsinler
-
12-Yusuf 67
el mutevekkilûne : tevekkül edenler
-
12-Yusuf 76
bi ev'ıyeti-him : onların heybeleri
-
12-Yusuf 76
ve fevka : ve üstünde
-
12-Yusuf 80
mevsikan : misak
-
12-Yusuf 80
ev : veya
-
12-Yusuf 83
sevvelet : teşvik etti, güzel gösterdi
-
12-Yusuf 84
ve tevellâ : ve yüz çevirdi
-
12-Yusuf 85
ev : ya da, veya
-
12-Yusuf 87
min revhi allâhi \n(er revhu) : Allah'ın rahmetinden, Allah'ın vereceği ferahlıktan, sevinçten \n: (sevinç, ferahlık, rahmet)
-
12-Yusuf 87
min revhi allâhi : Allah'ın rahmetinden, Allah'ın vereceği ferahlıktan, sevinçten
-
12-Yusuf 88
fe evfi : tam ver
-
12-Yusuf 92
aleykum el yevme : bugün size
-
12-Yusuf 94
lev lâ : eğer olmasa, olmazsa
-
12-Yusuf 98
sevfe estagfiru \n(sevfe) : yakında mağfiret isteyeceğim \n: (yakın gelecek, yakında olacak)
-
12-Yusuf 99
ebeveyhi : onun annesi, babası
-
12-Yusuf 100
ebeveyhi : onun annesi ve babası
-
12-Yusuf 101
teveffe-nî : beni vefat ettir
-
12-Yusuf 103
ve lev : ve olsa bile
-
12-Yusuf 107
ev : veya
-
13-Ra'd 2
terevne-hâ : onu görüyorsunuz
-
13-Ra'd 2
summe istevâ : sonra istiva etti
-
13-Ra'd 3
revâsiye : dağlar
-
13-Ra'd 3
zevceynisneyni \n(zevceyni) \n(isneyni) : ikili (zıt cinsten eşler) bir çift \n: (zıt cinsli bir çift (dişi+erkek)) \n: (iki, ikili)
-
13-Ra'd 7
lev lâ : olmaz mıydı
-
13-Ra'd 10
sevâun : birdir, eşittir, musavidir
-
13-Ra'd 16
evliyâe : evliya, velîler, dostlar
-
13-Ra'd 16
hel yestevi : bir mi, bir olur mu
-
13-Ra'd 16
hel testevî : bir mi, bir olur mu
-
13-Ra'd 17
evdiyetun : vadiler
-
13-Ra'd 17
ev : veya
-
13-Ra'd 18
lev enne : (eğer, şâyet) gerçekten olsaydı
-
13-Ra'd 18
leftedev (le iftedev) : fidye verirlerdi
-
13-Ra'd 21
ve yahşevne : ve korkarlar, huşû duyarlar
-
13-Ra'd 27
lev lâ : olmasaydı, olsa olmaz mıydı, değil miydi
-
13-Ra'd 30
evhaynâ : biz vahyettik
-
13-Ra'd 30
tevekkeltu : ben tevekkül ettim
-
13-Ra'd 31
ve lev enne : ve eğer gerçekten olsaydı
-
13-Ra'd 31
ev : veya, yahut
-
13-Ra'd 31
ev : veya, yahut
-
13-Ra'd 31
el mevtâ : ölüler
-
13-Ra'd 31
lev : eğer, ise
-
13-Ra'd 31
ev : veya
-
13-Ra'd 40
ev neteveffeyenne-ke : veya seni vefat ettiririz
-
13-Ra'd 41
e ve lem yerev : görmüyorlar mı
-
14-İbrahim 11
fel yetevekkeli : artık tevekkül etsinler
-
14-İbrahim 12
ellâ netevekkele : tevekkül etmeyelim
-
14-İbrahim 12
fel yetevekkeli : artık tevekkül etsinler
-
14-İbrahim 12
el mutevekkilûne : tevekkül edenler
-
14-İbrahim 13
ev : veya
-
14-İbrahim 13
fe evhâ : bunun üzerine vahyetti
-
14-İbrahim 17
ve ye'tî-hi el mevtu : ve ona ölüm gelecek
-
14-İbrahim 18
fî yevmin : gün içinde, günde
-
14-İbrahim 21
lev : eğer, şâyet
-
14-İbrahim 21
sevâun : eşittir, birdir
-
14-İbrahim 26
min fevkı el ardı : yerin üstünden
-
14-İbrahim 28
el bevâri : yok olma, helâk olma
-
14-İbrahim 29
yaslevne-hâ : ona (ateşe) yaslanırlar, maruz kalırlar
-
14-İbrahim 31
yevmun : o gün
-
14-İbrahim 41
yevme : gün
-
14-İbrahim 42
li yevmin : o güne
-
14-İbrahim 43
hevâun : heva (hevesler), nefsin afetleri (vardır)
-
14-İbrahim 44
yevme : gün
-
14-İbrahim 44
min zevâlin : bir zeval, zail olma, gitme (yer değiştirme: bir yerden bir yere gitme, dünya yurdundan ahiret yurduna intikal etme)
-
14-İbrahim 48
yevme : o gün
-
14-İbrahim 49
yevme izin : izin günü
-
15-Hicr 2
yeveddu : isterler, temenni (ederler) edecekler
-
15-Hicr 2
lev : ise, olsa, keşke
-
15-Hicr 3
sevfe : yakında olacak
-
15-Hicr 7
lev mâ : olsa olmaz mı
-
15-Hicr 10
el evvelîne : evvelkiler, öncekiler
-
15-Hicr 13
el evvelîne : evvelkiler
-
15-Hicr 14
ve lev : ve olsa, olsa bile
-
15-Hicr 19
revâsiye : büyük dağlar
-
15-Hicr 19
mevzûnin : mevzun, birbiriyle orantılı, ölçülü
-
15-Hicr 22
levâkıha : aşılayıcı
-
15-Hicr 29
sevveytu-hu : onu sevva ettim, dizayn ettim
-
15-Hicr 35
ilâ yevmi ed dîni : dîn gününe (karşılıkların, ceza veya mükâfatın verildiği güne) kadar
-
15-Hicr 36
ilâ yevmi : güne kadar
-
15-Hicr 38
ilâ yevmi : güne kadar
-
15-Hicr 43
mev'ıdu-hum : onlara vaadedilen yer
-
15-Hicr 53
lâ tevcel : siz korkmayın
-
15-Hicr 75
li el mutevessimîne : ibretle izleyenler için
-
15-Hicr 96
fe sevfe : ileride, yakında, olacak
-
16-Nahl 9
ve lev : ve eğer
-
16-Nahl 14
mevâhira : denizi yararak giden
-
16-Nahl 15
revâsiye : dağlar
-
16-Nahl 24
el evvelîne : evvelkiler, daha önce geçmiş olanlar
-
16-Nahl 25
evzâre-hum : onların kendi yükleri, kendi günahları
-
16-Nahl 25
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
16-Nahl 25
ve min evzâri : ve yüklerden, ağırlıklardan, günahlardan
-
16-Nahl 26
min fevkı-him : üstlerinden
-
16-Nahl 27
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
16-Nahl 27
el yevme : bugün, o gün
-
16-Nahl 28
teteveffâ-hum : onları vefat ettirir
-
16-Nahl 32
teteveffâ-hum : onları vefat ettirir
-
16-Nahl 33
ev : veya
-
16-Nahl 35
lev şâallâhu (lev şâe allâhu) : eğer Allah dileseydi
-
16-Nahl 41
li nubevvienne-hum : onlara mutlaka hazırlamamız, ağırlamamız, yerleştirmemiz için
-
16-Nahl 41
lev : eğer, şâyet
-
16-Nahl 42
yetevekkelûne : tevekkül ederler
-
16-Nahl 45
ev : veya
-
16-Nahl 46
ev : veya, yoksa
-
16-Nahl 47
ev : veya
-
16-Nahl 48
e ve lem yerev : ve onlar görmüyorlar mı (görmediler mi)
-
16-Nahl 50
min fevkı-him : onların (kendi) üstlerinden
-
16-Nahl 55
fe sevfe : artık yakında olacak
-
16-Nahl 59
yetevârâ (vârâ) (te-vârâ) : gizlenir (gizledi, örttü) (gizlendi)
-
16-Nahl 60
meselu es sev'i : 'kötü' meselesi, durumu, telâkki edilmesi
-
16-Nahl 61
ve lev : ve eğer, şâyet
-
16-Nahl 63
el yevme : o gün (bugün)
-
16-Nahl 65
mevti-hâ : onun ölümü
-
16-Nahl 68
ve evhâ : ve vahyetti
-
16-Nahl 69
elvânu-hu \n(levn) : onun renkleri \n: (renk)
-
16-Nahl 70
yeteveffâ-kum : vefat ettirecek (ettirir)
-
16-Nahl 71
sevâun : eşittir, birdir
-
16-Nahl 75
hel yestevûne : eşit (musavi) midir
-
16-Nahl 76
alâ mevlâ-hu : mevlâsına (efendisine)
-
16-Nahl 76
hel yestevî : eşit (musavi) midir
-
16-Nahl 77
ev : veya
-
16-Nahl 79
e lem yerev : görmüyorlar mı, görmediler mi
-
16-Nahl 79
fî cevvi es semâi : semanın hava boşluğunda, havada
-
16-Nahl 80
yevme : gün
-
16-Nahl 80
ve yevme : ve gün
-
16-Nahl 80
ve evbâri-hâ (vebare) : ve onun tüyleri (deve tüyü)
-
16-Nahl 82
in tevellev : eğer yüz çevirirlerse
-
16-Nahl 84
ve yevme : ve o gün
-
16-Nahl 87
yevme izin : izin günü
-
16-Nahl 88
fevka el azâbi : azap üstüne
-
16-Nahl 89
ve yevme : ve o gün
-
16-Nahl 91
ve evfû : ve yerine getirin, ifa edin, vefa edin
-
16-Nahl 91
tevkîdi-hâ : onu pekiştiriyorsunuz, onu sağlamlaştırıyorsunuz
-
16-Nahl 92
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
16-Nahl 93
ve lev şâe allâhu : ve eğer Allah dileseydi
-
16-Nahl 97
ev unsâ : veya kadın(lar)
-
16-Nahl 99
yetevekkelûne : tevekkül ederler
-
16-Nahl 100
yetevellevne-hu : ona yönelenler
-
16-Nahl 111
yevme : gün, o gün
-
16-Nahl 123
evhaynâ : biz vahyettik
-
16-Nahl 124
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
16-Nahl 125
ve el mev'ızati : ve öğüt, vaaz, nasihat
-
17-İsrâ 7
evvele : evvel, ilk
-
17-İsrâ 7
mâ alev : ele geçirdikleri, üstün oldukları şeyler, üstünlükleri
-
17-İsrâ 13
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
17-İsrâ 14
el yevme : (bu) gün
-
17-İsrâ 23
ev kilâ-humâ : veya her ikisi
-
17-İsrâ 25
li el evvâbîne \n\n(evvâb) \n(evvâbin) : evvab olanlar için, (ona) yönelip tövbe ederek ulaşanlar için, \nçok tövbe edenler için \n: (çok tövbe eden) \n: (çok tövbe edenler)
-
17-İsrâ 31
evlâde-kum : evlâtlarınız
-
17-İsrâ 34
ve evfû : ve vefa gösterin, yerine getirin, ifa edin
-
17-İsrâ 35
ve evfû el keyle : ve ölçüyü tam ifa edin (yerine getirin)
-
17-İsrâ 39
evhâ : vahyetti
-
17-İsrâ 42
lev : eğer
-
17-İsrâ 46
vellev : döndüler
-
17-İsrâ 50
ev : veya
-
17-İsrâ 51
ev : veya
-
17-İsrâ 51
evvele : ilk, evvelce
-
17-İsrâ 52
yevme : o gün
-
17-İsrâ 54
ev : veya
-
17-İsrâ 58
yevmi el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
17-İsrâ 58
ev : veya
-
17-İsrâ 59
el evvelûne : öncekiler, evvelkiler
-
17-İsrâ 62
ilâ yevmil kıyâmeti : kıyâmet gününe
-
17-İsrâ 63
mevfûren : eksiksiz, tam
-
17-İsrâ 64
ve el evlâdi : ve evlâtlarda, çocuklarda
-
17-İsrâ 68
ev : veya
-
17-İsrâ 71
yevme : o gün
-
17-İsrâ 73
evhaynâ : sana vahyettik
-
17-İsrâ 74
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
17-İsrâ 86
evhaynâ : vahyettik
-
17-İsrâ 88
ve lev kâne : ve eğer olsa, olsaydı, olsa bile
-
17-İsrâ 91
ev : veya
-
17-İsrâ 92
ev : veya
-
17-İsrâ 92
ev : veya
-
17-İsrâ 93
ev : veya
-
17-İsrâ 93
ev : veya
-
17-İsrâ 95
lev : eğer, şâyet
-
17-İsrâ 97
evliyâe : velîler, dostlar
-
17-İsrâ 97
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
17-İsrâ 99
e ve lem yerev : ve onlar görmüyorlar mı
-
17-İsrâ 100
lev : eğer, şâyet
-
17-İsrâ 107
ev : veya
-
17-İsrâ 110
evid'u (ev ud'û) : veya çağır
-
18-Kehf 10
iz evâ : sığındıkları zaman
-
18-Kehf 15
lev : olsa, olmasına rağmen
-
18-Kehf 16
fe'vû (fe evû) : artık, o halde, sığının
-
18-Kehf 18
levittala'te (lev ittala'te) : muttali olsaydın, yakından görseydin
-
18-Kehf 19
yevmen : bir gün
-
18-Kehf 19
ev : veya
-
18-Kehf 19
ba'da yevmin : günün bir kısmı
-
18-Kehf 20
ev : veya
-
18-Kehf 28
hevâ-hu \n(hevâ) : hevesleri \n: (hevesler: nefsin afetleri ile şeytanın talepleri)
-
18-Kehf 31
yuhallevne : süslenirler
-
18-Kehf 31
ni'me es sevâbu : ne güzel sevap (kazanılan pozitif dereceler)
-
18-Kehf 37
sevvâ-ke : seni sevva etti (dizayn etti) düzenledi
-
18-Kehf 39
ve lev lâ : ve olmasaydı, olmaz mıydı
-
18-Kehf 41
ev : veya
-
18-Kehf 44
sevâben : sevap olarak, sevap açısından
-
18-Kehf 46
sevâben : sevap bakımından
-
18-Kehf 47
ve yevme : ve o gün
-
18-Kehf 48
evvele : ilk, evvel
-
18-Kehf 48
mev'ıden : vaadedilen
-
18-Kehf 50
evliyâe : dostlar
-
18-Kehf 52
ve yevme : ve o gün (kıyâmet günü)
-
18-Kehf 52
mevbikan \n(evbeka) : helâk olma yeri, helâk edici (engel) \n: (helâk etti)
-
18-Kehf 55
sunnetu el evvelîne : evvelkilerin sünneti
-
18-Kehf 55
ev : veya
-
18-Kehf 58
lev : eğer
-
18-Kehf 58
mev'ıdun : vaadedilen zaman
-
18-Kehf 58
mev'ilen : sığınılacak yer, sığınacak yer
-
18-Kehf 59
mev'ıden : vaadedilen zaman
-
18-Kehf 60
ev : veya
-
18-Kehf 63
iz eveynâ : sığındığımız zaman, orada bulunduğumuz zaman
-
18-Kehf 77
fe ebev : fakat çekindiler
-
18-Kehf 77
lev : eğer
-
18-Kehf 80
ebevâ-hu : onun anne ve babası
-
18-Kehf 87
fe sevfe nuazzibu-hu : o taktirde ona azap edeceğiz
-
18-Kehf 99
yevmeizin : izin günü
-
18-Kehf 100
yevmeizin : izin günü, o gün
-
18-Kehf 102
evliyâe : evliya, dostlar, veliler
-
18-Kehf 105
yevme el kıyameti : kıyâmet günü
-
18-Kehf 107
cennâtu el firdevsi : firdevs cennetleri
-
18-Kehf 109
lev : eğer, ise, olsa
-
18-Kehf 109
ve lev : ve eğer, ise, olsa
-
19-Meryem 5
el mevâliye : yakınlar (velâyet sahibi olanlar, benim soyumdan gelenler)
-
19-Meryem 10
seviyyen : seviyeli, düzgün, normal, sağlıklı
-
19-Meryem 11
evhâ : vahyetti (konuşmadan, iç sesiyle duyurdu)
-
19-Meryem 15
yevme vulide : doğduğu gün
-
19-Meryem 15
ve yevme yemûtu : ve öleceği gün
-
19-Meryem 15
ve yevme yub'asu : ve beas edileceği (yeniden diriltileceği) gün
-
19-Meryem 17
seviyyen : düzgün, normal
-
19-Meryem 26
el yevme : bugün
-
19-Meryem 28
sev'in : kötü
-
19-Meryem 31
ve evsâ-nî : bana vasiyet etti, emretti
-
19-Meryem 33
yevme vulidtu : benim doğduğum gün
-
19-Meryem 33
ve yevme emûtu : ve benim öleceğim gün
-
19-Meryem 33
ve yevme ub'asu : ve beas edileceğim (diriltileceğim) gün
-
19-Meryem 37
yevmin azîmin : büyük gün
-
19-Meryem 38
yevme ye'tûne-nâ : bize gelecekleri gün
-
19-Meryem 38
el yevme : bugün
-
19-Meryem 39
yevme el hasreti : hasret günü
-
19-Meryem 43
seviyyen : seviyeli, düzgün, doğru (Allah'a ulaştıran)
-
19-Meryem 59
eş şehevâti : şehvetler, nefsin arzuları
-
19-Meryem 59
fe sevfe : artık yakında
-
19-Meryem 66
le sevfe : mutlaka olacak
-
19-Meryem 70
evlâ : daha yakın, en çok hakeden
-
19-Meryem 75
izâ raev : gördükleri zaman
-
19-Meryem 76
ihtedev : hidayete erdi, hidayet üzere oldu, hidayette oldu
-
19-Meryem 76
sevâben : sevap olarak
-
19-Meryem 85
yevme : gün, o gün
-
19-Meryem 95
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
19-Meryem 98
ev : veya
-
2-Bakara 6
sevâun : eşittir, birdir
-
2-Bakara 8
bi el yevmi el âhıri : sonraki güne, ölümden evvel ruhun Allah'a ulaşacağı güne
-
2-Bakara 14
halev : yalnız kaldılar, başbaşa kaldılar
-
2-Bakara 16
işterevû : satın aldılar
-
2-Bakara 17
istevkade : ateş yaktı, tutuşturdu
-
2-Bakara 19
ev : veya
-
2-Bakara 19
el mevt (mevti) : ölüm
-
2-Bakara 20
meşev : yürüdüler
-
2-Bakara 20
lev : eğer, ise
-
2-Bakara 26
fevka-hâ : onun üstünde
-
2-Bakara 29
estevâ : yöneldi, istiva etti
-
2-Bakara 29
sevvâhunne : onları dizayn etti, düzenledi
-
2-Bakara 35
ve zevcu-ke : ve senin eşin
-
2-Bakara 37
et tevvâbu : tövbeleri kabul eden
-
2-Bakara 40
ve evfû : ve vefa edin, ifa edin, hakkıyla yerine getirin
-
2-Bakara 41
evvele : evvel, ilk
-
2-Bakara 44
ve tensevne : ve unutuyorsunuz
-
2-Bakara 48
yevmen : gün
-
2-Bakara 52
afevnâ : biz affettik
-
2-Bakara 54
et tevvâbu : tövbeleri kabul eden
-
2-Bakara 56
mevti-kum : sizin ölümünüz
-
2-Bakara 60
ve lâ ta'sev : ve haddi aşmayın, azmayın, asi
-
2-Bakara 62
ve el yevmi el âhiri : ve son gün, ve sonraki gün, ruhun Allah'a ulaşma günü
-
2-Bakara 63
fevka-kum : sizin üstünüze
-
2-Bakara 64
tevelleytum : siz döndünüz
-
2-Bakara 64
lev lâ : eğer olmasaydı
-
2-Bakara 65
i'tedev : hakka tecavüz ettiler, haddi aştılar
-
2-Bakara 66
ve mev'ızaten : ve vaaz, öğüt, nasihat
-
2-Bakara 69
levnu-hâ : onun rengi
-
2-Bakara 69
levnu-hâ : onun rengi
-
2-Bakara 73
el mevtâ : ölü
-
2-Bakara 74
ev : veya
-
2-Bakara 83
tevelleytum : siz yüz çevirdiniz
-
2-Bakara 85
ve yevme el kıyâmeti : ve kıyâmet günü
-
2-Bakara 93
fevka-kum : sizin üstünüz
-
2-Bakara 94
fe temennevû : o zaman temenni edin
-
2-Bakara 94
el mevte : ölüm
-
2-Bakara 95
yetemennev-hu : onu temenni etmezler
-
2-Bakara 96
lev yuammeru : şâyet ömürlendirilse
-
2-Bakara 102
ve zevci-hî : ve onun eşi
-
2-Bakara 102
mâ şerev : satın aldıkları şey
-
2-Bakara 102
lev kânû : şâyet, keşke ..... olsalardı
-
2-Bakara 103
ve lev : ve şâyet, eğer
-
2-Bakara 103
lev kânû : eğer olsalardı
-
2-Bakara 105
mâ yeveddu : sevmezler, istemezler
-
2-Bakara 106
ev nunsi-hâ : veya onu unuttururuz
-
2-Bakara 106
ev misli-hâ : veya onun mislini
-
2-Bakara 108
sevâe : müsavi, eşit, düzgün, doğru
-
2-Bakara 109
lev yeruddûne-kum : keşke sizi döndürseler, döndürebilseler
-
2-Bakara 111
ev : veya
-
2-Bakara 113
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
2-Bakara 118
lev lâ : olsa, olmaz mıydı, olsaydı ya
-
2-Bakara 118
ev : veya
-
2-Bakara 123
yevmen : gün
-
2-Bakara 126
ve el yevmi el âhiri : ve sonraki gün, ahiret günü
-
2-Bakara 128
et tevvâbu : tövbeleri çok kabul eden
-
2-Bakara 133
el mevtu : ölüm
-
2-Bakara 135
ev nasârâ : veya hristiyan
-
2-Bakara 137
ihtedev : hidayete erdi
-
2-Bakara 137
ve in tevellev : ve eğer yüz çevirirlerse
-
2-Bakara 140
ev nasârâ : veya hristiyan
-
2-Bakara 150
lâ tahşev-hum : onlardan korkmayın
-
2-Bakara 150
vahşev-nî : benden korkun
-
2-Bakara 158
ev : veya
-
2-Bakara 160
et tevvâbu : tövbeleri çok kabul eden
-
2-Bakara 164
mevti-hâ : onun ölümü
-
2-Bakara 165
ve lev yerâ : ve keşke görselerdi (bilselerdi)
-
2-Bakara 167
lev : olsa, ise, keşke
-
2-Bakara 170
ve lev : ve şâyet, ise
-
2-Bakara 174
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
2-Bakara 177
ve el yevmi el âhırı : ve sonraki gün
-
2-Bakara 177
zevî el kurbâ : yakınlık sahipleri, akrabalar
-
2-Bakara 180
el mevtu : ölüm
-
2-Bakara 182
ev : veya
-
2-Bakara 184
ev alâ seferin : veya seferde, yolculukta
-
2-Bakara 185
ev alâ seferin : veya seferde, yolculukta
-
2-Bakara 189
mevâkîtu : vakitleri bildiren vakit ölçüsü
-
2-Bakara 192
in intehev : eğer vazgeçerlerse
-
2-Bakara 193
in intehev : eğer vazgeçerlerse
-
2-Bakara 196
ev : veya
-
2-Bakara 196
ev : veya
-
2-Bakara 196
ev : veya
-
2-Bakara 197
ve tezevvedû : ve azıklanın, azık hazırlayın
-
2-Bakara 200
ev : veya
-
2-Bakara 203
yevmeyni : iki gün
-
2-Bakara 205
tevellâ : döndü
-
2-Bakara 212
fevka-hum : onların üstünde (onlardan üstün)
-
2-Bakara 212
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
2-Bakara 214
halev : gelip geçti
-
2-Bakara 220
ve lev : ve şâyet, olsa, ise
-
2-Bakara 221
ve lev a'cebet-kum : ve size hoş gelse bile, hoşunuza gitse bile
-
2-Bakara 221
ve lev a'cebe-kum : ve size hoş gelse bile
-
2-Bakara 222
et tevvâbîne : tövbe edenler
-
2-Bakara 228
ve el yevmi el âhıri : ve son güne, sonraki güne, ahirete
-
2-Bakara 229
ev : veya
-
2-Bakara 230
zevcen : eş, zevce
-
2-Bakara 231
ev : veya
-
2-Bakara 232
ve el yevmi el âhıri : ve ahir güne, son güne, sonraki güne
-
2-Bakara 233
evlâde-hunne : kendi evlâtlarını
-
2-Bakara 233
el mevlûdi lehu : onun için doğurulmuş olan (baba)
-
2-Bakara 233
mevlûdun lehu : onun için doğurulmuş olan (baba)
-
2-Bakara 233
evlâde-kum : çocuklarınız
-
2-Bakara 234
yuteveffevne : vefat ettirilirler, ölürler
-
2-Bakara 235
ev : veya
-
2-Bakara 236
ev : veya
-
2-Bakara 237
ev : veya
-
2-Bakara 237
ve lâ tensevu : ve unutmayın
-
2-Bakara 239
ev : veya
-
2-Bakara 240
yuteveffevne : vefat ettirilir
-
2-Bakara 243
el mevti : ölüm
-
2-Bakara 246
tevellev : yüz çevirdiler
-
2-Bakara 249
el yevme : bugün
-
2-Bakara 251
ve lev lâ : ve eğer olmasaydı
-
2-Bakara 253
ve lev şâe allâhu : ve eğer Allah dileseydi
-
2-Bakara 253
ve lev şâe allâhu : ve eğer Allah dileseydi
-
2-Bakara 254
yevmun : gün
-
2-Bakara 255
ve lâ nevmun : ve uyku yoktur, olmaz
-
2-Bakara 257
evliyâu-hum : onların dostları
-
2-Bakara 259
ev : veya
-
2-Bakara 259
mevti-hâ : onun ölümü
-
2-Bakara 259
yevmen : bir gün
-
2-Bakara 259
ev : veya
-
2-Bakara 259
ba'da yevmin : günün bir kısmı
-
2-Bakara 260
el mevtâ : ölüler
-
2-Bakara 264
ve el yevmi el âhıri : ve ahiret günü, son gün, sonraki gün
-
2-Bakara 266
e yeveddu : ister mi, temenni eder mi
-
2-Bakara 270
ev : veya
-
2-Bakara 275
mev'izatun : bir öğüt
-
2-Bakara 277
ve âtevû : ve verdiler
-
2-Bakara 281
yevmen : bir gün
-
2-Bakara 282
ev : veya
-
2-Bakara 282
ev : veya
-
2-Bakara 282
ev : veya
-
2-Bakara 284
ev : veya
-
2-Bakara 286
ev : veya
-
2-Bakara 286
mevlâ-nâ : bizim mevlâmızsın
-
20-Tâ-Hâ 5
istevâ : istiva etti, karar kıldı, hükmetti
-
20-Tâ-Hâ 10
ev : veya
-
20-Tâ-Hâ 16
hevâ-hu : hevasına, nefsinin afetlerine
-
20-Tâ-Hâ 18
etevekkeu : ben dayanırım, yaslanırım
-
20-Tâ-Hâ 38
iz evhaynâ : vahyetmiştik
-
20-Tâ-Hâ 44
ev : veya
-
20-Tâ-Hâ 45
ev : veya, ya da
-
20-Tâ-Hâ 48
ve tevellâ : ve yüz çevirirler
-
20-Tâ-Hâ 58
mev'ıden : buluşma zamanı
-
20-Tâ-Hâ 59
mev'ıdu-kum : sizin buluşma zamanınız
-
20-Tâ-Hâ 59
yevmu ez zîneti : ziynet (bayram) günü
-
20-Tâ-Hâ 60
tevellâ : yüz çevirdi, dönüp gitti, vazgeçti
-
20-Tâ-Hâ 64
el yevme : o gün
-
20-Tâ-Hâ 65
evvele : ilk, birinci
-
20-Tâ-Hâ 67
evcese : hissetti
-
20-Tâ-Hâ 77
evhaynâ : vahyettik
-
20-Tâ-Hâ 81
hevâ : heva oldu (dalâlete düştü)
-
20-Tâ-Hâ 86
mev'ıdî : bana verilen vaad, benim vaadim
-
20-Tâ-Hâ 87
mev'ıde-ke : sana vaadimizden
-
20-Tâ-Hâ 87
evzâren : ağırlıklar
-
20-Tâ-Hâ 89
e fe lâ yerevne : hâlâ görmüyorlar mı
-
20-Tâ-Hâ 96
sevvelet : güzel gösterdi
-
20-Tâ-Hâ 97
mev'ıden : vaadedilen
-
20-Tâ-Hâ 100
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
20-Tâ-Hâ 101
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
20-Tâ-Hâ 102
yevme : o gün
-
20-Tâ-Hâ 102
yevme izin : izin günü
-
20-Tâ-Hâ 104
yevmen : bir gün
-
20-Tâ-Hâ 108
yevme izin : o gün, izin günü
-
20-Tâ-Hâ 109
yevme izin : o gün, izin günü
-
20-Tâ-Hâ 113
ev : veya
-
20-Tâ-Hâ 117
ve li zevci-ke : ve zevcine, zevcin (eşin) için
-
20-Tâ-Hâ 121
sev'âtu-humâ : ikisinin avret yerleri, ayıp yerleri
-
20-Tâ-Hâ 124
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
20-Tâ-Hâ 126
el yevme : o gün
-
20-Tâ-Hâ 129
ve lev : ve eğer, ise
-
20-Tâ-Hâ 133
lev lâ : olsa olmaz mı
-
20-Tâ-Hâ 134
ve lev : ve eğer, olsa, ise
-
20-Tâ-Hâ 134
lev lâ : olmaz mı
-
20-Tâ-Hâ 135
es sırâtı es seviyyi : Sıratı Mustakîm
-
21-Enbiyâ 5
el evvelûne : evvelkiler
-
21-Enbiyâ 17
lev : eğer, şâyet
-
21-Enbiyâ 22
lev : eğer, şâyet
-
21-Enbiyâ 31
revâsiye : dağlar
-
21-Enbiyâ 35
el mevti : ölüm
-
21-Enbiyâ 39
lev : eğer, ise
-
21-Enbiyâ 44
e fe lâ yerevne : artık, hâlâ görmüyorlar mı
-
21-Enbiyâ 47
el mevâzîne : mizanlar
-
21-Enbiyâ 47
li yevmi el kıyâmeti : kıyâmet günü için
-
21-Enbiyâ 49
yahşevne : huşû duyarlar
-
21-Enbiyâ 73
ve evhay-nâ : ve biz vahyettik
-
21-Enbiyâ 74
sev'in : kötü
-
21-Enbiyâ 77
sev'in : kötü
-
21-Enbiyâ 90
zevce-hu : onun zevcesi, eşi
-
21-Enbiyâ 99
lev : eğer, şâyet
-
21-Enbiyâ 103
yevmu-kum : sizin gününüz
-
21-Enbiyâ 104
yevme : o gün
-
21-Enbiyâ 104
evvele : evvel, ilk
-
21-Enbiyâ 109
tevellev : dönerler
-
21-Enbiyâ 109
alâ sevâin : eşitlik üzere, eşit olarak
-
22-Hac 2
yevme : gün
-
22-Hac 4
tevellâ-hu : ona döndü
-
22-Hac 5
yuteveffâ : vefat ettirilir
-
22-Hac 5
zevcin : çift
-
22-Hac 6
el mevtâ : ölüler
-
22-Hac 9
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
22-Hac 13
el mevlâ : mevlâ, dost, yardımcı
-
22-Hac 17
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
22-Hac 18
ve ed devabbu : ve (yürüyen) hayvanlar
-
22-Hac 19
min fevkı : üstünden
-
22-Hac 23
yuhallevne : süslenirler
-
22-Hac 25
sevâen : müsavi, eşit, eşit olarak
-
22-Hac 26
ve iz bevve'nâ : ve indirdiğimiz (gösterdiğimiz) zaman
-
22-Hac 30
min el evsâni : putlardan
-
22-Hac 31
ev : veya
-
22-Hac 40
ve lev lâ : ve eğer olmasaydı
-
22-Hac 41
ve âtevu ez zekâte : ve zekâtı verdiler (verirler)
-
22-Hac 41
ve nehev : ve nehyettiler (nehyederler, yasaklarlar)
-
22-Hac 46
ev : veya
-
22-Hac 47
yevmen : bir gün
-
22-Hac 55
ev : veya
-
22-Hac 55
yevmin : bir günün
-
22-Hac 56
yevme izin : izin günü
-
22-Hac 58
ev : veya
-
22-Hac 69
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
22-Hac 73
ve lev ictemeû : ve biraraya gelseler, toplansalar bile
-
22-Hac 78
mevlâ-kum : sizin mevlânız, dostunuz
-
22-Hac 78
fe ni'me el mevlâ : öyleyse ne güzel dost
-
23-Mü'minûn 6
ev : veya
-
23-Mü'minûn 11
el firdevse : firdevs (cenneti)
-
23-Mü'minûn 14
fe kesevnâ : sonra giydirdik (üzerini kapladık)
-
23-Mü'minûn 16
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
23-Mü'minûn 17
fevka-kum : sizin üzerinizde
-
23-Mü'minûn 19
fevâki-hu : onun meyveleri
-
23-Mü'minûn 24
ve lev : ve eğer
-
23-Mü'minûn 24
âbâine el evvelîne : evvelki babalarımız, atalarımız
-
23-Mü'minûn 27
evhay-nâ : biz vahyettik
-
23-Mü'minûn 27
zevceynisneyni : her çiften ikişer
-
23-Mü'minûn 28
fe izesteveyte : bindiğin zaman
-
23-Mü'minûn 60
mâ âtev : verecekleri şey
-
23-Mü'minûn 65
el yevme : o gün
-
23-Mü'minûn 68
el evvelîne : önceki, evvelki
-
23-Mü'minûn 71
ve lev ittebea : ve uysaydı, tâbî olsaydı
-
23-Mü'minûn 75
ve lev : ve eğer
-
23-Mü'minûn 81
el evvelûne : evvelkiler
-
23-Mü'minûn 83
el evvelîne : evvelkiler
-
23-Mü'minûn 99
el mevtu : ölüm
-
23-Mü'minûn 100
ilâ yevmi : güne kadar
-
23-Mü'minûn 101
yevme izin : izin günü
-
23-Mü'minûn 102
mevâzînu-hu : onun mizanı, tartıları
-
23-Mü'minûn 103
mevâzînu-hu : onun mizanı, tartıları
-
23-Mü'minûn 110
ensev-kum : size unutturdu
-
23-Mü'minûn 111
el yevme : bugün
-
23-Mü'minûn 113
yevmen : gün
-
23-Mü'minûn 113
ev : veya
-
23-Mü'minûn 113
ba'da yevmin : günün bir kısmı
-
23-Mü'minûn 114
lev : eğer, şâyet
-
24-Nûr 2
ve el yevmi el âhırı : ve ahir gün, ahiret günü
-
24-Nûr 3
ev : veya
-
24-Nûr 3
ev : veya
-
24-Nûr 10
ve lev lâ : ve eğer olmasaydı
-
24-Nûr 10
tevvâbun : tövbeleri kabul eden
-
24-Nûr 11
vellezî tevellâ (ve ellezî tevellâ) : ve çeviren, yöneten kimse
-
24-Nûr 12
lev lâ : olmasaydı, olmaz mıydı, gerekmez miydi
-
24-Nûr 13
lev lâ : olmasaydı, olmaz mıydı
-
24-Nûr 14
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
24-Nûr 16
ve lev lâ : ve olmasaydı, olmaz mıydı, olması gerekmez miydi
-
24-Nûr 20
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
24-Nûr 21
ve lev lâ : ve eğer olmasa
-
24-Nûr 24
yevme : o gün
-
24-Nûr 25
yevme izin : izin günü
-
24-Nûr 31
ev : veya
-
24-Nûr 31
ev : veya
-
24-Nûr 31
ev : veya
-
24-Nûr 31
ev : veya
-
24-Nûr 31
ev : veya
-
24-Nûr 31
ev : veya
-
24-Nûr 31
ev : veya
-
24-Nûr 31
ev : veya
-
24-Nûr 31
ev : veya
-
24-Nûr 31
evit tâbiîne (ev et tâbiîne) : veya onlara tâbî olanlar, hizmetliler
-
24-Nûr 31
evit tıflillezîne : veya çocuklar ki onlar
-
24-Nûr 34
min ellezîne halev : daha önce gelip geçmiş kimselerden (nesillerden)
-
24-Nûr 34
ve mev'izaten : ve bir öğüt
-
24-Nûr 35
kevkebun : gezegen
-
24-Nûr 35
ve lev : ve eğer
-
24-Nûr 37
yevmen : gün
-
24-Nûr 39
feveffâhu (fe veffâ-hu) : böylece ona tam olarak ödedi
-
24-Nûr 40
ev : veya
-
24-Nûr 40
mevcun : dalga
-
24-Nûr 40
min fevkı-hi : onun üstünden
-
24-Nûr 40
mevcun : dalga
-
24-Nûr 40
min fevkı-hi : onun üstünden
-
24-Nûr 40
fevka : üzerinde, üstünde
-
24-Nûr 47
yetevellâ : dönerler
-
24-Nûr 54
tevellev : yüz çevirirsiniz
-
24-Nûr 61
ev : veya
-
24-Nûr 61
ev buyûti : veya evler
-
24-Nûr 61
ev buyûti : veya evler
-
24-Nûr 61
ev buyûti : veya evler
-
24-Nûr 61
ev buyûti a'mâmi-kum : veya amcalarınızın evleri
-
24-Nûr 61
ev buyûti ammâti-kum : veya halalarınızın evleri
-
24-Nûr 61
ev buyûti ahvâli-kum : veya dayılarınızın evleri
-
24-Nûr 61
ev buyûti hâlâti-kum : veya teyzelerinizin evleri
-
24-Nûr 61
ev : veya
-
24-Nûr 61
ev sadîkı-kum : veya sizin dostlarınız veya arkadaşlarınız
-
24-Nûr 61
ev : veya
-
24-Nûr 63
ev : veya
-
24-Nûr 64
ve yevme : ve o gün
-
25-Furkan 3
mevten : öldürmek
-
25-Furkan 5
el evvelîne : evvelkiler
-
25-Furkan 7
lev lâ : olmaz mıydı
-
25-Furkan 8
ev : veya
-
25-Furkan 8
ev : veya
-
25-Furkan 14
el yevme : bugün (o gün)
-
25-Furkan 17
ve yevme : ve o gün
-
25-Furkan 18
min evliyâe : dostlar
-
25-Furkan 21
lev lâ : olsaydı olmaz mıydı
-
25-Furkan 21
ev : veya
-
25-Furkan 21
ve atev : ve haddi aştılar
-
25-Furkan 22
yevme : o gün
-
25-Furkan 22
yerevne : görecekler
-
25-Furkan 22
yevme izin : izin günü
-
25-Furkan 24
yevme izin : izin günü
-
25-Furkan 25
ve yevme : ve (o) gün
-
25-Furkan 26
yevme izin : izin günü
-
25-Furkan 26
yevmen : bir gün
-
25-Furkan 27
ve yevme : ve (o) gün
-
25-Furkan 32
lev lâ : olsaydı olmaz mıydı, gerekmez miydi
-
25-Furkan 40
atev : geldiler
-
25-Furkan 40
es sev'ı : kötü, fena (felâket)
-
25-Furkan 40
yerevne-hâ : onu görürler
-
25-Furkan 42
lev lâ : olmasaydı
-
25-Furkan 42
ve sevfe ya'lemûne : ve bilecekler
-
25-Furkan 42
yerevne : görürler
-
25-Furkan 43
hevâ-hu : onun hevası
-
25-Furkan 44
ev : veya
-
25-Furkan 45
ve lev şâe : ve eğer dileseydi
-
25-Furkan 47
ve en nevme : ve uyku
-
25-Furkan 51
ve lev : ve eğer, şâyet
-
25-Furkan 58
ve tevekkel alâ : ve tevekkül et, güven, vekil tayin et
-
25-Furkan 59
summe istevâ : sonra istiva etti
-
25-Furkan 62
ev : veya
-
25-Furkan 63
hevnen : mütevazi olarak, tevazu ile
-
25-Furkan 69
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
25-Furkan 75
yuczevne : mükâfatlandırılır
-
25-Furkan 77
lev lâ : eğer olmasa
-
25-Furkan 77
sevfe yekûnu : olacak
-
26-Şuarâ 7
e ve lem yerev ilâ : ve görmüyorlar mı, görmediler mi
-
26-Şuarâ 7
zevcin : çift
-
26-Şuarâ 26
el evvelîne : evvelkiler, öncekiler
-
26-Şuarâ 30
e ve lev : olsa da mı
-
26-Şuarâ 38
yevmin : bir gün
-
26-Şuarâ 49
sevfe : yakında
-
26-Şuarâ 51
evvele : ilk, evvel
-
26-Şuarâ 52
ve evhay-nâ : ve biz vahyettik
-
26-Şuarâ 59
ve evresnâ-hâ : ve ona varis kıldık
-
26-Şuarâ 63
evhaynâ : vahyettik
-
26-Şuarâ 73
ev : yoksa, veya, öyle mi
-
26-Şuarâ 73
ev : veya
-
26-Şuarâ 82
yevme : günü
-
26-Şuarâ 87
yevme : gün
-
26-Şuarâ 88
yevme : gün
-
26-Şuarâ 93
ev : veya
-
26-Şuarâ 98
nusevvî-kum : sizi eşit tutuyoruz
-
26-Şuarâ 102
fe lev enne : keşke olsaydı
-
26-Şuarâ 113
lev : eğer, şâyet, ise
-
26-Şuarâ 135
yevmin : gün
-
26-Şuarâ 136
sevâun : birdir, eşittir
-
26-Şuarâ 137
el evvelîne : öncekiler, evvelkiler
-
26-Şuarâ 155
yevmin : bir gün
-
26-Şuarâ 156
yevmin : gün
-
26-Şuarâ 181
evfû : ifa edin
-
26-Şuarâ 183
lâ ta'sev : azgınlık, bozgunculuk yapmayın
-
26-Şuarâ 184
el evvelîne : evvelkiler
-
26-Şuarâ 189
yevmi : gün
-
26-Şuarâ 189
yevmin : gün
-
26-Şuarâ 196
el evvelîne : evvelkiler
-
26-Şuarâ 198
ve lev : ve olsa, eğer
-
26-Şuarâ 217
ve tevekkel : ve tevekkül et, güven
-
27-Neml 7
ev : veya
-
27-Neml 18
etev : geldiler
-
27-Neml 19
evzı'nî : beni başarılı kıl
-
27-Neml 21
ev : veya
-
27-Neml 21
ev : veya
-
27-Neml 28
tevelle : geri dön
-
27-Neml 46
lev lâ : olsa olmaz mıydı
-
27-Neml 56
cevâbe : cevap
-
27-Neml 61
revâsiye : (sabit) dağlar
-
27-Neml 68
el evvelîne : evvelkiler
-
27-Neml 79
tevekkel : tevekkül et
-
27-Neml 80
el mevtâ : ölüler
-
27-Neml 80
vellev : döndüler
-
27-Neml 83
ve yevme : ve o gün
-
27-Neml 83
fevcen : fevc fevc, grup grup
-
27-Neml 86
lem yerev : görmediler
-
27-Neml 87
ve yevme : ve o gün
-
27-Neml 87
etev-hu : ona geldiler
-
27-Neml 89
yevme izin : izin günü, o gün
-
27-Neml 90
tuczevne : karşılığı verilir, cezalandırılır
-
28-Kasas 7
ve evhaynâ : ve vahyettik
-
28-Kasas 9
ev : veya
-
28-Kasas 10
lev lâ : olmasa
-
28-Kasas 14
vestevâ : ve kemâle erdi
-
28-Kasas 22
teveccehe : yöneldi, döndü
-
28-Kasas 22
sevâe : sevva edilmiş, dizayn edilmiş
-
28-Kasas 24
tevellâ : döndü
-
28-Kasas 25
necevte : sen kurtuldun
-
28-Kasas 29
ev : veya
-
28-Kasas 36
el evvelîne : evvelki
-
28-Kasas 38
evkıd : ateş yak
-
28-Kasas 41
ve yevme el kıyâmeti : ve kıyâmet günü
-
28-Kasas 42
ve yevme el kıyâmeti : ve kıyâmet günü
-
28-Kasas 47
ve lev lâ : ve olmasa
-
28-Kasas 47
lev lâ : olmasa
-
28-Kasas 48
lev lâ : olmasaydı
-
28-Kasas 50
hevâ-hu : onun hevası, hevesleri
-
28-Kasas 54
yu'tevne : verilir
-
28-Kasas 61
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
28-Kasas 62
ve yevme : ve o gün
-
28-Kasas 64
lev : eğer, keşke
-
28-Kasas 65
ve yevme : ve o gün
-
28-Kasas 66
yevme izin : izin günü
-
28-Kasas 71
ilâ yevmi el kıyâmeti : kıyâmet gününe kadar
-
28-Kasas 72
ilâ yevmi el kıyâmeti : kıyâmet gününe kadar
-
28-Kasas 74
ve yevme : ve gün
-
28-Kasas 80
sevâbullâhi : Allah'ın sevabı
-
28-Kasas 82
temennev : temenni ettiler, dilediler
-
28-Kasas 82
lev lâ : olmasaydı
-
29-Ankebût 13
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
29-Ankebût 17
evsânen : putlar
-
29-Ankebût 19
lem yerev : görmediler
-
29-Ankebût 24
cevâbe : cevap
-
29-Ankebût 24
ev : veya
-
29-Ankebût 25
evsânen : putlar
-
29-Ankebût 25
meveddete : sevgi, muhabbet
-
29-Ankebût 25
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
29-Ankebût 29
cevâbe : cevap
-
29-Ankebût 36
el yevme el âhıre : ahiret günü (Allah'a ulaşma günü)
-
29-Ankebût 36
ve lâ ta'sev : ve azgınlık etmeyin
-
29-Ankebût 41
evliyâe : velîler, dostlar
-
29-Ankebût 41
evhene : en dayanıksız
-
29-Ankebût 41
lev : keşke
-
29-Ankebût 50
lev lâ : olmaz mı
-
29-Ankebût 53
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
29-Ankebût 55
yevme : gün
-
29-Ankebût 55
min fevkı-him : onların üstünden
-
29-Ankebût 57
el mevti : ölüm
-
29-Ankebût 58
le nubevvienne-hum : mutlaka onları mutlaka yerleştireceğiz
-
29-Ankebût 59
yetevekkelûne : tevekkül edenlerdir
-
29-Ankebût 63
mevti-hâ : onun ölümü
-
29-Ankebût 64
el hayevânu : (gerçek) hayat
-
29-Ankebût 64
lev : eğer, şâyet
-
29-Ankebût 66
sevfe : yakında
-
29-Ankebût 67
ve lem yerev : ve görmediler
-
29-Ankebût 68
ev : veya
-
3-Âl-i İmrân 3
et tevrâte : Tevrat
-
3-Âl-i İmrân 9
li yevmin : o günde
-
3-Âl-i İmrân 10
evlâdu-hum : ve onların evlâtları
-
3-Âl-i İmrân 14
eş şehevâti : şehvetler, nefsin aşırı düşkünlükleri
-
3-Âl-i İmrân 14
el musevvemeti : salma atlar
-
3-Âl-i İmrân 20
fe kad ihtedev : o taktirde hidayete ermişler
-
3-Âl-i İmrân 20
ve in tevellev : ve eğer yüz çevirirlerse
-
3-Âl-i İmrân 23
yetevellâ : yüz çevirirler, dönerler
-
3-Âl-i İmrân 25
li yevmin : o gün için
-
3-Âl-i İmrân 28
evliyâe : dostlar
-
3-Âl-i İmrân 29
ev tubdû-hu : veya onu açıklarsınız
-
3-Âl-i İmrân 30
yevme tecidu : o gün, bulur
-
3-Âl-i İmrân 30
teveddu : temenni eder, dua eder, ister
-
3-Âl-i İmrân 30
lev enne : keşke ... olsa, ... olmasını
-
3-Âl-i İmrân 32
fe in tevellev : bundan sonra , eğer, dönerlerse
-
3-Âl-i İmrân 48
ve et tevrâte ve el incîle : ve Tevrat'ı ve İncil'i
-
3-Âl-i İmrân 49
ve uhyî el mevtâ : ve ölüyü diriltirim
-
3-Âl-i İmrân 50
min et tevrâti : Tevrat'tan
-
3-Âl-i İmrân 55
muteveffî-ke : seni vefat ettirecek olan
-
3-Âl-i İmrân 55
fevka : üstün
-
3-Âl-i İmrân 55
ilâ yevmil kıyâmeti : kıyâmet gününe kadar
-
3-Âl-i İmrân 61
teâlev : gelin
-
3-Âl-i İmrân 63
fe in tevellev : buna rağmen dönerlerse
-
3-Âl-i İmrân 64
teâlev : gelin
-
3-Âl-i İmrân 64
sevâin : eşit, müsavi, aynı, bir
-
3-Âl-i İmrân 64
fe in tevellev : bundan sonra eğer, dönerse
-
3-Âl-i İmrân 65
et tevrâtu ve el incîlu : Tevrat ve İncil
-
3-Âl-i İmrân 68
inne evlâ en nâsi : muhakkak ki insanların en yakın olanı
-
3-Âl-i İmrân 69
lev : şayet, ise, keşke olsa
-
3-Âl-i İmrân 73
ev yuhâccû-kum : yoksa onlar sizinle çekişiyorlar mı
-
3-Âl-i İmrân 76
evfâ : vefa etti, ifa etti, yerine getirdi
-
3-Âl-i İmrân 77
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
3-Âl-i İmrân 82
tevellâ : yüz çevirir, döner
-
3-Âl-i İmrân 90
tevbetu-hum : onların tövbeleri
-
3-Âl-i İmrân 91
ve lev iftedâ bi-hî : ve onu fidye olarak verse
-
3-Âl-i İmrân 93
et tevrâtu : Tevrat
-
3-Âl-i İmrân 93
bi et tevrâti : Tevrat'ı
-
3-Âl-i İmrân 96
evvele beytin : ilk ev
-
3-Âl-i İmrân 104
ve yenhevne : ve nehy eder, men eder
-
3-Âl-i İmrân 106
yevme : o gün
-
3-Âl-i İmrân 110
ve tenhevne : ve nehyedersiniz, men edersiniz
-
3-Âl-i İmrân 110
ve lev âmene : ve eğer îmân etselerdi
-
3-Âl-i İmrân 113
sevâen : eşit, müsavi, aynı, bir
-
3-Âl-i İmrân 114
ve el yevmi el âhiri : ve âhir güne, son güne, sonraki güne
-
3-Âl-i İmrân 114
ve yenhevne : ve nehy ederler, men ederler
-
3-Âl-i İmrân 116
ve lâ evlâdu-hum : ve evlâtları ... olmaz
-
3-Âl-i İmrân 119
ve izâ halev : ve yalnız kaldıkları zaman
-
3-Âl-i İmrân 121
tubevviu : yerleştiriyorsun
-
3-Âl-i İmrân 122
fe li yetevekkeli : artık tevekkül etsinler
-
3-Âl-i İmrân 125
min fevri-him : onların ani hareketlerinden, aniden
-
3-Âl-i İmrân 125
musevvimîne : işaretlenmiş, nişanlı
-
3-Âl-i İmrân 127
ev yekbite-hum : veya onları perişan etmek
-
3-Âl-i İmrân 128
ev yetûbe aleyhim : veya, onlara (onlar için) tövbeyi kabul eder
-
3-Âl-i İmrân 128
ev yuazzibe-hum : veya onları azap eder
-
3-Âl-i İmrân 135
ev zalemû : veya zulmettiler
-
3-Âl-i İmrân 138
ve mev'ızatun : ve vaaz, öğüt
-
3-Âl-i İmrân 139
el a'levne : üstün olanlar
-
3-Âl-i İmrân 143
temennevne : siz temenni ediyorsunuz
-
3-Âl-i İmrân 143
el mevte : ölüm
-
3-Âl-i İmrân 144
ev kutile : veya öldürüldü
-
3-Âl-i İmrân 145
sevâbe ed dunyâ : dünya sevabını
-
3-Âl-i İmrân 145
sevâbe el âhirati : ahiret sevabı
-
3-Âl-i İmrân 148
sevâbe ed dunyâ : dünya sevabı
-
3-Âl-i İmrân 148
sevâbi el âhireti : ahiret sevabı
-
3-Âl-i İmrân 150
mevlâ-kum : sizin mevlânız, dostunuz
-
3-Âl-i İmrân 154
lev kâne lenâ : bizim için olsaydı
-
3-Âl-i İmrân 154
lev kuntum : siz ... bile olsaydınız
-
3-Âl-i İmrân 155
tevellev : yüz çevirdiler
-
3-Âl-i İmrân 155
yevme ilteka : karşılaştığı gün
-
3-Âl-i İmrân 156
ev kânû : veya ... oldular
-
3-Âl-i İmrân 156
lev kânû : eğer olsaydı
-
3-Âl-i İmrân 157
ev muttum : veya öldünüz
-
3-Âl-i İmrân 158
ev kutiltum : veya öldürülseniz
-
3-Âl-i İmrân 159
ve lev kunte : ve eğer, sen ... olsaydın
-
3-Âl-i İmrân 159
fe tevekkel : artık tevekkül et
-
3-Âl-i İmrân 159
el mutevekkilîne : tevekkül edenler, Allah'a güvenenler
-
3-Âl-i İmrân 160
fe li yetevekkeli : o zaman tevekkül etsinler, güvensinler
-
3-Âl-i İmrân 161
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
3-Âl-i İmrân 166
yevme ilteka : karşılaştıkları gün
-
3-Âl-i İmrân 167
teâlev : geliniz
-
3-Âl-i İmrân 167
ev idfeû : veya def'edin, savunun, müdafaa edin
-
3-Âl-i İmrân 167
lev na'lemu : şayet biz bilseydik
-
3-Âl-i İmrân 167
yevme izin : izin günü
-
3-Âl-i İmrân 168
lev atâû-nâ : eğer bize itaat etselerdi
-
3-Âl-i İmrân 168
el mevte : ölüm
-
3-Âl-i İmrân 173
fe ahşev-hum : artık onlardan korkun
-
3-Âl-i İmrân 175
evliyâe--hu : kendi dostları (onu dost edinenler)
-
3-Âl-i İmrân 180
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
3-Âl-i İmrân 185
zâikatu el mevti : ölümü tadıcıdır
-
3-Âl-i İmrân 185
tuveffevne : vefa edilir, ödenir, ödenecek
-
3-Âl-i İmrân 185
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
3-Âl-i İmrân 186
le tublevunne : elbette, mutlaka imtihan olacaksınız, deneneceksiniz
-
3-Âl-i İmrân 188
bi mâ etev : getirdikleri şey ile
-
3-Âl-i İmrân 193
ve teveffe-nâ : ve bizi vefat ettir, öldür
-
3-Âl-i İmrân 194
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
3-Âl-i İmrân 195
ev unsâ : ve ya kadın
-
3-Âl-i İmrân 195
sevâben : sevap, mükâfat olarak
-
3-Âl-i İmrân 195
husnu es sevâbi : sevabın, mükâfatların en güzeli
-
30-Rûm 4
ve yevme izin : ve izin günü
-
30-Rûm 12
ve yevme : ve o gün
-
30-Rûm 14
ve yevme : ve o gün
-
30-Rûm 14
yevme izin : izin günü
-
30-Rûm 19
mevti-hâ : onun ölümü
-
30-Rûm 21
meveddeten : sevgi, muhabbet
-
30-Rûm 24
mevti-hâ : onun ölümü
-
30-Rûm 28
sevâun : eşit
-
30-Rûm 34
sevfe : yakında
-
30-Rûm 37
e ve lem yerev : ve görmüyorlar mı
-
30-Rûm 43
yevmun : gün
-
30-Rûm 43
yevme izin : izin günü
-
30-Rûm 50
mevti-hâ : onun ölümü
-
30-Rûm 50
el mevtâ : ölüler
-
30-Rûm 51
raev-hu : onu gördü
-
30-Rûm 52
el mevtâ : ölüler
-
30-Rûm 52
izâ vellev : döndükleri zaman
-
30-Rûm 55
ve yevme : ve o gün
-
30-Rûm 56
ilâ yevmi : güne kadar
-
30-Rûm 56
yevmu : gün
-
30-Rûm 57
yevme : gün
-
31-Lokman 10
terevne-hâ : onu görüyorsunuz
-
31-Lokman 10
revâsiye : sabit ve yüksek dağlar
-
31-Lokman 10
zevcin : eş, çift
-
31-Lokman 16
ev : veya
-
31-Lokman 16
ev : veya
-
31-Lokman 20
lem terev : görmediniz
-
31-Lokman 21
ve lev kâne : ve olsa bile, olsa da
-
31-Lokman 27
ve lev enne : ve eğer olsa
-
31-Lokman 32
mevcun : dalgalar
-
31-Lokman 33
vahşev : ve korkun
-
31-Lokman 33
yevmen : gün
-
31-Lokman 33
ve lâ mevlûdun : ve çocuk değildir
-
32-Secde 4
summestevâ (summe istevâ) : sonra istiva etti
-
32-Secde 5
yevmin : gün
-
32-Secde 9
sevvâ-hu : sevva etti, düzenledi
-
32-Secde 11
yeteveffâ-kum : sizi vefat ettirecek
-
32-Secde 11
el mevti : ölüm
-
32-Secde 12
ve lev : ve eğer, keşke
-
32-Secde 13
ve lev : ve eğer
-
32-Secde 14
yevmi-kum : sizin gününüz
-
32-Secde 18
lâ yestevune : eşit olmaz, bir olmaz
-
32-Secde 25
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
32-Secde 27
e ve lem yerev : ve görmüyorlar mı, görmediler mi
-
32-Secde 29
yevme : gün
-
33-Ahzâb 3
ve tevekkel : ve tevekkül et
-
33-Ahzâb 4
cevfi-hî : onun (göğüs) boşluğu
-
33-Ahzâb 5
ve mevâlî-kum : ve sizin dostlarınız
-
33-Ahzâb 6
evlâ : evlâdır, daha yakındır
-
33-Ahzâb 6
evlâ : evlâ, daha yakındır
-
33-Ahzâb 6
ilâ evliyâi-kum : sizin dostlarınıza
-
33-Ahzâb 9
lem terev-hâ : siz onu görmediniz (göremediniz)
-
33-Ahzâb 10
min fevkı-kum : sizin üzerinizden, yukarıdan
-
33-Ahzâb 14
ve lev : ve şâyet, eğer
-
33-Ahzâb 14
âtev-hâ : ona geldiler
-
33-Ahzâb 16
min el mevti : ölümden
-
33-Ahzâb 16
ev : veya
-
33-Ahzâb 17
ev : veya
-
33-Ahzâb 19
min el mevti : ölümden
-
33-Ahzâb 20
yeveddû : isterler, arzu ederler, temenni ederler
-
33-Ahzâb 20
lev : eğer, keşke, olsa
-
33-Ahzâb 20
ve lev kânû : ve eğer, şâyet olsalardı
-
33-Ahzâb 21
ve el yevme el âhıre : ve ahir gün (Allah'a ulaşma günü)
-
33-Ahzâb 24
ev : veya
-
33-Ahzâb 27
ve evrese-kum : ve sizi varis (mirasçı) kıldı
-
33-Ahzâb 37
zevce-ke : senin zevcen
-
33-Ahzâb 37
zevvecnâ-ke-hâ : seni onunla evlendirdik
-
33-Ahzâb 38
halev : gelip geçti
-
33-Ahzâb 39
ve yahşevne-hu : ve ona huşû duyarlar
-
33-Ahzâb 39
ve lâ yahşevne : ve korkmazlar
-
33-Ahzâb 44
yevme : gün
-
33-Ahzâb 48
ve tevekkel : ve tevekkül et
-
33-Ahzâb 52
ve lev : ve şâyet, eğer, ise, olsa bile
-
33-Ahzâb 54
ev : veya
-
33-Ahzâb 62
halev : gelip geçti
-
33-Ahzâb 66
yevme : gün
-
33-Ahzâb 69
âzev : eziyet ettiler
-
33-Ahzâb 71
fevzen : fevz, mükâfat
-
34-Sebe 9
lem yerev : görmüyorlar, görmediler
-
34-Sebe 9
ev : veya
-
34-Sebe 10
evvibî : bana yönelin, bana dönün
-
34-Sebe 12
ve revâhu-hâ : ve onun akşam dönüşü
-
34-Sebe 13
el cevâbi : su biriktirilen büyük havuzlar
-
34-Sebe 14
el mevte : ölüm
-
34-Sebe 14
mevti-hi : ölümü
-
34-Sebe 14
en lev kânû : eğer olsaydılar
-
34-Sebe 16
zevâtey : sahip
-
34-Sebe 24
ev : veya
-
34-Sebe 24
ev : veya
-
34-Sebe 30
yevmin : (bir) gün
-
34-Sebe 31
ve lev : ve şâyet, eğer
-
34-Sebe 31
mevkûfûne : tevkif edilenler, tutuklananlar
-
34-Sebe 31
lev lâ entum : eğer sizler olmasaydınız
-
34-Sebe 33
raevû : gördüler
-
34-Sebe 33
yuczevne : cezalandırılırlar
-
34-Sebe 35
ve evlâden : ve çocuklar (evlât olarak)
-
34-Sebe 37
evlâdu-kum : sizin evlâtlarınız
-
34-Sebe 40
ve yevme : ve gün
-
34-Sebe 42
el yevme : o gün
-
34-Sebe 51
ve lev terâ : ve şâyet görsen
-
34-Sebe 51
lâ fevte : kaçış yoktur
-
35-Fâtır 9
mevti-hâ : onun ölümü
-
35-Fâtır 12
ve mâ yestevî : ve musavi olmaz, eşit olmaz
-
35-Fâtır 12
mevâhire : yarıp giden
-
35-Fâtır 14
ve lev : ve olsa bile, eğer
-
35-Fâtır 14
ve yevme el kıyâmeti : ve kıyâmet günü
-
35-Fâtır 18
ve lev kâne : ve olsa bile
-
35-Fâtır 18
yahşevne : huşû duyarlar
-
35-Fâtır 19
yestevî : müsavi, eşit
-
35-Fâtır 22
ve mâ yestevî : ve musavî, eşit değil
-
35-Fâtır 28
ve ed devâbbi : ve davarlar
-
35-Fâtır 31
evhaynâ : vahyettik
-
35-Fâtır 32
evresne : varis kıldık
-
35-Fâtır 33
yuhallevne : süslenirler, takarlar
-
35-Fâtır 43
el evvelîne : evvelkiler
-
35-Fâtır 45
ve lev : ve eğer, şâyet
-
36-Yâsin 10
ve sevâun : ve musavidir, eşittir, birdir
-
36-Yâsin 12
el mevtâ : ölüler
-
36-Yâsin 31
e lem yerev : görmediler mi
-
36-Yâsin 47
lev : olsaydı, eğer
-
36-Yâsin 54
el yevme : bugün, o gün
-
36-Yâsin 54
ve lâ tuczevne : ve karşılık görmezsiniz, cezalandırılmazsınız
-
36-Yâsin 55
el yevme : o gün, bugün
-
36-Yâsin 59
el yevme : o gün, bugün
-
36-Yâsin 64
ıslev-hâ : ona yaslanın
-
36-Yâsin 64
el yevme : o gün, bugün
-
36-Yâsin 65
el yevme : o gün, bugün
-
36-Yâsin 66
ve lev : ve şâyet, eğer
-
36-Yâsin 67
ve lev : ve şâyet, eğer
-
36-Yâsin 71
ve lem yerev : ve görmüyorlar, görmediler
-
36-Yâsin 79
evvele : evvel, önce
-
37-Sâffât 6
el kevâkibi : gezegenler
-
37-Sâffât 14
raev : gördüler
-
37-Sâffât 17
el evvelûne : evvelkiler
-
37-Sâffât 20
yevmu : gün
-
37-Sâffât 21
yevmu : gün
-
37-Sâffât 26
el yevme : gün, bugün
-
37-Sâffât 33
yevme izin : izin günü
-
37-Sâffât 39
ve mâ tuczevne : ve cezalandırılmazsınız
-
37-Sâffât 42
fevâkihu : meyveler
-
37-Sâffât 55
fî sevâi : ortasında
-
37-Sâffât 57
ve lev lâ : ve eğer olmasaydı
-
37-Sâffât 59
mevtete-nâ : bizim ölümümüz
-
37-Sâffât 60
el fevzu el azîmu : fevzül azîm, en büyük kurtuluş
-
37-Sâffât 67
şevben : karıştırılmış
-
37-Sâffât 69
elfev : buldular
-
37-Sâffât 71
el evvelîne : evvelkiler
-
37-Sâffât 90
tevellev : döndüler gittiler
-
37-Sâffât 126
el evvelîne : evvelkiler
-
37-Sâffât 143
fe lev lâ : eğer olmasaydı
-
37-Sâffât 144
yevmi yub'asûne : beas günü, yeniden dirilme günü, kıyâmet günü
-
37-Sâffât 147
ev : veya
-
37-Sâffât 168
lev enne : eğer, keşke olsaydı
-
37-Sâffât 168
min el evvelîne : evvelkilerden
-
37-Sâffât 170
sevfe : yakında
-
37-Sâffât 174
tevelle : yüz çevir
-
37-Sâffât 175
sevfe : yakında
-
37-Sâffât 178
ve tevelle : ve yüz çevir
-
37-Sâffât 179
sevfe : yakında
-
38-Sâd 3
nâdev : nida ettiler, seslendiler, feryat ettiler
-
38-Sâd 12
el evtâdi : kazıklar
-
38-Sâd 15
fevâkın : süt veren hayvanlarda iki süt sağımı arasındaki zaman dilimi, kısa bir zaman, fırsat
-
38-Sâd 16
yevmi el hisâbi : hesap günü
-
38-Sâd 17
evvâbun : evvab, Allah'a yönelen
-
38-Sâd 19
evvâbun : evvab, yönelen, sığınan
-
38-Sâd 21
tesevverû : duvara tırmanıyorlar
-
38-Sâd 22
ilâ sevâi es sırâtı : orta yola
-
38-Sâd 26
el hevâ : heva, heves, nefsin arzuları
-
38-Sâd 26
yevme el hisâbi : hesap günü
-
38-Sâd 30
evvâbun : evvab, Allah'a yönelmiş, Allah'a ruhunu ulaştırmış
-
38-Sâd 32
tevâret : gizlendi
-
38-Sâd 39
ev : veya
-
38-Sâd 44
evvâbun : evvab, Allah'a ruhunu ulaştıran
-
38-Sâd 53
li yevmi el hisâbi : hesap günü için
-
38-Sâd 56
yaslevne-hâ : oraya atılırlar, yaslanırlar
-
38-Sâd 59
fevcun : fevc, bölük
-
38-Sâd 72
sevveytu-hu : onu sevva ettim, düzenledim
-
38-Sâd 78
yevmi ed dîni : dîn günü
-
38-Sâd 79
ilâ yevmi yub'asûne : beas (yeniden dirilme) gününe
-
38-Sâd 81
yevmi : gün
-
39-Zümer 3
evliyâe : velîler, dostlar
-
39-Zümer 4
lev : eğer, şâyet
-
39-Zümer 5
yukevviru : örter, sarar
-
39-Zümer 5
ve yukevviru : ve örter, sarar, çevirir
-
39-Zümer 6
zevce-hâ : onun eşi
-
39-Zümer 9
yestevî : müsavi olur, eşit olur
-
39-Zümer 12
evvele : evvel, ilk
-
39-Zümer 13
yevmin : gün
-
39-Zümer 15
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
39-Zümer 16
min fevkı-him : onların üstünden
-
39-Zümer 20
fevkı-hâ : onun üstü
-
39-Zümer 23
yahşevne : huşû duyarlar
-
39-Zümer 24
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
39-Zümer 26
lev : eğer, şâyet
-
39-Zümer 29
yesteviyâni : ikisi eşit olur
-
39-Zümer 31
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
39-Zümer 38
ev : ya da, veya
-
39-Zümer 38
yetevekkelu : tevekkül eder
-
39-Zümer 38
el mutevekkilûne : tevekkül edenler
-
39-Zümer 39
sevfe : yakında
-
39-Zümer 42
yeteveffâ : vefat ettirir, öldürür
-
39-Zümer 42
mevti-hâ : onun ölümü
-
39-Zümer 42
el mevte : ölüm
-
39-Zümer 43
ve lev : ve eğer, olsa
-
39-Zümer 47
ve lev enne : ve eğer olsaydı
-
39-Zümer 47
leftedev (le iftedev) : mutlaka fidye verirlerdi
-
39-Zümer 47
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
39-Zümer 57
ev : veya, yoksa
-
39-Zümer 57
lev : şâyet
-
39-Zümer 58
ev : veya, yoksa
-
39-Zümer 58
lev enne : keşke olsa
-
39-Zümer 60
ve yevme el kıyâmeti : ve kıyâmet günü
-
39-Zümer 67
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
39-Zümer 71
yevmi-kum : sizin gününüz
-
39-Zümer 74
ve evrese-nâ : ve bizi varis kıldı
-
39-Zümer 74
netebevveu : kalırız
-
4-Nisâ 1
zevce-hâ : onun eşini, hanımını (Havva anamızı)
-
4-Nisâ 3
ev : veya
-
4-Nisâ 7
ev : veya
-
4-Nisâ 9
lev terakû : eğer bırakmış olsalardı
-
4-Nisâ 10
ve se yaslevne : ve yakında yaslanacaklar, atılacaklar
-
4-Nisâ 11
fî evlâdi-kum : (sizin evlâdınız) evlâtlarınız hakkında
-
4-Nisâ 11
fevka : üstünde, fazla
-
4-Nisâ 11
ebevey-hi : onun ebeveyni, anne ve babası
-
4-Nisâ 11
ebevâ-hu : onun ebeveyni, ana babası
-
4-Nisâ 11
ev : veya (ve de)
-
4-Nisâ 12
ev : veya (ve de)
-
4-Nisâ 12
ev : veya
-
4-Nisâ 12
ev : veya
-
4-Nisâ 12
ev : veya
-
4-Nisâ 12
ev : veya
-
4-Nisâ 13
el fevzu : fevz, kurtuluş
-
4-Nisâ 15
yeteveffâ-hunne : onları (kadınları) vefat ettirir
-
4-Nisâ 15
el mevtu : ölüm
-
4-Nisâ 15
ev : veya
-
4-Nisâ 16
tevvâben : tövbeleri kabul eden
-
4-Nisâ 17
et tevbetu : tövbe
-
4-Nisâ 18
et tevbetu : tövbe
-
4-Nisâ 18
el mevtu : ölüm
-
4-Nisâ 20
zevcin : eş, zevce
-
4-Nisâ 20
zevcin : eş, zevce
-
4-Nisâ 27
eş şehevâti : şehvetler, şiddetli arzu, nefsin istekleri
-
4-Nisâ 30
fe sevfe : o taktirde yakında
-
4-Nisâ 31
mâ tunhevne : yasaklandığınız şeyler
-
4-Nisâ 32
ve lâ tetemennev : ve temenni etmeyin
-
4-Nisâ 33
mevâliye : yakınları, akrabadan olan mirasçılar
-
4-Nisâ 38
bi el yevmi el âhiri : son güne, ahir güne
-
4-Nisâ 39
lev : keşke, olsa, ise
-
4-Nisâ 39
ve yevmi : ve gün
-
4-Nisâ 42
yevme izin : izin günü
-
4-Nisâ 42
yeveddu : ister, temenni eder
-
4-Nisâ 42
lev : keşke, olsa
-
4-Nisâ 42
tusevvâ : sevva olma, yerle bir olma
-
4-Nisâ 43
ev : veya
-
4-Nisâ 43
ev : veya
-
4-Nisâ 43
ev : veya
-
4-Nisâ 46
an mevâdıı-hi : onun konulduğu yerden
-
4-Nisâ 46
ve lev : ve eğer olsa
-
4-Nisâ 47
ev : veya
-
4-Nisâ 56
sevfe : yakında, ileride
-
4-Nisâ 59
ve el yevmi el âhiri : ve son güne
-
4-Nisâ 61
teâlev : haydi gelin
-
4-Nisâ 62
ve tevfîkan : ve birlik, arayı bulma, birleştirme
-
4-Nisâ 64
ve lev : ve eğer, olsa
-
4-Nisâ 64
tevvâben : tövbeleri kabul eden
-
4-Nisâ 66
ve lev : ve eğer, ... olsa
-
4-Nisâ 66
ev : veya
-
4-Nisâ 66
ve lev : ve eğer, ... olsa
-
4-Nisâ 71
ev : veya
-
4-Nisâ 73
meveddetun : dostluk, yakınlık, tanışma, görüşme
-
4-Nisâ 73
fevzen : fevz, kurtuluş
-
4-Nisâ 74
ev : veya
-
4-Nisâ 74
sevfe : yak?nda
-
4-Nisâ 76
evliyâe : veliler, dostlar
-
4-Nisâ 77
yahşevne : korkarlar
-
4-Nisâ 77
ev : veya
-
4-Nisâ 77
lev lâ : olmaz mı, olmaz mıydı,
-
4-Nisâ 78
el mevtu : ölüm
-
4-Nisâ 78
ve lev : ve eğer ... olsa
-
4-Nisâ 80
tevellâ : yüz çevirir, döner
-
4-Nisâ 81
ve tevekkel : ve tevekkül et, güven
-
4-Nisâ 82
ve lev : ve eğer, olsa
-
4-Nisâ 83
ev : veya
-
4-Nisâ 83
ve lev : ve eğer, olsa
-
4-Nisâ 83
ve lev lâ : ve eğer olmasaydı
-
4-Nisâ 86
ev : veya
-
4-Nisâ 87
yevmi el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
4-Nisâ 89
lev : keşke, olsa, ise
-
4-Nisâ 89
sevâen : eşit, müsavi, bir, aynı seviyede
-
4-Nisâ 89
evliyâe : veliler, dostlar
-
4-Nisâ 89
tevellev : dönerler, yüz çevirirler
-
4-Nisâ 90
ev : veya
-
4-Nisâ 90
ev : veya
-
4-Nisâ 90
ve lev : ve eğer, şayet
-
4-Nisâ 92
tevbeten : tövbe olarak
-
4-Nisâ 95
yestevî : aynı seviyede, bir, eşit
-
4-Nisâ 97
teveffâ-hum : onları vefat ettirir, öldürür
-
4-Nisâ 100
el mevtu : ölüm
-
4-Nisâ 102
lev : keşke, eğer, olsa
-
4-Nisâ 102
ev : veya
-
4-Nisâ 103
mevkûten : vakitlendirilmiş, vakitleri belirlenmiş
-
4-Nisâ 109
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
4-Nisâ 110
ev : veya
-
4-Nisâ 112
ev : veya
-
4-Nisâ 113
ve lev lâ : ve ... olmasaydı
-
4-Nisâ 114
ev : veya
-
4-Nisâ 114
ev : veya
-
4-Nisâ 114
sevfe : olacak
-
4-Nisâ 115
tevellâ : döndü
-
4-Nisâ 124
ev : veya
-
4-Nisâ 128
ev : veya
-
4-Nisâ 129
ve lev : ve eğer olsa bile
-
4-Nisâ 134
sevâbe : sevap (nimet)
-
4-Nisâ 134
sevâbu : sevap
-
4-Nisâ 135
ve lev : ve eğer, olsa bile
-
4-Nisâ 135
ev : veya
-
4-Nisâ 135
ev : veya
-
4-Nisâ 135
evlâ : daha yakın
-
4-Nisâ 135
el hevâ : hevesler, nefsin istekleri
-
4-Nisâ 135
ev : veya
-
4-Nisâ 136
ve el yevmi el âhıri : ve âhir gün, son gün
-
4-Nisâ 139
evliyâe : veliler, dostlar
-
4-Nisâ 141
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
4-Nisâ 144
evliyâe : dostlar
-
4-Nisâ 146
ve sevfe : ve yakında
-
4-Nisâ 149
ev : veya, ya da
-
4-Nisâ 149
ev : veya, ya da
-
4-Nisâ 152
sevfe : ileride, yakında ... olacak
-
4-Nisâ 153
afevnâ : biz affettik
-
4-Nisâ 154
fevka-hum : onların üstüne
-
4-Nisâ 159
mevti-hî : onun ölümü
-
4-Nisâ 159
ve yevme el kıyâmeti : ve kıyâmet günü
-
4-Nisâ 162
ve el yevmi el âhiri : ve son gün, kıyâmet günü
-
4-Nisâ 163
evhaynâ : biz vahyettik
-
4-Nisâ 163
evhaynâ : biz vahyettik
-
4-Nisâ 163
ve evhaynâ : ve biz vahyettik
-
40-Mü'min 3
ve kâbili et tevbi : ve tövbeyi kabul eden
-
40-Mü'min 9
yevme izin : izin günü
-
40-Mü'min 9
el fevzu el azîmu : fevzül azîm, büyük kurtuluş
-
40-Mü'min 10
yunâdevne : nida edilir, seslenilir
-
40-Mü'min 14
ve lev : ve şâyet, eğer
-
40-Mü'min 15
yevme et telâkı : Allah'a mülâki olma (ulaşma) günü
-
40-Mü'min 16
yevme : gün
-
40-Mü'min 16
el yevme : bugün, o gün
-
40-Mü'min 17
el yevme : bugün
-
40-Mü'min 17
el yevme : bugün
-
40-Mü'min 18
yevme el âzifeti : yakın olan gün, yaklaşan gün
-
40-Mü'min 26
ev : ya da, veya
-
40-Mü'min 27
bi yevmi el hisâbi : hesap gününe
-
40-Mü'min 29
el yevme : bugün
-
40-Mü'min 30
yevmi el ahzâbi : ahzab günü, fırkalara ayrılmış olanların günü
-
40-Mü'min 32
yevme et tenâdi : feryat günü (cehennem ehlinin birbirlerine seslenecekleri gün)
-
40-Mü'min 33
yevme : gün
-
40-Mü'min 40
ev : ya da
-
40-Mü'min 44
ve ufevvidu : ve havale ediyorum
-
40-Mü'min 46
ve yevme : ve gün
-
40-Mü'min 49
yevmen : bir gün
-
40-Mü'min 51
yevme : gün
-
40-Mü'min 52
yevme : gün
-
40-Mü'min 53
evresnâ : varis kıldık
-
40-Mü'min 58
yestevî : müsavi, eşit, bir
-
40-Mü'min 67
yuteveffâ : vefat ettirilir, öldürülür
-
40-Mü'min 70
sevfe : yakında
-
40-Mü'min 77
ev : veya
-
40-Mü'min 77
neteveffeyenne-ke : seni vefat ettiririz
-
40-Mü'min 84
reev : gördüler
-
40-Mü'min 85
reev : gördüler
-
41-Fussilet 9
yevmeyni : iki gün
-
41-Fussilet 10
revâsiye : sabit dağlar
-
41-Fussilet 10
fevkı-hâ : onun üzerinde
-
41-Fussilet 10
sevâen : musavi olarak, eşit olarak
-
41-Fussilet 11
istevâ : istiva etti, yöneldi
-
41-Fussilet 11
ev : veya
-
41-Fussilet 12
fî yevmeyni : iki günde
-
41-Fussilet 12
ve evhâ : ve vahyetti
-
41-Fussilet 14
lev : şâyet, eğer
-
41-Fussilet 15
ve lem yerev : ve görmediler
-
41-Fussilet 19
ve yevme : ve gün
-
41-Fussilet 21
evvele : evvel, ilk
-
41-Fussilet 31
evliyâu-kum : sizin velîleriniz, dostlarınız
-
41-Fussilet 34
ve lâ testevî : ve eşit, müsavi değil
-
41-Fussilet 39
el mevtâ : ölüler
-
41-Fussilet 40
lâ yahfevne : gizli kalmazlar
-
41-Fussilet 40
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
41-Fussilet 44
ve lev : ve eğer, şâyet
-
41-Fussilet 44
lev : olsa
-
41-Fussilet 44
yunâdevne : seslenilir
-
41-Fussilet 45
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
41-Fussilet 47
ve yevme : ve gün
-
42-Şûrâ 5
fevkı-hinne : onların üstünde
-
42-Şûrâ 6
evliyâ : velîler, dostlar
-
42-Şûrâ 7
evhaynâ : biz vahyettik
-
42-Şûrâ 7
yevme el cem'i : toplanma günü
-
42-Şûrâ 8
ve lev : ve eğer
-
42-Şûrâ 9
evliyâe : velîler, dostlar
-
42-Şûrâ 9
el mevtâ : ölüler
-
42-Şûrâ 10
tevekkeltu : ben tevekkül ettim
-
42-Şûrâ 13
evhaynâ : biz vahyettik
-
42-Şûrâ 14
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
42-Şûrâ 21
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
42-Şûrâ 23
el meveddete : sevgi, muhabbet, dostluk
-
42-Şûrâ 25
et tevbete : tövbe
-
42-Şûrâ 27
ve lev : ve şâyet, eğer
-
42-Şûrâ 32
el cevâri : gemiler
-
42-Şûrâ 33
revâkide : yürümeyen, hareketsiz, sabit duran
-
42-Şûrâ 34
ev : veya
-
42-Şûrâ 36
yetevekkelûne : tevekkül ederler
-
42-Şûrâ 37
ve el fevâhışe : ve fuhuşlar (kötülükler, zina, şirk, katletmek vb)
-
42-Şûrâ 44
reevu : gördüler
-
42-Şûrâ 45
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
42-Şûrâ 46
min evliyâe : (velîlerden, dostlardan) bir dost
-
42-Şûrâ 47
yevmun : gün
-
42-Şûrâ 47
yevmeizin : izin günü
-
42-Şûrâ 50
ev : veya
-
42-Şûrâ 50
yuzevvicu-hum : onları çift, ikili yapar
-
42-Şûrâ 51
ev : veya
-
42-Şûrâ 51
ev : veya, ya da
-
42-Şûrâ 52
evhaynâ : vahyettik
-
43-Zuhruf 6
fî el evvelîne : evvelkilerin arasında, içinde
-
43-Zuhruf 8
el evvelîne : evvelkiler, öncekiler
-
43-Zuhruf 13
li testevû : yerleşmeniz için
-
43-Zuhruf 13
izâ isteveytum : yerleştiğiniz zaman
-
43-Zuhruf 20
lev : şâyet, eğer
-
43-Zuhruf 24
e ve lev : ve olsa da mı
-
43-Zuhruf 31
lev lâ : olmaz mı, olsaydı, (öyle) değil mi
-
43-Zuhruf 32
fevka : üzerine
-
43-Zuhruf 33
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
43-Zuhruf 39
el yevme : o gün
-
43-Zuhruf 40
ev : veya
-
43-Zuhruf 42
ev : veya, ya da
-
43-Zuhruf 44
ve sevfe : ve olacak
-
43-Zuhruf 53
lev lâ : olsaydı olmaz mıydı, olmalı değil miydi
-
43-Zuhruf 53
ev : veya
-
43-Zuhruf 60
ve lev : ve eğer, şâyet
-
43-Zuhruf 65
yevmin : gün
-
43-Zuhruf 67
yevmeizin : izin günü
-
43-Zuhruf 68
el yevme : o gün
-
43-Zuhruf 77
ve nâdev : ve nida ettiler, seslendiler, haykırdılar
-
43-Zuhruf 81
evvelu : evvel, ilk
-
43-Zuhruf 83
yevme : gün
-
43-Zuhruf 89
sevfe : yakında
-
44-Duhân 8
el evvelîne : evvelkiler
-
44-Duhân 10
yevme : gün
-
44-Duhân 14
tevellev : yüz çevirdiler
-
44-Duhân 16
yevme : gün
-
44-Duhân 28
ve evresnâ-hâ : ve ona miras kıldık
-
44-Duhân 35
mevtetu-nâ : bizim ölümümüz
-
44-Duhân 40
yevme : gün
-
44-Duhân 41
yevme : o gün
-
44-Duhân 41
mevlen : dost
-
44-Duhân 41
an mevlen : dosttan
-
44-Duhân 47
ilâ sevâi : ortaya, ortasına
-
44-Duhân 48
fevka : üst, üstüne
-
44-Duhân 54
ve zevvecnâ-hum : ve onları evlendirdik
-
44-Duhân 56
el mevte : ölüm
-
44-Duhân 56
el mevtete : ölmek, ölüm
-
44-Duhân 57
el fevzu : fevz, kurtuluş
-
45-Câsiye 5
mevti-hâ : onun ölümü
-
45-Câsiye 10
evliyâe : velîler, dostlar
-
45-Câsiye 17
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
45-Câsiye 19
evliyâu : velîler, dostlar
-
45-Câsiye 21
sevâen : musavi, eşit
-
45-Câsiye 23
hevâ-hu : onun hevası, kendi hevası
-
45-Câsiye 26
yevmi el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
45-Câsiye 27
ve yevme : ve gün
-
45-Câsiye 27
yevmeizin : izin günü
-
45-Câsiye 28
el yevme : gün
-
45-Câsiye 28
tuczevne : karşılığı (ceza veya mükâfat) verilir
-
45-Câsiye 30
el fevzu : kurtuluş
-
45-Câsiye 34
el yevme : bugün
-
45-Câsiye 34
yevmi-kum : sizin gününüz
-
45-Câsiye 35
el yevme : (bu) gün
-
46-Ahkaf 4
ev : veya
-
46-Ahkaf 5
ilâ yevmi el kıyâmeti : kıyâmet gününe kadar
-
46-Ahkaf 11
lev : eğer, şâyet
-
46-Ahkaf 15
evzı'nî : beni muvaffak kıl, yönelt
-
46-Ahkaf 17
el evvelîne : evvelkiler, öncekiler
-
46-Ahkaf 20
ve yevme : ve o gün
-
46-Ahkaf 20
el yevme : o gün
-
46-Ahkaf 20
tuczevne : cezalandırılacak
-
46-Ahkaf 21
yevmin : gün
-
46-Ahkaf 24
fe lemmâ reev-hu : onu gördükleri zaman
-
46-Ahkaf 24
evdiyeti-him : vadilerine
-
46-Ahkaf 28
lev lâ : olmaz mıydı
-
46-Ahkaf 29
vellev : döndüler
-
46-Ahkaf 32
evliyâu : dostlar
-
46-Ahkaf 33
e ve lem yerev : görmüyorlar mı
-
46-Ahkaf 33
el mevtâ : ölüler
-
46-Ahkaf 34
ve yevme : ve o gün
-
46-Ahkaf 35
yevme : o gün
-
46-Ahkaf 35
yerevne : gördükleri
-
47-Muhammed 4
evzâre-hâ : onun ağırlıkları (silâhlar, levazımatlar)
-
47-Muhammed 4
ve lev : ve eğer, şâyet
-
47-Muhammed 11
mevlellezîne : velîsidir o kimselerin
-
47-Muhammed 11
lâ mevlâ : dost yoktur
-
47-Muhammed 17
vellezîne ihtedev : ve hidayete ulaşmış kimseler
-
47-Muhammed 20
lev lâ : (öyle) değil mi
-
47-Muhammed 20
min el mevti : ölümden, ölüm halinden
-
47-Muhammed 20
evlâ : evlâ, en iyi, en yakın, en uygun
-
47-Muhammed 21
lev : eğer, şâyet, olsa
-
47-Muhammed 22
tevelleytum : siz döndünüz
-
47-Muhammed 25
sevvele : sürükledi, ulaştırdı
-
47-Muhammed 27
teveffet-hum : onları vefat ettirdiler, öldürdüler
-
47-Muhammed 30
ve lev : ve eğer
-
47-Muhammed 35
el a'levne : en üstün kişiler
-
47-Muhammed 38
tetevellev : siz yüz çevirirsiniz, dönersiniz
-
48-Fetih 5
fevzen : fevz
-
48-Fetih 6
zanne es sev'i : kötü zan
-
48-Fetih 6
es sev'i : kötü
-
48-Fetih 10
fevka : üzerinde
-
48-Fetih 10
evfâ : vefa etti
-
48-Fetih 11
ev : veya
-
48-Fetih 12
zanne es sevi : kötü bir zanla
-
48-Fetih 16
ev : ya da, veya
-
48-Fetih 16
tetevellev : dönersiniz, yüz çevirirsiniz
-
48-Fetih 16
tevelley-tum : yüz çevirdiniz
-
48-Fetih 17
yetevelle : yüz çevirir, döner
-
48-Fetih 22
lev kâtele-kum : eğer sizinle savaşsaydılar
-
48-Fetih 22
le vellev : mutlaka dönerler
-
48-Fetih 25
ve lev lâ : ve eğer olmasa (bulunmasa)
-
48-Fetih 25
lev : eğer
-
48-Fetih 29
fî et tevrâti : Tevrat'ta
-
48-Fetih 29
istevâ : sevva oldu, yöneldi, doğruldu, yükseldi
-
49-Hucurât 2
fevka : üzerine
-
49-Hucurât 5
ve lev : ve eğer, ise, olsa
-
49-Hucurât 7
lev : eğer, şâyet, ise, olsa
-
49-Hucurât 12
tevvâbun : tövbeleri kabul eden
-
5-Mâide 1
evfû : ifâ edin, yerine getirin
-
5-Mâide 3
ve el mevkûzetu : ve şiddetli bir darbeden dolayı (kesilmeksizin) ölen hayvan
-
5-Mâide 3
el yevme : bu gün
-
5-Mâide 3
fe lâ tahşev-hum : artık onlardan korkmayın
-
5-Mâide 3
vahşev-ni : ve benden korkun, sakının
-
5-Mâide 3
el yevme : bugün
-
5-Mâide 4
min el cevârihı : av avlamak için yetiştirilen yırtıcı hayvanlardan
-
5-Mâide 5
el yevme : bugün
-
5-Mâide 6
ev alâ seferin : veya yolculuk üzere, yolculukta
-
5-Mâide 6
ev câe ehadun : veya birisi geldi
-
5-Mâide 6
ev lâmestum : veya yaklaştınız, dokundunuz
-
5-Mâide 11
li yetevekkeli : tevekkül etsinler!
-
5-Mâide 12
sevâe es sebîli : (Allâh'a ulaştırmak üzere) dizayn edilmiş yol
-
5-Mâide 13
an mevâdıı-hi : onu yerlerinden
-
5-Mâide 14
ilâ yevmi el kıyâmeti : kıyamet gününe kadar
-
5-Mâide 14
ve sevfe : ve yakında
-
5-Mâide 23
fe tevekkelû : artık tevekkül edin, güvenin
-
5-Mâide 31
sev'ete ahî-hi : kardeşinin cesedi
-
5-Mâide 31
sev'ete ahî : kardeşimin cesedi
-
5-Mâide 32
ev fesâdin fi el ardı : veya yeryüzünde fesad
-
5-Mâide 33
ev yusallebû : veya asılmaları
-
5-Mâide 33
ev tukattaa eydî-him : veya ellerinin kesilmesi
-
5-Mâide 33
ev yunfev : veya sürülmeleri
-
5-Mâide 36
lev enne lehum : eğer onların olsa
-
5-Mâide 36
yevmi el kıyâmeti : kıyamet günü
-
5-Mâide 41
mevâdıı-hi : onun yeri
-
5-Mâide 41
ve in lem tu'tev-hu : ve eğer o verilmezse
-
5-Mâide 42
ev a'rıd an-hum : veya onlardan yüz çevir
-
5-Mâide 43
et tevrâtu : Tevrat
-
5-Mâide 43
summe yetevellevne : sonra dönüyorlar
-
5-Mâide 44
et tevrâte : Tevratı
-
5-Mâide 44
fe lâ tahşevû : artık korkmayın
-
5-Mâide 44
vahşevni (ve ıhşev-ni) : ve benden korkun
-
5-Mâide 46
min et tevrâti : Tevrat'tan
-
5-Mâide 46
min et tevrâti : Tevrat'tan
-
5-Mâide 46
ve mev'ızeten : ve vaaz edici olan, öğüt verici olan
-
5-Mâide 48
ve lev şâe allâhu : ve şayet Allâh (cc.) dileseydi
-
5-Mâide 49
fe in tevellev : bundan sonra eğer yüz çevirirlerse
-
5-Mâide 51
evliyâe : veliler, dostlar
-
5-Mâide 51
evliyâu : veliler, dostlar
-
5-Mâide 51
yetevelle-hum : onlara dönerse
-
5-Mâide 52
ev emrin min indi-hi : veya katından bir emr
-
5-Mâide 54
fe sevfe ye'tî allâhu : o zaman Allâh (cc.) getirecek
-
5-Mâide 54
levmete lâimin : kınayanın kınaması
-
5-Mâide 56
ve men yetevelle : ve kim dönerse, ve dönen kimseler
-
5-Mâide 57
evliyâe : veliler, dostlar
-
5-Mâide 60
sevâi es sebîli : sevvâ edilmiş (Allâh'a ulaştırmak üzere dizayn edilmiş) yol
-
5-Mâide 63
lev lâ yenhâ-hum(u) : onları nehy etmeli (men etmeli) değiller miydi?
-
5-Mâide 64
ilâ yevmi : gününe kadar
-
5-Mâide 64
evkadû : yaktılar
-
5-Mâide 65
ve lev enne : ve şayet, eğer olsa
-
5-Mâide 66
ve lev enne-hum : ve eğer onlar ...olsaydı
-
5-Mâide 66
et tevrâte : Tevrat
-
5-Mâide 66
min fevkı-him : üstlerinden
-
5-Mâide 68
et tevrâte : Tevrat
-
5-Mâide 69
ve el yevmi el âhıri : ve âhir gün, sonraki gün, hayattayken Allâh'a ulaşma günü
-
5-Mâide 77
an sevâi es sebîli : sevvâ edilmiş, Allâh'a ulaştırmak üzere dizayn edilmiş yoldan
-
5-Mâide 79
lâ yetenâhevne : nehyetmezler, mani olmazlar, vazgeçirmezler
-
5-Mâide 80
yetevellevne : dönerler, dostluk ederler
-
5-Mâide 81
ve lev kânû : ve eğer olsalardı
-
5-Mâide 81
evliyâe : veliler, dostlar
-
5-Mâide 82
meveddeten : sevgi, dostluk bakımından
-
5-Mâide 89
min evsatı : vasat olarak, ortalama
-
5-Mâide 89
ev kisvetu-hum : veya onları giydirme (onların giysileri)
-
5-Mâide 89
ev tahrîru rakabetin : veya, ya da bir köle azâdı
-
5-Mâide 92
in tevelleytum : eğer yüz çevirirseniz, dönerseniz
-
5-Mâide 95
zevâ adlin : adâlet sahibi (iki kişi)
-
5-Mâide 95
ev keffâratun : veya kefâret olarak
-
5-Mâide 95
ev adlu zâlike : veya buna adil olan, denk olan
-
5-Mâide 100
lâ yestevî : bir değil, eşit değil
-
5-Mâide 100
ve lev a'cebe-ke : ve senin hoşuna gitse bile
-
5-Mâide 104
teâlev : gelin
-
5-Mâide 104
e ve lev kâne : ve olsa da mı?
-
5-Mâide 106
el mevtu : ölüm
-
5-Mâide 106
isnâni zevâ adlin : adâlet sahibi iki kişi
-
5-Mâide 106
ev âharâni : veya diğer iki
-
5-Mâide 106
el mevti : ölüm
-
5-Mâide 106
ve lev kâne : ve şayet olsa bile
-
5-Mâide 107
el evleyâni : daha yakın iki kişi
-
5-Mâide 108
ev yehâfû : veya korkmaları
-
5-Mâide 109
yevme : gün, o gün
-
5-Mâide 110
ve et tevrâte : ve Tevrat
-
5-Mâide 110
el mevtâ : ölüler
-
5-Mâide 111
ve iz evhaytu : ve vahyettiğim zaman
-
5-Mâide 114
li evveli-nâ : bizim evvelimiz (bizden öncekiler) için
-
5-Mâide 117
teveffeyte-nî : sen beni vefat ettirdin, aralarından aldın
-
5-Mâide 119
hâzâ yevmu : bu gün
-
5-Mâide 119
el fevzu el azîmu : en büyük fevz
-
50-Kaf 6
fevka-hum : onların üzerlerinde
-
50-Kaf 7
revâsiye : dağlar
-
50-Kaf 7
zevcin : çift
-
50-Kaf 15
el evveli : ilk
-
50-Kaf 19
el mevti : ölüm
-
50-Kaf 20
yevmu : gün
-
50-Kaf 22
el yevme : bugün
-
50-Kaf 30
yevme : o gün
-
50-Kaf 32
evvâbin : ruhu Allah'a ulaşarak sığınmış
-
50-Kaf 34
yevmu : gün
-
50-Kaf 37
ev : veya, ya da
-
50-Kaf 41
yevme : gün
-
50-Kaf 42
yevme : gün
-
50-Kaf 42
yevm el hurûci : çıkış günü
-
50-Kaf 44
yevme : gün
-
51-Zâriyât 12
yevmu ed dîni : dîn günü, hesap ve ceza günü
-
51-Zâriyât 13
yevme : gün
-
51-Zâriyât 28
evcese : hissetti
-
51-Zâriyât 34
musevvemeten : işaretlenmiş, damgalanmış olan
-
51-Zâriyât 39
tevellâ : yüz çevirdi
-
51-Zâriyât 39
ev : veya, ya da
-
51-Zâriyât 44
atev : itaat etmediler, (emirden) çıktılar
-
51-Zâriyât 49
zevceynî : ikili, çift
-
51-Zâriyât 52
ev : veya
-
51-Zâriyât 53
tevâsav : vasiyet, tavsiye ettiler
-
51-Zâriyât 54
fe tevelle : öyleyse yüz çevir
-
51-Zâriyât 60
min yevmi-him : o (azap) günlerinden dolayı
-
52-Tûr 9
yevme : gün
-
52-Tûr 9
mevren : şiddetle sarsılarak, sarsılıp
-
52-Tûr 11
yevmeizin : izin günü
-
52-Tûr 13
yevme : gün
-
52-Tûr 16
ıslevhâ : ona yaslanın
-
52-Tûr 16
ev : veya
-
52-Tûr 16
sevâun : eşittir (birdir)
-
52-Tûr 16
tuczevne : cezalandırılırsınız
-
52-Tûr 20
ve zevvecnâ-hum : biz onları evlendirdik
-
52-Tûr 44
ve in yerev : ve eğer görseler
-
52-Tûr 45
yevme-hum : onların günü
-
52-Tûr 46
yevme : o gün
-
53-Necm 1
hevâ : düştü, kaydı, kayboldu
-
53-Necm 3
an(i) el hevâ : hevadan, heves ile, kendiliğinden
-
53-Necm 6
istevâ : istiva etti (yöneldi, kapladı, göründü, doğruldu)
-
53-Necm 9
ev : veya, yahut, hatta
-
53-Necm 10
fe evhâ : böylece vahyetti
-
53-Necm 10
evhâ : vahyetti
-
53-Necm 29
tevellâ : yüz çeviren
-
53-Necm 32
el fevâhişe : çok çirkin yüz kızartıcı olanından
-
53-Necm 33
tevellâ : yüz çeviren
-
53-Necm 40
sevfe : yakında
-
53-Necm 41
el evfâ : tam tamına, eksiksiz
-
53-Necm 45
ez zevceyni : çift
-
54-Kamer 2
ve in yerev : ve eğer görseler
-
54-Kamer 6
tevelle : yüz çevir
-
54-Kamer 6
yevme : o gün
-
54-Kamer 8
yevmun : bir gün
-
54-Kamer 19
yevmi : gün
-
54-Kamer 29
nâdev : çağırdılar
-
54-Kamer 36
temârev : şüphe ettiler, inkâr ettiler
-
54-Kamer 46
mev'ıdu-hum : onlara vaadedilen
-
54-Kamer 48
yevme : o gün
-
55-Rahmân 24
el cevâri : akıp giden gemiler
-
55-Rahmân 29
yevmin : gün
-
55-Rahmân 39
yevme : gün
-
55-Rahmân 41
en nevâsî : alınlar
-
55-Rahmân 48
zevâtâ : ikisi sahiptir
-
55-Rahmân 52
zevcâni : iki çift
-
56-Vâkıa 13
min el evvelîne : evvelkilerden
-
56-Vâkıa 15
mevdûnetin : altınla örülmüş (dokunmuş ve mücevherlerle (inci ve yakutla) süslenmiş
-
56-Vâkıa 39
min el evvelîne : evvelkilerden
-
56-Vâkıa 48
el evvelûne : evvelkiler, bizden önce ölenler
-
56-Vâkıa 49
el evvelîne : evvelkiler
-
56-Vâkıa 50
yevmin : gün
-
56-Vâkıa 56
yevme : gün
-
56-Vâkıa 57
lev : eğer, şâyet, olsa, ise
-
56-Vâkıa 60
el mevte : ölüm
-
56-Vâkıa 62
lev : eğer, şâyet, olsa, ise
-
56-Vâkıa 65
lev : şâyet, eğer
-
56-Vâkıa 70
lev : eğer, ise, olsa
-
56-Vâkıa 70
lev : eğer, şâyet, olsa, ise
-
56-Vâkıa 75
bi mevâkıı : mevkileri, yeri
-
56-Vâkıa 76
lev ta'lemûne : keşke bilseniz
-
56-Vâkıa 83
lev : olsa, eğer, şâyet
-
56-Vâkıa 86
lev lâ : değil ise
-
56-Vâkıa 89
revhun : rahat, ferah, sevinç
-
57-Hadid 3
el evvelu : evvel, ilk, tüm varlıklardan önce var olan
-
57-Hadid 4
estevâ : istiva etti
-
57-Hadid 10
lâ yestevî : müsavi olmaz, bir olmaz
-
57-Hadid 12
yevme : o gün
-
57-Hadid 12
el yevme : o gün
-
57-Hadid 12
fevzu : kurtuluş
-
57-Hadid 13
yevme : gün
-
57-Hadid 15
el yevme : o gün
-
57-Hadid 15
mevlâ-kum : sizin velîniz, dostunuz
-
57-Hadid 17
mevti-hâ : onun ölümü
-
57-Hadid 20
ve el evlâdi : ve evlât, çocuklar
-
57-Hadid 23
te'sev : üzülmeniz
-
57-Hadid 24
yetevelle : dönerse, yüz çevirirse
-
58-Mücâdele 1
zevci-hâ : onun eşi, kocası
-
58-Mücâdele 6
yevme : o gün
-
58-Mücâdele 7
yevme el kiyâmeti : kıyâmet günü
-
58-Mücâdele 8
ve yetenâcevne bi : ve gizli gizli konuşuyorlar
-
58-Mücâdele 8
hayyev-ke : seni selâmladılar
-
58-Mücâdele 8
lev : şâyet, öyle ise
-
58-Mücâdele 8
yaslevne-hâ : ona yaslanacaklar, atılacaklar
-
58-Mücâdele 9
lâ tetenâcev bi : gizli gizli konuşmayın
-
58-Mücâdele 9
ve tenâcev bi : ve gizli konuşun, aranızda müşavere edin, görüşün
-
58-Mücâdele 10
fe li yetevekkeli : öyleyse tevekkül etsinler
-
58-Mücâdele 14
tevellev : döndüler (dost edindiler)
-
58-Mücâdele 17
evlâdu-hum : onların çocukları
-
58-Mücâdele 18
yevme : gün
-
58-Mücâdele 22
ve el yevmi el âhiri : ve ahiret gününe (ölmeden evvel Allah'a ulaşmaya)
-
58-Mücâdele 22
ve lev : ve olsa, bile
-
58-Mücâdele 22
ev : veya
-
58-Mücâdele 22
ev : veya
-
58-Mücâdele 22
ev : veya
-
59-Haşr 2
evveli : evvel, ilk, ilk defa
-
59-Haşr 3
ve lev lâ : ve eğer olmasaydı
-
59-Haşr 5
ev : veya
-
59-Haşr 6
fe mâ evceftum : o zaman sürmediniz, koşturmadınız
-
59-Haşr 9
tebevveû : konakladılar, mesken edindiler
-
59-Haşr 9
ve lev kâne : ve olsa bile
-
59-Haşr 14
ev : veya
-
59-Haşr 20
lâ yestevî : müsavi olmaz, bir olmaz, eşit olmaz
-
59-Haşr 21
lev : eğer
-
6-En'âm 5
fe sevfe : artık, fakat pek yakında
-
6-En'âm 6
e lem yerev : görmüyorlar mı
-
6-En'âm 7
ve lev nezzelnâ : ve eğer indirseydik
-
6-En'âm 8
lev lâ : olmaz mı
-
6-En'âm 8
ve lev enzelnâ : ve şâyet biz indirseydik
-
6-En'âm 9
ve lev cealnâ-hu : ve onu var etseydik, yapsaydık
-
6-En'âm 12
ilâ yevmi : güne
-
6-En'âm 14
evvele : ilk
-
6-En'âm 15
yevmin : gün
-
6-En'âm 16
yevme izin : o gün, izin günü
-
6-En'âm 16
el fevzu : fevz, kurtuluş
-
6-En'âm 18
fevka : üstünde
-
6-En'âm 21
ev kezzebe : veya yalanladı
-
6-En'âm 22
ve yevme : ve o gün
-
6-En'âm 25
ve in yerev : ve eğer görseler
-
6-En'âm 25
el evvelîne : evvelkiler, öncekiler
-
6-En'âm 26
yenhevne : nehyederler, yasaklar, men ederler
-
6-En'âm 26
ve yen'evne : ve uzak dururlar (yüz çevirirler)
-
6-En'âm 27
ve lev terâ : ve görsen (görseydin)
-
6-En'âm 28
ve lev ruddû : ve şâyet reddedilseler, geri döndürülseler
-
6-En'âm 30
ve lev terâ : ve görsen (görseydin)
-
6-En'âm 31
evzâre-hum : (onların) yükleri, (kendi ağırlıkları, günahları)
-
6-En'âm 35
ev sullemen : veya bir merdiven
-
6-En'âm 35
ve lev şâe : ve şâyet dilerse, dileseydi
-
6-En'âm 36
ve el mevtâ : ve ölüler
-
6-En'âm 37
lev lâ : olsaydı, olmaz mı
-
6-En'âm 40
ev etet-kum : veya size gelse
-
6-En'âm 41
ve tensevne : ve unutursunuz
-
6-En'âm 43
fe lev lâ : böylece olmaz mıydı
-
6-En'âm 47
ev cehreten : veya açıkça
-
6-En'âm 50
hel yestevî : eşit, bir olur mu?
-
6-En'âm 58
lev : eğer, şâyet, ise, olsa
-
6-En'âm 60
yeteveffâ-kum : sizi vefat ettirir
-
6-En'âm 61
fevka : üzerinde
-
6-En'âm 61
el mevtu : ölüm
-
6-En'âm 61
teveffet-hu : onu vefat ettirir
-
6-En'âm 62
mevlâ-hum : onların mevlâsı, velîsi, dostu
-
6-En'âm 65
min fevkı-kum : sizin üstünüzden
-
6-En'âm 65
ev min tahti : veya altından
-
6-En'âm 65
ev yelbise-kum : veya sizi (birbirinize) katar
-
6-En'âm 67
ve sevfe : ve yakında
-
6-En'âm 73
ve yevme : ve gün
-
6-En'âm 73
yevme : gün
-
6-En'âm 76
kevkeben : bir gezegen
-
6-En'âm 88
ve lev : ve eğer, ...olsa
-
6-En'âm 93
ev : veya
-
6-En'âm 93
ve lev : ve eğer, olsa
-
6-En'âm 93
fî gamerâti el mevti : ölümün şiddetinde
-
6-En'âm 93
el yevme : bugün
-
6-En'âm 93
tuczevne : karşılık (ceza) göreceksiniz
-
6-En'âm 94
evvele : evvel, ilk
-
6-En'âm 95
ve en nevâ : ve çekirdek
-
6-En'âm 98
ve mustevdaun : ve bir emanet yeri
-
6-En'âm 107
ve lev : ve eğer, şâyet
-
6-En'âm 110
evvele : evvel, ilk
-
6-En'âm 111
ve lev : ve eğer, olsaydı
-
6-En'âm 111
el mevtâ : ölüler
-
6-En'âm 112
ve lev : ve eğer
-
6-En'âm 120
se-yuczevne : yakında karşılık görecekler (cezalandırılacaklar)
-
6-En'âm 121
ilâ evliyâi-him : kendi dostlarına
-
6-En'âm 128
ve yevme : ve (o) gün
-
6-En'âm 128
evliyau-hum : onların dostları
-
6-En'âm 130
yevmi-kum : sizin gününüz
-
6-En'âm 135
fe sevfe : artık yakında (olacak)
-
6-En'âm 137
katle evlâdi-him : çocuklarını öldürmeyi
-
6-En'âm 137
ve lev : ve eğer
-
6-En'âm 140
evlâde-hum : kendi evlâtlarını
-
6-En'âm 141
yevme : gün
-
6-En'âm 145
ev : veya
-
6-En'âm 145
ev : veya
-
6-En'âm 145
ev : veya, ya da
-
6-En'âm 146
ev : veya
-
6-En'âm 146
ev : veya
-
6-En'âm 148
lev şâe allâhu : eğer Allah dileseydi
-
6-En'âm 149
lev şâe : eğer o dileseydi
-
6-En'âm 151
teâlev : gelin
-
6-En'âm 151
evlâde-kum : evlâtlarınız, çocuklarınız
-
6-En'âm 151
ve lâ takrebû el fevâhışe : ve kötülüğe yaklaşmayın
-
6-En'âm 152
ve evfû : ve vefa edin, ifa edin, yerine getirin
-
6-En'âm 152
ve lev kâne : ve olsa bile
-
6-En'âm 152
evfû : vefa edin, ifa edin, yerine getirin
-
6-En'âm 157
ev : veya
-
6-En'âm 157
lev : eğer
-
6-En'âm 158
ev : veya, yoksa
-
6-En'âm 158
ev : veya, yoksa
-
6-En'âm 158
yevme : o gün
-
6-En'âm 158
ev : veya, yoksa
-
6-En'âm 163
evvel : evvel, ilk
-
6-En'âm 165
fevka : üstünde, üstüne
-
60-Mümtehine 1
evliyâe : velîler, dostlar
-
60-Mümtehine 1
bi el meveddeti : muhabbet ile, sevgi ile
-
60-Mümtehine 1
bi el meveddeti : muhabbet ile, sevgi ile
-
60-Mümtehine 1
sevâe es sebîli : yolun seviyesi, yolun ortası, doğru yol
-
60-Mümtehine 2
lev tekfurûne : keşke inkâr etseniz
-
60-Mümtehine 3
evlâdu-kum : sizin evlâtlarınız
-
60-Mümtehine 3
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
60-Mümtehine 4
tevekkelnâ : biz tevekkül ettik
-
60-Mümtehine 6
ve el yevme el âhire : ve ahiret günü
-
60-Mümtehine 6
yetevelle : yüz çevirir, döner
-
60-Mümtehine 7
meveddeten : muhabbet, sevgi, dostluk
-
60-Mümtehine 9
en tevellev-hum : onlara dönmeniz, dost olmanız
-
60-Mümtehine 9
yetevelle-hum : onlara dönerse, severse, dost edinirse
-
60-Mümtehine 10
el kevâfiri : kâfirler (kâfir kadınlar)
-
60-Mümtehine 12
evlâdehunne : (kadınların) evlâtları, çocukları
-
60-Mümtehine 13
lâ tetevellev : dönmeyin
-
61-Saf 6
min et tevrâti : Tevrat'tan, Tevrat'ta olan
-
61-Saf 8
ve lev : ve bile, olsa bile
-
61-Saf 9
ve lev : ve bile, olsa bile
-
61-Saf 12
el fevzu : fevz, kurtuluştur
-
62-Cum'a 5
et tevrâte : Tevrat
-
62-Cum'a 6
evliyâu : evliyalar, dostlar
-
62-Cum'a 6
temennevû : temenni edin
-
62-Cum'a 6
el mevte : ölüm
-
62-Cum'a 7
ve lâ yetemennevne-hû : ve onu temenni edemezler
-
62-Cum'a 8
el mevte : ölüm
-
62-Cum'a 9
min yevmi : (günlerden) ..... günü
-
62-Cum'a 11
raev : gördüler
-
62-Cum'a 11
ev : veya
-
63-Münâfikûn 5
teâlev : geliniz
-
63-Münâfikûn 5
levvev : alay ederek iki yana salladılar
-
63-Münâfikûn 6
sevâun : musavi, bir, eşit, aynı
-
63-Münâfikûn 9
ve lâ evlâdu-kum : ve sizin evlâtlarınız
-
63-Münâfikûn 10
el mevtu : ölüm
-
63-Münâfikûn 10
lev lâ : eğer, keşke ..... olsa olmaz mı
-
64-Teğabün 6
ve tevellev : ve yüz çevirdiler
-
64-Teğabün 9
yevme : gün
-
64-Teğabün 9
li yevmi : gün için
-
64-Teğabün 9
yevmu : gün
-
64-Teğabün 9
el fevzu : fevz, kurtuluş
-
64-Teğabün 12
tevelleytum : siz yüz çevirdiniz
-
64-Teğabün 13
li yetevekkel(i) : tevekkül etsinler
-
64-Teğabün 14
ve evlâdi-kum : ve sizin evlâtlarınız, çocuklarınız
-
64-Teğabün 15
ve evlâdu-kum : ve sizin evlâtlarınız, çocuklarınız
-
65-Talâk 2
ev fârikû-hunne : veya onlardan ayrılın
-
65-Talâk 2
zevey : sahip
-
65-Talâk 2
ve el yevmi el âhiri : ve ahir güne, sonraki güne
-
65-Talâk 3
yetevekkel : tevekkül eder
-
66-Tahrim 2
mevlâ-kum : sizin mevlânız, dostunuz
-
66-Tahrim 4
mevlâ-hu : onun mevlâsı
-
66-Tahrim 7
el yevme : o gün
-
66-Tahrim 7
tuczevne : cezalandırılırsınız, cezalandırılacaksınız
-
66-Tahrim 8
tevbeten nasûhan : nasuh tövbesi
-
66-Tahrim 8
yevme : o gün
-
67-Mülk 2
el mevte : ölüm
-
67-Mülk 8
fevcun : bölük, grup
-
67-Mülk 10
lev : şâyet, eğer
-
67-Mülk 10
ev : veya
-
67-Mülk 12
yahşevne : huşû duyarlar
-
67-Mülk 13
ev : veya
-
67-Mülk 19
e ve lem yerev ilâ : ve görmüyorlar mı (...a bakmıyorlar mı)
-
67-Mülk 19
fevka-hum : onların üstünde
-
67-Mülk 22
seviyyen : düzgün (dimdik, seviyeli)
-
67-Mülk 27
reev-hu : onu gördüler
-
67-Mülk 28
ev : veya
-
67-Mülk 29
tevekkelnâ : biz tevekkül ettik
-
68-Kalem 9
lev tudhinu : eğer sen musamaha gösterirsen
-
68-Kalem 15
el evvelîne : evvelkiler
-
68-Kalem 17
belevnâ-hum : onları belâya uğrattık
-
68-Kalem 17
belevnâ : belâya uğrattık
-
68-Kalem 21
tenâdev : birbirlerine nida ettiler, seslendiler
-
68-Kalem 24
el yevme : bugün
-
68-Kalem 25
gadev : sabah erkenden gittiler
-
68-Kalem 26
reev-hâ : onu gördüler
-
68-Kalem 28
evsatu-hum : onların en makul düşüneni (aklı başında olanı)
-
68-Kalem 28
lev : eğer, olsa, keşke olsaydı
-
68-Kalem 33
lev : şâyet, ise, keşke
-
68-Kalem 39
ilâ yevmi el kıyâmeti : kıyâmet gününe kadar
-
68-Kalem 42
yevme : gün
-
68-Kalem 49
lev lâ : eğer olmasaydı
-
69-Hâkka 15
yevme izin : o gün
-
69-Hâkka 16
yevme izin : izin gün
-
69-Hâkka 17
fevka-hum : onların üstünde, üstlerinde
-
69-Hâkka 17
yevme izin : izin günü
-
69-Hâkka 18
yevme izin : izin günü
-
69-Hâkka 35
el yevme : o gün
-
69-Hâkka 44
ve lev : ve olsaydı
-
7-A'râf 3
evliyâe : dostlar, velîler
-
7-A'râf 4
ev : veya
-
7-A'râf 8
yevme izin : izin günü
-
7-A'râf 8
mevâzînu-hu : onun tartısı
-
7-A'râf 9
mevâzînu-hu : onun tartısı
-
7-A'râf 14
yevmi : gün
-
7-A'râf 19
ve zevcu-ke : ve senin zevcen
-
7-A'râf 20
sev'âti-himâ : ikisinin avret yerleri
-
7-A'râf 20
ev : yoksa, veya, ya da
-
7-A'râf 22
sev'âtu-humâ : ayıp yerleri (ikisinin)
-
7-A'râf 25
tahyevne : yaşarsınız (hayy olursunuz)
-
7-A'râf 26
sev'âti-kum : ayıp yerlerinizi
-
7-A'râf 27
ebevey-kum : sizin anne ve babanızı
-
7-A'râf 27
sev'âti-himâ : ikisinin, onların ayıp yerlerini
-
7-A'râf 27
lâ terevne-hum : onları göremezsiniz
-
7-A'râf 27
evliyâe : evliya, dostlar
-
7-A'râf 30
evliyâe : velîler, dostlar
-
7-A'râf 32
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
7-A'râf 33
el fevâhişe : kötülükler, günahlar
-
7-A'râf 37
ev : veya
-
7-A'râf 37
yeteveffevne-hum : onların vefat ettirir
-
7-A'râf 41
min fevkı-him : onların üzerlerinde
-
7-A'râf 43
lev lâ : olmasaydı
-
7-A'râf 46
ve nâdev : ve nida ettiler, seslendiler
-
7-A'râf 50
ev : yahut, veya, ya da
-
7-A'râf 51
fe el yevme : böylece bu gün
-
7-A'râf 51
yevmi-him : onların günü
-
7-A'râf 53
yevme : gün
-
7-A'râf 53
ev : yahut, veya, (... olur mu ki)
-
7-A'râf 54
summe istevâ : sonra istiva etti
-
7-A'râf 57
nuhricu el mevtâ : ölüleri çıkartırız
-
7-A'râf 59
yevmin azîmin : büyük gün
-
7-A'râf 74
ve bevvee-kum : ve sizi yerleştirdi
-
7-A'râf 74
ve lâ ta'sev : ve karışıklık çıkarmayın, bozgunculuk yapmayın
-
7-A'râf 77
ve atev : ve haddi aştılar, isyan ettiler
-
7-A'râf 79
fe tevellâ : o zaman yüz çevirdi, döndü
-
7-A'râf 82
cevâbe : cevap
-
7-A'râf 85
fe evfû : artık vefa edin, yapın
-
7-A'râf 88
ev : veya, yahut, ya da
-
7-A'râf 88
e ve lev : ve ... ise de mi?
-
7-A'râf 89
tevekkel-nâ : biz tevekkül ettik, güvendik
-
7-A'râf 92
en lem yagnev : var olmamış, yaşamamış
-
7-A'râf 93
fe tevellâ : o zaman yüz çevirdi
-
7-A'râf 95
afev : çoğaldılar
-
7-A'râf 96
ve lev : ve eğer
-
7-A'râf 96
(lev) enne : olsalar
-
7-A'râf 100
en lev neşâu : eğer dilemiş olsaydık, dileseydik
-
7-A'râf 117
ve evhay-nâ : ve biz vahyettik
-
7-A'râf 123
fe sevfe : artık yakında
-
7-A'râf 126
ve teveffe-nâ : ve bizi vefat ettir, öldür
-
7-A'râf 127
fevka-hum : onların üstünde
-
7-A'râf 137
ve evresnâ el kavme : o kavmi varis kıldık
-
7-A'râf 138
fe etev : o zaman geldiler, karşılaştılar
-
7-A'râf 143
sevfe terâ-nî : sen beni göreceksin
-
7-A'râf 143
evvelu el mu'minîne : mü'minlerin ilkiyim
-
7-A'râf 145
mev'ızaten : nasihat ederek, vaaz ederek, öğüt vererek
-
7-A'râf 146
yerev : görseler
-
7-A'râf 146
yerev : görseler
-
7-A'râf 146
yerev : görseler
-
7-A'râf 147
hel yuczevne : onlar cezalandırılır mı
-
7-A'râf 148
e lem yerev : görmüyorlar mı?
-
7-A'râf 149
ve raev : ve gördüler
-
7-A'râf 155
lev şi'te : eğer, şayet sen dileseydin, isteseydin
-
7-A'râf 157
fî et tevrâti : Tevrat'ta
-
7-A'râf 160
ve evhay-nâ : ve biz vahyettik
-
7-A'râf 163
yevme : o gün
-
7-A'râf 163
ve yevme : ve o gün
-
7-A'râf 164
ev : veya, ya da
-
7-A'râf 165
yenhevne : nehyediyorlar (yasaklıyorlar)
-
7-A'râf 166
atev : haddi aştılar
-
7-A'râf 167
ilâ yevmi el kıyâmeti : kıyâmet gününe kadar
-
7-A'râf 168
ve belev-nâ-hum : ve biz onları imtihan ettik
-
7-A'râf 171
fevka-hum : onların üstüne
-
7-A'râf 172
yevme el kıyâmeti : kıyâmet günü
-
7-A'râf 173
ev : veya, yahut, yoksa, ya da, ve de
-
7-A'râf 176
ve lev : ve eğer, şayet
-
7-A'râf 176
hevâ-hu : hevasına, nefsinin afetlerine
-
7-A'râf 176
ev : veya, ya da, olsa da
-
7-A'râf 180
se yuczevne : yakında cezalandırılacaklar
-
7-A'râf 188
ve lev kuntu : ve eğer ben olsaydım
-
7-A'râf 189
zevce-hâ : onun eşini
-
7-A'râf 193
sevâun : birdir, eşittir
-
7-A'râf 196
yetevelle es sâlihîne : salihlere velîlik yapar (dost olur)
-
7-A'râf 203
lev lâctebeyte-hâ \n(lev lâ ictebeyte-hâ) : eğer, şâyet, keşke onu toplasan (düzsen, uydursan) olmaz mı
-
70-Meâric 4
fî yevmin : günde, gün içinde
-
70-Meâric 6
yerevne-hu : onu görüyorlar
-
70-Meâric 8
yevme : o gün
-
70-Meâric 11
yeveddu : temenni eder, olmasını ister
-
70-Meâric 11
lev : keşke, olsa, olabilse
-
70-Meâric 11
yevmi izin : izin günü
-
70-Meâric 16
li eş şevâ : başın derisini
-
70-Meâric 17
ve tevellâ : ve yüz çeviren
-
70-Meâric 18
ev'â : yığdı, biriktirdi
-
70-Meâric 26
yevmi ed dîni : dîn günü
-
70-Meâric 30
ev : veya
-
70-Meâric 42
yevme : gün
-
70-Meâric 43
yevme : gün
-
70-Meâric 44
el yevmu : gün
-
71-Nuh 4
lev : şâyet, eğer, keşke ..... olsa
-
71-Nuh 7
ve istagşev : ve gışavet (perdeleme) yaptılar, büründüler
-
72-Cin 14
teharrev : ararlar
-
72-Cin 16
ve en lev : ve eğer olsalardı
-
72-Cin 24
izâ raev : gördükleri zaman
-
73-Müzzemmil 3
ev : veya
-
73-Müzzemmil 4
ev : veya
-
73-Müzzemmil 14
yevme : o gün
-
73-Müzzemmil 17
yevmen : o gün
-
74-Müddessir 9
yevme izin : izin günü
-
74-Müddessir 9
yevmun asîrun : zor gün
-
74-Müddessir 29
levvâhatun : etrafını (derilerini) yakıp kavurucu
-
74-Müddessir 37
ev : veya
-
74-Müddessir 46
bi yevmi : gününü
-
75-Kıyamet 1
bi yevmi : güne
-
75-Kıyamet 2
el levvâmeti : levmeden, kınayan
-
75-Kıyamet 4
en nusevviye : yeniden düzenlememiz
-
75-Kıyamet 6
yevmu : gün
-
75-Kıyamet 10
yevme izin : izin günü
-
75-Kıyamet 12
yevme izin : izin günü
-
75-Kıyamet 13
yevme izin : izin günü
-
75-Kıyamet 15
ve lev : ve olsa bile
-
75-Kıyamet 22
yevme izin : izin günü
-
75-Kıyamet 24
yevme izin : izin günü
-
75-Kıyamet 30
yevme izin : izin günü
-
75-Kıyamet 32
ve tevellâ : ve yüz çevirdi
-
75-Kıyamet 34
evlâ : daha uygun, müstahak olma, haketme
-
75-Kıyamet 34
evlâ : daha uygun, müstahak olma, haketme
-
75-Kıyamet 35
evlâ : daha uygun, münasip, müstahak, haketme
-
75-Kıyamet 35
evlâ : uygun, münasip, müstahak, haketme
-
75-Kıyamet 38
sevvâ : sevva etti, dizayn etti, programladı, düzenledi, biçim verdi
-
75-Kıyamet 39
ez zevceyni : iki eş, çift
-
75-Kıyamet 40
el mevtâ : ölüler
-
76-İnsan 7
yevmen : gün
-
76-İnsan 10
yevmen : gün
-
76-İnsan 11
el yevmi : gün
-
76-İnsan 24
ev : veya
-
76-İnsan 27
yevmen : gün
-
77-Mürselât 6
ev : veya
-
77-Mürselât 12
yevmin : gün
-
77-Mürselât 13
yevmi : gün
-
77-Mürselât 14
yevmu : gün
-
77-Mürselât 15
yevmeizin : izin günü
-
77-Mürselât 16
el evvelîne : evvelkiler, öncekiler
-
77-Mürselât 19
yevmeizin : izin günü
-
77-Mürselât 24
yevmeizin : izin günü
-
77-Mürselât 27
revâsiye : sabit dağlar
-
77-Mürselât 28
yevmeizin : izin günü
-
77-Mürselât 34
yevmeizin : izin günü
-
77-Mürselât 35
yevmu : gün
-
77-Mürselât 37
yevmeizin : izin günü
-
77-Mürselât 38
yevmu : gün
-
77-Mürselât 38
ve el evvelîne : ve evvelkileri, öncekileri
-
77-Mürselât 40
yevmeizin : izin günü
-
77-Mürselât 42
ve fevâkihe : ve meyveler
-
77-Mürselât 45
yevmeizin : izin günü
-
77-Mürselât 47
yevmeizin : izin günü
-
77-Mürselât 49
yevmeizin : izin günü
-
78-Nebe 7
evtâden : sağlam kazıklar
-
78-Nebe 9
nevme-kum : sizin uykunuz
-
78-Nebe 12
fevka-kum : sizin üstünüzde
-
78-Nebe 17
yevme : gün
-
78-Nebe 18
yevme : gün
-
78-Nebe 33
ve kevâıbe : ve genç, göz alıcı, şahane endamlı
-
78-Nebe 38
yevme : o gün
-
78-Nebe 38
sevâben : sevap-doğru
-
78-Nebe 39
el yevmu : o gün
-
78-Nebe 40
yevme : gün
-
79-Nâziât 6
yevme : o gün
-
79-Nâziât 8
yevmeizin : izin günü, o gün
-
79-Nâziât 28
fe sevvâ-hâ : sonra da onu sevva etti, dizayn edip düzenledi
-
79-Nâziât 35
yevme : o gün
-
79-Nâziât 40
an(i) el hevâ : hevadan, heveslerinden, istek ve tutkulardan
-
79-Nâziât 46
yevme : gün
-
79-Nâziât 46
yerevne-hâ : onu görecekler
-
79-Nâziât 46
ev : veya
-
8-Enfâl 2
yetevekkelûne : tevekkül ederler
-
8-Enfâl 6
ilâ el mevti : ölüme
-
8-Enfâl 7
ve teveddûne : ve temenni ediyorsunuz, diliyorsunuz
-
8-Enfâl 7
zâti eş şevketi : silâh sahibi
-
8-Enfâl 8
ve lev : ve olsa (da)
-
8-Enfâl 12
fevka : üzerine
-
8-Enfâl 16
yevme izin : izin günü, o gün
-
8-Enfâl 16
ev : veya
-
8-Enfâl 19
ve lev : ve olsa bile
-
8-Enfâl 20
ve lâ tevellev : ve yüz çevirmeyin
-
8-Enfâl 22
şerre ed devâbbi : hayvanların en şerlisi
-
8-Enfâl 23
ve lev : ve eğer, ise
-
8-Enfâl 23
ve lev : ve eğer
-
8-Enfâl 23
le tevellev : elbette, mutlaka yüz çevirirler, dönerler
-
8-Enfâl 28
ve evlâdu-kum : ve evlâtlarınız, çocuklarınız
-
8-Enfâl 30
ev : veya
-
8-Enfâl 30
ev : veya
-
8-Enfâl 31
lev : eğer, olsa
-
8-Enfâl 31
esâtîru el evvelîne : evvelkilerin masalı (yazdıkları, satıra döktükleri asılsız şeyler)
-
8-Enfâl 32
ev i'ti-nâ : veya bize getir
-
8-Enfâl 34
evliyâe-hû : onun dostları
-
8-Enfâl 34
evliyâu-hû : onun dostları
-
8-Enfâl 38
sunnetu el evvelîne : öncekilerin sünneti, Allah'ın geçmiştekilere uyguladığı İlâhî kanun, sünnet
-
8-Enfâl 39
fe in intehev : bundan sonra eğer vazgeçerlerse
-
8-Enfâl 40
tevellev : yüz çevirirler, dönerler
-
8-Enfâl 40
mevlâ-kum : sizin mevlânız, dostunuz
-
8-Enfâl 40
ni'me el mevlâ : ne güzel mevlâ
-
8-Enfâl 41
yevme el furkâni : furkan günü (hak ve bâtılın ayrıldığı gün), ayrılma günü
-
8-Enfâl 41
yevme : gün
-
8-Enfâl 42
ve lev : ve eğer, şayet
-
8-Enfâl 42
tevâadtum : vaadleştiniz, sözleştiniz
-
8-Enfâl 43
ve lev : ve eğer, şayet
-
8-Enfâl 48
lekum el yevme : size bugün
-
8-Enfâl 48
mâ lâ terevne : sizin görmediğiniz şey(ler)i
-
8-Enfâl 49
yetevekkel : tevekkül eder
-
8-Enfâl 50
ve lev terâ : ve görseydin
-
8-Enfâl 50
iz yeteveffâ : vefat ettirirken, öldürürken
-
8-Enfâl 55
şerre ed devâbbi : (yürüyen) hayvanların en şerlisi
-
8-Enfâl 58
alâ sevâ'in : eşitlik (doğruluk) üzere
-
8-Enfâl 61
ve tevekkel : ve tevekkül et, güven
-
8-Enfâl 63
lev : eğer
-
8-Enfâl 68
lev lâ : eğer olmasaydı
-
8-Enfâl 72
âvev : barındırdılar, himaye ettiler
-
8-Enfâl 72
evliyâu : velîler
-
8-Enfâl 73
evliyâu : dostlar
-
8-Enfâl 74
ellezîne âvev : o kimseler ki barındırdılar, himaye ettiler
-
8-Enfâl 75
evlâ : daha yakın
-
80-Abese 1
ve tevellâ : ve başını çevirdi
-
80-Abese 4
ev : veya
-
80-Abese 34
yevme : o gün
-
80-Abese 37
yevme izin : o gün, izin günü
-
80-Abese 38
yevme izin : izin günü, o gün
-
80-Abese 40
yevme izin : izin günü, o gün
-
81-Tekvir 8
el mev'ûdetu : diri olarak toprağa gömülen kız çocuğu
-
81-Tekvir 16
el cevâri : cevalan eden, akıp giden, dönen yörünge
-
82-İnfitâr 2
el kevâkibu : gezegenler
-
82-İnfitâr 7
sevvâ-ke : seni sevva etti, tertip etti, dizayn etti, maddî
-
82-İnfitâr 15
yaslevne-hâ : ona yaslanırlar, atılırlar
-
82-İnfitâr 15
yevme : gün
-
82-İnfitâr 17
yevmu : gün
-
82-İnfitâr 18
yevmu : gün
-
82-İnfitâr 19
yevme : gün
-
82-İnfitâr 19
yevme izin : o gün, izin günü
-
83-Mutaffifin 2
yestevfûne : vefalı davranırlar, dürüst, doğru olurlar
-
83-Mutaffifin 3
ev : veya
-
83-Mutaffifin 5
yevmin : gün
-
83-Mutaffifin 6
yevme : gün
-
83-Mutaffifin 10
yevme izin : o gün, izin günü
-
83-Mutaffifin 11
bi yevmi : gününü
-
83-Mutaffifin 13
el evvelîne : evvelkilerin, öncekilerin
-
83-Mutaffifin 15
yevme izin : o gün
-
83-Mutaffifin 32
reev-hum : onları gördüler
-
83-Mutaffifin 34
el yevme : bugün
-
84-İnşikak 8
sevfe : yakında olacak
-
84-İnşikak 11
sevfe yed'û : derhal dua edecek, hemen davet edecek, çağıracak
-
85-Bürûc 2
ve el yevmi : ve gün
-
85-Bürûc 2
el mev'ûdi : vadedilen
-
85-Bürûc 11
el fevzu : fevz, kurtuluş, şerefli bir ikram
-
85-Bürûc 22
levhın : levha
-
86-Târık 9
yevme : gün
-
87-A'lâ 2
sevvâ : sevva etti, dizayn etti, düzenledi
-
88-Ğâşiye 2
yevme izin : o gün, izin günü
-
88-Ğâşiye 8
yevme izin : o gün, izin günü
-
88-Ğâşiye 14
mevdûatun : (önlerine) konulmuş
-
88-Ğâşiye 23
tevellâ : döner
-
89-Fecr 10
el evtâdi : kazıklar
-
89-Fecr 13
sevta : kamçı
-
89-Fecr 23
yevme izin : o gün, izin günü
-
89-Fecr 23
yevme izin : o gün, izin günü
-
89-Fecr 25
yevme izin : o gün, izin günü
-
9-Tevbe 3
yevme el haccı el ekberi : büyük hac günü
-
9-Tevbe 3
tevelleytum : yüz çevirirsiniz
-
9-Tevbe 9
işterev : sattılar
-
9-Tevbe 13
evvele merratin : ilk defa
-
9-Tevbe 13
e tahşevne-hum : onlardan korkuyor musunuz
-
9-Tevbe 13
en tahşev-hu : ondan korkulması
-
9-Tevbe 18
ve el yevmi el âhiri : ve ahir güne (Allah'a hayatta iken ulaşma gününe)
-
9-Tevbe 19
ve el yevmi el âhıri : ve ahir güne
-
9-Tevbe 19
lâ yestevûne : müsavi, denk olmaz, eşit olmaz
-
9-Tevbe 23
evliyâe : dostlar, velîler
-
9-Tevbe 23
yetevelle-hum : onlara döner
-
9-Tevbe 24
tahşevne : korkuyorsunuz, korkarsınız
-
9-Tevbe 25
fî mevâtıne : savaş yerlerinde
-
9-Tevbe 25
ve yevme huneynin : ve Huneyn günü
-
9-Tevbe 26
lem terev-hâ : onu göremediğiniz
-
9-Tevbe 28
fe sevfe : yoksa, ileride olacak
-
9-Tevbe 29
ve lâ bi el yevmi el âhiri : ve ahir gününe (inanmayan)
-
9-Tevbe 32
ve lev : ve ise de
-
9-Tevbe 33
ve lev : ve ise de
-
9-Tevbe 35
yevme : gün
-
9-Tevbe 36
yevme : gün
-
9-Tevbe 40
lem terev-hâ : onu görmediniz, göremediniz
-
9-Tevbe 42
lev kâne : eğer olsaydı
-
9-Tevbe 42
lev isteta'nâ : şâyet güç yetirseydik
-
9-Tevbe 44
ve el yevmi el âhiri : ve ahir güne, sonraki güne (ölmeden evvel Allah'a ulaşma gününe)
-
9-Tevbe 45
ve el yevmi el âhiri : ve ahir güne
-
9-Tevbe 46
ve lev : ve eğer
-
9-Tevbe 47
lev haracû : eğer çıksalardı
-
9-Tevbe 47
ve le evdaû : ve mutlaka koşarlar, gayret gösterirler
-
9-Tevbe 50
ve yetevellev : ve dönüp giderler
-
9-Tevbe 51
mevlâ-nâ : bizim Mevlâ'mız
-
9-Tevbe 51
fe li yetevekkeli : artık tevekkül etsinler (güvensinler)
-
9-Tevbe 52
ev : veya
-
9-Tevbe 53
ev : veya
-
9-Tevbe 55
ve lâ evlâdu-hum : ve onların evlâtları ... olmasın
-
9-Tevbe 57
lev : eğer
-
9-Tevbe 57
ev : veya
-
9-Tevbe 57
ev : veya
-
9-Tevbe 57
le vellev : mutlaka yönelirler
-
9-Tevbe 59
ve lev : ve eğer
-
9-Tevbe 67
ve yenhevne : ve nehyederler, yasaklarlar
-
9-Tevbe 69
ve evlâden : ve evlât olarak
-
9-Tevbe 71
evlîyâu : velîler, dostlar
-
9-Tevbe 71
ve yenhevne : ve nehyederler, yasaklarlar
-
9-Tevbe 72
huve el fevzu el azîmu : o en büyük kurtuluştur
-
9-Tevbe 74
yetevellev : dönerler
-
9-Tevbe 76
ve tevellev : ve döndüler (ahdlerinden)
-
9-Tevbe 77
ilâ yevmi : güne kadar
-
9-Tevbe 80
ev : veya
-
9-Tevbe 81
lev : eğer, keşke
-
9-Tevbe 83
evvele : ilk
-
9-Tevbe 85
ve evlâdu-hum : ve onların evlâtları
-
9-Tevbe 89
el fevzu el azîmu : en büyük fevz, en büyük kurtuluş, en büyük mükâfat
-
9-Tevbe 92
izâ mâ etev-ke : sana geldikleri zaman
-
9-Tevbe 92
tevellev : döndüler
-
9-Tevbe 95
ve mevâ-hum : ve onların barınacağı yer
-
9-Tevbe 98
ed devâire : devirler, dönemler, olayların değişmesi
-
9-Tevbe 98
dâiratu es sev'i : kötü dönemler, felâketli olaylar dönemi (mü'minlere felâketli dönemlerin gelmesi)
-
9-Tevbe 99
ve el yevmi el âhıri : ve ahir gün (ahiret günü, Allah'a ulaşma günü)
-
9-Tevbe 100
ve es sâbikûne el evvelûne : hayırlarda yarışanların evvelkileri
-
9-Tevbe 100
zâlike el fevzu el azîmu : işte bu en büyük fevzdir, en büyük kurtuluştur, en büyük mükâfatdır
-
9-Tevbe 104
et tevbete : tövbe
-
9-Tevbe 104
et tevvâbu : tövbeleri kabul eden
-
9-Tevbe 106
murcevne : ertelenmiş olanlar, tehir edilmiş olanlar
-
9-Tevbe 108
min evveli yevmin : ilk günden
-
9-Tevbe 110
benev : inşa ettiler
-
9-Tevbe 111
fî et tevrâti : Tevrat'ta
-
9-Tevbe 111
evfâ bi ahdi-hi : ahdine vefa etti, ahdini daha iyi ifa etti, yerine getirdi
-
9-Tevbe 111
huve el fevzu el azîmu : bu büyük mükâfattır
-
9-Tevbe 113
ve lev kânû : olsalar bile
-
9-Tevbe 114
an mev'ıdetin : vaadden, vaadedilenden dolayı
-
9-Tevbe 114
le evvâhun : muhakkak, gerçekten çok üzülen, yüreği çok sızlayan, çok yalvaran
-
9-Tevbe 118
huve et tevvâbur rahîmu : O tövbeleri kabul edendir, rahmet nuru gönderendir
-
9-Tevbe 120
mevtıan : (ayak basılan) yer
-
9-Tevbe 122
lev : eğer, ... olsa
-
9-Tevbe 126
e ve lâ yerevne : ve onlar görmüyorlar mı?
-
9-Tevbe 126
ev : veya
-
9-Tevbe 129
tevellev : yüz çevirirler, dönerler
-
9-Tevbe 129
tevekkeltu : ben tevekkül ettim (güvendim)
-
90-Beled 14
ev : veya
-
90-Beled 14
fî yevmin : günde
-
90-Beled 16
ev : veya
-
90-Beled 17
tevâsav : birbirine tavsiye ettiler
-
90-Beled 17
tevâsav : birbirine tavsiye ettiler
-
91-Şems 7
sevvâ-hâ : onu sevva etti, onu dizayn etti
-
91-Şems 14
sevvâ-hâ : onu dümdüz yaptı, yerlebir etti
-
92-Leyl 16
ve tevellâ : ve yüz çevirdi
-
92-Leyl 21
sevfe : yakında olacak
-
93-Duhâ 5
sevfe : yakında olacak
-
96-Alak 12
ev : veya
-
96-Alak 13
ve tevellâ : ve yüz çevirdi
-
99-Zilzâl 4
yevme izin : o gün, izin günü
-
99-Zilzâl 5
evhâ lehâ : ona vahyetti
-
99-Zilzâl 6
yevme izin : o gün, izin günü