Eski Masaüstü Görünüm

Kur'an İçerisinde Arama


Sayfayı Yenile Arapça Metin Arama (Harekeli)

Aranan Kelime : fi
Aranan Yer : Arapça Kelime Meali (Latin Harfleriyle)
Bulunan Sonuç : 2574
  1. 10-Yunus 2
    kâle el kâfirûne : kâfirler der ki
  2. 10-Yunus 3
    fî sitteti eyyâmin : altı gün, altı zaman dilimi
  3. 10-Yunus 3
    min şefîın : bir şefaatçi
  4. 10-Yunus 6
    fî ihtilâfi : ihtilâflı, karşılıklı, arka arkaya, peşpeşe gelişi
  5. 10-Yunus 6
    fî es semâvâti : göklerde, semalarda
  6. 10-Yunus 7
    filûne : gâfil (habersiz) olanlardır
  7. 10-Yunus 9
    fî cennâtin naîmi : naîm cennetleri içinde
  8. 10-Yunus 10
    fî-hâ : orada
  9. 10-Yunus 10
    fî-hâ : orada
  10. 10-Yunus 11
    fî tugyâni-him : isyanları içinde
  11. 10-Yunus 12
    li el musrifîne : haddi aşanlar için, müsrifler için
  12. 10-Yunus 14
    fî el ardı : yeryüzünde
  13. 10-Yunus 16
    fî-kum : sizin içinizde
  14. 10-Yunus 18
    fî es semâvâti : göklerde bulunan
  15. 10-Yunus 18
    fî el ardı : yerde, yeryüzünde
  16. 10-Yunus 19
    fî-mâ : o şeyde
  17. 10-Yunus 19
    fî-hi : onun hakkında
  18. 10-Yunus 21
    fî âyâti-nâ : âyetlerimiz hakkında
  19. 10-Yunus 22
    fî el berri : karada
  20. 10-Yunus 22
    fî el fulki : gemide, gemilerde
  21. 10-Yunus 23
    fî el ardı : yeryüzünde
  22. 10-Yunus 26
    fî-hâ : orada
  23. 10-Yunus 27
    fî-hâ : orada
  24. 10-Yunus 29
    le gâfilîne : mutlaka, gerçekten habersiz, gâfil olanlar
  25. 10-Yunus 37
    fî hi : onda, hakkında
  26. 10-Yunus 54
    mâ fî el ardı : yeryüzünde ne varsa
  27. 10-Yunus 55
    mâ fî es semâvâti : göklerde olan şeyler, olanlar
  28. 10-Yunus 57
    limâ fî es sudûri : sinelerde olana
  29. 10-Yunus 61
    fî şe'nin : bir halde, iş üzerinde, bir durumda
  30. 10-Yunus 61
    iz tufîdûne : daldığınız zaman
  31. 10-Yunus 61
    fî-hi : onda, ona
  32. 10-Yunus 61
    fî el ardı : yeryüzünde
  33. 10-Yunus 61
    fî es semâi : gökte, semada
  34. 10-Yunus 61
    fî kitâbin mubînin : kitab-ı mübînde
  35. 10-Yunus 64
    fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
  36. 10-Yunus 64
    ve fî el âhıreti : ve ahirette
  37. 10-Yunus 66
    fî es semâvâti : göklerde, semalarda
  38. 10-Yunus 66
    fî el ardı : yerde
  39. 10-Yunus 67
    fî-hi : onun içinde, onda
  40. 10-Yunus 67
    fî zâlike : bunda
  41. 10-Yunus 68
    fî es semâvâti : göklerde var olan
  42. 10-Yunus 68
    fî el ardı : yeryüzünde var olan
  43. 10-Yunus 70
    fî ed dunyâ : dünyada
  44. 10-Yunus 73
    fî el fulki : gemide
  45. 10-Yunus 75
    ilâ fir'avne : firavuna
  46. 10-Yunus 78
    li telfite-nâ : bizi çevirmek, (vazgeçirmek) için
  47. 10-Yunus 78
    fî el ardı : yeryüzünde
  48. 10-Yunus 79
    fir'avnu : firavun
  49. 10-Yunus 83
    alâ havfin : korkusu üzerine, korkusuyla
  50. 10-Yunus 83
    min fir'avne : firavundan
  51. 10-Yunus 83
    fir'avne : firavun
  52. 10-Yunus 83
    fî el ardı : yeryüzünde
  53. 10-Yunus 83
    le min el musrifîne : haddi aşanlardan, müsriflerden, azgınlardan
  54. 10-Yunus 85
    fitneten : fitne
  55. 10-Yunus 86
    min el kavmi el kâfirîne : kâfirler kavminden
  56. 10-Yunus 88
    fir'avne : firavun
  57. 10-Yunus 88
    fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
  58. 10-Yunus 90
    fir'avnu : firavun
  59. 10-Yunus 92
    le gâfilûne : elbette habersiz olan, gâfil olan kimseler
  60. 10-Yunus 93
    fî mâ : şeyde
  61. 10-Yunus 93
    fî hi yahtelifûne : onun hakkında ihtilâfa (anlaşmazlığa) düşerler
  62. 10-Yunus 94
    fî şekkin : şüphe içinde
  63. 10-Yunus 98
    fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
  64. 10-Yunus 99
    fî el ardı : yeryüzünde
  65. 10-Yunus 101
    fî es semâvâti : göklerde
  66. 10-Yunus 104
    fî şekkin : şüphe içinde
  67. 100-Âdiyât 9
    fî el kubûri : kabirlerde
  68. 100-Âdiyât 10
    fî es sudûri : göğüslerde
  69. 101-Kâria 7
    fî : içinde
  70. 103-Asr 2
    fî : içinde, de
  71. 104-Hümeze 4
    fî el hutameti : hutamenin içine, hutameye, tutuşturulmuş ateşe
  72. 104-Hümeze 9
    fî : üzerinde, de
  73. 105-Fil 1
    el fîli : fil
  74. 105-Fil 2
    fî tadlîlin : zayi etme, boşa çıkarma
  75. 105-Fil 5
    asfin : ekin yaprağı
  76. 106-Kureyş 1
    îlâfi : ülfet, emin ve rahat olmaları
  77. 106-Kureyş 2
    ilâfi-him : onları ülfet ettirdi, emin ve rahat olmalarını sağladı
  78. 106-Kureyş 2
    ve es sayfi : ve yaz
  79. 106-Kureyş 4
    min havfin : korkudan
  80. 109-Kâfirûn 1
    el kâfirûne : kâfirler
  81. 11-Hûd 3
    ve en istagfirû : ve mağrifet istemeniz
  82. 11-Hûd 6
    fi el ardı : yeryüzünde
  83. 11-Hûd 6
    fî kitâbin : bir kitaptadır
  84. 11-Hûd 7
    fî sitteti eyyâmin : altı gün (için)de
  85. 11-Hûd 11
    magfiretun : mağfiret (günahların sevaba çevrilmesi)
  86. 11-Hûd 15
    nuveffi : tamamen öderiz (vefa ederiz), veririz
  87. 11-Hûd 15
    fî-hâ : orada
  88. 11-Hûd 15
    fî-hâ : orada
  89. 11-Hûd 16
    fi el âhireti : ahirette
  90. 11-Hûd 16
    fî-hâ : orada
  91. 11-Hûd 17
    fî miryetin : şüphe içinde, şüphede
  92. 11-Hûd 19
    firûne : inkâr edenler
  93. 11-Hûd 20
    fî el ardı : yeryüzünde
  94. 11-Hûd 22
    fî el âhıreti : ahirette
  95. 11-Hûd 23
    fî-hâ : orada
  96. 11-Hûd 31
    fî enfusi-him : onların nefslerindekileri
  97. 11-Hûd 37
    fîllezîne (fî ellezîne) : o kimseler hakkında
  98. 11-Hûd 40
    fî-hâ : onun içine, ona
  99. 11-Hûd 41
    fî-hâ : onun içine
  100. 11-Hûd 42
    fî mevcin : dalgalar içinde
  101. 11-Hûd 42
    fî : içinde, ...de
  102. 11-Hûd 42
    el kâfirîne : kâfirler
  103. 11-Hûd 47
    tagfir-lî : beni mağfiret et
  104. 11-Hûd 52
    ve yâ kavmi istagfirû : ve, ey kavmim mağfiret isteyin (dileyin)
  105. 11-Hûd 57
    hafîzun : hafizdir, en iyi koruyandır, muhafaza edendir
  106. 11-Hûd 60
    fî : de, da
  107. 11-Hûd 61
    fî-hâ : orada
  108. 11-Hûd 61
    fe istâgfirû-hu : artık ondan mağfiret isteyin
  109. 11-Hûd 62
    fî-nâ : içimizde, aramızda
  110. 11-Hûd 62
    le fî şekkin : kesinlikle (şüphe) tereddüt içinde
  111. 11-Hûd 64
    fî ardı allâhi : Allah'ın arzında
  112. 11-Hûd 65
    fî dâri-kum : yurdunuzda
  113. 11-Hûd 67
    fî diyâri-him : yurtlarında, diyarlarında
  114. 11-Hûd 68
    fî-hâ : orada
  115. 11-Hûd 74
    fî kavmi lûtın : Lut kavmi hakkında
  116. 11-Hûd 78
    fî dayfî : misafirlerim arasında, yanında
  117. 11-Hûd 79
    fî benâti-ke : senin kızlarında, kızların hakkında, konusunda
  118. 11-Hûd 81
    ve lâ yeltefit : ve (yüzünüzü) geri dönmeyin
  119. 11-Hûd 82
    file-hâ \n(ceale âliye-hâ sâfile-hâ) : onu en alçak \n: (onun altını üstüne getirdi)
  120. 11-Hûd 85
    fî el ardı : yeryüzünde
  121. 11-Hûd 86
    bi hafîzin : muhafız, gözleyici
  122. 11-Hûd 87
    fî emvâli-nâ : mallarımız hakkında, konusunda, mallarımıza
  123. 11-Hûd 88
    ve mâ tevfîkî : ve benim muvaffak olmam, benim başarım
  124. 11-Hûd 90
    ve istagfirû : ve mağfiret dileyin, isteyin
  125. 11-Hûd 91
    fî-nâ : içimizde
  126. 11-Hûd 94
    fî diyâri-him : kendi diyarlarında, yurtlarında
  127. 11-Hûd 95
    fî-hâ : onun içinde, orada
  128. 11-Hûd 97
    ilâ fir'avne : firavuna
  129. 11-Hûd 97
    emre fir'avne : firavunun emri
  130. 11-Hûd 97
    emru fir'avne : firavunun emri
  131. 11-Hûd 99
    fî hâzi-hi : bunda, burada
  132. 11-Hûd 103
    fî zâlike : bunda vardır
  133. 11-Hûd 106
    fî en nâri : ateş içinde, ateşte
  134. 11-Hûd 106
    fî-hâ : orada
  135. 11-Hûd 106
    zefîrun : sesli nefes verme, inilti, hızlı soluk soluğa nefes almak
  136. 11-Hûd 107
    fî-hâ : onun içinde, orada
  137. 11-Hûd 108
    fî el cenneti : cennette
  138. 11-Hûd 108
    fî-hâ : onun içinde, orada
  139. 11-Hûd 109
    fî miryetin : şüphe içinde, kuşku içinde
  140. 11-Hûd 110
    fî-hi : onun hakkında
  141. 11-Hûd 110
    le fî şekkin : kesin, ciddî, bir tereddüt (şüphe) içinde
  142. 11-Hûd 111
    le yuveffiyenne-hum : onlara mutlaka öder
  143. 11-Hûd 116
    fi el ardı : yeryüzünde
  144. 11-Hûd 116
    fî-hi : onun içinde, onda (o şeylerde)
  145. 11-Hûd 118
    muhtelifîne : çeşitli anlaşmazlıklar, ihtilâflar
  146. 11-Hûd 120
    fî hâzihi : bunda
  147. 11-Hûd 123
    bi gâfilin : gâfil, habersiz
  148. 110-Nasr 2
    fî : ... e
  149. 110-Nasr 3
    ve istagfir-hu : ve ondan mağfiret dile
  150. 111-Tebbet 5
    fî cîdi-hâ : onun boynunda vardır
  151. 113-Felâk 4
    fî el ukadi : düğümlere
  152. 114-Nâs 5
    fî sudûri : göğüslere
  153. 12-Yusuf 3
    le min el gâfilîne : gâfillerden
  154. 12-Yusuf 7
    fî : içinde
  155. 12-Yusuf 8
    le fî : elbette içindedir
  156. 12-Yusuf 10
    fî gayâbeti el cubbi : kuyunun dibine
  157. 12-Yusuf 12
    fizûne : koruyanlar, muhafaza edenler
  158. 12-Yusuf 13
    filûne : gâfil olanlar (habersiz iken)
  159. 12-Yusuf 15
    fî : içinde, içine
  160. 12-Yusuf 20
    fîhi : ona, onun hakkında, ona karşı
  161. 12-Yusuf 21
    fî el ardı : yeryüzünde
  162. 12-Yusuf 23
    fî beytihâ : onun evinde
  163. 12-Yusuf 29
    vestagfirî (ve istagfirî) : mağfiret iste
  164. 12-Yusuf 30
    fî el medîneti : şehirde
  165. 12-Yusuf 30
    fî dalâlin : bir sapıklık içinde
  166. 12-Yusuf 32
    fîhi : onunla, onun hakkında
  167. 12-Yusuf 37
    firûne : inkâr edenler
  168. 12-Yusuf 41
    fî-hi : onun hakkında
  169. 12-Yusuf 42
    fî es sicni : zindanda
  170. 12-Yusuf 43
    fî ru'yâye : rüyamı, rüyam hakkında
  171. 12-Yusuf 46
    fî : hakkında
  172. 12-Yusuf 47
    fî sunbuli-hi : kendi başağında
  173. 12-Yusuf 49
    fî-hi : onda, içinde
  174. 12-Yusuf 49
    ve fî-hi : ve onda (o yılda)
  175. 12-Yusuf 55
    hafîzun : koruyan
  176. 12-Yusuf 56
    fî el ardı : yeryüzünde
  177. 12-Yusuf 59
    ûfî el keyle : ölçmeyi tam yaparım
  178. 12-Yusuf 62
    li fityâni-hi : adamlarına (yardımcı gençlere)
  179. 12-Yusuf 62
    fî rihâli-him : onların yüklerinin içine (heybelerine)
  180. 12-Yusuf 63
    fizûne : koruyanlar, koruyan kimseler, koruyucular
  181. 12-Yusuf 64
    fizen : koruyucu, koruyan
  182. 12-Yusuf 68
    fî nefsi : nefsinde
  183. 12-Yusuf 70
    fî rahli : yükün içine
  184. 12-Yusuf 73
    fi el ardı : bu yerde, yeryüzünde
  185. 12-Yusuf 75
    fî rahlihi : onun yükünde, yükü içinde
  186. 12-Yusuf 76
    fî dîni el meliki : melikin dîninde, milletinde, kurallarında
  187. 12-Yusuf 77
    fî nefsi-hî : nefsinde, kendi içinde
  188. 12-Yusuf 80
    fî yûsufe : Yusuf için, Yusuf hakkında, Yusuf'a
  189. 12-Yusuf 81
    fizîne : koruyanlar, bilenler (bilgiyi muhafaza edenler, bilgi sahibi olanlar)
  190. 12-Yusuf 82
    fîhâ : içinde, orada
  191. 12-Yusuf 82
    fî-hâ : aralarında
  192. 12-Yusuf 87
    el kavmu el kâfirûne : kâfirler kavmi (onu inkâr edenler topluluğu)
  193. 12-Yusuf 88
    fe evfi : tam ver
  194. 12-Yusuf 92
    yagfiru allâhu : Allah mağfiret etsin
  195. 12-Yusuf 95
    le fî : içindesin
  196. 12-Yusuf 97
    yâ ebânestagfir : ey babamız mağfiret dile
  197. 12-Yusuf 98
    sevfe estagfiru \n(sevfe) : yakında mağfiret isteyeceğim \n: (yakın gelecek, yakında olacak)
  198. 12-Yusuf 101
    fîd dunyâ (fî ed dunyâ) : dünyada
  199. 12-Yusuf 105
    fî es semâvâti : göklerde
  200. 12-Yusuf 109
    fî el ardı : yeryüzünde
  201. 12-Yusuf 111
    fî kasası-him : onların kıssalarında vardır
  202. 13-Ra'd 3
    fî-hâ : orada
  203. 13-Ra'd 3
    fî-hâ : orada
  204. 13-Ra'd 3
    fî zâlike : bunda vardır
  205. 13-Ra'd 4
    ve fî el ardı : ve yeryüzünde
  206. 13-Ra'd 4
    fî el ukuli : yenmesinde (tadında, lezzetinde ve kokusunda v.s)
  207. 13-Ra'd 4
    fî zâlike : bunda vardır
  208. 13-Ra'd 5
    le fî halkın : mutlaka yaratılışta (yaratılış hakkında, konusunda)
  209. 13-Ra'd 5
    fî a'nâkı-him : onların boyunlarındadır
  210. 13-Ra'd 5
    hum fî-hâ : onlar orada
  211. 13-Ra'd 6
    magfiretin : mağfiret
  212. 13-Ra'd 10
    mustahfin : gizlenen (gizlenmek isteyip gizlenen kimse)
  213. 13-Ra'd 11
    ve min halfi-hi : ve onun arkasından
  214. 13-Ra'd 13
    fîllâhi (fî allâhi) : Allah hakkında
  215. 13-Ra'd 14
    duâu el kâfirîne : kâfirlerin duası
  216. 13-Ra'd 14
    fî dalâlin : dalâlette, sapıklık içinde
  217. 13-Ra'd 15
    men fî es semâvâti : semalarda olanlar
  218. 13-Ra'd 17
    fî en nâri : ateş içinde, ateşte
  219. 13-Ra'd 17
    fî el ardı : yeryüzünde
  220. 13-Ra'd 18
    mâ fî el ardı : yeryüzünde olan şeyler
  221. 13-Ra'd 25
    fî el ardı : yeryüzünde
  222. 13-Ra'd 26
    fî el âhıreti : ahirette, ahiret hayatı yanında
  223. 13-Ra'd 30
    fî ummetin : bir ümmetin içine
  224. 13-Ra'd 33
    fî el ardı : yeryüzünde
  225. 13-Ra'd 34
    fîl hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
  226. 13-Ra'd 35
    ve ukbâ el kâfirîne : ve inkâr edenlerin sonu
  227. 13-Ra'd 41
    min etrâfi-hâ : onun çevresinden, etrafından
  228. 14-İbrahim 2
    fî es semâvâti : göklerde, semalarda
  229. 14-İbrahim 2
    fî el ardı : yerde
  230. 14-İbrahim 2
    li el kâfirîne : inkâr edenler, kâfirler için, kâfirlere
  231. 14-İbrahim 3
    fî : içinde
  232. 14-İbrahim 5
    fî zâlike : bunda
  233. 14-İbrahim 6
    min âli fir'avne : firavunun ailesinden
  234. 14-İbrahim 6
    ve fî zâlikum : ve bunlarda vardır
  235. 14-İbrahim 8
    fî el ardı : yeryüzünde
  236. 14-İbrahim 9
    fî efvâhi-him : ağızlarına
  237. 14-İbrahim 9
    le fî şekkin : mutlaka şüphe içinde
  238. 14-İbrahim 10
    e fî allâhi : Allah hakkında mı
  239. 14-İbrahim 10
    li yagfire : mağfiret etmek için
  240. 14-İbrahim 13
    fî milleti-nâ : bizim dînimize
  241. 14-İbrahim 18
    fî yevmin : gün içinde, günde
  242. 14-İbrahim 18
    âsıfin : fırtına
  243. 14-İbrahim 23
    fî hâ : orada
  244. 14-İbrahim 23
    fî hâ : orada
  245. 14-İbrahim 24
    fî es semâi : semada
  246. 14-İbrahim 27
    fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
  247. 14-İbrahim 27
    ve fî el âhıreti : ve ahirette
  248. 14-İbrahim 31
    ve yunfikû : ve infâk ederler
  249. 14-İbrahim 31
    fîhi : orada, onda
  250. 14-İbrahim 32
    fî el bahri : denizde
  251. 14-İbrahim 38
    mâ nuhfî : gizlediğimiz şeyleri
  252. 14-İbrahim 38
    fî el ardı : yeryüzünde
  253. 14-İbrahim 38
    fî es semâi : semada
  254. 14-İbrahim 41
    igfir-lî : beni mağfiret et
  255. 14-İbrahim 42
    filen : gâfil, bilmeyen
  256. 14-İbrahim 42
    fî-hi : onda
  257. 14-İbrahim 45
    fî mesâkini : meskenlere
  258. 14-İbrahim 49
    fî : içinde
  259. 15-Hicr 9
    fizûne : koruyanlar, koruyucular
  260. 15-Hicr 10
    fî şiyai : grupların, toplumların içine
  261. 15-Hicr 12
    fî kulûbi : kalplerin içine
  262. 15-Hicr 14
    fî-hi : onun içine, orada
  263. 15-Hicr 16
    fî es semâi : semada
  264. 15-Hicr 17
    ve hafıznâ-hâ : ve onu muhafaza ettik, koruduk
  265. 15-Hicr 19
    fî-hâ : orada
  266. 15-Hicr 19
    fî-hâ : orada
  267. 15-Hicr 20
    fî-hâ : orada
  268. 15-Hicr 29
    fî-hi : onun içine
  269. 15-Hicr 39
    fî el ardı : yeryüzünde
  270. 15-Hicr 45
    fî cennâtin : cennetler içinde
  271. 15-Hicr 47
    fî sudûri-him : onların göğüslerinin içinde
  272. 15-Hicr 48
    fî-hâ : orada
  273. 15-Hicr 51
    an dayfi : misafirlerden
  274. 15-Hicr 63
    fî-hi : onun hakkında
  275. 15-Hicr 65
    ve lâ yeltefit : ve yüzünü (arkaya) çevirmesin, arkasına dönüp bakmasın
  276. 15-Hicr 68
    dayfî : benim misafirlerim
  277. 15-Hicr 72
    le fî sekreti-him : elbette sarhoşlukları içinde
  278. 15-Hicr 74
    file-hâ : onu en alçak (yaptı)
  279. 15-Hicr 74
    âliye-hâ sâfile-hâ : onun üstünün altına gelmesi, onun yükselip alçalması
  280. 15-Hicr 75
    fî : içinde, da, var
  281. 15-Hicr 77
    fî : içinde, da, var
  282. 15-Hicr 88
    vahfıd (ve ıhvıd) : ve indir, alçalt
  283. 16-Nahl 5
    fî-hâ : onda vardır
  284. 16-Nahl 5
    ve menâfiu : ve menfaatler, faydalar
  285. 16-Nahl 6
    fî-hâ : içinde, onlarda vardır
  286. 16-Nahl 10
    fî-hi : içinde, orada, arasında
  287. 16-Nahl 11
    fî zâlike : bunda vardır
  288. 16-Nahl 12
    fî zâlike : bunda vardır
  289. 16-Nahl 13
    fî el ardı : yerde
  290. 16-Nahl 13
    fî zâlike : bunda vardır
  291. 16-Nahl 14
    fî-hi : onda, onun içinde
  292. 16-Nahl 15
    fî el ardı : yeryüzünde
  293. 16-Nahl 27
    fî-him : onlar için, onlar hakkında, onlar uğruna
  294. 16-Nahl 27
    alâ el kâfirîne : kâfirlerin üzerine
  295. 16-Nahl 29
    fî-hâ : orada
  296. 16-Nahl 30
    fî hâzihi ed dunyâ : bu dünyada vardır
  297. 16-Nahl 31
    fî-hâ : orada, onun içinde
  298. 16-Nahl 36
    fî kulli ummetin : bütün ümmetlerin içinde
  299. 16-Nahl 36
    fî el ardı : yeryüzünde
  300. 16-Nahl 39
    fî-hi : orada, onun hakkında
  301. 16-Nahl 41
    fîllâhi (fî allâhi) : Allah yolunda
  302. 16-Nahl 41
    fî ed dunyâ : dünya hayatında vardır
  303. 16-Nahl 46
    fî tekallubi-him : onları dönüp dolaşmaları esnasında
  304. 16-Nahl 47
    alâ tehavvufin : korkuyorken, korkarken, korkar halde
  305. 16-Nahl 49
    mâ fî es semâvâti : semalarda olanlar
  306. 16-Nahl 49
    ve mâ fî el ardı : ve yeryüzünde olanlar
  307. 16-Nahl 52
    mâ fî es semâvâti : semalarda olan şeyler
  308. 16-Nahl 59
    fî et turâbi : toprağın içine, toprağa
  309. 16-Nahl 64
    fî-hi : onun hakkında
  310. 16-Nahl 65
    fî zâlike : bunda vardır
  311. 16-Nahl 66
    fî el en'âmi : hayvanlarda
  312. 16-Nahl 66
    fî butûni-hi : onun karnında
  313. 16-Nahl 67
    fî zâlike : bunda vardır
  314. 16-Nahl 69
    fî-hi : onun içinde vardır
  315. 16-Nahl 69
    fî zâlike : bunda vardır
  316. 16-Nahl 71
    fî er rızkı : rızıkta, rızık konusunda
  317. 16-Nahl 71
    fî-hi : onda, o konuda (bu konuda)
  318. 16-Nahl 75
    yunfiku : infâk eder, verir
  319. 16-Nahl 79
    fî cevvi es semâi : semanın hava boşluğunda, havada
  320. 16-Nahl 79
    fî zâlike : bunda vardır
  321. 16-Nahl 80
    ve min asvâfi-hâ (sûfu) : ve onun yünlerinden (koyun yünü)
  322. 16-Nahl 83
    el kâfirûne : inkâr edenler, kâfirler
  323. 16-Nahl 89
    fî : içinde
  324. 16-Nahl 91
    kefîlen : kefil
  325. 16-Nahl 92
    fî-hi : onun hakkında, o konuda
  326. 16-Nahl 107
    el kavme el kâfirîne : kâfir kavim
  327. 16-Nahl 108
    hum el gâfilûne : onlar gâfil olanlardır
  328. 16-Nahl 109
    fî el âhıreti : ahirette
  329. 16-Nahl 112
    ve el havfi : ve korku
  330. 16-Nahl 122
    fî ed dunyâ : dünyada
  331. 16-Nahl 122
    fî el âhıreti : ahirette
  332. 16-Nahl 124
    fî-hî : onun hakkında
  333. 16-Nahl 124
    fî mâ : o şey hakkında
  334. 16-Nahl 124
    fî-hi : onun hakkında
  335. 16-Nahl 127
    fî daykın : sıkıntı içinde
  336. 17-İsrâ 4
    fî el kitâbi : kitapta
  337. 17-İsrâ 4
    fî el ardı : yeryüzünde
  338. 17-İsrâ 6
    nefîren : nefer olarak, cemiyet, birlik, topluluk olarak
  339. 17-İsrâ 8
    li el kâfirîne : kâfirler için, kâfirlere
  340. 17-İsrâ 13
    fî unukı-hî : onun boynunda
  341. 17-İsrâ 16
    mutrafî-hâ \n(etrefe) : onun refah içinde olan ileri gelenleri, zenginleri \n: (her istediği verildi)
  342. 17-İsrâ 16
    fî-hâ : orada
  343. 17-İsrâ 18
    fî-hâ : orada
  344. 17-İsrâ 23
    uffin : öf, aman (sıkıntı ifade etmek)
  345. 17-İsrâ 24
    vahfıd (ve ihfıd) : ve (yere) indir, ger
  346. 17-İsrâ 25
    fî nufûsi-kum : nefslerinizde olanı (niyetinizi)
  347. 17-İsrâ 33
    fî el katli : öldürmede
  348. 17-İsrâ 37
    fîl ardı : yeryüzünde
  349. 17-İsrâ 39
    fî cehenneme : cehenneme
  350. 17-İsrâ 41
    fî : içinde
  351. 17-İsrâ 44
    ve men fîhinne : ve içindekiler, onlarda bulunan kimseler
  352. 17-İsrâ 46
    ve fî âzâni-him : ve onların kulaklarında vardır
  353. 17-İsrâ 46
    fî el kur'âni : Kur'ân'da
  354. 17-İsrâ 51
    fî sudûri-kum : gönlünüzde, içinizde, hayalinizde
  355. 17-İsrâ 55
    fî es semâvâti : semalarda (7 kat göklerde)
  356. 17-İsrâ 58
    fî el kitâbi : kitapta (vardır)
  357. 17-İsrâ 60
    fitneten : bir imtihan, fitne
  358. 17-İsrâ 60
    fî el kur'âni : Kur'ân-ı Kerim'de
  359. 17-İsrâ 64
    fî el emvâli : mallarda
  360. 17-İsrâ 66
    fî el bahri : denizde
  361. 17-İsrâ 67
    fî el bahri : denizde
  362. 17-İsrâ 69
    fî-hi : ona, oraya, orada
  363. 17-İsrâ 70
    fî el berri : karada
  364. 17-İsrâ 72
    fî hâzihî : burada
  365. 17-İsrâ 72
    fî el âhıreti : ahirette
  366. 17-İsrâ 76
    le yestefizzûne-ke : seni tedirgin ediyorlar
  367. 17-İsrâ 79
    fileten : ilâve olarak
  368. 17-İsrâ 89
    fî : içinde, de
  369. 17-İsrâ 93
    min zuhrufin : altından
  370. 17-İsrâ 93
    fî es semâi : gökyüzünde, semada
  371. 17-İsrâ 95
    fî el ardı : yeryüzünde
  372. 17-İsrâ 99
    fî-hi : onda
  373. 17-İsrâ 101
    fir'avnu : firavun
  374. 17-İsrâ 102
    fir'avnu : ey firavun, ya firavun
  375. 17-İsrâ 103
    en yestefizze-hum : onları tedirgin etmek (yerinden oynatmak, çıkarmak)
  376. 17-İsrâ 104
    lefîfen : beraber, birarada (biraraya)
  377. 17-İsrâ 110
    ve lâ tuhâfit : ve gizleme
  378. 17-İsrâ 111
    fî el mulki : mülkte
  379. 18-Kehf 3
    fî-hi : orada
  380. 18-Kehf 9
    ashâbe el kehfi : kehf (mağara) ehli (mağarada bulunanlar)
  381. 18-Kehf 10
    el fityetu : gençler
  382. 18-Kehf 10
    ilel kehfi (ilâ el kehfi) : mağaraya
  383. 18-Kehf 11
    fî el kehfi : mağarada, mağara içinde
  384. 18-Kehf 13
    fityetun : gençler
  385. 18-Kehf 16
    ilel kehfi (illâ el kehfi) : mağaraya
  386. 18-Kehf 17
    an kehfi-him : onların mağarasından (mağarasına)
  387. 18-Kehf 17
    fî : içinde
  388. 18-Kehf 18
    firâren : kaçarak
  389. 18-Kehf 20
    fî : içine, ...e
  390. 18-Kehf 21
    fî-hâ : onda, onun hakkında
  391. 18-Kehf 22
    fî-him : onlar hakkında
  392. 18-Kehf 22
    fî-him : onlar hakkında
  393. 18-Kehf 25
    kehfi-him : mağaralarının içinde (mağarada)
  394. 18-Kehf 26
    fî hukmi-hi : kendi hükmünde (hükmüne)
  395. 18-Kehf 31
    fî-hâ : orada
  396. 18-Kehf 31
    fî-hâ : orada
  397. 18-Kehf 42
    fî-hâ : orada
  398. 18-Kehf 43
    fietun : grup, topluluk, kimseler
  399. 18-Kehf 49
    muşfikîne : korkanlar
  400. 18-Kehf 49
    fî-hi : içinde
  401. 18-Kehf 54
    fî : içinde
  402. 18-Kehf 55
    ve yestagfirû : ve mağfiret isterler, dilerler
  403. 18-Kehf 57
    ve fî : ve vardır
  404. 18-Kehf 61
    fî el bahri : denizin içinde, denizde, denize doğru
  405. 18-Kehf 63
    fî el bahri : denizde (denizin içinde)
  406. 18-Kehf 71
    fî es sefîneti : bir gemiye
  407. 18-Kehf 77
    fî hâ : orada
  408. 18-Kehf 78
    firâku : ayrılık, ayrılma
  409. 18-Kehf 79
    es sefînetu : gemi
  410. 18-Kehf 79
    fî el bahri : denizde
  411. 18-Kehf 79
    kulle sefînetin : bütün gemi(ler)
  412. 18-Kehf 82
    fî el medîneti : şehirde
  413. 18-Kehf 84
    fî el ardı : yeryüzünde
  414. 18-Kehf 86
    fî aynin : pınar içinde, pınarda
  415. 18-Kehf 86
    fî-him : onların içinde, onlar hakkında, onlara karşı
  416. 18-Kehf 94
    fî el ardı : yeryüzünde
  417. 18-Kehf 95
    fîhi : onda, hakkında, o konuda
  418. 18-Kehf 99
    ba'da-hum \n(ba'da-hum fî ba'dın) : onların bir kısmını \n: (birbirlerine)
  419. 18-Kehf 99
    fî ba'dın : bir kısmı içinde
  420. 18-Kehf 99
    ve nufiha : ve üfürüldü
  421. 18-Kehf 99
    fî es sûri : sur'a
  422. 18-Kehf 100
    li el kâfirîne : inkâr edenlere, kâfirlere
  423. 18-Kehf 101
    fî gıtâin : perdeli
  424. 18-Kehf 102
    li el kâfirîne : kâfirler için, kâfirlere
  425. 18-Kehf 104
    fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
  426. 18-Kehf 107
    cennâtu el firdevsi : firdevs cennetleri
  427. 18-Kehf 108
    fîhâ : orada
  428. 18-Kehf 109
    le nefide el bahru : deniz(ler) biter, tükenir
  429. 19-Meryem 3
    hafiyyen : gizlice, sessizce
  430. 19-Meryem 16
    fîl kitâbı (fî el kitabı) : kitapta
  431. 19-Meryem 29
    fî el mehdi : beşikte
  432. 19-Meryem 34
    fî-hi : onun hakkında
  433. 19-Meryem 38
    fî : içinde
  434. 19-Meryem 39
    fî : içinde
  435. 19-Meryem 41
    fî el kitâbi : kitapta
  436. 19-Meryem 47
    se estagfiru : mağfiret dileyeceğim
  437. 19-Meryem 47
    hafiyyen : (çok) lütufkâr
  438. 19-Meryem 51
    fî el kitâbi : kitapta
  439. 19-Meryem 54
    fî el kitâbi : kitapta
  440. 19-Meryem 56
    fî el kitâbi : kitapta
  441. 19-Meryem 62
    fî-hâ : orada
  442. 19-Meryem 62
    fîhâ : orada
  443. 19-Meryem 72
    fîhâ : orada
  444. 19-Meryem 75
    fî ed dalâleti : dalâlette
  445. 19-Meryem 83
    alâ el kâfirîne : kâfirlerin üzerine
  446. 19-Meryem 93
    fî es semâvâti : semalarda
  447. 2-Bakara 2
    fî-hi : onun hakkında, onun içinde, onda
  448. 2-Bakara 3
    yunfikûne : infâk ederler, (Allah yolunda)
  449. 2-Bakara 10
    fî : içinde, vardır
  450. 2-Bakara 11
    fî el ardı : yeryüzünde
  451. 2-Bakara 15
    fî : içinde
  452. 2-Bakara 17
    fî : içine, içinde
  453. 2-Bakara 19
    fî-hi : onun içinde vardır
  454. 2-Bakara 19
    fî âzâni-him : kulaklarının içine, kulaklarına
  455. 2-Bakara 19
    bi el kâfirîne : kâfirleri
  456. 2-Bakara 20
    fî-hi : onun içinde, onda
  457. 2-Bakara 22
    firâşen : döşek, yatak
  458. 2-Bakara 23
    fî reybin : şüphe içinde
  459. 2-Bakara 24
    lil kâfirîne (li el kâfirîne) : kâfirler için, kâfirlere
  460. 2-Bakara 25
    fî-hâ ezvâcun : orada eşler
  461. 2-Bakara 25
    fî-hâ hâlidûne : orada devamlı kalacak olanlar
  462. 2-Bakara 27
    fî el ardı : yeryüzünde
  463. 2-Bakara 29
    fî el ardı : yeryüzünde
  464. 2-Bakara 30
    fî el ardı : yeryüzünde
  465. 2-Bakara 30
    fî-hâ : orada
  466. 2-Bakara 30
    fî-hâ : orada
  467. 2-Bakara 30
    ve yesfiku : ve (kan) akıtır, (kan) döker
  468. 2-Bakara 34
    min el kâfirîne : kâfirlerden
  469. 2-Bakara 36
    fî-hi : içinde
  470. 2-Bakara 36
    fî : içinde, de
  471. 2-Bakara 39
    hum fî-hâ : onlar orada
  472. 2-Bakara 40
    ûfi : ifa edeyim, yerine getireyim
  473. 2-Bakara 41
    firin : kâfir, inkâr eden
  474. 2-Bakara 49
    min âli fir'avne : firavun ailesinden
  475. 2-Bakara 49
    ve fî zâlikum : ve bunda vardır
  476. 2-Bakara 50
    âle fir'avne : firavun ailesi
  477. 2-Bakara 58
    nagfir : biz bağışlarız, biz bağışlayalım
  478. 2-Bakara 60
    fî el ardı : yeryüzünde
  479. 2-Bakara 63
    fî-hi : onun içinde
  480. 2-Bakara 65
    fî es sebti : cumartesi gününde
  481. 2-Bakara 71
    fî-hâ : onda
  482. 2-Bakara 72
    fî-hâ : onun hakkında, o konuda
  483. 2-Bakara 74
    bi gâfilin : gâfil, gaflette, habersiz
  484. 2-Bakara 81
    fî-hâ hâlidûne : orada devamlı kalacak olanlardır
  485. 2-Bakara 82
    fî-hâ : orada
  486. 2-Bakara 84
    tesfikûne : dökmeyin
  487. 2-Bakara 85
    fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
  488. 2-Bakara 85
    bi gâfilin : gâfil, farkına varmayan, bilmeyen
  489. 2-Bakara 89
    el kâfirîne : kâfirler
  490. 2-Bakara 90
    ve li el kâfirîne : ve kâfirlere
  491. 2-Bakara 93
    fî kulûbi-him : onların kalplerinin içine, kalplerine
  492. 2-Bakara 98
    li el kâfirîne : kâfirler için, kâfirlere
  493. 2-Bakara 102
    fitnetun : bir fitne, bir imtihan
  494. 2-Bakara 102
    fîl âhireti : ahirette
  495. 2-Bakara 104
    ve li el kâfirîne : ve kâfirlere (vardır)
  496. 2-Bakara 113
    fî mâ : o şey hakkında
  497. 2-Bakara 113
    fî hi : onun hakkında
  498. 2-Bakara 114
    fî hâ : orada
  499. 2-Bakara 114
    fî harâbi-hâ : onun harap olması için
  500. 2-Bakara 114
    hâifîne : korkanlar, korku içinde olanlar
  501. 2-Bakara 114
    fî eddunyâ : dünyada
  502. 2-Bakara 114
    fî el âhireti : ahirette
  503. 2-Bakara 116
    mâ fî es semâvâti : semalardaki, göklerdeki şeyler
  504. 2-Bakara 125
    li et tâifîne : tavaf edenler için
  505. 2-Bakara 125
    ve el âkifîne : ve devamlı ibadet edenler, itikâfta
  506. 2-Bakara 130
    sefihe : sefih oldu, akılsız oldu, cahillik etti
  507. 2-Bakara 130
    fî ed dunyâ : dünyada
  508. 2-Bakara 130
    ve fî el âhireti : ve ahirette
  509. 2-Bakara 137
    fî şikâkın : ayrılık içinde
  510. 2-Bakara 137
    se yekfî-ke-hum : onlara karşı sana kâfidir
  511. 2-Bakara 139
    fî : hakkında
  512. 2-Bakara 140
    bi gâfilin : gâfil, farkında olmayan
  513. 2-Bakara 144
    fî es semâi : semaya
  514. 2-Bakara 144
    bi gâfilin : gâfil
  515. 2-Bakara 149
    bi gâfilin : gâfil
  516. 2-Bakara 151
    fî-kum : sizin içinizde
  517. 2-Bakara 154
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  518. 2-Bakara 155
    el havfi : korku
  519. 2-Bakara 159
    fî el kitâbi : kitapta
  520. 2-Bakara 162
    fî-hâ : orada, onun içinde
  521. 2-Bakara 164
    fî halkı : yaratılışta
  522. 2-Bakara 164
    ve ihtilâfi : ve ihtilâflı (karşılıklı) olması, birbiri ardınca gelmesi
  523. 2-Bakara 164
    fî el bahri : denizde
  524. 2-Bakara 164
    fî-hâ : orada
  525. 2-Bakara 164
    ve tasrîfi : ve esmesi
  526. 2-Bakara 168
    fî : içinde, ...de
  527. 2-Bakara 174
    fî : içinde
  528. 2-Bakara 175
    bi el magfireti : mağfiret ile, günahların sevaba
  529. 2-Bakara 176
    fî el kitâbi : kitapta
  530. 2-Bakara 176
    fî şikâkin : ayrılık içinde
  531. 2-Bakara 177
    ve fî er rıkâbi : ve kölelerin, esirlerin kurtulması hakkında, konusunda (kurtulması için)
  532. 2-Bakara 177
    fî el be'sâi : sıkıntıda, musîbet isabet ettiği zaman, hastalıkta
  533. 2-Bakara 178
    fî el katlâ : öldürülme hakkında
  534. 2-Bakara 178
    ufiye lehu : o affedilir
  535. 2-Bakara 178
    bi el ma'rûfi : iyilikle, bilinen şekilde, örfe tâbî olarak
  536. 2-Bakara 178
    tahfîfun : hafifletme
  537. 2-Bakara 179
    fî el kısâsı : kısasta
  538. 2-Bakara 180
    bi el ma'rûfi : marufla, örf ve adete uygun olarak
  539. 2-Bakara 184
    fidyetun : fidye
  540. 2-Bakara 185
    fî-hi : onun içinde, onda
  541. 2-Bakara 187
    fî el mesâcidi : mescidlerde, mecsidlerin içinde
  542. 2-Bakara 190
    fi sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  543. 2-Bakara 191
    ve el fitnetu : ve fitne
  544. 2-Bakara 191
    fî-hi : orada
  545. 2-Bakara 191
    el kâfirîne : kâfirler
  546. 2-Bakara 193
    fitnetun : fitne
  547. 2-Bakara 195
    ve enfikû : ve infâk edin, verin
  548. 2-Bakara 195
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  549. 2-Bakara 196
    fe fidyetun : o zaman, bu durumda fidye (gerekir)
  550. 2-Bakara 196
    fî el haccı : hacda
  551. 2-Bakara 197
    fî hinne : onların içinde, onlarda
  552. 2-Bakara 197
    fî el haccı : hacta
  553. 2-Bakara 199
    efîdû : topluca, akın akın dönüp gelin
  554. 2-Bakara 199
    ve istagfirû : ve istiğfar edin, mağfiret isteyin
  555. 2-Bakara 200
    fî ed dunyâ : dünyada
  556. 2-Bakara 200
    fî el ahirati : ahirette
  557. 2-Bakara 201
    fî ed dunyâ : dünyada
  558. 2-Bakara 201
    ve fî el âhirati : ve ahirette
  559. 2-Bakara 203
    fî eyyâmin : günlerde
  560. 2-Bakara 203
    fî : içinde
  561. 2-Bakara 204
    fî hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
  562. 2-Bakara 204
    fî : içinde, ... de
  563. 2-Bakara 205
    fî el ardı : yeryüzünde
  564. 2-Bakara 205
    fî-hâ : orada
  565. 2-Bakara 208
    fi es silmi : silm'e, teslime (ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi Allah'a teslim etmeye
  566. 2-Bakara 210
    fî zulelin : gölgede, gölgeler içinde
  567. 2-Bakara 213
    fî mâ : şey hakkında
  568. 2-Bakara 213
    fî-hi : onun hakkında
  569. 2-Bakara 213
    fî-hi : onun hakkında
  570. 2-Bakara 213
    fi-hi : onun hakkında
  571. 2-Bakara 215
    yunfikûne : infâk ederler (Allah için verirler)
  572. 2-Bakara 217
    fî-hi : onun içinde, onda
  573. 2-Bakara 217
    fî-hi : onun içinde
  574. 2-Bakara 217
    ve el fitnetu : ve fitne
  575. 2-Bakara 217
    firun : kâfir olarak
  576. 2-Bakara 217
    fî ed dunyâ : dünyada
  577. 2-Bakara 217
    fî-hâ : onun içinde, orada
  578. 2-Bakara 218
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  579. 2-Bakara 219
    fî-himâ : ikisinde vardır
  580. 2-Bakara 219
    ve menâfiu : ve menfaat, faydalar
  581. 2-Bakara 219
    yunfikûne : infâk ediyorlar
  582. 2-Bakara 220
    fî ed dunyâ : dünya hakkında, dünyada
  583. 2-Bakara 221
    ve el magfireti : ve mağfiret
  584. 2-Bakara 222
    fî el mahîdi : hayz (ay) hallerinde, hayz zamanında
  585. 2-Bakara 225
    fî eymâni-kum : yeminleriniz konusunda, hakkında
  586. 2-Bakara 228
    fî erhâmi-hinne : onların rahimlerinde
  587. 2-Bakara 228
    fî zâlike : bunda
  588. 2-Bakara 228
    bi el ma'rûfi : iyilik ile, örfe ve adete uygun olarak
  589. 2-Bakara 229
    bi ma'rûfin : iyilik ile, örf ve adete uygun olarak
  590. 2-Bakara 229
    fî : hakkında
  591. 2-Bakara 231
    bi ma'rûfin : marufla, iyilikle, örf ve adete uygun
  592. 2-Bakara 231
    bi ma'rûfin : marufla, iyilikle, örf ve adete uygun
  593. 2-Bakara 232
    bi el ma'rûfi : marufla, iyilikle, örf ve adete uygun
  594. 2-Bakara 233
    bi el ma'rûfi : marufla, iyilikle, örf ve adete uygun
  595. 2-Bakara 233
    fısâlen an : sütten kesme
  596. 2-Bakara 233
    bi el ma'rûfi : marufla, örf ve adete uygun olarak
  597. 2-Bakara 234
    fî mâ : şey(ler)de
  598. 2-Bakara 234
    fî enfusi-hinne : onların kendileri hakkında
  599. 2-Bakara 234
    bi el ma'rûfi : marufla, örf ve adete uygun olarak
  600. 2-Bakara 235
    fîmâ : hakkında
  601. 2-Bakara 235
    fî : içinde, ... de
  602. 2-Bakara 235
    fî : içinde, ... de
  603. 2-Bakara 236
    bi el ma'rûfi : marufla, örf ve adete uygun olarak
  604. 2-Bakara 238
    fizû : koruyucu, gözetici olun
  605. 2-Bakara 240
    fî mâ fealne : yaptıkları şeylerde
  606. 2-Bakara 240
    fî enfusi-hinne : kendi nefslerinde, kendi kendine,
  607. 2-Bakara 241
    bi el ma'rûfi : marufla, iyilikle, örf ve adete uygun
  608. 2-Bakara 244
    fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  609. 2-Bakara 246
    fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  610. 2-Bakara 246
    fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  611. 2-Bakara 247
    fî el ilmi : ilimde, bilgide
  612. 2-Bakara 248
    fî-hi : onun içinde vardır
  613. 2-Bakara 248
    fî : içinde, de vardır
  614. 2-Bakara 249
    min fietin : topluluk(lar)dan
  615. 2-Bakara 249
    fieten : topluluk, grup
  616. 2-Bakara 250
    el kâfirîne : kâfirler
  617. 2-Bakara 254
    enfikû : infâk edin, Allah için harcayın
  618. 2-Bakara 254
    fî-hi : onda, içinde
  619. 2-Bakara 254
    ve el kâfirûne : ve kâfirler
  620. 2-Bakara 255
    mâ fî es semâvâti : göklerde olan şeyler
  621. 2-Bakara 255
    ve mâ fi el ardı : ve yeryüzünde olan şeyler
  622. 2-Bakara 256
    fî ed dîni : dînde
  623. 2-Bakara 256
    infisâme : kopma yoktur, olmaz (kopmaz)
  624. 2-Bakara 257
    fî-hâ : orada
  625. 2-Bakara 258
    fî rabbi-hi : onun Rabbi hakkında
  626. 2-Bakara 261
    fî sebîlillâhi (sebîlii allâhi) : Allah'ın yolunda
  627. 2-Bakara 261
    fî : içinde, ... de
  628. 2-Bakara 262
    yunfikûne : infâk ederler, verirler
  629. 2-Bakara 262
    fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  630. 2-Bakara 263
    ve magfiretun : ve mağfret, bağışlayıp iyi davranma
  631. 2-Bakara 264
    yunfiku : infâk eder, verir
  632. 2-Bakara 264
    el kâfirîne : kâfirler
  633. 2-Bakara 265
    yunfikûne : infâk ederler, verirler
  634. 2-Bakara 266
    lehu fî-hâ : orada onun vardır (bulunur)
  635. 2-Bakara 266
    fî-hi nârun : onun içinde ateş vardır (bulunur)
  636. 2-Bakara 267
    enfikû : infâk edin, verin
  637. 2-Bakara 267
    tunfikûne : infâk ediyorsunuz, veriyorsunuz
  638. 2-Bakara 268
    magfireten : mağfiret, günahların sevaba çevrilmesi, bağışlanma
  639. 2-Bakara 271
    ve yukeffiru : ve örter
  640. 2-Bakara 272
    ve mâ tunfikû : ve infâk ettiğiniz şey, ne infâk
  641. 2-Bakara 272
    ve mâ tunfikû : ve infâk ettiğiniz şey, ne infâk
  642. 2-Bakara 272
    ve mâ tunfikû : ve infâk ettiğiniz şey, ne infâk
  643. 2-Bakara 273
    fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  644. 2-Bakara 273
    fî el ardı : yeryüzünde
  645. 2-Bakara 273
    min et teaffufi : iffetlerinden
  646. 2-Bakara 273
    ve mâ tunfikû : ve ne infâk ederseniz, ne verirseniz
  647. 2-Bakara 274
    yunfikûne : infâk ederler, verirler
  648. 2-Bakara 275
    fî-hâ : orada
  649. 2-Bakara 281
    fî-hi : onun içinde, onda
  650. 2-Bakara 282
    sefîhan : sefil, akılsız, akıl edemeyen
  651. 2-Bakara 284
    mâ fî es semâvâti : göklerde bulunan şeyler
  652. 2-Bakara 284
    ve mâ fî el ardı : ve yeryüzünde bulunan şeyler
  653. 2-Bakara 284
    mâ fî enfusi-kum : nefslerinizde, içinizde olan
  654. 2-Bakara 284
    yagfiru : mağfiret eder, bağışlar, günahları
  655. 2-Bakara 286
    ve igfir : ve mağfiret et, günahlarımızı sevaba
  656. 2-Bakara 286
    alâ el kavmi el kâfirîne : kâfirler kavmine karşı
  657. 20-Tâ-Hâ 6
    mâ fî es semâvâti : semalar da olan şeyler
  658. 20-Tâ-Hâ 6
    ve mâ fî el ardı : ve arzda (yeryüzünde) olan şeyler
  659. 20-Tâ-Hâ 15
    uhfî-hâ : onu gizleyeceğim
  660. 20-Tâ-Hâ 18
    fî-hâ : onda vardır
  661. 20-Tâ-Hâ 24
    ilâ fir'avne : firavuna
  662. 20-Tâ-Hâ 32
    fî emrî : işimde
  663. 20-Tâ-Hâ 39
    enıkzifî-hi (en ikzıfî-hi) \n(kazefe) : onu koymasını \n: (bıraktı, koydu)
  664. 20-Tâ-Hâ 39
    fî et tâbûti : sandık içine, sandığa
  665. 20-Tâ-Hâ 39
    fakzifî-hi (fe ikzıfî-hi) : sonra onu bırak
  666. 20-Tâ-Hâ 39
    fî el yemmi : denize
  667. 20-Tâ-Hâ 40
    fî ehli medyene : Medyen halkı içinde
  668. 20-Tâ-Hâ 42
    fî zikrî : beni zikretmekte, benim zikrimde
  669. 20-Tâ-Hâ 43
    ilâ fir'avne : firavuna
  670. 20-Tâ-Hâ 52
    fî kitâbin : bir kitapta
  671. 20-Tâ-Hâ 53
    fî-hâ : orada
  672. 20-Tâ-Hâ 54
    fî zâlike : bunda vardır
  673. 20-Tâ-Hâ 55
    ve fîhâ : ve oraya
  674. 20-Tâ-Hâ 60
    fir'avnu : firavun
  675. 20-Tâ-Hâ 67
    fî nefsi-hi : nefsinde, kendinde
  676. 20-Tâ-Hâ 69
    mâ fî yemîni-ke : sağ elindeki şeyi
  677. 20-Tâ-Hâ 71
    min hilâfin : çapraz olarak
  678. 20-Tâ-Hâ 71
    fî : içinde, de
  679. 20-Tâ-Hâ 73
    li yagfire : mağfiret etmesi
  680. 20-Tâ-Hâ 74
    fî-hâ : orada
  681. 20-Tâ-Hâ 76
    fî-hâ : orada
  682. 20-Tâ-Hâ 77
    fî el bahri : denizde
  683. 20-Tâ-Hâ 78
    fir'avnu : firavun
  684. 20-Tâ-Hâ 79
    fir'avnu : firavun
  685. 20-Tâ-Hâ 81
    fî-hi : onda, bu konuda
  686. 20-Tâ-Hâ 91
    âkifîne \n(akefe) : kendini vakfeden, tüm vaktini veren, bağlanan \n: (kendini vakfetti, tüm vaktini verdi, bağlandı)
  687. 20-Tâ-Hâ 97
    fî el hayâti : hayatta
  688. 20-Tâ-Hâ 97
    fî el yemmi : denizde, denize
  689. 20-Tâ-Hâ 101
    fî-hi : onda, içinde
  690. 20-Tâ-Hâ 102
    fî es sûri : sur'a
  691. 20-Tâ-Hâ 107
    fî-hâ : onda, orada
  692. 20-Tâ-Hâ 113
    fî-hi : onda, onun içinde
  693. 20-Tâ-Hâ 118
    fî-hâ : orada
  694. 20-Tâ-Hâ 119
    fî-hâ : orada
  695. 20-Tâ-Hâ 121
    ve tafıkâ : ve ikisi başladı
  696. 20-Tâ-Hâ 128
    fî : orada, de
  697. 20-Tâ-Hâ 128
    fî : içinde, de, vardır
  698. 20-Tâ-Hâ 131
    fî-hi : onda, o konuda
  699. 20-Tâ-Hâ 133
    mâ fî es suhufi : sahifeler (için)de olan şey(ler)
  700. 21-Enbiyâ 1
    fî gafletin : gaflet içinde
  701. 21-Enbiyâ 4
    fî es semâi : semada
  702. 21-Enbiyâ 9
    el musrifîne : müsrifler, israf edenler
  703. 21-Enbiyâ 10
    fî-hi : onun içinde (vardır)
  704. 21-Enbiyâ 13
    fî-hi : orada
  705. 21-Enbiyâ 19
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  706. 21-Enbiyâ 22
    fî-himâ : ikisinde
  707. 21-Enbiyâ 28
    muşfikûne : korkanlar
  708. 21-Enbiyâ 31
    fî el ardı : yeryüzünde
  709. 21-Enbiyâ 31
    fîhâ : orada
  710. 21-Enbiyâ 31
    ficâcen : geniş yollar, iki dağ arasındaki geniş geçit yerleri
  711. 21-Enbiyâ 33
    fî : içinde
  712. 21-Enbiyâ 35
    fitneten : fitne, deneme
  713. 21-Enbiyâ 36
    hum kâfirûne : onlar inkâr edenler, kâfirler
  714. 21-Enbiyâ 44
    min etrâfi-hâ : onun etrafından, çevresinden
  715. 21-Enbiyâ 49
    muşfikûne : korkanlar(dır)
  716. 21-Enbiyâ 54
    fî dalâlin : dalâlette
  717. 21-Enbiyâ 67
    uffin : of, yazıklar olsun
  718. 21-Enbiyâ 71
    fî-hâ : orada
  719. 21-Enbiyâ 72
    fileten : ilâveten
  720. 21-Enbiyâ 73
    fi'le el hayrâti : hayırlar işleme (yapma)
  721. 21-Enbiyâ 75
    fî : içine
  722. 21-Enbiyâ 78
    fî : içinde
  723. 21-Enbiyâ 78
    fî-hi : hakkında
  724. 21-Enbiyâ 81
    fî-hâ : orada
  725. 21-Enbiyâ 82
    hâfızîne : koruyanlar, muhafaza edenler
  726. 21-Enbiyâ 86
    fî : içine
  727. 21-Enbiyâ 87
    fî ez zulumâti : karanlıklar içinde
  728. 21-Enbiyâ 90
    fi el hayrâti : hayırlarda
  729. 21-Enbiyâ 91
    fî-hâ : onun içine
  730. 21-Enbiyâ 97
    fî gafletin : gaflet içinde
  731. 21-Enbiyâ 99
    fî-hâ : onun içinde, orada
  732. 21-Enbiyâ 100
    fî-hâ : orada (vardır)
  733. 21-Enbiyâ 100
    zefîrun : ızdıraplı inilti
  734. 21-Enbiyâ 100
    fî-hâ : orada
  735. 21-Enbiyâ 102
    fî : içinde
  736. 21-Enbiyâ 105
    fî ez zebûri : Zebur'da
  737. 21-Enbiyâ 106
    fî hâzâ : bunda vardır
  738. 21-Enbiyâ 111
    fitnetun : bir fitnedir, bir imtihandır
  739. 22-Hac 3
    fîllâhi (fî allâhi) : Allah hakkında
  740. 22-Hac 5
    fî : içinde
  741. 22-Hac 5
    fî el erhâmi : rahîmlerde
  742. 22-Hac 7
    fî-hâ : onun içinde, onda
  743. 22-Hac 7
    fî : içinde
  744. 22-Hac 8
    fîllâhi (fî allâhi) : Allah hakkında
  745. 22-Hac 9
    sâniye ıtfi-hî : ona yan çizer, kibirlenip onu eğip büker
  746. 22-Hac 9
    fî ed dunyâ : dünyada
  747. 22-Hac 11
    alâ harfın : bir ucundan, az, gönülsüz
  748. 22-Hac 11
    fitnetun : bir fitne
  749. 22-Hac 15
    fî ed dunyâ : dünyada
  750. 22-Hac 18
    fî es semâvâti : semalarda
  751. 22-Hac 18
    ve men fî el ardı : ve yeryüzünde
  752. 22-Hac 19
    fî : hakkında
  753. 22-Hac 20
    fî : içinde
  754. 22-Hac 22
    fî-hâ : orada, oraya
  755. 22-Hac 23
    fîhâ min esâvira : orada bileziklerden
  756. 22-Hac 23
    fî-hâ harîrun : orada ipektir
  757. 22-Hac 25
    fî-hi (el âkıfu fîhi) : orada (yerliler)
  758. 22-Hac 25
    fî-hi : orada
  759. 22-Hac 26
    li et tâifîne : tavaf edenler için
  760. 22-Hac 27
    fî en nâsi : insanların arasında
  761. 22-Hac 28
    menâfia : menfaat, fayda, yarar
  762. 22-Hac 28
    fî eyyâmin : günlerde
  763. 22-Hac 31
    fî : içinde, ...e
  764. 22-Hac 33
    fî-hâ : orada
  765. 22-Hac 33
    menâfiu : menfaatler, yararlar, faydalar
  766. 22-Hac 35
    yunfikûne : infâk ederler
  767. 22-Hac 36
    fî-hâ : onda
  768. 22-Hac 38
    yudâfiu : defeder (uzaklaştırır)
  769. 22-Hac 40
    fîhesmullâhi (fîhâ ismullâhi) : içinde Allah'ın ismi
  770. 22-Hac 41
    fî el ardı : yeryüzünde
  771. 22-Hac 41
    bi el ma'rûfi : irfan ile
  772. 22-Hac 44
    li el kâfirîne : inkâr edenlere, kâfirlere
  773. 22-Hac 46
    fî el ardı : yeryüzünde
  774. 22-Hac 46
    fî es sudûri (es sadru) : sinelerde, göğüslerde (göğüs)
  775. 22-Hac 47
    elfi : 1000 (bin)
  776. 22-Hac 50
    lehum magfiretun : onlar için mağfiret
  777. 22-Hac 51
    fî âyâti-nâ : âyetlerimiz hakkında
  778. 22-Hac 52
    fî umniyyeti-hî : onun dileğinin, temennisinin içine
  779. 22-Hac 53
    fitneten : fitne, imtihan
  780. 22-Hac 53
    fî kulûbi-him : onların kalplerinde
  781. 22-Hac 53
    fî şikâkın : ayrılık içinde
  782. 22-Hac 55
    fî miryetin : şüphe içinde, şüphede
  783. 22-Hac 56
    fî cennâtin naîmi : naim cennetlerinde
  784. 22-Hac 58
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  785. 22-Hac 61
    fî en nehâri : gündüzün içine
  786. 22-Hac 61
    fî el leyli : gecenin içine
  787. 22-Hac 64
    fî es semâvâti : semalarda
  788. 22-Hac 64
    fî el ardı : yeryüzünde
  789. 22-Hac 65
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde
  790. 22-Hac 65
    fî el bahri : denizde
  791. 22-Hac 67
    fî el emri : emirde (emrimde)
  792. 22-Hac 69
    fîmâ : şey hakkında
  793. 22-Hac 69
    fîhi tahtelifûne : onun hakkında ihtilâf ettiğiniz
  794. 22-Hac 70
    fî es semâi : semalarda
  795. 22-Hac 70
    fî kitâbin : kitaptadır, kitabın içinde (vardır)
  796. 22-Hac 72
    fî vucûhi : yüzlerinde
  797. 22-Hac 75
    yastafî : seçer
  798. 22-Hac 78
    fî allâhi : Allah hakkında, Allah için
  799. 22-Hac 78
    fî ed dîni : dîn hakkında, dîn konusunda
  800. 22-Hac 78
    ve fî hâzâ : ve bunda
  801. 23-Mü'minûn 2
    fî salâti-him : onların namazlarında
  802. 23-Mü'minûn 5
    fizûne : koruyanlar
  803. 23-Mü'minûn 9
    yuhâfızûne : muhafaza ederler, devam ettirirler
  804. 23-Mü'minûn 11
    el firdevse : firdevs (cenneti)
  805. 23-Mü'minûn 11
    fîhâ : orada
  806. 23-Mü'minûn 13
    fî karârin : karar kılmış halde (bir yere yerleşmiş olarak)
  807. 23-Mü'minûn 17
    filîne : gâfil olanlar
  808. 23-Mü'minûn 18
    fî el ardı : yeryüzünde
  809. 23-Mü'minûn 19
    fî-hâ : orada, içinde
  810. 23-Mü'minûn 21
    fî el en'âmi : hayvanlarda
  811. 23-Mü'minûn 21
    fî : içinde
  812. 23-Mü'minûn 21
    fî-hâ : orada, onun içinde, onda
  813. 23-Mü'minûn 21
    menâfiu : menfaatler, faydalar
  814. 23-Mü'minûn 24
    bi hâzâ fî : bunun hakkında
  815. 23-Mü'minûn 27
    fî-hâ : onun içine
  816. 23-Mü'minûn 27
    fî : hakkında
  817. 23-Mü'minûn 30
    fî zâlike : bunda (vardır)
  818. 23-Mü'minûn 32
    fî-him : onların içinde
  819. 23-Mü'minûn 33
    fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
  820. 23-Mü'minûn 46
    ilâ fir'avne : firavuna
  821. 23-Mü'minûn 54
    fî : içinde
  822. 23-Mü'minûn 56
    fî el hayrâti : hayırlarda
  823. 23-Mü'minûn 57
    muşfikûne : çekinenler, korkanlar
  824. 23-Mü'minûn 61
    fî el hayrâti : hayırlarda
  825. 23-Mü'minûn 63
    fî gamratin : gaflette, dalâlette
  826. 23-Mü'minûn 64
    mutrafî-him : onların refahta olanları
  827. 23-Mü'minûn 71
    ve men fî hinne : ve onların içinde olanlar
  828. 23-Mü'minûn 75
    fî : içinde
  829. 23-Mü'minûn 77
    fîhi : içinde
  830. 23-Mü'minûn 79
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde
  831. 23-Mü'minûn 84
    fî-hâ : onun içinde, orada
  832. 23-Mü'minûn 94
    fi : içinde
  833. 23-Mü'minûn 100
    fîmâ : içinde, o şeyde, hakkında
  834. 23-Mü'minûn 101
    nufiha : üfürüldü
  835. 23-Mü'minûn 101
    fî es sûri : sur'un içine, sur'a
  836. 23-Mü'minûn 103
    fî cehenneme : cehennemin içinde, cehennemde
  837. 23-Mü'minûn 104
    fî-hâ : onun içinde, orada
  838. 23-Mü'minûn 108
    fî-hâ : orada
  839. 23-Mü'minûn 109
    fagfir (fe ığfir) : artık mağfiret et
  840. 23-Mü'minûn 112
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde
  841. 23-Mü'minûn 117
    el kâfirûne : kâfirler
  842. 23-Mü'minûn 118
    rabbigfir (rabbi ıgfir) : Rabbim mağfiret et
  843. 24-Nûr 1
    fî-hâ : onun içinde
  844. 24-Nûr 2
    fî dîni allâhi : Allah'ın dîni hakkında (konusunda)
  845. 24-Nûr 14
    fî ed dunyâ : dünyada
  846. 24-Nûr 14
    fî : içinde, hakkında
  847. 24-Nûr 14
    fîhi : onun içine
  848. 24-Nûr 19
    fî ellezîne : o kimseler içinde
  849. 24-Nûr 19
    fî ed dunyâ : dünyada
  850. 24-Nûr 22
    fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  851. 24-Nûr 22
    en yagfirallâhu (yagfire allâhu) : Allah'ın mağfiret etmesini
  852. 24-Nûr 23
    el gâfilâti : gâfil olanlar
  853. 24-Nûr 23
    fî ed dunyâ : dünyada
  854. 24-Nûr 25
    yuveffî-him : onlara ödeyecek
  855. 24-Nûr 26
    magfiretun : mağfiret, günahların sevaba çevrilmesi
  856. 24-Nûr 28
    fî-hâ : orada
  857. 24-Nûr 29
    fî-hâ : içinde
  858. 24-Nûr 31
    mâ yuhfîne : gizlediklerini
  859. 24-Nûr 33
    velyesta'fif : ve iffetli olsunlar, iffetlerini korusunlar
  860. 24-Nûr 33
    fî-him : onlarda
  861. 24-Nûr 35
    fî-hâ : onun içinde vardır
  862. 24-Nûr 35
    fî : içinde
  863. 24-Nûr 36
    fî : (içinde) vardır
  864. 24-Nûr 36
    fîhesmuhu (fîhâ ismu-hu) : orada onun ismi
  865. 24-Nûr 36
    fîhâ : orada, onun içinde
  866. 24-Nûr 37
    fîhi el kulûbu : kalplerin
  867. 24-Nûr 40
    fî bahrin : denizde
  868. 24-Nûr 41
    fî es semâvâti : semalarda
  869. 24-Nûr 43
    fî-hâ : onun içinde
  870. 24-Nûr 44
    fî : içinde vardır
  871. 24-Nûr 50
    fî : içinde, var
  872. 24-Nûr 55
    fî el ardı : yeryüzünde
  873. 24-Nûr 55
    havfi-him : (onların) korkuları
  874. 24-Nûr 57
    fî el ardı : yeryüzünde
  875. 24-Nûr 60
    ve en yesta'fifne : ve iffetli olmayı istemeleri
  876. 24-Nûr 62
    vestagfir (ve istagfir) : ve mağfiret dile
  877. 24-Nûr 63
    fitnetun : bir fitne
  878. 24-Nûr 64
    fî es semâvâti : göklerdeki
  879. 25-Furkan 2
    fî el mulki : mülkte
  880. 25-Furkan 6
    fî es semâvâti : göklerde
  881. 25-Furkan 7
    fî el esvâkı : çarşılarda
  882. 25-Furkan 12
    ve zefîran : ve uğultulu (olan)
  883. 25-Furkan 16
    fî-hâ : orada
  884. 25-Furkan 20
    fî el esvâkı : çarşılarda
  885. 25-Furkan 20
    fitneten : bir fitne, bir imtihan
  886. 25-Furkan 21
    fî : içinde
  887. 25-Furkan 26
    alâ el kâfirîne : kâfirlere
  888. 25-Furkan 51
    fî : içinde, de, da
  889. 25-Furkan 52
    el kâfirîne : kâfirler
  890. 25-Furkan 55
    el kâfiru : kâfir
  891. 25-Furkan 59
    fî : içinde, de
  892. 25-Furkan 61
    fî es semâi : semada, gökte
  893. 25-Furkan 61
    fî-hâ : orada
  894. 25-Furkan 69
    fî-hi : orada
  895. 25-Furkan 75
    fî-ha : orada
  896. 25-Furkan 76
    fî-ha : orada
  897. 26-Şuarâ 7
    fî-ha : orada
  898. 26-Şuarâ 8
    fî zâlike : bunda
  899. 26-Şuarâ 11
    fir'avne : firavun
  900. 26-Şuarâ 16
    fir'avne : firavun
  901. 26-Şuarâ 18
    fî-nâ : içimizde, aramızda
  902. 26-Şuarâ 18
    fî-nâ : içimizde, aramızda
  903. 26-Şuarâ 19
    min el kâfirîne : kâfirlerden, inkâr edenlerden
  904. 26-Şuarâ 23
    fir'avnu : firavun
  905. 26-Şuarâ 36
    fî el medâini (medine) : şehirlerde, şehirlere (şehir)
  906. 26-Şuarâ 41
    fir'avne : firavun
  907. 26-Şuarâ 44
    fir'avne : firavun
  908. 26-Şuarâ 45
    ye'fikûne : uyduruyorlar
  909. 26-Şuarâ 49
    min hılâfin : karşılıklı, çaprazlama
  910. 26-Şuarâ 51
    en yagfira : mağfiret etmesi
  911. 26-Şuarâ 53
    fir'avnu : firavun
  912. 26-Şuarâ 53
    fî el medâini : şehirlere
  913. 26-Şuarâ 63
    firkın : fırka, parça
  914. 26-Şuarâ 67
    fî zâlike : bunda
  915. 26-Şuarâ 71
    âkifîne : ibadet edenler, kulluk edenler
  916. 26-Şuarâ 80
    yeşfî-ni : bana şifa verir
  917. 26-Şuarâ 82
    en yagfira : mağfiret etmesi
  918. 26-Şuarâ 84
    fî : içinde, arasında
  919. 26-Şuarâ 86
    vagfir : ve mağfiret et
  920. 26-Şuarâ 94
    fî-hâ : orada, onun içinde
  921. 26-Şuarâ 96
    fî-hâ : orada
  922. 26-Şuarâ 97
    fî : içinde
  923. 26-Şuarâ 100
    min şâfiîne : şefaatçi
  924. 26-Şuarâ 103
    fî : içinde
  925. 26-Şuarâ 119
    fîl fulki (fî el fulki) : gemi içinde, gemide
  926. 26-Şuarâ 121
    fî zâlike : bunda var
  927. 26-Şuarâ 139
    fî zâlike : bunda var
  928. 26-Şuarâ 146
    fî : içinde
  929. 26-Şuarâ 147
    fî : içinde
  930. 26-Şuarâ 151
    el musrifîne : müsrifler
  931. 26-Şuarâ 152
    fî el ardı : yeryüzünde
  932. 26-Şuarâ 158
    fî zâlike : bunda var
  933. 26-Şuarâ 171
    fî el gâbirîne : geriye kalanların içinde
  934. 26-Şuarâ 174
    fî zâlike : bunda var
  935. 26-Şuarâ 183
    fî el ardı : yeryüzünde
  936. 26-Şuarâ 190
    fî zâlike : bunda var
  937. 26-Şuarâ 196
    fî : ... da vardır
  938. 26-Şuarâ 200
    fî : içine
  939. 26-Şuarâ 215
    vahfıd cenâha-ke : kanatlarını indir, kanatlarını ger
  940. 26-Şuarâ 219
    fî : içinde, arasında
  941. 26-Şuarâ 225
    fî kulli vâdin : bütün vadilerde
  942. 27-Neml 5
    fî el âhıreti : ahirette
  943. 27-Neml 8
    fî en nâri : ateşin içinde, yanında
  944. 27-Neml 12
    fî ceybi-ke : koynuna
  945. 27-Neml 12
    fî : içinde
  946. 27-Neml 12
    ilâ fir'avne : firavuna
  947. 27-Neml 19
    fî : içine
  948. 27-Neml 25
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  949. 27-Neml 32
    fî emrî : işimde
  950. 27-Neml 43
    firîne : kâfirler
  951. 27-Neml 46
    testagfirûnallâhe : Allah'tan mağfiret isteyin, dileyin
  952. 27-Neml 48
    fî : içinde
  953. 27-Neml 48
    fî el ardı : yeryüzünde
  954. 27-Neml 52
    fî zâlike : bunda vardır
  955. 27-Neml 63
    fî : içinde
  956. 27-Neml 65
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  957. 27-Neml 66
    fî el âhıreti : ahirette
  958. 27-Neml 66
    fî şekkin : şüphe içinde
  959. 27-Neml 69
    fî el ardı : yeryüzünde
  960. 27-Neml 70
    fî : içinde
  961. 27-Neml 75
    fî es semâi : semada, gökte
  962. 27-Neml 75
    fî : içinde
  963. 27-Neml 76
    fî-hi : hakkında
  964. 27-Neml 86
    fî-hi : orada, onun için
  965. 27-Neml 86
    fî zâlike : işte bunda vardır
  966. 27-Neml 87
    fî es sûri : sur'un içine, sur'a
  967. 27-Neml 87
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  968. 27-Neml 87
    fî el ardı : yeryüzünde
  969. 27-Neml 90
    fî en nâri : ateş içine, ateşe
  970. 27-Neml 93
    bi gâfilin : gâfil olan
  971. 28-Kasas 3
    ve fir'avne : ve firavun
  972. 28-Kasas 4
    fir'avne : firavun
  973. 28-Kasas 4
    fîl ardı (fî el ardı) : yeryüzünde
  974. 28-Kasas 5
    fî el ardı : yeryüzünde
  975. 28-Kasas 6
    fî el ardı : yeryüzünde
  976. 28-Kasas 6
    fir'avne : firavun
  977. 28-Kasas 7
    fî el yemmi : denize, nehire
  978. 28-Kasas 7
    ve lâ tehâfî : ve korkma
  979. 28-Kasas 8
    fir'avne : firavun
  980. 28-Kasas 8
    fir'avne : firavun
  981. 28-Kasas 9
    fir'avne : firavun
  982. 28-Kasas 15
    fî-hâ : orada
  983. 28-Kasas 16
    fagfirlî (fe ıgfirlî) : artık beni mağfiret et
  984. 28-Kasas 18
    fî el medîneti : şehirde
  985. 28-Kasas 19
    fî el ardı : yeryüzünde
  986. 28-Kasas 30
    fî : de
  987. 28-Kasas 32
    fî : içinde
  988. 28-Kasas 32
    ilâ fir'avne : firavuna
  989. 28-Kasas 36
    bi hâzâ fî : bunun hakkında, bunu
  990. 28-Kasas 38
    fir'avnu : firavun
  991. 28-Kasas 39
    fî el ardı : yeryüzünde
  992. 28-Kasas 40
    fî : içine
  993. 28-Kasas 42
    fî : içinde
  994. 28-Kasas 45
    fî : içinde, arasında
  995. 28-Kasas 48
    firûne : kâfirler, inkâr edenler
  996. 28-Kasas 54
    yunfikûne : infâk ederler, verirler
  997. 28-Kasas 59
    fî : içine, de
  998. 28-Kasas 70
    fî el ûlâ : evvelde
  999. 28-Kasas 72
    fî-hi : onun içinde, onda
  1000. 28-Kasas 73
    fî-hi : onun içinde, onda
  1001. 28-Kasas 77
    fî : de (onda)
  1002. 28-Kasas 77
    fî el ardı : yeryüzünde
  1003. 28-Kasas 79
    fî : içinde
  1004. 28-Kasas 81
    fietin : bir topluluk
  1005. 28-Kasas 82
    el kâfirûne : kâfirler
  1006. 28-Kasas 83
    fî el ardi : yeryüzünde
  1007. 28-Kasas 85
    fî : içinde
  1008. 28-Kasas 86
    li el kâfirîne : kâfirlere
  1009. 29-Ankebût 7
    nukeffiranne : mutlaka örteceğiz
  1010. 29-Ankebût 9
    fî : arasına
  1011. 29-Ankebût 10
    fîllâhi (fî allâhi) : Allah hakkında, Allah yolunda
  1012. 29-Ankebût 10
    fitnete : fitne
  1013. 29-Ankebût 10
    fî : içinde
  1014. 29-Ankebût 11
    el munâfikîne : münafıklar
  1015. 29-Ankebût 14
    fî-him : onların arasında
  1016. 29-Ankebût 15
    es sefîneti : gemi
  1017. 29-Ankebût 20
    fî el ardı : yeryüzünde
  1018. 29-Ankebût 22
    fî el ardı : yeryüzünde
  1019. 29-Ankebût 22
    fî es semâi : semada, gökte
  1020. 29-Ankebût 24
    fî : içinde, de vardır
  1021. 29-Ankebût 25
    fî : içinde
  1022. 29-Ankebût 27
    fî : içinde
  1023. 29-Ankebût 27
    fî ed dunyâ, : dünyada
  1024. 29-Ankebût 27
    fî el âhıreti : ahirette
  1025. 29-Ankebût 29
    fî nâdî-kum : toplantılarınızda
  1026. 29-Ankebût 32
    fîhâ : orada vardır
  1027. 29-Ankebût 32
    fîhâ : orada
  1028. 29-Ankebût 36
    fî el ardı : yeryüzünde
  1029. 29-Ankebût 37
    fî : içinde
  1030. 29-Ankebût 39
    ve fir'avne : ve firavun
  1031. 29-Ankebût 39
    fî : içinde
  1032. 29-Ankebût 44
    fî : içinde, vardır
  1033. 29-Ankebût 47
    el kâfirûne : kâfirler
  1034. 29-Ankebût 49
    fî : içinde
  1035. 29-Ankebût 51
    ve lem yekfi-him : ve onlara kâfi gelmiyor, yetmiyor
  1036. 29-Ankebût 51
    fî zâlike : bunda vardır
  1037. 29-Ankebût 52
    mâ fî es semâvâti : göklerde olanı
  1038. 29-Ankebût 54
    el kâfirîne : kâfirler, inkâr edenler
  1039. 29-Ankebût 58
    fî-hâ : orada
  1040. 29-Ankebût 65
    fî el fulki : gemiye
  1041. 29-Ankebût 68
    fî : içinde
  1042. 29-Ankebût 68
    li el kâfirîne : kâfirlere, kâfirler için
  1043. 29-Ankebût 69
    fînâ : bizde, bizim uğrumuzda
  1044. 3-Âl-i İmrân 5
    fî el ardı : yeryüzünde
  1045. 3-Âl-i İmrân 5
    ve lâ fî es semâi : ve semâda, gökte
  1046. 3-Âl-i İmrân 6
    fî el erhâmi : rahimlerde, rahimler içinde
  1047. 3-Âl-i İmrân 7
    fî kulûbi-him : onların kalplerinde vardır
  1048. 3-Âl-i İmrân 7
    el fitneti : fitne
  1049. 3-Âl-i İmrân 7
    fî el ilmi : ilimde
  1050. 3-Âl-i İmrân 9
    fîhî : onun hakkında
  1051. 3-Âl-i İmrân 11
    âli fir'avne : firavun ailesi
  1052. 3-Âl-i İmrân 13
    fieteyni : iki topluluk hakkında, toplulukta
  1053. 3-Âl-i İmrân 13
    fietun : bir topluluk
  1054. 3-Âl-i İmrân 13
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda (Allah yolunda)
  1055. 3-Âl-i İmrân 13
    firatun : kâfir, inkârcı
  1056. 3-Âl-i İmrân 13
    fî zâlike : bunda vardır
  1057. 3-Âl-i İmrân 14
    ve el fıddati : ve gümüş
  1058. 3-Âl-i İmrân 15
    hâlidîne fî-hâ : orada, içinde devamlı kalacak olanlar
  1059. 3-Âl-i İmrân 16
    fagfir lenâ : artık bizi mağfiret et
  1060. 3-Âl-i İmrân 17
    ve el munfikîne : ve infak edenler, Allah için verenler
  1061. 3-Âl-i İmrân 17
    ve el mustagfirîne : ve mağfiret dileyenler (günahlarının sevaba çevrilmesini dileyenler)
  1062. 3-Âl-i İmrân 22
    fî ed dunyâ : dünyada
  1063. 3-Âl-i İmrân 24
    fî dîni-him : dînleri hakkında
  1064. 3-Âl-i İmrân 25
    lâ raybe fî-hi : onun hakkında şüphe yoktur, olmaz
  1065. 3-Âl-i İmrân 25
    ve vuffiyet : ve ödenir, karşılığı verildi
  1066. 3-Âl-i İmrân 27
    fî en nehâri : gündüzün içine
  1067. 3-Âl-i İmrân 27
    fî el leyli : gecenin içine
  1068. 3-Âl-i İmrân 28
    el kâfirîne : kâfirleri
  1069. 3-Âl-i İmrân 28
    fî şey'in : bir şeyde
  1070. 3-Âl-i İmrân 29
    mâ fî sudûri-kum : sinelerinizde olan
  1071. 3-Âl-i İmrân 29
    mâ fî es semâvâti : göklerde olan şeyleri
  1072. 3-Âl-i İmrân 29
    ve mâ fî el ardı : ve yerde olan şeyleri
  1073. 3-Âl-i İmrân 31
    ve yagfir lekum : ve size mağfiret eder
  1074. 3-Âl-i İmrân 32
    lâ yuhibbu el kâfirîne : kâfirleri sevmez
  1075. 3-Âl-i İmrân 35
    mâ fî batnî : karnımda olanı
  1076. 3-Âl-i İmrân 39
    fî el mihrâbi : mihrapta
  1077. 3-Âl-i İmrân 45
    fî ed dunyâ ve el âhıreti : dünyada ve ahirette
  1078. 3-Âl-i İmrân 46
    fî el mehdi : beşikte
  1079. 3-Âl-i İmrân 49
    fî-hi : onun içine
  1080. 3-Âl-i İmrân 49
    fî buyûti-kum : evlerinizde
  1081. 3-Âl-i İmrân 49
    fî zâlike : bunlarda
  1082. 3-Âl-i İmrân 55
    muteveffî-ke : seni vefat ettirecek olan
  1083. 3-Âl-i İmrân 55
    ve râfiu-ke : ve seni yükseltecek olan
  1084. 3-Âl-i İmrân 55
    fî-mâ kuntum : sizin ... olduğunuz şeyde
  1085. 3-Âl-i İmrân 55
    fî-hi tahtelifûne : hakkında ihtilâf ettiğiniz, ayrılığa düştüğünüz
  1086. 3-Âl-i İmrân 56
    fî ed dunyâ : dünyada
  1087. 3-Âl-i İmrân 57
    yuveffî-him : onlara ödenir
  1088. 3-Âl-i İmrân 61
    fî-hi : onun hakkında
  1089. 3-Âl-i İmrân 65
    fî ibrâhîme : İbrâhîm hakkında
  1090. 3-Âl-i İmrân 66
    fî mâ lekum bihî : onun hakkında sizin ..... yoktur
  1091. 3-Âl-i İmrân 66
    fî mâ leyse lekum : onun hakkında sizin ..... yoktur
  1092. 3-Âl-i İmrân 75
    fî el ummiyyîne : okuma yazma bilmeyenler, ümmîler hakkında
  1093. 3-Âl-i İmrân 77
    fî el âhırati : ahirette
  1094. 3-Âl-i İmrân 83
    fî es semâvâti : semâlarda, göklerde
  1095. 3-Âl-i İmrân 85
    fî el âhireti : ahirette
  1096. 3-Âl-i İmrân 88
    hâlidîne fîhâ : onun içinde ebedi kalacak olanlar
  1097. 3-Âl-i İmrân 92
    hattâ tunfikû : infak edinceye kadar, infak etmedikçe
  1098. 3-Âl-i İmrân 92
    ve mâ tunfikû : ve infak ettiğiniz şey
  1099. 3-Âl-i İmrân 97
    fîhi : orada
  1100. 3-Âl-i İmrân 99
    bi gâfilin : gâfil, habersiz
  1101. 3-Âl-i İmrân 100
    firîne : kâfirlik, kâfir olma
  1102. 3-Âl-i İmrân 101
    ve fî-kum : ve sizin içinizde, aranızda
  1103. 3-Âl-i İmrân 104
    bi el ma'rûfi : mâruf ile, irfan ile, iyilikle
  1104. 3-Âl-i İmrân 107
    fî : içinde
  1105. 3-Âl-i İmrân 107
    hum fî-hâ : onlar, onun içinde
  1106. 3-Âl-i İmrân 109
    mâ fî es semâvâti : göklerdeki şeyler, ne varsa
  1107. 3-Âl-i İmrân 109
    ve mâ fî el ardı : ve yeryüzündeki, yerlerde olan ne varsa
  1108. 3-Âl-i İmrân 110
    bi el ma'rûfi : irfan ile
  1109. 3-Âl-i İmrân 114
    bi el ma'rûfi : irfan ile, iyilik ile
  1110. 3-Âl-i İmrân 114
    fî el hayrâti : hayırlarda, hayırlara
  1111. 3-Âl-i İmrân 116
    hum fî-hâ : onlar orada
  1112. 3-Âl-i İmrân 117
    yunfikûne : infak edilen şeyler
  1113. 3-Âl-i İmrân 117
    fî : içinde, ...de
  1114. 3-Âl-i İmrân 117
    fîhâ : onun içinde, ona
  1115. 3-Âl-i İmrân 118
    ve mâ tuhfî : ve gizledikleri şey
  1116. 3-Âl-i İmrân 124
    e len yekfiye-kum : size kâfi gelmiyor mu?
  1117. 3-Âl-i İmrân 124
    bi selâseti âlâfin : üç bini ile
  1118. 3-Âl-i İmrân 125
    bi hamseti âlâfin : beş bini ile
  1119. 3-Âl-i İmrân 129
    mâ fî es semâvâti : göklerde ne varsa
  1120. 3-Âl-i İmrân 129
    ve mâ fî el ardı : ve yeryüzünde, yerde ne varsa
  1121. 3-Âl-i İmrân 129
    yagfiru : mağfiret eder
  1122. 3-Âl-i İmrân 131
    li el kâfirîne : kâfirler için, kâfirlere
  1123. 3-Âl-i İmrân 133
    ilâ magfiretin : mağfirete
  1124. 3-Âl-i İmrân 134
    yunfikûne : Allah için infak ederler, verirler
  1125. 3-Âl-i İmrân 134
    fî es serrâi : bolluk içinde, bollukta
  1126. 3-Âl-i İmrân 134
    ve el âfîne an : ve affedenler
  1127. 3-Âl-i İmrân 135
    yagfiru ez zunûbe : mağfiret eder, bağışlar (günahları sevaba çevirir)
  1128. 3-Âl-i İmrân 136
    magfiretun : bağışlanma, mağfiret (günahların sevaba çevrilmesi)
  1129. 3-Âl-i İmrân 136
    hâlidîne fî-hâ : orada, içinde kalacak olanlar
  1130. 3-Âl-i İmrân 137
    fî el ardı : yeryüzünde
  1131. 3-Âl-i İmrân 141
    el kâfirîne : kâfirler
  1132. 3-Âl-i İmrân 146
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  1133. 3-Âl-i İmrân 147
    ıgfir lenâ : bizi bağışla
  1134. 3-Âl-i İmrân 147
    fî emri-nâ : işimizde
  1135. 3-Âl-i İmrân 147
    el kâfirîne : kâfirler
  1136. 3-Âl-i İmrân 151
    fî kulûbi : kalplerine
  1137. 3-Âl-i İmrân 152
    fî el emri : emir hakkında
  1138. 3-Âl-i İmrân 153
    fî uhrâ-kum : sizin arkanızdan
  1139. 3-Âl-i İmrân 154
    fî enfusi-him : nefslerinde, içlerinde
  1140. 3-Âl-i İmrân 154
    fî buyûti-kum : evlerinizin içinde, evlerinizde
  1141. 3-Âl-i İmrân 154
    mâ fî sudûri-kum : sinelerinizde olanı
  1142. 3-Âl-i İmrân 154
    mâ fî kulûbi-kum : kalplerinizde olandan
  1143. 3-Âl-i İmrân 156
    fî el ardı : yeryüzünde
  1144. 3-Âl-i İmrân 156
    fî kulûbi-him : kalpleri içinde, kalplerinde
  1145. 3-Âl-i İmrân 157
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  1146. 3-Âl-i İmrân 157
    le magfiretun : mutlaka mağfiret vardır (günahlar sevaba çevrilir)
  1147. 3-Âl-i İmrân 159
    ve istagfir : ve mağfiret dile
  1148. 3-Âl-i İmrân 159
    fî el emri : işler konusunda
  1149. 3-Âl-i İmrân 164
    fî-him : onların içinde, onların aralarında
  1150. 3-Âl-i İmrân 164
    le fî dalâlin : elbette dalâlet içinde
  1151. 3-Âl-i İmrân 167
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  1152. 3-Âl-i İmrân 167
    fî kulûbi-him : onların kalplerinde
  1153. 3-Âl-i İmrân 169
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  1154. 3-Âl-i İmrân 170
    min halfi-him : onların arkalarından
  1155. 3-Âl-i İmrân 176
    fî el kufri : küfür konusunda
  1156. 3-Âl-i İmrân 176
    fî el âhireti : ahirette
  1157. 3-Âl-i İmrân 186
    fî emvâli-kum : kendi mallarınız konusunda, hususunda
  1158. 3-Âl-i İmrân 190
    fî halkı : yaratılışında vardır
  1159. 3-Âl-i İmrân 190
    ve ıhtilâfi el leyli : ve gecenin ihtilaflı, karşılıklı, ardarda olması
  1160. 3-Âl-i İmrân 191
    fî halkı es semâvâti : göklerin yaratılışı hakkında
  1161. 3-Âl-i İmrân 193
    fe agfir lenâ : o halde, artık bizi mağfiret et
  1162. 3-Âl-i İmrân 193
    ve keffir annâ : ve bizden ört
  1163. 3-Âl-i İmrân 195
    fî sebîlî : benim yolumda
  1164. 3-Âl-i İmrân 195
    le ukeffirenne : mutlaka örteceğim
  1165. 3-Âl-i İmrân 196
    fî el bilâdi : beldeler arasında
  1166. 3-Âl-i İmrân 198
    hâlidîne fî-hâ : onun içinde ebedîyyen kalacak olanlar
  1167. 30-Rûm 3
    fî edne : yakında, daha yakında
  1168. 30-Rûm 4
    fî : içinde
  1169. 30-Rûm 7
    filûne : gâfil olanlar
  1170. 30-Rûm 8
    fî enfusi-him : kendi nefsleri hakkında
  1171. 30-Rûm 8
    firûne : inkâr edenler
  1172. 30-Rûm 9
    fî el ardı : yeryüzünde
  1173. 30-Rûm 13
    firîne : inkâr edenler
  1174. 30-Rûm 15
    fî ravdatin : bahçede
  1175. 30-Rûm 16
    fî : içinde
  1176. 30-Rûm 18
    fî : içinde
  1177. 30-Rûm 21
    fî zâlike : işte bunda vardır
  1178. 30-Rûm 22
    fî zâlike : işte bunda vardır
  1179. 30-Rûm 23
    fî zâlike : bunda vardır
  1180. 30-Rûm 24
    fî zâlike : işte bunda vardır
  1181. 30-Rûm 26
    fî : içinde
  1182. 30-Rûm 27
    fî : içinde, de
  1183. 30-Rûm 28
    fî : içinde
  1184. 30-Rûm 28
    fî-hi : orada, onda
  1185. 30-Rûm 30
    fıtrata allâhi : Allah'ın fıtratı
  1186. 30-Rûm 37
    fî zâlike : bunda vardır
  1187. 30-Rûm 39
    fî : içinde
  1188. 30-Rûm 41
    fî el berri : karada
  1189. 30-Rûm 42
    fî el ardı : yeryüzünde
  1190. 30-Rûm 45
    el kâfirîne : kâfirler
  1191. 30-Rûm 48
    fî es semâi : semada, gökte
  1192. 30-Rûm 54
    min da'fin : güçsüz, zayıf (bir şeyden)
  1193. 30-Rûm 54
    da'fin : güçsüz, zayıf
  1194. 30-Rûm 56
    fî : içinde, de
  1195. 30-Rûm 58
    fî : içinde
  1196. 31-Lokman 7
    fî : içinde
  1197. 31-Lokman 9
    fî-hâ : orada
  1198. 31-Lokman 10
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde
  1199. 31-Lokman 10
    fî-hâ : orada
  1200. 31-Lokman 10
    fî-hâ : orada
  1201. 31-Lokman 11
    fî : içinde
  1202. 31-Lokman 14
    ve fisâlu-hu : ve onun sütten ayrılması
  1203. 31-Lokman 14
    fî : içinde
  1204. 31-Lokman 15
    fî ed dunyâ : dünyada
  1205. 31-Lokman 16
    fî : içinde
  1206. 31-Lokman 16
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1207. 31-Lokman 16
    fî el ardı : arzda, yerde
  1208. 31-Lokman 17
    el ma'rûfi : ma'rûf
  1209. 31-Lokman 18
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde
  1210. 31-Lokman 19
    fî : de
  1211. 31-Lokman 20
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1212. 31-Lokman 20
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde
  1213. 31-Lokman 20
    fîllâhi (fî allâhi) : Allah hakkında
  1214. 31-Lokman 26
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1215. 31-Lokman 27
    fî el ardı : arzda, yerde, yeryüzünde
  1216. 31-Lokman 27
    nefidet : bitmez, tükenmez
  1217. 31-Lokman 29
    fî en nehâri : gündüzün içine
  1218. 31-Lokman 29
    fî el leyli : gecenin içine
  1219. 31-Lokman 31
    fî el bahri : denizde
  1220. 31-Lokman 31
    fî zâlike : bunda vardır
  1221. 31-Lokman 34
    fî el erhâmi : rahimlerde
  1222. 32-Secde 2
    fî-hi : onda, onun hakkında
  1223. 32-Secde 4
    fî : içinde, de
  1224. 32-Secde 4
    ve lâ şefîin : ve şefaatçi yoktur
  1225. 32-Secde 5
    fî : içinde, de
  1226. 32-Secde 9
    fî-hi : onun içine
  1227. 32-Secde 9
    ve el efidete : ve fuad (idrak etme) hassası
  1228. 32-Secde 10
    fî el ardı : arzda, yerde (toprağın içinde)
  1229. 32-Secde 10
    fî : içinde
  1230. 32-Secde 10
    firûne : inkâr edenler
  1231. 32-Secde 16
    yunfikûne : infâk ederler
  1232. 32-Secde 17
    uhfiye : gizli olanı, saklı olanı, neler saklı
  1233. 32-Secde 20
    fî-hâ : oraya
  1234. 32-Secde 23
    fî : içinde, de
  1235. 32-Secde 25
    fî-mâ : şeylerde
  1236. 32-Secde 25
    fî-hi : hakkında, konusunda
  1237. 32-Secde 26
    fî : içinde
  1238. 32-Secde 26
    fî : içinde
  1239. 33-Ahzâb 1
    el kâfirîne : kâfirler
  1240. 33-Ahzâb 1
    ve el munâfikîne : ve münafıklar
  1241. 33-Ahzâb 4
    fî : içinde, da
  1242. 33-Ahzâb 4
    cevfi-hî : onun (göğüs) boşluğu
  1243. 33-Ahzâb 5
    fî ed dîni : dînde
  1244. 33-Ahzâb 5
    fîmâ : o şey hakkında
  1245. 33-Ahzâb 6
    fî : içinde
  1246. 33-Ahzâb 6
    fî el kitâbi : kitapta
  1247. 33-Ahzâb 8
    li el kâfirîne : kâfirler için, kâfirlere
  1248. 33-Ahzâb 12
    el munâfikûne : münafıklar
  1249. 33-Ahzâb 12
    fî : içinde, vardır
  1250. 33-Ahzâb 13
    firâren : firar, kaçış
  1251. 33-Ahzâb 14
    el fitnete : fitne
  1252. 33-Ahzâb 16
    el firâru : kaçış
  1253. 33-Ahzâb 20
    fî el a'râbi : Araplar'ın arasında
  1254. 33-Ahzâb 20
    fî-kum : sizin içinizde
  1255. 33-Ahzâb 21
    fî resûli allâhi : Allah'ın Resûl'ünde
  1256. 33-Ahzâb 24
    el munâfıkîne : münafıklar
  1257. 33-Ahzâb 26
    fî : içine
  1258. 33-Ahzâb 32
    fî : içinde, var
  1259. 33-Ahzâb 33
    fî : içinde
  1260. 33-Ahzâb 34
    fî : içinde
  1261. 33-Ahzâb 35
    ve el hâfızîne : ve muhafaza eden, koruyan erkekler
  1262. 33-Ahzâb 35
    ve el hâfızâti : ve muhafaza eden, koruyan kadınlar
  1263. 33-Ahzâb 35
    magfireten : mağfiret (günahların sevaba çevrilmesi)
  1264. 33-Ahzâb 37
    ve tuhfî : ve sen saklıyorsun
  1265. 33-Ahzâb 37
    fî : içinde
  1266. 33-Ahzâb 37
    fî : içinde, da, konusunda
  1267. 33-Ahzâb 38
    fî : içinde
  1268. 33-Ahzâb 38
    fî ellezîne : o kimseler içinde, arasında
  1269. 33-Ahzâb 48
    el kâfirîne : kâfirler
  1270. 33-Ahzâb 48
    ve el munâfikîne : ve münafıklar
  1271. 33-Ahzâb 50
    fî : içinde, hakkında, konusunda
  1272. 33-Ahzâb 51
    fî : içinde
  1273. 33-Ahzâb 55
    fî : da, konusunda, hususunda
  1274. 33-Ahzâb 57
    fî ed dunyâ : dünyada
  1275. 33-Ahzâb 60
    el munâfikûne : münafıklar
  1276. 33-Ahzâb 60
    fî kulûbi-him : onların kalplerinde
  1277. 33-Ahzâb 60
    fî el medîneti : şehirde
  1278. 33-Ahzâb 60
    fî-hâ : orada
  1279. 33-Ahzâb 62
    fî : konusunda, hakkında
  1280. 33-Ahzâb 64
    el kâfirîne : kâfirler
  1281. 33-Ahzâb 65
    fî-hâ : orada
  1282. 33-Ahzâb 66
    fî : içinde
  1283. 33-Ahzâb 71
    ve yagfir : ve mağfiret etsin
  1284. 33-Ahzâb 73
    el munâfikîne : münafık erkekler
  1285. 33-Ahzâb 73
    ve el munâfikâti : ve münafık kadınlar
  1286. 34-Sebe 1
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1287. 34-Sebe 1
    fî el ardı : yeryüzünde, yerde
  1288. 34-Sebe 1
    fî el âhireti : ahirette
  1289. 34-Sebe 2
    fî el ardı : yerin içine, yere
  1290. 34-Sebe 2
    fî-hâ : oraya
  1291. 34-Sebe 3
    fî es semâvâti : semalarda
  1292. 34-Sebe 3
    fî el ardı : yeryüzünde
  1293. 34-Sebe 3
    fî kitâbin : kitapta
  1294. 34-Sebe 4
    magfiretun : mağfiret
  1295. 34-Sebe 5
    fî : hakkında, konusunda, da
  1296. 34-Sebe 7
    fî halkın : yaratılışta yaratılacağınızı
  1297. 34-Sebe 8
    fî : içinde, de
  1298. 34-Sebe 9
    fî : içinde, vardır
  1299. 34-Sebe 11
    fî es serdi : örgü şeklinde, iç içe halkalar halinde
  1300. 34-Sebe 14
    fî : içinde
  1301. 34-Sebe 15
    fî : içinde, vardır
  1302. 34-Sebe 18
    fî-hâ : orada
  1303. 34-Sebe 18
    fî-hâ : orada
  1304. 34-Sebe 18
    fî-hâ : orada
  1305. 34-Sebe 19
    fî zâlike : işte bunda vardır
  1306. 34-Sebe 21
    fî şekkin : şüphe içinde, şüphede
  1307. 34-Sebe 21
    hafîzun : koruyucu, gözetici
  1308. 34-Sebe 22
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1309. 34-Sebe 22
    fî el ardı : yeryüzünde
  1310. 34-Sebe 22
    fî-himâ : o ikisinde
  1311. 34-Sebe 24
    fî : içinde
  1312. 34-Sebe 33
    fî : içine, ... e
  1313. 34-Sebe 34
    fî : içine, ... e
  1314. 34-Sebe 34
    firûne : inkâr edenler
  1315. 34-Sebe 37
    ed dı'fi : kat kat
  1316. 34-Sebe 37
    fî el gurufâti : yüksek yerlerde, yüksek makamlarda
  1317. 34-Sebe 38
    fî âyâti-nâ : âyetlerimiz konusunda, hakkında
  1318. 34-Sebe 38
    fî : içinde
  1319. 34-Sebe 54
    fî : içinde
  1320. 35-Fâtır 1
    fî el halkı : yaratışta, yaratmada
  1321. 35-Fâtır 7
    magfiretun : mağfiret (günahlarının sevaba çevrilmesi)
  1322. 35-Fâtır 11
    fî : içinde, de
  1323. 35-Fâtır 12
    fîhi : onun içinde, orada
  1324. 35-Fâtır 13
    fî en nehâri : gündüzün içine
  1325. 35-Fâtır 13
    fî el leyli : gecenin içine
  1326. 35-Fâtır 22
    fî el kubûri : kabirlerde
  1327. 35-Fâtır 24
    fîhâ : orada
  1328. 35-Fâtır 30
    yuveffîye-hum : onlara vefa edilir, ödenir
  1329. 35-Fâtır 33
    fî-hâ : orada
  1330. 35-Fâtır 33
    fî-hâ : orada
  1331. 35-Fâtır 35
    fî-hâ : orada
  1332. 35-Fâtır 35
    fî-hâ : orada
  1333. 35-Fâtır 37
    fî-hâ : orada
  1334. 35-Fâtır 37
    fî-hi : orada
  1335. 35-Fâtır 39
    fî el ardı : yeryüzünde
  1336. 35-Fâtır 39
    el kâfirîne : kâfirler
  1337. 35-Fâtır 39
    el kâfirîne : kâfirler
  1338. 35-Fâtır 40
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1339. 35-Fâtır 43
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde
  1340. 35-Fâtır 44
    fî el ardı : yeryüzünde
  1341. 35-Fâtır 44
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1342. 35-Fâtır 44
    ve lâ fî el ardı : ve arzda, yeryüzünde yoktur
  1343. 36-Yâsin 6
    filûne : gâfil olanlar
  1344. 36-Yâsin 8
    fî a'nâkı-him : onların boyunlarında
  1345. 36-Yâsin 9
    ve min halfi-him : ve onların arkalarından
  1346. 36-Yâsin 11
    bi magfiretin : bir mağfiret ile
  1347. 36-Yâsin 12
    fî : içinde
  1348. 36-Yâsin 24
    fî : içinde
  1349. 36-Yâsin 34
    fî-hâ : orada
  1350. 36-Yâsin 34
    fî-hâ : orada
  1351. 36-Yâsin 40
    fî : içinde, da
  1352. 36-Yâsin 41
    fî el fulki : gemi içinde, gemide
  1353. 36-Yâsin 47
    enfikû : infâk edin, verin
  1354. 36-Yâsin 47
    fî dalâlin : dalâlet içinde
  1355. 36-Yâsin 51
    ve nufiha : ve üfürüldü
  1356. 36-Yâsin 51
    fî es sûri : sur'a
  1357. 36-Yâsin 55
    fî : içinde
  1358. 36-Yâsin 56
    fî zılâlin : gölgeliklerde
  1359. 36-Yâsin 57
    fîhâ : orada
  1360. 36-Yâsin 68
    fî el halkı : yaratılışta
  1361. 36-Yâsin 70
    el kâfirîne : kâfirler
  1362. 36-Yâsin 73
    fî-hâ : onda (vardır)
  1363. 36-Yâsin 73
    menâfiu : menfaatler, faydalar, yararlar
  1364. 37-Sâffât 33
    fî el azâbi : azabın içinde, azapta
  1365. 37-Sâffât 43
    fî : içinde
  1366. 37-Sâffât 47
    fîhâ : onun içinde
  1367. 37-Sâffât 48
    et tarfı : bakışlar
  1368. 37-Sâffât 55
    fî sevâi : ortasında
  1369. 37-Sâffât 63
    fitneten : bir fitne, bir imtihan
  1370. 37-Sâffât 64
    fî asli : dibinde
  1371. 37-Sâffât 72
    fî him : onların arasına, onlara
  1372. 37-Sâffât 78
    fî el âhirîne : sonrakiler arasında
  1373. 37-Sâffât 79
    fî el âlemîne : âlemler içinde
  1374. 37-Sâffât 88
    fî en nucûmi : yıldızlarda, yıldızlara
  1375. 37-Sâffât 97
    fî el cahîmi : alevli yanan ateşin içine
  1376. 37-Sâffât 102
    fî el menâmi : uykuda
  1377. 37-Sâffât 108
    fî el âhirîne : sonrakilerin arasında
  1378. 37-Sâffât 119
    fî el âhirîne : sonrakiler arasında
  1379. 37-Sâffât 129
    fî el âhirîne : sonrakiler arasında
  1380. 37-Sâffât 135
    fî : içinde, arasında
  1381. 37-Sâffât 144
    fî : içinde
  1382. 37-Sâffât 147
    elfin : bin
  1383. 38-Sâd 2
    fî : içinde, de
  1384. 38-Sâd 4
    el kâfirûne : kâfirler
  1385. 38-Sâd 7
    fî : de, içinde
  1386. 38-Sâd 8
    fî şekkin : şüphe içinde
  1387. 38-Sâd 10
    fî : de, içinde
  1388. 38-Sâd 12
    ve fir'avnu : ve firavun
  1389. 38-Sâd 23
    ekfil-nî-hâ : ona beni kefil kıl, onu bana ver
  1390. 38-Sâd 23
    fî : içinde, de
  1391. 38-Sâd 26
    fî : de, içinde
  1392. 38-Sâd 28
    fî : de
  1393. 38-Sâd 31
    es sâfinâtu : safinler, sufûn duran atlar (sufûn duruş; bir ayağını tırnağı üzerine kaldırıp, diğer üç ayağı üzerinde duran koşmaya hazır hayvan)
  1394. 38-Sâd 33
    tafika : başladı
  1395. 38-Sâd 35
    rabbigfir (rabbi ıgfir) : Rabbim mağfiret eyle
  1396. 38-Sâd 38
    fî : de, içinde
  1397. 38-Sâd 51
    fîhâ : orada, içinde
  1398. 38-Sâd 51
    fîhâ : orada, içinde
  1399. 38-Sâd 52
    et tarfi : bakışlar
  1400. 38-Sâd 61
    fî : de, içinde
  1401. 38-Sâd 72
    fî-hi : onun içine
  1402. 38-Sâd 74
    el kâfirîne : kâfirler
  1403. 38-Sâd 86
    el mutekellifîne : mütekelliflerden (mükellefiyet koyanlardan)
  1404. 39-Zümer 3
    fî : içinde, de
  1405. 39-Zümer 3
    fîhi : onda, onun hakkında
  1406. 39-Zümer 6
    fî : de, içinde
  1407. 39-Zümer 6
    fî : de, içinde
  1408. 39-Zümer 10
    fî : de, içinde
  1409. 39-Zümer 19
    fî : de, içinde
  1410. 39-Zümer 21
    fî : de, içinde
  1411. 39-Zümer 21
    fî : de, içinde
  1412. 39-Zümer 22
    fî : de, içinde
  1413. 39-Zümer 26
    fî : içinde, de
  1414. 39-Zümer 27
    fî : içinde, ... e
  1415. 39-Zümer 29
    fîhi : onda
  1416. 39-Zümer 32
    fî : içinde, de
  1417. 39-Zümer 32
    el kâfirîne : kâfirler
  1418. 39-Zümer 35
    li yukeffira : örtsün, örter
  1419. 39-Zümer 36
    bi kâfin : kâfi
  1420. 39-Zümer 42
    fî : de, içinde
  1421. 39-Zümer 42
    fî zâlike : bunda
  1422. 39-Zümer 46
    fîmâ : o şeyde
  1423. 39-Zümer 46
    fîhi : onda, hakkında
  1424. 39-Zümer 47
    fî el ardı : yeryüzünde
  1425. 39-Zümer 49
    fitnetun : fitne, imtihan
  1426. 39-Zümer 52
    fî zâlike : bunda vardır
  1427. 39-Zümer 53
    yagfiru : mağfiret eder, günahları sevaba çevirir
  1428. 39-Zümer 56
    fî : da, konusunda, içinde
  1429. 39-Zümer 59
    el kâfirîne : kâfirler
  1430. 39-Zümer 60
    fî : de, içinde
  1431. 39-Zümer 68
    ve nufiha : ve üfürüldü
  1432. 39-Zümer 68
    fî : de, içinde
  1433. 39-Zümer 68
    fî : de, içinde
  1434. 39-Zümer 68
    fî : de, içinde
  1435. 39-Zümer 68
    nufiha : üfürüldü
  1436. 39-Zümer 68
    fîhi : ona, onun içine
  1437. 39-Zümer 70
    ve vuffiyet : ve vefa edildi, ödendi
  1438. 39-Zümer 71
    el kâfirîne : kâfirler
  1439. 39-Zümer 72
    fî-hâ : orada
  1440. 39-Zümer 75
    hâffîne : kuşatanlar, çevreleyenler
  1441. 4-Nisâ 3
    fî : hakkında, konusunda
  1442. 4-Nisâ 5
    fî-hâ : onun içinden (onlarla)
  1443. 4-Nisâ 6
    felyesta'fif (fe li yesta'fif) : o taktirde iffetli olsun, sakınsın, çekinsin
  1444. 4-Nisâ 6
    bi el ma'rûfi : iyilikle, örfe uygun olarak
  1445. 4-Nisâ 9
    min halfi-him : arkalarından
  1446. 4-Nisâ 10
    fî : içine, ...'e
  1447. 4-Nisâ 11
    fî evlâdi-kum : (sizin evlâdınız) evlâtlarınız hakkında
  1448. 4-Nisâ 12
    fî es sulusi : üçte birinde, üçte birine
  1449. 4-Nisâ 13
    fî-hâ : onun içinde, orada
  1450. 4-Nisâ 14
    fî-hâ : onun içinde, orada
  1451. 4-Nisâ 15
    fî el buyûti : evlerin içinde, evlerde
  1452. 4-Nisâ 19
    bi el ma'rûfi : iyilikle
  1453. 4-Nisâ 19
    fî-hi : onda, onun hakkında
  1454. 4-Nisâ 23
    ellâti fî hucûri-kum : sizin hücrelerinizde, odalarınızda, himayenizde olanlar
  1455. 4-Nisâ 24
    gayra musâfihîne : zina yapmamak
  1456. 4-Nisâ 24
    fî-mâ : o şey hakkında
  1457. 4-Nisâ 25
    bi el ma'rûfi : ma'rufla, iyilikle, örf ve adete uygun olarak
  1458. 4-Nisâ 25
    musâfihâtin : zina etmek
  1459. 4-Nisâ 28
    en yuhaffife : hafifletmek
  1460. 4-Nisâ 31
    nukeffir : örteriz
  1461. 4-Nisâ 34
    fizâtun : muhafaza edendir, koruyucudur
  1462. 4-Nisâ 34
    hafiza : korudu
  1463. 4-Nisâ 34
    fî el medâciı : yataklarında
  1464. 4-Nisâ 35
    yuveffikı : muvaffak eder, başarılı kılar
  1465. 4-Nisâ 37
    li el kâfirîne : kâfirler için
  1466. 4-Nisâ 38
    yunfıkûne : infak ederler, verirler, harcarlar
  1467. 4-Nisâ 46
    fî ed dîni : dîn hakkında, din konusunda, dinde, dini
  1468. 4-Nisâ 48
    yagfiru : bağışlamaz, affetmez, mağfiret etmez
  1469. 4-Nisâ 48
    ve yagfiru : ve bağışlar, affeder, mağfiret eder
  1470. 4-Nisâ 57
    fî-hâ : orada
  1471. 4-Nisâ 57
    fî-hâ : orada
  1472. 4-Nisâ 59
    fî : hakkında, konuda, hususta
  1473. 4-Nisâ 61
    el munâfıkîne : münafıklar, iki yüzlüler
  1474. 4-Nisâ 62
    ve tevfîkan : ve birlik, arayı bulma, birleştirme
  1475. 4-Nisâ 63
    fî kulûbi-him : onların kalplerinde var olan
  1476. 4-Nisâ 63
    fî enfusi-him : onların nefsleri hakında, kendileri hakkında
  1477. 4-Nisâ 65
    fî-mâ : o şey hakkında
  1478. 4-Nisâ 65
    fî enfusi-him : kendi nefslerinde, içlerinde
  1479. 4-Nisâ 69
    rafîkan : arkadaş olarak, arkadaş
  1480. 4-Nisâ 71
    infirû : savaşa çıkın
  1481. 4-Nisâ 71
    infirû : savaşa çıkın
  1482. 4-Nisâ 74
    fî sebîli : yolda
  1483. 4-Nisâ 74
    fî sebîli : yolda
  1484. 4-Nisâ 75
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  1485. 4-Nisâ 75
    ve el mustad'afîne : ve güçsüz, zayıf olanlar
  1486. 4-Nisâ 76
    fî : ....'da
  1487. 4-Nisâ 76
    fî : ...'da
  1488. 4-Nisâ 78
    fî burûcin : kalelerde, burçlarda
  1489. 4-Nisâ 80
    hafîzen : muhafız, gözetici, kontrol edici
  1490. 4-Nisâ 82
    fî-hi : onun içinde
  1491. 4-Nisâ 83
    el havfi : korku
  1492. 4-Nisâ 84
    fî : ...'da
  1493. 4-Nisâ 87
    fî-hi : onda, hakkında
  1494. 4-Nisâ 88
    fî : içinde, hakkında
  1495. 4-Nisâ 88
    el munâfikîne : münafıklar
  1496. 4-Nisâ 88
    fieteyni : iki topluluk, iki fırka, iki grup
  1497. 4-Nisâ 89
    fî : içinde, ...'da
  1498. 4-Nisâ 91
    fitneti : fitne
  1499. 4-Nisâ 91
    fî-hâ : ona
  1500. 4-Nisâ 93
    fî-hâ : orada, içinde
  1501. 4-Nisâ 94
    fî : ...'da
  1502. 4-Nisâ 95
    fî : ...'da
  1503. 4-Nisâ 96
    ve mağfireten : ve mağfiret
  1504. 4-Nisâ 97
    fîme : nerede, ne işte
  1505. 4-Nisâ 97
    mustad'afîne : aciz, çaresiz, zayıf olanlar
  1506. 4-Nisâ 97
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde
  1507. 4-Nisâ 97
    fî-hâ : orada (oraya)
  1508. 4-Nisâ 98
    el mustad'afîne : aciz, çaresiz, zayıf olanlar
  1509. 4-Nisâ 100
    fî : ...'da
  1510. 4-Nisâ 100
    fî el ardı : yeryüzünde
  1511. 4-Nisâ 101
    fî el ardı : yeryüzünde
  1512. 4-Nisâ 101
    el kâfirîne : kâfirler
  1513. 4-Nisâ 102
    fî-him : onların arasında
  1514. 4-Nisâ 102
    li el kâfirîne : kâfirler için
  1515. 4-Nisâ 104
    fî ibtigâi : arama konusunda, aramakta
  1516. 4-Nisâ 106
    ve istagfiri : ve istiğfar et, mağfiret dile
  1517. 4-Nisâ 109
    fî el hayâti : hayatta
  1518. 4-Nisâ 110
    yestagfiri : istiğfar eder, mağfiret diler
  1519. 4-Nisâ 114
    fî kesîrin : çoğunda
  1520. 4-Nisâ 114
    ma'rûfin : irfan, iyilik
  1521. 4-Nisâ 116
    yagfiru : affetmez, bağışlamaz, mağfiret etmez
  1522. 4-Nisâ 116
    ve yagfiru : ve affeder, bağışlar, mağfiret eder
  1523. 4-Nisâ 122
    fî-hâ : orada
  1524. 4-Nisâ 126
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1525. 4-Nisâ 126
    fî el ardı : yeryüzünde
  1526. 4-Nisâ 127
    fî en nisâi : kadınlar hakkında
  1527. 4-Nisâ 127
    fî-hinne : onlar hakkında
  1528. 4-Nisâ 127
    fî el kitâbi : kitapta
  1529. 4-Nisâ 127
    fî yetâme : yetimler hakkında, konusunda
  1530. 4-Nisâ 127
    ve el mustad'afîne : ve zayıf olanlar, aciz olanlar
  1531. 4-Nisâ 131
    fî es semâvâti : semâlarda, göklerde
  1532. 4-Nisâ 131
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde, yerde
  1533. 4-Nisâ 131
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1534. 4-Nisâ 131
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde, yerde
  1535. 4-Nisâ 132
    fî es semâvâti : semâlarda, göklerde
  1536. 4-Nisâ 132
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde
  1537. 4-Nisâ 137
    li yagfira : mağfiret etmesi
  1538. 4-Nisâ 138
    el munâfikîne : münafıklar, iki yüzlüler
  1539. 4-Nisâ 139
    el kâfirîne : kâfirler
  1540. 4-Nisâ 140
    fî el kitâbi : kitapta
  1541. 4-Nisâ 140
    fî : konuda, ...'e
  1542. 4-Nisâ 140
    el munâfikîne : münâfıklar
  1543. 4-Nisâ 140
    ve el kâfirîne : ve kâfirler
  1544. 4-Nisâ 140
    fî : içinde, ...'de
  1545. 4-Nisâ 141
    li el kâfirîne : kâfirler için, kâfirlere
  1546. 4-Nisâ 141
    li el kâfirîne : kâfirlere
  1547. 4-Nisâ 142
    el munâfikîne : münafıklar
  1548. 4-Nisâ 144
    el kâfirîne : kâfirler
  1549. 4-Nisâ 145
    el munâfikîne : münâfıklar
  1550. 4-Nisâ 145
    fî ed derki : tabakasında
  1551. 4-Nisâ 151
    el kâfirûne : kâfir olanlar, kâfirler
  1552. 4-Nisâ 151
    li el kâfirîne : kâfirler için
  1553. 4-Nisâ 154
    fî es sebti : cumartesi gününde
  1554. 4-Nisâ 157
    fî-hi : onda. onun hakkında
  1555. 4-Nisâ 157
    le fî şekkin : mutlaka şüphe içindeler
  1556. 4-Nisâ 161
    li el kâfirîne : kâfirler için, inkâr edenler için
  1557. 4-Nisâ 162
    fî el ilmi : ilimde
  1558. 4-Nisâ 168
    li yagfira : mağfiret edecek
  1559. 4-Nisâ 169
    fî-hâ : orada
  1560. 4-Nisâ 170
    fî es semâvâti : semâlarda, göklerde
  1561. 4-Nisâ 171
    fî : hakkında, ...'da
  1562. 4-Nisâ 171
    fî es semâvâti : semâlarda, göklerde
  1563. 4-Nisâ 171
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde, yerde
  1564. 4-Nisâ 173
    yuveffî-him : onlara ödenir
  1565. 4-Nisâ 175
    fî rahmetin : rahmetin içine
  1566. 4-Nisâ 176
    fî el kelâleti : anne ve babası ve çocuğu olmayan kimse hakkında (dayı, amca, kardeş gibi ikinci derecede akrabaları olan kimse hakkında)
  1567. 40-Mü'min 3
    firi : mağfiret eden
  1568. 40-Mü'min 4
    fî : içinde, hakkında
  1569. 40-Mü'min 4
    fî el bilâdi : şehirler arasında, şehirlerde, beldelerde
  1570. 40-Mü'min 7
    ve yestagfirûne : ve mağfiret dilerler, günahları sevaba çevirmesini dilerler
  1571. 40-Mü'min 7
    fagfir (fe ıgfir) : ve mağfiret et
  1572. 40-Mü'min 14
    el kâfirûne : kâfirler, inkâr edenler
  1573. 40-Mü'min 15
    refîu ed derecâti : dereceleri yükselten
  1574. 40-Mü'min 18
    şefîin : şefaatçi
  1575. 40-Mü'min 19
    mâ tuhfî : gizledikleri şeyler
  1576. 40-Mü'min 21
    fî : de, içinde
  1577. 40-Mü'min 21
    fî : de, içinde
  1578. 40-Mü'min 24
    ilâ fir'avne : firavuna
  1579. 40-Mü'min 25
    el kâfirîne : kâfirler
  1580. 40-Mü'min 25
    fî dalâlin : dalâlette, sapıklık içinde
  1581. 40-Mü'min 26
    fir'avnu : firavun
  1582. 40-Mü'min 26
    fî : de
  1583. 40-Mü'min 28
    âli fir'avne : firavunun ailesi
  1584. 40-Mü'min 29
    fî : de
  1585. 40-Mü'min 29
    fir'avnu : firavun
  1586. 40-Mü'min 34
    fî : içinde
  1587. 40-Mü'min 35
    fî âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri hakkında
  1588. 40-Mü'min 36
    fir'avnu : firavun
  1589. 40-Mü'min 37
    li fir'avne : firavuna
  1590. 40-Mü'min 37
    fir'avne : firavun
  1591. 40-Mü'min 37
    fî tebâbin : kayıp içinde, hüsranda
  1592. 40-Mü'min 40
    fîhâ : orada
  1593. 40-Mü'min 43
    fî ed dunyâ : dünyada
  1594. 40-Mü'min 43
    fî el âhireti : ahirette
  1595. 40-Mü'min 43
    el musrifîne : müsrifler, haddi aşanlar
  1596. 40-Mü'min 45
    bi âli fir'avne : firavunun ailesini
  1597. 40-Mü'min 46
    âle firavne : firavunun ailesi
  1598. 40-Mü'min 47
    fî en nâri : ateşte
  1599. 40-Mü'min 48
    fî-hâ : orada
  1600. 40-Mü'min 49
    fî : de, içinde
  1601. 40-Mü'min 49
    yuhaffif : hafifletsin
  1602. 40-Mü'min 50
    duâu el kâfirîne : kâfirlerin duası
  1603. 40-Mü'min 50
    fî : içinde
  1604. 40-Mü'min 51
    fî : de, içinde
  1605. 40-Mü'min 55
    vestagfir (ve istagfir) : ve mağfiret dile
  1606. 40-Mü'min 56
    fî : hakkında, de
  1607. 40-Mü'min 56
    fî : içinde, de
  1608. 40-Mü'min 59
    fîhâ : onda
  1609. 40-Mü'min 61
    fîhi : onda, içinde, de
  1610. 40-Mü'min 69
    fî : hakkında
  1611. 40-Mü'min 71
    fî a'nâkı-him : onların boyunlarında
  1612. 40-Mü'min 72
    fî : içinde, de
  1613. 40-Mü'min 72
    fî : içinde, de
  1614. 40-Mü'min 74
    el kâfirîne : kâfirler
  1615. 40-Mü'min 75
    fî el ardı : yeryüzünde
  1616. 40-Mü'min 76
    fîhâ : orada
  1617. 40-Mü'min 80
    fî-hâ : onda vardır
  1618. 40-Mü'min 80
    menâfiu : faydalar, yararlar
  1619. 40-Mü'min 80
    fî : içinde, de
  1620. 40-Mü'min 82
    fî : de
  1621. 40-Mü'min 82
    fî el ardı : yeryüzünde
  1622. 40-Mü'min 85
    fî : hakkında
  1623. 40-Mü'min 85
    el kâfirûne : kâfirler
  1624. 41-Fussilet 5
    fî : de var
  1625. 41-Fussilet 5
    fî : da var
  1626. 41-Fussilet 6
    istagfirû-hu : ona istiğfar edin, ondan mağfiret dileyin
  1627. 41-Fussilet 7
    firûne : kâfirler, inkâr edenler
  1628. 41-Fussilet 9
    fî : de, içinde
  1629. 41-Fussilet 10
    fî-hâ : orada
  1630. 41-Fussilet 10
    fî-hâ : orada
  1631. 41-Fussilet 10
    fî-hâ : orada
  1632. 41-Fussilet 10
    fî : de, içinde
  1633. 41-Fussilet 12
    fî yevmeyni : iki günde
  1634. 41-Fussilet 12
    fî : de
  1635. 41-Fussilet 14
    halfi-him : onların arkalarında
  1636. 41-Fussilet 14
    firûne : kâfirler, inkâr edenler
  1637. 41-Fussilet 15
    fî el ardı : yeryüzünde
  1638. 41-Fussilet 16
    fî eyyâmin : günlerde
  1639. 41-Fussilet 16
    fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
  1640. 41-Fussilet 25
    fî umemin : ümmetlerde
  1641. 41-Fussilet 26
    fî-hi : onun hakkında, o sırada, onun içinde
  1642. 41-Fussilet 28
    fîhâ : orada vardır
  1643. 41-Fussilet 31
    fî : de, içinde
  1644. 41-Fussilet 31
    ve fî : ve ... de, içinde
  1645. 41-Fussilet 31
    fî-hâ : orada
  1646. 41-Fussilet 31
    fî-hâ : orada
  1647. 41-Fussilet 40
    fî : de, hakkında
  1648. 41-Fussilet 40
    fî : de, içinde, içine
  1649. 41-Fussilet 42
    min halfi-hî : onun arkasından
  1650. 41-Fussilet 43
    magfiretin : mağfiret (günahların sevaba çevrilmesi)
  1651. 41-Fussilet 44
    fî : de, içinde, içinde vardır
  1652. 41-Fussilet 45
    fî-hi : onda, onun hakkında
  1653. 41-Fussilet 45
    fî : içinde
  1654. 41-Fussilet 52
    fî : de, içinde
  1655. 41-Fussilet 53
    fî : de, içinde
  1656. 41-Fussilet 53
    ve fî : ve de, içinde
  1657. 41-Fussilet 53
    e ve lem yekfi : ve kâfi değil mi
  1658. 41-Fussilet 54
    fî : de, içinde
  1659. 42-Şûrâ 4
    fî : de, içinde
  1660. 42-Şûrâ 4
    fî : de, içinde
  1661. 42-Şûrâ 5
    ve yestagfirûne : ve istiğfar ediyorlar, mağfiret diliyorlar
  1662. 42-Şûrâ 5
    fî : de, içinde
  1663. 42-Şûrâ 6
    hafîzun : muhafaza eden, gözeten
  1664. 42-Şûrâ 7
    fî-hi : onun hakkında
  1665. 42-Şûrâ 7
    fî el cenneti : cennette
  1666. 42-Şûrâ 7
    fî es saîri : alevli ateş içinde, cehennemde
  1667. 42-Şûrâ 8
    fî : de, içinde
  1668. 42-Şûrâ 10
    fî-hi : onda, onun hakkında
  1669. 42-Şûrâ 11
    fî-hi : orada
  1670. 42-Şûrâ 13
    fî-hi : onda, onun hakkında
  1671. 42-Şûrâ 14
    fî : içinde
  1672. 42-Şûrâ 16
    fî allâhi : Allah hakkında
  1673. 42-Şûrâ 18
    muşfikûne : korkanlar
  1674. 42-Şûrâ 18
    fî : hakkında
  1675. 42-Şûrâ 18
    fî : de, içinde
  1676. 42-Şûrâ 20
    fî : de, içinde
  1677. 42-Şûrâ 20
    fî el âhireti : ahirette
  1678. 42-Şûrâ 22
    muşfikîne : korkanlar
  1679. 42-Şûrâ 22
    fî : de, içinde
  1680. 42-Şûrâ 23
    fî el kurbâ : yakınlıkta
  1681. 42-Şûrâ 23
    fî-hâ : onda
  1682. 42-Şûrâ 26
    ve el kâfirûne : ve kâfirler, inkâr edenler
  1683. 42-Şûrâ 27
    fî el ardı : yeryüzünde
  1684. 42-Şûrâ 29
    fî-himâ : orada, o ikisinde
  1685. 42-Şûrâ 31
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde
  1686. 42-Şûrâ 32
    fî : de, içinde
  1687. 42-Şûrâ 33
    fî : de, içinde, vardır
  1688. 42-Şûrâ 35
    fî : de, hakkında
  1689. 42-Şûrâ 37
    yagfirûne : affederler, bağışlarlar
  1690. 42-Şûrâ 38
    yunfikûne : infâk ederler
  1691. 42-Şûrâ 42
    fî : de, içinde
  1692. 42-Şûrâ 45
    min tarfin : bir bakışla
  1693. 42-Şûrâ 45
    hafîyyin : gizli olarak
  1694. 42-Şûrâ 45
    fî : içinde
  1695. 42-Şûrâ 48
    hafîzan : muhafız olarak
  1696. 42-Şûrâ 53
    fî : de, içinde, var
  1697. 42-Şûrâ 53
    fî : de, içinde, var
  1698. 43-Zuhruf 4
    fî : içinde, de
  1699. 43-Zuhruf 5
    musrifîne : müsrif, haddi aşan
  1700. 43-Zuhruf 6
    fî el evvelîne : evvelkilerin arasında, içinde
  1701. 43-Zuhruf 10
    fîhâ : orada
  1702. 43-Zuhruf 18
    fî el hilyeti : ziynet içinde, süs eşyaları arasında
  1703. 43-Zuhruf 18
    fî el hisâmi : mücâdele içinde, mücâdelede
  1704. 43-Zuhruf 23
    fî karyetin : bir beldenin içine, beldeye, ülkeye
  1705. 43-Zuhruf 24
    firûne : inkâr edenler
  1706. 43-Zuhruf 28
    fî : içinde
  1707. 43-Zuhruf 30
    firûne : inkâr edenler
  1708. 43-Zuhruf 32
    fî : içinde
  1709. 43-Zuhruf 33
    min fiddatin : gümüşten
  1710. 43-Zuhruf 39
    fî el azâbi : azapta
  1711. 43-Zuhruf 40
    fî dalâlin : dalâlette
  1712. 43-Zuhruf 46
    ilâ fir'avne : firavuna
  1713. 43-Zuhruf 51
    fir'avnu : firavun
  1714. 43-Zuhruf 51
    fî kavmi-hi : kavmi içinde
  1715. 43-Zuhruf 60
    fî el ardı : yeryüzünde
  1716. 43-Zuhruf 63
    fî-hi : hakkında
  1717. 43-Zuhruf 71
    bi sihâfin : tepsiler ile
  1718. 43-Zuhruf 71
    ve fîhâ : ve orada
  1719. 43-Zuhruf 71
    fîhâ : orada
  1720. 43-Zuhruf 73
    fî-hâ : orada var
  1721. 43-Zuhruf 74
    fî azâbi : azap içinde
  1722. 43-Zuhruf 75
    fî-hi : orada
  1723. 43-Zuhruf 84
    fî es semâi : semada, gökte
  1724. 43-Zuhruf 84
    ve fî el ardı : ve arzda, yerde
  1725. 44-Duhân 3
    fî leyletin : gecede
  1726. 44-Duhân 4
    fihâ : onda
  1727. 44-Duhân 9
    fî şekkin : şüphe içinde
  1728. 44-Duhân 17
    fir'avne : firavun
  1729. 44-Duhân 27
    fîhâ : orada
  1730. 44-Duhân 31
    min fir'avne : firavundan
  1731. 44-Duhân 31
    min el musrifîne : müsriflerden, haddi aşanlardan
  1732. 44-Duhân 33
    fîhi : içinde
  1733. 44-Duhân 45
    fî : içinde
  1734. 44-Duhân 51
    fî : içinde, da
  1735. 44-Duhân 52
    fî : içinde, de
  1736. 44-Duhân 55
    fîhâ : orada
  1737. 44-Duhân 56
    fî-hâ : orada
  1738. 45-Câsiye 3
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1739. 45-Câsiye 4
    ve fî halkı-kum : ve sizin yaratılışınızda
  1740. 45-Câsiye 5
    vahtilâfi (ve ihtilâfı) : ve ihtilâflı, karşılıklı olması, birbirini takip etmesi
  1741. 45-Câsiye 5
    ve tasrîfi : ve çevirir
  1742. 45-Câsiye 12
    fî-hi : onun içinde
  1743. 45-Câsiye 13
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1744. 45-Câsiye 13
    fî el ardi : arzda, yerde
  1745. 45-Câsiye 13
    fî zâlike : bunda vardır
  1746. 45-Câsiye 14
    yagfirû : bağışlasınlar
  1747. 45-Câsiye 17
    fî : içinde, de, hakkında
  1748. 45-Câsiye 17
    fî-hi : onun için, onda
  1749. 45-Câsiye 26
    fî-hi : onun hakkında
  1750. 45-Câsiye 30
    fî rahmeti-hi : rahmetinin içine
  1751. 45-Câsiye 32
    fî-ha : onun hakkında
  1752. 45-Câsiye 37
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1753. 46-Ahkaf 4
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1754. 46-Ahkaf 5
    filûne : gâfildirler
  1755. 46-Ahkaf 6
    firîne : kâfirler, inkâr edenler
  1756. 46-Ahkaf 8
    tufîdûne : taşkınlık yapıyorsunuz, lâfa dalıyorsunuz
  1757. 46-Ahkaf 8
    fî-hi : onun hakkında
  1758. 46-Ahkaf 14
    fî-hâ : orada
  1759. 46-Ahkaf 15
    ve fisâlu-hu : ve onun sütten kesilmesi
  1760. 46-Ahkaf 15
    fî zurriyyetî : soyumu
  1761. 46-Ahkaf 16
    fî ashâbi el cenneti : cennet ehli (halkı) arasında
  1762. 46-Ahkaf 17
    uffın : uf, öf, aman, bıktım
  1763. 46-Ahkaf 18
    fî umemin : ümmetler içinde
  1764. 46-Ahkaf 19
    ve li yuveffiye-hum : ve onlara ödensin, eda edilsin
  1765. 46-Ahkaf 20
    fî hayâti-kum : hayatınızda
  1766. 46-Ahkaf 20
    fî el ardı : yeryüzünde
  1767. 46-Ahkaf 21
    bi el ahkâfi : Ahkâf'taki (Ad kavminin oturduğu kumlu bölgenin adı)
  1768. 46-Ahkaf 21
    ve min halfi-hi : ve onun ardından
  1769. 46-Ahkaf 22
    li te'fike-nâ : bizi çevirmek, vazgeçirmek için
  1770. 46-Ahkaf 24
    fî-hâ : onun içinde
  1771. 46-Ahkaf 26
    fî mâ : şeyin içinde
  1772. 46-Ahkaf 26
    fî hi : onun içinde
  1773. 46-Ahkaf 31
    yagfir lekum : size mağfiret etsin
  1774. 46-Ahkaf 32
    fî el ardı : yeryüzünde
  1775. 46-Ahkaf 32
    fî dalâlin : dalâlet içindedir
  1776. 47-Muhammed 4
    fidâen : fidye alarak (bedel karşılığı)
  1777. 47-Muhammed 4
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  1778. 47-Muhammed 10
    fîl ardı : yeryüzünde
  1779. 47-Muhammed 10
    ve lil kâfirîne : ve kâfirler içindir
  1780. 47-Muhammed 11
    el kâfirîne : kâfirler
  1781. 47-Muhammed 15
    fî hâ : onun içinde, orada
  1782. 47-Muhammed 15
    fî-hâ : onun içinde, orada vardır, bulunur
  1783. 47-Muhammed 15
    ve magfiretun : ve mağfiret vardır
  1784. 47-Muhammed 15
    fî en nâri : ateşin içinde, ateşte
  1785. 47-Muhammed 19
    vestagfir (ve istagfir) : ve mağfiret dile
  1786. 47-Muhammed 20
    fî hâ : onun içinde, onda
  1787. 47-Muhammed 20
    fî kulûbi-him : kalplerinin içinde, kalplerinde vardır
  1788. 47-Muhammed 22
    fî el ardı : yeryüzünde
  1789. 47-Muhammed 26
    fî : içinde, de
  1790. 47-Muhammed 29
    fî kulûbi-him : onların kalplerinin içinde, kalplerinde
  1791. 47-Muhammed 30
    fî lahni el kavli : sözlerdeki gizli mânâ, ima
  1792. 47-Muhammed 34
    len yagfire allâhu : Allah asla mağfiret etmez
  1793. 47-Muhammed 37
    fe yuhfi-kum : böylece size ısrar eder
  1794. 47-Muhammed 38
    li tunfikû : infâk etmeniz için, infâk etmeye
  1795. 47-Muhammed 38
    fî sebîlillâhi : Allah'ın yolunda
  1796. 48-Fetih 2
    li yagfire : mağfiret etsin diye
  1797. 48-Fetih 4
    fî : içine, ... e
  1798. 48-Fetih 5
    fîhâ : orada
  1799. 48-Fetih 5
    yukeffire : örter
  1800. 48-Fetih 6
    el munâfikîne : münafık erkekler
  1801. 48-Fetih 6
    el munâfikâti : münafık kadınlar
  1802. 48-Fetih 11
    fe istagfir lenâ : artık bizim için istiğfar et, mağfiret dile
  1803. 48-Fetih 11
    fî : içinde, de
  1804. 48-Fetih 12
    fî : içinde, de
  1805. 48-Fetih 13
    li el kâfirîne : kâfirler, inkârcılar için
  1806. 48-Fetih 14
    yagfiru : mağfiret eder
  1807. 48-Fetih 16
    muhallefîne : arkada kalmış olanlar (savaşa gitmeyenler)
  1808. 48-Fetih 18
    fî : içinde, de
  1809. 48-Fetih 25
    fî rahmeti-hî : rahmetinin içine, rahmetine
  1810. 48-Fetih 26
    ceale \n(ceale fî) : kıldı, yaptı \n: (yerleştirdi)
  1811. 48-Fetih 26
    fî kulûbi-him : onların kalplerinde, kalplerinin içinde
  1812. 48-Fetih 29
    fî vucûhi-him : onların yüzlerinde (yüzlerinde var olan, yüzlerindeki)
  1813. 48-Fetih 29
    fî et tevrâti : Tevrat'ta
  1814. 48-Fetih 29
    fi el incîli : İncil'de
  1815. 48-Fetih 29
    magfireten : mağfiret
  1816. 49-Hucurât 3
    magfiretun : mağfiret
  1817. 49-Hucurât 7
    fî-kum : sizin içinizde
  1818. 49-Hucurât 7
    fî kesîrin : çoğunda
  1819. 49-Hucurât 7
    fî kulûbi-kum : kalplerinizde
  1820. 49-Hucurât 9
    tefîe : döner
  1821. 49-Hucurât 14
    fî kulûbi-kum : kalplerinize
  1822. 49-Hucurât 15
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  1823. 49-Hucurât 16
    mâ fî es semâvâti : göklerdeki şeyleri, göklerde olanları
  1824. 49-Hucurât 16
    ve mâ fî el ardı : ve yerlerdeki şeyleri, yerlerde olanları
  1825. 5-Mâide 3
    fiskun : fısk'dır.
  1826. 5-Mâide 3
    fî mahmasatin : açlık hususunda
  1827. 5-Mâide 3
    gayra mutecânifin : meyledici olmadan, meyletmeden
  1828. 5-Mâide 5
    gayra musâfihîne : zinâ yapmaksızın
  1829. 5-Mâide 5
    fî el âhıreti : ahirette
  1830. 5-Mâide 6
    ilâ el merâfikı : dirseklere kadar
  1831. 5-Mâide 9
    lehum magfiratun : onlar için bir mağfiret vardır. (günahları sevaba çevrilir)
  1832. 5-Mâide 12
    le ukeffirenne : ben mutlaka örterim
  1833. 5-Mâide 17
    ve men fî el ardı : ve yeryüzünde bulunan kimseleri
  1834. 5-Mâide 18
    yagfiru : mağfiret eder, günahları sevaba çevirir
  1835. 5-Mâide 20
    iz ceale fî kum : o zaman içinizde kıldı
  1836. 5-Mâide 22
    inne fî-hâ kavmen : şüphesiz orada (onun içersinde) bir topluluk, bir kavim var
  1837. 5-Mâide 24
    mâ dâmû fî-hâ : orada oldukça, olduğu sürece
  1838. 5-Mâide 26
    yetîhûne fî el ardı : yeryüzünde şaşkın dolaşacaklar
  1839. 5-Mâide 31
    yebhasu fî el ardı : yeri eşeleyen
  1840. 5-Mâide 32
    ev fesâdin fi el ardı : veya yeryüzünde fesad
  1841. 5-Mâide 32
    fî el ardı : yeryüzünde
  1842. 5-Mâide 33
    ve yes'avne fî el ardı : ve yeryuzunde çalışırlar
  1843. 5-Mâide 33
    min hılâfin : çaprazdan
  1844. 5-Mâide 33
    hızyun fî ed dunyâ : dünyada bir rezillik
  1845. 5-Mâide 33
    ve lehum fî el âhırati : ve onlar için âhirette vardır
  1846. 5-Mâide 35
    ve câhidû fî sebîli hi : ve O'nun yolunda cihad edin
  1847. 5-Mâide 36
    mâ fî el ardı cemîan : yeryüzünde bulunanların hepsi
  1848. 5-Mâide 40
    ve yagfiru : ve mağfiret eder (günahları sevaba çevirir)
  1849. 5-Mâide 41
    fî el kufri : inkarda, küfürde
  1850. 5-Mâide 41
    fitnete-hu : onun fitneye düşmesi
  1851. 5-Mâide 41
    lehum fî ed dunyâ : onlar için dünyada vardır
  1852. 5-Mâide 41
    ve lehum fî el âhıreti : ve onlara ahirette vardır
  1853. 5-Mâide 43
    fî hâ hukmu Allâhi : içinde Allâh'ın (c.c.) hükümleri var
  1854. 5-Mâide 44
    fî- hâ huden ve nûrun : içinde hidayet ve nur vardır
  1855. 5-Mâide 44
    bi mâ istuhfizû : muhafaza etmeleri istenen şey ile
  1856. 5-Mâide 44
    el kâfirûne : kâfirler
  1857. 5-Mâide 45
    fî hâ : onun içinde
  1858. 5-Mâide 45
    ve el enfe bi el enfi : ve buruna burun ile
  1859. 5-Mâide 46
    fî hi huden ve nûrun : onun içinde bir hidayet ve bir nur vardır
  1860. 5-Mâide 47
    fî hi : onun içinde, onda
  1861. 5-Mâide 48
    fî mâ âtâ-kum : size verdiği şeyler hakkında (ile)
  1862. 5-Mâide 48
    fî-hi : onun içinde, o konuda, hakkında
  1863. 5-Mâide 52
    fî kulûbi-him : kalplerinde vardır
  1864. 5-Mâide 52
    fî-him : onların aralarında
  1865. 5-Mâide 52
    fî enfusi-him : kendi içlerinde
  1866. 5-Mâide 54
    alâ el kâfirîne : kâfirlere
  1867. 5-Mâide 54
    fî sebîli allâhi : Allâh'ın (cc.) yolunda
  1868. 5-Mâide 62
    yusâriûne fî el ismi : günahda yarışırlar
  1869. 5-Mâide 64
    yunfıku : infak eder, verir
  1870. 5-Mâide 64
    fî el ardı : yeryüzünde
  1871. 5-Mâide 67
    el kavme el kâfirîne : kâfirler topluluğu, kâfirler kavmi
  1872. 5-Mâide 68
    el kâfirîne : kâfirler
  1873. 5-Mâide 71
    ellâ tekûne fitnetun : bir fitne olmayacağını
  1874. 5-Mâide 74
    ve yestagfirûne-hu : ve O'na istiğfar ediyorlar, O'ndan mağfiret diliyorlar
  1875. 5-Mâide 77
    fî dîni-kum : dininizde
  1876. 5-Mâide 80
    ve fî el azâbi : ve azap içinde
  1877. 5-Mâide 83
    tefîdu : boşalır, akar
  1878. 5-Mâide 85
    hâlidîne fî-hâ : orada devamlı kalacak olanlar
  1879. 5-Mâide 89
    fî eymâni-kum : yeminlerinizdeki
  1880. 5-Mâide 91
    fî : ...de, hakkında, konusunda (ile)
  1881. 5-Mâide 93
    fî-mâ : şeyler hakkında
  1882. 5-Mâide 97
    mâ fî es semâvâti : göklerdeki şeyler, göklerde olan (gökyüzünde ne varsa)
  1883. 5-Mâide 97
    ve mâ fî el ardı : ve yerdeki şeyler, yerlerde olan (yeryüzünde ne varsa)
  1884. 5-Mâide 102
    firîne : kâfirler
  1885. 5-Mâide 106
    fî el ardı : yeryüzünde
  1886. 5-Mâide 110
    fî el mehdi : beşikte
  1887. 5-Mâide 110
    fe tenfuhu fî-ha : sonra onun içine üflüyordun
  1888. 5-Mâide 116
    mâ fî nefsî : nefsimdeki, nefsimde olanı
  1889. 5-Mâide 116
    mâ fî nefsi-ke : senin nefsindeki, zatındaki şeyi
  1890. 5-Mâide 117
    mâ dumtu fî-him : onların arasında, bulunduğum sürece
  1891. 5-Mâide 118
    ve in tagfir lehum : ve eğer onları bağışlarsan (mağfiret edesen)
  1892. 5-Mâide 119
    hâlidîne fî-hâ : onun içinde, orada kalacak olanlar
  1893. 5-Mâide 120
    ve mâ fî-hinne : ve onların içinde olanlar, onlarda bulunanlar
  1894. 50-Kaf 2
    el kâfirûne : kâfirler
  1895. 50-Kaf 4
    hafîzun : muhafaza eden, saklayıp koruyan
  1896. 50-Kaf 5
    fî emrin : iş içinde
  1897. 50-Kaf 7
    fî-hâ : onda, orada
  1898. 50-Kaf 7
    fî-hâ : onda, orada (oraya)
  1899. 50-Kaf 13
    ve fir'avnu : ve firavun
  1900. 50-Kaf 15
    fî lebsin : kuşku içinde
  1901. 50-Kaf 18
    mâ yelfızu : söylenmez
  1902. 50-Kaf 20
    ve nufiha : ve üflendi
  1903. 50-Kaf 20
    fî es sûri : sur'a
  1904. 50-Kaf 22
    fî gafletin : gaflet içinde
  1905. 50-Kaf 24
    fî cehenneme : cehennemin içine, cehenneme
  1906. 50-Kaf 26
    fî el azâbi : azabın içine
  1907. 50-Kaf 27
    fî dalâlin : dalâlet içinde
  1908. 50-Kaf 32
    hafîzin : hafîz olanlar (üzerine devrin imamının ruhu ulaşmış olanlar)
  1909. 50-Kaf 35
    fî-hâ : orada
  1910. 50-Kaf 36
    fî el bilâdi : beldelerde, şehirlerde
  1911. 50-Kaf 37
    fî zâlike : bunda vardır
  1912. 50-Kaf 38
    fî : içinde, de
  1913. 51-Zâriyât 8
    le fî : gerçekten içindesiniz
  1914. 51-Zâriyât 8
    muhtelifin : ihtilâflı
  1915. 51-Zâriyât 9
    ufike : döndürüldü
  1916. 51-Zâriyât 11
    fî gamretin : cehalet içinde
  1917. 51-Zâriyât 14
    fitnete-kum : fitnenizi
  1918. 51-Zâriyât 15
    fî cennâtin : cennetlerde
  1919. 51-Zâriyât 18
    yestağfirûne : istiğfar ederler, mağfiret dilerler
  1920. 51-Zâriyât 19
    ve fî emvâli-him : ve onların mallarında vardır
  1921. 51-Zâriyât 20
    ve fî el ardı : ve arzda, yeryüzünde
  1922. 51-Zâriyât 21
    ve fî : ve içinde, de
  1923. 51-Zâriyât 22
    fî es semâi : semada, gökyüzünde vardır
  1924. 51-Zâriyât 24
    dayfi : misafirler
  1925. 51-Zâriyât 29
    fî sarretin : çığlık atarak
  1926. 51-Zâriyât 34
    li el musrifîne : müsrifler için, haddi aşanlar
  1927. 51-Zâriyât 35
    fî-hâ : orada
  1928. 51-Zâriyât 36
    fî-hâ : orada
  1929. 51-Zâriyât 37
    fî-hâ : orada
  1930. 51-Zâriyât 38
    ve fî mûsâ : ve Musa'da
  1931. 51-Zâriyât 38
    ilâ fir'avne : firavuna
  1932. 51-Zâriyât 40
    fî el yemmi : denize, denizin içine
  1933. 51-Zâriyât 41
    ve fî âdin : ve Ad kavminde
  1934. 51-Zâriyât 43
    ve fî semûde : ve Semud kavminde (vardır)
  1935. 51-Zâriyât 50
    fe firrû : öyleyse kaç, sığın
  1936. 52-Tûr 3
    fî : içinde, de
  1937. 52-Tûr 5
    es sakfi : tavan, yeryüzünün tavanı
  1938. 52-Tûr 8
    min dâfiin : defedecek kimse, uzaklaştırıp engel olacak
  1939. 52-Tûr 12
    fî : içinde (içine dalmış olarak)
  1940. 52-Tûr 17
    fî : içinde
  1941. 52-Tûr 23
    fî-hâ : orada
  1942. 52-Tûr 23
    fî-hâ : orada
  1943. 52-Tûr 26
    fî ehli-nâ : ailemiz içinde, ailemizle beraberken
  1944. 52-Tûr 26
    muşfikîne : korkanlar, endişe edenler
  1945. 52-Tûr 38
    fî-hi : orada
  1946. 52-Tûr 45
    fî-hi : onda
  1947. 53-Necm 26
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1948. 53-Necm 31
    fîs semâvâti : göklerde
  1949. 53-Necm 31
    fî el ardı : yerde
  1950. 53-Necm 32
    magfireti : mağfireti
  1951. 53-Necm 32
    fî butûni : karınlarında
  1952. 53-Necm 36
    suhufi : sayfalarında
  1953. 53-Necm 53
    ve el mu'tefikete : ve altı üstüne getirilen, altüst edilen belde
  1954. 54-Kamer 4
    fî-hi : onda
  1955. 54-Kamer 8
    el kâfirûne : kâfirler
  1956. 54-Kamer 14
    kufire : inkâr edildi
  1957. 54-Kamer 19
    fî : içinde
  1958. 54-Kamer 24
    le fî dalâlin : gerçekten dalâlet içinde
  1959. 54-Kamer 27
    fitneten : fitne (imtihan) olarak (olsun diye)
  1960. 54-Kamer 37
    dayfi-hî : onun misafirleri
  1961. 54-Kamer 41
    fir'avne : firavun
  1962. 54-Kamer 43
    fî ez zuburi : semavî kitaplarda
  1963. 54-Kamer 47
    fî dalâlin : dalâlet içinde
  1964. 54-Kamer 48
    fî en nâri : ateşin içine, ateşe
  1965. 54-Kamer 52
    fî ez zuburi : (semavî) kitaplarda
  1966. 54-Kamer 54
    fî cennâtin : cennetlerde
  1967. 54-Kamer 55
    fî mak'adi : makamında
  1968. 55-Rahmân 8
    fî : içinde, konusunda, da
  1969. 55-Rahmân 11
    fî-hâ : orada vardır
  1970. 55-Rahmân 12
    el asfi : yaprak
  1971. 55-Rahmân 24
    fî el bahri : denizde
  1972. 55-Rahmân 29
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1973. 55-Rahmân 29
    fî şe'nin : bir şe'n, ayrı bir tecelli, yeni bir oluş üzerindedir
  1974. 55-Rahmân 50
    fî himâ : ikisinde vardır
  1975. 55-Rahmân 52
    fî himâ : ikisinde vardır
  1976. 55-Rahmân 56
    fî hinne : orada
  1977. 55-Rahmân 56
    et tarfi : bakışlar
  1978. 55-Rahmân 66
    fî-himâ : ikisinde var
  1979. 55-Rahmân 68
    fî himâ : ikisinde vardır
  1980. 55-Rahmân 70
    fî hinne : onlarda vardır
  1981. 55-Rahmân 72
    fî : içinde, de
  1982. 55-Rahmân 76
    refrefin : yastıklar veya yüksek yataklar
  1983. 56-Vâkıa 3
    hâfîdatun : alçaltan, alçaltıcı
  1984. 56-Vâkıa 3
    fi'atun : yükselten, yükseltici
  1985. 56-Vâkıa 12
    fî : içinde
  1986. 56-Vâkıa 25
    fî-hâ : orada
  1987. 56-Vâkıa 28
    fî : içinde, arasında
  1988. 56-Vâkıa 42
    fî : içinde
  1989. 56-Vâkıa 45
    mutrefîne : mutrafı olanlar, varlık içinde zevklerine dalmış olanlar
  1990. 56-Vâkıa 61
    fî : içinde, de
  1991. 56-Vâkıa 78
    fî : içinde
  1992. 57-Hadid 1
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  1993. 57-Hadid 4
    fî : de, da
  1994. 57-Hadid 4
    fî el ardı : yerin içine
  1995. 57-Hadid 4
    fî-hâ : orada, onun içine
  1996. 57-Hadid 6
    fî en nehâri : gündüzün içine
  1997. 57-Hadid 6
    fî el leyl : gecenin içine
  1998. 57-Hadid 7
    ve enfikû : ve infâk edin
  1999. 57-Hadid 7
    mustahlefîne : halefler, vekil kılınanlar
  2000. 57-Hadid 7
    fî-hi : onda, onun hakkında, o konuda
  2001. 57-Hadid 10
    ellâ tunfikû : infâk etmiyorsunuz
  2002. 57-Hadid 10
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  2003. 57-Hadid 12
    fî-hâ : içinde, orada
  2004. 57-Hadid 13
    el munâfikûne : münafık erkekler
  2005. 57-Hadid 13
    ve el munâfikâtu : ve münafık kadınlar
  2006. 57-Hadid 13
    fî-hi : orada vardır
  2007. 57-Hadid 15
    fidyetun : bir fidye, bedel, ödeme
  2008. 57-Hadid 20
    fî el emvâli : malda, mal konusunda
  2009. 57-Hadid 20
    ve fî el âhireti : ve ahirette
  2010. 57-Hadid 20
    ve magfiretun : ve mağfiret, bağışlanma, günahların sevaba çevrilmesi
  2011. 57-Hadid 21
    ilâ magfiretin : bağışlanmaya, mağfirete
  2012. 57-Hadid 22
    fî el ardı : yeryüzünde
  2013. 57-Hadid 22
    fî enfusi-kum : sizin nefslerinizde, kendinizde
  2014. 57-Hadid 22
    fî kitâbin : kitapta
  2015. 57-Hadid 25
    fî-hi : onda, onun içinde
  2016. 57-Hadid 25
    ve menâfiu : ve pekçok menfaatler, faydalar
  2017. 57-Hadid 26
    fî : de, içinde
  2018. 57-Hadid 27
    fî kulûbi : kalplerde
  2019. 57-Hadid 28
    ve yagfir : ve mağfiret etsin
  2020. 58-Mücâdele 1
    fî : konusunda, hakkında
  2021. 58-Mücâdele 4
    ve li el kâfirîne : ve kâfirler için vardır
  2022. 58-Mücâdele 5
    ve li el kâfirîne : ve kâfirler için vardır
  2023. 58-Mücâdele 7
    fî es semâvâti : göklerde var olan
  2024. 58-Mücâdele 7
    ve mâ fî el ardi : ve arzda, yerde var olan
  2025. 58-Mücâdele 8
    fî enfusi-him : kendi aralarında
  2026. 58-Mücâdele 11
    fî el mecâlisi : meclislerde
  2027. 58-Mücâdele 17
    fî-hâ : onun içinde, orada
  2028. 58-Mücâdele 20
    fî : içinde
  2029. 58-Mücâdele 22
    fî kulûbi-him(u) : onların kalplerinin içine
  2030. 58-Mücâdele 22
    fî-hâ : orada
  2031. 59-Haşr 1
    mâ fî : ne varsa, var olan şey(ler), olanlar
  2032. 59-Haşr 1
    ve mâ fî : ve ne varsa, var olan şey(ler), olanlar
  2033. 59-Haşr 2
    fî kulûbi-him(u) : kalplerinin içine, kalplerine
  2034. 59-Haşr 3
    fî ed dunyâ : dünyada
  2035. 59-Haşr 3
    fî el âhireti : ahirette
  2036. 59-Haşr 9
    fî sudûri-him : sadırlarında, göğüslerinde
  2037. 59-Haşr 10
    igfir : mağfiret et
  2038. 59-Haşr 10
    fî kulûbi-nâ : kalplerimizde
  2039. 59-Haşr 11
    fî-kum : sizin içinizde, sizin aranızda
  2040. 59-Haşr 13
    fî sudûri-him : onların göğüslerinde, yüreklerinde
  2041. 59-Haşr 14
    fî kuren : beldelerde, şehirlerde
  2042. 59-Haşr 17
    fî en nâri : ateşin içinde
  2043. 59-Haşr 17
    fî-hâ : orada, içinde
  2044. 59-Haşr 24
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde var olan, bulunan
  2045. 6-En'âm 3
    fî es semâvâti : göklerde
  2046. 6-En'âm 3
    ve fî el ardı : ve arzda, yeryüzünde
  2047. 6-En'âm 6
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde
  2048. 6-En'âm 7
    fî kırtâsin : kâğıtta
  2049. 6-En'âm 11
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde
  2050. 6-En'âm 12
    mâ fî es semâvâti : semâlarda, göklerde, olan şey(ler)
  2051. 6-En'âm 12
    lâ reybe fî- hi : onda şüphe yok
  2052. 6-En'âm 13
    fî el leyli : gecede
  2053. 6-En'âm 23
    fitnetu-hum : onların fitnesi
  2054. 6-En'âm 25
    ve fî âzâni-him : ve onların kulaklarında vardır
  2055. 6-En'âm 31
    fî hâ : orada
  2056. 6-En'âm 35
    fî el ardı : yerin içine
  2057. 6-En'âm 35
    fî es semâi : semâya, gökyüzüne
  2058. 6-En'âm 38
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde
  2059. 6-En'âm 38
    fî el kitâbi : Kitap'ta
  2060. 6-En'âm 39
    fî ez zulumâti : karanlıklar içinde
  2061. 6-En'âm 51
    ve lâ şefîun : ve şefaat eden yoktur
  2062. 6-En'âm 59
    mâ fî : var olan şey
  2063. 6-En'âm 59
    fî zulumâti : karanlıklar içinde
  2064. 6-En'âm 59
    illâ fî : içinde olmasın, bulunmasın
  2065. 6-En'âm 60
    fî hi : onun içinde
  2066. 6-En'âm 68
    fî âyâti-nâ : âyetlerimiz hakkında
  2067. 6-En'âm 68
    yahûdû fî hadîsin : söze dalarlar (söze geçerler)
  2068. 6-En'âm 70
    ve lâ şefîun : ve bir şefaatçi yoktur
  2069. 6-En'âm 71
    fî el ardı : yeryüzünde
  2070. 6-En'âm 73
    fî es sûri : sur'a
  2071. 6-En'âm 74
    fî dalâlin : dalâlette
  2072. 6-En'âm 76
    el âfilîne : kaybolup giden
  2073. 6-En'âm 80
    fî allâhi : Allah hakkında
  2074. 6-En'âm 89
    leysû bi-hâ bi kâfirîne : onu inkâr etmeyecek
  2075. 6-En'âm 91
    fî : içinde
  2076. 6-En'âm 92
    yuhâfizûne : muhafaza ederler
  2077. 6-En'âm 93
    fî gamerâti el mevti : ölümün şiddetinde
  2078. 6-En'âm 94
    fî-kum : sizinle
  2079. 6-En'âm 97
    fî zulumâti el berri : karanın karanlıklarında
  2080. 6-En'âm 99
    fî zâlikum : bunlarda vardır
  2081. 6-En'âm 104
    bi hafîzin : gözeten, muhafız
  2082. 6-En'âm 107
    hafîzan : gözetleyici, muhafız
  2083. 6-En'âm 110
    fî : içinde
  2084. 6-En'âm 116
    men fî el ardı : yeryüzünde bulunan kimseler
  2085. 6-En'âm 121
    le fıskun : gerçekten fısktır
  2086. 6-En'âm 122
    fî en nâsi : insanlar içinde, arasında
  2087. 6-En'âm 122
    fî ez zulumâti : karanlıklar içinde
  2088. 6-En'âm 122
    li el kâfirîne : kâfirlere
  2089. 6-En'âm 123
    fî kulli karyetin : her kasabada, şehirde
  2090. 6-En'âm 123
    fî hâ : orada
  2091. 6-En'âm 125
    fî es semâi : semâda
  2092. 6-En'âm 128
    fî-hâ : orada
  2093. 6-En'âm 130
    firîne : kâfirler
  2094. 6-En'âm 131
    filûne : gâfiller, gaflet içinde olanlar
  2095. 6-En'âm 132
    bi gâfilin : gâfil, habersiz
  2096. 6-En'âm 139
    mâ fî : içindeki şey
  2097. 6-En'âm 139
    fî-hi : onda
  2098. 6-En'âm 141
    el musrifîne : müsrifler, israf eden kimseler
  2099. 6-En'âm 145
    fî mâ : şeylerde
  2100. 6-En'âm 145
    fıskan : fısk olan
  2101. 6-En'âm 156
    le gâfilîne : gerçekten gâfil (habersiz) olanlar
  2102. 6-En'âm 158
    fî îmâni-hâ : îmânında, îmânıyla
  2103. 6-En'âm 159
    fî şey'in : bir şeyde, bir ilgide, bağlantıda
  2104. 6-En'âm 164
    fîhi : onun hakkında
  2105. 6-En'âm 165
    fî mâ : şeylerle, şeyler hakkında (hususunda)
  2106. 60-Mümtehine 1
    fî sebîlî : benim yolumda
  2107. 60-Mümtehine 4
    fî ibrâhîme : İbrâhîm'de vardır
  2108. 60-Mümtehine 4
    le estagfirenne : mutlaka istiğfar edeceğim, mağfiret dileyeceğim
  2109. 60-Mümtehine 5
    fitneten : fitne, fitne konusu
  2110. 60-Mümtehine 5
    ve igfir : ve mağfiret et
  2111. 60-Mümtehine 6
    fî-him : onlarda vardır
  2112. 60-Mümtehine 8
    fî ed dîni : dînde, dîn hakkında
  2113. 60-Mümtehine 9
    fî ed dîni : dîn hakkında
  2114. 60-Mümtehine 10
    el kevâfiri : kâfirler (kâfir kadınlar)
  2115. 60-Mümtehine 12
    fî ma'rûfin : maruf bir iş konusunda
  2116. 60-Mümtehine 12
    ve istagfir : ve mağfiret dile
  2117. 61-Saf 1
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  2118. 61-Saf 1
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde, yerde
  2119. 61-Saf 4
    fî sebîli-hî : onun yolunda, kendi yolunda
  2120. 61-Saf 8
    li yutfiû : söndürmeyi
  2121. 61-Saf 8
    el kâfirûne : kâfirler
  2122. 61-Saf 11
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  2123. 61-Saf 12
    yagfir : mağfiret eder
  2124. 61-Saf 12
    fî cennâti adnin : adn cennetlerinde
  2125. 62-Cum'a 1
    fî es semâvâti : göklerde
  2126. 62-Cum'a 1
    fî el ardı : yeryüzünde
  2127. 62-Cum'a 2
    fî el ummiyyîne : ümmîlerin, okuma yazma bilmeyenlerin arasında
  2128. 62-Cum'a 2
    fî dalâlin : dalâlet içinde
  2129. 62-Cum'a 8
    tefirrûne : siz kaçıyorsunuz
  2130. 62-Cum'a 10
    fî el ardı : yeryüzünde
  2131. 63-Münâfikûn 1
    el munâfikûne : münafıklar, nifak çıkaranlar
  2132. 63-Münâfikûn 1
    el munâfikîne : münafıklar, nifak çıkaranlar
  2133. 63-Münâfikûn 5
    yestagfir : mağfiret dilesin
  2134. 63-Münâfikûn 6
    lem testagfir : sen dilemedin
  2135. 63-Münâfikûn 6
    yagfire allâhu : Allah mağfiret eder, bağışlar
  2136. 63-Münâfikûn 7
    tunfikû : infâk etmeyin, vermeyin
  2137. 63-Münâfikûn 7
    el munâfikîne : münafıklar
  2138. 63-Münâfikûn 8
    el munâfikîne : münafıklar, nifak çıkaranlar
  2139. 63-Münâfikûn 10
    ve enfikû : ve infâk edin
  2140. 64-Teğabün 1
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  2141. 64-Teğabün 1
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde, yerde
  2142. 64-Teğabün 2
    firun : kâfirdir
  2143. 64-Teğabün 4
    fî es semâvâti : semalarda, göklerde
  2144. 64-Teğabün 9
    yukeffir : örter
  2145. 64-Teğabün 9
    fî-hâ : orada
  2146. 64-Teğabün 10
    fî-hâ : orada, onun içinde
  2147. 64-Teğabün 14
    ve tagfirû : ve bağışlamak
  2148. 64-Teğabün 15
    fitnetun : fitne, imtihan, deneme
  2149. 64-Teğabün 16
    ve enfikû : ve infâk edin, verin
  2150. 64-Teğabün 17
    ve yagfir : ve mağfiret eder
  2151. 65-Talâk 2
    bi ma'rûfin : örfe uygun olarak güzellikle ve iyilikle
  2152. 65-Talâk 2
    bi ma'rûfin : örfe uygun olarak güzellikle ve iyilikle
  2153. 65-Talâk 5
    yukeffir : örter
  2154. 65-Talâk 6
    enfikû : infâk edin, nafaka verin
  2155. 65-Talâk 6
    bi ma'rûfin : marufla, güzellikle, örf ve adete uygun olarak
  2156. 65-Talâk 7
    yunfik : infâk etsin
  2157. 65-Talâk 7
    li yunfik : infâk etsin
  2158. 65-Talâk 11
    fî-hâ : orada
  2159. 66-Tahrim 8
    en yukeffire : örtmesi (mastar)
  2160. 66-Tahrim 8
    ve igfir-lenâ : ve bizi mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir)
  2161. 66-Tahrim 9
    ve el munâfikîne : ve münafıklar
  2162. 66-Tahrim 11
    fir'avne : firavun
  2163. 66-Tahrim 11
    fî el cenneti : cennette
  2164. 66-Tahrim 11
    min fir'avne : firavundan
  2165. 66-Tahrim 12
    fî-hi : onun içine
  2166. 67-Mülk 3
    fî : içinde, de
  2167. 67-Mülk 7
    fî-hâ : onun içine
  2168. 67-Mülk 8
    fî-hâ : onun içine, oraya
  2169. 67-Mülk 9
    fî : içinde
  2170. 67-Mülk 10
    fî : içinde
  2171. 67-Mülk 12
    magfiretun : mağfiret, günahların sevaba çevrilmesi, bağışlanma
  2172. 67-Mülk 15
    fî menâkibi- hâ : onun omuzlarında, üzerinde (dağlarda, kıyılarda)
  2173. 67-Mülk 16
    fî es semâi : semada, gökyüzünde
  2174. 67-Mülk 17
    fî es semâi : semada, gökyüzünde
  2175. 67-Mülk 20
    el kâfirûne : kâfirler
  2176. 67-Mülk 20
    fî : içinde
  2177. 67-Mülk 21
    fî : içinde
  2178. 67-Mülk 24
    fî el ardı : arzda, yeryüzünde
  2179. 67-Mülk 28
    el kâfirîne : kâfirler
  2180. 67-Mülk 29
    fî : içinde, de
  2181. 68-Kalem 10
    hallâfin : çok yemin edenler
  2182. 68-Kalem 37
    fî-hi : onda, onun içinde
  2183. 68-Kalem 38
    fî-hi : onda, onun içinde
  2184. 69-Hâkka 7
    fî-hâ : orada
  2185. 69-Hâkka 9
    fir'avnu : firavun
  2186. 69-Hâkka 9
    ve el mu'tefikâtu : ve beldeleri alt üst edilen kimseler
  2187. 69-Hâkka 11
    fî : içinde
  2188. 69-Hâkka 13
    izâ nufiha : üflendiği zaman
  2189. 69-Hâkka 13
    fî : içine
  2190. 69-Hâkka 18
    fiyetun : gizli, sessiz, sır olarak
  2191. 69-Hâkka 21
    fî : içinde
  2192. 69-Hâkka 22
    fî cennetin : cennette
  2193. 69-Hâkka 24
    fî el eyyâmi : günlerde
  2194. 69-Hâkka 32
    fî silsiletin : zincir içinde
  2195. 69-Hâkka 50
    el kâfirîne : inkâr edenler
  2196. 7-A'râf 2
    fî : içinde, ...de
  2197. 7-A'râf 10
    fî el ardı : yeryüzünde
  2198. 7-A'râf 10
    fî hâ : onun içinde, orada
  2199. 7-A'râf 13
    fî hâ : orada
  2200. 7-A'râf 17
    min halfi-him : onların arkalarından
  2201. 7-A'râf 22
    ve tafikâ : ve başladılar (ikisi)
  2202. 7-A'râf 23
    lem tagfir-lenâ : bize mağfiret etmezsin
  2203. 7-A'râf 24
    fî el ardı : yeryüzünde
  2204. 7-A'râf 25
    fî-hâ : orada (yeryüzünde)
  2205. 7-A'râf 25
    fî hâ : orada
  2206. 7-A'râf 31
    el musrifîne : müsrifler, israf edenler
  2207. 7-A'râf 32
    fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
  2208. 7-A'râf 36
    fî-hâ : orada
  2209. 7-A'râf 37
    kânû kâfirîne : kâfirler oldular
  2210. 7-A'râf 38
    fî : içine, arasına
  2211. 7-A'râf 38
    fî en nâri : ateşin içinde, ateşte
  2212. 7-A'râf 38
    fî-hâ : orada
  2213. 7-A'râf 40
    fî semmi el hiyâtı : iğne deliğinin içine, iğne deliğine
  2214. 7-A'râf 42
    fî-hâ : orada
  2215. 7-A'râf 43
    fî sudûri-him : onların göğüslerinde
  2216. 7-A'râf 45
    firûne : inkâr edenler
  2217. 7-A'râf 46
    alâ el a'râfi : A'raf (cennet-cehennem arasındaki yüksek tepelerin) üstünde (arf: yüksek tepe, a’raf: yüksek tepeler)
  2218. 7-A'râf 48
    ashâbu el a'râfi : A'raf ehli, halkı
  2219. 7-A'râf 50
    en efîdû : aktarın
  2220. 7-A'râf 50
    alâ el kâfirîne : kâfirlere
  2221. 7-A'râf 54
    fî sitteti eyyâmin : altı günde
  2222. 7-A'râf 56
    fî el ardı : yeryüzünde
  2223. 7-A'râf 60
    fî dalâlin : dalâlet içinde
  2224. 7-A'râf 64
    fî el fulki : gemide
  2225. 7-A'râf 66
    fî sefâhetin : bir sefihliğin (aptallığın) içinde
  2226. 7-A'râf 69
    fi el halkı : yaratılışta
  2227. 7-A'râf 71
    fî esmâin : isimler hakkında
  2228. 7-A'râf 73
    fî ardı allâhi : Allah'ın arzında
  2229. 7-A'râf 74
    fî el ardı : yeryüzünde
  2230. 7-A'râf 74
    fî el ardı : yeryüzünde
  2231. 7-A'râf 76
    firûne : inkâr edenler
  2232. 7-A'râf 78
    fî dâri-him : kendi yurtlarında
  2233. 7-A'râf 85
    fî el ardı : yeryüzünde
  2234. 7-A'râf 88
    fî milleti-nâ : bizim milletimize, dinimize
  2235. 7-A'râf 89
    fî milleti-kum : sizin milletinize (dîninize)
  2236. 7-A'râf 89
    fî-hâ : oraya
  2237. 7-A'râf 91
    fî dâri-him : kendi yurtlarında
  2238. 7-A'râf 92
    fî-hâ : orada
  2239. 7-A'râf 93
    alâ kavmin kâfirîne : inkâr eden kavme (kâfir kavme)
  2240. 7-A'râf 94
    fî karyetin : bir beldeye, ülkeye
  2241. 7-A'râf 101
    el kâfirîne : inkâr edenler, kâfirler
  2242. 7-A'râf 103
    ilâ fir'avne : firavuna
  2243. 7-A'râf 104
    fir'avnu : ey firavun
  2244. 7-A'râf 109
    min kavmi fir'avne : firavunun kavminden
  2245. 7-A'râf 111
    fî el medâini : şehirlerin içine, şehirlere
  2246. 7-A'râf 113
    fir'avne : firavun
  2247. 7-A'râf 117
    ye'fikûne \n(ıfk) : yalandan yapıyorlar, sihir yapıyorlar, uyduruyorlar \n: (yalan)
  2248. 7-A'râf 123
    fir'avnu : firavun
  2249. 7-A'râf 123
    fî el medîneti : şehrin içinde, şehirde
  2250. 7-A'râf 124
    min hilâfin : çapraz, karşılıklı
  2251. 7-A'râf 127
    kavmi fir'avne : firavunun kavmi
  2252. 7-A'râf 127
    fi el ardı : yeryüzünde
  2253. 7-A'râf 129
    fî el ardı : yeryüzünde
  2254. 7-A'râf 130
    âle fir'avne : firavunun ailesi
  2255. 7-A'râf 136
    fî el yemmi : denizin içinde, denizde
  2256. 7-A'râf 136
    filîne : gâfil, habersiz
  2257. 7-A'râf 137
    fî-hâ : orada
  2258. 7-A'râf 137
    fir'avnu : firavun
  2259. 7-A'râf 139
    fî-hi : onun içinde
  2260. 7-A'râf 141
    min âli fir'avne : firavun ailesinden
  2261. 7-A'râf 141
    ve fî zâlikum : ve işte bunda vardır
  2262. 7-A'râf 142
    fî kavmî : kavmim içinde
  2263. 7-A'râf 145
    fî el elvâhı : levhaların içine
  2264. 7-A'râf 146
    fî el ardı : yeryüzünde
  2265. 7-A'râf 146
    filîne : gâfiller
  2266. 7-A'râf 149
    sukıta fî eydî-him : ellerinin arasına düşürüldü (aklı başına geldi, yanıldığını anladı, pişman oldu)
  2267. 7-A'râf 149
    ve yağfir-lenâ : ve bize mağfiret eder
  2268. 7-A'râf 151
    rabbıgfirlî (rabbi ıgfir-lî) : Rabbim beni mağfiret et
  2269. 7-A'râf 151
    fî rahmeti-ke : senin rahmetinin içine
  2270. 7-A'râf 152
    fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
  2271. 7-A'râf 154
    ve fî nushati-hâ : ve onun nüshasında (sayfalarında) vardır
  2272. 7-A'râf 155
    fitnetu-ke : senin imtihanın
  2273. 7-A'râf 155
    fagfir lenâ (fe ıgfir lenâ) : artık bize mağfiret et
  2274. 7-A'râf 155
    hayru el gâfirîne : mağfiret edenlerin en hayırlısısın
  2275. 7-A'râf 156
    fî hâzihi ed dunyâ : bu dünyada
  2276. 7-A'râf 156
    ve fî el âhırati : ve ahirette
  2277. 7-A'râf 157
    fî et tevrâti : Tevrat'ta
  2278. 7-A'râf 157
    bi el ma'rûfi : irfanla
  2279. 7-A'râf 161
    nagfir-lekum : biz sizi mağfiret edelim
  2280. 7-A'râf 163
    fî es sebti : cumartesi gününde (onların yasak uygulama gününde)
  2281. 7-A'râf 168
    fî el ardı : yeryüzünde
  2282. 7-A'râf 169
    mâ fî-hi : onun içindeki şeyleri
  2283. 7-A'râf 171
    mâ fî-hi : onun içinde olan şeyleri
  2284. 7-A'râf 172
    filîne : gâfiller, habersiz olanlar
  2285. 7-A'râf 179
    hum el gâfilûne : onlar gâfil olanlar, gâfiller
  2286. 7-A'râf 180
    fî esmâi-hi : onun isimlerinde, isimleri hakkında, konusunda
  2287. 7-A'râf 185
    fî : içinde, ...de, hakkında, ...’a
  2288. 7-A'râf 186
    fî : içinde
  2289. 7-A'râf 187
    fî es semâvâti : göklerde
  2290. 7-A'râf 187
    hafiyyun : gizli olarak bilen (gizliden haberi olan)
  2291. 7-A'râf 189
    hafîfen : hafif olarak (ilk devresindeki aşılanmış hücre)
  2292. 7-A'râf 190
    fî-mâ : o şeyler hakkında, o şeylerle
  2293. 7-A'râf 199
    bil urfi (bi el urfi) : irfan ile
  2294. 7-A'râf 202
    fî el gayyi : gayyın içine (cehenneme)
  2295. 7-A'râf 205
    fî nefsi-ke : nefsinde, kendi kendine
  2296. 7-A'râf 205
    min el gâfilîne : gâfillerden, gaflete düşenlerden
  2297. 70-Meâric 2
    li el kâfirîne : kâfirler için
  2298. 70-Meâric 2
    fiun : def edecek kimse, bertaraf edecek, geri çevirecek
  2299. 70-Meâric 4
    fî yevmin : günde, gün içinde
  2300. 70-Meâric 14
    fî el ardı : yeryüzünde var
  2301. 70-Meâric 24
    fî : içinde, de
  2302. 70-Meâric 27
    muşfikûne : çekinenler, korkanlar
  2303. 70-Meâric 29
    fizûne : koruyanlar, muhafaza edenler
  2304. 70-Meâric 34
    yuhâfizûne : muhafaza ederler
  2305. 70-Meâric 35
    fî : içinde, de
  2306. 70-Meâric 43
    yûfîdûne : koşanlar
  2307. 71-Nuh 4
    yagfir : mağfiret etsin, günahlarınızı sevaba çevirsin
  2308. 71-Nuh 6
    firâran : firar, kaçış, uzaklaşma
  2309. 71-Nuh 7
    tagfire : senin mağfiret etmen, bağışlaman
  2310. 71-Nuh 7
    fî : içinde
  2311. 71-Nuh 10
    istagfirû : mağfiret dileyin
  2312. 71-Nuh 16
    fî-hinne : onların içinde, arasında
  2313. 71-Nuh 18
    fî-hâ : ona, oraya
  2314. 71-Nuh 20
    ficâcen : geniş yol
  2315. 71-Nuh 26
    min el kâfirîne : kâfirlerden
  2316. 71-Nuh 28
    igfirlî : beni mağfiret et
  2317. 72-Cin 4
    sefîhu-nâ : bizim sefih, ahmak olanımız
  2318. 72-Cin 10
    fî el ardı : yeryüzünde
  2319. 72-Cin 12
    fî el ardi : yeryüzünde
  2320. 72-Cin 17
    fî-hi : bu konuda
  2321. 72-Cin 23
    fî-hâ : orada, içinde
  2322. 72-Cin 27
    ve min halfi-hî : ve onun arkasından
  2323. 73-Müzzemmil 7
    fî en nehâri : gündüzün içinde, gündüzleyin ..... vardır
  2324. 73-Müzzemmil 15
    ilâ fir'avne : firavuna
  2325. 73-Müzzemmil 16
    fir'avnu : firavun
  2326. 73-Müzzemmil 20
    fî el ardı : yeryüzünde
  2327. 73-Müzzemmil 20
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  2328. 73-Müzzemmil 20
    ve istagfirû allâhe : ve Allah'a istiğfar edin, tövbe edip Allah'tan mağfiret dileyin
  2329. 74-Müddessir 8
    fî : içine
  2330. 74-Müddessir 10
    alâ el kâfirîne : kâfirlere
  2331. 74-Müddessir 31
    fitneten : fitne
  2332. 74-Müddessir 31
    fî kulûbi-him : kalplerinde
  2333. 74-Müddessir 31
    ve el kâfirûne : ve kâfirler
  2334. 74-Müddessir 40
    fî : içinde
  2335. 74-Müddessir 42
    fî sekara : sekarın içine, alevli ateşe
  2336. 74-Müddessir 48
    eş şâfiîne : şefaat edenler
  2337. 74-Müddessir 50
    mustenfiretun : ürkmüş olan
  2338. 74-Müddessir 56
    el magfireti : mağfiret (günahların sevaba çevrilmesi)
  2339. 75-Kıyamet 28
    el firâku : ayrılık
  2340. 76-İnsan 4
    li el kâfirîne : kâfirler için
  2341. 76-İnsan 13
    fî-hâ : orada
  2342. 76-İnsan 13
    fî-hâ : orada
  2343. 76-İnsan 15
    min fıddatin : gümüşten
  2344. 76-İnsan 16
    min fıddatin : gümüşten
  2345. 76-İnsan 17
    fî-hâ : orada
  2346. 76-İnsan 18
    fî-hâ : orada
  2347. 76-İnsan 21
    min fıddatin : gümüşten
  2348. 76-İnsan 31
    fî rahmeti-hî : rahmetinin içine
  2349. 77-Mürselât 21
    fî : içinde, de
  2350. 77-Mürselât 27
    fî-hâ : orada
  2351. 77-Mürselât 41
    fî zılâlin : gölgelerde
  2352. 78-Nebe 3
    fî-hi : onun hakkında
  2353. 78-Nebe 18
    fî es sûri : sur'a
  2354. 78-Nebe 23
    fî-hâ : onun içinde, orada
  2355. 78-Nebe 24
    fî-hâ : orada
  2356. 78-Nebe 35
    fî-hâ : orada
  2357. 78-Nebe 40
    el kâfiru : kâfir
  2358. 79-Nâziât 10
    fî el hâfireti : eski hal, ilk hal (izi üzerinde geri dönme)
  2359. 79-Nâziât 17
    ilâ fir'avne : firavuna
  2360. 79-Nâziât 26
    fî zâlike : bunda vardır
  2361. 79-Nâziât 43
    fî me : ne var, nereden, nasıl
  2362. 8-Enfâl 3
    yunfikûne : infâk ederler
  2363. 8-Enfâl 4
    ve magfiratun : ve mağfiret (vardır) (günahların sevaba çevrilmesi)
  2364. 8-Enfâl 6
    fî el hakkı : hak konusunda
  2365. 8-Enfâl 7
    dâbira el kâfirîne : kâfirlerin arkası, neslin devamı
  2366. 8-Enfâl 9
    bi elfin : bin (tane) ile
  2367. 8-Enfâl 9
    murdifîne : birbirini izleyen, arka arkaya gelen
  2368. 8-Enfâl 12
    fî kulûbi : kalplerine
  2369. 8-Enfâl 14
    li el kâfirîne : kâfirler için vardır
  2370. 8-Enfâl 16
    ilâ fietin : bir gruba
  2371. 8-Enfâl 18
    keydi el kâfirîne : kâfirlerin tuzağı, hilesi
  2372. 8-Enfâl 19
    fietu-kum : topluluğunuz, gurubunuz
  2373. 8-Enfâl 23
    fî-him : onların içinde, onlarda
  2374. 8-Enfâl 25
    fitneten : fitne, imtihan
  2375. 8-Enfâl 26
    fî el ardı : yeryüzünde
  2376. 8-Enfâl 28
    fitnetun : fitne, imtihandır
  2377. 8-Enfâl 29
    ve yukeffir : ve örter
  2378. 8-Enfâl 29
    ve yagfir-lekum : ve size mağfiret eder
  2379. 8-Enfâl 33
    fî-him : onların içinde, arasında
  2380. 8-Enfâl 33
    yestagfirûne : mağfiret dilerler, diliyorlar
  2381. 8-Enfâl 36
    yunfikûne : infâk ederler, verirler
  2382. 8-Enfâl 36
    fe se-yunfikûne-hâ : böylece, bu şekilde onu infak ederler, verirler
  2383. 8-Enfâl 37
    fî cehenneme : cehennemde
  2384. 8-Enfâl 39
    fitnetun : fitne
  2385. 8-Enfâl 42
    fîl mîâdi (fî el mîâdi) : zaman hakkında, konusunda
  2386. 8-Enfâl 43
    fî menâmi-ke : senin uykunda
  2387. 8-Enfâl 43
    fîl emri : emir hakkında
  2388. 8-Enfâl 44
    fî a'yuni-kum : sizin gözlerinizde
  2389. 8-Enfâl 44
    fî a'yuni-him : onların gözlerinde
  2390. 8-Enfâl 45
    fieten : bir topluluk
  2391. 8-Enfâl 48
    terâet el fietâni : iki topluluk (birbirini) gördü
  2392. 8-Enfâl 49
    el munâfikûne : münafıklar
  2393. 8-Enfâl 49
    fî kulûbi-him : kalplerinde vardır
  2394. 8-Enfâl 52
    fir'avne : firavun
  2395. 8-Enfâl 54
    fir'avne : firavun
  2396. 8-Enfâl 54
    fîr'avne : firavun
  2397. 8-Enfâl 56
    fî kulli merratin : her defasında
  2398. 8-Enfâl 57
    fî el harbi : savaşta, harpte
  2399. 8-Enfâl 60
    tunfikû : infâk edersiniz, verirsiniz
  2400. 8-Enfâl 60
    fî sebîlillâhi (fî sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  2401. 8-Enfâl 63
    fî el ardı : yeryüzündeki
  2402. 8-Enfâl 66
    fî-kum : sizde
  2403. 8-Enfâl 67
    fî el ardı : yeryüzünde
  2404. 8-Enfâl 68
    fî-mâ : o şeyler hakkında, konusunda
  2405. 8-Enfâl 70
    fî eydî-kum : ellerinizdeki, elinizin altında (yanınızda)
  2406. 8-Enfâl 70
    fî kulûbi-kum : kalplerinizde vardır
  2407. 8-Enfâl 70
    ve yagfir lekum : ve size mağfiret eder
  2408. 8-Enfâl 72
    fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
  2409. 8-Enfâl 72
    fîd dîni (fî ed dîni) : dîn konusunda, dînde
  2410. 8-Enfâl 73
    fitnetun : fitne
  2411. 8-Enfâl 73
    fîl ardı (fî el ardı) : yeryüzünde
  2412. 8-Enfâl 74
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  2413. 8-Enfâl 74
    magfiratun : mağfiret
  2414. 8-Enfâl 75
    fî kitâbi allâhi : Allah'ın Kitab'ında
  2415. 80-Abese 13
    fî : de
  2416. 80-Abese 13
    suhufin : sahifeler
  2417. 80-Abese 27
    fî-hâ : orada
  2418. 80-Abese 34
    yefirru : kaçar
  2419. 80-Abese 38
    musfiratun : nurlu, parlak, aydın
  2420. 82-İnfitâr 1
    infataret \n(infitar) : çatlayıp yarıldı \n: (inşikakın başlangıcı)
  2421. 82-İnfitâr 8
    fî eyyi sûretin : hangi surette
  2422. 82-İnfitâr 10
    hâfızîne : hıfzeden, hafaza melekleri
  2423. 82-İnfitâr 13
    fî : içinde, de
  2424. 82-İnfitâr 14
    le fî : mutlaka, elbette içinde
  2425. 83-Mutaffifin 1
    li el mutaffifîne : eksik ölçenlere, eksik tartanlara
  2426. 83-Mutaffifin 7
    fî : içinde, de
  2427. 83-Mutaffifin 18
    fî : içinde, de
  2428. 83-Mutaffifin 22
    fî : içinde, de
  2429. 83-Mutaffifin 24
    fî vucûhi-him : onların yüzlerinde
  2430. 83-Mutaffifin 26
    ve fî zâlike : ve bunda
  2431. 83-Mutaffifin 26
    el mutenâfisûne : yarışanlar
  2432. 83-Mutaffifin 33
    hâfızîne : gözeticiler
  2433. 84-İnşikak 4
    fî-hâ : İçinde
  2434. 84-İnşikak 13
    fî : içinde, arasında
  2435. 85-Bürûc 18
    fir'avne : firavun
  2436. 85-Bürûc 19
    fî : içinde
  2437. 85-Bürûc 22
    fî : de, da
  2438. 86-Târık 4
    hâfızun : muhafız (gözleyici)
  2439. 86-Târık 6
    fikın : kuvvetle atılan
  2440. 86-Târık 17
    el kâfirîne : kâfirler
  2441. 87-A'lâ 13
    fî-hâ : onun içinde, orada
  2442. 87-A'lâ 18
    fî es suhufî : sayfalarda var
  2443. 87-A'lâ 19
    suhufi : sayfalar
  2444. 88-Ğâşiye 10
    fî : içinde, de
  2445. 88-Ğâşiye 11
    fî-hâ : orada
  2446. 88-Ğâşiye 12
    fî-hâ : orada vardır
  2447. 88-Ğâşiye 13
    fî-hâ : orada vardır
  2448. 88-Ğâşiye 18
    rufiat : yükseltilmiş
  2449. 89-Fecr 5
    fî zâlike : bunda
  2450. 89-Fecr 8
    fî : içinde, arasında
  2451. 89-Fecr 10
    ve fir'avne : ve firavun
  2452. 89-Fecr 11
    fî : de
  2453. 89-Fecr 12
    fî-hâ : orada
  2454. 89-Fecr 29
    fî ibâdî : kullarımın arasına
  2455. 9-Tevbe 2
    fi el ardı : yeryüzünde
  2456. 9-Tevbe 2
    muhzî el kâfirîne : kâfirleri alçaltıcı, hor, hakir yapıcı
  2457. 9-Tevbe 8
    fî-kum : sizin hakkınızda
  2458. 9-Tevbe 10
    fî : hakkında
  2459. 9-Tevbe 11
    fî ed dîni : dînde
  2460. 9-Tevbe 12
    fî dîni-kum : sizin dîniniz hakkında
  2461. 9-Tevbe 14
    ve yeşfi : ve şifa verir, ferahlandırır
  2462. 9-Tevbe 17
    ve fî en nâri : ve ateşin içinde, ateşte
  2463. 9-Tevbe 19
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  2464. 9-Tevbe 20
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  2465. 9-Tevbe 21
    fî hâ : orada vardır
  2466. 9-Tevbe 22
    fî hâ : onun içinde, orada
  2467. 9-Tevbe 24
    fî sebîli-hi : onun yolunda
  2468. 9-Tevbe 25
    fî mevâtıne : savaş yerlerinde
  2469. 9-Tevbe 26
    cezâu el kâfirîne : kâfirlerin cezası
  2470. 9-Tevbe 32
    en yutfîû : söndürmek
  2471. 9-Tevbe 32
    kerihe el kâfirûne : kâfirler kerih gördüler
  2472. 9-Tevbe 34
    ve el fıddate : ve gümüş
  2473. 9-Tevbe 34
    ve lâ yunfikûne-hâ : ve onu infâk etmezler
  2474. 9-Tevbe 34
    fî sebîli allâhi : Allah yolunda
  2475. 9-Tevbe 35
    fî nâri cehenneme : cehennem ateşi içinde
  2476. 9-Tevbe 36
    fî kitâbi allâhi : Allah'ın kitabında
  2477. 9-Tevbe 36
    fî-hinne : onların içinde (o aylarda)
  2478. 9-Tevbe 37
    fî el kufri : inkârda, küfürde
  2479. 9-Tevbe 37
    el kavme el kâfirîne : kâfir kavmi
  2480. 9-Tevbe 38
    infirû : sefere (Allah yolunda cihada) çıkın, (nefer olun, asker olun)
  2481. 9-Tevbe 38
    fî sebîli allâhi essâkaltum : Allah'ın yolunda sakil oldunuz, yavaş davrandınız, meylettiniz
  2482. 9-Tevbe 38
    fî el âhirati : ahirette
  2483. 9-Tevbe 39
    tenfirû : sefere (Allah yolunda cihada) çıkarsınız (nefer, asker olursunuz)
  2484. 9-Tevbe 40
    fî el gâri : mağarada
  2485. 9-Tevbe 41
    infirû : sefere (Allah yolunda cihada) çıkın (nefer olun, asker olun)
  2486. 9-Tevbe 41
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  2487. 9-Tevbe 45
    fî raybi-him : şüpheleri içinde
  2488. 9-Tevbe 47
    fî-kum : sizin içinizde, aranızda
  2489. 9-Tevbe 47
    yebgûne-kumul fitnete : içinizde fitne çıkmasını isterler
  2490. 9-Tevbe 47
    ve fîkum : ve sizin içinizde, aranızda
  2491. 9-Tevbe 48
    ibtegû el fîtnete : fitne çıkarmak istediler
  2492. 9-Tevbe 49
    fî el fitneti : fitnenin içine, fitneye
  2493. 9-Tevbe 49
    bi el kâfîrîne : kâfirleri, inkâr edenleri
  2494. 9-Tevbe 53
    enfikû : infâk edin, verin
  2495. 9-Tevbe 54
    ve lâ yunfikûne : ve infâk etmezler
  2496. 9-Tevbe 55
    fî el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
  2497. 9-Tevbe 55
    firûne : kâfirler
  2498. 9-Tevbe 58
    fî es sadakâti : ganimetler, sadakalar hakkında, konusunda
  2499. 9-Tevbe 60
    ve fî er rikâbi : ve köleler konusunda
  2500. 9-Tevbe 60
    ve fî sebîli allâhi : ve Allah'ın yolunda
  2501. 9-Tevbe 63
    fî-hâ : orada
  2502. 9-Tevbe 64
    yahzeru el munâfikûne : münafıklar korkuyorlar, çekiniyorlar
  2503. 9-Tevbe 64
    fî kulûbi-him : kalplerinde olan
  2504. 9-Tevbe 67
    el munâfikûne : münafık erkekler
  2505. 9-Tevbe 67
    ve el munâfikâtu : ve münafık kadınlar
  2506. 9-Tevbe 67
    an el ma'rûfi : iyilikten, irfandan
  2507. 9-Tevbe 67
    inne el munâfıkîne : muhakkak münafıklar
  2508. 9-Tevbe 68
    el munâfikîne : münafık erkekler
  2509. 9-Tevbe 68
    ve el munâfikâti : ve münafık kadınlar
  2510. 9-Tevbe 68
    fî-hâ : onun içinde, orada
  2511. 9-Tevbe 69
    fî ed dunyâ : dünyada
  2512. 9-Tevbe 70
    ve el mu'tefikâti \n(efeke) : ve çevrilmiş olanlar (altı üstüne çevrilen şehirler) \n: (çevirdi)
  2513. 9-Tevbe 71
    bi el ma'rûfi : ma'ruf ile, iyilik ile
  2514. 9-Tevbe 72
    fî-hâ : orada
  2515. 9-Tevbe 72
    fî cennâti adnin : adn cennetleri içinde
  2516. 9-Tevbe 73
    ve el munâfikîne : ve münafıklarla
  2517. 9-Tevbe 74
    fî ed dunyâ : dünyada
  2518. 9-Tevbe 74
    fî el ardı : yeryüzünde
  2519. 9-Tevbe 77
    fî kulûbi-him : onların kalplerinde, kalplerine
  2520. 9-Tevbe 79
    fî es sadakâti : sadakalar konusunda
  2521. 9-Tevbe 80
    istagfir : mağfiret dile, iste
  2522. 9-Tevbe 80
    testagfir : mağfiret dileme
  2523. 9-Tevbe 80
    in testagfir : eğer mağfiret dilersen
  2524. 9-Tevbe 80
    fe len yagfirallâhu : artık Allah asla mağfiret etmez
  2525. 9-Tevbe 81
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
  2526. 9-Tevbe 81
    tenfirû : sefere (cihada) çıkmayınız
  2527. 9-Tevbe 81
    fî el harri : sıcakta, sıcak havada
  2528. 9-Tevbe 83
    mea el hâlifîne : geri kalanlarla beraber
  2529. 9-Tevbe 85
    fî ed dunyâ : dünyada
  2530. 9-Tevbe 85
    firûne : kâfirler
  2531. 9-Tevbe 87
    el havâlifi : (savaşa katılmayıp) geri kalanlar
  2532. 9-Tevbe 89
    fî-hâ : orada
  2533. 9-Tevbe 91
    yunfikûne : infâk edecek, verecek şey
  2534. 9-Tevbe 92
    tefîdu : boşaldı, aktı (göz yaşı)
  2535. 9-Tevbe 92
    tefîdu min ed dem'i : kanlı gözyaşı (çok üzüntü ile akan yaşlar)
  2536. 9-Tevbe 92
    yunfikûne : infâk edecek şey
  2537. 9-Tevbe 93
    mea el havâlifi : (savaşa katılmayıp) geride kalanlarla beraber
  2538. 9-Tevbe 98
    yunfiku : infâk ettiği şeyi
  2539. 9-Tevbe 99
    yunfiku : infâk ettiği şey
  2540. 9-Tevbe 99
    fî rahmeti-hi : kendi rahmetinin içine
  2541. 9-Tevbe 100
    fîhâ : orada
  2542. 9-Tevbe 101
    munâfikûne : münafıklar
  2543. 9-Tevbe 108
    fî-hi : orada
  2544. 9-Tevbe 108
    fî-hi : onun içinde, orada
  2545. 9-Tevbe 108
    fî-hi : onun içinde, orada (vardır)
  2546. 9-Tevbe 109
    curufin : curuf, sellerin getirip yığdığı çamur, çürük, yıkılan toprak, çamur yığını
  2547. 9-Tevbe 109
    fî nâri cehenneme : cehennem ateşinin içine
  2548. 9-Tevbe 110
    fî kulûbi-him : onların kalplerinde
  2549. 9-Tevbe 111
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda, Allah yolunda
  2550. 9-Tevbe 111
    fî et tevrâti : Tevrat'ta
  2551. 9-Tevbe 112
    bi el ma'rûfi : iyilikle, irfan ile
  2552. 9-Tevbe 112
    ve el hâfizûne : ve muhafaza edenler, koruyanlar
  2553. 9-Tevbe 113
    en yestagfirû : mağfiret dilemesi
  2554. 9-Tevbe 117
    fî sâati : o saatte, o zamanda, o vakitte
  2555. 9-Tevbe 120
    fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda, Allah yolunda
  2556. 9-Tevbe 121
    ve lâ yunfikûne : ve infâk etmezler, vermezler (ki)
  2557. 9-Tevbe 122
    li yenfirû : sefere çıkması, cihada çıkmaları
  2558. 9-Tevbe 122
    firkatin : fırka, topluluk
  2559. 9-Tevbe 122
    fî ed dîni : dîn hakkında, dîni
  2560. 9-Tevbe 123
    fî-kum : sizde
  2561. 9-Tevbe 125
    ellezîne fî kulûbi-him : kalplerinde ... olan kimseler
  2562. 9-Tevbe 125
    firûne : kâfirler
  2563. 9-Tevbe 126
    fî kulli âmin : her yıl, her senede
  2564. 90-Beled 4
    fî kebedin : meşakkat, zorluk içinde
  2565. 90-Beled 14
    fî yevmin : günde
  2566. 95-Tin 4
    fî : içinde
  2567. 95-Tin 5
    esfele sâfilîne : esfeli safilin, sefillerin en sefili, en sefil hale
  2568. 97-Kadir 1
    fî : de
  2569. 97-Kadir 3
    elfi : bin
  2570. 97-Kadir 4
    fî-hâ : onda
  2571. 98-Beyyine 3
    fî-hâ : orada, içinde vardır
  2572. 98-Beyyine 6
    fî nâri : ateş içinde
  2573. 98-Beyyine 6
    fî-hâ : orada
  2574. 98-Beyyine 8
    fî-hâ : orada