Kur'an İçerisinde Arama
Sayfayı Yenile
Arapça Metin Arama (Harekeli)
Aranan Kelime : lâ
Aranan Yer : Arapça Kelime Meali (Latin Harfleriyle)
Bulunan Sonuç : 7695
-
1-Fâtiha 1
bi ismi allahi : Allah'ın ismi ile
-
1-Fâtiha 2
lillâhi (li allâhi) : Allah için, Allah'a
-
1-Fâtiha 7
lâ ed dâllîne : dalâlette olanlar değil
-
10-Yunus 2
ilâ reculin : bir adama
-
10-Yunus 3
rabbe-kum allâhu : sizin Rabbiniz O Allah'tır
-
10-Yunus 3
ellezî halaka : ki o yarattı
-
10-Yunus 3
alâ el arşi : arşa
-
10-Yunus 3
illâ : hariç
-
10-Yunus 3
zâlikum allâhu : işte Allah budur
-
10-Yunus 3
lâ tezekkerûne : tezekkür etmezsiniz
-
10-Yunus 4
va'dallâhi (va'de allâhi) : Allah'ın vaadi
-
10-Yunus 5
mâ halaka allâhu : Allah'ın yarattığı şeyler (Allah ne yarattı ise)
-
10-Yunus 5
illâ : ancak
-
10-Yunus 6
fî ihtilâfi : ihtilâflı, karşılıklı, arka arkaya, peşpeşe gelişi
-
10-Yunus 6
ve mâ halaka allâhu : ve Allah'ın yarattığı şeyler
-
10-Yunus 7
ellezîne lâ yercûne : dilemeyen kimseler
-
10-Yunus 8
ulâike : işte onlar
-
10-Yunus 10
subhâne-ke allâhumme : Allah'ım Seni tenzih ederim
-
10-Yunus 10
selâmun : selâmdır
-
10-Yunus 10
en el hamdu li allâhi : 'Allah'a hamdetmek'tir
-
10-Yunus 11
yuaccilu allâhu : Allah çabuklaştırır (acele eder)
-
10-Yunus 11
ellezîne lâ yercûne : dilemeyen kimseler
-
10-Yunus 12
ilâ durrin : zararına, ziyanına
-
10-Yunus 14
halâife : halifeler
-
10-Yunus 15
ve izâ tutlâ : ve okunduğu zaman
-
10-Yunus 15
ellezîne lâ yercûne : dilemeyen kimseler
-
10-Yunus 15
illâ : yalnız, ancak
-
10-Yunus 16
sâe allâhu : Allah dileseydi
-
10-Yunus 16
ve lâ edrâ-kum : ve size bildirmezdim
-
10-Yunus 16
lâ ta'kilûne : akıl etmiyorsunuz
-
10-Yunus 17
alâllâhi (alâ allâhi) : Allah'a karşı
-
10-Yunus 17
lâ yuflihu : felâha, kurtuluşa erdirmez
-
10-Yunus 18
min dûni allâhi : Allah'tan başka (Allah ile beraber)
-
10-Yunus 18
mâ lâ yedurru-hum : onlara zarar vermeyen şey
-
10-Yunus 18
ve lâ yenfeu-hum : ve onlara yarar, fayda, menfaat vermiyor
-
10-Yunus 18
hâulâi : bunlar
-
10-Yunus 18
inde allâhi : Allah'ın katında, yanında
-
10-Yunus 18
e tunebbiûne âllâhe : Allah'a haber mi veriyorsunuz
-
10-Yunus 18
lâ ya'lemu : bilmiyor
-
10-Yunus 18
ve lâ : ve olmayan
-
10-Yunus 18
ve teâlâ : ve yücedir
-
10-Yunus 19
illâ : ...den başka
-
10-Yunus 19
lâ kelimetun : bir söz olmasaydı
-
10-Yunus 20
lev lâ : olmaz mıydı
-
10-Yunus 20
li allâhi : Allah'ındır, Allah'a aittir
-
10-Yunus 21
kul allâhu : de ki Allah
-
10-Yunus 22
deavû allâhe : Allah'a dua ettiler
-
10-Yunus 23
alâ enfusi-kum : nefslerinizin üzerine size, kendinize
-
10-Yunus 25
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
10-Yunus 25
ilâ dâri es selâmi : teslim yurduna, selâm yurduna
-
10-Yunus 25
ilâ sırâtın : yola
-
10-Yunus 26
ve lâ yerheku : ve kaplamaz, bürümez
-
10-Yunus 26
ve lâ zilletun : ve ne de bir zillet, hakirlik, küçük düşme (yoktur)
-
10-Yunus 26
ulâike : işte onlar
-
10-Yunus 27
min allâhi : Allah'tan, Allah'a karşı
-
10-Yunus 27
ulâike : işte onlar
-
10-Yunus 29
billâhi (bi allâhi) : Allah
-
10-Yunus 30
ilallâhi (ilâ allâhi) : Allah'a
-
10-Yunus 30
mevlâ-hum el hakkı : onların mevlâsı Hakk'tır
-
10-Yunus 31
âllâhu : Allah
-
10-Yunus 31
e fe lâ tettekûne : hâlâ, takva sahibi olmayacak mısınız
-
10-Yunus 32
allâhu : Allah'tır
-
10-Yunus 32
illâ ed dalâlu : dalâletten başka
-
10-Yunus 33
alellezîne (alâ ellezîne) : o kimselere
-
10-Yunus 33
lâ yu'minûne : inanmazlar
-
10-Yunus 34
kulillâhu (kul allâhu) : de ki Allah
-
10-Yunus 35
ilâ el hakkı, : hakka
-
10-Yunus 35
kul allâhu : de ki Allah
-
10-Yunus 35
yehdî ilâ el hakkı : hakka hidayet eder (ulaştırır)
-
10-Yunus 35
lâ yehiddî : kendisi hidayete eremez (ulaşamaz) (kendisini hidayete erdiremez)
-
10-Yunus 35
illâ : hariç, ancak, olmadıkça
-
10-Yunus 36
illâ : ...den başka, sadece, hariç
-
10-Yunus 36
lâ yugnî : fayda vermez, bir şey kazandırmaz (gani yapmaz)
-
10-Yunus 36
innallâhe : muhakkak ki Allah
-
10-Yunus 37
min dûni allâhi : Allah'tan başkası
-
10-Yunus 37
ve lâkin : ve ancak, lâkin
-
10-Yunus 37
lâ reybe : şüphe yoktur
-
10-Yunus 38
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
10-Yunus 40
lâ yu'minu : îmân etmeyenler, mü'min olmayanlar
-
10-Yunus 42
lâ ya'kilûne : akıl etmezler
-
10-Yunus 43
lâ yubsırûne : görmüyorlar (basar hassaları çalışmıyor)
-
10-Yunus 44
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
10-Yunus 44
lâ yazlimu : zulmetmez
-
10-Yunus 44
ve lâkinne : ve ancak, lâkin, fakat
-
10-Yunus 45
illâ : ...den başka, ancak
-
10-Yunus 45
bi likâi allâhi : Allah'a mülâki olmak (ulaşmak)
-
10-Yunus 46
summe allâhu : sonra Allah
-
10-Yunus 46
alâ mâ yef'alûn : yaptıkları şeye
-
10-Yunus 47
lâ yuzlamûne : zulmedilmez, zulme uğratılmazlar
-
10-Yunus 49
lâ emliku : malik değilim
-
10-Yunus 49
ve lâ nef'an : ve ne de fayda
-
10-Yunus 49
illâ : hariç, dışında
-
10-Yunus 49
mâ şâallâh(şâe allâhu) : Allah'ın dilediği şey
-
10-Yunus 49
fe lâ yeste'hırûne : artık ertelenmez
-
10-Yunus 49
ve lâ yestakdimûne : ve öne alınmaz, tehir edilmez
-
10-Yunus 52
illâ : ...den başka
-
10-Yunus 54
lâ yuzlemûne : zulmedilmezler (haksızlığa uğratılmazlar)
-
10-Yunus 55
e lâ : değil mi
-
10-Yunus 55
inne li allâhi : muhakkak Allah'ın
-
10-Yunus 55
e lâ : değil mi
-
10-Yunus 55
inne va'de allâhi : mutlaka Allah'ın vaadi
-
10-Yunus 55
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
10-Yunus 55
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
10-Yunus 58
bi fadli allâhi : Allah'ın fazlı ile
-
10-Yunus 59
mâ enzele âllâhu : Allah'ın indirdiği şey
-
10-Yunus 59
ve halâlen, : ve helâl
-
10-Yunus 59
kul allâhu : de ki Allah
-
10-Yunus 59
em alâ allâhi : yoksa Allah'a
-
10-Yunus 60
alâ allahi el kezibe : Allah'a yalan
-
10-Yunus 60
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
10-Yunus 60
alâ en nâsi : insanlara karşı
-
10-Yunus 60
ve lâkinne : ve ancak, lâkin
-
10-Yunus 60
lâ yeşkurûne : şükretmezler
-
10-Yunus 61
ve lâ ta'melûne : ve yapmazsınız (yapmanız yoktur ki)
-
10-Yunus 61
illâ : ancak, ...den başka olmasın
-
10-Yunus 61
ve lâ : ve olmaz
-
10-Yunus 61
ve lâ asgare : ve daha küçüğü yoktur (olmaz)
-
10-Yunus 61
ve lâ ekbere : ve daha büyüğü yoktur (olmaz)
-
10-Yunus 61
illâ : ancak, yalnız, hariç, ...den başka olmasın
-
10-Yunus 62
e lâ : öyle değil mi
-
10-Yunus 62
evlîyâe allâhi : Allah'ın dostları
-
10-Yunus 62
lâ havfun : korku yoktur
-
10-Yunus 62
ve lâ : ve olmaz
-
10-Yunus 64
lâ tebdîle : değişmez
-
10-Yunus 64
li kelimâti allâhi : Allah'ın sözü, kelimesi
-
10-Yunus 65
ve lâ yahzun-ke : ve seni üzmesin, mahzun olma
-
10-Yunus 65
lillâhi (li allâhi) : Allah'ındır
-
10-Yunus 66
e lâ : öyle değil mi
-
10-Yunus 66
lillâhi (li allâhi) : Allah'ındır
-
10-Yunus 66
min dûni allâhi : Allah'tan başkasına
-
10-Yunus 66
illâ ez zanne : ancak, yalnız, sadece zan
-
10-Yunus 66
illâ : ancak, sadece
-
10-Yunus 68
kâlû ittehaze allâhu : dediler, Allah edindi
-
10-Yunus 68
alâllâhi (alâ allâhi) : Allah'a
-
10-Yunus 68
mâ lâ ta'lemûne : bilmediğiniz şey
-
10-Yunus 69
alâllâhi (alâ allâhi) : Allah'a
-
10-Yunus 69
lâ yuflihûne : felâha, kurtuluşa eremezler
-
10-Yunus 71
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
10-Yunus 71
fe alâllâhi (alâ allâhi) : artık Allah'a
-
10-Yunus 71
lâ yekun : olmasın
-
10-Yunus 71
ve lâ tunzirûne : ve beklemeyin
-
10-Yunus 72
illâ : yalnız, ancak
-
10-Yunus 72
alâ allâhi : Allah'a ait
-
10-Yunus 73
halâife : halifeler
-
10-Yunus 74
ilâ kavmi-him : onların kavmine
-
10-Yunus 74
alâ kulûbi : kalplerin üzerini
-
10-Yunus 75
ilâ fir'avne : firavuna
-
10-Yunus 75
ve melâi-hî : ve onun ileri gelenlerine
-
10-Yunus 77
ve lâ yuflihu : ve felâha (kurtuluşa) ermez
-
10-Yunus 81
inne allâhe : muhakkak Allah
-
10-Yunus 81
inne allâhe : muhakkak Allah
-
10-Yunus 81
lâ yuslihu : ıslâh etmez, düzeltmez
-
10-Yunus 82
ve yuhikku allâhu : ve Allah gerçekleştirecek
-
10-Yunus 83
illâ : ancak, ...den başka, hariç
-
10-Yunus 83
alâ havfin : korkusu üzerine, korkusuyla
-
10-Yunus 83
ve melâi-him : ve onun ileri gelenleri
-
10-Yunus 84
bi allâhi : Allah'a
-
10-Yunus 85
alâ allâhi : Allah'a
-
10-Yunus 85
lâ tec'al-nâ : bizi kılma
-
10-Yunus 87
ilâ mûsâ : Musa'ya
-
10-Yunus 87
ve akîmu es sâlate : ve namazı ikame edin
-
10-Yunus 88
ve melâ-hu : ve onun ileri gelenleri
-
10-Yunus 88
rabbenatmis alâ : Rabbimiz yok et, mahvet
-
10-Yunus 88
alâ kulûbi-him : kalplerinin üzerini, kalplerini
-
10-Yunus 88
fe lâ yu'minû : artık mü'min olmazlar
-
10-Yunus 89
ve lâ tettebi : ve tâbî olmayın
-
10-Yunus 89
ellezîne lâ ya'lemûne : bilmeyen kimseler
-
10-Yunus 90
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
10-Yunus 90
illâ : ...den başka
-
10-Yunus 94
fe lâ tekûnenne : öyleyse sakın olma
-
10-Yunus 95
ve lâ tekûnenne : ve sakın olma
-
10-Yunus 95
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
10-Yunus 96
lâ yu'minûne : mü'min olmazlar
-
10-Yunus 98
lev lâ : keşke olsaydı, olmaz mıydı
-
10-Yunus 98
illâ : ancak, hariç
-
10-Yunus 100
illâ : (ancak) hariç, olmaksızın
-
10-Yunus 100
bi izni allâhi : Allah'ın izni ile
-
10-Yunus 100
alâ : üzerine
-
10-Yunus 100
ellezîne lâ ya'kılûne : akıl etmeyen kimseler
-
10-Yunus 101
lâ yu'minûne : âmenû olmayan
-
10-Yunus 102
illâ : muhakkak ki
-
10-Yunus 104
fe lâ a'budu : ibadet etmem, kulluk etmem, tapmam
-
10-Yunus 104
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
10-Yunus 104
ve lâkin : ve lâkin, ancak, fakat
-
10-Yunus 104
a'budu allâhe : Allah'a kulluk ederim ki o
-
10-Yunus 105
ve lâ tekûnenne : ve sakın olma
-
10-Yunus 106
ve lâ ted'u : ve tapma, dua etme
-
10-Yunus 106
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
10-Yunus 106
mâ lâ yenfeu-ke : sana fayda vermeyen şeyler
-
10-Yunus 106
ve lâ yadurru-ke : ve sana zarar vermeyen
-
10-Yunus 107
ve in yemseske allâhu : ve Allah eğer dokundurursa (isabet ettirirse)
-
10-Yunus 107
fe lâ : artık yoktur
-
10-Yunus 107
illâ hûve : ondan başka
-
10-Yunus 107
fe lâ : o taktirde yoktur
-
10-Yunus 109
yahkume allâhu : Allah hükmeder, hükmünü verir
-
100-Âdiyât 7
alâ : üzerine
-
100-Âdiyât 9
lâ ya'lemu : bilmeyecek
-
102-Tekâsür 3
kellâ : hayır
-
102-Tekâsür 4
kellâ : hayır
-
102-Tekâsür 5
kellâ : hayır
-
103-Asr 3
illâ : hariç
-
104-Hümeze 4
kellâ : hayır
-
104-Hümeze 6
nâru allâhi : Allah'ın ateşi
-
104-Hümeze 7
alâ el ef'ideti : yüreklerin üzerine
-
106-Kureyş 1
îlâfi : ülfet, emin ve rahat olmaları
-
106-Kureyş 2
ilâfi-him : onları ülfet ettirdi, emin ve rahat olmalarını sağladı
-
107-Mâ'ûn 3
ve lâ yahuddu : ve teşvik etmez
-
107-Mâ'ûn 3
alâ taâmi : doyurmaya
-
107-Mâ'ûn 5
an salâti-him : namazlarından
-
109-Kâfirûn 2
lâ a'budu : ben kul olmam, tapmam
-
109-Kâfirûn 3
ve lâ entum : ve siz değilsiniz
-
109-Kâfirûn 4
ve lâ ene : ve ben değilim
-
109-Kâfirûn 5
ve lâ entum : ve siz değilsiniz
-
11-Hûd 2
ellâ (en lâ) ta'budû : kul olmamanız
-
11-Hûd 2
illâ allâhe : Allah'tan başkası
-
11-Hûd 3
ilâ ecelin : bir zamana kadar
-
11-Hûd 4
ilâllâhi (ilâ allâhi) : Allah'adır
-
11-Hûd 4
alâ kulli şey'in : herşeye
-
11-Hûd 5
e lâ : değil mi
-
11-Hûd 5
e lâ : değil mi
-
11-Hûd 6
illâ : ancak, yalnız, dışında
-
11-Hûd 6
alâ allâhi : Allah'a ait
-
11-Hûd 7
halaka es semâvâti : semaları yarattı
-
11-Hûd 7
alâ el mâi : su üzerinde
-
11-Hûd 7
illâ : ancak, yalnız
-
11-Hûd 8
ilâ ummetin : bir ümmete (bir topluma)
-
11-Hûd 8
e lâ : değil mi
-
11-Hûd 11
illâ ellezîne : ancak o kimseler (onlar hariç)
-
11-Hûd 11
ûlâike : işte onlar
-
11-Hûd 12
lâ : olmaz
-
11-Hûd 12
lev lâ : olsa olmaz mı
-
11-Hûd 12
vallâhu : ve Allah
-
11-Hûd 12
alâ kulli şey'in : herşeye
-
11-Hûd 13
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
11-Hûd 14
bi ilmi allâhi : Allah'ın ilmiyle
-
11-Hûd 14
ve en lâ : ve (yoktur) olmadığı
-
11-Hûd 14
ilâhe illâ huve : O'ndan başka ilâh
-
11-Hûd 15
lâ yubhasûne : eksiltilmez
-
11-Hûd 16
ulâike : işte onlar
-
11-Hûd 16
illâ en nâru : ateşten başka
-
11-Hûd 17
alâ beyyinetin : kesin bir delil üzerinde
-
11-Hûd 17
ulâike : işte onlar
-
11-Hûd 17
fe lâ teku : öyleyse olma
-
11-Hûd 17
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
11-Hûd 17
lâ yu'minûne : inanmazlar, mü'min olmazlar
-
11-Hûd 18
alâllâhi (alâ allâhi) : Allah'a
-
11-Hûd 18
ulâike : işte onlar
-
11-Hûd 18
alâ rabbi-him : Rab'lerine
-
11-Hûd 18
hâulâi : işte bunlar
-
11-Hûd 18
alâ rabbi-him : Rab'lerinin üzerine (Rab'lerine)
-
11-Hûd 18
e lâ : değil mi
-
11-Hûd 18
lâ'netu allâhi : Allah'ın lâneti
-
11-Hûd 18
alâ ez zâlimîne : zalimlerin üzerine
-
11-Hûd 19
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
11-Hûd 20
ulâike : onlar
-
11-Hûd 20
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
11-Hûd 21
ulâike : işte onlar
-
11-Hûd 22
lâ cereme : bedeli yok, kurtuluşu yok, mecburi, kesinlikle
-
11-Hûd 23
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
11-Hûd 23
ulâike : işte onlar
-
11-Hûd 24
e fe lâ tezekkerûne : hâlâ tezekkür etmez misiniz
-
11-Hûd 25
ilâ kavmi-hi : kendi (onun) kavmine
-
11-Hûd 26
en lâ ta'budû : kul olmayın
-
11-Hûd 26
illallâhe (illâ allâhe) : Allah'tan başkasına
-
11-Hûd 27
illâ beşeren : beşerden başka
-
11-Hûd 27
illellezîne (illâ ellezîne) : o kimselerden başka
-
11-Hûd 28
alâ beyyinetin : bir beyyine, kesin, delil üzerinde
-
11-Hûd 29
lâ es'elu-kum : sizden istemiyorum
-
11-Hûd 29
illâ : sadece, ancak
-
11-Hûd 29
alâ allâhi : Allah'a aittir
-
11-Hûd 29
mulâkû : ulaşacaklar
-
11-Hûd 29
ve lâkin-nî : ve fakat ben
-
11-Hûd 30
min allâhi : Allah'tan (Allah'a karşı)
-
11-Hûd 30
e fe lâ tezekkerûne : hâlâ tezekkür etmez misiniz
-
11-Hûd 31
ve lâ ekûlu : ve ben demiyorum
-
11-Hûd 31
hazâin allâhi : Allah'ın hazineleri
-
11-Hûd 31
ve lâ a'lemu el gaybe : ve gaybı bilmiyorum
-
11-Hûd 31
ve lâ ekûlu : ve ben demiyorum
-
11-Hûd 31
ve lâ ekûlu : ve ben demiyorum
-
11-Hûd 31
len yu'tiyehum allâhu : Allah onlara hiç vermeyecek
-
11-Hûd 31
allâhu : Allah
-
11-Hûd 33
allâhu in şâe : Allah eğer dilerse
-
11-Hûd 34
ve lâ yenfeu-kum : ve size fayda vermez
-
11-Hûd 34
kâne allâhu : Allah oldu
-
11-Hûd 36
ilâ nûhın : Nuh'a
-
11-Hûd 36
illâ : ancak, hariç
-
11-Hûd 36
fe lâ tebteis : üzülme, sen yeise kapılma
-
11-Hûd 37
ve lâ tuhâtıb-nî : ve bana hitap etme, hitapta bulunma
-
11-Hûd 40
illâ : ancak, dışında, ...den başka
-
11-Hûd 40
illâ : ...den başka
-
11-Hûd 41
bismillâhi (bi ismi allâhi) : Allah'ın adıyla
-
11-Hûd 42
ve lâ tekun : ve olma
-
11-Hûd 43
ilâ cebelin : bir dağa
-
11-Hûd 43
lâ âsıme : engel olan (engel olucu), koruyan (koruyucu) yoktur
-
11-Hûd 43
min emri allâhi : Allah'ın emrinden
-
11-Hûd 43
illâ : başka, hariç
-
11-Hûd 44
alâ el cûdiyyi : Cudi dağı üstünde
-
11-Hûd 46
lâ tes'el-ni : benden isteme
-
11-Hûd 47
ve illâ : ve olması hariç, olmazsa
-
11-Hûd 48
bi selâmin : selâmetle
-
11-Hûd 48
ve alâ umemin : ve ümmetler, toplumlar üzerine
-
11-Hûd 49
ve lâ : ve değil
-
11-Hûd 50
ve ilâ : ve, ...e
-
11-Hûd 50
i'budu allâhe : Allah'a kul olun
-
11-Hûd 50
min ilâhin : ilâhlardan bir ilâh
-
11-Hûd 50
in entum illâ : siz ancak ...sınız
-
11-Hûd 51
lâ es'elu-kum : sizden istemiyorum
-
11-Hûd 51
illâ : ancak
-
11-Hûd 51
alellezî (alâ ellezî) : ona aittir
-
11-Hûd 51
e fe lâ ta'kılûne : hâlâ akıl etmez misiniz
-
11-Hûd 52
ilâ kuvveti-kum : sizin gücünüze, kuvvetinize
-
11-Hûd 52
ve lâ tetevellev : ve yüz çevirmeyin, dönmeyin
-
11-Hûd 54
in nekûlu illâ : biz ancak ..... deriz
-
11-Hûd 54
uşhidu allâhe : Allah'ı şahit tutuyorum
-
11-Hûd 55
lâ tunzırû-ni : bana mühlet vermeyin, beni bekletmeyin
-
11-Hûd 56
alâ allâhi : Allah'a
-
11-Hûd 56
illâ : ...den başka, ancak, olmasın
-
11-Hûd 56
alâ sırâtın mustekîmin : Sıratı Mustakîm üzeredir (Sıratı Mustakîm'in kontrolü Allah'tadır)
-
11-Hûd 57
eblagtu-kum : size tebliğ ettim
-
11-Hûd 57
ve lâ tedurrûne-hu : ve ona zarar veremezsiniz
-
11-Hûd 57
alâ kulli şey'in : herşeyi, herşeye
-
11-Hûd 60
la'neten : lânet
-
11-Hûd 60
e lâ : öyle değil mi, olmadı mı
-
11-Hûd 60
e lâ : öyle değil mi
-
11-Hûd 61
ve ilâ semûde : ve Semud kavmine
-
11-Hûd 61
ı'budû allâhe : Allah'a kul olun
-
11-Hûd 61
ilâhin : bir ilâh
-
11-Hûd 63
in kuntu alâ : şâyet ben üzerinde isem
-
11-Hûd 63
min allâhi : Allah'tan (azabından), Allah'a karşı
-
11-Hûd 64
nâkatu allâhi : Allah'ın (dişi) devesi
-
11-Hûd 64
fî ardı allâhi : Allah'ın arzında
-
11-Hûd 64
ve lâ temessû-hâ : ve ona dokunmayın
-
11-Hûd 65
selâsete : üç
-
11-Hûd 68
e lâ : (öyle) değil mi
-
11-Hûd 68
e lâ : (öyle) değil mi
-
11-Hûd 69
selâmen : selâm
-
11-Hûd 69
selâmun : selâm
-
11-Hûd 70
lâ tesilu : uzanmadı (vasıl olmadı)
-
11-Hûd 70
lâ tehaf : korkma
-
11-Hûd 70
ilâ kavmi lûtin : Lut kavmine
-
11-Hûd 73
min emri allâhi : Allah'ın emrinden (dolayı), Allah'ın emrine
-
11-Hûd 73
rahmetu allâhi : Allah'ın rahmeti
-
11-Hûd 78
hâulâi : işte bunlar
-
11-Hûd 78
fettekullâhe (fe itteku allâhe) : artık Allah'a karşı takva sahibi olun
-
11-Hûd 78
ve lâ tuhzû-ni : ve beni utandırmayın, rezil, rüsva etmeyin
-
11-Hûd 80
ilâ ruknin : bir desteğe, dayanağa, taraftara
-
11-Hûd 81
ve lâ yeltefit : ve (yüzünüzü) geri dönmeyin
-
11-Hûd 81
illâ emreete-ke : senin hanımın (kadının) hariç
-
11-Hûd 84
ve ilâ medyene : ve Medyen kavmine
-
11-Hûd 84
u'budû allâhe : Allah'a kul olun
-
11-Hûd 84
min ilâhin : bir ilâh
-
11-Hûd 84
ve lâ tenkusû : ve eksiltmeyin
-
11-Hûd 85
ve lâ tebhasû en nâse : ve insanlara eksiltmeyin
-
11-Hûd 85
ve lâ ta'sev : ve karışıklık, bozgunculuk yapmayın, fesat çıkarmayın
-
11-Hûd 86
bakıyyetu allâhi : Allah'ın bakiyesi (ticaretin bıraktığı kâr, helâl kazanç)
-
11-Hûd 87
e salâtu-ke : senin namazın mı
-
11-Hûd 88
alâ beyyinetin : bir belge, delil üzerinde
-
11-Hûd 88
ilâ mâ : şeylere
-
11-Hûd 88
illâ el ıslâha : sadece, ancak ıslâh etmek
-
11-Hûd 88
illâ : ancak,...dır (...den başka değil)
-
11-Hûd 88
billâhi (bi allâhi) : Allah iledir
-
11-Hûd 89
lâ yecrimenne-kum : sakın olmasın, size isabet etmesin
-
11-Hûd 91
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
11-Hûd 92
min allâhi : Allah'tan
-
11-Hûd 93
alâ mekânetikum) : siz yapacağınız şeyi
-
11-Hûd 95
e lâ : (öyle) değil mi, olmadı mı
-
11-Hûd 97
ilâ fir'avne : firavuna
-
11-Hûd 97
ve melâi-hi : ve onun ileri gelenleri
-
11-Hûd 99
la'neten : lânet
-
11-Hûd 101
ve lâkin : ve lâkin
-
11-Hûd 101
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
11-Hûd 104
illâ : ancak, ...den başka
-
11-Hûd 105
lâ tekellemu : konuşmaz (konuşamaz)
-
11-Hûd 105
illâ : ancak, başka, olmaksızın
-
11-Hûd 107
illâ : ancak, başka, hariç
-
11-Hûd 108
illâ : başka, hariç
-
11-Hûd 109
lâ teku : sen olma
-
11-Hûd 109
hâulâi : bunlar, onlar
-
11-Hûd 109
illâ : ancak, başka
-
11-Hûd 110
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
11-Hûd 112
ve lâ tatgav : ve azgınlık etmeyin
-
11-Hûd 113
ve lâ terkenû : ve meyletmeyin, eğilim göstermeyin, dayanmayın
-
11-Hûd 113
ilâ ellezîne zalemû : zulmeden (zalim olan) kimselere
-
11-Hûd 113
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
11-Hûd 113
lâ tunsarûne : yardım olunmazsınız
-
11-Hûd 114
ve ekımı es salâte : ve namazı kıl, ikame et
-
11-Hûd 115
fe innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
11-Hûd 115
lâ yudîu : zayi etmez
-
11-Hûd 116
lev lâ kâne : olmaz mıydı, olmasaydı
-
11-Hûd 116
illâ kalîlen : pek azı hariç
-
11-Hûd 118
ve lâ yezâlûne : ve devam edecek (bitmeyecek, zail olmayacak)
-
11-Hûd 119
illâ : hariç
-
11-Hûd 119
halaka-hum, : onları yarattı
-
11-Hûd 121
ellezîne lâ yu'minû : mü'min olmayan kimseler
-
11-Hûd 121
alâ mekâneti-kum : yapmakta olduğunuz şeyler
-
11-Hûd 123
ve li allâhi : ve Allah'ın, Allah'a ait
-
110-Nasr 1
nasru allâhi : Allah'ın yardımı
-
110-Nasr 2
dîni allâhi : Allah'ın dîni
-
111-Tebbet 3
se-yaslâ : yaslanacak, atılacak
-
112-İhlâs 1
huve allâhu : O Allah
-
112-İhlâs 2
allâhu : Allah
-
113-Felâk 1
el felakı : felâk
-
113-Felâk 2
mâ halaka : yarattığı şeyler, yarattıkları
-
114-Nâs 3
ilâhi : ilâh
-
12-Yusuf 5
lâ taksus : anlatma, nakletme
-
12-Yusuf 5
alâ ıhveti-ke : kardeşlerine
-
12-Yusuf 6
ve alâ : ve üzerine, ...a
-
12-Yusuf 6
alâ ebevey-ke : senin ebeveynine
-
12-Yusuf 8
ilâ ebî-nâ : babamıza
-
12-Yusuf 8
dalâlin : dalâlet, yanılgı
-
12-Yusuf 10
lâ taktulû : öldürmeyin
-
12-Yusuf 11
lâ te'men-nâ alâ : bize emniyet etmiyorsun, bize güvenmiyorsun (bizden emin değilsin)
-
12-Yusuf 15
lâ yeş'urûne : farkında değiller
-
12-Yusuf 18
alâ kamîsı-hi : onun gömleğinin üzerinde
-
12-Yusuf 18
ve allâhu : ve Allah
-
12-Yusuf 18
alâ : üzerine
-
12-Yusuf 19
fe adlâ : o zaman sarkıttı
-
12-Yusuf 19
gulâmun : bir erkek çocuk, bir oğlan
-
12-Yusuf 19
vallâhu : ve Allah
-
12-Yusuf 21
ve allâhu : ve Allah
-
12-Yusuf 21
alâ emri-hî : emri üzerine, emrinde
-
12-Yusuf 21
ve lâkinne : ve fakat, lâkin
-
12-Yusuf 21
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
12-Yusuf 23
maâza allâhi : Allah'a sığınırım
-
12-Yusuf 23
lâ yuflihu : felâha, kurtuluşa ermez
-
12-Yusuf 24
lev lâ : şâyet, eğer
-
12-Yusuf 25
illâ : ancak, yalnız
-
12-Yusuf 30
fî dalâlin : bir sapıklık içinde
-
12-Yusuf 31
lillâhi (li allâhi) : Allah için
-
12-Yusuf 31
illâ : ancak, sadece
-
12-Yusuf 33
ve illâ : ve ancak, yalnız, başka
-
12-Yusuf 37
lâ ye'tikumâ : size (ikinize) gelmez
-
12-Yusuf 37
illâ : ...den başka, ancak
-
12-Yusuf 37
lâ yu'minûne : inanmayan
-
12-Yusuf 37
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
12-Yusuf 38
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
12-Yusuf 38
min fadli allâhi : Allah'ın fazlından
-
12-Yusuf 38
ve alâ en nâsi : ve insanların üzerine, insanlara
-
12-Yusuf 38
ve lâkinne : ve lâkin, fakat, ama
-
12-Yusuf 38
lâ yeşkurûne : şükretmezler, şükretmiyorlar
-
12-Yusuf 39
emillâhu (emi allâhu) : yoksa, Allah mı
-
12-Yusuf 40
illâ : ancak, yalnız
-
12-Yusuf 40
mâ enzele allâhu : Allah indirmedi
-
12-Yusuf 40
illâ : yalnız, sadece
-
12-Yusuf 40
lillâhi (li allâhi) : Allah'ındır, Allah'a aittir
-
12-Yusuf 40
ellâ (en lâ) ta'budû : kul olmamanız
-
12-Yusuf 40
illâ : dışında, ...den başkasına
-
12-Yusuf 40
ve lâkinne : ve lâkin, fakat, ama
-
12-Yusuf 40
lâ ya'lemûne : bilmezler, bilmiyorlar
-
12-Yusuf 43
sunbulâtin : sümbüller, başaklar
-
12-Yusuf 44
ahlâmin : rüyalar
-
12-Yusuf 44
bi te'vîli el ahlâmi : rüyaların yorumunu
-
12-Yusuf 46
sunbulâtin : başaklar, sümbüller
-
12-Yusuf 46
ilâ en nâsi : insanlara
-
12-Yusuf 47
illâ : hariç
-
12-Yusuf 48
illâ : dışında, hariç
-
12-Yusuf 50
ilâ rabbi-ke : efendine
-
12-Yusuf 50
ellâtî kattane : kesenler (kadınlar)
-
12-Yusuf 51
lillâhi (li allâhi) : Allah için
-
12-Yusuf 52
ve enne allâhe : ve muhakkak Allah
-
12-Yusuf 52
lâ yehdî : hidayete erdirmez, başarıya ulaştırmaz
-
12-Yusuf 53
illâ : ancak, hariç
-
12-Yusuf 55
alâ : üzerine
-
12-Yusuf 56
ve lâ nudîu : ve zayi etmeyiz, kayba uğratmayız
-
12-Yusuf 59
e lâ terevne : görmüyor musunuz
-
12-Yusuf 60
fe lâ : o zaman yoktur
-
12-Yusuf 60
ve lâ takrebû-ni : ve bana yaklaşmayın
-
12-Yusuf 62
ilâ ehli-him : ailelerine
-
12-Yusuf 63
ilâ : ...e, ...a
-
12-Yusuf 64
illâ : ancak
-
12-Yusuf 64
alâ ahî-hi : onun kardeşine, kardeşi için
-
12-Yusuf 64
fallâhu (fe allâhu) : fakat Allah
-
12-Yusuf 66
min allâhi : Allah'tan
-
12-Yusuf 66
illâ : ancak, başka, olmadıkça
-
12-Yusuf 66
allâhu : Allah
-
12-Yusuf 66
alâ mâ nekûlu : söylediğimiz şeylere
-
12-Yusuf 67
lâ tedhulû : girmeyiniz
-
12-Yusuf 67
min allâhi : Allah'tan
-
12-Yusuf 67
illâ : ancak, yalnız
-
12-Yusuf 67
lillâhi (li allâhi) : Allah'ın, Allah'a ait
-
12-Yusuf 68
min allâhi : Allah'tan
-
12-Yusuf 68
illâ : ancak, başka
-
12-Yusuf 68
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
12-Yusuf 68
lâ ya'lemûne : bilmezler, bilmiyorlar
-
12-Yusuf 69
alâ : ...a, huzuruna
-
12-Yusuf 69
lâ tebteis : üzülme
-
12-Yusuf 73
tallâhi : Allah
-
12-Yusuf 76
illâ : ancak, ...den başka, hariç
-
12-Yusuf 76
en yeşâallâhu(yeşâu allâhu) : Allah'ın dilemesi
-
12-Yusuf 77
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
12-Yusuf 79
maâzâ allâhi \n(âze) : Allah'a sığınırım \n: (sığındı)
-
12-Yusuf 79
illâ : ...den başka
-
12-Yusuf 80
min allâhi : Allah'tan
-
12-Yusuf 80
yahkumu allahu : Allah hüküm verir
-
12-Yusuf 81
ilâ ebî-kum : babanıza
-
12-Yusuf 81
illâ : ...den başka
-
12-Yusuf 83
asallâhu (asâ allâhu) : umulur ki Allah
-
12-Yusuf 84
ve tevellâ : ve yüz çevirdi
-
12-Yusuf 84
yâ esefâ alâ yûsufe : ey Yusuf'a olan esefim (üzüntü)
-
12-Yusuf 85
tallâhi : Allah'a andolsun
-
12-Yusuf 86
ilallâhi (ilâ allâhi) : Allah'a
-
12-Yusuf 86
min allâhi : Allah'tan
-
12-Yusuf 86
mâ lâ ta'lemûne : bilmediğiniz şey(ler)i
-
12-Yusuf 87
ve lâ te'yesû : ve umut kesmeyin
-
12-Yusuf 87
min revhi allâhi \n(er revhu) : Allah'ın rahmetinden, Allah'ın vereceği ferahlıktan, sevinçten \n: (sevinç, ferahlık, rahmet)
-
12-Yusuf 87
lâ ye'yesu : umut kesmezler
-
12-Yusuf 87
min revhi allâhi : Allah'ın rahmetinden, Allah'ın vereceği ferahlıktan, sevinçten
-
12-Yusuf 87
illâ : ...den başkası, hariç
-
12-Yusuf 88
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
12-Yusuf 90
menne allâhu : Allah ni'metlendirdi (ni'met verdi)
-
12-Yusuf 90
fe innallâhe : o taktirde, muhakkak ki Allah
-
12-Yusuf 90
lâ yudî'u ecre : karşılığını zayi etmez (boşa çıkarmaz)
-
12-Yusuf 91
tallâhi : Allah'a yemin olsun
-
12-Yusuf 91
âserekellâhu : Allah seni tercih etmiştir
-
12-Yusuf 92
lâ tesrîbe : kınama (suçlama) yoktur
-
12-Yusuf 92
yagfiru allâhu : Allah mağfiret etsin
-
12-Yusuf 93
alâ : ...a
-
12-Yusuf 94
fasalatil'îru (fasalati el îru) : kafile ayrıldı
-
12-Yusuf 94
lev lâ : eğer olmasa, olmazsa
-
12-Yusuf 95
tallâhi : Allah'a yemin olsun
-
12-Yusuf 95
dalâlike : senin dalâletin (doğru olan şeyden uzaklığın, sapman)
-
12-Yusuf 96
alâ vechi-hî : onun yüzüne
-
12-Yusuf 96
min allâhi : Allah'tan (vahiy olarak)
-
12-Yusuf 96
mâ lâ ta'lemûne : sizin bilmediğiniz şeyleri
-
12-Yusuf 99
alâ yûsufe : Yusuf'a (yanına, huzuruna)
-
12-Yusuf 99
in şâallâhu (in şâe allâhu) : eğer Allah dilerse
-
12-Yusuf 100
alel arşı (alâ el arşı) : tahtın üzerine
-
12-Yusuf 100
latîfun : lâtiftir, lütuf sahibidir
-
12-Yusuf 104
illâ \n(in ... illâ) : ancak olur \n: (o ancak olur)
-
12-Yusuf 106
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
12-Yusuf 106
illâ : ancak, hariç
-
12-Yusuf 107
min azâbi allâhi : Allah'ın azabından
-
12-Yusuf 107
lâ yeş'urûne : farkına varmazlar
-
12-Yusuf 108
ilallâhi (ilâ allâhi) : Allah'a
-
12-Yusuf 108
alâ basîretin : basiret üzerine, Allah'ı kalp gözüyle görerek
-
12-Yusuf 108
ve subhânallâhi : ve Allah'ı tenzih ederim
-
12-Yusuf 109
illâ : ...den başka, ancak
-
12-Yusuf 109
e fe lâ ta'kılûne : hâlâ akıl etmiyor musunuz
-
12-Yusuf 110
ve lâ yureddu : ve geri döndürülmez
-
12-Yusuf 111
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
13-Ra'd 1
elif, lâm, mim, râ : hurûfu mukattaa; mukattaa harfleridir. Kur'ân-ı Kerim'de bazı surelerin başında zikredilen özel (anlamlı) harflerdir.
-
13-Ra'd 1
ve lâkinne : ve
-
13-Ra'd 1
lâ yu'minûne : inanmazlar, mü'min olmazlar
-
13-Ra'd 2
allâhu ellezî : Allah o ki
-
13-Ra'd 2
alel arşı (alâ el arşı) : arşın üzerine, arşa
-
13-Ra'd 4
alâ : üzerine
-
13-Ra'd 5
ulâike : işte onlar
-
13-Ra'd 5
ve ulâike el aglâlu : ve işte bu halkalar
-
13-Ra'd 5
ve ulâike : ve işte bunlar
-
13-Ra'd 6
el mesulâtu \n(mesuletun) : cezalar \n: (ceza)
-
13-Ra'd 6
alâ zulmi-him : onların zulümlerine karşılık
-
13-Ra'd 7
lev lâ : olmaz mıydı
-
13-Ra'd 8
allâhu : Allah
-
13-Ra'd 11
min emri allâhi : Allah'ın emrinden
-
13-Ra'd 11
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
13-Ra'd 11
lâ yugayyiru : bozmaz
-
13-Ra'd 11
erâde allâhu : Allah diler
-
13-Ra'd 11
fe lâ meredde : artık reddedecek (mani olacak kimse) yoktur
-
13-Ra'd 13
ve el melâiketu : ve melekler
-
13-Ra'd 13
fîllâhi (fî allâhi) : Allah hakkında
-
13-Ra'd 14
lâ yestecîbûne : icabet edilmez
-
13-Ra'd 14
illâ : ancak
-
13-Ra'd 14
ilel mâi (ilâ el mâi) : suya
-
13-Ra'd 14
illâ : ...den başka
-
13-Ra'd 14
fî dalâlin : dalâlette, sapıklık içinde
-
13-Ra'd 15
ve lillâhi (li allâhi) : ve Allah'a
-
13-Ra'd 15
ve zilâlu-hum : ve onların gölgeleri
-
13-Ra'd 16
kulillâhu (kul allâhu) : 'Allah'tır' de
-
13-Ra'd 16
lâ yemlikûne : yapamaz, gücü yetmez, malik değil
-
13-Ra'd 16
ve lâ darren : ve zarar vermez
-
13-Ra'd 16
lillâhi (li allâhi) : Allah'a
-
13-Ra'd 16
halakû : yarattılar
-
13-Ra'd 16
kulillâhu (kul allâhu) : 'Allah' de
-
13-Ra'd 17
yadribu allâhu : Allah örnek verir
-
13-Ra'd 17
yadrıbu allâhu : Allah örnek verir
-
13-Ra'd 18
ulâike : işte onlar
-
13-Ra'd 20
bi ahdi allâhi : Allah'ın ahdini
-
13-Ra'd 20
ve lâ yenkudûne : ve bozmazlar
-
13-Ra'd 21
mâ emerallâhu (emre allâhu) : Allah'ın emrettiği şeyi
-
13-Ra'd 22
ve ekâmû es salâte : ve namazı ikame ettiler
-
13-Ra'd 22
ve alâniyeten : ve açık olarak
-
13-Ra'd 22
ulâike : işte onlar
-
13-Ra'd 23
salaha : salih oldu, salâha ulaştı
-
13-Ra'd 23
ve el melâiketu : ve melekler
-
13-Ra'd 24
selâmun : selâm olsun
-
13-Ra'd 25
ahdallâhi (ahde allâhi) : Allah'ın ahdini
-
13-Ra'd 25
mâ emere allâhu : Allah'ın emrettiği şeyi
-
13-Ra'd 25
ulâike : işte onlar
-
13-Ra'd 25
lehum el la'netu : lânet onlaradır
-
13-Ra'd 26
allâhu : Allah
-
13-Ra'd 26
illâ : ...den başka
-
13-Ra'd 27
lev lâ : olmasaydı, olsa olmaz mıydı, değil miydi
-
13-Ra'd 27
inne allâhe : muhakkak Allah
-
13-Ra'd 28
bi zikri allâhi : Allah'ın zikri ile
-
13-Ra'd 28
e lâ : öyle değil mi
-
13-Ra'd 28
bi zikrillâhi (zikri allâhi) : Allah'ın zikri ile
-
13-Ra'd 30
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
13-Ra'd 30
illâ hûve : ondan başka
-
13-Ra'd 31
li allâhi : Allah'ın, Allah'a ait
-
13-Ra'd 31
yeşâu allâhu : Allah diler
-
13-Ra'd 31
ve lâ yezâlu : ve zail olmaz, devam eder
-
13-Ra'd 31
va'du allâhi : Allah'ın vaadi
-
13-Ra'd 31
inne allâhe : muhakkak Allah
-
13-Ra'd 31
lâ yuhlifu el mîâde : vaadinden dönmez
-
13-Ra'd 33
alâ : üzerine
-
13-Ra'd 33
lillâhi (li allâhi) : Allah'a
-
13-Ra'd 33
lâ ya'lemu : bilmiyor
-
13-Ra'd 33
ve men yudlili allâhu : ve Allah kimi saptırırsa
-
13-Ra'd 34
min allâhi : Allah'tan
-
13-Ra'd 36
en a'bude allâhe : benim Allah'a kul olmam
-
13-Ra'd 36
ve lâ uşrike : ve ben şirk koşmam
-
13-Ra'd 37
min allâhi : Allah'tan
-
13-Ra'd 37
ve lâ vâkın : ve bir koruyucu yoktur
-
13-Ra'd 38
illâ : ...den başka, ancak, olmaksızın, olmadan
-
13-Ra'd 38
bi izni allâhi : Allah'ın izni ile
-
13-Ra'd 39
allâhu : Allah
-
13-Ra'd 40
aleyke el belâgu : tebliğ senin üzerine
-
13-Ra'd 41
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
13-Ra'd 41
lâ muakkıbe : takip eden, kontrol eden, bozacak yoktur
-
13-Ra'd 42
fe lillâhi (li allâhi) : oysa Allah'a aittir
-
13-Ra'd 43
billâhi (bi allâhi) : Allah
-
14-İbrahim 1
elif lâm râ : elif lâm râ
-
14-İbrahim 1
ilâ en nûri : nura
-
14-İbrahim 1
ilâ sırâtı : yola
-
14-İbrahim 2
allâhi : Allah
-
14-İbrahim 3
alâ el âhıreti : ahirete
-
14-İbrahim 3
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
14-İbrahim 3
ulâike : işte onlar
-
14-İbrahim 3
dalâlin : dalâlet
-
14-İbrahim 4
illâ : ancak, dışında
-
14-İbrahim 4
yudillu allâhu : Allah dalâlette bırakır
-
14-İbrahim 5
ilâ en nûri : nura
-
14-İbrahim 5
bi eyyâmi allâhi : Allah'ın günlerini
-
14-İbrahim 6
ni'mete allâhi : Allah'ın ni'metlerini
-
14-İbrahim 6
belâun : bir imtihan
-
14-İbrahim 8
inne allâhe : muhakkak Allah
-
14-İbrahim 9
lâ ya'lemu-hum : onları bilmez
-
14-İbrahim 9
illâ allâhu : Allah'tan başkası
-
14-İbrahim 10
e fî allâhi : Allah hakkında mı
-
14-İbrahim 10
ilâ ecelin : bir zamana kadar
-
14-İbrahim 10
illâ : ancak, sadece
-
14-İbrahim 11
illâ : ancak
-
14-İbrahim 11
ve lâkinne allâhe : ve fakat Allah
-
14-İbrahim 11
alâ : üzerine
-
14-İbrahim 11
illâ : ancak, ...den başka, olmaksızın
-
14-İbrahim 11
bi izni allâhi : Allah'ın izni
-
14-İbrahim 11
ve alâ allâhi : ve Allah'a
-
14-İbrahim 12
ellâ netevekkele : tevekkül etmeyelim
-
14-İbrahim 12
alâllâhi (alâ allahi) : Allah'a
-
14-İbrahim 12
alâ mâ : şeylere
-
14-İbrahim 12
ve alâllâhi (ve alâ allahi) : ve Allah'a
-
14-İbrahim 17
ve lâ yekâdu : ve olmayacak, olamayacak
-
14-İbrahim 18
lâ yakdirûne : güç yetiremezler
-
14-İbrahim 18
alâ : üzerine
-
14-İbrahim 18
ed dalâlu : dalâlet
-
14-İbrahim 19
enne allâhe : muhakkak ki Allah
-
14-İbrahim 19
halaka : yarattı
-
14-İbrahim 20
alâllâhi (alâ allahi) : Allah'a
-
14-İbrahim 21
li allahi : Allah'a, Allah'ın huzuruna
-
14-İbrahim 21
min azâbi allâhi : Allah'ın azabından
-
14-İbrahim 21
hedâ-na allâhu : Allah bizi hidayete erdirdi
-
14-İbrahim 22
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
14-İbrahim 22
illâ en : ancak, sadece
-
14-İbrahim 22
fe lâ telûmû-nî : artık beni kınamayın, levmetmeyin
-
14-İbrahim 23
selâmun : selâmdır
-
14-İbrahim 24
darabe allâhu meselen : Allah örnek (misal) verdi
-
14-İbrahim 25
ve yadrıbu allâhu el emsâle : ve Allah misal verir
-
14-İbrahim 27
yusebbitu allâhu : Allah sebat ettirir
-
14-İbrahim 27
ve yudıllu allâhu : ve Allah dalâlette bırakır
-
14-İbrahim 27
ve yef'alu allâhu : ve Allah yapar
-
14-İbrahim 28
ilellezîne (ilâ ellezîne) : o kimseleri
-
14-İbrahim 28
ni'mete allâhi : Allah'ın ni'meti
-
14-İbrahim 30
li allâhi : Allah'a
-
14-İbrahim 30
ilâ en nâri : ateşe
-
14-İbrahim 31
yukîmu es salâte : namazı ikame ederler
-
14-İbrahim 31
ve alâniyeten : ve açık olarak
-
14-İbrahim 31
lâ bey'un : alışveriş olmayan
-
14-İbrahim 31
ve lâ : ve yoktur
-
14-İbrahim 31
hilâlun : dostluk, arkadaşlık
-
14-İbrahim 32
allâhu ellezî : Allah, ki o
-
14-İbrahim 32
halaka es semâvâti : semaları yarattı
-
14-İbrahim 34
ni'mete allâhi : Allah'ın ni'meti
-
14-İbrahim 34
lâ tuhsû-hâ, : onu sayamazsınız
-
14-İbrahim 37
li yukîmu es salâte : (namazı ikame etmek için) namazı ikame etsinler
-
14-İbrahim 38
alâllâhi (alâ allahi) : Allah'a
-
14-İbrahim 38
ve lâ : ve değildir
-
14-İbrahim 39
el hamdu li allâhi : hamd Allah'a aittir, hamd Allah'adır, Allah'a mahsustur
-
14-İbrahim 39
alâ : üzerine
-
14-İbrahim 40
es salâti : namaz
-
14-İbrahim 42
ve lâ tahsebenne allâhe : ve Allah'ı sanma, zannetme
-
14-İbrahim 43
lâ yerteddu : dönmez, dönemez, çevrilmez
-
14-İbrahim 44
ilâ ecelin : bir süreye kadar
-
14-İbrahim 46
ve inde allâhi : ve Allah'ın indindedir (katında, bilgisi vardır)
-
14-İbrahim 47
lâ tahsebenne allâhe : Allah'ı sakın sanma, zannetme
-
14-İbrahim 47
inne allâhe : muhakkak Allah
-
14-İbrahim 48
li allâhi : Allah'a (huzuruna)
-
14-İbrahim 51
li yecziye allâhu : Allah'ın karşılığını (ceza veya mükâfat) vermesi içindir
-
14-İbrahim 51
inne allâhe : muhakkak Allah
-
14-İbrahim 52
belâgun : bir bildiridir, duyurudur, tebliğdir
-
14-İbrahim 52
ilâhun : bir ilâhtır
-
15-Hicr 1
elif lâm râ : elif, lâm, râ
-
15-Hicr 4
illâ : ancak, olmaksızın, hariç
-
15-Hicr 7
el melâiketi : melekler
-
15-Hicr 8
el melâikete : melekler
-
15-Hicr 8
illâ : ancak, olmadan, olmaksızın
-
15-Hicr 11
illâ : ancak, ...den başka, olmaksızın
-
15-Hicr 13
lâ yu'minûne : inanmazlar
-
15-Hicr 18
illâ : ancak
-
15-Hicr 21
illâ : ancak, ...den başka, olmaksızın
-
15-Hicr 21
illâ : ancak, ...den başka, olmaksızın
-
15-Hicr 26
halaknâ : biz yarattık
-
15-Hicr 27
halaknâ-hu : onu yarattık
-
15-Hicr 28
li el melâiketi : meleklere
-
15-Hicr 30
el melâiketu : melekler
-
15-Hicr 31
illâ : ancak, yalnız, hariç
-
15-Hicr 32
ellâ tekûne (en lâ tekûne) : senin olmaman
-
15-Hicr 33
halakte-hu : sen onu halkettin, yarattın
-
15-Hicr 35
aleyke el lâ'nete : lânet senin üzerinedir
-
15-Hicr 35
ilâ yevmi ed dîni : dîn gününe (karşılıkların, ceza veya mükâfatın verildiği güne) kadar
-
15-Hicr 36
ilâ yevmi : güne kadar
-
15-Hicr 38
ilâ yevmi : güne kadar
-
15-Hicr 40
illâ : ancak, hariç
-
15-Hicr 40
el muhlasîne : muhlis olanlar, ihlâs makamının sahibi olanlar
-
15-Hicr 42
illâ : ancak, ...dan başka, hariç
-
15-Hicr 46
bi selâmin : selâm ile, selâmetle
-
15-Hicr 47
alâ sururin : tahtların üzerinde
-
15-Hicr 48
lâ yemessu-hum : onlara dokunmaz
-
15-Hicr 52
selâmen : selâm (olsun)
-
15-Hicr 53
lâ tevcel : siz korkmayın
-
15-Hicr 53
bi gulâmin : bir erkek çocuk
-
15-Hicr 54
alâ : üzerine
-
15-Hicr 55
fe lâ tekun : artık sen olma
-
15-Hicr 56
illa : ...den başka
-
15-Hicr 58
ilâ kavmin : bir kavme
-
15-Hicr 59
illâ : ancak, dışında, hariç
-
15-Hicr 65
ve lâ yeltefit : ve yüzünü (arkaya) çevirmesin, arkasına dönüp bakmasın
-
15-Hicr 66
hâulâi : onlar
-
15-Hicr 68
hâulâi : bunlar
-
15-Hicr 68
fe lâ tefdahû-ni : artık beni mahçup etmeyin
-
15-Hicr 69
vettekullâhe : ve Allah'a karşı takva sahibi olun, (ve ittekû allâhe) sakının
-
15-Hicr 69
ve lâ tuhzû-ni : ve beni alçaltmayın (rezil etmeyin)
-
15-Hicr 71
hâulâi : işte bunlar
-
15-Hicr 85
ve mâ halaknâ : ve biz yaratmadık
-
15-Hicr 85
illâ : ancak, başka
-
15-Hicr 86
el hallâku : en iyi yaratan
-
15-Hicr 88
lâ temuddenne : uzatma (dikme, uzun uzun bakma)
-
15-Hicr 88
ilâ : e
-
15-Hicr 88
ve lâ tahzen : ve üzülme, hüzünlenme, mahzun olma
-
15-Hicr 90
alâ el muktesimîne : muktesim olanlara, kısım kısım ayıranlara
-
15-Hicr 96
mea allâhi : Allah ile beraber
-
15-Hicr 96
ilâhen : ilâh
-
16-Nahl 1
emru allâhi : Allah'ın emri
-
16-Nahl 1
lâ testa'cilû-hu : onu acele istemeyin
-
16-Nahl 1
ve teâlâ : ve yücedir, alâdır
-
16-Nahl 2
el melâikete : melekler
-
16-Nahl 2
alâ : üzere, e
-
16-Nahl 2
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
16-Nahl 2
illâ : başka
-
16-Nahl 3
halaka es semâvâti : semaları yarattı
-
16-Nahl 3
teâlâ : o yücedir, alâdır
-
16-Nahl 4
halaka el insâne : insanı yarattı
-
16-Nahl 5
halaka-hâ : onu yarattı
-
16-Nahl 7
ilâ beledin : bir beldeye (şehire)
-
16-Nahl 7
illâ : ancak, başka, olmadan
-
16-Nahl 8
mâ lâ ta'lemûne : bilmediğiniz şeyler
-
16-Nahl 9
ve alâ allâhi : ve Allah'a aittir, Allah'ın üzerinedir 2 - kasdu es sebîli
-
16-Nahl 14
lahmen : et
-
16-Nahl 16
ve alâmatin : ve alâmetler, işaretler
-
16-Nahl 17
lâ yahluku : yaratmaz
-
16-Nahl 17
e fe lâ tezekkerûne : tezekkür etmez misiniz
-
16-Nahl 18
ni'mete allâhi : Allah'ın ni'metleri
-
16-Nahl 18
lâ tuhsû-hâ : onu hesaplayamazsınız
-
16-Nahl 18
inne allâhe : muhakkak Allah
-
16-Nahl 19
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
16-Nahl 20
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
16-Nahl 20
lâ yahlukûne : yaratamazlar
-
16-Nahl 22
ilâhu-kum : sizin ilâhınız
-
16-Nahl 22
ilâhun : ilâhtır
-
16-Nahl 22
lâ yu'minûne : mü'min olmazlar, inanmazlar
-
16-Nahl 23
lâ cereme : şüphe yok, şüphesiz
-
16-Nahl 23
enne allâhe : (muhakkak ki Allah), Allah'ın olduğu
-
16-Nahl 23
lâ yuhıbbu : sevmez
-
16-Nahl 25
e lâ : (öyle) değil mi
-
16-Nahl 26
fe etallâhu : böylece Allah, getirdi, yıktı, harap etti
-
16-Nahl 26
lâ yeş'urûne : farkında olmazlar
-
16-Nahl 27
alâ el kâfirîne : kâfirlerin üzerine
-
16-Nahl 28
el melâiketu : melekler
-
16-Nahl 28
belâ : hayır
-
16-Nahl 28
innâllahe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
16-Nahl 31
yeczîllâhu (yeczî allâhu) : Allah mükâfatlandırır (cezalandırır, karşılığını verir)
-
16-Nahl 32
el melâiketu : melekler
-
16-Nahl 32
selâmun : selâm olsun
-
16-Nahl 33
illâ : ancak, sadece
-
16-Nahl 33
el melâiketu : melekler
-
16-Nahl 33
ve mâ zaleme-hum allâhu : ve Allah onlara zulmetmedi
-
16-Nahl 33
ve lâkin : ve fakat, ama
-
16-Nahl 35
lev şâallâhu (lev şâe allâhu) : eğer Allah dileseydi
-
16-Nahl 35
ve lâ : ve olmaz, yapmaz
-
16-Nahl 35
ve lâ harremnâ : ve biz haram kılmayız
-
16-Nahl 35
aler rusuli (alâ er rusuli) : resûllerin üzerinde (sorumluluğunda)
-
16-Nahl 35
illel belâgul mubînu : apaçık tebliğden başka
-
16-Nahl 36
eni'budûllâhe (en i'budû allâhe) : Allah'a kul olmak
-
16-Nahl 36
hedallâhu (hedâ allâhu) : Allah hidayete erdirdi
-
16-Nahl 36
ed dalâletu : dalâlet
-
16-Nahl 37
alâ : üzerine, e
-
16-Nahl 37
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
16-Nahl 37
lâ yehdî : hidayete erdirmez
-
16-Nahl 38
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
16-Nahl 38
lâ yeb'asullâhu : Allah yeniden diriltmez (beas etmez)
-
16-Nahl 38
belâ : hayır (bilâkis), öyle değil
-
16-Nahl 38
ve lâkinne : ve lâkin, fakat, ama
-
16-Nahl 38
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
16-Nahl 41
fîllâhi (fî allâhi) : Allah yolunda
-
16-Nahl 42
ve alâ rabbi-him : ve Rab'lerine
-
16-Nahl 43
illâ : den başka
-
16-Nahl 43
lâ ta'lemûne : bilmiyorsunuz
-
16-Nahl 45
allâhu : Allah
-
16-Nahl 45
lâ yeş'urûne : farkında olmazlar, şuurunda (bilincinde) olmazlar
-
16-Nahl 47
alâ tehavvufin : korkuyorken, korkarken, korkar halde
-
16-Nahl 48
ilâ mâ halaka allâhu : Allah'ın yarattığı şeyi
-
16-Nahl 48
zilâlu-hu : onun gölgesi
-
16-Nahl 48
succeden li allâhi : Allah'a secde ederek
-
16-Nahl 49
ve li allâhi : ve Allah'a
-
16-Nahl 49
ve el melâiketu : ve melekler
-
16-Nahl 49
lâ yestekbirûne : büyüklenmezler, kibirlenmezler
-
16-Nahl 51
ve kâlallâhu (ve kâle allâhu) : ve Allah dedi
-
16-Nahl 51
lâ tettehızû : edinmeyin
-
16-Nahl 51
ilâheyni isneyni : iki ilâh
-
16-Nahl 51
ilâhun : ilâhtır
-
16-Nahl 52
e fe gayrallâhi (gayre allâhi) : öyleyse Allah'tan başkası mı
-
16-Nahl 53
min allâhi : Allah'tandır
-
16-Nahl 56
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
16-Nahl 56
tallâhi : Allah'a yemin olsun
-
16-Nahl 57
li allâhi : Allah'a
-
16-Nahl 59
alâ hûnin : zelillikle
-
16-Nahl 59
e lâ sâe : kötü değil mi
-
16-Nahl 60
lâ yu'minûne : mü'min olmazlar, inanmazlar
-
16-Nahl 60
ve li allâhi : ve Allah'ındır, Allah'a aittir
-
16-Nahl 60
el meselu el â'lâ : âlâ, yüce olma durumu
-
16-Nahl 61
allâhu : Allah
-
16-Nahl 61
ve lâkin : ve fakat, ama
-
16-Nahl 61
ilâ ecelin : bir süreye (ecele) kadar
-
16-Nahl 61
lâ yeste'hırûne : ertelenmez (tehir edilmez)
-
16-Nahl 61
ve lâ yestakdimûne : ve evvele (öne) alınmaz
-
16-Nahl 62
lillâhi (li allâhi) : Allah'a ait
-
16-Nahl 62
lâ cereme : şüphesiz, şüphe yok
-
16-Nahl 63
tallâhi : Allah'a yemin olsun
-
16-Nahl 63
ilâ umemin : ümmetlere
-
16-Nahl 64
illâ : den başka, hariç
-
16-Nahl 65
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
16-Nahl 68
ilâ en nahli : balarısına
-
16-Nahl 70
vallâhu : ve Allah
-
16-Nahl 70
halaka-kum : sizi yarattı
-
16-Nahl 70
ilâ erzeli : en rezil hale, en aşağı hale
-
16-Nahl 70
li keylâ : olmaması için, olmadığı için
-
16-Nahl 70
inne allâhe : muhakkak Allah
-
16-Nahl 71
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
16-Nahl 71
alâ ba'dın : bir kısmı üzerine
-
16-Nahl 71
alâ mâ meleket eymâne-hum \n(meleke) : onların ellerinin altında olanlara \n: (sahip oldu)
-
16-Nahl 71
e fe bi ni'meti allâhi : artık, Allah'ın ni'metini mi
-
16-Nahl 72
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
16-Nahl 72
ve bi ni'meti allâhi : ve Allah'ın ni'metini
-
16-Nahl 73
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
16-Nahl 73
lâ yemliku : malik değil, gücü yetmez
-
16-Nahl 73
ve lâ yestetîûne : ve güçleri yetmez, yapamazlar, muktedir değildirler
-
16-Nahl 74
fe lâ tadribû : artık (misal) getirmeyin, yapmayın, vurgulamayın
-
16-Nahl 74
li allâhi : Allah'a
-
16-Nahl 74
inne allâhe : muhakkak Allah
-
16-Nahl 74
lâ ta'lemûne : bilmezsiniz
-
16-Nahl 75
darabe allâhu : Allah (misal) verdi
-
16-Nahl 75
lâ yakdiru : muktedir değil, kaadir olmayan, gücü yetmeyen
-
16-Nahl 75
alâ şey'in : bir şeye
-
16-Nahl 75
el hamdu li allâhi : hamd Allah'a aittir (Allah içindir)
-
16-Nahl 75
lâ ya'lemûne : bilmezler, bilmiyorlar
-
16-Nahl 76
ve darabe allâhu : ve Allah (misal) verdi
-
16-Nahl 76
lâ yakdiru : gücü yetmez, muktedir değil
-
16-Nahl 76
alâ şey'in : bir şeye
-
16-Nahl 76
alâ mevlâ-hu : mevlâsına (efendisine)
-
16-Nahl 76
lâ ye'ti : getiremez
-
16-Nahl 76
alâ sırâtın : bir yol üzerinde
-
16-Nahl 77
ve lillâhi (li allâhi) : ve Allah'a aittir
-
16-Nahl 77
illâ : ancak, yalnız
-
16-Nahl 77
inne allâhe : muhakkak Allah
-
16-Nahl 77
alâ kulli şey'in : herşeye
-
16-Nahl 78
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
16-Nahl 78
lâ ta'lemune : bilmiyorsunuz
-
16-Nahl 79
ilet tayri (ilâ et tayri) : kuşları
-
16-Nahl 79
illallâhu (illâ allâhu) : ancak, yalnız Allah, Allah'tan başkası
-
16-Nahl 80
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
16-Nahl 80
ilâ hînin : bir vakte kadar
-
16-Nahl 81
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
16-Nahl 81
halaka : yarattı
-
16-Nahl 81
zılâlen : gölgeler, gölgelikler
-
16-Nahl 82
el belâgu : tebliğ, beyan
-
16-Nahl 83
ni'mete allâhi : Allah'ın ni'meti
-
16-Nahl 84
lâ yu'zenu \n(ezine) : izin verilmez \n: (izin verdi)
-
16-Nahl 84
ve lâ hum yusta'tebûne \n(a'tebe) : ve rızanın oluşması için, onlardan özür (mazeret) beyan etmeleri istenmez \n: (gönlünü aldı, razı etti)
-
16-Nahl 85
lâ yuhaffefu : hafifletilmez
-
16-Nahl 85
ve lâ hum yunzarûne : ve onlara nazar edilmez (yüzüne bakılmaz)
-
16-Nahl 86
hâulâi : işte onlar
-
16-Nahl 87
ilâ allâhi : Allah'a
-
16-Nahl 88
an sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolundan
-
16-Nahl 89
alâ : üzerine
-
16-Nahl 89
hâulâi : işte onlar
-
16-Nahl 90
inne allâhe : muhakkak Allah
-
16-Nahl 91
bi ahdi allâhi : Allah'ın ahdine (ahdini)
-
16-Nahl 91
ve lâ tenkudû : ve siz bozmayın
-
16-Nahl 91
allâhe : Allah
-
16-Nahl 91
inne allâhe : muhakkak Allah
-
16-Nahl 92
ve lâ tekûnû : ve siz olmayın
-
16-Nahl 92
yeblû-kum allâhu : Allah sizi imtihan eder
-
16-Nahl 93
ve lev şâe allâhu : ve eğer Allah dileseydi
-
16-Nahl 93
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
16-Nahl 94
ve lâ tettehızû : ve edinmeyin
-
16-Nahl 94
an sebîlillâhi : Allah'ın yolundan
-
16-Nahl 95
ve lâ teşterû : ve satmayın
-
16-Nahl 95
bi ahdi allâhi : Allah'ın ahdini
-
16-Nahl 95
inde allâhi : Allah'ın indinde, katında, yanında
-
16-Nahl 96
ve mâ ındallâhi (inde allâhi) : ve Allah'ın indinde, katında olan şey(ler)
-
16-Nahl 98
bi allâhi : Allah'a
-
16-Nahl 99
alellezîne (alâ ellezîne) : onların üzerinde
-
16-Nahl 99
ve alâ : ve üzerine, ...e
-
16-Nahl 100
alellezîne (alâ ellezîne) : onların üzerinde
-
16-Nahl 101
vallâhu a'lemu : ve Allah bilir
-
16-Nahl 101
lâ ya'lemûne : bilmezler, bilmiyorlar
-
16-Nahl 104
lâ yu'minûne : inanmazlar (îmân etmezler)
-
16-Nahl 104
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerine
-
16-Nahl 104
lâ yehdî-him : onları hidayete erdirmez
-
16-Nahl 104
allâhu : Allah
-
16-Nahl 105
lâ yu'minûne : inanmazlar
-
16-Nahl 105
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetlerine
-
16-Nahl 105
ve ulâike : ve işte onlar
-
16-Nahl 106
billâhi (bi allâhi) : Allah'ı
-
16-Nahl 106
illâ : hariç
-
16-Nahl 106
ve lâkin : fakat, ama, ve de
-
16-Nahl 106
minallâhi : Allah'tan
-
16-Nahl 107
alâ el âhıreti : ahirete
-
16-Nahl 107
ve enne allâhe : ve muhakkak Allah
-
16-Nahl 107
lâ yehdî : hidayete erdirmez
-
16-Nahl 108
ulâike : işte onlar
-
16-Nahl 108
tabe allâhu : Allah mühürledi, tabetti
-
16-Nahl 108
alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerini, kalplerini
-
16-Nahl 108
ve ulâike : ve işte onlar
-
16-Nahl 109
lâ cereme : şüphesiz, şüphe yok
-
16-Nahl 111
lâ yuzlemûne : zulmedilmezler, haksızlığa uğratılmazlar
-
16-Nahl 112
ve darabe allâhu : ve Allah misal verdi
-
16-Nahl 112
bi en'umi allâhi : Allah'ın ni'metleri (ni'metlendirmesi)
-
16-Nahl 112
fe ezâka-hâ allâhu : bundan sonra Allah ona tattırdı
-
16-Nahl 114
razaka-kum allâhu : Allah sizi rızıklandırdı
-
16-Nahl 114
halâlen : helâl olarak
-
16-Nahl 114
ni'mete allâhi : Allah'ın ni'metleri
-
16-Nahl 115
ve lahme el hınzîri : ve domuz eti
-
16-Nahl 115
li gayri allâhi : Allah'tan başkası için
-
16-Nahl 115
ve lâ âdin : ve hakka tecavüz etmeden
-
16-Nahl 115
fe inne allâhe : o taktirde, bu halde, muhakkak Allah
-
16-Nahl 116
ve lâ tekûlû : ve söylemeyin
-
16-Nahl 116
halâlun : helâl
-
16-Nahl 116
alâllâh (alâ allâhi) : Allah'a
-
16-Nahl 116
alâllâh (alâ allâhi) : Allah'a
-
16-Nahl 116
lâ yuflihûne : felâha, kurtuluşa ermezler (eremezler)
-
16-Nahl 118
ve alellezîne (alâ ellezîne) : ve o kimseler üzerine
-
16-Nahl 118
ve lâkin : ve fakat, ama, lâkin
-
16-Nahl 119
ve aslahû : ve ıslâh oldular (nefsi ıslâh edici amel yaptılar)
-
16-Nahl 120
lillâhi (li allâhi) : Allah'a, Allah için
-
16-Nahl 121
ilâ sırâtın mustekîmin : Sıratı Mustakîm'e (Allah'a yönlendirilmiş, Allah'a ulaştıran yola)
-
16-Nahl 125
ilâ sebîli : yola
-
16-Nahl 127
illâ : ancak, yalnız, den başka
-
16-Nahl 127
billâhi (bi allâhi) : Allah iledir
-
16-Nahl 127
ve lâ tahzen : ve üzülme, mahzun olma
-
16-Nahl 127
ve lâ teku : ve olma
-
16-Nahl 128
inne allâhe : muhakkak Allah
-
17-İsrâ 1
ilâ el mescidi el aksa : Mescid-i Aksa'ya
-
17-İsrâ 2
ellâ tettehızû : edinmeyin (diye)
-
17-İsrâ 4
ilâ benî İsrâîle : İsrailoğullarına
-
17-İsrâ 4
ve le ta'lunne \n(alâ) : ve gerçekten üstün geleceksiniz, gâlip geleceksiniz \n: (üstün, geldi)
-
17-İsrâ 5
ûlâ-humâ : ikisinden birincisi
-
17-İsrâ 5
hılâle ed diyâri : evlerin arası
-
17-İsrâ 10
lâ yu'minûne : inanmazlar, mü'min olmazlar (kalplerine îmân yazılmaz)
-
17-İsrâ 15
ve lâ teziru : ve yük (ağırlık) taşımaz
-
17-İsrâ 18
yaslâ-hâ : ona maruz kalır (atılır)
-
17-İsrâ 19
ulâike : işte onlar
-
17-İsrâ 20
hâulâi : bunlar
-
17-İsrâ 20
ve hâulâi : ve bunlar
-
17-İsrâ 21
alâ ba'dın : bir kısmına
-
17-İsrâ 22
lâ tec'al : kılma, yapma, edinme
-
17-İsrâ 22
meallâhi (mea allâhi) : Allah ile beraber
-
17-İsrâ 22
ilâhen : bir ilâh
-
17-İsrâ 23
ellâ : olmamak
-
17-İsrâ 23
illâ : ancak, başka
-
17-İsrâ 23
ev kilâ-humâ : veya her ikisi
-
17-İsrâ 23
lâ tekul : söyleme
-
17-İsrâ 23
ve lâ tenher-humâ : ve ikisini azarlama, bağırma, kaba davranma
-
17-İsrâ 26
ve lâ tubezzir : ve savurma, israf etme
-
17-İsrâ 29
ve lâ tec'al : ve kılma, yapma
-
17-İsrâ 29
ilâ unukı-ke : boynuna
-
17-İsrâ 29
ve lâ tebsut-hâ : ve tutma, onu fazla harcama
-
17-İsrâ 31
ve lâ taktulû : ve öldürmeyin
-
17-İsrâ 31
evlâde-kum : evlâtlarınız
-
17-İsrâ 31
imlâkın : yokluk, yoksulluk, fakirlik
-
17-İsrâ 32
ve lâ takrebû : ve yaklaşmayın
-
17-İsrâ 33
ve lâ taktulû : ve öldürmeyin
-
17-İsrâ 33
harremallâhu : Allah haram kıldı
-
17-İsrâ 33
illâ : hariç, den başka
-
17-İsrâ 33
lâ yusrif : haddi aşmasın
-
17-İsrâ 34
ve lâ takrebû : ve yaklaşmayın
-
17-İsrâ 34
illâ : ancak, den başka (şekilde), olmadıkça
-
17-İsrâ 36
ve lâ takfu \n(kafâ) : ve ardına düşme \n: (ardından yürüdü)
-
17-İsrâ 36
ulâike : işte onlar, onlar
-
17-İsrâ 37
ve lâ temşi : ve yürüme
-
17-İsrâ 39
ve lâ tec'al : ve kılma, edinme
-
17-İsrâ 39
meallâhi (mea allahi) : Allah'la beraber
-
17-İsrâ 39
ilâhen : bir ilâh
-
17-İsrâ 40
min el melâiketi : meleklerden
-
17-İsrâ 41
illâ : ancak, den başka
-
17-İsrâ 42
ilâ zîl arşı (zî el arşı) : arşın sahibine
-
17-İsrâ 43
ve teâlâ : ve âlâ, üstün
-
17-İsrâ 44
illâ \n(in ... illâ) : ancak \n: (yoktur)
-
17-İsrâ 44
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
17-İsrâ 44
lâ tefkahûne : fıkıh edemezsiniz, idrak edemezsiniz, anlayamazsınız
-
17-İsrâ 45
lâ yu'minûne : inanmazlar
-
17-İsrâ 46
alâ : üzerine
-
17-İsrâ 46
alâ : üzerine
-
17-İsrâ 47
illâ : ancak
-
17-İsrâ 48
fe lâ yestetîûne : artık güç yetiremezler, güçleri yetmez
-
17-İsrâ 52
illâ : ancak, sadece
-
17-İsrâ 55
alâ ba'dın : bir kısmı üzerine, diğerlerine
-
17-İsrâ 56
lâ yemlikûne : güçleri yetmez, güce malik (sahip) değiller
-
17-İsrâ 56
ve lâ tahvîlen : ve değiştirme olmaz
-
17-İsrâ 57
ulâikellezîne (ulâike ellezîne) : işte onlar
-
17-İsrâ 57
ilâ rabbi-him : Rab'lerine, kendilerinin Rabbine
-
17-İsrâ 58
illâ : ancak, yalnız (öyle olur)
-
17-İsrâ 59
illâ : ancak, yalnız
-
17-İsrâ 59
illâ : ancak, den başka
-
17-İsrâ 60
illâ : ancak, den başka, sadece
-
17-İsrâ 60
illâ : yalnız, ancak, den başka
-
17-İsrâ 61
lil melâiketiscudû : meleklere secde edin
-
17-İsrâ 61
illâ : ancak, başka, hariç
-
17-İsrâ 61
li men halakte : halkettiğin, yarattığın kimseye
-
17-İsrâ 62
ilâ yevmil kıyâmeti : kıyâmet gününe
-
17-İsrâ 62
illâ : ancak, başka, hariç
-
17-İsrâ 64
ve el evlâdi : ve evlâtlarda, çocuklarda
-
17-İsrâ 64
illâ : ancak, fakat
-
17-İsrâ 67
illâ iyyâ-hu : sadece o hariç, ondan başka
-
17-İsrâ 67
ilâ el berri : karaya
-
17-İsrâ 68
lâ tecidû : bulamazsınız
-
17-İsrâ 69
lâ tecidû : bulamazsınız
-
17-İsrâ 70
alâ : üzerine
-
17-İsrâ 70
mimmen(min men) halaknâ : yarattıklarımızdan
-
17-İsrâ 71
fe ulâike : o zaman işte onlar
-
17-İsrâ 71
ve lâ yuzlemûne : ve zulmedilmezler
-
17-İsrâ 74
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
17-İsrâ 75
lâ tecidu : bulamazsın
-
17-İsrâ 76
lâ yelbesûne : (orada) kalmazlar, kalamazlar
-
17-İsrâ 76
hilâfe-ke : senden sonra, senin arkandan
-
17-İsrâ 76
illâ : ancak, sadece
-
17-İsrâ 77
ve lâ tecidu : ve bulamazsın
-
17-İsrâ 78
ekımı es salâte : namazı kıl, ikame et
-
17-İsrâ 78
ilâ gasakı el leyli (gasaka) : gecenin kararmasına kadar (karardı)
-
17-İsrâ 82
ve lâ yezîdu : ve artırmaz
-
17-İsrâ 82
illâ : sadece, den başka
-
17-İsrâ 83
alâ el insâni : insana
-
17-İsrâ 84
alâ : üzerine, ...a, ...e
-
17-İsrâ 85
illâ : ancak, den başka, sadece
-
17-İsrâ 86
lâ tecidu : bulamazsın
-
17-İsrâ 87
illâ : ancak, sadece
-
17-İsrâ 88
alâ : üzerine, ...e
-
17-İsrâ 88
lâ ye'tûne : getiremezler
-
17-İsrâ 89
illâ : başka, sadece
-
17-İsrâ 91
hılâle-hâ : onun arasından
-
17-İsrâ 92
billâhi (bi allâhi) : Allah'ı
-
17-İsrâ 92
vel melâiketi : ve melekleri
-
17-İsrâ 93
illâ : sadece, den başka
-
17-İsrâ 94
illâ : den başka, sadece
-
17-İsrâ 94
allâhu : Allah
-
17-İsrâ 95
melâiketun : melekler
-
17-İsrâ 96
bi allâhi : Allah
-
17-İsrâ 97
yehdi allâhu : Allah (Kendisine) ulaştırır
-
17-İsrâ 97
alâ vucûhi-him : yüzleri üzerinde, yüzükoyun, yüzüstü
-
17-İsrâ 99
ennallâhellezî : o Allah ki, onun olduğunu
-
17-İsrâ 99
halaka es semâvâti : semaları yarattı
-
17-İsrâ 99
alâ : üzerine, ...e
-
17-İsrâ 99
lâ reybe : şüphe yoktur
-
17-İsrâ 99
illâ : sadece, ancak, yalnız
-
17-İsrâ 102
hâulâi : bunlar
-
17-İsrâ 102
illâ : ancak, den başka
-
17-İsrâ 105
illâ : ancak, yalnızca, den başka
-
17-İsrâ 106
alen nâsi (alâ en nâsi) : insanlara
-
17-İsrâ 106
alâ muksin : uzun sürede
-
17-İsrâ 107
lâ tu'minû : inanmayın
-
17-İsrâ 107
izâ yutlâ : okunduğu zaman
-
17-İsrâ 110
kulid'ullâhe (kul ud'u allâhe) : de ki Allah (diye) çağır
-
17-İsrâ 110
ve lâ techer : ve çok yükseltme, çok belli etme
-
17-İsrâ 110
bi salâtike : namazında
-
17-İsrâ 110
ve lâ tuhâfit : ve gizleme
-
17-İsrâ 111
lillâhillezî (li allâhi ellezî) : Allah'a ki o
-
18-Kehf 1
el hamdulillâhillezî : hamd Allah'adır, o ki
-
18-Kehf 1
alâ abdi-hi : kuluna
-
18-Kehf 4
ittehaze allâhu : Allah edindi
-
18-Kehf 5
ve lâ : ve yoktur
-
18-Kehf 5
illâ : ancak, sadece
-
18-Kehf 6
alâ âsâri-him : onların izi üzere, onların arkalarından
-
18-Kehf 7
alel ardı (alâ el ardı) : yeryüzünde
-
18-Kehf 10
ilel kehfi (ilâ el kehfi) : mağaraya
-
18-Kehf 11
alâ : üzerine, ...e, ...a
-
18-Kehf 14
alâ : üzerine, üzerinde
-
18-Kehf 14
ilâhen : ilâh
-
18-Kehf 15
hâulâi : işte bunlar
-
18-Kehf 15
lâ ye'tûne : gelmez
-
18-Kehf 15
alallâhi (alâ allahi) : Allah'a karşı, Allah'a
-
18-Kehf 16
illâllâhe (illâ allâhe) : Allah'tan başka
-
18-Kehf 16
ilel kehfi (illâ el kehfi) : mağaraya
-
18-Kehf 17
min âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerinden
-
18-Kehf 17
yehdi allâhu : Allah hidayete erdirir (kendisine ulaştırır)
-
18-Kehf 18
levittala'te (lev ittala'te) : muttali olsaydın, yakından görseydin
-
18-Kehf 19
ve li yetelattaf : ve dikkat etsin (en ince hususa kadar ifa etsin) tedbirli olsun
-
18-Kehf 19
ve lâ yuş'ırenne : ve sakın sezdirmesin, hissettirmesin, farkına vardırmasın
-
18-Kehf 21
va'dallâhi (va'de allâhi) : Allah'ın vaadi
-
18-Kehf 21
lâ reybe : şüphe yok
-
18-Kehf 21
alâ emri-him : onların işleri üzerine, onların işlerine
-
18-Kehf 22
selâsetun : üç
-
18-Kehf 22
illâ : sadece, den başka, ancak
-
18-Kehf 22
fe lâ tumâri : artık tartışma
-
18-Kehf 22
illâ : ancak
-
18-Kehf 22
ve lâ testefti \n(fetva) : ve soru sorma (açıklama isteme) \n: (açıklama, hüküm verme, fetva verme)
-
18-Kehf 23
ve lâ tekûlenne : ve deme muhakkak
-
18-Kehf 24
illâ : ancak
-
18-Kehf 24
en yeşâallâhu : Allah dilerse
-
18-Kehf 25
selâse : üç
-
18-Kehf 26
kulillâhu (kuli allâhu) : de ki Allah
-
18-Kehf 26
ve lâ yuşriku : ve ortak etmez
-
18-Kehf 27
lâ mubeddile : değiştirecek yoktur
-
18-Kehf 28
ve lâ ta'du \n(âde) : ve döndürme, çevirme \n: (döndü)
-
18-Kehf 28
ve lâ tutı' : ve itaat etme
-
18-Kehf 30
lâ nudîu : zayi etmeyiz
-
18-Kehf 31
ulâike : işte onlar
-
18-Kehf 31
alel erâiki (alâ el erâiki) : tahtlar üzerinde, üzerine
-
18-Kehf 33
hılâle-humâ : ikisinin arasından
-
18-Kehf 36
ilâ rabbî : Rabbime
-
18-Kehf 37
halaka-ke : seni yarattı
-
18-Kehf 38
lâkinne : fakat
-
18-Kehf 38
huvallâhu (huve allâhu) : o Allah
-
18-Kehf 38
ve lâ uşriku : ve ben şirk koşmam, ortak koşmam
-
18-Kehf 39
ve lev lâ : ve olmasaydı, olmaz mıydı
-
18-Kehf 39
mâ şâe allâhu : maşaallah, Allah'ın dilediği şey
-
18-Kehf 39
lâ kuvvete : kuvvet yoktur
-
18-Kehf 39
illâ : sadece, ancak, den başka
-
18-Kehf 39
billâhi (bi allâhi) : Allah'a, Allah'tan
-
18-Kehf 42
alâ : üzerine, ...e
-
18-Kehf 42
hâviyetun alâ : üzerine yıkılmış, çökmüş halde
-
18-Kehf 43
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
18-Kehf 44
el velâyetu : velâyet, yardım, dostluk
-
18-Kehf 44
lillâhil hakkı (li allâhi el hakkı) : hak olan Allah'a aittir
-
18-Kehf 45
ve kânallâhu (kâne allâhu) : ve (Allah ..... oldu) Allah ...'tır
-
18-Kehf 45
alâ kulli şey'in : herşeye
-
18-Kehf 48
alâ rabbi-ke : senin Rabbine
-
18-Kehf 48
halaknâ-kum : sizi yarattık
-
18-Kehf 49
lâ yugâdiru : ihmal etmez, bırakmaz, bırakmıyor
-
18-Kehf 49
ve lâ : ve olmadı, olmaz
-
18-Kehf 49
illâ : den başka
-
18-Kehf 49
ve lâ yazlimu : ve zulmetmez
-
18-Kehf 50
li el melâiketi : meleklere
-
18-Kehf 50
illâ iblîse : iblis dışında, iblis hariç
-
18-Kehf 51
ve lâ : ve olmadı
-
18-Kehf 55
illâ : den başka, sadece
-
18-Kehf 56
illâ : dışında, hariç, den başka
-
18-Kehf 57
alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerine
-
18-Kehf 57
ilel hudâ (ilâ el hudâ) : hidayete
-
18-Kehf 60
lâ ebrehu : ayrılmayacağım, devam edeceğim
-
18-Kehf 63
ilas sahrati (ilâ es sahrati) : kayaya
-
18-Kehf 63
illeş şeytânu (illâ eş şeytânu) : şeytandan başkası
-
18-Kehf 64
alâ âsâri-himâ : (ikisinin) izleri üzerinde
-
18-Kehf 66
alâ : üzere
-
18-Kehf 68
tesbiru alâ : sabredersin
-
18-Kehf 69
inşâallahu (inşâe allâhu) : Allah dilerse
-
18-Kehf 69
ve lâ a'sî : ve asi olmayacağım
-
18-Kehf 70
fe lâ tes'el-nî : bana soru sorma
-
18-Kehf 71
fentalakâ (fe intalakâ) : böylece (ikisi) gittiler
-
18-Kehf 73
lâ tuâhız-nî : beni sorgulama
-
18-Kehf 73
ve lâ turhık-nî : ve bana yükleme,
-
18-Kehf 74
gulâmen : (erkek) çocuk
-
18-Kehf 76
lâ tusâhıb-nî, : benimle arkadaşlık etme
-
18-Kehf 76
belagte : sen ulaştın
-
18-Kehf 80
ve emmâ el gulâmu : ve fakat çocuğa (gelince)
-
18-Kehf 82
li gulâmeyni : iki (erkek) çocuğa ait, iki (erkek) çocuğun
-
18-Kehf 87
ilâ rabbi-hî : Rabbine
-
18-Kehf 90
matlıa eş şemsi \n(talaa) : güneşin (tulû ettiği) doğduğu yer \n: (doğdu)
-
18-Kehf 90
alâ kavmin : bir kavmin üzerine
-
18-Kehf 93
lâ yekâdûne yefkahûne : (neredeyse hiç) anlamayan
-
18-Kehf 94
alâ : üzerine, e karşı, karşılık
-
18-Kehf 101
lâ yestetîûne : güçleri yetmez, muktedir olamazlar
-
18-Kehf 105
ulâike ellezîne : işte o kimseler, onlar
-
18-Kehf 105
fe lâ nukîmu : bu sebeple ikame etmeyeceğiz, yapmayacağız
-
18-Kehf 108
lâ yebgûne : ibtiga etmezler, istemezler
-
18-Kehf 110
ilâhu-kum : sizin ilâhınız
-
18-Kehf 110
ilâhun : bir ilâh
-
18-Kehf 110
ve lâ yuşrik : ve şirk koşmasın
-
19-Meryem 7
bi gulâmin : bir oğlan çocuk ile
-
19-Meryem 8
gulâmun : oğlan çocuğu
-
19-Meryem 8
belagtu : ulaştım
-
19-Meryem 9
halaktu-ke : seni yarattım
-
19-Meryem 10
ellâ tukellime : konuşmaman, konuşamaman
-
19-Meryem 10
selâse : üç
-
19-Meryem 11
alâ : a
-
19-Meryem 15
ve selâmun : ve selâm olsun
-
19-Meryem 19
gulâmen : bir erkek çocuk
-
19-Meryem 20
lî gulâmun : benim bir erkek çocuğum, oğlum
-
19-Meryem 23
ilâ ciz'ın nahleti : hurma ağacının gövdesine
-
19-Meryem 24
ellâ : olma
-
19-Meryem 30
abdullâhi (abdu allâhi) : Allah'ın kulu
-
19-Meryem 31
bi es salâti : namazı
-
19-Meryem 33
ve es selâmu : ve selâm, selâmet
-
19-Meryem 35
lillâhi (li allâhi) : Allah için
-
19-Meryem 36
ve innallâhe : ve muhakkak ki Allah
-
19-Meryem 38
lâkin : lâkin, fakat
-
19-Meryem 38
dalâlin : dalâlet
-
19-Meryem 39
lâ yu'minûne : mü'min olmuyorlar, mü'min değiller
-
19-Meryem 42
mâ lâ yesmau : işitmeyen şey
-
19-Meryem 42
ve lâ yubsıru : ve görmeyen
-
19-Meryem 42
ve lâ yugnî an-ke : ve sana faydası olmayan
-
19-Meryem 44
lâ ta'budi eş şeytâne : şeytana kul olma
-
19-Meryem 47
selâmun : selâm olsun
-
19-Meryem 48
min dûnillâhi (dûni allâhi) : Allah'tan başka
-
19-Meryem 48
ellâ ekûne : ben olmam
-
19-Meryem 49
min dûnillâhi (dûni allâhi) : Allah'tan başka
-
19-Meryem 55
bi es salâti : namazı
-
19-Meryem 58
ulâike : İşte onlar
-
19-Meryem 58
en'ame allâhu : Allah ni'metlendirdi
-
19-Meryem 58
izâ tutlâ : okunduğu zaman
-
19-Meryem 59
edâu es salâte : namazı ihmal (zayi) ettiler
-
19-Meryem 60
illâ : hariç, sadece
-
19-Meryem 60
ulâike : işte onlar
-
19-Meryem 60
ve lâ yuzlemûne : ve zulmedilmezler
-
19-Meryem 62
lâ yesmeûne : işitmezler
-
19-Meryem 62
lagven : boş söz
-
19-Meryem 62
illâ : ancak, sadece
-
19-Meryem 62
selâmen : selâm
-
19-Meryem 64
illâ : sadece, den başka, olmaksızın
-
19-Meryem 67
e ve lâ yezkuru : ve düşünmüyor mu
-
19-Meryem 67
halaknâ-hu : onu yarattık
-
19-Meryem 69
alâ er rahmâni : Rahmân'a karşı
-
19-Meryem 70
evlâ : daha yakın, en çok hakeden
-
19-Meryem 71
illâ : mutlaka, illâ, muhakkak
-
19-Meryem 71
alâ : üzerine
-
19-Meryem 73
ve izâ tutlâ : ve okunduğu zaman
-
19-Meryem 75
fî ed dalâleti : dalâlette
-
19-Meryem 76
yezîdu allâhu : Allah artırır
-
19-Meryem 78
ettalaa (e ıttalaa) : muttali mi oldu, görüp bildi mi
-
19-Meryem 79
kellâ : hayır, asla, öyle değil
-
19-Meryem 81
min dûnillâhi (dûni allâhi) : Allah'tan başka
-
19-Meryem 82
kellâ : hayır, asla, öyle değil
-
19-Meryem 83
alâ el kâfirîne : kâfirlerin üzerine
-
19-Meryem 84
lâ ta'cel : acele etme
-
19-Meryem 85
ilâ er rahmâni : Rahmân'a
-
19-Meryem 86
ilâ cehenneme : cehenneme
-
19-Meryem 87
lâ yemlikûne : malik olmayacaklar, güçleri yetmeyecek
-
19-Meryem 87
illâ men : ancak kim, kişi, kimse
-
19-Meryem 93
in ..... illâ : ise, ancak, mutlaka olur
-
19-Meryem 93
illâ : ancak, illâ, mutlaka
-
2-Bakara 1
elif, lâm, mim : elif, lâm, mim
-
2-Bakara 2
lâ : yok, değil
-
2-Bakara 3
es salâte : salat, namaz
-
2-Bakara 5
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 5
alâ : üzere, üzerinde, ... e
-
2-Bakara 5
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 6
lâ yu'minûne : âmenû olmazlar (Allah'a ulaşmayı dilemezler)
-
2-Bakara 7
allâhu : Allah
-
2-Bakara 7
alâ : üzerine
-
2-Bakara 7
alâ : üzerine
-
2-Bakara 7
alâ : üzerine
-
2-Bakara 8
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 9
allâhe : Allah
-
2-Bakara 9
illâ : ancak, sadece
-
2-Bakara 10
allâhu : Allah
-
2-Bakara 11
lâ tufsidû : fesat çıkartmayın
-
2-Bakara 12
e lâ : değil mi, (öyle) değil mi
-
2-Bakara 12
lâkin : lâkin, fakat
-
2-Bakara 12
lâ yeş'urûne : (şuurunda) bilincinde olmazlar,
-
2-Bakara 13
e lâ : (öyle) değil mi
-
2-Bakara 13
lâkin : lâkin, fakat
-
2-Bakara 13
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
2-Bakara 14
ilâ şeyâtîni-him : kendi şeytanlarıyla
-
2-Bakara 15
allâhu : Allah
-
2-Bakara 16
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 16
ed dalâlete : dalâlet
-
2-Bakara 17
allâhu : Allah
-
2-Bakara 17
lâ yubsirûne : onlar görmüyorlar, görmezler,
-
2-Bakara 18
lâ yerciûne : (onlar) dönmezler, dönemezler
-
2-Bakara 19
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 20
allâhu : Allah
-
2-Bakara 20
allâhe : Allah
-
2-Bakara 20
alâ : üzerine, ... e
-
2-Bakara 21
halaka-kum : sizi yarattı
-
2-Bakara 22
lâ tec'alû : kılmayın, yapmayın
-
2-Bakara 22
lillâhi (li allâhi) : Allah için, Allah'a
-
2-Bakara 23
alâ : üzerine, ... a
-
2-Bakara 23
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
2-Bakara 26
allâhe : Allah
-
2-Bakara 26
lâ yestahyî : çekinmez
-
2-Bakara 26
allâhu : Allah
-
2-Bakara 26
illâ : ancak, sadece, den başka
-
2-Bakara 27
ahdallâhi (ahdi allâhi) : Allah'ın ahdi
-
2-Bakara 27
allâhu : Allah
-
2-Bakara 27
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 28
billâhi (bi allâhi) : Allah'ı
-
2-Bakara 29
halaka : yarattı
-
2-Bakara 29
ilâ : ... e
-
2-Bakara 30
li el melâiketi : meleklere
-
2-Bakara 30
mâ lâ tâ'lemûne : sizin bilmediğiniz şeyleri
-
2-Bakara 31
alâ : ... e
-
2-Bakara 31
el melâiketi : melekler
-
2-Bakara 31
hâulâi : bunlar
-
2-Bakara 32
lâ : yoktur, değil, olmaz
-
2-Bakara 32
illâ : den başka, sadece
-
2-Bakara 34
li el melâiketi : meleklere
-
2-Bakara 34
illâ : hariç, den başka
-
2-Bakara 35
ve kulâ : ve ikiniz yeyin
-
2-Bakara 35
ve lâ takrabâ : ve yaklaşmayın (ikiniz)
-
2-Bakara 36
ilâ : ... e kadar
-
2-Bakara 38
fe lâ havfun : artık korku yoktur
-
2-Bakara 38
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
2-Bakara 39
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 41
ve lâ tekûnû : ve olmayın
-
2-Bakara 41
ve lâ teşterû : ve satmayın
-
2-Bakara 42
ve lâ telbisû : ve karıştırmayın, gizleyip örtmeyin
-
2-Bakara 43
es salâte : namaz
-
2-Bakara 44
e fe lâ ta'kılûne : o halde, hâlâ akıl etmiyor musunuz
-
2-Bakara 45
ve es sâlâti : ve namaz
-
2-Bakara 45
illâ : ancak, hariç, den başka
-
2-Bakara 45
alâ el hâşiîne : huşû sahiplerine
-
2-Bakara 46
mulâkû : mülâki olma, kavuşma, ulaşma, karşılaşma
-
2-Bakara 47
alâ el âlemîne : âlemlere
-
2-Bakara 48
lâ teczî : karşılığı ödenmez
-
2-Bakara 48
ve lâ yukbelu : ve kabul olunmaz
-
2-Bakara 48
ve lâ yu'hazu : ve alınmaz
-
2-Bakara 48
ve lâ hum yunsarûne : ve onlara yardım olunmaz
-
2-Bakara 49
belâun : belâ, imtihan
-
2-Bakara 54
ilâ : ... a
-
2-Bakara 55
allâhe : Allah
-
2-Bakara 57
lâkin : lâkin, fakat
-
2-Bakara 59
alâ : üzerine
-
2-Bakara 60
min rızkıllâhi (rızkı allâhi) : Allah'ın rızkından
-
2-Bakara 60
ve lâ ta'sev : ve haddi aşmayın, azmayın, asi
-
2-Bakara 61
alâ taâmin : yemeğe
-
2-Bakara 61
min allâhi : Allah'tan
-
2-Bakara 61
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetleri
-
2-Bakara 62
biallâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 62
ve lâ havfun : ve korku yoktur
-
2-Bakara 62
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
2-Bakara 64
lev lâ : eğer olmasaydı
-
2-Bakara 64
fadlu allahi : Allah'ın fazlı
-
2-Bakara 67
allâhe : Allah
-
2-Bakara 67
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 68
lâ fâridun : yaşlı olmayan
-
2-Bakara 68
lâ bikrun : çok genç olmayan
-
2-Bakara 70
in şâe allâhu : Allah dilerse
-
2-Bakara 71
lâ zelûlun : zelil değil, boyunduruk altına
-
2-Bakara 71
ve lâ teskî : ve sulamaz
-
2-Bakara 71
lâ şiyete : leke yoktur
-
2-Bakara 72
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 73
yuhyî allâhu : Allah diriltir
-
2-Bakara 74
allâhi : Allah
-
2-Bakara 74
ve mâ allâhu : ve Allah değildir
-
2-Bakara 75
kelâm : kelâm, söz
-
2-Bakara 75
allâhi : Allah
-
2-Bakara 76
ve izâ halâ : ve yalnız kaldıkları zaman
-
2-Bakara 76
ba'duhum ilâ ba'din : onların bazıları diğerlerine, birbirlerine
-
2-Bakara 76
allâhu : Allah
-
2-Bakara 76
e fe lâ ta'kılûne : hâlâ akıl etmiyor musunuz
-
2-Bakara 77
e ve lâ ya'lemûne : ve bilmiyorlar mı
-
2-Bakara 77
allâhe : Allah
-
2-Bakara 78
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
2-Bakara 78
illâ : sadece, ancak, den başka
-
2-Bakara 78
ve in hum illâ : ve onlar sadece
-
2-Bakara 79
min indillâhi (inde allâhi) : Allah'ın katından
-
2-Bakara 80
illâ : ancak, sadece, den başka
-
2-Bakara 80
inde allâhi : Allah'ın katı
-
2-Bakara 80
allâhu : Allah
-
2-Bakara 80
alâllâhi (alâ allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 80
mâ lâ ta'lemûne : bilmediğiniz bir şey
-
2-Bakara 81
belâ : bilâkis, hayır, öyle değil
-
2-Bakara 81
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 82
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 83
lâ ta'budûne : kul olmayın
-
2-Bakara 83
illâ allâhe : Allah'tan başka
-
2-Bakara 83
ve ekîmû es salâte : ve namazı ikame edin, gereği üzere kılın
-
2-Bakara 83
illâ : ancak, hariç, den başka
-
2-Bakara 84
lâ tesfikûne : dökmeyin
-
2-Bakara 84
ve lâ tuhricûne : ve çıkarmayın
-
2-Bakara 85
hâulâi : onlar
-
2-Bakara 85
illâ \n(ma ... illa) : ancak, sadece, den başka \n: (den başka değildir)
-
2-Bakara 85
ilâ eşeddi : en şiddetlisine
-
2-Bakara 85
allâhu : Allah
-
2-Bakara 86
ulâike ellezîne : işte o kimseler, onlar
-
2-Bakara 86
lâ yuhaffefu : hafifletilmez
-
2-Bakara 86
ve lâ hum yunsarûne : ve onlar yardım olunmazlar
-
2-Bakara 87
lâ tehvâ : hoşlanmadınız
-
2-Bakara 88
leane-hum allâhu : Allah onları lânetledi
-
2-Bakara 89
min indillâhi (inde allâhi) : Allah'ın katından
-
2-Bakara 89
alellezîne (alâ ellezîne) : onlara karşı
-
2-Bakara 89
la'netullâhi (la'netu allâhi) : Allah'ın lâneti
-
2-Bakara 89
alâ : üzerine
-
2-Bakara 90
bimâ enzele allâhu : Allah'ın indirdiği şeyle
-
2-Bakara 90
allâhu : Allah
-
2-Bakara 90
alâ men yeşâu : dilediği kimseye
-
2-Bakara 90
bi gadabin alâ gadabin : gazap üzerine gazap
-
2-Bakara 91
enzele allâhu : Allah indirdi
-
2-Bakara 91
allâhi : Allah
-
2-Bakara 94
indallâhi (inde allâhi) : Allah'ın katı
-
2-Bakara 95
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 96
alâ hayâtin : hayat üzerine, hayata karşı
-
2-Bakara 96
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 97
alâ : üzerine, ... e
-
2-Bakara 97
bi izni allâhi : Allah'ın izniyle
-
2-Bakara 98
lillâhi (li allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 98
ve melâiketi-hi : ve onun melekleri
-
2-Bakara 98
fe innallâhe (inne allâhe) : o zaman hiç şüphesiz Allah
-
2-Bakara 99
illâ : ancak, sadece, den başka
-
2-Bakara 100
lâ yu'minûne : mü'min olmazlar, îmân etmezler
-
2-Bakara 101
min indillâhi (indi allahi) : Allah'ın katından
-
2-Bakara 101
kitâbe allâhi : Allah'ın
-
2-Bakara 101
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
2-Bakara 102
alâ mulki : mülküne, hükümdarlığına
-
2-Bakara 102
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
2-Bakara 102
alâ el melekeyni : iki meleğe
-
2-Bakara 102
yekûlâ : (ikisi) söylüyorlar
-
2-Bakara 102
lâ tekfur : inkâr etmeyin, örtmeyin, kâfir olmayın
-
2-Bakara 102
illâ : den başka, olmaksızın, olmadan
-
2-Bakara 102
allâhi : Allah
-
2-Bakara 102
ve lâ yenfeu-hum : ve onlara fayda veren şeyler
-
2-Bakara 102
min halâkın : nasipten bir pay, bir nasip
-
2-Bakara 103
min indi allâhi : Allah'ın katından
-
2-Bakara 104
lâ tekûlû : söylemeyin, demeyin
-
2-Bakara 105
ve lâ el muşrikîne : ve müşrikler değil, olmaz
-
2-Bakara 105
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 105
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 106
enne allâhe : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 106
alâ kulli şey'in : herşeye
-
2-Bakara 107
allâhe : Allah
-
2-Bakara 107
allâhi : Allah
-
2-Bakara 107
ve lâ nasîrin : ve bir yardımcı yoktur
-
2-Bakara 109
allâhu : Allah
-
2-Bakara 109
allâhe : Allah
-
2-Bakara 109
alâ kulli şey'in : herşeye
-
2-Bakara 110
es salâte : namaz
-
2-Bakara 110
inde allâhi : Allah'ın katı
-
2-Bakara 110
allâhe : Allah
-
2-Bakara 111
illâ : ancak, sadece, den başka
-
2-Bakara 112
belâ : hayır, bilâkis, öyle değil
-
2-Bakara 112
lillâhi (li allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 112
ve lâ havfun : ve korku yoktur
-
2-Bakara 112
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
2-Bakara 113
alâ : üzerine
-
2-Bakara 113
alâ : üzerine
-
2-Bakara 113
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
2-Bakara 113
allâhu : Allah
-
2-Bakara 114
allâhi : Allah
-
2-Bakara 114
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 114
illâ : ancak, hariç, den başka
-
2-Bakara 115
ve li allâhi : ve Allah içindir, Allah'ındır
-
2-Bakara 115
vechu allâhi : Allah'ın Zat'ı
-
2-Bakara 115
allâhe : Allah
-
2-Bakara 116
allâhu : Allah
-
2-Bakara 118
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
2-Bakara 118
lev lâ : olsa, olmaz mıydı, olsaydı ya
-
2-Bakara 118
allâhu : Allah
-
2-Bakara 119
ve lâ tus'elu : ve sana sorulmaz
-
2-Bakara 120
ve lâ en nasârâ : ve hristiyanlar da değil, olmazlar
-
2-Bakara 120
hudâllâhi (hudâ allâhi) : Allah'ın hidayeti, Allah'a ulaşmak
-
2-Bakara 120
min allâhi : Allah'tan
-
2-Bakara 120
ve lâ nasîrin : ve yardımcı yoktur, olmaz
-
2-Bakara 121
tilâveti-hî : onun tilâveti, okunup açıklanması
-
2-Bakara 121
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 121
fe ulâike hum el hâsirûne : işte
-
2-Bakara 122
alâ el âlemîne : âlemler üzerine
-
2-Bakara 123
lâ teczî : ödenmeyecek, ödenmez
-
2-Bakara 123
ve lâ yukbelu : ve kabul edilmeyecek, kabul edilmez
-
2-Bakara 123
ve lâ tenfeu-hâ : ve ona menfeat, fayda vermeyecek,
-
2-Bakara 123
ve lâ hum yunsarûne : ve onlar yardım olunmazlar
-
2-Bakara 124
ve iz ibtelâ : ve imtihan etmişti
-
2-Bakara 124
lâ yenâlu : nail olmaz, ulaşamaz
-
2-Bakara 125
ilâ ibrâhîme : İbrâhîm'e
-
2-Bakara 126
bi allâhi : Allah'a
-
2-Bakara 126
ilâ azâbi en nâri : ateşin azabına
-
2-Bakara 130
illâ : ancak, den başka
-
2-Bakara 132
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 132
lâ temûtunne : ölmeyiniz
-
2-Bakara 132
illâ : ancak, sadece, dan başka, olmaksızın, olmadan
-
2-Bakara 133
ilâhe-ke : senin ilâhın
-
2-Bakara 133
ve ilâhe : ve ilâh
-
2-Bakara 133
ilâhen vahiden : tek, bir ilâh
-
2-Bakara 134
ve lâ tus'elûne : ve size sual olunmaz, sorulmaz
-
2-Bakara 136
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 136
ilâ ibrâhîme : İbrâhîm'e
-
2-Bakara 136
lâ nuferriku : fark gözetmeyiz, ayırım yapmayız 19 - beyne
-
2-Bakara 137
allâhu : Allah
-
2-Bakara 138
sıbgate allâhi : Allah'ın boyası
-
2-Bakara 138
min allâhi : Allah'tan
-
2-Bakara 139
allâhi : Allah
-
2-Bakara 140
allâhu : Allah
-
2-Bakara 140
min allâhi : Allah'tan
-
2-Bakara 140
ve mâ allâhu : ve Allah değildir
-
2-Bakara 141
ve lâ tus'elûne : ve size sorulmaz
-
2-Bakara 142
mâ vellâ-hum : onları çeviren nedir
-
2-Bakara 142
lillâhi (li allâhi) : Allah'ın
-
2-Bakara 142
ilâ sırâtın mustakîmin : Sıratı Mustakîm'e, Allah'a ulaştıran yola
-
2-Bakara 143
alâ en nâsi : insanlara
-
2-Bakara 143
illâ : ancak, sadece, hariç
-
2-Bakara 143
alâ : üzerine, üzerinde
-
2-Bakara 143
illâ : ancak, hariç
-
2-Bakara 143
alâ : üzerine, ... e
-
2-Bakara 143
allâhu : Allah'ın
-
2-Bakara 143
allâhu : Allah
-
2-Bakara 143
allâhe : Allah
-
2-Bakara 144
ve mâ âllâhu : ve Allah değildir
-
2-Bakara 147
lâ tekûnenne : sakın olma
-
2-Bakara 148
allâhu : Allah
-
2-Bakara 148
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 148
alâ kulli şey'in : herşeye
-
2-Bakara 149
allâhu : Allah
-
2-Bakara 150
li ellâ yekûne : olmaması için
-
2-Bakara 150
illâ : ancak, hariç
-
2-Bakara 150
lâ tahşev-hum : onlardan korkmayın
-
2-Bakara 152
ve lâ tekfurû-ni : ve beni inkâr etmeyin (ni'metlerimi inkâr edip küfürde olmayın)
-
2-Bakara 153
es salâti : namaz
-
2-Bakara 153
allâhe : Allah
-
2-Bakara 154
lâ tekûlû : demeyin, söylemeyin
-
2-Bakara 154
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 154
lâkin : lâkin, fakat
-
2-Bakara 154
lâ teş'urûne : şuurunda değilsiniz, farkında olmazsınız
-
2-Bakara 156
lillâhi (li allâhi) : Allah için, Allah'a ait
-
2-Bakara 157
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 157
salâvâtun : salâvât
-
2-Bakara 157
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 158
şeâirillâhi (şeâiri allâhi) : Allah'ın nişaneleri, alâmetleri, işaret ettiği yerler
-
2-Bakara 158
lâ cunâhâ : vebal yoktur, günah yoktur
-
2-Bakara 158
allâhe : Allah
-
2-Bakara 159
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 159
yel'anu-humu allâhu : Allah onlara lânet eder
-
2-Bakara 159
el lâinûne : lânet ediciler
-
2-Bakara 160
illâ : ancak, sadece
-
2-Bakara 160
aslahû : ıslâh oldular (nefs tezkiyesi yaptılar)
-
2-Bakara 160
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 161
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 161
la'netu allâhi : Allah'ın lâneti
-
2-Bakara 161
ve el melâiketi : ve melekler
-
2-Bakara 162
lâ yuhaffefu : hafifletilmez
-
2-Bakara 162
lâ hum yunzarûne : onlara bakılmaz
-
2-Bakara 163
ilâhu-kum : sizin ilâhınız
-
2-Bakara 163
ilâhun : ilâh
-
2-Bakara 163
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
2-Bakara 163
illâ : ancak, sadece, dan başka
-
2-Bakara 164
ve ihtilâfi : ve ihtilâflı (karşılıklı) olması, birbiri ardınca gelmesi
-
2-Bakara 164
enzele allâhu : Allah indirdi
-
2-Bakara 165
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
2-Bakara 165
hubbillâhi (hubbi allâhi) : Allah'ın sevgisi
-
2-Bakara 165
lillâhi (li allâhi) : Allah'ı
-
2-Bakara 165
lillâhi (li allâhi) : Allah'ın, Allah'a ait
-
2-Bakara 165
allâhe : Allah
-
2-Bakara 167
allâhu : Allah
-
2-Bakara 168
halâlen : helâl olan
-
2-Bakara 168
lâ tettebiû : tâbî olmayın, uymayın
-
2-Bakara 169
alâ âllâhi : Allah'a karşı
-
2-Bakara 169
mâ lâ ta'lemûne : sizin bilmediğiniz şeyler
-
2-Bakara 170
allâhu : Allah
-
2-Bakara 170
lâ ya'kılûne : akıl etmiyorlar
-
2-Bakara 170
ve lâ yehtedûne : ve hidayete ermezler
-
2-Bakara 171
lâ yesmeû : işitmez
-
2-Bakara 171
illâ : den başka
-
2-Bakara 171
lâ ya'kılûne : akıl etmezler
-
2-Bakara 172
lillâhi (li allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 173
ve lahme : ve et
-
2-Bakara 173
li gayri allâhi : Allah'tan başkası için
-
2-Bakara 173
ve lâ âdin : ve haddi (zaruret miktarını) aşmayarak
-
2-Bakara 173
fe lâ isme : o taktirde günah yoktur
-
2-Bakara 173
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 174
allâhu : Allah
-
2-Bakara 174
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 174
illâ : ancak, sadece, den başka
-
2-Bakara 174
ve lâ yukellimu-hum(u) : ve onlarla konuşmaz
-
2-Bakara 174
allâhu : Allah
-
2-Bakara 174
ve lâ yuzekkî-him : ve onları tezkiye etmez, temize çıkarmaz, temizlemez
-
2-Bakara 175
ulâike ellezîne : işte onlar ki ..... yapanlar
-
2-Bakara 175
ed dalâlete : dalâleti
-
2-Bakara 175
alâ en nâri : ateşe karşı
-
2-Bakara 176
allâhe : Allah
-
2-Bakara 177
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
2-Bakara 177
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 177
ve el melâiketi : ve melekler
-
2-Bakara 177
alâ hubbi-hi : ona sevgi duyma, sevme
-
2-Bakara 177
ve ekâme es salâte : namazı ikame etti, devam ettirdi
-
2-Bakara 177
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 177
ve ulâike : ve işte onlar
-
2-Bakara 178
fî el katlâ : öldürülme hakkında
-
2-Bakara 180
alâ el muttekîne : takva sahiplerinin üzerine
-
2-Bakara 181
alâ ellezîne : onların üzerine
-
2-Bakara 181
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 182
aslaha : ıslâh etti, düzeltti
-
2-Bakara 182
lâ isme aleyhi : onun üzerine bir günah yoktur
-
2-Bakara 182
allâhe : Allah
-
2-Bakara 183
alâ : üzerine
-
2-Bakara 184
ev alâ seferin : veya seferde, yolculukta
-
2-Bakara 184
ve alâ ellezîne : ve onlar üzerine
-
2-Bakara 185
ev alâ seferin : veya seferde, yolculukta
-
2-Bakara 185
allâhu : Allah
-
2-Bakara 185
ve lâ yurîdu : ve dilemez, istemez
-
2-Bakara 185
allâhe : Allah
-
2-Bakara 185
alâ mâ : şey üzerine, şeye
-
2-Bakara 187
ilâ nisâi-kum : kadınlarınıza
-
2-Bakara 187
allâhu : Allah
-
2-Bakara 187
elâne : şimdi
-
2-Bakara 187
allâhu : Allah
-
2-Bakara 187
ilâ el leyli : geceye kadar
-
2-Bakara 187
ve lâ tubâşirû-hunne : ve onlarla mübaşeret etmeyin, onlara
-
2-Bakara 187
allâhi : Allah
-
2-Bakara 187
lâ takrabû-hâ : ona yaklaşmayın
-
2-Bakara 187
allâhu : Allah
-
2-Bakara 188
ve lâ te'kulû : ve yemeyin
-
2-Bakara 188
ve (lâ) tudlû : ve aktarmayın, rüşvet olarak vermeyin
-
2-Bakara 188
ilâ el hukkâmi : hakimlere
-
2-Bakara 189
ve lâkinne : ve lâkin, fakat, oysa
-
2-Bakara 189
allâhe : Allah
-
2-Bakara 190
fi sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 190
ve lâ ta'tedû : ve aşırı gitmeyin, haddi aşmayın
-
2-Bakara 190
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 190
lâ yuhıbbu : sevmez
-
2-Bakara 191
ve lâ tukâtilû-hum : ve onları katletmeyin, onlarla savaşmayın, onları öldürmeyin
-
2-Bakara 192
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 193
lâ tekûne : olmasın
-
2-Bakara 193
li allâhi : Allah'a ait, Allah için
-
2-Bakara 193
lâ udvâne : düşmanlık yoktur
-
2-Bakara 193
illâ : ancak, sadece, den başka
-
2-Bakara 193
alâ : üzerine, ... e
-
2-Bakara 194
allâhe : Allah'a karşı
-
2-Bakara 194
allâhe : Allah
-
2-Bakara 195
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 195
ve lâ tulkû : ve atmayın
-
2-Bakara 195
ilâ et tehluketi : tehlikeye
-
2-Bakara 195
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 196
li allâhi : Allah için
-
2-Bakara 196
ve lâ tahlikû : ve traş etmeyin
-
2-Bakara 196
ilâ el haccı : hacca kadar
-
2-Bakara 196
selâseti : üç
-
2-Bakara 196
ve ittekû allâhe : ve Allah'a karşı takva sahibi olun
-
2-Bakara 196
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğu
-
2-Bakara 197
lâ refese : yanaşmak yoktur
-
2-Bakara 197
ve lâ fusûka : ve fasıklık, günaha sapma yoktur
-
2-Bakara 197
ve lâ cidâle : ve sürtüşmek, kavga etmek yoktur
-
2-Bakara 197
allâhu : Allah
-
2-Bakara 198
fadlan : lütuf, kerem, fazl, Allah'tan gelen nur
-
2-Bakara 198
allâhe : Allah
-
2-Bakara 199
allâhe : Allah
-
2-Bakara 199
allâhe : Allah
-
2-Bakara 200
allâhe : Allah
-
2-Bakara 200
min halâkın : bir nasip, bir pay
-
2-Bakara 202
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 202
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
2-Bakara 203
allâhe : Allah
-
2-Bakara 203
lâ isme : bir günah yoktur
-
2-Bakara 203
lâ isme : bir günah yoktur
-
2-Bakara 203
allâhe : Allah
-
2-Bakara 204
ve yuşhidu allâhe : ve Allah'ı şahit tutar
-
2-Bakara 204
alâ : üzerine, ... a
-
2-Bakara 205
tevellâ : döndü
-
2-Bakara 205
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
2-Bakara 205
lâ yuhıbbu : sevmez
-
2-Bakara 206
allâhe : Allah
-
2-Bakara 207
mardâti allâhi : Allah'ın rızasını
-
2-Bakara 207
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
2-Bakara 208
ve lâ tettebiû : ve tâbî olmayın, uymayın
-
2-Bakara 209
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğu
-
2-Bakara 210
illâ : illâ, mutlaka
-
2-Bakara 210
allâhu : Allah
-
2-Bakara 210
ve el melâiketu : ve melekler
-
2-Bakara 210
ve ilâllâhi (ilâ allâhi) : ve Allah'a
-
2-Bakara 211
ni'metallâhi (ni'mete allâhi) : Allah'ın ni'meti
-
2-Bakara 211
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 212
ve allâhu yerzuku : ve Allah rızıklandırır
-
2-Bakara 213
allâhu : Allah
-
2-Bakara 213
illellezîne (illâ ellezîne) : sadece, ancak o kimseler
-
2-Bakara 213
hedâ allâhu : Allah hidayete erdirdi
-
2-Bakara 213
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 213
ilâ sırâtın mustakîmin : Sıratı Mustakîm'e
-
2-Bakara 214
nasrullâhi (nasru allâhi) : Allah'ın yardımı
-
2-Bakara 214
e lâ : değil mi, (öyle) değil mi
-
2-Bakara 214
inne nasrallâhi (nasra allâhi) : muhakkak ki, mutlaka Allah'ın yardımı
-
2-Bakara 215
fe inne allâhe : o taktirde muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 216
vallâhu : ve Allah
-
2-Bakara 216
lâ ta'lemûne : siz bilmezsiniz
-
2-Bakara 217
an sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolundan
-
2-Bakara 217
indallâhi (inde allâhi) : Allah'ın katında
-
2-Bakara 217
ve lâ yezâlûne : ve zail olmazlar, geri kalmazlar
-
2-Bakara 217
fe ulâike : o zaman, böylece, bu sebeple işte onlar
-
2-Bakara 217
ve ulâike : ve işte onlar
-
2-Bakara 218
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 218
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 218
rahmete allâhi : Allah'ın rahmeti
-
2-Bakara 218
vallâhu : ve Allah
-
2-Bakara 219
yubeyyinu allâhu : Allah açıklıyor
-
2-Bakara 220
ıslâhun : ıslâh etmek, düzeltmek
-
2-Bakara 220
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 220
şâallâhu (şâe allâhu) : Allah diledi
-
2-Bakara 220
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 221
ve lâ tenkihû : ve (kendinize) nikâhlamayın
-
2-Bakara 221
ve lâ tunkihû : ve (siz kadınlarınızı) nikâhlamayın
-
2-Bakara 221
ulâike yed'ûne : işte onlar davet ederler
-
2-Bakara 221
ilâ en nâri : ateşe
-
2-Bakara 221
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 221
ilâ el cenneti : cennete
-
2-Bakara 222
ve lâ takrabûhunne : ve onlara yaklaşmayın
-
2-Bakara 222
emere-kum(u) allâhu : Allah size emretti
-
2-Bakara 222
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 223
allâhe : Allah
-
2-Bakara 223
mulâkû-hu : ona mülâki olma, ruhunu ona ölmeden önce ulaştırma
-
2-Bakara 224
ve lâ tec'alû : ve kılmayın, yapmayın
-
2-Bakara 224
allâhe : Allah
-
2-Bakara 224
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 225
lâ yuâhızu-kum : sizi muaheze etmez, sorgulamaz
-
2-Bakara 225
allâhu : Allah
-
2-Bakara 225
bi el lagvi : boş, lüzûmsuz sözler
-
2-Bakara 225
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
2-Bakara 225
vallâhu : ve Allah
-
2-Bakara 226
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 227
et talâka : boşama
-
2-Bakara 227
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 228
ve el mutallakâtu : ve boşanmış kadınlar
-
2-Bakara 228
selâsete : üç
-
2-Bakara 228
ve lâ yahıllu : ve helâl olmaz
-
2-Bakara 228
mâ halaka : yarattığı şey
-
2-Bakara 228
allâhu : Allah
-
2-Bakara 228
bi allâhi : Allah'a
-
2-Bakara 228
ıslâhan : ıslâh etmek, düzeltmek
-
2-Bakara 228
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 229
et talâku : boşamak
-
2-Bakara 229
ve lâ yahıllu : ve helâl olmaz
-
2-Bakara 229
illâ : ancak, hariç
-
2-Bakara 229
ellâ yukîmâ : ikame edememek, ayakta tutamamak, yerine getirememek
-
2-Bakara 229
hudûda allâhi : Allah'ın hudutları, sınırları
-
2-Bakara 229
ellâ yukîmâ : ikame edememek, ayakta tutamamak, yerine getirememek
-
2-Bakara 229
hudûda allâhi : Allah'ın hudutları, sınırları
-
2-Bakara 229
lâ cunâha : günah yoktur
-
2-Bakara 229
hudûda allâhi : Allah'ın hudutları, sınırları
-
2-Bakara 229
lâ ta'tedû-hâ : onu aşmayın
-
2-Bakara 229
hudûda allâhi : Allah'ın hudutları, sınırları
-
2-Bakara 229
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 230
in tallaka-hâ : eğer onu boşarsa
-
2-Bakara 230
lâ tahıllu : helâl olmaz
-
2-Bakara 230
in tallaka-hâ : eğer onu boşarsa
-
2-Bakara 230
lâ cunâha : günah yoktur
-
2-Bakara 230
hudûda allâhi : Allah'ın hudutları, sınırları
-
2-Bakara 230
hudûdu allâhi : Allah'ın hudutları, sınırları
-
2-Bakara 231
tallaktum(u) : boşadınız
-
2-Bakara 231
belagne : erişti, ulaştı, tamamladı
-
2-Bakara 231
ve lâ tumsikû-hunne : ve onları tutmayın
-
2-Bakara 231
ve lâ tettehızû : ve edinmeyin
-
2-Bakara 231
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
2-Bakara 231
ni'mete allâhi : Allah'ın ni'meti
-
2-Bakara 231
allâhe : Allah'a
-
2-Bakara 231
allâhe : Allah
-
2-Bakara 232
tallaktum(u) : boşadınız
-
2-Bakara 232
belagne : erişti, ulaştı, tamamladı
-
2-Bakara 232
lâ ta'dulû-hunne : onlara engel olmayın
-
2-Bakara 232
bi allâhi : Allah'a
-
2-Bakara 232
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 232
lâ ta'lemûne : bilmezsiniz
-
2-Bakara 233
evlâde-hunne : kendi evlâtlarını
-
2-Bakara 233
ve alâ : ve üzerine
-
2-Bakara 233
lâ tukellefu : yükümlü tutulmasın (tutmayın)
-
2-Bakara 233
illâ vus'a-hâ : (onun) kendi gücünün yettiğinden
-
2-Bakara 233
lâ tudârra : zarara uğratılmasın (uğratmayın)
-
2-Bakara 233
ve lâ : ve olmaz, olmasın
-
2-Bakara 233
ve alâ el vârisi : ve mirasçının üzerinde (ki sorumluluk)
-
2-Bakara 233
lâ cunâha : günah
-
2-Bakara 233
lâ cunâha : günah yoktur
-
2-Bakara 233
evlâde-kum : çocuklarınız
-
2-Bakara 233
lâ cunâhe : günah yoktur
-
2-Bakara 233
ve ittekû allâhe : ve Allah'a karşı takva sahibi olun
-
2-Bakara 233
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğunu
-
2-Bakara 234
izâ belagne : eriştiği zaman, tamamladığı zaman
-
2-Bakara 234
lâ cunâhe : günah yoktur
-
2-Bakara 234
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 235
ve lâ cunâhe : ve günah yoktur
-
2-Bakara 235
allâhu : Allah
-
2-Bakara 235
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
2-Bakara 235
lâ tuvâıdû-hunne : onlarla vaadleşmeyin, sözleşmeyin
-
2-Bakara 235
illâ : ancak, den başka, hariç
-
2-Bakara 235
ve lâ ta'zimû : ve azmetmeyin
-
2-Bakara 235
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğunu
-
2-Bakara 235
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğunu
-
2-Bakara 236
lâ cunâhe : günah yoktur
-
2-Bakara 236
in tallaktumu : eğer boşarsanız
-
2-Bakara 236
alâ el mûsiı : eli geniş olan üzerine (zengin olana)
-
2-Bakara 236
ve alâ el muktiri : ve dar geçimli olan üzerine (fakir olana)
-
2-Bakara 236
alâ el muhsinîne : muhsinlerin üzerine, muhsinlere
-
2-Bakara 237
ve in tallaktumû-hunne : ve eğer onları boşarsanız
-
2-Bakara 237
illâ : ancak, hariç
-
2-Bakara 237
ve lâ tensevu : ve unutmayın
-
2-Bakara 237
el fadla : fazl, fazilet
-
2-Bakara 237
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 238
alâ : üzerine
-
2-Bakara 238
es salavâti : namazlar
-
2-Bakara 238
ve es salâti el vustâ : ve orta namaz
-
2-Bakara 238
li allâhi : Allah'a, Allah için
-
2-Bakara 239
allâhe : Allah'ı
-
2-Bakara 240
ilâ el havli : bir seneye kadar
-
2-Bakara 240
lâ cunâha : günah yoktur
-
2-Bakara 240
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 241
ve li el mutallakâti : ve boşanmış kadınlar
-
2-Bakara 241
alâ : üzerine
-
2-Bakara 242
allâhu : Allah
-
2-Bakara 243
ilâ ellezîne : o kimseleri, onları
-
2-Bakara 243
allâhu : Allah
-
2-Bakara 243
allâhe : Allah
-
2-Bakara 243
alâ en nâsi : insanlar üzerine
-
2-Bakara 243
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
2-Bakara 243
lâ yeşkurûne : şükretmiyorlar
-
2-Bakara 244
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 244
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğunu
-
2-Bakara 245
allâhe : Allah
-
2-Bakara 245
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 246
e lem tera ilâ : görmedin mi
-
2-Bakara 246
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 246
ellâ tukâtilû : savaşmazsınız
-
2-Bakara 246
ellâ nukâtile : savaşmamamız
-
2-Bakara 246
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 246
illâ : hariç
-
2-Bakara 246
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 247
allâhe : Allah
-
2-Bakara 247
allâhe : Allah
-
2-Bakara 247
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 247
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 248
el melâiketu : melekler
-
2-Bakara 249
allâhe : Allah
-
2-Bakara 249
illâ : ancak, sadece, hariç
-
2-Bakara 249
illâ : ancak, sadece, hariç
-
2-Bakara 249
lâ tâkate : takat, güç yok
-
2-Bakara 249
mulâkû : mülâki olanlar, kavuşanlar
-
2-Bakara 249
allâhi : Allah
-
2-Bakara 249
allâhi : Allah
-
2-Bakara 249
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 250
alâ el kavmi : kavmine karşı
-
2-Bakara 251
bi izni allâhi : Allah'ın izniyle
-
2-Bakara 251
ve âtâ-hu allâhu : ve Allah ona verdi
-
2-Bakara 251
ve lev lâ : ve eğer olmasaydı
-
2-Bakara 251
def'u allâhi : Allah'ın defetmesi, yok etmesi
-
2-Bakara 251
ve lâkinne allâhe : ve lâkin, fakat Allah
-
2-Bakara 251
alâ el âlemîne : âlemlerin üzerine
-
2-Bakara 252
âyâtu allâhi : Allah'ın âyetleri
-
2-Bakara 253
alâ ba'din : diğerlerinin üzerine, diğerlerine
-
2-Bakara 253
kelleme allâhu : Allah konuştu
-
2-Bakara 253
ve lev şâe allâhu : ve eğer Allah dileseydi
-
2-Bakara 253
ve lâkini : ve lâkin, fakat
-
2-Bakara 253
ve lev şâe allâhu : ve eğer Allah dileseydi
-
2-Bakara 253
ve lâkinne allâhe : ve lâkin Allah
-
2-Bakara 254
lâ bey'un : alışveriş yoktur
-
2-Bakara 254
ve lâ hulletun : ve dostluk yoktur
-
2-Bakara 254
ve lâ şefâatun : ve şefaat yoktur
-
2-Bakara 255
allâhu : Allah
-
2-Bakara 255
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
2-Bakara 255
illâ : ancak, sadece, den başka
-
2-Bakara 255
lâ te'huzu-hu : onu almaz (ona olmaz)
-
2-Bakara 255
ve lâ nevmun : ve uyku yoktur, olmaz
-
2-Bakara 255
illâ : ancak, sadece, den başka
-
2-Bakara 255
ve lâ yuhîtûne : ve ihata edemez, kavrayamaz,
-
2-Bakara 255
illâ : ancak, hariç, den başka
-
2-Bakara 255
ve lâ yeûdu-hu : ve ona ağır, zor gelmez
-
2-Bakara 256
lâ ikrâhe : icbar, zorlama yoktur
-
2-Bakara 256
bi allâhi : Allah'a
-
2-Bakara 256
lâ infisâme : kopma yoktur, olmaz (kopmaz)
-
2-Bakara 256
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 257
allâhu : Allah
-
2-Bakara 257
ilâ en nûri : nura, aydınlığa
-
2-Bakara 257
ilâ ez zulumâti : zulmete, karanlıklara
-
2-Bakara 257
ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 258
e lem tera ilâ : ... a bakmadın mı, görmedin mi
-
2-Bakara 258
allâhu : Allah
-
2-Bakara 258
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 258
vallâhu : ve Allah
-
2-Bakara 258
lâ yehdi : hidayete erdirmez
-
2-Bakara 259
alâ karyetin : bir karyeye, beldeye, kasaba
-
2-Bakara 259
alâ urûşi-hâ : çatıları üzerine
-
2-Bakara 259
allâhu : Allah
-
2-Bakara 259
fe emâte-hu allâhu : bunun üzerine Allah onu öldürdü
-
2-Bakara 259
ilâ taâmi-ke : yemeğine
-
2-Bakara 259
ilâ hımâri-ke : merkebine
-
2-Bakara 259
ilâ el izâmi : kemiklere
-
2-Bakara 259
lahmen : et
-
2-Bakara 259
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğu
-
2-Bakara 259
alâ kulli şey'in : herşeye
-
2-Bakara 260
belâ : hayır, bilâkis, tam aksi (evet)
-
2-Bakara 260
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
2-Bakara 260
alâ : üzerine, ... e
-
2-Bakara 260
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğunu
-
2-Bakara 261
fî sebîlillâhi (sebîlii allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 261
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 261
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 262
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 262
lâ yutbiûne : tâbî kılmazlar, arkasından (minnet, başa
-
2-Bakara 262
ve lâ ezen : ve eza etmeyerek
-
2-Bakara 262
ve lâ havfun : ve korku yoktur
-
2-Bakara 262
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
2-Bakara 263
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 264
lâ tubtılû : bâtıl (iptal) etmeyin, boşa çıkarmayın
-
2-Bakara 264
ve lâ yu'minu : ve inanmaz
-
2-Bakara 264
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 264
lâ yakdirûne : muktedir olamazlar, elde edemezler
-
2-Bakara 264
alâ şey'in : bir şeye
-
2-Bakara 264
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 264
lâ yehdi : hidayete erdirmez
-
2-Bakara 265
mardâti allâhi : Allah'ın rızası
-
2-Bakara 265
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 266
allâhu : Allah
-
2-Bakara 267
ve lâ teyemmemû : ve yönelmeyin, kalkışmayın
-
2-Bakara 267
illâ en tugmidû : ancak göz yummadan, güzü kapalı
-
2-Bakara 267
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğunu
-
2-Bakara 268
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 268
ve fadlan : ve fazl
-
2-Bakara 268
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 269
illâ : ancak, sadece, hariç, den başka
-
2-Bakara 270
allâhe : Allah
-
2-Bakara 271
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 272
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
2-Bakara 272
allâhe : Allah
-
2-Bakara 272
illebtigâe (illâ ibtigâe) : sadece istedi, diledi
-
2-Bakara 272
vechi allâhi : Allah'ın
-
2-Bakara 272
lâ tuzlemûne : zulmedilmezsiniz, size haksızlık yapılmaz
-
2-Bakara 273
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 273
lâ yestatîûne : istidatları olmaz, güçleri yetmez
-
2-Bakara 273
lâ yes'elûne : istemezler
-
2-Bakara 273
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 274
ve alâniyeten : ve alenî olarak, açıkça
-
2-Bakara 274
ve lâ havfun : ve korku yoktur
-
2-Bakara 274
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
2-Bakara 275
lâ yekûmûne : kalkmazlar
-
2-Bakara 275
illâ : ancak, sadece, den başka
-
2-Bakara 275
allâhu : Allah
-
2-Bakara 275
ilâ allâhi : Allah'a, Allah'a ait
-
2-Bakara 275
fe ulâike : işte onlar
-
2-Bakara 276
allâhu : Allah
-
2-Bakara 276
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 276
lâ yuhıbbu : sevmez
-
2-Bakara 277
es salâte : namazı
-
2-Bakara 277
ve lâ havfun : ve korku yoktur
-
2-Bakara 277
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
2-Bakara 278
allâhe : Allah'a karşı
-
2-Bakara 279
min allâhi : Allah'tan
-
2-Bakara 279
lâ tazlimûne : zulmetmezsiniz, haksızlık etmezsiniz
-
2-Bakara 279
ve lâ tuzlemûne : ve zulmedilmezsiniz, haksızlığa uğramazsınız
-
2-Bakara 280
ilâ : ... e kadar
-
2-Bakara 281
ilâ allâhi : Allah'a
-
2-Bakara 281
lâ yuzlemûne : zulmedilmezler, haksızlığa uğramazlar
-
2-Bakara 282
ilâ ecelin : bir süreye kadar
-
2-Bakara 282
ve lâ ye'be : ve çekinmesin
-
2-Bakara 282
allâhu : Allah
-
2-Bakara 282
velyettekıllâhe : ve Allah'a karşı takva sahibi olsun, (ve li yetteki allahe) (ve Allah'tan çekinsin)
-
2-Bakara 282
ve lâ yebhas : ve eksiltmesin
-
2-Bakara 282
lâ yestatîu : muktedir değil
-
2-Bakara 282
ve lâ ye'be : ve kaçınmasın
-
2-Bakara 282
ve lâ tes'emû : ve usanmayın, üşenmeyin
-
2-Bakara 282
ilâ eceli-hi : (onun) onu vadesine kadar
-
2-Bakara 282
inde allâhi : Allah'ın katında
-
2-Bakara 282
ellâ tertâbû : şüphe etmemeniz
-
2-Bakara 282
illâ : ancak, hariç
-
2-Bakara 282
ellâ tektubû-hâ : onu yazmamanız
-
2-Bakara 282
ve lâ yudârra : ve zarar verilmesin
-
2-Bakara 282
ve lâ şehîdun : ve şahitler olmasın
-
2-Bakara 282
allâhe : Allah
-
2-Bakara 282
allâhu : Allah
-
2-Bakara 282
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 283
alâ seferin : seferde, yolculukta
-
2-Bakara 283
ve li yettekı allâhe : ve Allah'a karşı takva sahibi olsun ve Allah'tan sakınsın
-
2-Bakara 283
ve lâ tektumû : ve gizlemeyin
-
2-Bakara 283
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 284
lillâhi (li allâhi) : Allah'ın, Allah'a ait
-
2-Bakara 284
allâhu : Allah
-
2-Bakara 284
ve allâhu : ve Allah
-
2-Bakara 284
alâ kulli şey'in : herşeye
-
2-Bakara 285
bi allâhi : Allah'a
-
2-Bakara 285
ve melâiketi-hi : ve onun meleklerine
-
2-Bakara 285
lâ nuferriku : fark gözetmeyiz, ayırmayız
-
2-Bakara 286
lâ yukellifu : mükellef kılmaz, sorumlu tutmaz
-
2-Bakara 286
allâhu : Allah
-
2-Bakara 286
illâ : ancak, sadece, den başka
-
2-Bakara 286
lâ tuâhız-nâ : bizi aheze etme, sorgulama
-
2-Bakara 286
ve lâ tahmil : ve yükleme
-
2-Bakara 286
alâ ellezîne : o kimselere, onlara
-
2-Bakara 286
ve lâ tuhammil-nâ : ve bize yükleme
-
2-Bakara 286
mâ lâ tâkate lenâ : bizim takat, güç yetiremeyeceğimiz şeyi
-
2-Bakara 286
mevlâ-nâ : bizim mevlâmızsın
-
2-Bakara 286
alâ el kavmi el kâfirîne : kâfirler kavmine karşı
-
20-Tâ-Hâ 3
illâ : ancak, sadece
-
20-Tâ-Hâ 4
halaka : yarattı
-
20-Tâ-Hâ 4
el ulâ : yüksek
-
20-Tâ-Hâ 5
alâ : üzerine, üzerinde
-
20-Tâ-Hâ 8
allâhu : Allah
-
20-Tâ-Hâ 8
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
20-Tâ-Hâ 8
illâ : den başka
-
20-Tâ-Hâ 10
alen nâri (alâ en nâri) : ateşin yanında
-
20-Tâ-Hâ 12
fehla' : artık, şimdi çıkar
-
20-Tâ-Hâ 14
enallâhu (ene allâhu) : ben Allah'ım
-
20-Tâ-Hâ 14
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
20-Tâ-Hâ 14
illâ : den başka
-
20-Tâ-Hâ 14
ve akımı es salâte : ve namazı ikame et
-
20-Tâ-Hâ 16
lâ yesuddenne-ke : seni alıkoymasın, seni men etmesin
-
20-Tâ-Hâ 16
men lâ yu'minu : inanmayan kimse
-
20-Tâ-Hâ 18
alâ ganemî : koyunlarım üzerine
-
20-Tâ-Hâ 21
ve lâ tehaf : ve korkma
-
20-Tâ-Hâ 21
el ûlâ : ilk, önceki
-
20-Tâ-Hâ 22
ilâ cenâhı-ke : yan tarafına
-
20-Tâ-Hâ 24
ilâ fir'avne : firavuna
-
20-Tâ-Hâ 38
ilâ ummi-ke : senin annene
-
20-Tâ-Hâ 39
alâ aynî : gözümün önünde
-
20-Tâ-Hâ 40
hel edullu-kum alâ : size delil olayım mı, size yardım edeyim mi
-
20-Tâ-Hâ 40
ilâ ummi-ke : annene
-
20-Tâ-Hâ 40
ve lâ tahzene : ve kederlenmesin, mahzun olmasın
-
20-Tâ-Hâ 40
alâ kaderin : bir kader üzerine, takdir edilen zamanda
-
20-Tâ-Hâ 42
ve lâ teniyâ : ve gevşek davranmayın, ihmal etmeyin
-
20-Tâ-Hâ 43
ilâ fir'avne : firavuna
-
20-Tâ-Hâ 44
kûlâ : ikiniz söyleyin
-
20-Tâ-Hâ 45
kâlâ : (ikisi) dediler
-
20-Tâ-Hâ 46
lâ tehâfâ : korkmayın
-
20-Tâ-Hâ 47
kûlâ : ikiniz söyleyin
-
20-Tâ-Hâ 47
resûlâ : iki resûl, iki elçi
-
20-Tâ-Hâ 47
ve lâ tuazzib-hum : ve onlara azap etme
-
20-Tâ-Hâ 47
ve es selâmu : ve selâm
-
20-Tâ-Hâ 47
alâ men ittebea : tâbî olanlara
-
20-Tâ-Hâ 48
alâ : üzerine
-
20-Tâ-Hâ 48
ve tevellâ : ve yüz çevirirler
-
20-Tâ-Hâ 51
el ûlâ : evvelkiler, öncekiler
-
20-Tâ-Hâ 52
lâ yadıllu : gaflette olmaz, yanlış yapmaz
-
20-Tâ-Hâ 52
ve lâ yensâ : ve unutmaz
-
20-Tâ-Hâ 55
halaknâ-kum : sizi yarattık
-
20-Tâ-Hâ 58
lâ nuhlifu-hu : onda ihtilâf etmeyelim
-
20-Tâ-Hâ 58
ve lâ ente : ve sen yapma
-
20-Tâ-Hâ 60
tevellâ : yüz çevirdi, dönüp gitti, vazgeçti
-
20-Tâ-Hâ 61
lâ tefterû : iftira etmeyin
-
20-Tâ-Hâ 61
alallâhi (alâ allâhi) : Allah'a
-
20-Tâ-Hâ 63
el muslâ : üstün olan, en alâ olan
-
20-Tâ-Hâ 64
men ista'lâ : üstünlük sağlayan (alâ olan)
-
20-Tâ-Hâ 68
lâ tehaf : korkma
-
20-Tâ-Hâ 68
el a'lâ : üstün olan
-
20-Tâ-Hâ 69
ve lâ yufli-hu : ve felâha eremez, kurtuluşa eremez, iflâh olmaz
-
20-Tâ-Hâ 71
min hilâfin : çapraz olarak
-
20-Tâ-Hâ 72
alâ mâ câe-nâ : bize gelenlere karşı
-
20-Tâ-Hâ 73
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
20-Tâ-Hâ 74
lâ yemûtu : ölmez
-
20-Tâ-Hâ 74
ve lâ yahyâ : ve canlanmaz, yaşamaz, hayy olmaz (olamaz)
-
20-Tâ-Hâ 75
ulâike : işte onlar
-
20-Tâ-Hâ 75
el ulâ : yüksek
-
20-Tâ-Hâ 77
ilâ mûsâ : Musa'ya
-
20-Tâ-Hâ 77
lâ tehâfu : korkma
-
20-Tâ-Hâ 77
ve lâ tahşâ : ve endişelenme
-
20-Tâ-Hâ 81
ve lâ tatgav : ve azgınlık (nankörlük) yapmayın
-
20-Tâ-Hâ 84
ulâi : onlar
-
20-Tâ-Hâ 84
alâ eserî : benim izim üzerinde
-
20-Tâ-Hâ 86
ilâ kavmi-hi : kendi kavmine
-
20-Tâ-Hâ 87
ve lâkin-nâ : ve lâkin biz, ancak biz
-
20-Tâ-Hâ 88
ilâhu-kum : sizin ilâhınız
-
20-Tâ-Hâ 88
ve ilâhu : ve ilâh
-
20-Tâ-Hâ 89
e fe lâ yerevne : hâlâ görmüyorlar mı
-
20-Tâ-Hâ 89
ellâ yerciu : geri dönmüyor, cevap vermiyor
-
20-Tâ-Hâ 89
ve lâ yemliku : ve gücü yetmez, malik değil
-
20-Tâ-Hâ 89
ve lâ nef'an : ve faydası yoktur
-
20-Tâ-Hâ 93
ellâ tettebia-ni : niçin bana tâbî olmadın
-
20-Tâ-Hâ 94
lâ te'huz : tutma
-
20-Tâ-Hâ 94
ve lâ bi re'sî : ve başımı yapma
-
20-Tâ-Hâ 97
lâ misâse : dokunmayın
-
20-Tâ-Hâ 97
ilâ ilâhi-ke : senin ilâhına
-
20-Tâ-Hâ 98
ilâhu-kum : sizin ilâhınız
-
20-Tâ-Hâ 98
allâhu ellezî : Allah ki o
-
20-Tâ-Hâ 98
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
20-Tâ-Hâ 98
illâ : den başka
-
20-Tâ-Hâ 103
illâ \n(in ..... illâ) : ancak, sadece \n: (sadece)
-
20-Tâ-Hâ 104
in lebistum illâ : ancak kaldınız
-
20-Tâ-Hâ 107
lâ terâ : göremezsin, görmezsin
-
20-Tâ-Hâ 107
ve lâ emten : yükseklik, alçaklık, iniş-çıkış
-
20-Tâ-Hâ 108
lâ ivece : eğrilik, sapma yoktur
-
20-Tâ-Hâ 108
lâ tesmeu : işitemezsin, işitmezsin
-
20-Tâ-Hâ 108
illâ : ancak, den başka
-
20-Tâ-Hâ 109
lâ tenfau : fayda vermez
-
20-Tâ-Hâ 109
illâ : ancak, den başka
-
20-Tâ-Hâ 110
ve lâ yuhîtûne : ve ihata edemez
-
20-Tâ-Hâ 112
lâ yehâfu : korkmasın
-
20-Tâ-Hâ 112
ve lâ : ve olmaz
-
20-Tâ-Hâ 114
teâlallâhu (teâlâ allâhu) : Allah yücedir
-
20-Tâ-Hâ 114
ve lâ ta'cel : ve acele etme
-
20-Tâ-Hâ 115
ilâ âdeme : Âdem'e
-
20-Tâ-Hâ 116
li el melâiketi : meleklere
-
20-Tâ-Hâ 116
illâ : hariç, den başka
-
20-Tâ-Hâ 117
lâ yuhricenne-kumâ : sakın sizin ikinizi çıkarmasın
-
20-Tâ-Hâ 118
ellâ : olmaz, yoktur
-
20-Tâ-Hâ 118
ve lâ ta'râ \n(arida) : ve sen çıplak kalmazsın \n: (çıplak oldu)
-
20-Tâ-Hâ 119
lâ tazmeu \n(zamiye) : susamazsın \n: (susadı)
-
20-Tâ-Hâ 119
ve lâ tadhâ \n(dahiye) : ve (sıcaktan) yanmazsın \n: (sıcakladı, yandı)
-
20-Tâ-Hâ 120
hel edullu-ke alâ : sana delâlet (önderlik) edeyim mi
-
20-Tâ-Hâ 120
lâ yeblâ : sona ermeyecek
-
20-Tâ-Hâ 121
ekelâ : ikisi yedi
-
20-Tâ-Hâ 123
lâ yadıllu : dalâlette kalmaz
-
20-Tâ-Hâ 123
ve lâ yeşkâ : ve şâkî olmaz
-
20-Tâ-Hâ 129
lâ : yok, değil
-
20-Tâ-Hâ 130
alâ : üzerine, ...e
-
20-Tâ-Hâ 131
ve lâ temuddenne : ve sakın uzatma
-
20-Tâ-Hâ 131
ilâ mâ mettâ'nâ : metalandırdığımız, faydalandırdığımız şey(ler)
-
20-Tâ-Hâ 132
bi es salâti : namazı, namaz ile
-
20-Tâ-Hâ 132
lâ nes'elu-ke : biz senden istemiyoruz
-
20-Tâ-Hâ 133
lev lâ : olsa olmaz mı
-
20-Tâ-Hâ 133
el ûlâ : evvelkiler
-
20-Tâ-Hâ 134
lev lâ : olmaz mı
-
21-Enbiyâ 2
illestemeûhu (illâ istemeû-hu) : den başka, ancak, sadece onu dinlediler
-
21-Enbiyâ 3
lâhiyeten : önem vermeyerek (oyun ve eğlencede)
-
21-Enbiyâ 3
illâ : den başka, sadece
-
21-Enbiyâ 5
ahlâmin (hulmun) : rüyalar (rüya)
-
21-Enbiyâ 7
illâ : ancak, den başka, sadece
-
21-Enbiyâ 7
lâ ta'lemûne : siz bilmiyorsunuz
-
21-Enbiyâ 8
lâ ye'kulûne : yemezler
-
21-Enbiyâ 10
e fe lâ ta'kılûne : hâlâ akıl etmez misiniz
-
21-Enbiyâ 13
lâ terkudû : koşmayın, kaçmayın
-
21-Enbiyâ 13
ilâ mâ : şeye
-
21-Enbiyâ 16
ve mâ halakna : ve biz yaratmadık
-
21-Enbiyâ 16
lâıbîne : oyun (eğlence)
-
21-Enbiyâ 18
alel bâtıli (alâ el bâtıli) : bâtılın üzerine
-
21-Enbiyâ 19
lâ yestekbirûne : büyüklenmez, kibirlenmez
-
21-Enbiyâ 19
ve lâ yestahsirûne : ve onlar yorulmazlar
-
21-Enbiyâ 20
lâ yefturûne : ara vermezler
-
21-Enbiyâ 22
illâllâhu (illâ allâhu) : Allah'tan başka
-
21-Enbiyâ 22
subhânallâhi (subhâne allâhi) : Allah
-
21-Enbiyâ 23
lâ yus'elu : mesul değildir, sorumlu olmaz
-
21-Enbiyâ 24
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
21-Enbiyâ 25
illâ : ancak, den başka
-
21-Enbiyâ 25
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
21-Enbiyâ 25
illâ : den başka
-
21-Enbiyâ 27
lâ yesbikûne-hu : onun (önüne) geçmezler
-
21-Enbiyâ 28
ve lâ yeşfeûne : ve şefaat etmezler
-
21-Enbiyâ 28
illâ : ancak, den başka
-
21-Enbiyâ 29
ilâhun : ilâh
-
21-Enbiyâ 30
e fe lâ yu'minûne : hâlâ inanmazlar mı
-
21-Enbiyâ 33
halaka : yarattı
-
21-Enbiyâ 36
in yettehızûne-ke illâ : seni sadece ..... ediniyorlar
-
21-Enbiyâ 37
lâ testa'cilû-ni : benden acele istemeyin
-
21-Enbiyâ 39
lâ yekuffûne \n(keffe) : gidermez, zararını önlemez, men etmez \n: (men etti, önledi, tehlikeyi giderdi)
-
21-Enbiyâ 39
ve lâ an zuhûri-him : ve onların sırtlarından olmaz
-
21-Enbiyâ 39
ve lâ hum yunsarûne : ve onlar yardım olunmazlar
-
21-Enbiyâ 40
lâ yestetî'ûne : güçleri yetmeyecek
-
21-Enbiyâ 40
ve lâ hum yunzarûne : ve onlara bakılmaz, bakılmayacak
-
21-Enbiyâ 43
lâ yestetîûne : güçleri yetmez, yapamazlar
-
21-Enbiyâ 43
ve lâ hum : ve onlar değildir
-
21-Enbiyâ 44
hâulâi : işte onlar
-
21-Enbiyâ 44
e fe lâ yerevne : artık, hâlâ görmüyorlar mı
-
21-Enbiyâ 45
ve lâ yesmeu : ve işitmezler
-
21-Enbiyâ 47
lâ tuzlemu : zulmedilmez, haksızlığa uğratılmaz
-
21-Enbiyâ 54
fî dalâlin : dalâlette
-
21-Enbiyâ 55
min el lâıbîne : oyun oynayanlardan
-
21-Enbiyâ 56
alâ : üzerine, ...e
-
21-Enbiyâ 57
ve tallâhi : ve Allah'a andolsun, yemin olsun
-
21-Enbiyâ 58
illâ : hariç, den başka
-
21-Enbiyâ 61
alâ : üzerine, ...e
-
21-Enbiyâ 64
ilâ enfusi-him : onlar kendilerine
-
21-Enbiyâ 65
alâ : üzerine, ...e
-
21-Enbiyâ 65
hâulâi : bunlar
-
21-Enbiyâ 66
min dûnillâhi (dûni allâhi) : Allah'tan başka
-
21-Enbiyâ 66
lâ yenfeu-kum : size faydası olmaz
-
21-Enbiyâ 66
ve lâ yadurru-kum : ve size zararı olmaz
-
21-Enbiyâ 67
min dûnillâhi (dûni allâhi) : Allah'tan başka
-
21-Enbiyâ 67
e fe lâ ta'kılûne : hâlâ akıl etmiyor musunuz
-
21-Enbiyâ 69
ve selâmen : ve selâmet (zararsız)
-
21-Enbiyâ 69
alâ ibrâhîme : İbrâhîm'e
-
21-Enbiyâ 71
ilâ el ardı : arza, yere
-
21-Enbiyâ 73
ve ikâme es salâti : ve namazın ikame edilmesi (namaz kılınması)
-
21-Enbiyâ 81
ilâ el ardı : o yere
-
21-Enbiyâ 87
en lâ ilâhe : ilâh olmadığını (ilâh yoktur)
-
21-Enbiyâ 87
illâ : den başka
-
21-Enbiyâ 89
lâ tezer-nî : beni bırakma
-
21-Enbiyâ 90
ve aslah-nâ : ve ıslâh ettik (düzelttik)
-
21-Enbiyâ 94
fe lâ kufrâne : bundan sonra örtülmez, yok olmaz
-
21-Enbiyâ 95
alâ karyetin : şehre, şehir halkına
-
21-Enbiyâ 95
lâ yerciûne : dönmezler, dönemezler
-
21-Enbiyâ 98
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
21-Enbiyâ 99
hâulâi : bunlar (onlar)
-
21-Enbiyâ 100
lâ yesmeûne : işitmezler
-
21-Enbiyâ 101
ulâike : işte onlar
-
21-Enbiyâ 102
lâ yesmeûne : işitmezler
-
21-Enbiyâ 103
lâ yahzunu-hum : onları mahzun etmez
-
21-Enbiyâ 103
ve tetelakkâ-hum : ve onları karşılarlar
-
21-Enbiyâ 103
el melâiketu : melekler
-
21-Enbiyâ 106
belâgan : tebliğ, bildiri, açıklama
-
21-Enbiyâ 107
illâ rahmeten : rahmetten başka, sadece rahmet olarak
-
21-Enbiyâ 108
ilâhu-kum : sizin ilâhınız
-
21-Enbiyâ 108
ilâhun : bir ilâhtır
-
21-Enbiyâ 109
alâ sevâin : eşitlik üzere, eşit olarak
-
21-Enbiyâ 111
ilâ hînin : bir zamana kadar
-
21-Enbiyâ 112
alâ : üzere, rağmen
-
22-Hac 2
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
22-Hac 2
azâballâhi (azâbe allâhi) : Allah'ın azabı
-
22-Hac 3
fîllâhi (fî allâhi) : Allah hakkında
-
22-Hac 4
tevellâ-hu : ona döndü
-
22-Hac 4
ilâ : ...e, ...a
-
22-Hac 5
halaknâ-kum : sizi biz yarattık
-
22-Hac 5
min alakatin : alakadan (bir noktadan asılı duran şeyden), (rahim cidarına bir noktadan asılı duran embriyo)
-
22-Hac 5
ilâ ecelin : bir süreye kadar
-
22-Hac 5
ilâ erzeli el umuri : ömrünün en rezil çağına, ihtiyarlık çağına
-
22-Hac 5
li keylâ ya'leme : bilmemesi için
-
22-Hac 6
bi enne allâhe : muhakkak ki Allah
-
22-Hac 6
alâ : üzerine, ...e
-
22-Hac 7
lâ raybe : şüphe yok
-
22-Hac 7
ve enne allâhe : ve muhakkak Allah
-
22-Hac 8
fîllâhi (fî allâhi) : Allah hakkında
-
22-Hac 8
ve lâ huden : ve hidayet eden, hidayetçi
-
22-Hac 8
ve lâ kitâbin : ve bir kitap olmadan
-
22-Hac 9
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
22-Hac 10
ve enne allâhe : ve muhakkak Allah
-
22-Hac 10
bi zallâmin : zulmedici, zulmeden
-
22-Hac 11
ya'budu allâhe : Allah'a ibadet eder
-
22-Hac 11
alâ harfın : bir ucundan, az, gönülsüz
-
22-Hac 11
alâ vechi-hî : yüzü üzerine, yüz geri
-
22-Hac 12
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
22-Hac 12
lâ yedurru-hû : ona zarar vermez
-
22-Hac 12
lâ yenfeu-hu : ona yarar, fayda vermez
-
22-Hac 12
ed dalâlu : dalâlet
-
22-Hac 13
el mevlâ : mevlâ, dost, yardımcı
-
22-Hac 14
inne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 14
inne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 15
allâhu : Allah
-
22-Hac 15
ilâ es semâi : semaya
-
22-Hac 16
ve ennallâhe (enne allâhe) : ve muhakkak Allah
-
22-Hac 17
inne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 17
inne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 17
alâ : üzerine, ...e
-
22-Hac 18
enne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 18
yuhinillâhu (vehene) : Allah zayıf düşürür (alçaltır) (zayıf düşürdü)
-
22-Hac 18
inne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 23
inne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 24
ilâ et tayyibî : temize, iyiye, güzele
-
22-Hac 24
ilâ sırât el hamîdi : hamid olan yola
-
22-Hac 25
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
22-Hac 26
en lâ tuşrik : senin şirk koşmaman
-
22-Hac 27
ve alâ : ve üzerinde
-
22-Hac 28
ve yezkur ismi allâhi : ve Allah'ın ismini ansınlar
-
22-Hac 28
alâ mâ : şey(ler)e
-
22-Hac 30
hurumâti allâhi : Allah'ın haramları
-
22-Hac 30
illâ : ancak, den başka, hariç
-
22-Hac 30
mâ yutlâ : okunan şeyler
-
22-Hac 31
li allâhi : Allah için, Allah'a
-
22-Hac 31
bi allâhi : Allah'a
-
22-Hac 32
şeâire allâhi : Allah'ın şiarları, emirleri, farzları
-
22-Hac 33
ilâ ecelin : bir süreye kadar
-
22-Hac 33
ilâ el beyti el atîki : Beyt-i Atik (eski ev)'e, Kâbe'ye
-
22-Hac 34
li yezkurû isme allâhi : Allah'ın ismini zikretsinler
-
22-Hac 34
alâ : üzerine
-
22-Hac 34
ilâhu-kum : sizin ilâhınız
-
22-Hac 34
ilâhun : ilâhtır
-
22-Hac 35
izâ zukire allâhu : Allah zikredildiği zaman
-
22-Hac 35
alâ : ...e, ...a
-
22-Hac 35
ve el mukîmi es salâti : ve namazı ikame edenler
-
22-Hac 36
min şeâiri allâhi : Allah'ın şiarından (emirlerinden, farzlarından)
-
22-Hac 36
fezkurûsmallâhi : öyleyse Allah'ın adını zikredin
-
22-Hac 37
len yenâle allâhe : asla Allah'a ulaşmaz
-
22-Hac 37
luhûmu-hâ (lahm) : onların etleri (et)
-
22-Hac 37
ve lâ dimâu-hâ (dem) : ve kanları olmaz (kan)
-
22-Hac 37
ve lâkin : ve ancak, fakat
-
22-Hac 37
li tukebbirû allâhe : Allah'ı tekbir etmeniz için
-
22-Hac 37
alâ : üzerine
-
22-Hac 38
inne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 38
inne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 38
lâ yuhıbbu : sevmez
-
22-Hac 39
ve inne allâhe : ve muhakkak Allah
-
22-Hac 39
alâ nasri-him : onlara yardım
-
22-Hac 40
illâ : yalnız, sadece
-
22-Hac 40
rabbunallâhu (rabunâ allahu) : bizim Rabbimiz Allah
-
22-Hac 40
ve lev lâ : ve eğer olmasaydı
-
22-Hac 40
def'ullâhi en nâse : Allah'ın insanları defetmesi
-
22-Hac 40
ve salavâtun : ve (yahudilerin) havraları
-
22-Hac 40
fîhesmullâhi (fîhâ ismullâhi) : içinde Allah'ın ismi
-
22-Hac 40
yansurennallâhu : Allah yardım eder
-
22-Hac 40
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
22-Hac 41
ekâmû es salâte : namazı ikame ettiler (ederler, kılarlar)
-
22-Hac 41
ve li allâhi : ve Allah'a aittir
-
22-Hac 45
hâviyetun alâ : üzerine çökmüş, yıkılmış
-
22-Hac 45
muattalatin : terkedilmiş, boş
-
22-Hac 46
lâ ta'mâ : âmâ (kör) değildir
-
22-Hac 46
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
22-Hac 47
ve len yuhlife allâhu : ve Allah asla dönmez (mutlaka yerine getirir)
-
22-Hac 51
ulâike : işte onlar
-
22-Hac 52
ve lâ nebiyyin : ve bir nebî, bir peygamber yoktur
-
22-Hac 52
illâ : ancak, olmayan, hariç
-
22-Hac 52
fe yensehu allâhu : o zaman Allah kaldırır, iptal eder, nesheder
-
22-Hac 52
yuhkimu allâhu : Allah muhkem kılar, sağlamlaştırır
-
22-Hac 52
vallâhu (ve allahu) : ve Allah
-
22-Hac 54
ve innallâhe (inne allâhe) : ve muhakkak Allah
-
22-Hac 54
ilâ sırâtın mustakîmin : Sıratı Mustakîm'e (Allah'a ulaştıran yola)
-
22-Hac 55
ve lâ yezâlu : ve zail olmaz (devam eder)
-
22-Hac 56
li allâhi : Allah'a aittir, Allah'ındır
-
22-Hac 57
ulâike : işte onlar
-
22-Hac 58
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
22-Hac 58
allâhu : Allah
-
22-Hac 58
ve inne allâhe : ve muhakkak Allah
-
22-Hac 59
ve inne allâhe : ve muhakkak Allah
-
22-Hac 60
le yansuru enne-hu allâhu : mutlaka Allah ona yardım eder
-
22-Hac 60
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
22-Hac 61
allâhe : Allah
-
22-Hac 61
ve enne allâhe : ve muhakkak Allah
-
22-Hac 62
allâhe : Allah
-
22-Hac 62
ve enne allâhe : ve muhakkak Allah
-
22-Hac 63
enne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 63
inne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 63
latîfun : lâtif, lütûf sahibi
-
22-Hac 64
ve inne allâhe : ve muhakkak Allah
-
22-Hac 65
enne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 65
alel ardı (alâ el ardı) : arz üzerine, yeryüzü üzerine
-
22-Hac 65
illâ : ancak, hariç, den başka
-
22-Hac 65
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
22-Hac 67
fe lâ yunâziunne-ke : öyleyse seninle niza etmesinler, çekişmesinler
-
22-Hac 67
ilâ rabbi-ke : Rabbine
-
22-Hac 67
alâ huden : hidayet üzerinde
-
22-Hac 68
fe kulillâhu (kul allâhu) : o taktirde de ki Allah
-
22-Hac 69
allâhu : Allah
-
22-Hac 70
enne allâhe : Allah'ın olduğunu
-
22-Hac 70
alâ allâhi : Allah'a
-
22-Hac 71
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
22-Hac 72
ve izâ tutlâ : ve okunduğu zaman
-
22-Hac 72
vaadehallâhu (vaade-hâ allâhu) : Allah onu vaadetti
-
22-Hac 73
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
22-Hac 73
lâ yestenkızû-hu : onu kurtaramazlar
-
22-Hac 74
mâ kaderû allâhe : Allah'ı takdir edemediler
-
22-Hac 74
inne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 75
allâhu : Allah
-
22-Hac 75
min el melâiketi : meleklerden
-
22-Hac 75
inne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 76
ve ilâllâhi (ilâ allâhi) : ve Allah'a
-
22-Hac 78
fî allâhi : Allah hakkında, Allah için
-
22-Hac 78
alâ en nâsi : insanlar üzerine
-
22-Hac 78
fe ekîmû es salâte : o halde namazı ikame edin
-
22-Hac 78
bi allâhi : Allah'a
-
22-Hac 78
mevlâ-kum : sizin mevlânız, dostunuz
-
22-Hac 78
fe ni'me el mevlâ : öyleyse ne güzel dost
-
23-Mü'minûn 2
fî salâti-him : onların namazlarında
-
23-Mü'minûn 3
anil lagvi (an el lagvi) : boş şeylerden, boş sözlerden
-
23-Mü'minûn 6
illâ : hariç, den başka
-
23-Mü'minûn 6
alâ ezvâci-him : onların (kendi) zevcelerine
-
23-Mü'minûn 7
fe ulâike : o taktirde işte onlar
-
23-Mü'minûn 9
alâ : üzerine, ...e
-
23-Mü'minûn 9
salavâti-him : onların namazları
-
23-Mü'minûn 10
ulâike : işte onlar
-
23-Mü'minûn 12
halaknâ : biz yarattık
-
23-Mü'minûn 12
min sulâletin : özünden
-
23-Mü'minûn 14
halaknâ : biz halkettik, yarattık
-
23-Mü'minûn 14
alakaten : alaka (rahim duvarına bir noktadan bağlı olan), embriyo
-
23-Mü'minûn 14
fe halaknâ : sonra yarattık
-
23-Mü'minûn 14
el alakate : alaka (rahim duvarına bir noktadan bağlı olan), embriyo
-
23-Mü'minûn 14
fe halaknâ : sonra yarattık
-
23-Mü'minûn 14
lahmen : et
-
23-Mü'minûn 14
tebârekallâhu : Allah tebarektir, mübarektir (tebâreke allâhu)
-
23-Mü'minûn 17
halaknâ : biz yarattık
-
23-Mü'minûn 18
alâ : ...e
-
23-Mü'minûn 22
ve alâ el fulki : ve gemilerin üzerinde
-
23-Mü'minûn 23
ilâ kavmi-hi : onun (kendi) kavmine
-
23-Mü'minûn 23
u'budullâhe (u'budu allâhe) : Allah'a kul olun
-
23-Mü'minûn 23
ilâhin : ilâh
-
23-Mü'minûn 23
e fe lâ tettekûne : hâlâ takva sahibi olmayacak mısınız (Allah'a ulaşmayı dilemeyecek misiniz)
-
23-Mü'minûn 24
illâ : sadece, dan başka
-
23-Mü'minûn 24
şâallâhu (şâe allâhu) : Allah diledi
-
23-Mü'minûn 24
melâiketen : melekler
-
23-Mü'minûn 25
illâ : sadece, dan başka
-
23-Mü'minûn 27
illâ : sadece, hariç
-
23-Mü'minûn 27
ve lâ tuhâtıb-nî : ve bana hitap etme
-
23-Mü'minûn 28
alâ el fulki : gemiye
-
23-Mü'minûn 28
li allâhi : Allah'a
-
23-Mü'minûn 32
eni'budû allâhe (en u'budû) : Allah'a kul olsunlar diye
-
23-Mü'minûn 32
min ilâhin : (ilâhtan) bir ilâh
-
23-Mü'minûn 32
e fe lâ tettekûne : hâlâ takva sahibi olmayacak mısınız
-
23-Mü'minûn 33
illâ : ancak, den başka
-
23-Mü'minûn 37
illâ : ancak
-
23-Mü'minûn 38
illâ : sadece
-
23-Mü'minûn 38
alâ allâhi : Allah'a
-
23-Mü'minûn 44
lâ yu'minûne : mü'min olmayanlar
-
23-Mü'minûn 46
ilâ fir'avne : firavuna
-
23-Mü'minûn 50
ilâ rabvetin : yüksek bir tepeye
-
23-Mü'minûn 56
lâ yeş'urûne : şuurunda (bilincinde), farkında değiller
-
23-Mü'minûn 59
lâ yuşrikûne : ortak koşmazlar şirk koşmazlar
-
23-Mü'minûn 60
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
23-Mü'minûn 61
ulâike : işte onlar
-
23-Mü'minûn 62
ve lâ nukellifu : ve mükellef tutmayız
-
23-Mü'minûn 62
illâ : den başka, dışında
-
23-Mü'minûn 62
lâ yuzlemûne : zulmedilmez
-
23-Mü'minûn 65
lâ tec'erû : yalvarıp bağırarak yardım istemeyin
-
23-Mü'minûn 65
lâ tunsarûne : yardım edilmezsiniz, size yardım edilmez
-
23-Mü'minûn 66
tutlâ : okunuyor
-
23-Mü'minûn 66
alâ a'kâbi-kum : topuklarınız üzerinde
-
23-Mü'minûn 73
ilâ sırâtın mustakîmin : Sıratı Mustakîm'e (Allah'a götüren yola)
-
23-Mü'minûn 74
lâ yu'minûne : inanmazlar
-
23-Mü'minûn 80
ve lehuhtilâfu (lehu ihtilâfu) : ve ihtilâf, karşılıklı dönüşüm ona ait
-
23-Mü'minûn 80
lâ ta'kılûne : akıl etmiyorsunuz
-
23-Mü'minûn 83
in hâzâ illâ : bu ancak
-
23-Mü'minûn 85
li allâhi : Allah'ın
-
23-Mü'minûn 85
fe lâ tezekkerûne : hâlâ tezekkür etmezsiniz
-
23-Mü'minûn 87
li allâhi : Allah'ın
-
23-Mü'minûn 87
fe lâ tettekûne : hâlâ takva sahibi olmayacaksınız
-
23-Mü'minûn 88
ve lâ yucâru : ve korunmaz, korunmaya ihtiyacı olmaz
-
23-Mü'minûn 89
li allâhi : Allah'ın
-
23-Mü'minûn 91
mettehazallâhu : Allah edinmemiştir
-
23-Mü'minûn 91
min ilâhin : bir ilâh
-
23-Mü'minûn 91
kullu ilâhin : bütün ilâhlar
-
23-Mü'minûn 91
bimâ halaka : yarattığı şey
-
23-Mü'minûn 91
alâ : üstün
-
23-Mü'minûn 91
ba'du-hum alâ ba'dın : onların bir kısmı bir kısmına
-
23-Mü'minûn 91
subhâne allâhi : Allah Sübhan'dır, münezzehtir
-
23-Mü'minûn 92
fe teâlâ : işte o çok yüce
-
23-Mü'minûn 94
lâ tec'al-nî : beni kılma
-
23-Mü'minûn 95
alâ : üzerine, üstüne
-
23-Mü'minûn 100
kellâ : hayır, asla
-
23-Mü'minûn 100
ilâ yevmi : güne kadar
-
23-Mü'minûn 101
lâ ensâbe : neseb, soy bağı yoktur
-
23-Mü'minûn 101
ve lâ yetesâelûne : ve birbirlerini sormazlar, sorulmazlar
-
23-Mü'minûn 102
ulâike : işte onlar
-
23-Mü'minûn 103
ulâike : işte onlar
-
23-Mü'minûn 105
tutlâ : okunurken
-
23-Mü'minûn 108
kâlahseû (kâle ıhseû) : (orada) kalın dedi
-
23-Mü'minûn 108
ve lâ tukellimû-ni : ve benimle konuşmayın, bana söylemeyin
-
23-Mü'minûn 114
illâ : ancak, yalnız
-
23-Mü'minûn 115
halaknâ-kum : sizi yarattık
-
23-Mü'minûn 115
lâ turceûne : döndürülmeyecek
-
23-Mü'minûn 116
teâlallâhu (teâle allâhu) : Allah çok yücedir
-
23-Mü'minûn 116
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
23-Mü'minûn 116
illâ : den başka
-
23-Mü'minûn 117
maallâhi (mae allâhi) : Allah ile beraber
-
23-Mü'minûn 117
ilâhen : ilâh
-
23-Mü'minûn 117
lâ : yok, olmaz
-
23-Mü'minûn 117
lâ yuflihu : kurtuluşa eremezler
-
24-Nûr 2
ve lâ te'huz-kum : ve sizi almasın, tutmasın, mani olmasın
-
24-Nûr 2
fî dîni allâhi : Allah'ın dîni hakkında (konusunda)
-
24-Nûr 2
bi allâhi : Allah'a
-
24-Nûr 3
lâ yenkihu : nikâh yapmaz, nikâhlayamaz
-
24-Nûr 3
illâ : den başka, hariç
-
24-Nûr 3
lâ yenkihu-hâ : onu nikâhlayamaz
-
24-Nûr 3
illâ : den başka, hariç
-
24-Nûr 3
alâ : üzerine
-
24-Nûr 4
ve lâ takbelû : ve kabul etmeyin
-
24-Nûr 4
ve ulâike : ve işte onlar
-
24-Nûr 5
illâ ellezîne : o kimseler hariç
-
24-Nûr 5
innallâhe : muhakkak ki Allah
-
24-Nûr 6
illâ : den başka
-
24-Nûr 6
bi allâhi : Allah'a
-
24-Nûr 7
la'nete allâhi : Allah'ın lâneti
-
24-Nûr 8
bi allâhi : Allah'a
-
24-Nûr 9
gadabe allâhi : Allah'ın gadabı, öfkesi, azabı
-
24-Nûr 10
ve lev lâ : ve eğer olmasaydı
-
24-Nûr 10
fadlu allâhi : Allah'ın fazlı
-
24-Nûr 10
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
24-Nûr 11
lâ tahsebû-hu : onu zannetmeyin
-
24-Nûr 11
vellezî tevellâ (ve ellezî tevellâ) : ve çeviren, yöneten kimse
-
24-Nûr 12
lev lâ : olmasaydı, olmaz mıydı, gerekmez miydi
-
24-Nûr 13
lev lâ : olmasaydı, olmaz mıydı
-
24-Nûr 13
fe ulâike : o zaman işte onlar
-
24-Nûr 13
indallâhi (inde allâhi) : Allah'ın katında
-
24-Nûr 14
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
24-Nûr 14
fadlullâhi (fadlu allâhi) : Allah'ın fazlı
-
24-Nûr 15
telâkkavne-hu : onu telâkki ediyorsunuz, öğreniyorsunuz, soruyorsunuz
-
24-Nûr 15
indallâhi (inde allâhi) : Allah'ın katında
-
24-Nûr 16
ve lev lâ : ve olmasaydı, olmaz mıydı, olması gerekmez miydi
-
24-Nûr 17
yeızukumullâhu : Allah size vaazediyor, emrediyor
-
24-Nûr 18
ve yubeyyinullâhu : ve Allah beyan ediyor, açıklıyor
-
24-Nûr 18
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
24-Nûr 19
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
24-Nûr 19
lâ ta'lemûne : bilmiyorsunuz, bilmezsiniz
-
24-Nûr 20
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
24-Nûr 20
fadlullâhi (fadlu allâhi) : Allah'ın fazlı
-
24-Nûr 20
ve enne allâhe : ve muhakkak Allah
-
24-Nûr 21
lâ tettebiû : tâbî olmayın
-
24-Nûr 21
ve lev lâ : ve eğer olmasa
-
24-Nûr 21
fadlullâhi (fadlu allâhi) : Allah'ın fazlı
-
24-Nûr 21
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
24-Nûr 21
allâhe : Allah
-
24-Nûr 21
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
24-Nûr 22
ve lâ ye'teli : ve kusur etmesin, yemin etmesin
-
24-Nûr 22
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
24-Nûr 22
e lâ tuhıbbûne : sevmez misiniz
-
24-Nûr 22
en yagfirallâhu (yagfire allâhu) : Allah'ın mağfiret etmesini
-
24-Nûr 22
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
24-Nûr 23
el gâfilâti : gâfil olanlar
-
24-Nûr 25
allâhu : Allah
-
24-Nûr 25
ennallâhe (enne allâhe) : Allah'ın ..... olduğu, muhakkak
-
24-Nûr 26
ulâike : işte onlar
-
24-Nûr 27
lâ tedhulû : girmeyin
-
24-Nûr 27
alâ ehli-hâ : onun ehline, sahibine, halkına,
-
24-Nûr 28
lâ tedhulû-hâ : ona (oraya) girmeyin
-
24-Nûr 28
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
24-Nûr 29
vallâhu : ve Allah
-
24-Nûr 30
inne allâhe : muhakkak Allah
-
24-Nûr 31
ve lâ yubdîne : ve açmasınlar
-
24-Nûr 31
illâ : dışında, hariç
-
24-Nûr 31
alâ : üzerine
-
24-Nûr 31
ve lâ yubdîne : ve açmasınlar
-
24-Nûr 31
illâ : dışında, hariç
-
24-Nûr 31
alâ avrâtin nisâ : kadınların avret yerlerine
-
24-Nûr 31
ve lâ yadribne : ve vurmasınlar
-
24-Nûr 31
ilâllâhi (ilâ allâhi) : Allah'a
-
24-Nûr 32
yugnihimullâhu (yugni-him allâhu) : Allah onları zengin kılar
-
24-Nûr 32
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
24-Nûr 33
ellezîne lâ yecidûne : bulamayanlar
-
24-Nûr 33
yugniyehumullâhu : Allah onları gani (zengin) kılar
-
24-Nûr 33
allahi ellezî : Allah ki o
-
24-Nûr 33
ve lâ tukrihû : ve zorlamayın
-
24-Nûr 33
alel bigâi (alâ el bigâi) : fuhşa, zinaya
-
24-Nûr 33
innellâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
24-Nûr 35
allâhu : Allah
-
24-Nûr 35
lâ şarkîyetin : doğuda olmayan (bulunmayan)
-
24-Nûr 35
ve lâ garbiyyetin : ve batıda olmayan (bulunmayan)
-
24-Nûr 35
nûrun alâ nûrin : nur üzerine nur
-
24-Nûr 35
yehdîllâhu (yehdî allâhi) : Allah hidayet eder
-
24-Nûr 35
ve yadribullâhul emsâle : ve Allah örnekler, misaller verir
-
24-Nûr 35
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
24-Nûr 36
ezinallâhu (ezine allâhu) : Allah izin verdi
-
24-Nûr 37
lâ tulhî-him : onları alıkoymaz, meşgul etmez, vazgeçirmez
-
24-Nûr 37
ve lâ : ve olmaz
-
24-Nûr 37
an zikrillâhi : Allah'ın zikrinden
-
24-Nûr 37
ve ikâmi es salâti : ve namazın ikame edilmesi
-
24-Nûr 38
allâhu : Allah
-
24-Nûr 38
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
24-Nûr 39
ve vecedallâhe (vecede allâhe) : ve Allah'ı buldu
-
24-Nûr 39
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
24-Nûr 40
lem yec'alillâhu (yec'ali allâhu) : Allah kılmazsa
-
24-Nûr 41
ennallâhe (enne allâhe) : Allah olduğunu
-
24-Nûr 41
salâte-hu : salatını, namazını, duasını
-
24-Nûr 41
vallâhu (ve allâh) : ve Allah
-
24-Nûr 42
ve lillâhi (li allâhi) : ve Allah'a aittir
-
24-Nûr 42
ve ilâ allâhi : ve Allah'a
-
24-Nûr 43
enne allâhe : Allah'ın yaptığını
-
24-Nûr 43
min hılâli-hi : onun arasından
-
24-Nûr 44
yukallibu allâhu : Allah çevirir
-
24-Nûr 45
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
24-Nûr 45
halaka : yarattı
-
24-Nûr 45
alâ batni-hi : karnı üzerinde
-
24-Nûr 45
alâ ricleyni : iki ayak üzerinde
-
24-Nûr 45
alâ erbain : dört (ayak) üzerinde
-
24-Nûr 45
yahluku allâhu : Allah yaratır
-
24-Nûr 45
innellâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
24-Nûr 45
alâ kulli şey'in : herşeye
-
24-Nûr 46
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
24-Nûr 46
ilâ sırâtın mustakîmin : Sıratı Mustakîm'e
-
24-Nûr 47
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
24-Nûr 47
yetevellâ : dönerler
-
24-Nûr 47
ve mâ ulâike : ve onlar değiller
-
24-Nûr 48
ilâ allâhi : Allah'a
-
24-Nûr 50
en yehîfallâhu (yehîfe allâhu) : Allah'ın taraf tutması
-
24-Nûr 50
ulâike : işte onlar
-
24-Nûr 51
ilâ allâhi : Allah'a
-
24-Nûr 51
ve ulâike : ve işte onlar
-
24-Nûr 52
yutıi allâhe : Allah'a itaat eder
-
24-Nûr 52
ve yahşe allâhe : ve Allah'a huşû duyar
-
24-Nûr 52
ulâike : işte onlar
-
24-Nûr 53
bi allâhi : Allah'a
-
24-Nûr 53
lâ tuksimû : yemin etmeyin
-
24-Nûr 53
inne allâhe : muhakkak Allah
-
24-Nûr 54
atîu allâhe : Allah'a itaat edin
-
24-Nûr 54
alâ er resûli : resûlün üzerinde
-
24-Nûr 54
illâ : hariç, den başka
-
24-Nûr 54
el belâgu : tebliğ
-
24-Nûr 55
vaadallâhu (vaade allâhu) : Allah vaadetti
-
24-Nûr 55
lâ yuşrikûne : şirk koşmazlar
-
24-Nûr 55
fe ulâike : işte onlar
-
24-Nûr 56
es salâte : namaz
-
24-Nûr 57
lâ tahsebenne : sakın zannetme
-
24-Nûr 58
selâse : üç
-
24-Nûr 58
salâti : namaz
-
24-Nûr 58
salâti : namaz
-
24-Nûr 58
selâsu : üç
-
24-Nûr 58
ve lâ aleyhim : ve onlara yoktur
-
24-Nûr 58
ba'du-kum alâ ba'dın : birbirinizi
-
24-Nûr 58
yubeyyine allâhu : Allah beyan ediyor, açıklıyor
-
24-Nûr 58
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
24-Nûr 59
yubeyyinu allâhu : Allah beyan eder, açıklar
-
24-Nûr 59
vallâhu : ve Allah
-
24-Nûr 60
ellatî lâ yercûne : onlar ümit etmezler
-
24-Nûr 60
vallâhu : ve Allah
-
24-Nûr 61
alâ : üzerine
-
24-Nûr 61
ve lâ alâ : ve üzerine yoktur
-
24-Nûr 61
ve lâ alâ : ve üzerine yoktur
-
24-Nûr 61
ve lâ alâ : ve üzerine yoktur
-
24-Nûr 61
ev buyûti hâlâti-kum : veya teyzelerinizin evleri
-
24-Nûr 61
alâ enfusi-kum : kendi üzerinize (birbirinize)
-
24-Nûr 61
min indi allâhi : Allah'ın indinden
-
24-Nûr 61
yubeyyinu allâhu : Allah beyan eder, açıklar
-
24-Nûr 62
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
24-Nûr 62
alâ emrin : bir iş üzerine, bir iş için
-
24-Nûr 62
ulâike : işte onlar
-
24-Nûr 62
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
24-Nûr 62
allâhe : Allah
-
24-Nûr 62
inne allâhe : muhakkak Allah
-
24-Nûr 63
lâ tec'alû : kılmayın, yapmayın
-
24-Nûr 63
allâhu : Allah
-
24-Nûr 64
e lâ : değil mi
-
24-Nûr 64
li allâhi : Allah'a aittir
-
24-Nûr 64
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
25-Furkan 1
alâ abdi-hi : kuluna
-
25-Furkan 2
ve halaka : ve yarattı
-
25-Furkan 3
lâ yahlukûne : yaratmaz, yaratamaz
-
25-Furkan 3
ve lâ yemlikûne : ve malik değiller
-
25-Furkan 3
ve lâ : ve değil, olmaz
-
25-Furkan 3
ve lâ yemlikûne : ve malik değiller
-
25-Furkan 3
ve lâ hayâten : ve hayat veremez
-
25-Furkan 3
ve lâ nuşûren : ve yeniden diriltemez
-
25-Furkan 4
illâ : ancak, sadece
-
25-Furkan 5
tumlâ : imlâ ettirilen, okunan
-
25-Furkan 7
lev lâ : olmaz mıydı
-
25-Furkan 8
illâ : ancak, sadece
-
25-Furkan 9
lâ yestetîûne : muktedir olamazlar, güçleri yetmez
-
25-Furkan 14
lâ ted'û : davet etmeyin, çağırmayın (istemeyin)
-
25-Furkan 16
alâ : üzerine
-
25-Furkan 17
min dûnillâhi (dûni allâhi) : Allah'tan başka
-
25-Furkan 17
hâulâi : bunlar
-
25-Furkan 18
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
25-Furkan 19
ve lâ nasran : ve yardım olmaz
-
25-Furkan 20
illâ : ancak, den başka
-
25-Furkan 21
ellezîne lâ yercûne : dilemeyenler
-
25-Furkan 21
lev lâ : olsaydı olmaz mıydı
-
25-Furkan 21
el melâiketu : melekler
-
25-Furkan 22
el melâikete : melekler
-
25-Furkan 22
lâ buşrâ : müjde(ler) yoktur
-
25-Furkan 23
ilâ mâ amilû : yaptıkları şeylere
-
25-Furkan 25
el melâiketu : melekler
-
25-Furkan 26
alâ el kâfirîne : kâfirlere
-
25-Furkan 27
alâ yedey-hi : ellerini
-
25-Furkan 28
fulânen : filân kişi, o kişi
-
25-Furkan 32
lev lâ : olsaydı olmaz mıydı, gerekmez miydi
-
25-Furkan 33
ve lâ ye'tûne-ke bi : ve sana gelmedi, getirmediler
-
25-Furkan 33
illâ : ancak, den başka
-
25-Furkan 34
alâ vucûhi-him : yüzleri üzerine
-
25-Furkan 34
ilâ cehenneme : cehenneme
-
25-Furkan 34
ulâike : işte onlar
-
25-Furkan 36
ilâ el kavmi : o kavme,
-
25-Furkan 40
alâ el karyeti : kasabaya, ülkeye
-
25-Furkan 40
lâ yercûne : dilemiyorlar, ümit etmiyorlar
-
25-Furkan 41
illâ : ancak, sadece
-
25-Furkan 41
allâhu : Allah
-
25-Furkan 42
lev lâ : olmasaydı
-
25-Furkan 43
ilâhe-hu : onun ilâhı
-
25-Furkan 44
illâ : ancak, sadece
-
25-Furkan 45
ilâ rabbi-ke : Rabbini
-
25-Furkan 49
halaknâ : biz yarattık
-
25-Furkan 50
illâ : ancak, sadece
-
25-Furkan 52
lâ tutıı : itaat etme
-
25-Furkan 54
halaka : yaratan
-
25-Furkan 55
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
25-Furkan 55
lâ yenfeu-hum : onlar fayda vermez
-
25-Furkan 55
ve lâ yadurru-hum : ve zarar vermez
-
25-Furkan 55
alâ rabbi-hî : kendi Rabbine
-
25-Furkan 56
illâ : den başka, sadece
-
25-Furkan 57
illâ : den başka, ancak, sadece
-
25-Furkan 57
ilâ rabbi-hî : Rabbine
-
25-Furkan 58
ve tevekkel alâ : ve tevekkül et, güven, vekil tayin et
-
25-Furkan 58
lâ yemûtu : ölmez (ölümsüz olan)
-
25-Furkan 59
halaka : yarattı
-
25-Furkan 59
alâ el arşi : arşa
-
25-Furkan 63
alâ el ardı : yeryüzünde
-
25-Furkan 63
selâmen : selâm
-
25-Furkan 68
lâ yed'ûne : tapmazlar
-
25-Furkan 68
mea allâhi : Allah ile beraber
-
25-Furkan 68
ilâhen : ilâh
-
25-Furkan 68
ve lâ yaktulûne : ve öldürmezler
-
25-Furkan 68
allâhu : Allah
-
25-Furkan 68
illâ : ancak, den başka
-
25-Furkan 68
ve lâ yeznûne : ve zina yapmazlar
-
25-Furkan 70
illâ : ancak
-
25-Furkan 70
ulâike : işte onlar
-
25-Furkan 70
allâhu : Allah
-
25-Furkan 70
allâhu : Allah
-
25-Furkan 71
ilâ allâhi : Allah'a
-
25-Furkan 72
lâ yeşhedûne : şahitlik etmezler
-
25-Furkan 72
bi el lagvi : boş söz ile
-
25-Furkan 75
ulâike : işte onlar
-
25-Furkan 75
ve selâmen : ve selâm
-
25-Furkan 77
lev lâ : eğer olmasa
-
26-Şuarâ 3
ellâ yekûnû : (onların) olmaması
-
26-Şuarâ 5
illâ : ancak, sadece
-
26-Şuarâ 7
e ve lem yerev ilâ : ve görmüyorlar mı, görmediler mi
-
26-Şuarâ 11
lâ yettekûne : takva sahibi olmuyorlar
-
26-Şuarâ 13
ve lâ yentaliku : ve dönmüyor
-
26-Şuarâ 13
ilâ hârûne : Harun'a
-
26-Şuarâ 15
kellâ : hayır
-
26-Şuarâ 16
kûlâ : deyin
-
26-Şuarâ 25
lâ testemiûne : işitmiyorsunuz
-
26-Şuarâ 29
ilâhen : bir ilâh
-
26-Şuarâ 49
min hılâfin : karşılıklı, çaprazlama
-
26-Şuarâ 50
lâ dayra : zararı yok, önemli değil
-
26-Şuarâ 50
ilâ rabbi-nâ : Rabbimize
-
26-Şuarâ 52
ilâ mûsâ : Musa'ya
-
26-Şuarâ 54
hâulâi : bunlar
-
26-Şuarâ 62
kellâ : hayır
-
26-Şuarâ 63
ilâ mûsâ : Musa'ya
-
26-Şuarâ 77
illâ : ancak, hariç
-
26-Şuarâ 78
halaka-nî : beni yarattı
-
26-Şuarâ 87
ve lâ tuhzi-nî : ve beni utandırma, alçaltma, perişan etme, mahzun etme
-
26-Şuarâ 88
lâ yenfau : fayda vermez
-
26-Şuarâ 88
ve lâ : ve olmaz, ve yoktur
-
26-Şuarâ 89
illâ : hariç
-
26-Şuarâ 89
etâllâhe (etâ allâhe) : Allah'a geldiler
-
26-Şuarâ 93
allâhi : Allah
-
26-Şuarâ 97
tallâhi : Allah'a yemin olsun
-
26-Şuarâ 97
dalâlin : dalâlet
-
26-Şuarâ 99
illâ : den başka
-
26-Şuarâ 101
lâ : yok
-
26-Şuarâ 106
lâ tettekûne : takva sahibi olmuyorsunuz
-
26-Şuarâ 108
allâhe : Allah
-
26-Şuarâ 109
illâ : ancak, sadece
-
26-Şuarâ 109
alâ : üzerinde, ...'ya ait
-
26-Şuarâ 110
allâhe : Allah
-
26-Şuarâ 113
illâ : ancak, sadece
-
26-Şuarâ 113
alâ : üzerine
-
26-Şuarâ 115
illâ : sadece, ancak
-
26-Şuarâ 124
e lâ tettekûne : siz takva sahibi olmayacak mısınız
-
26-Şuarâ 126
ittekû allâhe : Allah'a karşı takva sahibi olun, Allah'a ulaşmayı dileyin
-
26-Şuarâ 127
illâ : ancak, sadece
-
26-Şuarâ 127
alâ : üzerine
-
26-Şuarâ 131
ittekû allâhe : Allah'a karşı takva sahibi olun, Allah'a ulaşmayı dileyin
-
26-Şuarâ 137
illâ : dan başka değil
-
26-Şuarâ 142
lâ tettekûne : takva sahibi olmazsınız, olmayacaksınız
-
26-Şuarâ 144
ittekû allâhe : Allah'a karşı takva sahibi olun, Allah'a ulaşmayı dileyin
-
26-Şuarâ 145
illâ : ancak, sadece
-
26-Şuarâ 145
alâ : üzerine
-
26-Şuarâ 150
ittekû allâhe : Allah'a karşı takva sahibi olun, Allah'a ulaşmayı dileyin
-
26-Şuarâ 151
ve lâ tutîû : ve itaat etmeyin
-
26-Şuarâ 152
ve lâ yuslihûne : ve ıslâh etmiyorlar, ıslâh etmezler
-
26-Şuarâ 154
illâ : ancak, başka
-
26-Şuarâ 156
ve lâ temessû-hâ : ve ona dokunmayın
-
26-Şuarâ 161
lâ tettekûne : takva sahibi olmayacaksınız
-
26-Şuarâ 163
ittekû allâhe : Allah'a karşı takva sahibi olun, Allah'a ulaşmayı dileyin
-
26-Şuarâ 164
illâ : ancak, sadece
-
26-Şuarâ 164
alâ : üzerine
-
26-Şuarâ 166
halaka : yarattı
-
26-Şuarâ 171
illâ : hariç
-
26-Şuarâ 177
lâ tettekûne : takva sahibi olmayacaksınız
-
26-Şuarâ 179
ittekû allâhe : Allah'a karşı takva sahibi olun, Allah'a ulaşmayı dileyin
-
26-Şuarâ 180
illâ : ancak, sadece
-
26-Şuarâ 180
alâ : üzerine
-
26-Şuarâ 181
ve lâ tekûnû : ve olmayın
-
26-Şuarâ 183
ve lâ tebhasu : ve eksiltmeyin, kısmayın
-
26-Şuarâ 183
lâ ta'sev : azgınlık, bozgunculuk yapmayın
-
26-Şuarâ 184
halaka-kum : sizi yarattı
-
26-Şuarâ 186
illâ beşerun : bir beşerden başka, bir insandan başka
-
26-Şuarâ 194
alâ kalbi-ke : senin kalbine
-
26-Şuarâ 198
alâ : üzerine
-
26-Şuarâ 201
lâ yu'minûne : inanmazlar, mü'min olmazlar
-
26-Şuarâ 202
lâ yeş'urûne : farkında olmazlar, olamazlar
-
26-Şuarâ 208
illâ : den başka, olmaksızın, olmadıkça
-
26-Şuarâ 213
lâ ted'u : dua etme
-
26-Şuarâ 213
meallâhi (mea allâhi) : Allah ile beraber
-
26-Şuarâ 213
ilâhen : ilâh
-
26-Şuarâ 217
alel azîzi (alâ el azîzi) : azîz olana, yüce olana
-
26-Şuarâ 221
alâ men : kimse(ler)e, kişilere
-
26-Şuarâ 222
alâ kulli : hepsine
-
26-Şuarâ 226
lâ yef'alûne : yapmıyorlar
-
26-Şuarâ 227
illellezîne (illâ ellezîne) : onlar, o kimseler hariç
-
26-Şuarâ 227
allâhe : Allah
-
27-Neml 3
es salâte : namaz
-
27-Neml 4
lâ yu'minûne : mü'min olmazlar, inanmazlar
-
27-Neml 5
ulâike : işte onlar
-
27-Neml 8
ve subhâne allâhi : ve Allah
-
27-Neml 9
enallâhu (ene allâhu) : ben Allah'ım
-
27-Neml 10
vellâ : geri döndü, kaçtı
-
27-Neml 10
lâ tehaf : korkma
-
27-Neml 10
lâ yehâfu : korkmaz
-
27-Neml 11
illâ : hariç
-
27-Neml 12
ilâ fir'avne : firavuna
-
27-Neml 15
ve kâlâ : ve (ikisi) dediler
-
27-Neml 15
li allâhi : Allah'a
-
27-Neml 15
alâ kesîrin : çoğuna
-
27-Neml 18
alâ vâdin nemli : karınca vadisine
-
27-Neml 18
lâ yahtımenne-kum : sakın sizi ezmesin
-
27-Neml 18
lâ yeş'urûne : farkında olmazlar
-
27-Neml 19
ve alâ : ve ...a
-
27-Neml 20
lâ erâ : görmüyorum
-
27-Neml 24
min dûnillâhi : Allah'tan başka, Allah'ın yerine
-
27-Neml 24
lâ yehtedûne : hidayete ermiyorlar, eremiyorlar, hidayette değiller
-
27-Neml 25
ellâ yescudû : nasıl secde etmezler
-
27-Neml 25
allâhi : Allah
-
27-Neml 25
ellezî (lillâhillezî) (li allâhi ellezî) : ki o
-
27-Neml 26
allâhu : Allah
-
27-Neml 26
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
27-Neml 26
illâ : ancak, den başka
-
27-Neml 30
bismillâhi (bi ismi allâhi) : Allah'ın adıyla
-
27-Neml 31
ellâ ta'lû : nasıl büyüklük taslarsınız, büyüklük taslamayın
-
27-Neml 36
âtâniyallâhu : Allah bana verdi
-
27-Neml 37
lâ kıbele : mukabele edemezler, karşı koyamazlar
-
27-Neml 41
lâ yehtedûne : hidayete ermeyenler
-
27-Neml 43
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
27-Neml 44
lillâhi (li allâhi) : Allah'a
-
27-Neml 45
ilâ : ...e
-
27-Neml 45
eni'budûllâhe : Allah'a kul olun
-
27-Neml 46
lev lâ : olsa olmaz mıydı
-
27-Neml 46
testagfirûnallâhe : Allah'tan mağfiret isteyin, dileyin
-
27-Neml 47
indallâhi (inde allâhi) : Allah'ın katında
-
27-Neml 48
lâ yuslihûne : ıslâh etmiyorlar
-
27-Neml 49
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
27-Neml 50
lâ yeş'urûne : farkına varmazlar
-
27-Neml 56
illâ : hariç, den başka
-
27-Neml 57
illemreetehu (illâ emreete-hu) : onun hanımı hariç
-
27-Neml 59
lillâhi (li allâhi) : Allah'a aittir, Allah içindir
-
27-Neml 59
ve selâmun : ve selâm
-
27-Neml 59
alâ : üzerine
-
27-Neml 59
allâhu : Allah
-
27-Neml 60
halaka : yarattı
-
27-Neml 60
ilâhun : bir ilâh
-
27-Neml 60
meallâhi (mea allâhi) : Allah'la beraber
-
27-Neml 61
hılâle-hâ : onun ara(lar)ında
-
27-Neml 61
ilâhun : bir ilâh
-
27-Neml 61
meallâhi (mea allâhi) : Allah ile beraber
-
27-Neml 61
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
27-Neml 62
ilâhun : bir ilâh
-
27-Neml 62
mea allâhi : Allah ile beraber
-
27-Neml 63
ilâhun : bir ilâh
-
27-Neml 63
mea allâhi : Allah ile beraber
-
27-Neml 63
teâlallâhu (teâlâ allâhu) : Allah yücedir
-
27-Neml 64
ilâhun : bir ilâh
-
27-Neml 64
mea allâhi : Allah ile beraber
-
27-Neml 65
lâ ya'lemu : bilmez (bilemez)
-
27-Neml 65
illâ allâhu : ancak Allah, Allah'tan başkası
-
27-Neml 68
illâ : ancak
-
27-Neml 70
ve lâ tahzen : ve mahzun olma, üzülme
-
27-Neml 70
ve lâ tekun : ve sen olma
-
27-Neml 73
alâ : üzerine
-
27-Neml 73
ve lâkinne : ve ama, lâkin, fakat
-
27-Neml 73
lâ yeşkurûne : şükretmiyorlar
-
27-Neml 75
illâ : ancak, den başka
-
27-Neml 76
alâ : üzerine, ...e
-
27-Neml 79
alâllâhi (alâ allâhi) : Allah'a
-
27-Neml 79
alâ : üzerindesin, üzeresin
-
27-Neml 80
lâ tusmiu : işittiremezsin
-
27-Neml 80
ve lâ tusmiu : ve işittiremezsin
-
27-Neml 81
an dalâleti-him : onları dalâletlerinden
-
27-Neml 81
illâ : ancak, sadece
-
27-Neml 82
lâ yûkınûne : yakîn hasıl etmezler
-
27-Neml 85
lâ yentıkûne : konuşmazlar, konuşamazlar
-
27-Neml 87
illâ : hariç
-
27-Neml 87
şâe allâhu : Allah diledi
-
27-Neml 88
sun'allâhi (sun'a allâhi) : Allah'ın sanatıdır
-
27-Neml 90
illâ : ancak, den başka
-
27-Neml 93
li allâhi : Allah'a mahsus, Allah'a
-
28-Kasas 4
alâ : âli, ailesi (sülâlesi)
-
28-Kasas 5
alâ ellezîne : onlara
-
28-Kasas 7
ilâ ummi : annesine
-
28-Kasas 7
ve lâ tehâfî : ve korkma
-
28-Kasas 7
ve lâ tahzenî : ve üzülme
-
28-Kasas 9
lâ taktulû-hu : onu öldürmeyin
-
28-Kasas 9
lâ yeş'urûne : farkında değiller
-
28-Kasas 10
lev lâ : olmasa
-
28-Kasas 10
alâ kalbi-hâ : onun kalbine
-
28-Kasas 11
lâ yeş'urûne : farkında değiller
-
28-Kasas 12
alâ ehli beytin : bir aileye
-
28-Kasas 13
ilâ ummi-hi : onun annesine
-
28-Kasas 13
ve lâ tahzene : ve üzülmesin, mahzun olmasın
-
28-Kasas 13
va'dallâhi (va'de allâhi) : Allah'ın vaadi
-
28-Kasas 13
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
28-Kasas 13
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
28-Kasas 15
alâ hîni : zamanda, o vakitte
-
28-Kasas 15
yaktetilâni : kavga eden iki kişi
-
28-Kasas 15
alellezî (alâ ellezî) : ona
-
28-Kasas 19
illâ : ancak, sadece
-
28-Kasas 23
lâ neskî : biz sulamayız, sulayamayız
-
28-Kasas 24
tevellâ : döndü
-
28-Kasas 24
ilez zılli (ilâ ez zılli) : gölgeye
-
28-Kasas 25
alestihyâin (alâ istihyâin) : haya ederek, utanarak
-
28-Kasas 25
lâ tehaf : korkma
-
28-Kasas 27
alâ : üzerine, karşılık
-
28-Kasas 27
in şâallâhu (şâe allâhu) : inşaallah, eğer Allah dilerse
-
28-Kasas 28
lâ : yoktur, olmasın
-
28-Kasas 28
vallâhu (ve allâhu ) : ve Allah
-
28-Kasas 28
alâ : üzerine
-
28-Kasas 30
ene allâhu : Ben Allah'ım
-
28-Kasas 31
vellâ : döndü, dönüp kaçtı
-
28-Kasas 31
ve lâ tehaf : ve korkma
-
28-Kasas 32
ilâ fir'avne : firavuna
-
28-Kasas 32
ve melâi-hi : ve onun halkının ileri gelenleri
-
28-Kasas 35
lâ yasılûne : ulaşmaz, ulaşamaz
-
28-Kasas 36
illâ : den başka
-
28-Kasas 37
lâ yuflihu : felâha ermezler
-
28-Kasas 38
min ilâhin : (ilâhlardan) bir ilâh
-
28-Kasas 38
alâ : üzerine
-
28-Kasas 38
ilâ ilâhi : ilâhına
-
28-Kasas 39
lâ yurceûne : rücu ettirilmeyecekler, döndürülmeyecekler
-
28-Kasas 41
ilâ en nârı : ateşe
-
28-Kasas 41
lâ yunsarûne : yardım olunmazlar
-
28-Kasas 42
la'neten : lânet
-
28-Kasas 43
el ûlâ : evvelkiler
-
28-Kasas 44
ilâ mûsâ : Musa'ya
-
28-Kasas 45
ve lâkin-nâ : ve lâkin biz
-
28-Kasas 45
ve lâkin-nâ : ve lâkin biz
-
28-Kasas 46
ve lâkin : ve ancak
-
28-Kasas 47
ve lev lâ : ve olmasa
-
28-Kasas 47
lev lâ : olmasa
-
28-Kasas 48
lev lâ : olmasaydı
-
28-Kasas 49
indillâhi (indi allâhi) : Allah'ın katı
-
28-Kasas 50
min allâhi : Allah'tan
-
28-Kasas 50
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
28-Kasas 50
lâ yehdi : hidayete erdirmez
-
28-Kasas 53
ve izâ yutlâ : ve okunduğu zaman
-
28-Kasas 54
ulâike : işte onlar
-
28-Kasas 55
el lagve : boş söz
-
28-Kasas 55
selâmun : selâm olsun
-
28-Kasas 55
lâ nebtegî : istemeyiz
-
28-Kasas 56
lâ tehdî : hidayete erdiremezsin
-
28-Kasas 56
ve lâkinne allâhe : ve ancak Allah
-
28-Kasas 57
ve lâkinne : ve ancak
-
28-Kasas 57
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
28-Kasas 58
illâ : ancak, den başka
-
28-Kasas 59
illâ : ancak, hariç, olmadıkça
-
28-Kasas 60
inde allâhi : Allah'ın katında
-
28-Kasas 60
lâ ta'kılûne : akıl etmiyorsunuz
-
28-Kasas 61
lâkî-hi : ona kavuştu
-
28-Kasas 63
hâulâi : bunlar
-
28-Kasas 66
lâ yetesâelûne : sorulmazlar, sorgulanmazlar
-
28-Kasas 68
allâhi : Allah
-
28-Kasas 68
ve teâlâ : ve yüce
-
28-Kasas 70
ve huve allâhu : ve o Allah
-
28-Kasas 70
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
28-Kasas 70
illâ huve : ancak, başka o
-
28-Kasas 70
fî el ûlâ : evvelde
-
28-Kasas 71
cealallâhu (ceale allâhu) : Allah kıldı (yaptı)
-
28-Kasas 71
ilâ yevmi el kıyâmeti : kıyâmet gününe kadar
-
28-Kasas 71
ilâhun : ilâh
-
28-Kasas 71
gayrullâhi (gayru allâhi) : Allah'tan başka
-
28-Kasas 71
fe lâ tesme'ûne : hâlâ işitmiyorsunuz, işitmeyeceksiniz
-
28-Kasas 72
cealallâhu (ceale allâhu) : Allah kıldı, yaptı
-
28-Kasas 72
ilâ yevmi el kıyâmeti : kıyâmet gününe kadar
-
28-Kasas 72
ilâhun : ilâh
-
28-Kasas 72
gayrullâhi (gayru allâhi) : Allah'tan başka
-
28-Kasas 72
fe lâ tubsırûne : hâlâ görmüyorsunuz, görmeyeceksiniz
-
28-Kasas 75
lillâhi (li allâhi) : Allah'a aittir
-
28-Kasas 76
lâ tefrah : ferahlanma, sevinme, gururlanma
-
28-Kasas 76
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
28-Kasas 76
lâ yuhıbbu : sevmez
-
28-Kasas 77
âtâkellâhu (âtâ-ke allâhu) : Allah sana verdi
-
28-Kasas 77
ve lâ tense : ve unutma
-
28-Kasas 77
ahsenallâhu (ahsene allâhu) : Allah ihsan etti
-
28-Kasas 77
ve lâ tebgı : ve isteme
-
28-Kasas 77
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
28-Kasas 77
lâ yuhıbbu : sevmez
-
28-Kasas 78
alâ ilmin : ilme karşılık, ilim sebebiyle
-
28-Kasas 78
allâhe : Allah
-
28-Kasas 78
ve lâ yus'elu : ve sorulmaz
-
28-Kasas 79
alâ kavmi-hi : onun kavmine (kendi kavmine)
-
28-Kasas 80
sevâbullâhi : Allah'ın sevabı
-
28-Kasas 80
ve lâ yulekkâ-hâ : ve ona mülâki olmaz, kavuşmaz
-
28-Kasas 80
illâ : hariç, ancak
-
28-Kasas 81
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
28-Kasas 82
allâhe : Allah
-
28-Kasas 82
lev lâ : olmasaydı
-
28-Kasas 82
en menne allâhu : Allah'ın ni'metlendirmesi
-
28-Kasas 82
lâ yuflihu : felâha ermez
-
28-Kasas 83
lâ yurîdûne : istemezler
-
28-Kasas 83
ve lâ : ve olmaz, değil
-
28-Kasas 84
fe lâ yuczâ : cezalandırılmazlar
-
28-Kasas 84
illâ : ancak, den başka
-
28-Kasas 85
ilâ meâdin : dönülecek yere
-
28-Kasas 85
dalâlin : dalâlet
-
28-Kasas 86
illâ : ancak
-
28-Kasas 86
lâ tekûnenne : sakın sen olma
-
28-Kasas 87
ve lâ yasuddunne-ke : ve sakın seni alıkoymasınlar
-
28-Kasas 87
an âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetlerinden
-
28-Kasas 87
ilâ rabbi-ke : Rabbine
-
28-Kasas 87
ve lâ tekûnenne : ve sen sakın olma
-
28-Kasas 88
ve lâ ted'u : ve tapma, ibadet etme
-
28-Kasas 88
meallâhi (mea allahi) : Allah'la beraber
-
28-Kasas 88
ilâhen : ilâh
-
28-Kasas 88
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
28-Kasas 88
illâ : den başka
-
28-Kasas 88
illâ : ancak
-
29-Ankebût 1
Elif lâm mîm. Elif lâm mîm.
-
29-Ankebût 2
lâ yuftenûne : imtihan edilmez
-
29-Ankebût 3
allâhu : Allah
-
29-Ankebût 5
likâe allâhi : Allah'a mülâki olmak, Allah'a ulaşmak
-
29-Ankebût 5
ecelallâhi (ecele allahi) : Allah'ın tayin ettiği zaman, gün
-
29-Ankebût 6
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
29-Ankebût 8
lâ tutı'humâ : o ikisine itaat etme
-
29-Ankebût 10
bi allâhi : Allah'a
-
29-Ankebût 10
fîllâhi (fî allâhi) : Allah hakkında, Allah yolunda
-
29-Ankebût 10
azâbi allâhi : Allah'ın azabı
-
29-Ankebût 10
allâhu : Allah
-
29-Ankebût 11
allâhu : Allah
-
29-Ankebût 14
ilâ kavmi-hi : onun kavmine
-
29-Ankebût 14
illâ : hariç
-
29-Ankebût 16
a'budûllâhe (a'budû allâhe) : Allah'a kul olun
-
29-Ankebût 17
min dûnillâhi (min duni allâhi) : Allah'tan başka
-
29-Ankebût 17
min dûnillâhi (min duni allâhi) : Allah'tan başka
-
29-Ankebût 17
lâ yemlikûne : malik değiller
-
29-Ankebût 17
indallâhi (inde allâhi) : Allah'ın katında
-
29-Ankebût 18
mâ aler resûli (alâ er resûli) : resûlün üzerine değil
-
29-Ankebût 18
illel belâgu (illâ el belâgu) : tebliğden başka
-
29-Ankebût 19
yubdiullâhu (yubdiu allâhu) : Allah ilk defa yaratıyor
-
29-Ankebût 19
alallâhi (alâ allâhi) : Allah'a
-
29-Ankebût 20
summallâhu (summe allâhu) : sonra Allah
-
29-Ankebût 20
innallâhe : muhakkak ki Allah
-
29-Ankebût 20
alâ kulli şey'in : herşeye
-
29-Ankebût 22
lâ : ve yoktur, olmaz
-
29-Ankebût 22
min dûnillâhi (dûni allâhi) : Allah'tan başka
-
29-Ankebût 22
lâ : yoktur, olmaz
-
29-Ankebût 23
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetlerini
-
29-Ankebût 23
ulâike : işte onlar
-
29-Ankebût 23
ve ulâike : ve işte onlar
-
29-Ankebût 24
illâ : den başka
-
29-Ankebût 24
encâhullâhu (encâhu allâhu) : Allah onu kurtardı
-
29-Ankebût 25
allâhi : Allah
-
29-Ankebût 26
ilâ rabbî : Rabbime
-
29-Ankebût 29
illâ : den başka
-
29-Ankebût 29
bi azâbi allâhi : Allah'ın azabı
-
29-Ankebût 30
alâ : üzerine, 'e
-
29-Ankebût 32
illemreetehu (illâ emreete-hu) : onun hanımı hariç
-
29-Ankebût 33
lâ tehaf : korkma
-
29-Ankebût 33
ve lâ tahzen : ve mahzun olma
-
29-Ankebût 33
illemreeteke (illâ emreete-ke) : senin hanımın hariç
-
29-Ankebût 34
alâ ehli : halk üzerine
-
29-Ankebût 36
ve ilâ medyene : ve Medyen'e
-
29-Ankebût 36
a'budûllâhe (a'budû allâhe) : Allah'a kul olun
-
29-Ankebût 36
ve lâ ta'sev : ve azgınlık etmeyin
-
29-Ankebût 40
mâ kânâllâhu : Allah değildi, olmadı
-
29-Ankebût 40
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
29-Ankebût 41
allâhi : Allah
-
29-Ankebût 42
allâhe : Allah
-
29-Ankebût 43
illâ : hariç, den başka
-
29-Ankebût 44
halaka : yarattı
-
29-Ankebût 44
allâhu : Allah
-
29-Ankebût 45
es salâte : namaz
-
29-Ankebût 45
es salâte : namaz
-
29-Ankebût 45
zikrullâhi (zikru allâhi) : Allah'ın zikri
-
29-Ankebût 45
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
29-Ankebût 46
ve lâ tucâdilû : ve mücâdele etmeyin
-
29-Ankebût 46
illâ : hariç, den başka
-
29-Ankebût 46
illâ : hariç, den başka
-
29-Ankebût 46
ve ilâhu-nâ : ve bizim ilâhımız
-
29-Ankebût 46
ve ilâhu-kum : ve sizin ilâhınız
-
29-Ankebût 47
hâulâi : onlar
-
29-Ankebût 47
illâ : den başka, hariç
-
29-Ankebût 48
ve lâ tehuttu-hu : ve onu yazmıyorsun
-
29-Ankebût 49
illâ : hariç, den başka
-
29-Ankebût 50
lev lâ : olmaz mı
-
29-Ankebût 50
indallâhi (inde allâhi) : Allah'ın katında
-
29-Ankebût 51
yutlâ : okunur
-
29-Ankebût 52
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
29-Ankebût 52
billâhi (bi allâhi) : Allah'ı
-
29-Ankebût 52
ulâike : işte onlar
-
29-Ankebût 53
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
29-Ankebût 53
lâ yeş'urûne : farkına varmazlar
-
29-Ankebût 59
alâ rabbi-him : Rab'lerine
-
29-Ankebût 60
lâ tahmilu : taşımaz
-
29-Ankebût 60
allâhu : Allah
-
29-Ankebût 61
halaka : yarattı
-
29-Ankebût 61
allâhu : Allah
-
29-Ankebût 62
allâhu : Allah
-
29-Ankebût 62
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
29-Ankebût 63
allahu : Allah
-
29-Ankebût 63
lillâhi (li allâhi) : Allah'a ait
-
29-Ankebût 63
lâ ya'kılûne : akıl etmezler
-
29-Ankebût 64
illâ : den başka, hariç
-
29-Ankebût 64
ve laibun : ve oyun
-
29-Ankebût 65
deavûllâhe (deavû allâhe) : Allah'a dua ettiler
-
29-Ankebût 65
ilâ el berri : karaya
-
29-Ankebût 67
ve bi ni'metillâhi (ni'meti allâhi) : ve Allah'ın ni'metini
-
29-Ankebût 68
alallâhi (alâ allâhi) : Allah'a
-
29-Ankebût 69
ve innallâhe (inne allâhe) : ve muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 1
Elif lâm mîm. Elif lâm mîm.
-
3-Âl-i İmrân 2
allâhu : Allah
-
3-Âl-i İmrân 2
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
3-Âl-i İmrân 2
(lâ ).....illâ : ...'den başka (yoktur)
-
3-Âl-i İmrân 4
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 4
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 5
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 5
lâ yahfâ : gizli değildir
-
3-Âl-i İmrân 5
ve lâ fî es semâi : ve semâda, gökte
-
3-Âl-i İmrân 6
lâ ilâhe \n(lâ).... illâ : ilâh yoktur \n: ... den başka (yoktur)
-
3-Âl-i İmrân 7
illâ allâhu : Allah'tan başka
-
3-Âl-i İmrân 7
illâ ulû el elbâbi : ancak, sadece lübblerin, sırların sahipleri
-
3-Âl-i İmrân 8
lâ tuzig : saptırma, kaydırma
-
3-Âl-i İmrân 9
lâ raybe : şek, şüphe yok
-
3-Âl-i İmrân 9
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 9
lâ yuhlifu : değiştirmez, dönmez
-
3-Âl-i İmrân 10
ve lâ : ve değil, olmaz
-
3-Âl-i İmrân 10
evlâdu-hum : ve onların evlâtları
-
3-Âl-i İmrân 10
min allâhi : Allah'tan
-
3-Âl-i İmrân 10
ve ûlâike : ve işte onlar
-
3-Âl-i İmrân 11
fe ehaze-hum allâhu : bunun üzerine Allah onları yakaladı
-
3-Âl-i İmrân 11
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 12
ilâ cehenneme : cehenneme (cehennemde)
-
3-Âl-i İmrân 13
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda (Allah yolunda)
-
3-Âl-i İmrân 13
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 14
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 15
min allâhi : Allah'tan
-
3-Âl-i İmrân 15
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 18
şehide allâhu : Allah şahitlik etti, şehâdet etti
-
3-Âl-i İmrân 18
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
3-Âl-i İmrân 18
illâ huve : O'ndan başka
-
3-Âl-i İmrân 18
ve el melâiketu : ve melekler
-
3-Âl-i İmrân 18
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
3-Âl-i İmrân 18
illâ huve : O'ndan başka
-
3-Âl-i İmrân 19
inde âllâhi : Allah'ın indinde, katında
-
3-Âl-i İmrân 19
el islâmu : İslâm
-
3-Âl-i İmrân 19
illâ min ba'di : ancak, ...dan, sonra
-
3-Âl-i İmrân 19
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 19
fe inne allâhe : o zaman, muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 20
li allâhi : Allah'a
-
3-Âl-i İmrân 20
el belâgu : tebliğ, bildirme
-
3-Âl-i İmrân 20
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 21
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 22
ulâike : işte onlar
-
3-Âl-i İmrân 23
ilâ ellezîne : onlar
-
3-Âl-i İmrân 23
ilâ kitâbi allâhi : Allah'ın kitabına
-
3-Âl-i İmrân 23
yetevellâ : yüz çevirirler, dönerler
-
3-Âl-i İmrân 24
illâ : ...'den başka
-
3-Âl-i İmrân 25
lâ raybe fî-hi : onun hakkında şüphe yoktur, olmaz
-
3-Âl-i İmrân 25
lâ yuzlemûne : zulm olunmazlar, haksızlığa uğramazlar
-
3-Âl-i İmrân 26
allâhumme : Allah'ım
-
3-Âl-i İmrân 26
alâ kulli şey'in : her şeye
-
3-Âl-i İmrân 28
lâ yettehiz : edinmesin
-
3-Âl-i İmrân 28
min allâhi : Allah'tan
-
3-Âl-i İmrân 28
illâ en tettekû : sakınmak için olması hariç
-
3-Âl-i İmrân 28
ve yuhazziru-kumu allâhu : ve Allah sizi sakındırır
-
3-Âl-i İmrân 28
ve ilâ allâhi el masîru : ve dönüş Allah'adır
-
3-Âl-i İmrân 29
ya'lem-hu allâhu : Allah onu bilir
-
3-Âl-i İmrân 29
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 29
alâ kulli şey'in : her şeye
-
3-Âl-i İmrân 30
ve yuhazziru-kum(u) allâhu : ve Allah sizi sakındırır
-
3-Âl-i İmrân 30
ve allâhu raûfun : ve Allah raûf'tur, şefkatlidir, merhametlidir
-
3-Âl-i İmrân 31
tuhibbûne allâhe : Allah'ı seviyorsunuz
-
3-Âl-i İmrân 31
yuhbib-kum(u) allâhu : Allah sizi sever
-
3-Âl-i İmrân 31
ve allâhu gafûrun : ve Allah mağfiret eden, günahları sevaba çeviren
-
3-Âl-i İmrân 32
etîû allâhe : Allah'a itaat edin
-
3-Âl-i İmrân 32
fe inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 32
lâ yuhibbu el kâfirîne : kâfirleri sevmez
-
3-Âl-i İmrân 33
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 33
alâ el âlemîne : âlemlerin üstüne
-
3-Âl-i İmrân 34
ve allâhu semîun : ve Allah en iyi işiten
-
3-Âl-i İmrân 36
ve allâhu a'lemu : ve Allah bildi, biliyordu
-
3-Âl-i İmrân 37
min indillâhi : Allah'ın katından
-
3-Âl-i İmrân 37
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 39
fe nâdet-hu el melâiketu : bunun üzerine, melekler ona nida etti
-
3-Âl-i İmrân 39
enne allâhe : Allah, ... olduğunu
-
3-Âl-i İmrân 39
bi kelimetin min allâhi : bir kelime ile, Allah'tan
-
3-Âl-i İmrân 40
gulâmun : erkek çocuk, oğul
-
3-Âl-i İmrân 40
allâhu yef'alu mâ yeşâu : Allah dilediğini yapar
-
3-Âl-i İmrân 41
ellâ tukellime en nâse : insanlarla konuşmaman
-
3-Âl-i İmrân 41
selâsete eyyâmin : üç gün(ler)
-
3-Âl-i İmrân 41
illâ remzan : rumuzdan (işaretten) başka
-
3-Âl-i İmrân 42
el melâiketu : melekler
-
3-Âl-i İmrân 42
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 42
alâ nisâi el âlemîne : âlemlerin kadınları üzerin
-
3-Âl-i İmrân 44
eklâme-hum : kalemleri
-
3-Âl-i İmrân 45
melâiketu : melekler
-
3-Âl-i İmrân 45
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 47
allâhu yahluku : Allah yaratır
-
3-Âl-i İmrân 49
ilâ benî isrâîle : İsrailoğulları'na
-
3-Âl-i İmrân 49
bi izni allâhi : Allah'ın izni ile
-
3-Âl-i İmrân 49
bi izni allâhi : Allah'ın izni ile
-
3-Âl-i İmrân 50
fe ittekû allâhe : artık Allah'a karşı takva sahibi olun
-
3-Âl-i İmrân 51
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 52
ilâ allâhi : Allah'a giden yolda
-
3-Âl-i İmrân 52
ensâru allâhi : Allah'ın yardımcıları
-
3-Âl-i İmrân 52
âmennâ bi allâhi : biz Allah'a âmenû olduk, îmân ettik
-
3-Âl-i İmrân 54
ve mekere allâhu : ve Allah'ın tuzağı
-
3-Âl-i İmrân 54
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 55
iz kâle allâhu : Allah (şöyle) buyurmuştu
-
3-Âl-i İmrân 55
ilâ yevmil kıyâmeti : kıyâmet gününe kadar
-
3-Âl-i İmrân 57
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 57
lâ yuhibbu : sevmez
-
3-Âl-i İmrân 59
inde allâhi : Allah'ın indinde, nezdinde, yanında
-
3-Âl-i İmrân 59
halaka-hu : onu yarattı
-
3-Âl-i İmrân 60
fe lâ tekun : öyleyse sen olma
-
3-Âl-i İmrân 61
la'nete allâhi : Allah'ın lânetini
-
3-Âl-i İmrân 61
alâ el kâzibîne : yalancıların üzerine
-
3-Âl-i İmrân 62
ilâhin : ilâh
-
3-Âl-i İmrân 62
illâ allâhu : Allah'dan başka
-
3-Âl-i İmrân 62
ve inne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 63
fe inne allâhe : o zaman muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 64
ilâ kelimetin : bir kelimeye, bir söze
-
3-Âl-i İmrân 64
ellâ na'bude : kul olmayalım
-
3-Âl-i İmrân 64
illâ allâhe : Allah'dan başka
-
3-Âl-i İmrân 64
ve lâ nuşrike : ve şirk, ortak koşmayalım
-
3-Âl-i İmrân 64
ve lâ yettehize : ve edinmeyelim
-
3-Âl-i İmrân 64
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
3-Âl-i İmrân 65
illâ : ...'den başka
-
3-Âl-i İmrân 65
e fe lâ ta'kılûne : hâlâ akıl etmiyor musunuz,
-
3-Âl-i İmrân 66
hâulâi : bunlarsınız (busunuz)
-
3-Âl-i İmrân 66
vallâhu ya'lemu : ve Allah bilir
-
3-Âl-i İmrân 66
lâ ta'lemûne : bilmiyorsunuz, bilmezsiniz
-
3-Âl-i İmrân 67
ve lâ nasrâniyyen : ve hristiyan olmadı
-
3-Âl-i İmrân 67
ve lâkin kâne : ve lâkin, fakat ... oldu
-
3-Âl-i İmrân 68
inne evlâ en nâsi : muhakkak ki insanların en yakın olanı
-
3-Âl-i İmrân 68
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 69
illâ enfuse-hum : kendilerinden başkasını
-
3-Âl-i İmrân 70
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 72
alâ ellezîne : onlar
-
3-Âl-i İmrân 73
ve lâ tu'minû : inanmayın, îmân etmeyin
-
3-Âl-i İmrân 73
illâ li men : o kimseden başka
-
3-Âl-i İmrân 73
hudâ allâhi : Allah'ın hidayetidir (Allah'ın Kendisine ulaştırmasıdır)
-
3-Âl-i İmrân 73
inne el fadla : muhakkak ki fazilet
-
3-Âl-i İmrân 73
bi yedi allâhi : Allah'ın elinde
-
3-Âl-i İmrân 73
ve allâhu vâsiun : ve Allah Vâsi'dir (ilmi geniştir, herşeyi kapsar)
-
3-Âl-i İmrân 74
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 75
lâ yueddihî : iade etmez, geri vermez, onu
-
3-Âl-i İmrân 75
illâ mâ dumte : ancak, devamlı olmadıkça
-
3-Âl-i İmrân 75
alâ allâhi : Allah'ın üzerine
-
3-Âl-i İmrân 76
belâ : hayır, öyle değil
-
3-Âl-i İmrân 76
fe inne allâhe : o zaman, o taktirde muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 77
bi ahdi allâhi : Allah'ın ahdini
-
3-Âl-i İmrân 77
ulâike : işte onlar
-
3-Âl-i İmrân 77
lâ halaka : nasip yoktur
-
3-Âl-i İmrân 77
ve lâ yukellimu-hum : ve onlarla konuşmayacak,
-
3-Âl-i İmrân 77
allâhu : Allah
-
3-Âl-i İmrân 77
ve lâ yenzuru : ve nazar etmeyecek, bakmayacak
-
3-Âl-i İmrân 77
ve lâ yuzekkî-him : ve onları temize çıkarmayacak
-
3-Âl-i İmrân 78
min indi allâhi : Allah'ın katından
-
3-Âl-i İmrân 78
min indi allâhi : Allah'ın katından
-
3-Âl-i İmrân 78
alâ allâhi : Allah'a karşı
-
3-Âl-i İmrân 79
en yu'tiye-hu allâhu : Allah ona vermesi
-
3-Âl-i İmrân 79
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
3-Âl-i İmrân 79
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
3-Âl-i İmrân 80
ve lâ ye'mure-kum : ve size emretmez
-
3-Âl-i İmrân 80
el melâikete : melekleri
-
3-Âl-i İmrân 81
ve iz ehaze allâhu : ve Allah aldığı zaman
-
3-Âl-i İmrân 81
alâ zâlikum : bunu üzerinize
-
3-Âl-i İmrân 82
tevellâ : yüz çevirir, döner
-
3-Âl-i İmrân 82
fe ulâike : işte onlar
-
3-Âl-i İmrân 83
dîni allâhi : Allah'ın dîni
-
3-Âl-i İmrân 84
bi allâhi : Allah'a
-
3-Âl-i İmrân 84
alâ ibrâhîme : İbrâhîm (A.S)'a
-
3-Âl-i İmrân 84
lâ nuferriku : ayırdetmeyiz
-
3-Âl-i İmrân 85
gayre el islâmi : İslâm'dan başka
-
3-Âl-i İmrân 86
yehdi allâhu : Allah hidayet eder
-
3-Âl-i İmrân 86
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 86
lâ yehdi : hidayete erdirmez
-
3-Âl-i İmrân 87
ulâike : işte onlar
-
3-Âl-i İmrân 87
la'nete allâhi : Allah'ın lâneti
-
3-Âl-i İmrân 87
ve el melâiketi : ve melekler
-
3-Âl-i İmrân 88
lâ yuhaffefu : hafifletilmez
-
3-Âl-i İmrân 88
ve lâ hum yunzarûne : ve onlara nazar edilmez, bakılmaz
-
3-Âl-i İmrân 89
illâ ellezîne : ... olanlar hariç
-
3-Âl-i İmrân 89
fe inne allâhe : o taktirde muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 90
ve ulâike : ve onlar
-
3-Âl-i İmrân 91
ulâike : işte onlar
-
3-Âl-i İmrân 92
fe inne allâhe : o zaman, muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 93
illâ : ...'den başka
-
3-Âl-i İmrân 93
alâ nefsi-hî : kendisine
-
3-Âl-i İmrân 94
alâ allâhi : Allah'a
-
3-Âl-i İmrân 94
fe ulâike : artık, o taktirde işte onlar
-
3-Âl-i İmrân 95
sadaka allâhu : Allah doğruyu söyledi
-
3-Âl-i İmrân 97
ve li allâhi : ve Allah için
-
3-Âl-i İmrân 97
alâ en nâsi : insanların üzeri (üzerinde sorumluluk)
-
3-Âl-i İmrân 97
fe inne allâhe : o zaman, artık muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 98
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 98
ve allâhu şehîdun : ve Allah şahittir
-
3-Âl-i İmrân 98
alâ mâ ta'melûne : yapmakta olduğunuz şeylere
-
3-Âl-i İmrân 99
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
3-Âl-i İmrân 99
ve mâ allâhu : ve Allah değildir
-
3-Âl-i İmrân 101
tutlâ aleykum : size okunuyor
-
3-Âl-i İmrân 101
âyâtu allâhi : Allah'ın âyetleri
-
3-Âl-i İmrân 101
bi allâhi : Allah'a
-
3-Âl-i İmrân 101
ilâ sırâtın mustakîmin : Allah'a ulaştıran yola
-
3-Âl-i İmrân 102
ittekû allâhe : Allah'a karşı takva sahibi olun
-
3-Âl-i İmrân 102
ve lâ temûtunne (temûtu enne) : ve sakın siz ölmeyin
-
3-Âl-i İmrân 102
illâ : ...'den başka, ...olmadan
-
3-Âl-i İmrân 103
bi habli allâhi : Allah'ın ipine
-
3-Âl-i İmrân 103
ve lâ teferrekû : ve ayrılmayın, fırkalara ayrılmayın
-
3-Âl-i İmrân 103
ni'met allâhi : Allah'ın ni'meti
-
3-Âl-i İmrân 103
alâ şefâ : kenarında
-
3-Âl-i İmrân 103
allâhu lekum : Allah, size
-
3-Âl-i İmrân 104
ilâ el hayri : hayra
-
3-Âl-i İmrân 104
ve ulâike : ve işte onlar
-
3-Âl-i İmrân 105
ve lâ tekûnû : ve olmayın
-
3-Âl-i İmrân 105
ve ulâike : ve işte onlar
-
3-Âl-i İmrân 107
rahmeti allâhi : Allah'ın rahmeti
-
3-Âl-i İmrân 108
âyâtu allâhi : Allah'ın âyetleri
-
3-Âl-i İmrân 108
ve mâ allâhu : ve Allah değildir
-
3-Âl-i İmrân 109
ve li allâhi : ve Allah için, Allah'ın
-
3-Âl-i İmrân 109
ve ilâ allâhi : ve Allah'a
-
3-Âl-i İmrân 110
ve tu'minûne bi allâhi : ve Allah'a îmân edersiniz
-
3-Âl-i İmrân 111
illâ ezen : ezadan başka
-
3-Âl-i İmrân 111
lâ yunsarûne : yardım olunmazlar
-
3-Âl-i İmrân 112
illâ : ...'den başka, hariç
-
3-Âl-i İmrân 112
bi hablin min allâhi : Allah'tan bir ip
-
3-Âl-i İmrân 112
min allâhi : Allah'tan
-
3-Âl-i İmrân 112
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 113
âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 114
yu'minûne bi allâhi : Allah'a îmân ederler
-
3-Âl-i İmrân 114
ve ulâike : ve işte onlar
-
3-Âl-i İmrân 115
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 116
ve lâ evlâdu-hum : ve evlâtları ... olmaz
-
3-Âl-i İmrân 116
min allâhi : Allah'tan
-
3-Âl-i İmrân 116
ve ulâike : ve işte onlar
-
3-Âl-i İmrân 117
allâhu : Allah
-
3-Âl-i İmrân 117
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
3-Âl-i İmrân 118
lâ tettehızû : edinmeyin
-
3-Âl-i İmrân 118
lâ ye'lûne-kum : size ... yapmaktan geri kalmazlar
-
3-Âl-i İmrân 119
hâ entum ulâi : işte siz busunuz, böylesiniz
-
3-Âl-i İmrân 119
ve lâ yuhıbbûne-kum : ve onlar sizi sevmezler
-
3-Âl-i İmrân 119
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 120
lâ yadurru-kum : size zarar veremez
-
3-Âl-i İmrân 120
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 121
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 122
en tefşelâ : korkmak, korkaklık göstermek
-
3-Âl-i İmrân 122
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 122
ve alâ allâhi : ve Allah'a
-
3-Âl-i İmrân 123
nasara-kumu allâhu : Allah size yardım etti
-
3-Âl-i İmrân 123
fe ittekû allâhe : artık Allah'a karşı takva sahibi olun
-
3-Âl-i İmrân 124
bi selâseti âlâfin : üç bini ile
-
3-Âl-i İmrân 124
min el melâiketi : meleklerden
-
3-Âl-i İmrân 125
belâ : (olumsuz soruya, olumlu cevap verirken kullanılır) evet, hayır, bilakis
-
3-Âl-i İmrân 125
bi hamseti âlâfin : beş bini ile
-
3-Âl-i İmrân 125
min el melâiketi : melekerden
-
3-Âl-i İmrân 126
ve mâ ceale-hu allâhu : ve Allah onu yapmadı
-
3-Âl-i İmrân 126
illâ buşrâ : müjde olmasından başka
-
3-Âl-i İmrân 126
illâ min indi allâhi : ancak Allah'ın katından (olur)
-
3-Âl-i İmrân 129
ve li allâhi : ve Allah'ın, Allah için
-
3-Âl-i İmrân 129
ve allâhu gafûrun : ve Allah gafûrdur, bağışlayandır
-
3-Âl-i İmrân 130
lâ te'kulu : yemeyin
-
3-Âl-i İmrân 130
ve ittekû allâhe : ve Allah'a karşı takva sahibi olun
-
3-Âl-i İmrân 132
ve etîû allâhe : ve Allah'a itaat edin
-
3-Âl-i İmrân 133
ilâ magfiretin : mağfirete
-
3-Âl-i İmrân 134
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 135
zekerû allâhe : Allah'ı zikrettiler
-
3-Âl-i İmrân 135
illâ allâhu : Allah'tan başka
-
3-Âl-i İmrân 135
alâ mâ fealû : yaptıkları şeyler üzerinde
-
3-Âl-i İmrân 136
ulâike : işte onlar
-
3-Âl-i İmrân 139
ve lâ tehinû : ve gevşemeyin, korkmayın
-
3-Âl-i İmrân 139
ve lâ tahzenû : ve mahzun olmayın, üzülmeyin
-
3-Âl-i İmrân 140
ve li ya'leme allâhu : ve Allah bilmesi, belli etmesi için
-
3-Âl-i İmrân 140
ve allâhu lâ yuhibbu : ve Allah sevmez
-
3-Âl-i İmrân 141
allâhu : Allah
-
3-Âl-i İmrân 142
ya'lemi allâhu : Allah'ın bilmesi, belli etmesi
-
3-Âl-i İmrân 144
illâ resûlun : resûl'den başka, sadece resûl
-
3-Âl-i İmrân 144
alâ a'kâbi-kum : topuklarınızın üzerinde
-
3-Âl-i İmrân 144
alâ akıbeyhi : topukları üzerinde
-
3-Âl-i İmrân 144
fe len yadurre allâhe : bundan sonra Allah'a asla zarar veremez
-
3-Âl-i İmrân 144
ve se yeczî allâhu : ve Allah yakında karşılığını verecek, mükâfatlandıracak
-
3-Âl-i İmrân 145
illâ bi izni allâhi : Allah'ın izni olmadan
-
3-Âl-i İmrân 146
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
3-Âl-i İmrân 146
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 147
illâ en kâlû : demekten başka birşey olmadı
-
3-Âl-i İmrân 147
alâ el kavmi : kavme karşı
-
3-Âl-i İmrân 148
fe âtâ-humu allâhu : böylece Allah onlara verdi
-
3-Âl-i İmrân 148
ve allâhu yuhibbu : ve Allah sever
-
3-Âl-i İmrân 149
alâ a'kâbi-kum : topuklarınız üzerine
-
3-Âl-i İmrân 150
beli allâhu : hayır, öyle değil, bilâkis Allah
-
3-Âl-i İmrân 150
mevlâ-kum : sizin mevlânız, dostunuz
-
3-Âl-i İmrân 151
bi allâhi : Allah'a
-
3-Âl-i İmrân 152
sadaka-kumu allâhu : Allah size sadık kaldı
-
3-Âl-i İmrân 152
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 152
alâ el mu'minîne : mü'minlere karşı
-
3-Âl-i İmrân 153
ve lâ telvûne : ve dönüp bakmıyordunuz
-
3-Âl-i İmrân 153
alâ ehadin : hiç kimseye
-
3-Âl-i İmrân 153
li keylâ : ... olmaması için
-
3-Âl-i İmrân 153
alâ mâ fâte-kum : sizin elinizden çıkan şeylere
-
3-Âl-i İmrân 153
ve lâ mâ : ve şeylere değil
-
3-Âl-i İmrân 153
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 154
bi allâhi : Allah'a karşı
-
3-Âl-i İmrân 154
li allâhi : Allah için, Allah'ın
-
3-Âl-i İmrân 154
mâ lâ yubdûne leke : sana açıklamadıkları bir şey
-
3-Âl-i İmrân 154
ilâ medâcii-him : yatacakları, düşecekleri
-
3-Âl-i İmrân 154
ve li yebteliye allâhu : ve Allah'ın sınaması için
-
3-Âl-i İmrân 154
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 155
afâ allâhu : Allah affetti
-
3-Âl-i İmrân 155
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 156
lâ tekûnû : siz ... olmayın
-
3-Âl-i İmrân 156
li yec'ale allâhu : Allah, ... kılmak için
-
3-Âl-i İmrân 156
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 156
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 157
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
3-Âl-i İmrân 157
min allâhi : Allah'tan
-
3-Âl-i İmrân 158
le ilâ allâhi : mutlaka Allah'a
-
3-Âl-i İmrân 159
min allâhi : Allah'tan
-
3-Âl-i İmrân 159
alâ allâhi : Allah'a
-
3-Âl-i İmrân 159
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 160
in yansur-kumu allâhu : eğer Allah size yardım ederse
-
3-Âl-i İmrân 160
fe lâ gâlibe : o taktirde galip gelecek, yenecek yoktur
-
3-Âl-i İmrân 160
ve alâ allâhi : ve Allah'a
-
3-Âl-i İmrân 161
lâ yuzlemûne : zulmedilmezler, haksızlık yapılmaz
-
3-Âl-i İmrân 162
rıdvâne allâhi : Allah'ın rızası
-
3-Âl-i İmrân 162
min allâhi : Allah'tan
-
3-Âl-i İmrân 163
inde allâhi : Allah katında
-
3-Âl-i İmrân 163
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 164
menne allâhu : Allah ni'metlendirdi
-
3-Âl-i İmrân 164
alâ el mu'minîne : mü'minlerin üzerine
-
3-Âl-i İmrân 164
le fî dalâlin : elbette dalâlet içinde
-
3-Âl-i İmrân 165
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 165
alâ kulli şey'in : her şeye
-
3-Âl-i İmrân 166
fe bi izni allâhi : o zaman, ancak Allah'ın izni ile
-
3-Âl-i İmrân 167
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
3-Âl-i İmrân 167
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 169
ve lâ tahsebenne : ve sakın zannetmeyin
-
3-Âl-i İmrân 169
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
3-Âl-i İmrân 170
âtâ hum(u) allâhu : Allah'ın onlara verdiği
-
3-Âl-i İmrân 170
ellâ havfun : korku yoktur, olmaz
-
3-Âl-i İmrân 170
ve lâ hum : ve onlar değildir, olmazlar
-
3-Âl-i İmrân 171
min allâhi : Allah'tan
-
3-Âl-i İmrân 171
ve enne allâhe : ve Allah'ın ... olduğu
-
3-Âl-i İmrân 171
lâ yudîu : zayi etmez
-
3-Âl-i İmrân 172
li allâhi : Allah'a, Allah için
-
3-Âl-i İmrân 173
hasbunâ allâhu : Allah kâfidir
-
3-Âl-i İmrân 174
min allâhi : Allah'tan
-
3-Âl-i İmrân 174
rıdvâne allâhi : Allah'ın rızası
-
3-Âl-i İmrân 174
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 175
fe lâ tehâfû-hum : artık onlardan korkmayın
-
3-Âl-i İmrân 176
ve lâ yahzun-ke : ve seni mahzun etmesin
-
3-Âl-i İmrân 176
len yadurrû allâhe : Allah'a asla zarar veremezler
-
3-Âl-i İmrân 176
yurîdu allâhu : Allah diliyor, istiyor
-
3-Âl-i İmrân 176
ellâ yec'ale : kılmamak, yapmamak (vermemek)
-
3-Âl-i İmrân 177
len yadurrû allâhe : Allah'a asla zarar veremezler
-
3-Âl-i İmrân 178
ve lâ yahsebe-enne : ve sakın zannetmesinler
-
3-Âl-i İmrân 179
allâhu : Allah
-
3-Âl-i İmrân 179
alâ mâ : şey (hal) üzere
-
3-Âl-i İmrân 179
allâhu : Allah
-
3-Âl-i İmrân 179
alâ el gaybi : gaybı, bilinmeyeni
-
3-Âl-i İmrân 179
ve lâkinne allâhe : ve lâkin, fakat, Allah
-
3-Âl-i İmrân 179
bi allâhi : Allah'a
-
3-Âl-i İmrân 180
ve lâ yahsebe-enne : ve sakın zannetmesinler
-
3-Âl-i İmrân 180
bi mâ âtâ-humu allâhu : Allah'ın onlara verdiği şeyler
-
3-Âl-i İmrân 180
ve li allâhi : ve Allah'ın
-
3-Âl-i İmrân 180
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 181
semia allâhu : Allah işitti
-
3-Âl-i İmrân 181
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 182
ve enne allâhe : ve Allah ... olduğu
-
3-Âl-i İmrân 182
bi zallâmin : zalim, zulmedici
-
3-Âl-i İmrân 183
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 183
ellâ nu'mine : îmân etmememiz için
-
3-Âl-i İmrân 185
illâ : ancak, ...'den başka
-
3-Âl-i İmrân 187
ve iz ehaze allâhu : ve Allah ... almıştı
-
3-Âl-i İmrân 187
ve lâ tektumûne-hu : ve onu gizlemeyeceksiniz
-
3-Âl-i İmrân 188
lâ tahsebe-enne : sakın zannetme
-
3-Âl-i İmrân 188
fe lâ tahsebe- enne-hum : bu yüzden, artık sakın sanma ki onlar
-
3-Âl-i İmrân 189
ve li allâhi : ve Allah için, Allah'ın
-
3-Âl-i İmrân 189
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 189
alâ kulli şey'in : her şeye
-
3-Âl-i İmrân 190
ve ıhtilâfi el leyli : ve gecenin ihtilaflı, karşılıklı, ardarda olması
-
3-Âl-i İmrân 191
yezkurûne allâhe : Allah'ı zikrederler
-
3-Âl-i İmrân 191
ve alâ cunûbi-him : ve yanları üzere iken, yatarken
-
3-Âl-i İmrân 191
mâ halakte hâzâ : Sen bunu yaratmadın
-
3-Âl-i İmrân 191
bâtılân : batıl olarak, faydasız, boşuna
-
3-Âl-i İmrân 194
alâ rusuli-ke : senin resûllerin vasıtası ile
-
3-Âl-i İmrân 194
ve lâ tuhzi-nâ : ve bizi rezil ve perişan etme
-
3-Âl-i İmrân 194
lâ tuhlifu : değiştirmezsin
-
3-Âl-i İmrân 195
lâ udîu : zayi etmem, boşa çıkarmam
-
3-Âl-i İmrân 195
min indi allâhi : Allah'ın katından
-
3-Âl-i İmrân 195
ve allâhu : ve Allah
-
3-Âl-i İmrân 196
lâ yegurranne-ke : sakın seni aldatmasın
-
3-Âl-i İmrân 196
fî el bilâdi : beldeler arasında
-
3-Âl-i İmrân 198
lâkin ellezîne : lâkin, fakat onlar, ... olanlar
-
3-Âl-i İmrân 198
min indi allâhi : Allah'ın katından
-
3-Âl-i İmrân 198
ve mâ inde allâhi : ve Allah'ın katındaki şeyler
-
3-Âl-i İmrân 199
yu'minu bi allâhi : Allah'a îmân ederler
-
3-Âl-i İmrân 199
hâşiîne li allâhi : Allah'a karşı huşû duyarlar
-
3-Âl-i İmrân 199
lâ yeşterûne : satmazlar
-
3-Âl-i İmrân 199
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 199
ulâike : işte onlar
-
3-Âl-i İmrân 199
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
3-Âl-i İmrân 200
ve ittekû allâhe : ve Allah'a takva sahibi olun
-
30-Rûm 1
Elif lâm mîm. Elif lâm mîm.
-
30-Rûm 4
lillâhi (li allâhi) : Allah'a aittir
-
30-Rûm 5
nasrillâhi (nasri allâhi) : Allah'ın yardımı
-
30-Rûm 6
va'dallâhi (va'de allâhi) : Allah'ın vaadi
-
30-Rûm 6
lâ yuhlifu \n(yuhlifullâhu: yuhlifu allâhu) : vaadinden dönmez, sözünde hilâf olmaz
-
30-Rûm 6
allâhu : Allah
-
30-Rûm 6
ve lâkinne : ve lâkin, ancak
-
30-Rûm 6
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
30-Rûm 8
mâ halaka : yaratmadı
-
30-Rûm 8
allâhu : Allah
-
30-Rûm 8
illâ : den başka
-
30-Rûm 9
allâhu : Allah
-
30-Rûm 9
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
30-Rûm 10
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetlerini
-
30-Rûm 11
allâhu : Allah
-
30-Rûm 16
ulâike : onlar
-
30-Rûm 17
allâhi : Allah
-
30-Rûm 20
en halaka-kum : sizi yaratması
-
30-Rûm 21
en halaka : yaratması
-
30-Rûm 22
vahtilâfu (ve ihtilâfu) : ve muhtelif, çeşitli, farklı
-
30-Rûm 27
el a'lâ : yüce
-
30-Rûm 29
edalle allâhu : Allah dalâlette bıraktı
-
30-Rûm 30
fıtrata allâhi : Allah'ın fıtratı
-
30-Rûm 30
lâ tebdîle : değişiklik olmaz
-
30-Rûm 30
li halkıllâhi (halkı allâhi) : Allah'ın yaratmasında
-
30-Rûm 30
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
30-Rûm 30
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
30-Rûm 31
es salâte : namaz
-
30-Rûm 31
ve lâ tekûnû : ve olmayın
-
30-Rûm 37
allah : Allah
-
30-Rûm 38
vechallâhi (veche allâhi) : Allah'ın
-
30-Rûm 38
ve ulâike : ve işte onlar
-
30-Rûm 39
lâ yerbû : artmaz
-
30-Rûm 39
indallâhi (inde allâhi) : Allah'ın katında
-
30-Rûm 39
vechallâhi (veche allâhi) : Allah'ın vechi, yüzü
-
30-Rûm 39
ulâike : işte bunlar
-
30-Rûm 40
allâhullezî (allâhu ellezî) : Allah O ki
-
30-Rûm 40
halaka-kum : sizi yarattı
-
30-Rûm 40
ve teâlâ : ve yücedir
-
30-Rûm 43
lâ meredde : reddedilmez, geri çevrilmez, döndürülmez
-
30-Rûm 43
min allâhi : Allah'tan
-
30-Rûm 45
lâ yuhıbbu : sevmez
-
30-Rûm 47
ilâ : için, ...e
-
30-Rûm 48
allâhu : Allah
-
30-Rûm 48
min hılâli-hî : onun arasından
-
30-Rûm 50
ilâ âsâri : eserlere
-
30-Rûm 50
rahmetillâhi (rahmeti allâhi) : Allah'ın rahmeti
-
30-Rûm 50
alâ : üzerine, ...a, ...e
-
30-Rûm 52
lâ tusmiu : duyuramazsın, işittiremezsin
-
30-Rûm 52
ve lâ tusmiu : ve duyuramazsın, işittiremezsin
-
30-Rûm 53
an dalâleti-him : onların dalâletlerinden
-
30-Rûm 53
illâ : ancak, sadece
-
30-Rûm 54
allâhu : Allah
-
30-Rûm 54
halaka-kum : sizi yarattı
-
30-Rûm 56
kitâbi allâhi : Allah'ın Kitab'ı
-
30-Rûm 56
ilâ yevmi : güne kadar
-
30-Rûm 56
ve lâkinne-kum : ve lâkin siz, fakat siz
-
30-Rûm 56
lâ ta'lemûne : siz bilmiyorsunuz
-
30-Rûm 57
lâ yenfeu : fayda vermeyecek
-
30-Rûm 57
ve lâ : ve yoktur, olmaz
-
30-Rûm 58
illâ : ancak, sadece
-
30-Rûm 59
yatbaullâhu (yatbau allâhu) : Allah tabeder, mühürler
-
30-Rûm 59
alâ : üzerini
-
30-Rûm 59
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
30-Rûm 60
va'dallâhi (va'de allâhi) : Allah'ın vaadi
-
30-Rûm 60
ve lâ yestehıffenneke : ve sakın seni hafifliğe sürüklemesin
-
30-Rûm 60
lâ yûkınûne : yakîn hasıl etmeyenler, kesin olarak inanmayanlar
-
31-Lokman 1
Elif lâm mîm. Elif lâm mîm.
-
31-Lokman 4
es salâte : namaz
-
31-Lokman 5
ulâike : işte onlar
-
31-Lokman 5
alâ huden : hidayet üzerinde
-
31-Lokman 5
ve ulâike : ve işte onlar
-
31-Lokman 6
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
31-Lokman 6
ulâike : işte onlar
-
31-Lokman 7
ve izâ tutlâ : ve okunduğu zaman
-
31-Lokman 7
vellâ : döndü (dönüp gitti)
-
31-Lokman 9
va'de allâhi : Allah'ın vaadi
-
31-Lokman 10
halaka : yarattı, halketti
-
31-Lokman 11
halku allâhi : Allah'ın yaratması
-
31-Lokman 11
halaka : yarattı
-
31-Lokman 11
dalâlin : dalâlet, sapıklık
-
31-Lokman 12
li allâhi : Allah'a
-
31-Lokman 12
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
31-Lokman 13
lâ tuşrik : şirk koşma
-
31-Lokman 13
bi allâhi : Allah'a
-
31-Lokman 14
alâ : üzerine
-
31-Lokman 15
alâ : üzerine
-
31-Lokman 15
lâ tutı'-humâ : onlara (o ikisine) itaat etme
-
31-Lokman 16
allâhu : Allah
-
31-Lokman 16
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
31-Lokman 16
latîfun : lâtif, lütuf sahibi
-
31-Lokman 17
es salâte : namazı
-
31-Lokman 17
alâ : üzerine, ...e
-
31-Lokman 18
ve lâ tusa'ir : ve çevirme
-
31-Lokman 18
ve lâ temşi : ve yürüme
-
31-Lokman 18
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
31-Lokman 18
lâ yuhıbbu : sevmez
-
31-Lokman 20
ennallâhe (enne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
31-Lokman 20
fîllâhi (fî allâhi) : Allah hakkında
-
31-Lokman 20
ve lâ huden : ve hidayete erdirici olmadan
-
31-Lokman 20
ve lâ kitâbin : ve bir kitap olmadan
-
31-Lokman 21
allâhu : Allah
-
31-Lokman 21
ilâ azâbi : azaba
-
31-Lokman 22
ilâllâhi (ilâ allâhi) : Allah'a
-
31-Lokman 22
ve ilâllâhi (ilâ allâhi) : ve Allah'a
-
31-Lokman 23
lâ yahzun-ke : seni mahzun etmesin
-
31-Lokman 23
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
31-Lokman 24
ilâ azâbin : azaba
-
31-Lokman 25
halaka : yarattı
-
31-Lokman 25
yekûlunnellâhu : 'Allah' derler
-
31-Lokman 25
lillâhi (li allâhi) : Allah'a ait
-
31-Lokman 25
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
31-Lokman 26
lillâhi (li allâhi) : Allah'a ait, Allah'ın
-
31-Lokman 26
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
31-Lokman 27
aklâmun : kalemler
-
31-Lokman 27
kelimâtullâhi (kelimâtu allâhi) : Allah'ın kelimeleri
-
31-Lokman 27
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
31-Lokman 28
ve lâ ba'su-kum : ve sizin diriltilmeniz değil
-
31-Lokman 28
illâ : ancak, den başka
-
31-Lokman 28
innellâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
31-Lokman 29
ennallâhe (enne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
31-Lokman 29
ilâ ecelin : bir ecele kadar
-
31-Lokman 29
ve ennallâhe (enne allâhe) : ve muhakkak ki Allah
-
31-Lokman 30
allâhe : Allah
-
31-Lokman 30
ve ennellâhe (enne allâhe) : ve muhakkak ki Allah
-
31-Lokman 31
ni'metillâhi (ni'meti allâhi) : Allah'ın ni'meti
-
31-Lokman 32
deavûllâhe (deavû allâhe) : Allah'a dua ederler, Allah'a yalvarırlar
-
31-Lokman 32
ilel berri (ilâ el berri) : karaya
-
31-Lokman 32
illâ : ancak, hariç, den başka
-
31-Lokman 33
lâ yeczî : karşılık vermez
-
31-Lokman 33
ve lâ mevlûdun : ve çocuk değildir
-
31-Lokman 33
va'dallâhi (va'de allâhi) : Allah'ın vaadi
-
31-Lokman 33
lâ tegurrenne-kum : sakın sizi aldatmasın
-
31-Lokman 33
ve lâ yagurrenne-kum : ve sakın sizi aldatmasın
-
31-Lokman 33
billâhi (bi allâhi) : Allah'a karşı
-
31-Lokman 34
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
31-Lokman 34
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
32-Secde 1
Elif lâm mîm. Elif lâm mîm.
-
32-Secde 2
lâ reybe : şüphe yok
-
32-Secde 4
allâhu : Allah
-
32-Secde 4
halaka : yarattı
-
32-Secde 4
alel arşi (alâ el arşi) : arşa
-
32-Secde 4
ve lâ şefîin : ve şefaatçi yoktur
-
32-Secde 4
lâ tetezekkerûne : tezekkür etmezsiniz
-
32-Secde 5
ilâ el ardı : arza, yere
-
32-Secde 7
halaka-hu : onu yarattı
-
32-Secde 8
min sulâletin : özünden
-
32-Secde 11
ilâ rabbikum : Rabbinize
-
32-Secde 13
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
32-Secde 15
lâ yestekbirûne : büyüklük taslamazlar, kibirlenmezler
-
32-Secde 17
fe lâ ta'lemu : bilmez
-
32-Secde 18
lâ yestevune : eşit olmaz, bir olmaz
-
32-Secde 23
lâ tekun : sen olma
-
32-Secde 26
lâ yesmeûne : işitmiyorlar, işitmeyecekler
-
32-Secde 27
ilel ardı (ilâ el ardı) : arzı, yeryüzünü
-
32-Secde 27
lâ yubsirûne : görmüyorlar
-
32-Secde 29
lâ yenfeu : fayda vermez
-
32-Secde 29
ve lâ hum yunzarûne : ve onlara bakılmaz, süre tanınmaz
-
33-Ahzâb 1
ittekillâhe (itteki allâhe) : Allah'a karşı takva sahibi ol
-
33-Ahzâb 1
ve lâ tutıi : ve itaat etme
-
33-Ahzâb 1
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
33-Ahzâb 2
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
33-Ahzâb 3
alâllâhi (alâ allahi) : Allah'a
-
33-Ahzâb 3
allâhi : Allah
-
33-Ahzâb 4
mâ ceale allâhu : Allah kılmadı
-
33-Ahzâb 4
ellâî : ki onlar
-
33-Ahzâb 4
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
33-Ahzâb 5
indallâhi (inde allâhi) : Allah'ın katında
-
33-Ahzâb 5
ve lâkin : ve ancak, fakat
-
33-Ahzâb 5
ve kânallâhu (kâne allâhu) : ve Allah ... oldu, Allah ...dır
-
33-Ahzâb 6
evlâ : evlâdır, daha yakındır
-
33-Ahzâb 6
evlâ : evlâ, daha yakındır
-
33-Ahzâb 6
kitâbillâhi (kitâbi allâhi) : Allah'ın Kitabı
-
33-Ahzâb 6
illâ : ancak, başka, hariç
-
33-Ahzâb 6
ilâ evliyâi-kum : sizin dostlarınıza
-
33-Ahzâb 9
ni'metallâhi (ni'mete allâhi) : Allah'ın ni'meti
-
33-Ahzâb 9
ve kânallâhu (kâne allâhu) : ve Allah oldu
-
33-Ahzâb 10
bi allâhi : Allah'a
-
33-Ahzâb 12
mâ vaadenallâhu : Allah'ın vaadettiği şey
-
33-Ahzâb 12
illâ : ancak, başka
-
33-Ahzâb 13
lâ mukâme : yer yok
-
33-Ahzâb 13
illâ : sadece
-
33-Ahzâb 14
illâ : dışında, hariç
-
33-Ahzâb 15
âhedû allâhe : Allah'a ahd verdiler
-
33-Ahzâb 15
lâ yuvellûne : dönüp kaçmayacaklar
-
33-Ahzâb 15
ahdu allâhi : Allah'ın ahdi
-
33-Ahzâb 16
lâ tumetteûne : metalandırılmazsınız
-
33-Ahzâb 16
illâ : den başka, hariç
-
33-Ahzâb 17
min allâhi : Allah'tan
-
33-Ahzâb 17
ve lâ yecidûne : ve bulamazlar
-
33-Ahzâb 17
min dûnillâhi (min dûni allâhi) : Allah'tan başka (Allah ile beraber)
-
33-Ahzâb 17
ve lâ : ve yoktur
-
33-Ahzâb 18
ya'lemu allâhu : Allah bilir
-
33-Ahzâb 18
ve lâ ye'tûne : ve gelmezler
-
33-Ahzâb 18
illâ : hariç
-
33-Ahzâb 19
alâ el hayrı : hayra karşı
-
33-Ahzâb 19
ulâike : işte onlar
-
33-Ahzâb 19
ahbetallâhu (ahbete allâhu) : Allah heba etti, yok etti
-
33-Ahzâb 19
alallâhi (alâ allâhi) : Allah'a
-
33-Ahzâb 20
illâ : hariç
-
33-Ahzâb 21
fî resûli allâhi : Allah'ın Resûl'ünde
-
33-Ahzâb 21
yercûllâhe (yercû allâhe) : Allah'a ulaşmayı dileyenler
-
33-Ahzâb 21
ve zekerallâhe (zekere allâhe) : ve Allah'ı zikretti
-
33-Ahzâb 22
mâ vaadenallâhu : Allah'ın vaadettiği şey
-
33-Ahzâb 22
ve sadakallâhu (sadaka allâhu) : ve Allah doğru söyledi
-
33-Ahzâb 22
illâ : yalnızca, sadece
-
33-Ahzâb 23
mâ âhedûllâhe : Allah ile olan ahdleri
-
33-Ahzâb 24
yeczî allâhu : Allah ceza (karşılığını) verecek, mükâfatlandıracak
-
33-Ahzâb 24
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
33-Ahzâb 25
allâhu : Allah
-
33-Ahzâb 25
ve kefallâhu (kefâ allâhu) : ve Allah kâfi geldi
-
33-Ahzâb 25
ve kânallâhu (kâne allâhu) : ve Allah ..... oldu
-
33-Ahzâb 27
allâhu : Allah
-
33-Ahzâb 27
alâ kulli şey'in : herşeye
-
33-Ahzâb 29
allâhe : Allah
-
33-Ahzâb 29
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
33-Ahzâb 30
alâllâhi (alâ allâhi) : Allah'a
-
33-Ahzâb 31
lillâhi (li allâhi) : Allah'a
-
33-Ahzâb 32
lâ tahda'ne : yumuşak, çekici söylemeyin
-
33-Ahzâb 33
ve lâ teberrecne : ve (ziynetlerinizi, süslerinizi) açığa vurmayın
-
33-Ahzâb 33
el ûlâ : evvelki, önceki
-
33-Ahzâb 33
ve ekımne es salâte : ve namazı ikame edin
-
33-Ahzâb 33
ve atı'nallâhe (atı'ne allâhe) : ve Allah'a itaat edin
-
33-Ahzâb 33
yurîdullâhu (yurîdu allâhu) : Allah istiyor
-
33-Ahzâb 34
mâ yutlâ : okunan şey
-
33-Ahzâb 34
min âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetlerinden
-
33-Ahzâb 34
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
33-Ahzâb 34
latîfen : lâtif, lütuf sahibi
-
33-Ahzâb 35
ve ez zâkirîne allâhe : ve Allah'ı zikreden erkekler
-
33-Ahzâb 35
allâhu : Allah
-
33-Ahzâb 36
ve lâ : ve yoktur
-
33-Ahzâb 36
izâ kada allâhu : Allah hükmettiği zaman
-
33-Ahzâb 36
ya'sıllâhe : Allah'a asi olmak, itaat etmemek
-
33-Ahzâb 36
dalâlen : dalâlet, sapıklık
-
33-Ahzâb 37
allâhu : Allah
-
33-Ahzâb 37
allâhe : Allah
-
33-Ahzâb 37
allâhu : Allah
-
33-Ahzâb 37
ve allâhu : ve Allah
-
33-Ahzâb 37
lâ yekûne : olmaz
-
33-Ahzâb 37
alâ el mu'minîne : mü'minlerin üzerine, mü'minlere
-
33-Ahzâb 37
emrullâhi (emru allâhi) : Allah'ın emri
-
33-Ahzâb 38
alâ : üzerine
-
33-Ahzâb 38
faradallâhu (farada allâhu) : Allah farz kıldı
-
33-Ahzâb 38
sunnetallâhi : Allah'ın sünneti
-
33-Ahzâb 38
emru allâhi : Allah'ın emri
-
33-Ahzâb 39
risâlâti allâhi : Allah'ın risaleti
-
33-Ahzâb 39
ve lâ yahşevne : ve korkmazlar
-
33-Ahzâb 39
illâ allâhe : Allah'tan başka
-
33-Ahzâb 39
bi allâhi : Allah'a
-
33-Ahzâb 40
ve lâkin : ve lâkin, fakat, ancak
-
33-Ahzâb 40
resûlu allâhi : Allah'ın resûlü
-
33-Ahzâb 40
ve kâne allâhu : ve Allah oldu
-
33-Ahzâb 41
allâhe : Allah
-
33-Ahzâb 43
ve melâiketu-hu : ve onun melekleri
-
33-Ahzâb 43
ilâ en nûri : nura
-
33-Ahzâb 44
selâmun : selâm
-
33-Ahzâb 46
ilâllâhi (ilâ allâhi) : Allah'a
-
33-Ahzâb 47
min allâhi : Allah'tan
-
33-Ahzâb 48
ve lâ tutıı : ve itaat etme
-
33-Ahzâb 48
alâllâhi (alâ allâhi) : Allah'a
-
33-Ahzâb 48
billâhi (bi allâhi ) : Allah
-
33-Ahzâb 49
tallaktumû-hunne \n(hunne) \n(hum) : onları boşarsınız \n: onlar (kadınlar için) \n: onlar (erkekler için)
-
33-Ahzâb 50
efâallâhu (efâe allâhu) : Allah ganimet olarak verdi
-
33-Ahzâb 50
halâti-ke : senin teyzen
-
33-Ahzâb 50
ellâtî : ki o (kadın)
-
33-Ahzâb 50
li keylâ yekûne : olmaması için
-
33-Ahzâb 50
ve kânallâhu (ve kâne allâhu) : ve Allah oldu (dır)
-
33-Ahzâb 51
lâ cunâha : günah yoktur
-
33-Ahzâb 51
ve lâ yahzenne : ve mahzun olmazlar, hüzünlenmezler
-
33-Ahzâb 51
vallâhu : ve Allah
-
33-Ahzâb 51
ve kânallâhu (ve kâne allâhu) : ve Allah oldu, Allah (dır)
-
33-Ahzâb 52
lâ yahıllu : helâl olmaz
-
33-Ahzâb 52
ve lâ : ve yok, olmaz, değildir
-
33-Ahzâb 52
illâ : ancak, hariç
-
33-Ahzâb 52
ve kânallâhu (ve kâne allâhu) : ve Allah ..... oldu, Allah (dır)
-
33-Ahzâb 52
alâ : üzerine, ... e
-
33-Ahzâb 53
lâ tedhulû : siz girmeyin
-
33-Ahzâb 53
illâ : ancak, başka, hariç, olmadıkça
-
33-Ahzâb 53
ilâ : e, a
-
33-Ahzâb 53
ve lâkin : ve ancak, lâkin, fakat
-
33-Ahzâb 53
ve lâ muste'nisîne : ve sohbet etmek istemeyin
-
33-Ahzâb 53
vallâhu : ve Allah
-
33-Ahzâb 53
lâ yestahyî : haya duymaz, çekinmez
-
33-Ahzâb 53
allâhi : Allah
-
33-Ahzâb 53
ve lâ : ve olmaz
-
33-Ahzâb 53
indallâhi (inde allâhi) : Allah'ın katında
-
33-Ahzâb 54
innallâhe : muhakkak Allah
-
33-Ahzâb 55
lâ cunâha : günah yoktur
-
33-Ahzâb 55
ve lâ : ve yoktur, değildir
-
33-Ahzâb 55
ve lâ : ve yoktur, değildir
-
33-Ahzâb 55
ve lâ : ve yoktur, değildir
-
33-Ahzâb 55
ve lâ : ve yoktur, değildir
-
33-Ahzâb 55
ve lâ : ve yoktur, değildir
-
33-Ahzâb 55
ve lâ : ve yoktur, değildir
-
33-Ahzâb 55
ve ittekîne allâhe : ve Allah'tan sakının
-
33-Ahzâb 55
innallâhe (inne allâhe) : ve muhakkak ki Allah
-
33-Ahzâb 55
alâ kulli şey'in : herşeye
-
33-Ahzâb 56
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
33-Ahzâb 56
ve melâikete-hu : ve onun melekleri
-
33-Ahzâb 56
alen nebiyyi (alâ en nebiyyi) : peygambere
-
33-Ahzâb 57
allâhe : Allah
-
33-Ahzâb 57
leane-hum allâhu : Allah onlara lânet etti
-
33-Ahzâb 59
min celâbîbi-hinne : cilbablarından, dış giysilerinden
-
33-Ahzâb 59
lâ yu'zeyne : eziyet görmezler, eziyet görmemeleri
-
33-Ahzâb 59
ve kânallâhu (kâne allâhu) : ve Allah ..... oldu, olandır
-
33-Ahzâb 60
lâ yucâvirûne-ke : sana komşu olamazlar
-
33-Ahzâb 60
illâ : ancak, hariç
-
33-Ahzâb 62
sunnete allâhi : Allah'ın sünneti, kanunu
-
33-Ahzâb 62
li sunneti allâhi : Allah'ın sünnetinde, kanununda
-
33-Ahzâb 63
indallâhi (inde allâhi) : Allah'ın katında
-
33-Ahzâb 64
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
-
33-Ahzâb 65
lâ yecidûne : bulamazlar
-
33-Ahzâb 65
ve lâ : ve yoktur
-
33-Ahzâb 66
eta'nâllâhe (eta'nâ allâhe) : Allah'a itaat ettik
-
33-Ahzâb 68
la'nen : lânet ederek
-
33-Ahzâb 69
lâ tekûnû : siz olmayın
-
33-Ahzâb 69
allâhu : Allah
-
33-Ahzâb 69
indallâhi (inde allâhi) : Allah'ın katında
-
33-Ahzâb 70
allâhe : Allah
-
33-Ahzâb 71
yutıillâhe (yutıi allâhe) : Allah'a itaat ederse
-
33-Ahzâb 72
alâ es semâvâti : göklere
-
33-Ahzâb 73
allâhu : Allah
-
33-Ahzâb 73
ve yetûbe alâ : tövbesini kabul eder
-
33-Ahzâb 73
allâhu : Allah
-
33-Ahzâb 73
alâ el mu'minîne : mü'min erkeklere
-
33-Ahzâb 73
ve kâne allâhu : ve Allah olur, ...dır
-
34-Sebe 1
li allâhi : Allah'ındır, Allah'a aittir
-
34-Sebe 3
lâ te'tîne : gelmez
-
34-Sebe 3
belâ : hayır
-
34-Sebe 3
lâ ya'zubu : gizli kalmaz, kalamaz
-
34-Sebe 3
ve lâ : ve yoktur
-
34-Sebe 3
ve lâ : ve yoktur
-
34-Sebe 3
ve lâ : ve yoktur
-
34-Sebe 3
illâ \n(lâ illâ) : hariç \n: (hariç değil)
-
34-Sebe 4
ulâike : işte onlar
-
34-Sebe 5
ulâike : işte onlar
-
34-Sebe 6
ilâ sırâtı : yola
-
34-Sebe 7
nedullu-kum alâ : size delâlet edelim, gösterelim
-
34-Sebe 8
alâ allâhi : Allah'a
-
34-Sebe 8
lâ yû'minûne : inanmazlar
-
34-Sebe 8
ve ed dalâli : ve dalâlet
-
34-Sebe 9
ilâ : e, a
-
34-Sebe 14
alâ : üzerine
-
34-Sebe 14
illâ : sadece, ancak, den başka
-
34-Sebe 17
illâ : sadece, den başka
-
34-Sebe 20
illâ : ancak, den başka
-
34-Sebe 21
illâ : sadece, ancak
-
34-Sebe 21
alâ kulli şey'in : herşeye, herşeyi
-
34-Sebe 22
min dûnillâhi : Allah'tan başka
-
34-Sebe 22
lâ yemlikûne : malik değiller, güçleri yetmez
-
34-Sebe 22
ve lâ : ve olmaz, yoktur
-
34-Sebe 23
ve lâ tenfeu : ve fayda vermez
-
34-Sebe 23
illâ : ancak, den başka
-
34-Sebe 24
kulillâhu (kul allâhu) : 'Allah' de
-
34-Sebe 24
alâ huden : hidayet üzerinde
-
34-Sebe 24
dalâlin : dalâlet
-
34-Sebe 25
lâ tus'elûne : siz sorulamazsınız, sorgulanmazsınız
-
34-Sebe 25
ve lâ nus'elu : ve biz sorulmayız, sorgulanmayız
-
34-Sebe 27
kellâ : hayır, olamaz
-
34-Sebe 27
huvallahu (huve allahu) : o Allah ki
-
34-Sebe 28
illâ : ancak, den başka
-
34-Sebe 28
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
34-Sebe 28
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
34-Sebe 30
lâ teste'hirûne : tehir edemezsiniz, geciktiremezsiniz, erteleyemezsiniz
-
34-Sebe 30
ve lâ testakdimûne : ve takdim edemezsiniz, öne alamazsınız
-
34-Sebe 31
ve lâ : ve olmaz
-
34-Sebe 31
ilâ ba'dın : bir kısmına, diğerlerine
-
34-Sebe 31
lev lâ entum : eğer sizler olmasaydınız
-
34-Sebe 33
bi allâhi : Allah'ı
-
34-Sebe 33
aglâle : halkalar, zincirler
-
34-Sebe 33
illâ : den başka
-
34-Sebe 34
illâ : den başka, ancak, sadece
-
34-Sebe 35
ve evlâden : ve çocuklar (evlât olarak)
-
34-Sebe 36
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
34-Sebe 36
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
34-Sebe 37
ve lâ : ve değil
-
34-Sebe 37
evlâdu-kum : sizin evlâtlarınız
-
34-Sebe 37
illâ : den başka, hariç
-
34-Sebe 37
fe ulâike : işte onlar
-
34-Sebe 38
ulâike : işte onlar
-
34-Sebe 40
li el melâiketi : meleklere
-
34-Sebe 40
hâulâi : işte bunlar
-
34-Sebe 42
lâ yemliku : malik olmaz, olamaz, gücü yetmez
-
34-Sebe 42
ve lâ darren : ve zarar vermez
-
34-Sebe 43
ve izâ tutlâ : ve okunduğu zaman
-
34-Sebe 43
illâ : sadece, ancak, den başka
-
34-Sebe 43
illâ : sadece, ancak, den başka
-
34-Sebe 43
illâ : sadece, ancak, den başka
-
34-Sebe 46
li allâhi : Allah için
-
34-Sebe 46
illâ : sadece, ancak, den başka
-
34-Sebe 47
illâ : sadece, ancak
-
34-Sebe 47
alâ allâhi : Allah'a aittir
-
34-Sebe 47
alâ kulli şey'in : herşeye
-
34-Sebe 48
allâmu : çok iyi bilen
-
34-Sebe 50
dalaltu : dalâlette olursam
-
34-Sebe 50
alâ : üzerine
-
34-Sebe 51
lâ fevte : kaçış yoktur
-
35-Fâtır 1
lillâhi (li allâhi) : Allah'ındır, Allah'a aittir
-
35-Fâtır 1
el melâiketi : melekler
-
35-Fâtır 1
ve sulâse : ve üçer
-
35-Fâtır 1
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
35-Fâtır 1
alâ : üzerine
-
35-Fâtır 2
yeftehillâhu (yeftehi allâhu) : Allah'ın açtığı
-
35-Fâtır 2
lâ : yoktur
-
35-Fâtır 2
lâ : yoktur
-
35-Fâtır 3
ni'metallâhi (ni'mete allâhi) : Allah'ın ni'meti
-
35-Fâtır 3
gayrullâhi (gayru allâhi) : Allah'tan başka
-
35-Fâtır 3
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
35-Fâtır 3
illâ : ancak, dışında
-
35-Fâtır 4
ve ilâllâhi (ilâ allâhi) : ve Allah'a
-
35-Fâtır 5
va'dallâhi (va'de allâhi) : Allah'ın vaadi
-
35-Fâtır 5
lâ tegurrenne-kum : sakın sizi aldatmasın
-
35-Fâtır 5
ve lâ yegurrenne-kum : ve sakın sizi aldatmasın
-
35-Fâtır 5
billâhil (bi allâhi) : Allah ile
-
35-Fâtır 8
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
35-Fâtır 8
lâ tezheb : gitmesin, olmasın
-
35-Fâtır 8
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
35-Fâtır 9
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
35-Fâtır 9
ilâ beledin : beldeye
-
35-Fâtır 10
li allâhi : Allah'a ait
-
35-Fâtır 10
ulâike : işte onlar
-
35-Fâtır 11
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
35-Fâtır 11
halaka-kum : sizi yarattı
-
35-Fâtır 11
ve lâ tedau : ve doğum yapmaz
-
35-Fâtır 11
illâ : ancak, den başka, olmaksızın
-
35-Fâtır 11
ve lâ yunkasu : ve eksiltilmez, kısaltılmaz
-
35-Fâtır 11
illâ : ancak, den başka, dışında
-
35-Fâtır 11
alâllâhi (alâ allâhi) : Allah'a, Allah için
-
35-Fâtır 12
lahmen : et
-
35-Fâtır 13
allâhu : Allah
-
35-Fâtır 14
lâ yesmeû : işitmezler
-
35-Fâtır 14
ve lâ yunebbiu-ke : ve sana haber vermez
-
35-Fâtır 15
ilâllâhi (ilâ allâhi) : Allah'a
-
35-Fâtır 15
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
35-Fâtır 17
alâllâhi (alâ allâhi) : Allah'a
-
35-Fâtır 18
ve lâ tezirû : ve günahını yüklenemez
-
35-Fâtır 18
ilâ himli-hâ : onu taşımaya
-
35-Fâtır 18
lâ yuhmel : yükletilmez
-
35-Fâtır 18
ve ekâmû es salâte : ve namazı ikame ettiler
-
35-Fâtır 18
ve ilâllâhi (ilâ allâhi) : ve Allah'adır
-
35-Fâtır 20
ve lâ : ve değil, olmaz
-
35-Fâtır 20
ve lâ : ve değil, olmaz
-
35-Fâtır 21
ve lâ : ve değil, olmaz
-
35-Fâtır 21
ve lâ : ve değil, olmaz
-
35-Fâtır 22
ve lâ : ve değil, olmaz
-
35-Fâtır 22
inne allâhe : muhakkak Allah
-
35-Fâtır 23
illâ : ancak, sadece
-
35-Fâtır 24
illâ : sadece, hariç, olmadan
-
35-Fâtır 24
halâ : gelip geçmiş olan
-
35-Fâtır 27
enne allâhe : muhakkak Allah
-
35-Fâtır 28
yahşâllâhe (yahşâ allâhe) : Allah'a (karşı) huşû duyarlar
-
35-Fâtır 28
inne allâhe : muhakkak Allah
-
35-Fâtır 29
kitâbe allâhi : Allah'ın kitabı
-
35-Fâtır 29
ve ekâmû es salâte : ve namazı ikame ettiler
-
35-Fâtır 29
ve alâniyeten : ve alenî, açık olarak
-
35-Fâtır 31
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
35-Fâtır 32
bi izni allâhi : Allah'ın izni ile
-
35-Fâtır 34
li allâhi : Allah'a
-
35-Fâtır 35
lâ yemessu-nâ : bize dokunmaz
-
35-Fâtır 35
ve lâ yemessu-nâ : ve bize dokunmaz
-
35-Fâtır 36
lâ yukdâ : kada edilmez, karar verilmez
-
35-Fâtır 36
ve lâ yuhaffefu : ve hafifletilmez
-
35-Fâtır 38
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
35-Fâtır 39
halâife : halifeler
-
35-Fâtır 39
ve lâ yezîdu : ve artırmaz
-
35-Fâtır 39
illâ : ancak, den başka
-
35-Fâtır 39
ve lâ yezîdu : ve artırmaz
-
35-Fâtır 39
illâ : ancak, den başka
-
35-Fâtır 40
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
35-Fâtır 40
halakû : halkettiler, yarattılar
-
35-Fâtır 40
alâ beyyinetin : beyyine üzerinde, delil üzerinde
-
35-Fâtır 40
illâ \n(in..... illâ) : ancak, sadece, den başka \n: (sadece, ancak)
-
35-Fâtır 41
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
35-Fâtır 41
en tezûlâ : (ikisinin) zail olması, helâk olması, yok olması
-
35-Fâtır 42
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
35-Fâtır 42
illâ : den başka
-
35-Fâtır 43
ve lâ yahîku : ve isabet etmez, ulaşmaz
-
35-Fâtır 43
illâ : ancak, oysa
-
35-Fâtır 43
illâ : den başka
-
35-Fâtır 43
li sunnetillâhi : Allah'ın sünnetinde
-
35-Fâtır 43
li sunnetillâhi : Allah'ın sünnetinde
-
35-Fâtır 44
allâhu : Allah
-
35-Fâtır 44
ve lâ fî el ardı : ve arzda, yeryüzünde yoktur
-
35-Fâtır 45
allâhu : Allah
-
35-Fâtır 45
alâ zahri-hâ : onun sırtında, onun üstünde
-
35-Fâtır 45
ve lâkin : ve lâkin
-
35-Fâtır 45
ilâ ecelin : bir zamana kadar
-
35-Fâtır 45
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
36-Yâsin 4
alâ : üzerinde
-
36-Yâsin 7
alâ : üzerine
-
36-Yâsin 7
lâ yu'minûne : onlar âmenû olmazlar, (yaşarken) Allah'a ulaşmayı dilemezler
-
36-Yâsin 8
aglâlen : halkalar, zincirler
-
36-Yâsin 8
ilel ezkâni (ilâ el ezkâni) : çenelere kadar
-
36-Yâsin 9
fe hum lâ yubsırûne : böylece, artık onlar görmezler
-
36-Yâsin 10
lâ yu'minûne : onlar âmenû olmazlar, (yaşarken) Allah'a ulaşmayı
-
36-Yâsin 15
illâ : den başka
-
36-Yâsin 15
in ... illâ : ancak, sadece
-
36-Yâsin 17
illâ : den başka
-
36-Yâsin 17
el belâgu : tebliğ, bildirme
-
36-Yâsin 21
lâ yes'elu-kum : sizden istemiyor
-
36-Yâsin 22
lâ a'budu : ben kul olmam
-
36-Yâsin 23
lâ tugni \n(lâ tugni ... şey'en) : gidermez, yarar sağlamaz, fayda vermez \n: (bir şey gidermez)
-
36-Yâsin 23
ve lâ yunkızû-ni : ve beni kurtaramazlar
-
36-Yâsin 24
dalâlin : dalâlet
-
36-Yâsin 28
alâ kavmi-hi : onun kavmi üzerine
-
36-Yâsin 29
in ... illâ : ancak, sadece
-
36-Yâsin 30
alâ el ıbâdi : kullara
-
36-Yâsin 30
illâ kânû : olmuş olmadılar (ancak)
-
36-Yâsin 31
ileyhim lâ yerciûne : onlara dönmezler
-
36-Yâsin 35
lâ yeşkurûne : şükretmiyorlar, şükretmezler
-
36-Yâsin 36
halaka : yarattı
-
36-Yâsin 36
lâ ya'lemûne : bilmezler, bilmiyorlar
-
36-Yâsin 40
leş şemsu (lâ eş şemsu) : güneş olmaz (olamaz)
-
36-Yâsin 40
ve lel leylu (ve lâ el leylu) : ve gece olmaz (olamaz)
-
36-Yâsin 42
ve halaknâ : ve biz yarattık
-
36-Yâsin 43
lâ sarîha : yardım edilmez
-
36-Yâsin 43
ve lâ hum yunkazûne : ve onlar kurtarılmazlar
-
36-Yâsin 44
illâ : ancak, hariç
-
36-Yâsin 44
ilâ : ... e, kadar
-
36-Yâsin 46
illâ : ancak, den başka, olmaz ki
-
36-Yâsin 47
rezaka-kum allâhu : Allah'ın sizi rızıklandırdığı
-
36-Yâsin 47
yeşâullâhu (yeşâu allâhu) : Allah diler
-
36-Yâsin 47
illâ : ancak
-
36-Yâsin 47
fî dalâlin : dalâlet içinde
-
36-Yâsin 49
illâ : ancak, den başka
-
36-Yâsin 50
lâ yestetîûne : güçleri yetmez
-
36-Yâsin 50
ve lâ : ve yok, değil
-
36-Yâsin 50
ilâ : ... e, ... a
-
36-Yâsin 51
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
36-Yâsin 53
illâ : ancak, den başka
-
36-Yâsin 54
lâ tuzlemu : zulmedilmez
-
36-Yâsin 54
ve lâ tuczevne : ve karşılık görmezsiniz, cezalandırılmazsınız
-
36-Yâsin 54
illâ : den başka
-
36-Yâsin 56
fî zılâlin : gölgeliklerde
-
36-Yâsin 56
alâ el erâiki : tahtlar üzerinde
-
36-Yâsin 58
selâmun : selâm
-
36-Yâsin 60
en lâ ta'budû : kul olmamanız
-
36-Yâsin 65
alâ efvâhi-him : onların ağızlarının üzerini
-
36-Yâsin 66
alâ a'yuni-him : onların gözlerine
-
36-Yâsin 67
alâ mekâneti-him : mekânlarında, onların bulunduğu yerde
-
36-Yâsin 67
ve lâ yerciûne : ve geri dönmezler
-
36-Yâsin 68
e fe lâ ya'kılûne : hâlâ akıl etmezler mi
-
36-Yâsin 69
in ... (illâ) : ancak, sadece
-
36-Yâsin 69
(in) ... illâ : ancak, sadece
-
36-Yâsin 70
alâ : üzerine
-
36-Yâsin 71
halaknâ : biz halkettik, yarattık
-
36-Yâsin 73
lâ yeşkurûne : şükretmiyorlar, şükretmezler
-
36-Yâsin 74
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
36-Yâsin 75
lâ yestetîûne : muktedir değildirler, olamazlar, güçleri yetmez
-
36-Yâsin 76
lâ yahzun-ke : seni mahzun etmesin
-
36-Yâsin 77
halaknâ-hu : biz onu halkettik, yarattık
-
36-Yâsin 81
halaka : halketti, yarattı
-
36-Yâsin 81
bi kâdirin alâ : ... a kaadir olan
-
36-Yâsin 81
belâ : evet
-
36-Yâsin 81
el hallâku : yaratan, yaratıcı
-
37-Sâffât 4
ilâhe-kum : sizin ilâhınız
-
37-Sâffât 8
lâ yessemmeûne ilâ : kulak veremezler, dinleyemezler
-
37-Sâffât 8
el meleil a'lâ : Melei A'lâ, yüce, şerefli topluluk
-
37-Sâffât 10
illâ : ancak, başka
-
37-Sâffât 11
halaknâ : biz halkettik, yarattık
-
37-Sâffât 11
halaknâ-hum : onları halkettik, yarattık
-
37-Sâffât 11
lâzibin : birbirine yapışmış, yapışkan
-
37-Sâffât 13
lâ yezkurûne : tezekkür etmezler
-
37-Sâffât 15
in hâzâ illâ : bu sadece
-
37-Sâffât 23
min dûnillâhi (min dûni allâhi) : Allah'tan başka
-
37-Sâffât 23
ilâ sırâtı : yola
-
37-Sâffât 25
lâ tenâsarûne : yardımlaşmıyorsunuz
-
37-Sâffât 27
ba'du-hum alâ ba'dın : birbirlerine yönelip
-
37-Sâffât 35
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
37-Sâffât 35
illâ allâhu : Allah'tan başka
-
37-Sâffât 39
illâ : den başka
-
37-Sâffât 40
illâ : hariç
-
37-Sâffât 40
ibâdallâhi (ibâdi allâhi) : Allah'ın kulları
-
37-Sâffât 41
ulâike : işte onlar
-
37-Sâffât 44
alâ : üzerinde
-
37-Sâffât 47
lâ : yok
-
37-Sâffât 47
ve lâ hum : ve onlar olmaz
-
37-Sâffât 50
ba'du-hum alâ ba'dın : birbirlerine
-
37-Sâffât 56
tallâhi : Allah'a yemin olsun
-
37-Sâffât 57
ve lev lâ : ve eğer olmasaydı
-
37-Sâffât 59
illâ : hariç
-
37-Sâffât 59
el ûlâ : ilk
-
37-Sâffât 68
ilel cahîmi (ilâ el cahîmi) : cehenneme
-
37-Sâffât 70
alâ : üzerinde
-
37-Sâffât 74
illâ : ancak, sadece
-
37-Sâffât 74
ibâdallâhi (ibâde allâhi) : Allah'ın kulları
-
37-Sâffât 74
el muhlasîne : muhlis olanlar
-
37-Sâffât 79
selâmun : selâm, selâm olsun
-
37-Sâffât 79
alâ nûhın : Nuh'a
-
37-Sâffât 86
dûnallâhi (dûne allâhi) : Allah'tan başka
-
37-Sâffât 91
ferâga ilâ : ile ilgilendi
-
37-Sâffât 91
lâ te'kulûne : yemek yemiyorsunuz
-
37-Sâffât 92
lâ tentıkûne : konuşmuyorsunuz
-
37-Sâffât 96
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
37-Sâffât 96
halaka-kum : sizi yarattı
-
37-Sâffât 99
ilâ rabbî : Rabbime
-
37-Sâffât 101
gulâmin : oğlan çocuk, oğul çocuk
-
37-Sâffât 102
inşâallâhu (in şâe allahû) : inşaallah, Allah'ın dilemesi ile
-
37-Sâffât 106
el belâu : belâ, imtihan
-
37-Sâffât 109
selâmun : selâm, selâm olsun
-
37-Sâffât 109
alâ : üzerine, ... a
-
37-Sâffât 113
ve alâ ishâka : ve İshak'a
-
37-Sâffât 114
alâ : üzerine, ... a
-
37-Sâffât 120
selâmun : selâm, selâm olsun
-
37-Sâffât 120
alâ : üzerine, ... a
-
37-Sâffât 124
lâ tettekûne : takva sahibi olmayacaksınız
-
37-Sâffât 126
allâhe : Allah
-
37-Sâffât 128
illâ : ancak, başka, hariç
-
37-Sâffât 128
ibâde allâhi : Allah'ın kulları
-
37-Sâffât 128
el muhlasîne : muhlis olanlar
-
37-Sâffât 130
selâmun : selâm olsun
-
37-Sâffât 130
alâ : üzerine, ... a
-
37-Sâffât 135
illâ : hariç
-
37-Sâffât 138
lâ ta'kılûne : akıl etmez misiniz
-
37-Sâffât 140
ilâ el fulki : gemiye
-
37-Sâffât 143
fe lev lâ : eğer olmasaydı
-
37-Sâffât 144
ila : ... e, ... a
-
37-Sâffât 147
ilâ : ... e, ... a
-
37-Sâffât 148
ilâ hînin : bir süre kadar
-
37-Sâffât 150
halaknâ : biz halkettik, yarattık
-
37-Sâffât 150
el melâikete : melekler
-
37-Sâffât 151
e lâ : değil mi
-
37-Sâffât 152
veledallâhu (velede allâhu) : Allah doğurdu
-
37-Sâffât 153
alâ el benîne : erkek çocuklarına, oğlanlara
-
37-Sâffât 155
lâ tezekkerûne : tezekkür etmezsiniz, tezekkür etmeyeceksiniz
-
37-Sâffât 159
allâhi : Allah
-
37-Sâffât 160
illâ : hariç
-
37-Sâffât 160
ibâdallâhi (ibâde allâhi) : Allah'ın kulları
-
37-Sâffât 160
el muhlasîne : muhlis olanlar
-
37-Sâffât 163
illâ : hariç
-
37-Sâffât 164
illâ : hariç, olmayan
-
37-Sâffât 169
ibâdallâhi (ibâde allâhi) : Allah'ın kulları
-
37-Sâffât 169
el muhlasîne : muhlis olanlar, muhlisler
-
37-Sâffât 181
ve selâmun : ve selâm olsun
-
37-Sâffât 181
alâ : üzerine
-
37-Sâffât 182
li allâhi : Allah için, Allah'a ait
-
38-Sâd 3
ve lâte : ve değil
-
38-Sâd 5
ilâhen : ilâh
-
38-Sâd 6
alâ : ... a karşı
-
38-Sâd 7
illâ : ancak, sadece
-
38-Sâd 7
ihtilâkun : yalan, iftira, uydurma
-
38-Sâd 13
ulâike : işte onlar
-
38-Sâd 14
in kullun illâ : hepsi sadece
-
38-Sâd 15
hâulâi : bunlar
-
38-Sâd 15
illâ : sadece, den başka
-
38-Sâd 17
alâ mâ : şeye
-
38-Sâd 22
alâ dâvûde : Davut'un yanına
-
38-Sâd 22
lâ tehaf : korkma
-
38-Sâd 22
ba'du-nâ alâ ba'dın : birbirimize
-
38-Sâd 22
ve lâ tuştıt : ve haksızlık etme, aşırı gitme
-
38-Sâd 22
ilâ sevâi es sırâtı : orta yola
-
38-Sâd 24
ilâ niâci-hi : onun (kendi) koyunlarına
-
38-Sâd 24
ba'du-hum alâ ba'dın : birbirlerine
-
38-Sâd 24
illellezîne (illâ ellezîne) : o kimseler hariç
-
38-Sâd 26
ve lâ tettebii : ve tâbî olma
-
38-Sâd 26
sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolu
-
38-Sâd 26
sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolu
-
38-Sâd 27
ve mâ halaknâ : ve biz yaratmadık
-
38-Sâd 34
alâ : üzerine
-
38-Sâd 35
lâ yenbegî : ulaşamasın
-
38-Sâd 44
ve lâ tahnes : ve yeminini bozma
-
38-Sâd 46
ahlasnâ-hum : ihlâs sahibi kıldık, onları
-
38-Sâd 59
lâ merhaben : merhaba yok
-
38-Sâd 60
lâ merhaben : merhaba yok
-
38-Sâd 62
lâ nerâ : görmüyoruz
-
38-Sâd 65
ilâhin : ilâh
-
38-Sâd 65
illâ : ancak, den başka
-
38-Sâd 65
allâhu : Allah
-
38-Sâd 69
bi el meleil a'lâ : meleil A'lâ ile (Allah'a en yakın melekler topluluğu)
-
38-Sâd 70
illâ : sadece, den başka
-
38-Sâd 71
li el melâiketi : meleklere
-
38-Sâd 73
el melâiketu : melekler
-
38-Sâd 74
illâ : hariç
-
38-Sâd 75
halaktu : ben yarattım
-
38-Sâd 76
halakte-nî : beni yarattın
-
38-Sâd 76
halakte-hu : onu yarattın
-
38-Sâd 78
la'netî : benim lânetim
-
38-Sâd 78
ilâ : ... a
-
38-Sâd 79
ilâ yevmi yub'asûne : beas (yeniden dirilme) gününe
-
38-Sâd 81
ilâ : ... a
-
38-Sâd 83
illâ : hariç
-
38-Sâd 83
el muhlasîne : muhlisler, ihlâs sahipleri
-
38-Sâd 87
illâ : sadece
-
39-Zümer 1
allâhi : Allah
-
39-Zümer 2
fa'budi allâhe (fe u'budi) : öyleyse Allah'a kul ol
-
39-Zümer 3
e lâ : öyle değil mi
-
39-Zümer 3
li allâhi : Allah'a ait, Allah için
-
39-Zümer 3
illâ : den başka, sadece
-
39-Zümer 3
ilâllâhi (ilâ allâhi) : Allah'a
-
39-Zümer 3
inne allâhe : muhakkak Allah
-
39-Zümer 3
inne allâhe : muhakkak Allah
-
39-Zümer 3
lâ yehdî : hidayete erdirmez
-
39-Zümer 4
allâhu : Allah
-
39-Zümer 4
lâstafâ (le ıstafâ) : elbette, mutlaka seçerdi
-
39-Zümer 4
allâhu : Allah
-
39-Zümer 5
halaka : yarattı
-
39-Zümer 5
alâ : üzerine
-
39-Zümer 5
alâ : üzerine
-
39-Zümer 5
e lâ : değil mi
-
39-Zümer 6
halaka-kum : sizi yarattı
-
39-Zümer 6
selâsin : üç
-
39-Zümer 6
allâhu : Allah
-
39-Zümer 6
lâ : yoktur
-
39-Zümer 6
ilâhe : ilâh
-
39-Zümer 6
illâ : den başka
-
39-Zümer 7
allâhe : Allah
-
39-Zümer 7
ve lâ yerdâ : ve razı olmaz
-
39-Zümer 7
ve lâ teziru : ve yüklenmez, taşımaz
-
39-Zümer 7
ilâ rabbi-kum : sizin Rabbinize
-
39-Zümer 8
li allâhi : Allah için, Allah'a
-
39-Zümer 9
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
39-Zümer 10
ve ardu allâhi : ve Allah'ın arzı, yeri
-
39-Zümer 11
en a'budallâhe (en a'bude allâhe) : Allah'a kul olmak
-
39-Zümer 14
kulillâhe (kuli allâhe) : de ki Allah
-
39-Zümer 15
e lâ : değil mi
-
39-Zümer 16
allâhu : Allah
-
39-Zümer 17
ilâllâhi (ilâ allâhi) : Allah'a
-
39-Zümer 18
ulâike : işte onlar
-
39-Zümer 18
hedâhumullâhu (hedâ-hum allâhu) : Allah onları hidayete erdirdi
-
39-Zümer 18
ve ulâike : ve işte onlar
-
39-Zümer 20
lâkin : lâkin, fakat
-
39-Zümer 20
va'dallâhi (va'de allâhi) : Allah'ın vaadi
-
39-Zümer 20
lâ yuhlifu : ihtilâf etmez, dönmez
-
39-Zümer 20
allâhu : Allah
-
39-Zümer 21
allâhe : Allah
-
39-Zümer 22
allâhu : Allah
-
39-Zümer 22
el islâmi : İslâm (Allah'a) teslim
-
39-Zümer 22
alâ : üzerinde
-
39-Zümer 22
zikrillâhi (zikri allâhi) : Allah'ın zikri
-
39-Zümer 22
ulaike : işte onlar
-
39-Zümer 22
dalâlin : dalâlet
-
39-Zümer 23
allâhu : Allah
-
39-Zümer 23
ilâ zikri allâhi : Allah'ın zikrine
-
39-Zümer 23
hudâllâhi (hudâ allâhi) : Allah'ın hidayeti
-
39-Zümer 23
allâhu : Allah
-
39-Zümer 25
lâ yeş'urûne : şuurunda olmazlar, farkında olmazlar
-
39-Zümer 26
allâhu : Allah
-
39-Zümer 29
allâhu : Allah
-
39-Zümer 29
lillâhi (li allâhi) : Allah için, Allah'a mahsus
-
39-Zümer 29
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
39-Zümer 32
alâ : üzerine, ... a
-
39-Zümer 32
allâhi : Allah
-
39-Zümer 33
ulâike : işte onlar
-
39-Zümer 35
allâhu : Allah
-
39-Zümer 36
allâhu : Allah
-
39-Zümer 36
allâhu : Allah
-
39-Zümer 37
allâhu : Allah
-
39-Zümer 37
allâhu : Allah
-
39-Zümer 38
halaka : yarattı
-
39-Zümer 38
allâhu : Allah
-
39-Zümer 38
allâhi : Allah
-
39-Zümer 38
allâhu : Allah
-
39-Zümer 38
hasbiyallâhu (hasbiye allâhu) : Allah bana yeter
-
39-Zümer 39
alâ : üstünde, de
-
39-Zümer 42
allâhu : Allah
-
39-Zümer 42
ilâ ecelin : ecele kadar
-
39-Zümer 43
allâhi : Allah
-
39-Zümer 43
lâ yemlikûne : malik olmazlar, güçleri yetmez
-
39-Zümer 43
ve lâ ya'kılûne : ve akıl etmezler
-
39-Zümer 44
li allâhi : Allah'a aittir, mahsustur
-
39-Zümer 45
allâhu : Allah
-
39-Zümer 45
lâ yû'minûne : îmân etmezler
-
39-Zümer 46
allâhumme : Allah'ım
-
39-Zümer 47
min allâhi : Allah tarafından
-
39-Zümer 49
alâ ilmin : ilim üzerine
-
39-Zümer 49
ve lâkinne : ve fakat, ancak
-
39-Zümer 49
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
39-Zümer 51
hâulâi : bunlar
-
39-Zümer 52
allâhe : Allah
-
39-Zümer 53
alâ : karşı, üzerine
-
39-Zümer 53
lâ taknetû : ümit kesmeyin
-
39-Zümer 53
rahmeti allâhi : Allah'ın rahmeti
-
39-Zümer 53
allâhe : Allah
-
39-Zümer 54
ilâ rabbi-kum : (sizin) Rabbinize
-
39-Zümer 54
lâ tunsarûne : yardım olunmazsınız
-
39-Zümer 55
lâ teş'urûne : farkında olmazsınız
-
39-Zümer 56
alâ mâ : şeye, şeylere
-
39-Zümer 56
cenbillâhi (cenbi allâhi) : Allah'tan uzaklaşma
-
39-Zümer 57
allâhe : Allah
-
39-Zümer 59
belâ : hayır, bilâkis, fakat
-
39-Zümer 60
alâ allâhi : Allah'a
-
39-Zümer 61
allâhu : Allah
-
39-Zümer 61
lâ yemessu-hum : onlara dokunmaz
-
39-Zümer 61
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
39-Zümer 62
allâhu : Allah
-
39-Zümer 62
alâ kulli şey'in : herşeye
-
39-Zümer 63
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetleri
-
39-Zümer 63
ulâike : işte onlar
-
39-Zümer 64
allâhi : Allah
-
39-Zümer 65
ve ilâ ellezîne : ve onlara
-
39-Zümer 66
allâhe : Allah
-
39-Zümer 67
allâhe : Allah
-
39-Zümer 67
ve teâlâ : ve yücedir
-
39-Zümer 68
illâ : hariç
-
39-Zümer 68
allâhu : Allah
-
39-Zümer 69
lâ yuzlemûne : zulmedilmez
-
39-Zümer 71
ilâ cehenneme : cehenneme
-
39-Zümer 71
belâ : evet
-
39-Zümer 71
ve lâkin : ve fakat
-
39-Zümer 71
alâ : üzerine
-
39-Zümer 73
ilâ el cenneti : cennete
-
39-Zümer 73
selâmun : selâm
-
39-Zümer 74
lillâhi (li allâhi) : Allah için
-
39-Zümer 75
el melâikete : melekler
-
39-Zümer 75
lillâhi (li allâhi) : Allah için, Allah'a mahsus
-
4-Nisâ 1
halaka-kum : sizi yarattı
-
4-Nisâ 1
ve halaka : yarattı
-
4-Nisâ 1
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 1
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 2
ve lâ tetebeddelû : ve değiştirmeyin
-
4-Nisâ 2
ve lâ te'kulû : ve yemeyin
-
4-Nisâ 2
ilâ emvâli-kum : kendi mallarınıza, sizin mallarınıza
-
4-Nisâ 3
ellâ : ... olmama, ... olamama
-
4-Nisâ 3
ve sulâse : üçer
-
4-Nisâ 3
ellâ : ... olmama, ... olamama
-
4-Nisâ 3
ellâ : ... olmama, ... olamama
-
4-Nisâ 5
ve lâ tu'tû : ve vermeyin
-
4-Nisâ 5
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 6
izâ belagû : erince, erişince
-
4-Nisâ 6
ve lâ te'kulû-hâ : ve onu yemeyin
-
4-Nisâ 6
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 9
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 11
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 11
fî evlâdi-kum : (sizin evlâdınız) evlâtlarınız hakkında
-
4-Nisâ 11
lâ tedrûne : idrak edemezsiniz, bilmezsiniz, bilemezsiniz
-
4-Nisâ 11
minallâhi (min allâhi) : Allah'tan, Allah tarafından
-
4-Nisâ 11
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
4-Nisâ 12
kelâleten : kişinin evlâdı veya anne ve babası olmaması (kardeşi, dayısı veya amcası gibi ikinci derece yakınların olması)
-
4-Nisâ 12
min allâhi : Allah'tan, Allah tarafından
-
4-Nisâ 12
ve allâhu : ve Allah
-
4-Nisâ 13
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 13
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 14
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 15
vellâtî (ve ellâtî ) : ve onlar (kadınlar)
-
4-Nisâ 15
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 16
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 17
alâ allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 17
fe ulâike : işte onlar
-
4-Nisâ 17
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 17
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 18
ve lâ ellezîne : ve onlara olmaz, onlar için değildir
-
4-Nisâ 18
ulâike : işte onlar
-
4-Nisâ 19
lâ yahıllu : helâl olmaz, helâl değldir
-
4-Nisâ 19
ve lâ ta'dulû-hunne : ve onlara baskı yapmayın, sıkıştırmayın
-
4-Nisâ 19
illâ : hariç
-
4-Nisâ 19
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 20
lâ te'huzû : almayın
-
4-Nisâ 21
ba'du-kum ilâ ba'dın : birbirinize, birbirinizle
-
4-Nisâ 22
ve lâ tenkihû : ve siz nikâhlamayın
-
4-Nisâ 22
illâ : hariç
-
4-Nisâ 23
ve halâtu-kum : ve teyzeleriniz
-
4-Nisâ 23
ellâtî : ki onlar
-
4-Nisâ 23
ellâti fî hucûri-kum : sizin hücrelerinizde, odalarınızda, himayenizde olanlar
-
4-Nisâ 23
ellâti dehaltum : gerdeğe girdiğiniz (birleştiğiniz kadınlar)
-
4-Nisâ 23
lâ cunâha : günah yoktur
-
4-Nisâ 23
ve halâilu : ve hanımları, eşleri
-
4-Nisâ 23
min aslâbi-kum : sizin sulbunuzdan, soyunuzdan, neslinizden
-
4-Nisâ 23
illâ : hariç, ancak
-
4-Nisâ 23
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 24
illâ : hariç, ...'den başka
-
4-Nisâ 24
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 24
ve lâ cunâha : ve günah yoktur
-
4-Nisâ 24
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 25
ve allâhu : ve Allah
-
4-Nisâ 25
ve lâ muttehızâti : ittehaz etmeyenler, edinmeyenler
-
4-Nisâ 25
mâ alâ : ...'a olan şey
-
4-Nisâ 25
ve allâhu : ve Allah
-
4-Nisâ 26
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 26
ve allâhu : ve Allah
-
4-Nisâ 27
ve allâhu : ve Allah
-
4-Nisâ 28
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 29
lâ te'kulû : yemeyin
-
4-Nisâ 29
illâ : ancak, hariç
-
4-Nisâ 29
ve lâ taktulû : ve öldürmeyin
-
4-Nisâ 29
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 30
alâ allâhi : Allah'a (Allah için)
-
4-Nisâ 32
ve lâ tetemennev : ve temenni etmeyin
-
4-Nisâ 32
mâ faddala : üstün kıldığı şeyleri
-
4-Nisâ 32
allâhû : Allah
-
4-Nisâ 32
alâ ba'dın : bazısına, bir kısmına
-
4-Nisâ 32
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 32
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 33
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 33
alâ kulli şey'in : her şeye
-
4-Nisâ 34
alâ en nisâi : kadınlar üzerinde
-
4-Nisâ 34
faddala : üstün kıldı
-
4-Nisâ 34
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 34
alâ ba'dın : bir kısmına, bazılarına, diğerlerine
-
4-Nisâ 34
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 34
ve ellâtî : ve onlar (kadınlar)
-
4-Nisâ 34
lâ tebgû : aramayın
-
4-Nisâ 34
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
4-Nisâ 35
ıslâhan : ıslâh etme, düzelme
-
4-Nisâ 35
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 35
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 36
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 36
ve lâ tuşrikû : ve ortak koşmayın
-
4-Nisâ 36
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 36
lâ yuhıbbu : sevmez
-
4-Nisâ 37
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 38
ve lâ yu'minûne : ve îmân etmezler
-
4-Nisâ 38
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 38
ve lâ : ve değil, olmaz
-
4-Nisâ 39
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 39
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 39
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 40
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 40
lâ yazlimu : zulmetmez, haksızlık yapmaz
-
4-Nisâ 41
alâ hâulâi : onların üzerine
-
4-Nisâ 42
ve lâ yektumûne : ve gizleyemezler
-
4-Nisâ 42
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 43
lâ takrabû : yaklaşmayın
-
4-Nisâ 43
es salâte : namaz
-
4-Nisâ 43
ve lâ : ve olmaz
-
4-Nisâ 43
illâ : hariç
-
4-Nisâ 43
alâ : üzerinde, ...'de
-
4-Nisâ 43
lâmestum : yaklaşıp dokundunuz (cinsi temasta bulundunuz)
-
4-Nisâ 43
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 44
ilâ ellezîne : onları
-
4-Nisâ 44
ed dalâlete : dalâleti, sapıklığı
-
4-Nisâ 45
ve allâhu : ve Allah
-
4-Nisâ 45
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 45
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 46
ve lâkin : ve fakat
-
4-Nisâ 46
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 46
lâ yu'minûne : îmân etmezler
-
4-Nisâ 46
illâ : hariç
-
4-Nisâ 47
alâ : ...'a
-
4-Nisâ 47
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 48
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 48
lâ yagfiru : bağışlamaz, affetmez, mağfiret etmez
-
4-Nisâ 48
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 49
ilâ ellezine : onları
-
4-Nisâ 49
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 49
ve lâ yuzlemûne : ve zulmedilmez, zulüm olunmazlar
-
4-Nisâ 50
alâ allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 51
ilâ ellezine : onları, ... olan kimseleri, ... olanları
-
4-Nisâ 51
hâulâi : bunlar
-
4-Nisâ 52
ulâike : işte onlar
-
4-Nisâ 52
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 52
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 53
lâ yu'tûne : vermezler
-
4-Nisâ 54
alâ : ...'a
-
4-Nisâ 54
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 56
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 58
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 58
ilâ : ...'e
-
4-Nisâ 58
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 58
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 59
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 59
ilâ allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 59
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 60
ilâ ellezîne : onları
-
4-Nisâ 60
ilâ et tâgûti : şeytan ve onun avanesi
-
4-Nisâ 60
dalâlen : dalâlet
-
4-Nisâ 61
ilâ : ...'a
-
4-Nisâ 61
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 61
ve ilâ : ve ...'a
-
4-Nisâ 62
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 62
in .....(illâ) : sadece
-
4-Nisâ 62
(in)....illâ : sadece
-
4-Nisâ 63
ulâike : işte onlar
-
4-Nisâ 63
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 64
illâ : ....'den başka
-
4-Nisâ 64
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 64
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 64
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 65
fe lâ : artık hayır
-
4-Nisâ 65
lâ yu'minûne : îmân etmezler
-
4-Nisâ 65
lâ yecidû : bulmazlar
-
4-Nisâ 66
illâ : ....'den başka, hariç
-
4-Nisâ 69
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 69
ulâike : işte onlar
-
4-Nisâ 69
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 69
ulâike : işte onlar
-
4-Nisâ 70
min allâhi : Allah'tan
-
4-Nisâ 70
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 72
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 73
min allâhi : Allah'tan
-
4-Nisâ 74
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 74
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 75
lâ tukâtilûne : savaşmıyorsunuz
-
4-Nisâ 75
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
4-Nisâ 76
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 77
ilâ : ...'i, ...'e
-
4-Nisâ 77
es salâte : namaz
-
4-Nisâ 77
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 77
lev lâ : olmaz mı, olmaz mıydı,
-
4-Nisâ 77
ilâ : ...'e
-
4-Nisâ 77
ve lâ tuzlemûne : ve zulmedilmezsiniz, size haksızlık yapılmaz
-
4-Nisâ 78
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 78
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 78
mâ li hâulâi : bunlara ne oluyor
-
4-Nisâ 78
lâ yekâdûne : neredeyse olmayacak, olmuyor
-
4-Nisâ 79
min allâhi : Allah'tan
-
4-Nisâ 79
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 80
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 80
tevellâ : yüz çevirir, döner
-
4-Nisâ 81
ve allâhu : ve Allah
-
4-Nisâ 81
alâ allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 81
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 82
lâ yetedebberûne : tedebbür etmezler, tetkik edip düşünmezler, incelemezler
-
4-Nisâ 82
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 82
ihtilâfen : ihtilâflar, ayrılıklar, zıtlıklar, çelişki
-
4-Nisâ 83
ilâ : ...'e
-
4-Nisâ 83
ve ilâ : ve ...'e
-
4-Nisâ 83
ve lev lâ : ve eğer olmasaydı
-
4-Nisâ 83
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 83
illâ : hariç
-
4-Nisâ 84
sebîli allâhi : Allah'ın yolu
-
4-Nisâ 84
lâ tukellefu : ssen mükellef, sorumlu tutulmazsın
-
4-Nisâ 84
illâ : ...'den başka, hariç
-
4-Nisâ 84
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 84
ve allâhu : Allah
-
4-Nisâ 85
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 85
alâ : ...'a
-
4-Nisâ 86
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 86
alâ : ...'a
-
4-Nisâ 87
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 87
lâ : yok
-
4-Nisâ 87
ilâhe : ilâh
-
4-Nisâ 87
illâ : ...'den başka, hariç
-
4-Nisâ 87
ilâ : ...'a
-
4-Nisâ 87
lâ : yok, değil, olmaz
-
4-Nisâ 87
min allâhi : Allah'tan
-
4-Nisâ 88
ve allâhu : ve Allah
-
4-Nisâ 88
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 88
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 89
lâ tettehızû : edinmeyin
-
4-Nisâ 89
sebîli allâhi : Allah'ın yolu
-
4-Nisâ 89
lâ tettehızû : siz edinmeyin
-
4-Nisâ 89
ve lâ : ve yok, değil, olmaz
-
4-Nisâ 90
illâ : hariç
-
4-Nisâ 90
ilâ : ...'e
-
4-Nisâ 90
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 90
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 91
ilâ : ...'a
-
4-Nisâ 91
ve ulâi-kum : ve işte size
-
4-Nisâ 92
illâ : hariç
-
4-Nisâ 92
ilâ : ...'a
-
4-Nisâ 92
illâ : hariç, istisna
-
4-Nisâ 92
ilâ : ...'a
-
4-Nisâ 92
min allâhi : Allah'tan
-
4-Nisâ 92
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 93
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 94
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 94
lâ tekûlû : söylemeyin, demeyin
-
4-Nisâ 94
es selâme : selâm
-
4-Nisâ 94
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 94
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 94
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 95
lâ : değil
-
4-Nisâ 95
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 95
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 95
alâ : ...'a
-
4-Nisâ 95
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 95
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 95
alâ : ...'a
-
4-Nisâ 96
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 97
el melâiketu : melekler
-
4-Nisâ 97
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 97
ulâike : işte onlar
-
4-Nisâ 98
illâ : ancak, hariç
-
4-Nisâ 98
lâ yestatîûne : gücleri yetmez
-
4-Nisâ 98
lâ yehtedûne : ulaşamazlar
-
4-Nisâ 99
ulâike : işte onlar
-
4-Nisâ 99
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 99
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 100
sebîli allâhi : Allah'ın yolu
-
4-Nisâ 100
ilâ : ...'a
-
4-Nisâ 100
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 100
alâ : ...'a
-
4-Nisâ 100
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 100
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 101
min es salât : namazdan
-
4-Nisâ 102
es salâte : namaz
-
4-Nisâ 102
ve lâ : ve yoktur
-
4-Nisâ 102
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 103
es salâte : namaz
-
4-Nisâ 103
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 103
ve alâ cunûbi-kum : ve yanınız üzerinde, yan üstü iken, yatarken
-
4-Nisâ 103
es salâte : namaz
-
4-Nisâ 103
es salâte : namaz
-
4-Nisâ 103
alâ el mu'minîne : mü'minlerin üzerine
-
4-Nisâ 104
lâ tehinû : gevşeklik göstermeyin
-
4-Nisâ 104
min allâhi : Allah'tan
-
4-Nisâ 104
lâ yercûne : ümit etmiyorlar
-
4-Nisâ 104
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 105
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 105
lâ tekun : sen olma
-
4-Nisâ 106
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 106
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 107
lâ tucâdil an : mücadele etme
-
4-Nisâ 107
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 107
lâ yuhıbbu : sevmez
-
4-Nisâ 108
lâ yestahfûne : gizleyemezler
-
4-Nisâ 108
min allâhi : Allah'tan
-
4-Nisâ 108
lâ yardâ : razı olmadı, razı olmaz
-
4-Nisâ 108
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 109
hâulâi : bu, bunlar, böyle
-
4-Nisâ 109
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 110
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 110
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 111
alâ nefsi-hî : kendi nefsine
-
4-Nisâ 111
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 113
ve lev lâ : ve ... olmasaydı
-
4-Nisâ 113
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 113
illâ : ...'den başka
-
4-Nisâ 113
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 113
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 114
lâ hayra : hayır yoktur
-
4-Nisâ 114
illâ : ...'den başka, hariç
-
4-Nisâ 114
ıslâhın : ıslah etme, düzeltme
-
4-Nisâ 114
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 115
tevellâ : döndü
-
4-Nisâ 116
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 116
lâ yagfiru : affetmez, bağışlamaz, mağfiret etmez
-
4-Nisâ 116
billâhi (bi Allahi) : Allah'a
-
4-Nisâ 116
dalâlen : dalâlet, sapıklık
-
4-Nisâ 117
in ... (illa) : ancak, sadece
-
4-Nisâ 117
illâ ... (in) : ancak, sadece
-
4-Nisâ 117
ve in ... (illa) : ve ancak, sadece
-
4-Nisâ 117
illâ ... (in) : ancak, sadece
-
4-Nisâ 118
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 119
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 119
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 120
illâ : ...'den başka
-
4-Nisâ 121
ulâike : işte onlar
-
4-Nisâ 121
lâ yecidûne : bulamazlar
-
4-Nisâ 122
va'de allâhi : Allah'ın vaadi
-
4-Nisâ 122
min allâhi : Allah
-
4-Nisâ 123
ve lâ emâniyyi : ve emaniyye değil
-
4-Nisâ 123
ve lâ yecid : ve bulamaz
-
4-Nisâ 123
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 123
ve lâ : ve olmaz, değil, yok
-
4-Nisâ 124
fe ulâike : o taktirde işte onlar
-
4-Nisâ 124
lâ yuzlemûne : zulmedilmez, haksızlık yapılmaz
-
4-Nisâ 125
li allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 125
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 126
ve li allâhi : ve Allah'ındır
-
4-Nisâ 126
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 127
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 127
yutlâ : tilâvet olunan, okunup açıklanan
-
4-Nisâ 127
lâ tu'tûne-hunne : onlara vermiyorsunuz
-
4-Nisâ 127
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 128
lâ cunâha : günah yoktur
-
4-Nisâ 128
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 129
lâ temîlû : meyletmeyin
-
4-Nisâ 129
el muallakati : muallakta, boşlukta
-
4-Nisâ 129
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 130
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 130
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 131
ve li allâhi : ve Allah'ın, Allah'a ait
-
4-Nisâ 131
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 131
li allâhi : Allah'ın
-
4-Nisâ 131
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 132
ve li allâhi : ve Allah'ın, Allah'a ait
-
4-Nisâ 132
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 133
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 133
alâ : ...'a
-
4-Nisâ 134
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 134
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 135
li allâhi : Allah için
-
4-Nisâ 135
alâ enfusı-kum : kendi nefslerinize, kendinize
-
4-Nisâ 135
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 135
evlâ : daha yakın
-
4-Nisâ 135
lâ tettebiû : tâbî olmayın, uymayın
-
4-Nisâ 135
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 136
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 136
alâ resûli-hî : onun resûlüne, kendi resûlüne, resûlüne
-
4-Nisâ 136
bi allâhi : Allah'ı
-
4-Nisâ 136
ve melâiketi-hî : ve onun melekleri
-
4-Nisâ 136
dalâlen : dalâlet
-
4-Nisâ 137
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 137
ve lâ : ve olmaz, değil
-
4-Nisâ 139
li allâhi : Allah'ın, Allah'a ait
-
4-Nisâ 140
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 140
lâ tak'udû : oturmayın
-
4-Nisâ 140
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 141
min allâhi : Allah'tan
-
4-Nisâ 141
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 141
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 141
alâ el mu'minîne : mü'minler üzerine, mü'minlere karşı
-
4-Nisâ 142
allahe : Allah
-
4-Nisâ 142
ilâ es salâti : namaza
-
4-Nisâ 142
kusâlâ : üşenerek
-
4-Nisâ 142
lâ yezkurûne : zikretmezler
-
4-Nisâ 142
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 142
illâ : ...'dan başka, hariç
-
4-Nisâ 143
lâ ilâ hâulâi : onlarla (bunlarla) olmazlar (ne bunlarla olurlar)
-
4-Nisâ 143
ve lâ ilâ hâulâi : ve onlarla olmazlar
-
4-Nisâ 143
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 144
lâ tettehızû : edinmeyin
-
4-Nisâ 144
li allâhi : Allah için, Allah'a
-
4-Nisâ 146
illâ : ...den başka, hariç
-
4-Nisâ 146
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 146
li allâhi : Allah'a, Allah için
-
4-Nisâ 146
ulâike : işte onlar
-
4-Nisâ 146
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 147
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 147
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 148
lâ yuhibbu : sevmez
-
4-Nisâ 148
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 148
illâ : hariç, ...'den başka
-
4-Nisâ 148
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 149
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 150
bi allâhi : Allah'ı
-
4-Nisâ 150
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 151
ulâike : işte onlar
-
4-Nisâ 152
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 152
ulâike : işte onlar
-
4-Nisâ 152
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 153
allâhe : Allah
-
4-Nisâ 154
lâ ta'dû : hakka tecavüz etmeyin, hudutları aşmayın
-
4-Nisâ 155
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 155
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 155
lâ yu'minûne : îmân etmezler
-
4-Nisâ 155
illâ : ...'den başka, hariç
-
4-Nisâ 156
alâ meryeme : Hz.Meryem'e
-
4-Nisâ 157
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 157
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
4-Nisâ 157
mâ....(illâ) : ...'den başka olmadı
-
4-Nisâ 157
(mâ)....illâ : ...'den başka olmadı
-
4-Nisâ 158
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 158
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 159
in .... (illâ) : ancak
-
4-Nisâ 159
(in) ...illâ : ancak
-
4-Nisâ 160
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 162
lâkin : lakin, fakat
-
4-Nisâ 162
es salâte : namaz
-
4-Nisâ 162
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 162
ulâike : işte onlar
-
4-Nisâ 163
ilâ nûhin : Hz.Nuh'a
-
4-Nisâ 163
ilâ ibrâhîme : Hz. İbrâhîm'e
-
4-Nisâ 164
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 165
ellâ yekûne : olmaması
-
4-Nisâ 165
alâ allâhi : Allah'a karşı
-
4-Nisâ 165
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 166
lâkin : lâkin, fakat, öyle ki
-
4-Nisâ 166
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 166
ve el melâiketu : ve melekler
-
4-Nisâ 166
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 167
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 167
dalâlen : dalâlet
-
4-Nisâ 168
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 168
lâ li yehdiye-hum : onları hidayet edecek değil
-
4-Nisâ 169
illâ : ancak, sadece
-
4-Nisâ 169
alâ allâhi : Allah'a, Allah için
-
4-Nisâ 170
li allâhi : Allah için, Allah'ın
-
4-Nisâ 170
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 171
lâ taglû : haddi aşmayın
-
4-Nisâ 171
lâ tekûlû : demeyin, söylemeyin
-
4-Nisâ 171
alâ allâhi : Allah'a karşı
-
4-Nisâ 171
illâ : ...'den başka, hariç
-
4-Nisâ 171
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 171
ilâ meryeme : Hz. Meryem'e
-
4-Nisâ 171
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 171
ve lâ tekûlû : ve demeyin, söylemeyin
-
4-Nisâ 171
selâsetun : üçtür
-
4-Nisâ 171
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 171
ilâhun : ilâh
-
4-Nisâ 171
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 172
li allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 172
ve lâ : ve olmaz
-
4-Nisâ 172
el melâiketu : melekler
-
4-Nisâ 173
lâ yecidûne : bulamazlar
-
4-Nisâ 173
allâhi : Allah
-
4-Nisâ 173
ve lâ : ve olmaz
-
4-Nisâ 175
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 176
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 176
fî el kelâleti : anne ve babası ve çocuğu olmayan kimse hakkında (dayı, amca, kardeş gibi ikinci derecede akrabaları olan kimse hakkında)
-
4-Nisâ 176
allâhu : Allah
-
4-Nisâ 176
vallâhu : ve Allah
-
40-Mü'min 2
min allâhi : Allah'tan
-
40-Mü'min 3
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
40-Mü'min 3
illâ : den başka
-
40-Mü'min 4
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
40-Mü'min 4
illâ : den başka
-
40-Mü'min 4
lâ yagrur-ke : seni aldatmasın
-
40-Mü'min 4
fî el bilâdi : şehirler arasında, şehirlerde, beldelerde
-
40-Mü'min 6
alâ ellezîne : onların üzerine, onlara
-
40-Mü'min 8
ve men salaha : ve o kimse salâh makamına ulaştı
-
40-Mü'min 10
maktu allâhi : Allah'ın gadabı, öfkesi
-
40-Mü'min 10
ilâ el îmâni : îmâna
-
40-Mü'min 11
ilâ hurûcin : çıkışa, çıkış için, çıkmaya
-
40-Mü'min 12
izâ duiye allâhu : Allah'a davet edildiği, çağrıldığı zaman
-
40-Mü'min 12
li allâhi : Allah'a aittir
-
40-Mü'min 13
illâ : ancak, den başka
-
40-Mü'min 14
ud'û allâhe : Allah'a dua edin
-
40-Mü'min 15
alâ men : kimseye
-
40-Mü'min 15
yevme et telâkı : Allah'a mülâki olma (ulaşma) günü
-
40-Mü'min 16
lâ yahfâ : gizli kalmaz
-
40-Mü'min 16
alâ allâhi : Allah'a
-
40-Mü'min 16
li allâhi : Allah için, Allah'a ait, Allah'ın
-
40-Mü'min 17
lâ zulme : zulüm yoktur
-
40-Mü'min 17
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
40-Mü'min 18
ve lâ : ve yoktur
-
40-Mü'min 20
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
40-Mü'min 20
lâ yakdûne : hükmedemezler, hüküm veremezler
-
40-Mü'min 20
inne allâhe : muhakkak Allah
-
40-Mü'min 21
ehaze-hum allâhu : Allah onları aldı, yakaladı
-
40-Mü'min 21
allâhi : Allah
-
40-Mü'min 22
ehaze-hum allâhu : Allah onları aldı, yakaladı
-
40-Mü'min 24
ilâ fir'avne : firavuna
-
40-Mü'min 25
illâ : ancak, den başka
-
40-Mü'min 25
fî dalâlin : dalâlette, sapıklık içinde
-
40-Mü'min 27
lâ yû'minu : mü'min olmazlar, îmân etmezler, inanmazlar
-
40-Mü'min 28
rabbî allâhu : Rabbim Allah
-
40-Mü'min 28
inne allâhe : muhakkak Allah
-
40-Mü'min 28
lâ yehdî : hidayete erdirmez
-
40-Mü'min 29
be'si allâhi : Allah'ın şiddetli azabı
-
40-Mü'min 29
illâ : ancak, yalnızca
-
40-Mü'min 29
illâ : ancak, sadece, den başka
-
40-Mü'min 31
ve mâ allâhu yurîdu : ve Allah dilemez
-
40-Mü'min 33
min allâhi : Allah'tan
-
40-Mü'min 33
yudlilillâhu (yudlili allâhu) : Allah dalâlette bırakır
-
40-Mü'min 34
len yeb'ase allâhu : Allah asla beas etmez, göndermez
-
40-Mü'min 34
yudıllullâhu : (yudıllu allâhu)
-
40-Mü'min 34
allâhu : Allah
-
40-Mü'min 35
fî âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri hakkında
-
40-Mü'min 35
indallâhi (inde allâhi) : Allah'ın indinde, katında
-
40-Mü'min 35
allâhu : Allah
-
40-Mü'min 35
alâ kulli : hepsinin üzerine
-
40-Mü'min 37
ilâ ilâhi : ilâha
-
40-Mü'min 37
illâ : ancak, sadece, den başka
-
40-Mü'min 40
lâ yuczâ : cezalandırılmaz
-
40-Mü'min 40
illâ : ancak, den başka, sadece
-
40-Mü'min 40
fe ulâike : ve işte onlar
-
40-Mü'min 41
ilâ en necâti : kurtuluşa
-
40-Mü'min 41
ilâ en nâri : ateşe
-
40-Mü'min 42
bi allâhi : Allah'ı
-
40-Mü'min 42
ilâ el azîzi : azîz, üstün ve güçlü olana
-
40-Mü'min 43
lâ cereme : hükmü yok, yetkisi yok
-
40-Mü'min 43
ve lâ : ve yoktur
-
40-Mü'min 43
ilâ allâhi : Allah'a
-
40-Mü'min 44
ilâ allâhi : Allah'a
-
40-Mü'min 44
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
40-Mü'min 45
allâhu : Allah
-
40-Mü'min 48
innallâhe (inne allâhe) : muhakakk ki Allah
-
40-Mü'min 50
belâ : evet
-
40-Mü'min 50
illâ : sadece, den başka
-
40-Mü'min 50
dalâlin : dalâlet
-
40-Mü'min 52
lâ yenfeu : fayda vermez
-
40-Mü'min 52
ve lehumullâ'netu (lehum el lâ'netu) : ve lânet onlar içindir
-
40-Mü'min 55
va'de allâhi : Allah'ın vaadi
-
40-Mü'min 56
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
40-Mü'min 56
illâ (in ... illâ) : ancak, sadece
-
40-Mü'min 56
bi allâhi : Allah'a
-
40-Mü'min 57
lâkinne : lâkin, fakat
-
40-Mü'min 57
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
40-Mü'min 58
ve lâ : ve değil
-
40-Mü'min 59
lâ reybe : kuşku, şüphe yoktur
-
40-Mü'min 59
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
40-Mü'min 59
lâ yû'minûne : îmân etmezler, inanmazlar
-
40-Mü'min 61
allâhu : Allah
-
40-Mü'min 61
allâhe : Allah
-
40-Mü'min 61
alâ en nâsi : insanlara, insanlar üzerinde
-
40-Mü'min 61
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
40-Mü'min 61
lâ yeşkurûne : şükretmezler
-
40-Mü'min 62
allâhu : Allah
-
40-Mü'min 62
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
40-Mü'min 62
illâ : ancak, den başka
-
40-Mü'min 63
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
40-Mü'min 64
allâhu : Allah
-
40-Mü'min 64
allâhu : Allah
-
40-Mü'min 64
allâhu : Allah
-
40-Mü'min 65
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
40-Mü'min 65
illâ huve : ondan başka
-
40-Mü'min 65
li allâhi : Allah için, Allah'a mahsus
-
40-Mü'min 66
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
40-Mü'min 67
halaka-kum : sizi yarattı
-
40-Mü'min 67
alakatin : alaka, bir noktaya asılı damla, embriyo
-
40-Mü'min 69
ilellezîne (ilâ ellezîne) : onları
-
40-Mü'min 69
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
40-Mü'min 71
el aglâlu : halkalar
-
40-Mü'min 71
es selâsilu : zincirler
-
40-Mü'min 74
dûni allâhi : Allah'tan başka
-
40-Mü'min 74
allâhu : Allah
-
40-Mü'min 77
va'dallâhi (va'de allâhi) : Allah'ın vaadi
-
40-Mü'min 78
illâ : olmadan
-
40-Mü'min 78
bi izni allâhi : Allah'ın izni ile
-
40-Mü'min 78
emru allâhi : Allah'ın emri
-
40-Mü'min 79
allâhu : Allah
-
40-Mü'min 80
ve alâ : ve üzerinde
-
40-Mü'min 81
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
40-Mü'min 84
bi allâhi : Allah'a
-
40-Mü'min 85
sunnete allâhi : Allah'ın sünneti
-
41-Fussilet 4
lâ yesmeûne : işitmezler
-
41-Fussilet 6
ilâhu-kum : sizin ilâhınız
-
41-Fussilet 6
ilâhun : ilâh
-
41-Fussilet 7
lâ yû'tûne : vermezler
-
41-Fussilet 9
halaka : yarattı
-
41-Fussilet 11
iles semâi (ilâ es semâi) : semaya
-
41-Fussilet 14
ellâ ta'budû : kulluk etmemeniz için
-
41-Fussilet 14
illâ : den başka
-
41-Fussilet 14
allâhe : Allah
-
41-Fussilet 14
melâiketen : melekler
-
41-Fussilet 15
allâhe : Allah
-
41-Fussilet 15
halaka-hum : onları yarattı
-
41-Fussilet 16
lâ yunsarûne : yardım olunmazlar
-
41-Fussilet 17
alâ : karşı
-
41-Fussilet 19
a'dâu allâhi : Allah'ın düşmanları
-
41-Fussilet 19
ilâ en nâri : ateşe
-
41-Fussilet 21
allâhu : Allah
-
41-Fussilet 21
ve huve halaka-kum : ve o sizi yarattı
-
41-Fussilet 22
ve lâ : ve olmaz
-
41-Fussilet 22
ve lâ : ve olmaz
-
41-Fussilet 22
ve lâkin : lâkin, fakat
-
41-Fussilet 22
allâhe : Allah
-
41-Fussilet 22
lâ ya'lemu : bilmez, bilmiyor
-
41-Fussilet 26
lâ tesmeû : dinlemeyin
-
41-Fussilet 28
a'dâillâhi (a'dâi allâhi) : Allah'ın düşmanları
-
41-Fussilet 29
edallâ-nâ : bizi saptırdı
-
41-Fussilet 30
allâhu : Allah
-
41-Fussilet 30
el melâiketu : melekler
-
41-Fussilet 30
ellâ tehâfû : korkmayın
-
41-Fussilet 30
ve lâ tahzenû : ve mahzun olmayın
-
41-Fussilet 33
ilâllâhi (ilâ allâhi) : Allah'a
-
41-Fussilet 34
ve lâ testevî : ve eşit, müsavi değil
-
41-Fussilet 34
lâ : değil
-
41-Fussilet 35
ve mâ yulakkâ-hâ : ve kavuşturulmaz, ulaştırılmaz
-
41-Fussilet 35
illâ : hariç, den başka
-
41-Fussilet 35
ve mâ yulakkâ-hâ : ve kavuşturulmaz, ulaştırılmaz
-
41-Fussilet 35
illâ : hariç, den başka
-
41-Fussilet 36
bi allâhi : Allah'a
-
41-Fussilet 37
lâ tescudû : secde etmeyin
-
41-Fussilet 37
ve lâ : ve değil
-
41-Fussilet 37
li allâhi : Allah'a
-
41-Fussilet 37
halaka-hunne : onları (ikisini) yarattı
-
41-Fussilet 38
lâ yes'emûne : bıkmazlar, usanmazlar
-
41-Fussilet 39
alâ : üzerine
-
41-Fussilet 40
lâ yahfevne : gizli kalmazlar
-
41-Fussilet 42
lâ ye'tî-hi : ona gelmez
-
41-Fussilet 42
ve lâ : ve değil, olmaz
-
41-Fussilet 43
illâ : den baska
-
41-Fussilet 44
lâ : değil
-
41-Fussilet 44
lâ yû'minûne : mü'min olmazlar, îmân etmezler
-
41-Fussilet 44
ulâike : işte onlar
-
41-Fussilet 45
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
41-Fussilet 46
bi zallâmin : çok zalim, çok haksızlık yapan
-
41-Fussilet 47
ve lâ tedau : ve koyamaz, doğuramaz
-
41-Fussilet 47
illâ : den başka, hariç, olmaksızın, olmadan
-
41-Fussilet 49
lâ yes'emu : bıkmaz, usanmaz
-
41-Fussilet 50
ilâ rabbî : Rabbime
-
41-Fussilet 51
alâ : ... a
-
41-Fussilet 52
indillâhi (indi allâhi) : Allah'ın indinde, katında
-
41-Fussilet 53
alâ kulli şey'in : herşeye
-
41-Fussilet 54
e lâ : (öyle) değil mi
-
41-Fussilet 54
e lâ : (öyle) değil mi
-
42-Şûrâ 3
ve ilâ ellezîne : ve onlara
-
42-Şûrâ 3
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 5
ve el melâiketu : ve melekler
-
42-Şûrâ 5
e lâ : (öyle) değil mi
-
42-Şûrâ 5
allâhe : Allah
-
42-Şûrâ 6
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 7
lâ reybe : şüphe yoktur
-
42-Şûrâ 8
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 8
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
42-Şûrâ 8
ve lâ : ve yoktur
-
42-Şûrâ 9
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 9
alâ kulli şey'in : herşeye
-
42-Şûrâ 10
ilâ allâhi : Allah'a ait
-
42-Şûrâ 10
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 13
ve lâ teteferrekû : ve ayrılığa düşmeyin, fırkalara ayrılmayın
-
42-Şûrâ 13
alâ el muşrikîne : müşriklere
-
42-Şûrâ 13
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 14
illâ : den başka
-
42-Şûrâ 14
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
42-Şûrâ 14
ilâ ecelin : bir ecele kadar, tayin edilmiş bir zamana kadar
-
42-Şûrâ 15
ve lâ tettebi' : ve tâbî olma
-
42-Şûrâ 15
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 15
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 15
lâ huccete : huccet, çekişme yoktur
-
42-Şûrâ 15
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 16
fî allâhi : Allah hakkında
-
42-Şûrâ 17
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 18
lâ yû'minûne : mü'min olmazlar, inanmazlar
-
42-Şûrâ 18
e lâ : değil mi
-
42-Şûrâ 18
dalâlin : dalâlet
-
42-Şûrâ 19
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 19
latîfun : lâtif, lütuf sahibi
-
42-Şûrâ 21
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 21
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
42-Şûrâ 23
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 23
lâ es'elu-kum : sizden istemiyorum
-
42-Şûrâ 23
illâ : dan başka, sadece
-
42-Şûrâ 23
allâhe : Allah
-
42-Şûrâ 24
alâ allâhi : Allah'a karşı
-
42-Şûrâ 24
yeşei allâhu : Allah dilerse
-
42-Şûrâ 24
alâ : üzerini
-
42-Şûrâ 24
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 24
el bâtıla : bâtıl
-
42-Şûrâ 27
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 27
ve lâkin : ve fakat
-
42-Şûrâ 29
alâ cem'i-him : onların hepsi üzerine
-
42-Şûrâ 31
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
42-Şûrâ 31
ve lâ : ve yoktur
-
42-Şûrâ 32
el a'lâmi : yüksek dağlar
-
42-Şûrâ 33
alâ zahri-hi : onun üzerinde
-
42-Şûrâ 36
allâhi : Allah
-
42-Şûrâ 36
ve alâ rabbi-him : ve Rab'lerine
-
42-Şûrâ 38
es salâte : namaz
-
42-Şûrâ 40
alâ allâhi : Allah'a ait
-
42-Şûrâ 40
lâ yuhıbbu : sevmez
-
42-Şûrâ 41
ulâike : işte onlar
-
42-Şûrâ 42
alâ ellezîne : onların üzerine
-
42-Şûrâ 42
ulâike : işte onlar
-
42-Şûrâ 44
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 44
ilâ mereddin : geri dönüşe
-
42-Şûrâ 45
e lâ : (öyle) değil mi
-
42-Şûrâ 46
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
42-Şûrâ 46
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 47
lâ meredde : geri döndürülmeyecek olan
-
42-Şûrâ 47
min allâhi : Allah'tan, Allah tarafından
-
42-Şûrâ 48
in ... illâ : sadece
-
42-Şûrâ 48
el belâgu : tebliğ
-
42-Şûrâ 49
li allâhi : Allah'a aittir, Allah'ındır
-
42-Şûrâ 51
allâhu : Allah
-
42-Şûrâ 51
illâ : ancak, dışında
-
42-Şûrâ 52
ve lâ : ve olmaz, değil
-
42-Şûrâ 52
ve lâkin : ve fakat
-
42-Şûrâ 52
ilâ : ... e, ... a
-
42-Şûrâ 53
sırâtı allâhi : Allah'ın yolu
-
42-Şûrâ 53
e lâ : değil mi
-
42-Şûrâ 53
Ilâ allâhi : Allah'a
-
43-Zuhruf 7
illâ : ancak, hariç, den başka, olmadan
-
43-Zuhruf 9
halaka : yarattı
-
43-Zuhruf 9
halaka-hunne : onları yarattı
-
43-Zuhruf 12
halaka : yarattı
-
43-Zuhruf 13
alâ zuhûri-hi : onların sırtları üzerine, sırtlarına
-
43-Zuhruf 14
ilâ rabbi-nâ : Rabbimize
-
43-Zuhruf 19
el melâikete : melekler
-
43-Zuhruf 20
in ... (illâ) : eğer olursa, sadece olur
-
43-Zuhruf 20
(in) ... illâ : eğer olursa, sadece olur
-
43-Zuhruf 22
alâ : üzerinde
-
43-Zuhruf 22
alâ : üzerinde
-
43-Zuhruf 23
illâ : ancak, den başka, olmamış olsun
-
43-Zuhruf 23
alâ ummetin : bir ümmet (dîn) üzerinde
-
43-Zuhruf 23
alâ âsâri-him : onların izleri üzerinde
-
43-Zuhruf 27
illâ : hariç
-
43-Zuhruf 29
hâulâi : bunlar (onlar)
-
43-Zuhruf 31
lev lâ : olmaz mı, olsaydı, (öyle) değil mi
-
43-Zuhruf 31
alâ raculin : bir adama
-
43-Zuhruf 33
ve lev lâ : ve olmasaydı
-
43-Zuhruf 40
fî dalâlin : dalâlette
-
43-Zuhruf 43
alâ : üzerinde
-
43-Zuhruf 46
ilâ fir'avne : firavuna
-
43-Zuhruf 46
ve melâi-hi : ve onun (kavminin) ileri gelenleri
-
43-Zuhruf 48
illâ : ancak, den başka, olmadıkça
-
43-Zuhruf 51
lâ tubsirûne : görmüyorsunuz
-
43-Zuhruf 52
ve lâ yekâdu : ve neredeyse olmuyor
-
43-Zuhruf 53
lev lâ : olsaydı olmaz mıydı, olmalı değil miydi
-
43-Zuhruf 53
el melâiketu : melekler
-
43-Zuhruf 58
illâ : den başka
-
43-Zuhruf 59
in ... (illâ) : sadece
-
43-Zuhruf 59
(in) ... illâ : sadece
-
43-Zuhruf 60
melâiketen : melekler
-
43-Zuhruf 61
lâ temterunne (lâ temteru-enne) : sakın şüphe etmeyin
-
43-Zuhruf 62
ve lâ yasudde- enne-kum : ve sakın sizi engellemesin, men etmesin
-
43-Zuhruf 63
ittekû allâhe : Allah'a karşı takva sahibi olun
-
43-Zuhruf 64
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
43-Zuhruf 66
illâ : den başka, ancak
-
43-Zuhruf 66
lâ yes'urûne : onlar farkında değiller
-
43-Zuhruf 67
el ehillâu : halil olanlar, samimi dostlar
-
43-Zuhruf 67
illâ : ancak, den başka, hariç
-
43-Zuhruf 68
lâ : yoktur, olmaz
-
43-Zuhruf 68
ve lâ : ve yoktur, olmaz
-
43-Zuhruf 75
lâ yufetteru \n(fetere) \n(fettere) : hafifletilmez \n: (gevşetti) \n: (gevşetildi, hafifletildi)
-
43-Zuhruf 76
ve lâkin : ve fakat, lâkin
-
43-Zuhruf 78
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
43-Zuhruf 80
lâ nesmeu : biz işitmeyiz
-
43-Zuhruf 80
belâ : hayır
-
43-Zuhruf 83
yulâkû : mülâki olurlar, karşılaşırlar, kavuşurlar
-
43-Zuhruf 84
ilâhun : ilâh
-
43-Zuhruf 84
ilâhun : ilâh
-
43-Zuhruf 86
ve lâ yemliku : ve malik değildir, gücü yetmez
-
43-Zuhruf 86
illâ : den başka, hariç
-
43-Zuhruf 87
halaka-hum : onları yarattı
-
43-Zuhruf 87
allâhu : Allah
-
43-Zuhruf 88
hâulâi : bunlar
-
43-Zuhruf 88
lâ yû'minûne : mü'min olmazlar
-
43-Zuhruf 89
selâmun : selâm
-
44-Duhân 8
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
44-Duhân 8
illâ : den başka
-
44-Duhân 18
ibâde allâhi : Allah'ın kulları
-
44-Duhân 19
ve en lâ ta'lû : ve ululuk, büyüklük taslamayın
-
44-Duhân 19
alâ allâhi : Allah'a karşı
-
44-Duhân 22
hâulâi : bunlar
-
44-Duhân 32
alâ ilmin : ilim üzere
-
44-Duhân 32
alâ el âlemîne : âlemlerin üzerine, âlemlere
-
44-Duhân 33
belâun : imtihan
-
44-Duhân 34
hâulâi : bunlar
-
44-Duhân 35
in ... (illâ) : sadece
-
44-Duhân 35
(in) ... illâ : sadece
-
44-Duhân 35
el ûlâ : evvelki, ilk
-
44-Duhân 38
ve mâ halaknâ : ve yaratmadık
-
44-Duhân 38
lâibîne : oyun
-
44-Duhân 39
mâ halaknâ-humâ : biz o ikisini yaratmadık
-
44-Duhân 39
illâ : den başka, sadece
-
44-Duhân 39
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
44-Duhân 39
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
44-Duhân 41
lâ yugnî : fayda vermez
-
44-Duhân 41
ve lâ : ve olmaz
-
44-Duhân 42
illâ : ancak, hariç
-
44-Duhân 42
allâhu : Allah
-
44-Duhân 47
ilâ sevâi : ortaya, ortasına
-
44-Duhân 56
lâ yezûkûne : tatmazlar
-
44-Duhân 56
illâ : den başka
-
44-Duhân 56
el ûlâ : evvelki, ilk
-
45-Câsiye 2
min allâhi : Allah'tan, Allah tarafından
-
45-Câsiye 5
vahtilâfi (ve ihtilâfı) : ve ihtilâflı, karşılıklı olması, birbirini takip etmesi
-
45-Câsiye 5
allâhu : Allah
-
45-Câsiye 6
âyâtu allâhi : Allah'ın âyetleri
-
45-Câsiye 6
ba'de allâhi : Allah'tan sonra
-
45-Câsiye 8
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
45-Câsiye 8
tutlâ : okunur
-
45-Câsiye 9
ulâike : işte onlar
-
45-Câsiye 10
ve lâ yugnî : ve fayda vermez
-
45-Câsiye 10
ve lâ : ve olmaz
-
45-Câsiye 10
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
45-Câsiye 12
allâhu : Allah
-
45-Câsiye 14
lâ yercûne : ümit etmeyen, ummayan
-
45-Câsiye 14
eyyâme allahi : Allah'ın günleri
-
45-Câsiye 15
ilâ rabbi-kum : Rabbinize
-
45-Câsiye 16
alâ el âlemîne : âlemlere
-
45-Câsiye 17
ma ihtelefû illâ : den başka ihtilâfa düşmediler
-
45-Câsiye 18
alâ şerîatin : şeriat üzere
-
45-Câsiye 18
ve lâ tettebi' : ve uyma, tâbî olma
-
45-Câsiye 18
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
45-Câsiye 19
min allâhi : Allah'tan
-
45-Câsiye 19
ve allâhu : ve Allah
-
45-Câsiye 22
ve halaka : ve halketti, yarattı
-
45-Câsiye 22
allâhu : Allah
-
45-Câsiye 22
lâ yuzlemûne : zulmedilmezler
-
45-Câsiye 23
ilâhe-hu : onun ilâhı, kendi ilâhı
-
45-Câsiye 23
allâhu : Allah
-
45-Câsiye 23
alâ ilmin : ilim üzere
-
45-Câsiye 23
alâ : üzerine, ... a
-
45-Câsiye 23
alâ : üzerine, ... a
-
45-Câsiye 23
min ba'di allâhi : Allah'tan sonra
-
45-Câsiye 23
lâ tezekkerûne : tezekkür etmiyorsunuz
-
45-Câsiye 24
illâ : ancak, den başka
-
45-Câsiye 24
illâ ed dehru : zamandan başka birşey
-
45-Câsiye 24
in ... (illâ) : yalnız, sadece
-
45-Câsiye 24
(in) ... illâ : yalnız, sadece
-
45-Câsiye 25
tutlâ : okunur
-
45-Câsiye 25
illâ : den başka
-
45-Câsiye 26
allâhu : Allah
-
45-Câsiye 26
ilâ : ... e, ... a
-
45-Câsiye 26
lâ reybe : şüphe yok
-
45-Câsiye 26
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
45-Câsiye 26
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
45-Câsiye 27
ve li allâhi : ve Allah'a aittir
-
45-Câsiye 28
ilâ kitâbihâ : onun kitabına, kendi kitabına
-
45-Câsiye 31
tutlâ : okunur
-
45-Câsiye 32
va'de allâhi : Allah'ın vaadi
-
45-Câsiye 32
lâ reybe : şüphe yoktur
-
45-Câsiye 32
in ... (illâ) : sadece
-
45-Câsiye 32
(in) ... illâ : sadece
-
45-Câsiye 35
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
45-Câsiye 35
lâ yuhrecûne : çıkarılmazlar
-
45-Câsiye 35
ve lâ : ve olmaz
-
45-Câsiye 36
li allâhi : Allah'adır, aittir, mahsustur
-
46-Ahkaf 2
min allâhi : Allah'tan, Allah tarafından
-
46-Ahkaf 3
mâ halak-nâ : yaratmadık
-
46-Ahkaf 3
illâ : den başka, ancak
-
46-Ahkaf 4
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
46-Ahkaf 4
halakû : yarattılar
-
46-Ahkaf 5
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
46-Ahkaf 5
lâ yestecîbu : icabet etmez
-
46-Ahkaf 5
ilâ yevmi el kıyâmeti : kıyâmet gününe kadar
-
46-Ahkaf 7
tutlâ : okundu
-
46-Ahkaf 8
lâ temlikûne : siz tutamazsınız, mani olamazsınız
-
46-Ahkaf 8
min allahi : Allah'tan
-
46-Ahkaf 9
ve lâ : ve olmaz
-
46-Ahkaf 9
in ... (illâ) : sadece, yanlız
-
46-Ahkaf 9
(in) ... illâ : sadece, yalnız
-
46-Ahkaf 9
illâ : ancak, dan başka
-
46-Ahkaf 10
min indi allâhi : Allah'ın katından
-
46-Ahkaf 10
alâ misli-hi : onun misline
-
46-Ahkaf 10
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
46-Ahkaf 10
lâ yehdî : hidayete erdirmez
-
46-Ahkaf 13
rabbunâ allâhu : Rabbimiz Allah
-
46-Ahkaf 13
fe lâ : artık yoktur
-
46-Ahkaf 13
ve lâ hum : ve onlar olmayacak
-
46-Ahkaf 14
ulâike : işte onlar
-
46-Ahkaf 15
selâsûne : otuz
-
46-Ahkaf 15
ve alâ vâlideyye : ve anne-babama
-
46-Ahkaf 16
ulâike ellezîne : işte onlar
-
46-Ahkaf 17
yestegîsânillâhe : ikisi Allah'tan yardım istediler
-
46-Ahkaf 17
va'de allâhi : Allah'ın vaadi
-
46-Ahkaf 17
illâ : ancak, sadece, yalnız
-
46-Ahkaf 18
ulâike ellezîne : işte onlar
-
46-Ahkaf 19
lâ yuzlemûne : zulme uğratılmazlar
-
46-Ahkaf 20
alâ en nâri : ateşe
-
46-Ahkaf 21
ellâ ta'budû : kulluk etmeyin, kul olmayın
-
46-Ahkaf 21
illâllâhe (illâ allâhe) : Allah'tan başka
-
46-Ahkaf 23
indallâhi : Allah'ın katındadır
-
46-Ahkaf 23
ve lâkin-nî : ve fakat, ama, lâkin ben
-
46-Ahkaf 25
lâ yurâ : görünmez olarak
-
46-Ahkaf 25
illâ : ancak, dışında
-
46-Ahkaf 26
ve lâ ebsâru-hum : ve ne de görme hassası
-
46-Ahkaf 26
ve lâ ef'idetu-hum : ve ne de fuad hassası
-
46-Ahkaf 26
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri ile
-
46-Ahkaf 28
lev lâ : olmaz mıydı
-
46-Ahkaf 28
min dûnillâhi : Allah'tan başka
-
46-Ahkaf 29
ilâ : sadece, yalnız
-
46-Ahkaf 30
ilâ el hakkı : Hakk'a
-
46-Ahkaf 30
ve ilâ tarîkin : ve yola, tarîke
-
46-Ahkaf 31
dâiye allâhi : Allah'a davet edene
-
46-Ahkaf 32
lâ yucib : icabet etmezse
-
46-Ahkaf 32
dâiye allâhi : Allah'ın davetçisi
-
46-Ahkaf 32
ulâike : işte o
-
46-Ahkaf 32
fî dalâlin : dalâlet içindedir
-
46-Ahkaf 33
ennallâhellezî : muhakkak ki o
-
46-Ahkaf 33
halaka : yaratan
-
46-Ahkaf 33
alâ en yuhyiye : diriltmeye
-
46-Ahkaf 33
belâ : hayır
-
46-Ahkaf 33
alâ : üzerine
-
46-Ahkaf 34
belâ : evet
-
46-Ahkaf 35
ve lâ testa'cil : ve acelecilik gösterme
-
46-Ahkaf 35
illâ : ancak, sadece
-
46-Ahkaf 35
belâgun : bir tebliğdir
-
46-Ahkaf 35
illa el kavmu : kavimden başkası
-
47-Muhammed 1
an sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolundan
-
47-Muhammed 2
alâ : ... e, üzerine
-
47-Muhammed 3
yadribullâhu : Allah misâl verir, örnek gösterir
-
47-Muhammed 4
yeşâullâhu (yeşâu allâhu) : Allah diler
-
47-Muhammed 4
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
47-Muhammed 4
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
47-Muhammed 7
tensurûllâhe : Allah'a yardım edersiniz
-
47-Muhammed 9
enzelallâhu : Allah'ın indirdiği
-
47-Muhammed 10
demmerallâhu : Allah'ın dumura uğrattığı, helâk ettiği
-
47-Muhammed 11
bi ennallâhe : muhakkak ki Allah
-
47-Muhammed 11
lâ mevlâ : dost yoktur
-
47-Muhammed 12
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
47-Muhammed 13
lâ nâsıre : yardımcı yoktur
-
47-Muhammed 14
alâ : üzerine
-
47-Muhammed 16
ulâike : işte onlar
-
47-Muhammed 16
tabaa allâhu : Allah mühürledi
-
47-Muhammed 16
alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerini
-
47-Muhammed 18
illâ : ancak, dışında, den başka
-
47-Muhammed 19
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
47-Muhammed 19
illâ allâhu : Allah'tan başka
-
47-Muhammed 19
ve allâhu : ve Allah
-
47-Muhammed 20
lev lâ : (öyle) değil mi
-
47-Muhammed 20
evlâ : evlâ, en iyi, en yakın, en uygun
-
47-Muhammed 21
sadekûllâhe : Allah'a sadakat gösterdi, sadık oldu
-
47-Muhammed 23
ulâike : işte onlar
-
47-Muhammed 23
leane-hum allâhu : Allah onları (kendilerini) lânetledi
-
47-Muhammed 24
lâ yetedebberûne : tedebbür etmezler, düşünüp tefekkür etmezler
-
47-Muhammed 24
alâ : üzerinde
-
47-Muhammed 25
alâ edbâri-him : arkalarına
-
47-Muhammed 25
ve emlâ : ve uzun (kötü) emellere yöneltti
-
47-Muhammed 26
nezzele allâhu : Allah'ın indirdiği
-
47-Muhammed 26
vallâhu : ve Allah
-
47-Muhammed 27
el melâiketu : melekler
-
47-Muhammed 28
eshatallâhe : Allah'ı kızdırdı, öfkelendirdi
-
47-Muhammed 29
en len yuhrice allâhu : Allah asla çıkarmaz
-
47-Muhammed 30
fî lahni el kavli : sözlerdeki gizli mânâ, ima
-
47-Muhammed 30
vallâhu : ve Allah
-
47-Muhammed 32
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
47-Muhammed 32
len yedurrû allâhe : Allah'a zarar veremezler
-
47-Muhammed 33
etîû allâhe : Allah'a itaat edin
-
47-Muhammed 33
ve lâ tubtilû : ve bâtıl etmeyin, iptal etmeyin
-
47-Muhammed 34
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
47-Muhammed 34
len yagfire allâhu : Allah asla mağfiret etmez
-
47-Muhammed 35
lâ tehinû : gevşemeyin
-
47-Muhammed 35
ve ted'û \n(lâ ... ted'û) : ve çağırın \n: (çağırmayın)
-
47-Muhammed 35
ilâ es selmi : barışa
-
47-Muhammed 35
vallâhu : ve Allah
-
47-Muhammed 36
laibun : oyun
-
47-Muhammed 36
ve lâ yes'el-kum : ve sizden istemez
-
47-Muhammed 38
hâulâi : bunlar, böyleler
-
47-Muhammed 38
fî sebîlillâhi : Allah'ın yolunda
-
47-Muhammed 38
vallâhu : ve Allah
-
47-Muhammed 38
lâ yekûnû : olmazlar
-
48-Fetih 2
allâhu : Allah
-
48-Fetih 3
allâhu : Allah
-
48-Fetih 4
li allâhi : Allah için, Allah'a ait, Allah'ın
-
48-Fetih 4
allâhu : Allah
-
48-Fetih 4
ve kânallâhu : ve Allah oldu ...dır
-
48-Fetih 5
inde allâhi : Allah'ın indinde, katında
-
48-Fetih 6
bi allâhi : Allah'a
-
48-Fetih 6
allâhu : Allah
-
48-Fetih 7
li allâhi : Allah'a ait, Allah'ın
-
48-Fetih 7
allâhu : Allah
-
48-Fetih 9
bi allâhi : Allah'a
-
48-Fetih 10
yubâyiûne allâhe : Allah'a biat ederler, tâbî olurlar
-
48-Fetih 10
yedu allâhi : Allah'ın eli
-
48-Fetih 10
alâ : üzerine, ... e
-
48-Fetih 10
aleyhullâhe : Allah'a
-
48-Fetih 11
min allâhi : Allah'tan
-
48-Fetih 11
allâhu : Allah
-
48-Fetih 12
ilâ ehlî-him : ehillerine, ailelerine
-
48-Fetih 13
billâhi : Allah'a
-
48-Fetih 14
ve lillâhi : ve Allah'ındır
-
48-Fetih 14
allahu : Allah
-
48-Fetih 15
intalaktum : siz ayrıldınız, gittiniz
-
48-Fetih 15
ilâ megânime : ganimetlere
-
48-Fetih 15
kelâma allâhi : Allah'ın kelâmı
-
48-Fetih 15
allâhu : Allah
-
48-Fetih 15
lâ yefkahûne : fıkıh edemiyorlar, idrak edemiyorlar, anlayamıyorlar
-
48-Fetih 15
illâ : hariç, den başka
-
48-Fetih 16
ilâ : ... e (karşı)
-
48-Fetih 16
allâhu : Allah
-
48-Fetih 17
alâ : ... e, üzerine
-
48-Fetih 17
velâ : yoktur
-
48-Fetih 17
alâ : üzerlerine
-
48-Fetih 17
ve lâ : ve yoktur
-
48-Fetih 17
alâ : ... e, üzerine
-
48-Fetih 17
allâhe : Allah
-
48-Fetih 18
radiye allâhu : Allah razı oldu
-
48-Fetih 19
allâhu : Allah
-
48-Fetih 20
vaade-kum allâhu : Allah vaadetti
-
48-Fetih 21
ehâta allâhu : Allah ihata etti, kuşattı
-
48-Fetih 21
allâhu : Allah
-
48-Fetih 21
alâ : ... e
-
48-Fetih 22
lâ yecidûne : bulamazlar
-
48-Fetih 22
ve lâ : ve olmaz
-
48-Fetih 23
allâhi : Allah
-
48-Fetih 23
sunneti allâhi : Allah'ın sünneti
-
48-Fetih 24
allâhu : Allah
-
48-Fetih 25
ve lev lâ : ve eğer olmasa (bulunmasa)
-
48-Fetih 25
yudhıle allâhu : Allah dahil eder
-
48-Fetih 26
allâhu : Allah
-
48-Fetih 26
alâ : üzerine
-
48-Fetih 26
ve alâ : ve üzerine
-
48-Fetih 26
allâhu : Allah
-
48-Fetih 27
sadaka allâhu : Allah doğruladı
-
48-Fetih 27
in şâe allâhu : eğer Allah dilerse
-
48-Fetih 27
lâ tehâfûne : korkmadan, korkusuzca
-
48-Fetih 28
alâ : üstüne, ...e
-
48-Fetih 28
billâhi : Allah
-
48-Fetih 29
resûlu allâhi : Allah'ın resûlü
-
48-Fetih 29
alâ : ... a
-
48-Fetih 29
allâhi : Allah
-
48-Fetih 29
alâ : üzerinde
-
48-Fetih 29
vaada allâhu : Allah vaadetti
-
49-Hucurât 1
lâ tukaddimû : takdim etmeyin, öne geçmeyin, ileri gitmeyin
-
49-Hucurât 1
allâhi : Allah
-
49-Hucurât 1
ve ittekû allâhe : ve Allah'a karşı takva sahibi olun
-
49-Hucurât 1
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
49-Hucurât 2
lâ terfeû : yükseltmeyin
-
49-Hucurât 2
ve lâ techerû : ve cehren, bağırarak söylemeyin
-
49-Hucurât 2
lâ teş'urûne : şuurunda olmazsınız, farkına varmazsınız
-
49-Hucurât 3
resûli allâhi : Allah'ın Resûlü
-
49-Hucurât 3
ulâike : işte onlar
-
49-Hucurât 3
allâhu : Allah
-
49-Hucurât 4
lâ ya'kılûne : akıl etmiyorlar, akıl etmezler
-
49-Hucurât 5
ve allâhu : ve Allah
-
49-Hucurât 6
alâ : ... a
-
49-Hucurât 7
resûlu allâhi : Allah'ın Resûlü
-
49-Hucurât 7
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
49-Hucurât 7
allâhe : Allah
-
49-Hucurât 7
ulâike : işte onlar
-
49-Hucurât 8
min allâhi : Allah'tan
-
49-Hucurât 8
ve allâhu : ve Allah
-
49-Hucurât 9
alâ el uhrâ : diğerine
-
49-Hucurât 9
ilâ emri allâhi : Allah'ın emrine
-
49-Hucurât 9
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
49-Hucurât 10
ve ittekû allâhe : ve Allah'tan sakının, Allah'a karşı takva sahibi olun
-
49-Hucurât 11
lâ yeshar : alay etmesin
-
49-Hucurât 11
ve lâ nisâun : ve kadınlar ..... olmasın, yapmasın
-
49-Hucurât 11
ve lâ telmizû : ve ayıplamayın
-
49-Hucurât 11
ve lâ tenâbezû : ve çağırmayın
-
49-Hucurât 11
fe ulâike : işte onlar
-
49-Hucurât 12
ve lâ tecessesû : ve tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini, hatalarını araştırmayın), merak etmeyin
-
49-Hucurât 12
ve lâ yagteb : ve gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin)
-
49-Hucurât 12
lâhme : et
-
49-Hucurât 12
ve ittekû allâhe : ve Allah'tan sakının, Allah'a karşı takva sahibi olun
-
49-Hucurât 12
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
49-Hucurât 13
halaknâ-kum : yarattık sizi
-
49-Hucurât 13
inde allâhi : Allah indinde, katında
-
49-Hucurât 13
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
49-Hucurât 14
ve lâkin : ve lâkin, ama, fakat
-
49-Hucurât 14
tutîû allâhe : Allah'a itaat edersiniz
-
49-Hucurât 14
lâ yelit-kum : size (sizden) eksiltmez
-
49-Hucurât 14
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
49-Hucurât 15
bi allâhi : Allah'a
-
49-Hucurât 15
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
49-Hucurât 15
ulâike : işte onlar
-
49-Hucurât 16
e tuallimûne allâhe : Allah'a mı öğretiyorsunuz
-
49-Hucurât 16
ve allâhu : ve Allah
-
49-Hucurât 16
ve allâhu : ve Allah
-
49-Hucurât 17
lâ temunnû : minnet (konusu) etmeyin
-
49-Hucurât 17
islâme-kum : müslümanlığınızı, İslâmlığınızı, teslim olmanızı
-
49-Hucurât 17
allâhu yemunnu : Allah minnet ettirir (siz Allah'a minnettar olun)
-
49-Hucurât 18
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
49-Hucurât 18
ve allâhu : ve Allah
-
5-Mâide 1
illâ mâ yutlâ : okunacak şeyler hariç
-
5-Mâide 1
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
5-Mâide 2
lâ tuhıllû : size helâl kılınmadı, helal saymayın, (saygısızlık yapmayın)
-
5-Mâide 2
şeâire allâhi : Allah'ın şeriatları, şartları, hükümleri
-
5-Mâide 2
ve lâ : ve değil, olmaz, olmamak, yapmamak
-
5-Mâide 2
ve lâ : ve değil, olmaz, olmamak, yapmamak
-
5-Mâide 2
ve lâ : ve değil, olmaz, olmamak, yapmamak
-
5-Mâide 2
el kalâide : boyunları bağlı kurbanlık develer
-
5-Mâide 2
ve lâ : ve değil, olmaz, olmamak, yapmamak
-
5-Mâide 2
fadlan : fazıl
-
5-Mâide 2
ve lâ yecrîmenne-kum : ve sakın size curum yaptırmasın, sakın sizi suça sevk etmesin
-
5-Mâide 2
alâ el birri : birr üzerine, iyilik üzerine
-
5-Mâide 2
ve lâ teâvenû : ve yardımlaşmayın
-
5-Mâide 2
alâ el ismi : günah üzerine
-
5-Mâide 2
ve ittekû allâhe : ve Allah'a (c.c.) karşı takvâ sahibi olun
-
5-Mâide 2
inne allâhe : muhakkak ki Allah (c.c.)
-
5-Mâide 3
ve lahmu el hınzîri : ve domuz eti
-
5-Mâide 3
li gayri Allâhi : Allah'tan başkası için
-
5-Mâide 3
illâ mâ zekkeytum : ancak (yetişip) kesmeniz hariç
-
5-Mâide 3
alâ en nusubi : put üzerine, putlara
-
5-Mâide 3
bi el ezlâmi : fal okları ile
-
5-Mâide 3
fe lâ tahşev-hum : artık onlardan korkmayın
-
5-Mâide 3
islâme dînen : din olarak islâm
-
5-Mâide 3
fe inne Allâhe : artık muhakkak ki Allah (c.c.)
-
5-Mâide 4
Allâhu : Allah (c.c.)
-
5-Mâide 4
isme Allâhi : Allah'ın (c.c.) ismini
-
5-Mâide 4
ve ittekû allâhe : ve Allah'a (c.c.) karşı takva sahibi olun
-
5-Mâide 4
inne Allâhe : muhakkak ki Allah (c.c.)
-
5-Mâide 5
ve lâ muttehızî : ve edinmeyenler
-
5-Mâide 6
ilâ es salâti : namaza
-
5-Mâide 6
ilâ el merâfikı : dirseklere kadar
-
5-Mâide 6
ilâ el ka'beyni : topuk kemiklerine kadar (iki topuk kemiğine kadar)
-
5-Mâide 6
ev alâ seferin : veya yolculuk üzere, yolculukta
-
5-Mâide 6
ev lâmestum : veya yaklaştınız, dokundunuz
-
5-Mâide 6
mâ yurîdu Allâhu : Allah (c.c.) dilemez
-
5-Mâide 6
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
5-Mâide 7
ni'mete allâhi : Allah'ın (c.c.) nimeti
-
5-Mâide 7
ve ittekû allâhe : ve Allah'a (cc.) karşı takvâ sahibi olun
-
5-Mâide 7
inne allâhe : muhakkak ki Allah (c.c.)
-
5-Mâide 8
li allâhi : Allâh (c.c.) için
-
5-Mâide 8
ve lâ yecrimenne-kum : ve sizi sevk etmesin
-
5-Mâide 8
alâ ellâ ta'dilû : adaletsiz olmaya
-
5-Mâide 8
ve ittekû allâhe : ve Allâh'a (c.c.) karşı takva sahibi olun Allâh'a karşı gelmekten sakının
-
5-Mâide 8
inne allâhe : muhakkak ki Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 9
vaade allahu : Allâh (cc). vaad etti
-
5-Mâide 10
ulâike : işte onlar
-
5-Mâide 11
ni'mete allâhi : Allâh'ın (c.c.) nimetini
-
5-Mâide 11
ve ittekû Allâhe : ve Allâh'a karşı takvâ sahibi olun
-
5-Mâide 11
ve alâ Allâhi : ve Allâh'a (cc.)
-
5-Mâide 12
ehaze allâhu : Allâh (c.c.) aldı
-
5-Mâide 12
ve kâle allâhu : ve Allâh (c.c.) dedi (buyurdu)
-
5-Mâide 12
es salâte : namaz
-
5-Mâide 12
ve akradtumu allâhe : ve Allâh'a (c.c.) borç verdiniz
-
5-Mâide 13
ve lâ tezâlu : ve zail olmaz, sürekli, devamlı olur, devam eder
-
5-Mâide 13
alâ hâınetin : hiyanete
-
5-Mâide 13
illâ kalîlen : çok azı hariç
-
5-Mâide 13
inne allâhe : muhakkak ki Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 14
ilâ yevmi el kıyâmeti : kıyamet gününe kadar
-
5-Mâide 14
allâhu : Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 15
min Allâhi nûrun : Allâh (c.c.)'dan bir nur
-
5-Mâide 16
yehdî bihi Allâhu : Allâh onunla (Resûlü ile) hidayet eder (ulaştırır)
-
5-Mâide 16
es selâmi : selamet, teslim
-
5-Mâide 16
ilâ en nûri bi izni-hî : kendi izni ile nur'a aydınlığa
-
5-Mâide 16
ilâ sırâtın mustakîmin : Sırâtı Mustakîm'e, 'Allâh'a (c.c.) ulaştıran yol'a
-
5-Mâide 17
inne allâhe : muhakkak ki Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 17
min allâhi : Allâh (c.c.)'dan
-
5-Mâide 17
ve li Allâhi : ve Allâh'ın (cc.) dır.
-
5-Mâide 17
ve allâhu : ve Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 17
alâ kulli şey'in : her şeye
-
5-Mâide 18
ebnâu allâhi : Allâh'ın (c.c.) oğulları
-
5-Mâide 18
mimmen (min men) halaka : yarattığı kişilerden, yarattıklarından
-
5-Mâide 18
ve li Allâhi : ve Allâh'ın (c.c.)dır.
-
5-Mâide 19
alâ fetretin \n(fetret) : kesintili dönemde \n: (iki vak'a arasında geçen zaman)
-
5-Mâide 19
ve lâ nezîrin : ve bir uyarıcı olmadı (gelmedi)
-
5-Mâide 19
ve allâhu : ve Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 19
alâ kulli şey'in : her şeye
-
5-Mâide 20
ni'mete Allâhi : Allâh (c.c.)'ın nimetini
-
5-Mâide 21
elletî ketebe allâhu : ki onu Allâh (c.c.) yazdı, takdir etti, farz kıldı
-
5-Mâide 21
ve lâ terteddû : ve dönmeyin
-
5-Mâide 21
alâ edbâri-kum : arkanıza
-
5-Mâide 23
kâle raculâni : iki adam dedi
-
5-Mâide 23
en'ame allâhu : Allâh'ın (c.c.) nimet verdiği
-
5-Mâide 23
ve alâ allâhi : ve Allâh'a (cc.)
-
5-Mâide 24
fe kâtilâ : ve böylece ikiniz savaşın
-
5-Mâide 25
innî lâ emliku : muhakkak ki ben malik değilim, sahip olamıyorum
-
5-Mâide 25
illâ nefsî ve ahî : kendimden ve kardeşimden başkasına
-
5-Mâide 26
fe lâ te'se : artık yeise kapılma, üzülme, müteessir olma
-
5-Mâide 26
alâ el kavmi : kavme
-
5-Mâide 27
yetekabbelu allâhu : Allâh (c.c.) kabul eder
-
5-Mâide 28
innî ehâfu Allâhe : muhakkak ki ben Allâh (c.c.)'dan korkarım
-
5-Mâide 31
fe bease allâhu : sonra Allâh (c.c.) gönderdi
-
5-Mâide 32
alâ benî isrâîle : İsrailoğulları'na
-
5-Mâide 33
allâhe ve resûle-hu : Allâh (cc.) ve O'nun Resulu ile
-
5-Mâide 33
min hılâfin : çaprazdan
-
5-Mâide 34
illâ ellezîne tâbû : tövbe edenler hariç
-
5-Mâide 34
enne Allâhe : Allâh (c.c.)'ın ... olduğunu
-
5-Mâide 35
ittekû Allâhe : Allâh'a (c.c.) karşı takvâ sahibi olun
-
5-Mâide 38
min Allâhi : Allâh'tan (c.c.)
-
5-Mâide 38
ve allâhu : ve Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 39
ve aslaha : ve ıslah oldu, düzeldi
-
5-Mâide 39
fe inne allâhe : o taktirde muhakkak ki Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 39
inne allâhe : muhakkak ki Allâh (cc.)
-
5-Mâide 40
enne Allâhe : Allâh (c.c.)'ın ...olduğunu
-
5-Mâide 40
ve Allâhu : ve Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 40
alâ kulli şey'in : her şeye
-
5-Mâide 41
lâ yahzun-ke : seni üzmesin (mahzun etmesin)
-
5-Mâide 41
Allâhu : Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 41
min allâhi şey'en : Allâh (c.c.)'tan birşey
-
5-Mâide 41
ulâike ellezîne : işte o kimseler
-
5-Mâide 41
lem yuridi Allâhu : Allâh (c.c.) dilemedi
-
5-Mâide 42
inne allâhe : muhakkak ki Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 43
fî hâ hukmu Allâhi : içinde Allâh'ın (c.c.) hükümleri var
-
5-Mâide 43
ve mâ ulâike : ve işte onlar değildir
-
5-Mâide 44
min kitâbi allâhi : Allâh'ın (c.c.) Kitabından
-
5-Mâide 44
fe lâ tahşevû : artık korkmayın
-
5-Mâide 44
ve lâ teşterû : ve satmayın
-
5-Mâide 44
bi mâ enzele allâhu : Allâh'ın (c.c.) indirdiği ile
-
5-Mâide 44
fe ulâike hum(u) : o taktirde, işte onlar, onlar
-
5-Mâide 45
bi mâ enzele allâhu : Allâh'ın (cc.) indirdiği şey ile
-
5-Mâide 45
fe ulâike : o taktirde işte onlar
-
5-Mâide 46
alâ âsâri-him : onların izleri üzerine, aynı esaslarla
-
5-Mâide 47
allâhu : Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 47
bi mâ enzele allâhu : Allâh'ın (c.c.) indirdiği ile
-
5-Mâide 47
fe ulâike : o taktirde işte onlar
-
5-Mâide 48
bimâ enzele allâhu : Allah'ın (c.c.) indirdiği şey ile
-
5-Mâide 48
ve lâ tettebi' : ve tâbi olma, uyma
-
5-Mâide 48
ve lev şâe allâhu : ve şayet Allâh (cc.) dileseydi
-
5-Mâide 48
ve lâkin : ve lakin, fakat, ancak, öyle ki
-
5-Mâide 48
ilâ allâhi : Allâh (cc.)'a
-
5-Mâide 49
bi mâ enzele allâhu : Allâh'ın (c.c.) indirdiği ile
-
5-Mâide 49
ve lâ tettebi' : ve tâbi olma, uyma!
-
5-Mâide 49
mâ enzele allâhu ileyke : Allâh'ın (cc.) sana indirdiği şey
-
5-Mâide 49
yurîdu allâhu : Allâh (c.c.) diliyor, istiyor
-
5-Mâide 50
min allâhi : Allâh (cc.)'dan
-
5-Mâide 51
lâ tettehızû : edinmeyin
-
5-Mâide 51
inne allâhe : muhakkak ki Allâh (cc.)
-
5-Mâide 51
lâ yehdî : hidayete erdirmez
-
5-Mâide 52
fe asâ allâhu : oysa, umulur ki Allâh (cc.)
-
5-Mâide 52
alâ mâ eserrû : gizledikleri şeye
-
5-Mâide 53
e hâulâi ellezîne : bunlar o kimseler mi?, onlar bunlar mı?
-
5-Mâide 53
aksemû bi allâhi : Allâh'a (cc.) yemin ettiler (kasem edenler)
-
5-Mâide 54
fe sevfe ye'tî allâhu : o zaman Allâh (cc.) getirecek
-
5-Mâide 54
alâ el mu'minîne : mü'minlere karşı
-
5-Mâide 54
alâ el kâfirîne : kâfirlere
-
5-Mâide 54
fî sebîli allâhi : Allâh'ın (cc.) yolunda
-
5-Mâide 54
ve lâ yehâfûne : ve korkmazlar
-
5-Mâide 54
levmete lâimin : kınayanın kınaması
-
5-Mâide 54
zâlike fadlu allâhi : işte bu Allâh'ın (cc.) fazlı
-
5-Mâide 54
ve allâhu : ve Allâh (cc.)
-
5-Mâide 55
allâhu ve resûlu-hu : Allâh (cc.) ve O'nun Resulü
-
5-Mâide 55
es salâte : namaz
-
5-Mâide 56
allâhe ve resûle-hu : Allâh (cc.) ve O'nun Resulü
-
5-Mâide 56
hızbe allâhi : Allâh'ın (cc.) taraftarı
-
5-Mâide 57
lâ tettehızû : edinmeyin
-
5-Mâide 57
ve ittekû allâhe : ve Allâh'a karşı takva sahibi olun
-
5-Mâide 58
ilâ es salâti : namaza
-
5-Mâide 58
kavmun lâ ya'kılûne : aklını kullanmayan, akıl etmeyen bir kavim
-
5-Mâide 59
illâ : ancak, sadece ...'den başka
-
5-Mâide 59
bi allâhi : Allâh'a (cc.)
-
5-Mâide 60
inde allâhi : Allâh'ın (cc.) katında
-
5-Mâide 60
men leane-hu allâhu : Allâh'ın (cc.) onu lanetlediği kimse
-
5-Mâide 60
ulâike : işte onlar
-
5-Mâide 61
ve allâhu a'lemu : ve Allâh (cc.) daha iyi bilir, çok iyi bilir
-
5-Mâide 63
lev lâ yenhâ-hum(u) : onları nehy etmeli (men etmeli) değiller miydi?
-
5-Mâide 64
yedu allâhi : Allâh'ın (cc.) eli
-
5-Mâide 64
ilâ yevmi : gününe kadar
-
5-Mâide 64
etfee-hâ allâhu : Allâh (cc.) onu söndürdü
-
5-Mâide 64
ve allâhu : ve Allâh (cc.)
-
5-Mâide 64
lâ yuhibbu : sevmez
-
5-Mâide 67
mâ bellagte : sen tebliğ etmezsin, duyurmazsın
-
5-Mâide 67
ve allâhu : ve Allâh (cc.)
-
5-Mâide 67
inne allâhe : muhakkak ki Allâh (cc.)
-
5-Mâide 67
lâ yehdî : hidâyet etmez, hidayete erdirmez
-
5-Mâide 68
lestum alâ şey'in : siz bir şey üzerinde değilsiniz
-
5-Mâide 68
fe lâ te'se : artık üzülme
-
5-Mâide 68
alâ el kavmi : kavime
-
5-Mâide 69
bi allâhi : Allâh'a (cc.)
-
5-Mâide 69
fe lâ havfun aleyhim : artık onlara korku yoktur
-
5-Mâide 69
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmaz
-
5-Mâide 70
lâ tehvâ enfusu-hum : onların nefislerinin hevalarına uymayan
-
5-Mâide 71
ellâ tekûne fitnetun : bir fitne olmayacağını
-
5-Mâide 71
summe tâbe allâhu : sonra Allâh (cc.) tövbelerini kabul etti
-
5-Mâide 71
ve allâhu basîrun : ve Allâh (cc.) en iyi gören
-
5-Mâide 72
inne allâhe : muhakkak ki Allâh (cc.)
-
5-Mâide 72
u'budû allâhe : Allâh'a (cc.) kul olun!
-
5-Mâide 72
bi allâhi : Allâh'a (cc.)
-
5-Mâide 72
allâhu aleyhi : Allâh (cc.) ona
-
5-Mâide 73
inne allâhe : muhakkak ki Allâh (cc.)
-
5-Mâide 73
sâlisu selâsetin : üçün üçüncüsü
-
5-Mâide 73
ve mâ min ilâhin : ve bir ilâh yoktur
-
5-Mâide 73
illâ ilâhun vâhidun : tek bir ilâhtan başka
-
5-Mâide 74
e fe lâ yetûbûne : hâlâ tövbe etmiyorlar mı?
-
5-Mâide 74
ilâ allâhi : Allâh'a (cc.)
-
5-Mâide 74
ve allâhu : ve Allâh (cc.)
-
5-Mâide 75
illâ resûlun : ancak sadece bir Resul
-
5-Mâide 75
kânâ ye'kulâni : (ikisi de) yerlerdi
-
5-Mâide 76
min dûni allâhi : Allâh'tan (cc.) başka
-
5-Mâide 76
mâ lâ yemliku : birşeye malik olmayan
-
5-Mâide 76
ve lâ nef'an : ve bir fayda vermeyen
-
5-Mâide 76
ve allâhu : ve Allâh (cc.)
-
5-Mâide 77
lâ taglû : haddi aşmayın!
-
5-Mâide 77
ve lâ tettebiû : ve tâbî olmayın, uymayın!
-
5-Mâide 78
alâ lisâni dâvûde : Hz. Dâvud'un lisanı ile, diliyle
-
5-Mâide 79
lâ yetenâhevne : nehyetmezler, mani olmazlar, vazgeçirmezler
-
5-Mâide 80
en sehıte allâhu : Allâh'ın (cc.) öfkelenmesi, gazab etmesi, kızması
-
5-Mâide 81
yu'minûne bi allâhi : Allâh'a (c.c.) iman ederler
-
5-Mâide 81
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
5-Mâide 82
lâ yestekbirûne : kibirlenmezler, büyüklenmezler
-
5-Mâide 83
ilâ er resûli : Resûl'e
-
5-Mâide 84
lâ nu'minu bi allâhi : Allah'a amenû olmayalım, yaşarken Allah'a ulaşmayı, teslim olmayı dilemeyelim
-
5-Mâide 85
allâhu : Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 86
ulâike : işte onlar
-
5-Mâide 87
lâ tuharrimû : haram etmeyin
-
5-Mâide 87
mâ ehalle allâhu : Allâh'ın (c.c.) helâl kıldığı şey
-
5-Mâide 87
ve lâ ta'tedû : ve haddi aşmayın, aşırı gitmeyin
-
5-Mâide 87
inne allâhe : muhakkak ki Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 87
lâ yuhibbu : sevmez
-
5-Mâide 88
razaka-kum(u) allâhu : Allâh (c.c.) size rızık verdi
-
5-Mâide 88
halâlen tayyiben : temiz, helâl
-
5-Mâide 88
ve itteku allâhe : ve Allâh'a (c.c.) karşı takvâ sahibi olun
-
5-Mâide 89
lâ yuâhizu-kum(u) : sizi ahaze etmez, sorumlu tutmaz
-
5-Mâide 89
allâhu : Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 89
bi el lagvi : boş sözler ile
-
5-Mâide 89
ve lâkin yuâhizu-kum : ve lâkin, fakat sizi sorumlu tutar
-
5-Mâide 89
selâseti eyyâmin : üç gün
-
5-Mâide 89
yubeyyinu allâhu : Allâh (c.c.) açıklıyor
-
5-Mâide 90
ve el ezlâmu : fal okları
-
5-Mâide 91
an zikri allâhi : Allâh'ın (cc.) zikrinden
-
5-Mâide 91
ve an(i) es salâti : ve namazdan
-
5-Mâide 92
ve etîû allâhe : ve Allâh'a (cc.) itaat edin
-
5-Mâide 92
alâ resûli-nâ : Resûl'ümüz üzerine düşen (sorumluluk)
-
5-Mâide 92
el belâgu : tebliğ
-
5-Mâide 93
alâ ellezîne âmenû : Allâh'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenlerin üzerine
-
5-Mâide 93
ve allâhu yuhibbu : ve Allâh (c.c.) sever
-
5-Mâide 94
allâhu : Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 94
allâhu : Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 95
lâ taktulû es sayde : avı öldürmeyin (avlanmayın)
-
5-Mâide 95
afâ allâhu : Allâh (c.c.) affetti
-
5-Mâide 95
allâhu : Allâh (c.c.)
-
5-Mâide 95
ve allâhu : ve Allâh (cc.)
-
5-Mâide 96
ve ittekû allâhe : ve Allâh'a karşı takvâ sahibi olun,
-
5-Mâide 97
ceale allâhu : Allâh (cc.) yaptı, sebep kıldı, var etti
-
5-Mâide 97
ve el kalâide : boyunları bağlı, gerdanlıklı kurbanlık develer
-
5-Mâide 97
enne allâhe : Allâh (cc.)'ın ... olduğu
-
5-Mâide 97
ve enne allâhe : ve Allâh (cc.)'ın ... olduğu
-
5-Mâide 98
enne allâhe : Allâh (cc.)'ın ... olduğunu
-
5-Mâide 98
ve enne allâhe : ve Allâh (cc.)'ın ... olduğunu
-
5-Mâide 99
mâ alâ er resûli : Resûlun üzerinde(sorumluluk) yoktur
-
5-Mâide 99
illâ el belâgu : tebliğden başka
-
5-Mâide 99
ve allâhu ya'lemu : ve Allâh (cc.) bilir
-
5-Mâide 100
lâ yestevî : bir değil, eşit değil
-
5-Mâide 100
fe ittekû allâhe : artık, o halde Allâh'a (cc.) karşı takva sahibi olun
-
5-Mâide 101
lâ tes'elû : sormayın
-
5-Mâide 101
afâ allâhu an-hâ : Allâh (cc.) ondan (bu hatadan dolayı) affetti
-
5-Mâide 101
ve allâhu : ve Allâh (cc.)
-
5-Mâide 103
allâhu : Allâh (cc.)
-
5-Mâide 103
ve lâ : ve değil (olumsuz mâna verir), olmadı
-
5-Mâide 103
ve lâ : ve değil (olumsuz mâna verir), olmadı
-
5-Mâide 103
ve lâ : ve değil (olumsuz mâna verir), olmadı
-
5-Mâide 103
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
5-Mâide 103
alâ allâhi : Allâh'a (cc.) karşı
-
5-Mâide 103
lâ ya'kılûne : akletmezler, akıllarını kullanmazlar
-
5-Mâide 104
ilâ mâ enzele : indirdiği şeye
-
5-Mâide 104
allâhu : Allah (cc.)
-
5-Mâide 104
ve ilâ er resûli : ve Resûl'e
-
5-Mâide 104
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
5-Mâide 104
ve lâ yehtedûne : ve hidayette değiller, hidayete ermediler
-
5-Mâide 105
lâ yadurru-kum : sizlere zarar vermez, veremez
-
5-Mâide 105
ilâ allâhi : Allâh'a (cc.)
-
5-Mâide 106
min ba'di es salâti : namazdan sonra
-
5-Mâide 106
bi allâhi : Allâh'a (cc.)
-
5-Mâide 106
lâ neşterî bi-hi : onu satmayacağız, değiştirmeyeceğiz
-
5-Mâide 106
ve lâ nektumu : ve gizlemeyeceğiz
-
5-Mâide 106
şehâdete allâhi : Allâh'ın (cc.) şahitliği (Allâh (cc.) için yapılan şahitlik)
-
5-Mâide 107
fe in usire alâ : eğer sonradan farkına varılırsa
-
5-Mâide 107
bi Allâhi : Allâh'a (cc.)
-
5-Mâide 108
alâ vechi-hâ : onunla yüzyüze
-
5-Mâide 108
ve ittekû allâhe : ve Allâh'a (cc.) karşı takvâ sahibi olun
-
5-Mâide 108
ve allâhu : ve Allâh'a (cc.)
-
5-Mâide 108
lâ yehdî : hidâyete erdirmez
-
5-Mâide 109
yecmeu allâhu : Allâh (cc.) toplar, bir araya getirir
-
5-Mâide 109
lâ ilme lenâ : bizim ilmimiz,bilgimiz yok
-
5-Mâide 109
ente allâmu : en iyi bilen sensin
-
5-Mâide 110
allâhu : Allâh (cc.)
-
5-Mâide 110
ve alâ vâlideti-ke : ve senin annenin üzerinde
-
5-Mâide 110
illâ sihrun mubînun : apaçık bir sihir
-
5-Mâide 111
ilâ el havâriyyîne : havârilere
-
5-Mâide 112
kâle itteku allâhe : Allâh'a (cc.) karşı takvâ sahibi olun dedi
-
5-Mâide 114
allâhumme : ey Allâh'ım (cc.)
-
5-Mâide 115
kâle allâhu : Allâh (cc.) buyurdu
-
5-Mâide 115
lâ uazzibu-hu : onu azaplandırmam
-
5-Mâide 116
ve iz kâle allâhu : ve Allâh (cc.) dediği (buyurduğu) zaman
-
5-Mâide 116
ilâheyni : (iki) ilahlar
-
5-Mâide 116
min dûni allâhi : Allâh'dan (cc.) başka
-
5-Mâide 116
ve lâ a'lemu : ve ben bilmem
-
5-Mâide 116
allâmu : en iyi bilen
-
5-Mâide 117
illâ mâ emerte-nî : bana emrettiğinden başka bir şey
-
5-Mâide 117
allâhe : Allâh (cc.)'a
-
5-Mâide 117
alâ kulli şey'in : her şeye
-
5-Mâide 119
kâle allâhu : Allâh (cc.) dedi (buyurdu)
-
5-Mâide 119
radiya allâhu : Allâh (cc.) razı
-
5-Mâide 120
li allâhi : Allâh'ın (cc.)
-
5-Mâide 120
alâ kulli şey'in : her şeye
-
50-Kaf 6
ilâ es semâi : semaya, göğe
-
50-Kaf 16
halaknâ : biz yarattık
-
50-Kaf 17
yetelakkâ : ikisi telâkki eder, kaydeder, tespit eder
-
50-Kaf 17
el mutelakkîyâni : iki telâkki edici, iki yazıcı, iki tespit edici
-
50-Kaf 18
illâ : den başka, hariç (olmaz ki, olmasın)
-
50-Kaf 26
mea allâhi : Allah'la beraber
-
50-Kaf 26
ilâhen : ilâh
-
50-Kaf 27
ve lâkin : ve lâkin
-
50-Kaf 27
fî dalâlin : dalâlet içinde
-
50-Kaf 28
lâ tahtesımû : çekişmeyin, kavga etmeyin
-
50-Kaf 29
bi zallâmin : zulmedici
-
50-Kaf 34
bi selâmin : esenlik ve barış (selâm) ile
-
50-Kaf 36
fî el bilâdi : beldelerde, şehirlerde
-
50-Kaf 38
halaknâ : biz yarattık
-
50-Kaf 39
alâ : ... e
-
51-Zâriyât 2
el hâmilâti : yüklenenler, taşıyanlar (bulutlar)
-
51-Zâriyât 13
alâ en nâri : ateş üstünde
-
51-Zâriyât 21
lâ tubsirûne : görmüyorsunuz
-
51-Zâriyât 25
selâmen : selâm, selâm olsun
-
51-Zâriyât 25
selâmun : selâm, selâm olsun
-
51-Zâriyât 26
ilâ ehli-hî : ailesine, ailesinin yanına
-
51-Zâriyât 27
lâ te'kulûne : yemiyorsunuz
-
51-Zâriyât 28
lâ tehaf : korkma
-
51-Zâriyât 28
bi gulâmin : erkek çocuk ile
-
51-Zâriyât 32
ilâ kavmin : bir kavme
-
51-Zâriyât 38
ilâ fir'avne : firavuna
-
51-Zâriyât 39
tevellâ : yüz çevirdi
-
51-Zâriyât 42
illâ : den başka, ancak, mutlaka
-
51-Zâriyât 49
halaknâ : biz yarattık
-
51-Zâriyât 50
ilâ allâhi : Allah'a
-
51-Zâriyât 51
ve lâ tec'alû : ve kılmayın
-
51-Zâriyât 51
mea allâhi : Allah'la beraber
-
51-Zâriyât 51
ilâhen : bir ilâh
-
51-Zâriyât 52
illâ : den başka, hariç
-
51-Zâriyât 56
ve mâ halaktu : ve ben yaratmadım
-
51-Zâriyât 56
illâ : den başka
-
51-Zâriyât 58
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
51-Zâriyât 59
lâ yesta'cilû-ni : benden acele istemesinler
-
52-Tûr 13
ilâ nâri : ateşe
-
52-Tûr 15
lâ tubsirûne : görmüyorsunuz
-
52-Tûr 16
lâ tasbirû : sabretmeyin
-
52-Tûr 20
alâ sururin : tahtlar üzerine
-
52-Tûr 22
ve lahmin : ve et
-
52-Tûr 23
lâ lagvun : boş söz yoktur
-
52-Tûr 23
ve lâ : ve yoktur
-
52-Tûr 25
ba'du-hum alâ ba'dın : birbirlerine
-
52-Tûr 27
allâhu : Allah
-
52-Tûr 29
ve lâ mecnûnin : ve mecnun değil
-
52-Tûr 32
ahlâmu-hum : onların akılları
-
52-Tûr 33
lâ yû'minûne : onlar îmân etmiyorlar, etmezler
-
52-Tûr 36
halakû : onlar yarattılar
-
52-Tûr 36
lâ yûkınûne : (Allah'a) yakîn hasıl edemezler
-
52-Tûr 43
ilâhun : ilâh
-
52-Tûr 43
gayru allâhi : Allah'tan başka
-
52-Tûr 43
subhâne allâhi : Allah Sübhan'dır, münezzehtir
-
52-Tûr 45
hattâ yulâkû : kavuşuncaya kadar
-
52-Tûr 46
lâ yugnî an : fayda vermez
-
52-Tûr 46
ve lâ hum yunsarûne : ve onlar yardım olunmazlar
-
52-Tûr 47
ve lâkinne : ve lâkin, ancak
-
52-Tûr 47
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
53-Necm 4
in ..... (illâ) : ancak, sadece
-
53-Necm 4
(in) ..... illâ : ancak, sadece
-
53-Necm 7
el a'lâ : en yüksek
-
53-Necm 8
tedellâ : sarktı, indi
-
53-Necm 10
ilâ abdi-hî : onun kuluna
-
53-Necm 12
alâ : üzerinde, hakkında
-
53-Necm 19
el lâte : lât
-
53-Necm 23
in ..... (illâ) : sadece, ancak
-
53-Necm 23
(in) ..... illâ : sadece, ancak
-
53-Necm 23
allâhu : Allah
-
53-Necm 23
in ..... (illâ) : sadece, ancak
-
53-Necm 23
in ..... (illâ) : sadece, ancak
-
53-Necm 25
li allâhi : Allah'ındır
-
53-Necm 25
ve el ûlâ : ve ilk
-
53-Necm 26
lâ tugnî : gani olmaz, fayda vermez
-
53-Necm 26
illâ : ancak, başka, hariç
-
53-Necm 26
allâhu : Allah
-
53-Necm 27
lâ yu'minûne : îmân etmeyenler
-
53-Necm 27
el melâikete : melekleri
-
53-Necm 28
lâ yugnî : yarar sağlamaz
-
53-Necm 29
tevellâ : yüz çeviren
-
53-Necm 31
ve lillâhi : ve Allah içindir
-
53-Necm 32
illa : dışında, hariç
-
53-Necm 32
lâ tuzekkû : temize çıkartmayın
-
53-Necm 33
tevellâ : yüz çeviren
-
53-Necm 38
ellâ : doğrusu
-
53-Necm 38
lâ teziru : yüklenmez
-
53-Necm 39
illâ : başka
-
53-Necm 42
ilâ rabbike : Rabbinedir
-
53-Necm 45
halaka : yarattı
-
53-Necm 50
el ûlâ : ilk, evvel, önce
-
53-Necm 55
âlâi : ni'metler
-
53-Necm 56
el ûlâ : önceki
-
53-Necm 58
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
53-Necm 60
ve lâ tebkûne : ve siz ağlamıyorsunuz
-
53-Necm 62
li allâhi : Allah için, Allah'a
-
54-Kamer 6
ilâ şey'in : bir şeye
-
54-Kamer 8
ilâ ed dâi : davetçiye doğru
-
54-Kamer 12
alâ emrin : emir üzerine
-
54-Kamer 13
alâ : üzerinde
-
54-Kamer 24
le fî dalâlin : gerçekten dalâlet içinde
-
54-Kamer 34
illâ : hariç
-
54-Kamer 43
min ulâikum : onlardan
-
54-Kamer 47
fî dalâlin : dalâlet içinde
-
54-Kamer 48
alâ vucûhi-him : yüz üstü (sürünerek)
-
54-Kamer 49
halaknâ-hu : onu yarattık
-
54-Kamer 50
illâ : den başka
-
55-Rahmân 3
halaka : yarattı
-
55-Rahmân 8
ellâ : yapmayın
-
55-Rahmân 9
ve lâ tuhsirû : ve eksiltmeyin
-
55-Rahmân 13
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 14
halaka : yarattı
-
55-Rahmân 15
ve halaka : ve yarattı
-
55-Rahmân 16
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 18
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 20
lâ yebgiyâni : ikisi birbirlerinin sınırını geçemez
-
55-Rahmân 21
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 23
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 24
ke el a'lâmi : koca dağlar gibi
-
55-Rahmân 25
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 27
el celâli : celâl
-
55-Rahmân 28
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 30
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 31
es sekalâni : ağırlık sahibi olan iki toplum kendi âlemlerinde fizik ağırlığı ve bilinçli varlıklar olmaları sebebiyle, ağır sorumluluğu olan insanlar ve cinler
-
55-Rahmân 32
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 33
lâ tenfuzûne : nüfuz edemezsiniz, geçip çıkamazsınız
-
55-Rahmân 33
illâ : ancak, olmaksızın
-
55-Rahmân 34
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 35
lâ tentesirâni : ikiniz (iki toplum) yardımlaşamazsınız (kurtulamazsınız)
-
55-Rahmân 36
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 38
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 39
lâ yus'elu : sorulmaz
-
55-Rahmân 39
ve lâ : ve olmaz
-
55-Rahmân 40
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 42
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 45
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 47
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 49
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 51
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 53
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 54
alâ : üzerinde
-
55-Rahmân 55
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 56
ve lâ : ve olmaz
-
55-Rahmân 57
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 59
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 60
illâ : den başkası
-
55-Rahmân 61
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 63
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 65
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 67
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 69
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 71
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 73
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 74
ve lâ : ve ne de
-
55-Rahmân 75
âlâi : ni'metleri
-
55-Rahmân 76
alâ : üzerine
-
55-Rahmân 77
âlâi : ni'metler
-
55-Rahmân 78
el celâli : celâl
-
56-Vâkıa 7
selâseten : üç
-
56-Vâkıa 11
ulâike : işte onlar
-
56-Vâkıa 15
alâ : üzerinde
-
56-Vâkıa 19
lâ yusaddeûne : başları ağrımaz
-
56-Vâkıa 19
ve lâ yunzifûne : ve sarhoş olmazlar
-
56-Vâkıa 21
ve lahmi : ve eti
-
56-Vâkıa 25
lâ yesmeûne : işitmezler
-
56-Vâkıa 25
lagven : boş söz
-
56-Vâkıa 25
ve lâ te'sîmen : ve günaha girmek olmaz
-
56-Vâkıa 26
illâ : sadece
-
56-Vâkıa 26
selâmen : selâm
-
56-Vâkıa 26
selâmen : selâm
-
56-Vâkıa 33
lâ maktûatin : kesilmeyen, eksilmeyen
-
56-Vâkıa 33
ve lâ memnûatin : ve memnu olmayan, yasaklanmayan
-
56-Vâkıa 44
lâ bâridin : serinletici değil
-
56-Vâkıa 44
ve lâ kerîmin : ve rahatlatıcı değil
-
56-Vâkıa 46
alâ : üzerinde, de
-
56-Vâkıa 50
ilâ mîkâti : belirlenmiş bir vakite
-
56-Vâkıa 57
halaknâ-kum : sizleri yarattık
-
56-Vâkıa 57
lâ tusaddikûne : tasdik etmiyorsunuz
-
56-Vâkıa 61
alâ en nubeddile : değiştirmemiz
-
56-Vâkıa 61
lâ ta'lemûne : bilmiyorsunuz, bilmediğiniz
-
56-Vâkıa 62
el ûlâ : ilk
-
56-Vâkıa 62
lâ tezekkerûne : tezekkür etmiyorsunuz
-
56-Vâkıa 70
lâ teşkurûne : şükretmiyorsunuz
-
56-Vâkıa 75
fe lâ : artık hayır
-
56-Vâkıa 79
lâ yemessu-hû : ona dokunmaz, dokunamaz
-
56-Vâkıa 79
illâ : den başka, ancak, dışında
-
56-Vâkıa 83
lâ : olmaz, değil
-
56-Vâkıa 83
belagati : ulaştı, (can) geldi
-
56-Vâkıa 85
ve lâkin : fakat, ama, lâkin
-
56-Vâkıa 85
lâ tubsirûne : siz görmezsiniz
-
56-Vâkıa 86
lev lâ : değil ise
-
56-Vâkıa 91
selâmun : selâm
-
57-Hadid 1
li allâhi : Allah'ı
-
57-Hadid 2
alâ : ... e
-
57-Hadid 4
halaka : yarattı
-
57-Hadid 4
alâ : üzerine
-
57-Hadid 4
ve allahu : ve Allah
-
57-Hadid 5
ve ilâ allahi : ve Allah'a
-
57-Hadid 7
bi allâhi : Allah'a
-
57-Hadid 8
lâ tu'minûne : îmân etmiyorsunuz
-
57-Hadid 8
bi allâhi : Allah'a
-
57-Hadid 9
alâ : üzerine
-
57-Hadid 9
ilâ en nûri : nura
-
57-Hadid 9
allahe : Allah
-
57-Hadid 10
ellâ tunfikû : infâk etmiyorsunuz
-
57-Hadid 10
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
57-Hadid 10
ve li allâhi : ve Allah'ındır
-
57-Hadid 10
lâ yestevî : müsavi olmaz, bir olmaz
-
57-Hadid 10
ulâike : işte onlar
-
57-Hadid 10
allahu : Allah
-
57-Hadid 10
ve allahu : ve Allah
-
57-Hadid 11
yukridu allahe : Allah'a borç verir
-
57-Hadid 14
belâ : evet
-
57-Hadid 14
ve lâkinne-kum : ve ancak, fakat siz
-
57-Hadid 14
emru allahi : Allah'ın emri
-
57-Hadid 14
bi allâhi : Allah'a karşı
-
57-Hadid 15
lâ yu'hazu : alınmaz
-
57-Hadid 15
ve lâ : ve olmaz
-
57-Hadid 15
mevlâ-kum : sizin velîniz, dostunuz
-
57-Hadid 16
li zikri allâhi : Allah'ın zikri için
-
57-Hadid 16
ve lâ yekûnû : ve olmayın
-
57-Hadid 17
allahe : Allah
-
57-Hadid 18
allahe : Allah'a
-
57-Hadid 19
bi allâhi : Allah'a
-
57-Hadid 19
ulâike : işte onlar
-
57-Hadid 19
ulâike : işte onlar
-
57-Hadid 20
ve el evlâdi : ve evlât, çocuklar
-
57-Hadid 20
min allâhi : Allah'tan
-
57-Hadid 20
illâ : den başka, ancak, dışında
-
57-Hadid 21
ilâ magfiretin : bağışlanmaya, mağfirete
-
57-Hadid 21
bi allâhi : Allah'a
-
57-Hadid 21
allahi : Allah
-
57-Hadid 21
ve allâhu : ve Allah
-
57-Hadid 22
ve lâ : ve yoktur
-
57-Hadid 22
illâ : den başka, ancak
-
57-Hadid 22
(lâ ..... illâ) : (olmamış olsun)
-
57-Hadid 22
alâ allâhi : Allah'a
-
57-Hadid 23
li key lâ : olmasın diye, olmaması için
-
57-Hadid 23
alâ : üzerine
-
57-Hadid 23
ve lâ tefrehû : ve ferahlamayın, sevinmeyin, şımarmayın
-
57-Hadid 23
ve allahu : ve Allah
-
57-Hadid 23
lâ yuhıbbu : sevmez
-
57-Hadid 24
allahe : Allah
-
57-Hadid 25
allahu : Allah
-
57-Hadid 25
allahe : Allah
-
57-Hadid 27
alâ âsâri-him : onların izleri üzerine
-
57-Hadid 27
illâ : ancak, den başka
-
57-Hadid 27
allâhi : Allah'ın
-
57-Hadid 28
itteku allâhe : Allah'a karşı takva sahibi olun
-
57-Hadid 28
ve allahu : Allah
-
57-Hadid 29
li ellâ ya'leme : bilmedikleri için
-
57-Hadid 29
ellâ yakdirûne : güç yetiremezler
-
57-Hadid 29
alâ şey'in : bir şeye
-
57-Hadid 29
min fadli allâhi : Allah'ın fazlından
-
57-Hadid 29
bi yedi allâhi : Allah'ın elinde
-
57-Hadid 29
ve allahu : ve Allah
-
58-Mücâdele 1
allâhu : Allah
-
58-Mücâdele 1
ilâ allâhi : Allah'a
-
58-Mücâdele 1
ve allâhu : ve Allah
-
58-Mücâdele 1
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
58-Mücâdele 2
in (illâ) : olsa, ancak, sadece
-
58-Mücâdele 2
illâ ellâî : ancak onlar ki
-
58-Mücâdele 2
allâhe : Allah
-
58-Mücâdele 3
ve allâhu : ve Allah
-
58-Mücâdele 4
bi allâhi : Allah'a
-
58-Mücâdele 4
allâhi : Allah
-
58-Mücâdele 5
allâhe : Allah
-
58-Mücâdele 6
allâhu : Allah
-
58-Mücâdele 6
allâhu : Allah
-
58-Mücâdele 6
ve allâhu : ve Allah
-
58-Mücâdele 6
alâ kulli şey'in : herşeye
-
58-Mücâdele 7
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğunu
-
58-Mücâdele 7
selâsetin : üç (kişi)
-
58-Mücâdele 7
illâ huve : ondan başkası olmaz, mutlaka o olur
-
58-Mücâdele 7
(mâ yekûnu ... illâ huve : ondan başkasının olması olamaz, mutlaka o olur)
-
58-Mücâdele 7
ve lâ : ve olmasın, olmaz
-
58-Mücâdele 7
illâ huve : ondan başkası olmaz, mutlaka o olur
-
58-Mücâdele 7
ve lâ : ve olmasın, olmaz
-
58-Mücâdele 7
ve lâ : ve olmasın, olmaz
-
58-Mücâdele 7
illâ huve : ondan başkası olmaz, mutlaka o olur
-
58-Mücâdele 7
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
58-Mücâdele 8
e lem tere ilâ : görmüyor musun, görmedin mi, bakmadın mı
-
58-Mücâdele 8
allâhu : Allah
-
58-Mücâdele 8
lâ : değil
-
58-Mücâdele 8
allâhu : Allah
-
58-Mücâdele 9
lâ tetenâcev bi : gizli gizli konuşmayın
-
58-Mücâdele 9
allâhe : Allah
-
58-Mücâdele 10
illâ : olmadan, olmadıkça
-
58-Mücâdele 10
bi izni allâhi : Allah'in izni ile
-
58-Mücâdele 10
ve alâ allâhi : ve Allah'a
-
58-Mücâdele 11
allâhu : Allah
-
58-Mücâdele 11
allahu : Allah
-
58-Mücâdele 11
ve allâhu : ve Allah
-
58-Mücâdele 12
allâhe : Allah
-
58-Mücâdele 13
allâhu : Allah
-
58-Mücâdele 13
es salâte : namaz
-
58-Mücâdele 13
allâhe : Allah'a
-
58-Mücâdele 13
ve allâhu : ve Allah
-
58-Mücâdele 14
lem tere ilâ : görmedin, bakmadın
-
58-Mücâdele 14
allâhu : Allah
-
58-Mücâdele 14
ve lâ : ve değil
-
58-Mücâdele 14
alâ : üzerine
-
58-Mücâdele 15
allâhu : Allah
-
58-Mücâdele 16
sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
58-Mücâdele 17
ve lâ : ve olmaz, değil
-
58-Mücâdele 17
evlâdu-hum : onların çocukları
-
58-Mücâdele 17
min allâhi : Allah'tan
-
58-Mücâdele 17
ulâike : işte onlar
-
58-Mücâdele 18
allâhu : Allah
-
58-Mücâdele 18
alâ şey'in : bir şey üzerinde
-
58-Mücâdele 18
e lâ : değil(ler) mi
-
58-Mücâdele 19
zikre allâhi : Allah'ın zikrini
-
58-Mücâdele 19
ulâike : işte onlar
-
58-Mücâdele 19
e lâ : değil mi
-
58-Mücâdele 20
allâhe : Allah
-
58-Mücâdele 20
ulâike : işte onlar
-
58-Mücâdele 21
allâhu : Allah
-
58-Mücâdele 21
allâhe : Allah
-
58-Mücâdele 22
lâ tecidu : bulamazsın
-
58-Mücâdele 22
bi allâhi : Allah'a
-
58-Mücâdele 22
allâhe : Allah
-
58-Mücâdele 22
ulâike : işte onlar
-
58-Mücâdele 22
allâhu : Allah
-
58-Mücâdele 22
ulâike : işte onlar
-
58-Mücâdele 22
hizbu allâhi : Allah'ın taraftarları
-
58-Mücâdele 22
e lâ : değil mi
-
58-Mücâdele 22
hizbe allâhi : Allah'ın taraftarları
-
59-Haşr 1
li allâhi : Allah'ı
-
59-Haşr 2
min allâhi : Allah'tan
-
59-Haşr 2
allâhu : Allah
-
59-Haşr 3
ve lev lâ : ve eğer olmasaydı
-
59-Haşr 3
allâhu : Allah
-
59-Haşr 3
el celâe : sürgün
-
59-Haşr 4
allâhe : Allah
-
59-Haşr 4
yuşâkki allâhe : muhalefet ederse, ayrılık çıkarırsa
-
59-Haşr 4
allâhe : Allah
-
59-Haşr 5
alâ usûli-hâ : onu kökü üzerinde
-
59-Haşr 5
bi izni allâhi : Allah'ın izni ile
-
59-Haşr 6
allâhu : Allah
-
59-Haşr 6
alâ : üzerine, ...e
-
59-Haşr 6
ve lâ : ve değil, olmadı
-
59-Haşr 6
ve lâkinne allâhe : ve lâkin, fakat Allah
-
59-Haşr 6
alâ : üzerine
-
59-Haşr 6
ve allâhu : ve Allah
-
59-Haşr 6
alâ : üzerine
-
59-Haşr 7
allâhu : Allah'ın
-
59-Haşr 7
alâ resûli-hî : resûlüne
-
59-Haşr 7
li allâhi : Allah için, Allah'ın
-
59-Haşr 7
key lâ yekûne : olmaması için
-
59-Haşr 7
allâhe : Allah'a karşı
-
59-Haşr 7
allâhe : Allah
-
59-Haşr 8
min allâhi : Allah'tan
-
59-Haşr 8
allâhe : Allah
-
59-Haşr 8
ulâike : işte onlar
-
59-Haşr 9
ve lâ yecidûne : ve bulunmaz
-
59-Haşr 9
alâ : üzerine, ...e
-
59-Haşr 9
fe ulâike : o taktirde işte onlar
-
59-Haşr 10
lâ tec'al : kılma, yapma
-
59-Haşr 11
e lem tere ilâ : (görmüyor musun) görmedin mi (bakmadın mı)
-
59-Haşr 11
ve lâ nutîu : ve itaat etmeyiz
-
59-Haşr 11
ve allâhu : ve Allah
-
59-Haşr 12
lâ yahrucûne : çıkmazlar
-
59-Haşr 12
lâ yansurûne-hum : onlara yardım etmezler
-
59-Haşr 12
lâ yunsarûne : onlar yardım olunmazlar
-
59-Haşr 13
min allâhi : Allah'tan
-
59-Haşr 13
lâ yefkahûne : fıkıh edemiyorlar
-
59-Haşr 14
lâ yukâtilûne-kum : sizinle savaşamazlar
-
59-Haşr 14
illâ : ancak, den başka, olmadıkça
-
59-Haşr 14
lâ ya'kılûne : akıl etmezler
-
59-Haşr 16
ehâfu allâhe : Allah'tan korkarım
-
59-Haşr 18
allâhe : Allah
-
59-Haşr 18
allâhe : Allah
-
59-Haşr 18
allâhe : Allah
-
59-Haşr 19
ve lâ tekûnû : ve olmayın
-
59-Haşr 19
allâhe : Allah
-
59-Haşr 19
ulâike : işte onlar
-
59-Haşr 20
lâ yestevî : müsavi olmaz, bir olmaz, eşit olmaz
-
59-Haşr 21
alâ : üzerine, ...e
-
59-Haşr 21
min haşyeti allâhi : Allah'ın korkusundan
-
59-Haşr 22
huve allâhu ellezî : O Allah ki
-
59-Haşr 22
lâ : yoktur
-
59-Haşr 22
ilâhe : ilâh
-
59-Haşr 22
illâ : den başka
-
59-Haşr 23
huve allâhu ellezî : O Allah ki
-
59-Haşr 23
lâ : yoktur
-
59-Haşr 23
ilâhe : ilâh
-
59-Haşr 23
illâ : den başka
-
59-Haşr 23
es selâmu : selâmete erdiren
-
59-Haşr 23
subhâne allâhi : Allah Sübhan'dır, noksan sıfatlardan münezzehtir (uzaktır)
-
59-Haşr 24
huve allâhu : O Allah ki
-
6-En'âm 1
li allâhi : Allah için, Allah'a mahsus
-
6-En'âm 1
halaka : yarattı
-
6-En'âm 2
halaka-kum : sizi yarattı
-
6-En'âm 3
ve huve allâhu : ve O Allah, O Allah
-
6-En'âm 4
illâ kânû : ...'den başka olmadılar (...olmasınlar)
-
6-En'âm 7
in hâzâ illâ : bu ancak
-
6-En'âm 8
lev lâ : olmaz mı
-
6-En'âm 8
lâ yunzarûne : inzar edilmez, bekletilmez, mühlet verilmez
-
6-En'âm 12
kul li allâhi : Allah için, Allah'ın
-
6-En'âm 12
alâ nefsi-hi : kendi nefsi üzerine, kendi üzerine
-
6-En'âm 12
ilâ yevmi : güne
-
6-En'âm 12
lâ reybe fî- hi : onda şüphe yok
-
6-En'âm 12
lâ yu'minûne : mü'min değildirler
-
6-En'âm 14
allâhi : Allah
-
6-En'âm 14
ve lâ yut'amu : ve yedirilmez, doyurulmaz
-
6-En'âm 14
ve lâ tekûne enne : ve olmamak
-
6-En'âm 17
allâhu : Allah
-
6-En'âm 17
fe lâ kâşife lehu : o taktirde onu açacak, giderecek yoktur
-
6-En'âm 17
illâ huve : ondan başka
-
6-En'âm 17
alâ kulli şey'in : herşeye
-
6-En'âm 19
allâhu şehîdun : Allah şahittir
-
6-En'âm 19
ve men belaga : ve kim erişti, ulaştı
-
6-En'âm 19
allâhi : Allah
-
6-En'âm 19
kul lâ eşhedu : de, söyle ben şahitlik yapmam
-
6-En'âm 19
huve ilâhun : o ilâhtır
-
6-En'âm 20
lâ yu'minûne : iman etmezler
-
6-En'âm 21
alâ allâhi : Allah'a karşı
-
6-En'âm 21
lâ yuflihu : felâha ulaştırmaz (kurtuluşa eremezler)
-
6-En'âm 23
illâ en kâlû : demekten başka
-
6-En'âm 23
vallâhi (ve allâhi) : vallahi, Allah'a yemin olsun
-
6-En'âm 24
alâ enfusi-him : nefslerine, kendilerine karşı
-
6-En'âm 25
alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerine
-
6-En'âm 25
lâ yu'minû : îmân etmezler
-
6-En'âm 25
in hâzâ illâ : bu ancak, ...'den başka değil
-
6-En'âm 26
illâ : ancak, sadece
-
6-En'âm 27
alâ en nâri : ateşin üzerinde
-
6-En'âm 27
ve lâ nukezzibe : ve yalanlamayız
-
6-En'âm 29
illâ : ...'den başka değil
-
6-En'âm 30
alâ rabbi-him : Rab'lerinin huzurunda
-
6-En'âm 30
kâlû belâ : dediler, evet, doğrudur
-
6-En'âm 31
bi likâi allâhi : Allah'a mülâki olmayı (ölmeden evvel, dünya hayatını yaşarken ruhunu Allah'a ulaştırmayı)
-
6-En'âm 31
alâ mâ : şey üzerine
-
6-En'âm 31
alâ zuhûri-him : sırtlarında
-
6-En'âm 31
e lâ sâe : ne kötü değil mi
-
6-En'âm 32
illâ : ancak, ...'den başka
-
6-En'âm 32
e fe lâ ta'kılûne : hâlâ akıl etmez misiniz
-
6-En'âm 33
lâ yukezzibûne-ke : seni yalanlamıyorlar
-
6-En'âm 33
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
6-En'âm 33
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri ile
-
6-En'âm 34
alâ mâ kuzzibû : yalanlandıkları şey(ler)e
-
6-En'âm 34
ve lâ mubeddile : ve değiştirecek kimse yoktur
-
6-En'âm 34
allâhi : Allah
-
6-En'âm 35
allâhu : Allah
-
6-En'âm 35
alâ el hudâ : hidayet üzere
-
6-En'âm 35
fe lâ tekûnenne : artık sakın olma
-
6-En'âm 36
allâhu : Allah
-
6-En'âm 37
lev lâ : olsaydı, olmaz mı
-
6-En'âm 37
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
6-En'âm 37
alâ en yunezzile : indirmeye
-
6-En'âm 37
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
6-En'âm 37
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar, bilmezler
-
6-En'âm 38
ve lâ tâirin : ve kuş yoktur
-
6-En'âm 38
illâ umemun : ümmet olmasın
-
6-En'âm 38
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
6-En'âm 39
allâhu : Allah
-
6-En'âm 39
alâ : üzerinde
-
6-En'âm 40
azâbu allâhi : Allah'ın azabı
-
6-En'âm 40
e gayre allâhi : Allah'tan başkasına mı
-
6-En'âm 42
ilâ umemin : ümmetlere
-
6-En'âm 43
fe lev lâ : böylece olmaz mıydı
-
6-En'âm 43
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
6-En'âm 45
li allâhi : Allah'adır
-
6-En'âm 46
allâhu : Allah
-
6-En'âm 46
alâ kulûbi-kum : sizin kalplerinizin üzerini
-
6-En'âm 46
ilâhun : ilâh
-
6-En'âm 46
gayru allâhi : Allah'tan başka
-
6-En'âm 47
azâbu allâhi : Allah'ın azabı
-
6-En'âm 47
illâ el kavmu : kavimden başkası
-
6-En'âm 48
illâ mubeşşirîne : müjdeleyiciler olmaktan başka
-
6-En'âm 48
fe lâ havfun : artık korku yoktur
-
6-En'âm 48
ve lâ hum : ve onlar olmazlar
-
6-En'âm 50
lâ ekûlu lekum : size demiyorum, söylemiyorum
-
6-En'âm 50
hazâinu allâhi : Allah'ın hazineleri
-
6-En'âm 50
ve lâ a'lemu : ve ben bilmiyorum
-
6-En'âm 50
ve lâ ekûlu : ve demiyorum, söylemiyorum
-
6-En'âm 50
illâ mâ yuhâ : sadece vahyedilen şeye
-
6-En'âm 50
lâ tetefekkerûne : tefekkür etmiyorsunuz
-
6-En'âm 51
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
6-En'âm 51
ve lâ şefîun : ve şefaat eden yoktur
-
6-En'âm 52
lâ tatrudi : kovma
-
6-En'âm 53
e hâulâi : bunlar mı
-
6-En'âm 53
menne allâhu : Allah ni'metlendirdi, ni'met verdi
-
6-En'âm 53
allâhu : Allah
-
6-En'âm 54
selâmun aleykum : selâm üzerinize olsun
-
6-En'âm 54
alâ nefsi-hi : kendi üzerine
-
6-En'âm 56
allâhi : Allah
-
6-En'âm 56
lâ ettebiu : ben tâbî olmam
-
6-En'âm 56
kad dalaltu : dalâlette olmuş olurum
-
6-En'âm 57
alâ beyyinetin : bir delil üzerinde
-
6-En'âm 57
illâ li allâhi : sadece Allah'ındır
-
6-En'âm 58
ve allâhu : ve Allah
-
6-En'âm 59
lâ ya'lemu-hâ : onu bilmez
-
6-En'âm 59
illâ huve : ondan başka
-
6-En'âm 59
illâ : hariç, dışında, ancak, olmaksızın
-
6-En'âm 59
ve lâ habbetin : ve bir tane, bir habbe yoktur, olmaz
-
6-En'âm 59
ve lâ ratbin : ve yaş, nemli, rutubetli (bir şey) yoktur
-
6-En'âm 59
ve lâ yâbisin : ve kuru (bir şey) yoktur
-
6-En'âm 59
illâ fî : içinde olmasın, bulunmasın
-
6-En'âm 61
lâ yuferritûne : kusur etmezler
-
6-En'âm 62
ilâ allâhi : Allah'a
-
6-En'âm 62
mevlâ-hum : onların mevlâsı, velîsi, dostu
-
6-En'âm 62
e lâ : (öyle) değil mi
-
6-En'âm 64
allâhu : Allah
-
6-En'âm 65
alâ : üzerine, ...e
-
6-En'âm 68
fe lâ tak'ud : artık oturma
-
6-En'âm 69
alâ : üzerine
-
6-En'âm 69
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
6-En'âm 70
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
6-En'âm 70
ve lâ şefîun : ve bir şefaatçi yoktur
-
6-En'âm 70
lâ yu'haz : alınmaz
-
6-En'âm 70
ulâike : işte onlar
-
6-En'âm 71
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
6-En'âm 71
lâ yenfeu-nâ : bize fayda vermez
-
6-En'âm 71
ve lâ yadurru-nâ : ve bize zarar vermez
-
6-En'âm 71
alâ a'kâbi-nâ : topuklarımızın üzerinde
-
6-En'âm 71
iz hedâ-nâ allâh : Allah bizi hidayete erdirmişti
-
6-En'âm 71
ilâ el hudâ : hidayete
-
6-En'âm 71
hudâ allâhi : Allah'ın hidayet (Allah'a ulaşmak)
-
6-En'âm 72
es salâte : namaz
-
6-En'âm 73
ellezî halaka : ki o yaratandır
-
6-En'âm 74
fî dalâlin : dalâlette
-
6-En'âm 76
lâ uhibbu : ben sevmem
-
6-En'âm 80
fî allâhi : Allah hakkında
-
6-En'âm 80
ve lâ ehâfu : ve ben korkmuyorum, korkmam
-
6-En'âm 80
illâ : başka, hariç, ancak
-
6-En'âm 80
e fe lâ tetezekkerûne : hâlâ tezekkür etmez misiniz
-
6-En'âm 81
ve lâ tehâfûne : ve siz korkmuyorsunuz
-
6-En'âm 81
bi allâhi : Allah'a
-
6-En'âm 82
ulâike : işte onlar
-
6-En'âm 83
alâ kavmi-hî : onun kavmine karşı
-
6-En'âm 86
alâ el âlemîne : âlemlere
-
6-En'âm 87
ilâ sırâtın mustekîmin : Sıratı Mustakîm'e
-
6-En'âm 88
hudâ allâhi : Allah'ın hidayeti
-
6-En'âm 89
ulâike ellezîne : işte onlar
-
6-En'âm 89
hâulâi : bunlar
-
6-En'âm 90
ulâike ellezîne : işte onlar
-
6-En'âm 90
hedâ allâhu : Allah hidayete erdirdi
-
6-En'âm 90
lâ es'elu-kum : sizden istemiyorum
-
6-En'âm 90
illâ : ancak
-
6-En'âm 91
ve mâ kaderû allâhe : ve onlar Allah'ı takdir edemediler
-
6-En'âm 91
mâ enzele allâhu : Allah indirmedi
-
6-En'âm 91
alâ : üzerine, ...e
-
6-En'âm 91
ve lâ : ve değil
-
6-En'âm 91
kul allâhu : 'Allah' de
-
6-En'âm 92
alâ salâti-him : namazlarını
-
6-En'âm 93
alâ âllâhi : Allah'a karşı
-
6-En'âm 93
mâ enzele allâhu : Allah'ın indirdiği şey
-
6-En'âm 93
ve el melâiketu : ve melekler
-
6-En'âm 93
alâ allâhi : Allah'a karşı
-
6-En'âm 94
halaknâ-kum : sizi yarattık
-
6-En'âm 95
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
6-En'âm 95
zâlikum allâhu : işte bu Allah'tır
-
6-En'âm 99
ilâ semeri-hî : onun meyvesine
-
6-En'âm 100
li allâhi : Allah için, Allah'a
-
6-En'âm 100
ve halaka-hum : ve onları yarattı
-
6-En'âm 100
ve teâlâ : ve yücedir
-
6-En'âm 101
ve halaka : ve yarattı
-
6-En'âm 102
zâlikum allâhu : işte bu Allah
-
6-En'âm 102
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
6-En'âm 102
illâ huve : ondan başka
-
6-En'âm 102
alâ kulli şey'in : herşeye
-
6-En'âm 103
lâ tudriku-hu : onu idrak edemez
-
6-En'âm 103
el lâtîfu : lâtif, güzel, hoş, lütfeden
-
6-En'âm 106
lâ ilâhe : ilah yoktur
-
6-En'âm 106
illâ : ...'den başka
-
6-En'âm 107
şâe allâhu : Allah diledi
-
6-En'âm 108
ve lâ tesubbû : ve sövmeyin
-
6-En'âm 108
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
6-En'âm 108
fe yesubbû allâhe : o taktirde, aksi halde onlar Allah'a söverler
-
6-En'âm 108
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
6-En'âm 109
bi allâhi : Allah'a
-
6-En'âm 109
inde allâhi : Allah katında
-
6-En'âm 109
lâ yu'minûne : îmân etmezler
-
6-En'âm 111
el melâikete : melekler
-
6-En'âm 111
illâ : ...'den başka, hariç
-
6-En'âm 111
en yeşâe allâhu : Allah'ın dilemesi
-
6-En'âm 111
ve lâkinne : ve lâkin
-
6-En'âm 112
ilâ ba'dın \n(ba'du-hum ilâ ba'dın) : bazısına \n: (birbirlerine)
-
6-En'âm 113
lâ yu'minûne : îmân etmezler, inanmazlar
-
6-En'âm 114
e fe gayre allâhi : artık, Allah'tan başka mı
-
6-En'âm 114
mufassalan : açıklanmış olarak
-
6-En'âm 114
lâ tekûnenne : sen sakın olma
-
6-En'âm 115
lâ mubeddile : değiştirecek yoktur
-
6-En'âm 116
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
6-En'âm 116
illâ ez zanne : ancak zan
-
6-En'âm 116
hum illâ : onlar ancak
-
6-En'âm 118
zukire ismu allâhi : Allah'ın ismi anılan
-
6-En'âm 119
ellâ te'kulû (en lâ te'kulû) : yememeniz, yemiyorsunuz
-
6-En'âm 119
zukire ismu allâhi : Allah'ın ismi anılan
-
6-En'âm 119
illâ : hariç
-
6-En'âm 121
ve lâ te'kulû : ve yemeyin
-
6-En'âm 121
lem yuzkeri ismu allâhi : Allah'ın İsmi anılmayan
-
6-En'âm 121
ilâ evliyâi-him : kendi dostlarına
-
6-En'âm 123
illâ : ancak, ...'den başka
-
6-En'âm 124
rusulu allâhi : Allah'ın elçileri, resûlleri
-
6-En'âm 124
allâhu : Allah
-
6-En'âm 124
inde allâhi : Allah'ın yanında, huzurunda
-
6-En'âm 125
yuridi allâhu : Allah diler
-
6-En'âm 125
li el islâmi : İslâm'a, teslime
-
6-En'âm 125
yec'alû allâhu : Allah kılar, yapar
-
6-En'âm 125
alâ ellezîne : onların üzerine
-
6-En'âm 125
lâ yu'minûne : îmân etmezler
-
6-En'âm 127
es selâmi : selâm, selâmet, teslim
-
6-En'âm 128
ve belagnâ : ulaştık, eriştik
-
6-En'âm 128
illâ : hariç, dışında
-
6-En'âm 128
mâ şâe allâhu : Allah'ın dilediği şey
-
6-En'âm 130
alâ : üzerine
-
6-En'âm 130
alâ : üzerine
-
6-En'âm 135
alâ mâ kâneti-kum : siz yapacağınız şeyi
-
6-En'âm 135
lâ yuflihu : felâha ermezler, eremezler
-
6-En'âm 136
lillâhi (li allâhi) : Allah için
-
6-En'âm 136
li allâhi : Allah için, Allah'ın
-
6-En'âm 136
fe lâ yasılu : fakat ulaşmaz, varmaz
-
6-En'âm 136
ilâllah (ilâ allâhi) : Allah'a
-
6-En'âm 136
lillâhi (li allâhi) : Allah için
-
6-En'âm 136
ilâ şurekâi-him : onların ortaklarına
-
6-En'âm 137
katle evlâdi-him : çocuklarını öldürmeyi
-
6-En'âm 137
şâe allâhu : Allah diledi
-
6-En'âm 138
lâ yat'amu-hâ : onu (onları) yemeyin
-
6-En'âm 138
illâ : dışında, ...'den başka, hariç
-
6-En'âm 138
lâ yezkurûne isme allâhi : Allah'ın ismini anmıyorlar
-
6-En'âm 139
alâ ezvâci-nâ : zevcelerimize, eşlerimize
-
6-En'âm 140
evlâde-hum : kendi evlâtlarını
-
6-En'âm 140
rezaka-hum allâhu : Allah onları rızıklandırdı
-
6-En'âm 140
alâ allâhi : Allah'a karşı, Allah'a
-
6-En'âm 141
ve lâ tusrifû : ve israf etmeyin
-
6-En'âm 141
lâ yuhibbu : sevmez
-
6-En'âm 142
razaka-kum allâhu : Allah sizi rızıklandırdı
-
6-En'âm 142
ve lâ tettebiû : ve tâbi olmayın, uymayın
-
6-En'âm 144
iz vassâkum allâhu : Allah size vasiyet ettiği zaman (farz kıldığına)
-
6-En'âm 144
alâllâhi (alâ allâhi) : Allah'a (karşı)
-
6-En'âm 144
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
6-En'âm 144
lâ yehdî : hidayete erdirmez
-
6-En'âm 145
lâ ecidu : bulmuyorum, bulamıyorum
-
6-En'âm 145
alâ tâimin : yiyeceğe, yiyecek üzerinde
-
6-En'âm 145
illâ : başka, hariç, ...'den başka
-
6-En'âm 145
lâhme : et
-
6-En'âm 145
li gayri allâhi : Allah'tan başkası için
-
6-En'âm 145
ve lâ âdin : ve hakka tecavüz etmeden
-
6-En'âm 146
ve alâ ellezîne : ve onlara, ...olanlara
-
6-En'âm 146
illâ : dışında, hariç
-
6-En'âm 147
ve lâ yureddu : ve geri çevrilemez
-
6-En'âm 148
lev şâe allâhu : eğer Allah dileseydi
-
6-En'âm 148
ve lâ âbâu-nâ : ve babalarımız da yapmazdı
-
6-En'âm 148
ve lâ harremnâ : ve haram kılmazdık
-
6-En'âm 148
illâ ez zanne : ancak zanna
-
6-En'âm 148
illâ : sadece, ancak
-
6-En'âm 149
fe li allâhi : artık Allah'ın
-
6-En'âm 150
ennallâhe (enne allâhe) : Allah'ın ..... yaptığına
-
6-En'âm 150
fe lâ teşhed : sen şahitlik etme
-
6-En'âm 150
ve lâ tettebi' : ve tâbî olma, uyma
-
6-En'âm 150
lâ yu'minûne : îmân etmezler
-
6-En'âm 151
ellâ (en lâ) tuşrikû : ortak (koşmamanız) koşmayın
-
6-En'âm 151
ve lâ taktulû : ve öldürmeyin
-
6-En'âm 151
evlâde-kum : evlâtlarınız, çocuklarınız
-
6-En'âm 151
min imlakin : yokluktan, yoksulluktan, fakirlikten
-
6-En'âm 151
ve lâ takrebû el fevâhışe : ve kötülüğe yaklaşmayın
-
6-En'âm 151
ve lâ taktulû en nefse : ve kimseyi öldürmeyin
-
6-En'âm 151
elletî harreme allâhu : ki onu Allah haram kıldı
-
6-En'âm 151
illâ bi el hakkı : haklı olmak hariç
-
6-En'âm 152
ve lâ takrebû : ve yaklaşmayın
-
6-En'âm 152
illâ : dışında, ...'den başka
-
6-En'âm 152
lâ nukellifu : biz sorumlu tutmayız
-
6-En'âm 152
illâ : hariç, dışında
-
6-En'âm 152
ve bi ahdi allâhi : ve Allah'ın ahdi
-
6-En'âm 153
ve lâ tettebiû : ve tâbî olmayın
-
6-En'âm 154
alâ ellezî : ona
-
6-En'âm 156
alâ : üzerine, ...'a
-
6-En'âm 157
bi âyâtillâhi (bi âyâti allâhi ) : Allah'ın âyetlerini
-
6-En'âm 158
illâ : ancak, sadece mutlaka, illâ
-
6-En'âm 158
el melâiketu : melekler
-
6-En'âm 158
lâ yenfeu : fayda vermez
-
6-En'âm 159
ilâllâhi (ilâ allâhi) : Allah'a ait
-
6-En'âm 160
fe lâ yuczâ : o zaman cezalandırılmaz
-
6-En'âm 160
illâ misle-hâ : onun mislinden başka
-
6-En'âm 160
lâ yuzlemûne : zulmolunmazlar
-
6-En'âm 161
ilâ sırâtın mustekîmin : Sıratı Mustakîm'e, Allah'a yönelmiş,
-
6-En'âm 162
salâtî : benim namazım
-
6-En'âm 162
lillâhi (li Allahi) : Allah içindir
-
6-En'âm 163
lâ şerîke : ortağı yoktur
-
6-En'âm 164
e gayrallâhi (e gayre allâhi ) : Allah'tan başka mı
-
6-En'âm 164
ve lâ teksibu : ve kazanmaz
-
6-En'âm 164
illâ : ancak, hariç, ...'den başka
-
6-En'âm 164
ve lâ teziru : ve (yük) yüklenmezler, taşımazlar
-
6-En'âm 164
ilâ rabbi-kum : Rabbinize
-
6-En'âm 165
halâife el ardı : arzın, yeryüzünün halifeleri
-
60-Mümtehine 1
lâ tettehizû : yapmayın, edinmeyin
-
60-Mümtehine 1
bi allâhi : Allah'a
-
60-Mümtehine 3
ve lâ : ve değil, olmaz
-
60-Mümtehine 3
evlâdu-kum : sizin evlâtlarınız
-
60-Mümtehine 3
ve allâhu : ve Allah
-
60-Mümtehine 4
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
60-Mümtehine 4
bi allâhi : Allah'a
-
60-Mümtehine 4
illâ : hariç
-
60-Mümtehine 4
min allâhi : Allah'tan
-
60-Mümtehine 5
lâ tec'al-nâ : bizi kılma, bizi yapma
-
60-Mümtehine 6
yercû allâhe : Allah'a ulaşmayı diler
-
60-Mümtehine 6
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
60-Mümtehine 7
asâ allâhu : umulur ki Allah
-
60-Mümtehine 7
ve allâhu : ve Allah
-
60-Mümtehine 7
ve allâhu : ve Allah
-
60-Mümtehine 8
lâ yenhâ-kum(u) : sizi nehyetmez, yasaklamaz
-
60-Mümtehine 8
allâhu : Allah
-
60-Mümtehine 8
allâhe : Allah
-
60-Mümtehine 9
yenhâkum(u) allâhu : Allah sizi nehyeder, size yasaklar
-
60-Mümtehine 9
alâ ihrâci-kum : sizin çıkarılmanıza
-
60-Mümtehine 9
ulâike : işte onlar
-
60-Mümtehine 10
allâhu : Allah
-
60-Mümtehine 10
lâ terciû : geri döndürmeyiniz
-
60-Mümtehine 10
ilâ el kuffâri : kâfirlere (kâfir erkeklere)
-
60-Mümtehine 10
lâ : değildir
-
60-Mümtehine 10
ve lâ : ve değildir
-
60-Mümtehine 10
ve lâ : ve yoktur
-
60-Mümtehine 10
ve lâ tumsikû : ve tutmayın
-
60-Mümtehine 10
hukmu allâhi : Allah'ın hükmü
-
60-Mümtehine 10
ve allâhu : ve Allah
-
60-Mümtehine 11
ilâ el kuffâri : kâfirlere
-
60-Mümtehine 11
ve ittekû allâhe : ve Allah'a karşı takva sahibi olun
-
60-Mümtehine 12
alâ : üzerine, ...e
-
60-Mümtehine 12
en lâ yuşrikne : (kadınların) ortak koşmaması
-
60-Mümtehine 12
bi allâhi : Allah'a
-
60-Mümtehine 12
ve lâ yesrıkne : ve (kadınların) hırsızlık yapmaması
-
60-Mümtehine 12
ve lâ yeznîne : ve (kadınların) zinada bulunmaması
-
60-Mümtehine 12
ve lâ yaktulne : ve (kadınları) öldürmemesi
-
60-Mümtehine 12
evlâdehunne : (kadınların) evlâtları, çocukları
-
60-Mümtehine 12
ve lâ ye'tîne : ve (kadınların) getirmemesi, yapmaması
-
60-Mümtehine 12
ve lâ ya'sîne-ke : ve (kadınlar) sana asi olmasınlar
-
60-Mümtehine 12
allâhe : Allah
-
60-Mümtehine 12
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
60-Mümtehine 13
lâ tetevellev : dönmeyin
-
60-Mümtehine 13
allâhu : Allah
-
61-Saf 1
li allâhi : Allah'ı
-
61-Saf 2
mâ lâ tef'alûne : yapmayacağınız, yapamayacağınız şey
-
61-Saf 3
inde allâhi : Allah'ın indinde, katında
-
61-Saf 3
lâ tef'alûne : yapmıyorsunuz, yapmazsınız
-
61-Saf 4
allâhe : Allah
-
61-Saf 5
resûlu allâhi : Allah'ın Resûl'ü
-
61-Saf 5
allâhu : Allah
-
61-Saf 5
ve allâhu : ve Allah
-
61-Saf 5
lâ yehdî : hidayete erdirmez
-
61-Saf 6
resûlu allâhi : Allah'ın Resûl'ü
-
61-Saf 7
alâ allâhi : Allah'a karşı
-
61-Saf 7
ilâ el islâmi : İslâm'a, teslime
-
61-Saf 7
ve allâhu : ve Allah
-
61-Saf 7
lâ yehdî : hidayete erdirmez
-
61-Saf 8
nûra allâhi : Allah'ın nuru
-
61-Saf 8
ve allâhu : ve Allah
-
61-Saf 9
ala ed dîni kulli-hî : dînlerin hepsinin üzerine
-
61-Saf 10
alâ ticâretin : ticarete (ticaret için)
-
61-Saf 11
bi allâhi : Allah'a
-
61-Saf 11
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
61-Saf 13
min allâhi : Allah'tan
-
61-Saf 14
ensâra allâhi : Allah'ın yardımcıları
-
61-Saf 14
ilâ allâhi : Allah'a
-
61-Saf 14
ensâru allâhi : Allah'ın yardımcıları
-
61-Saf 14
alâ : karşı
-
62-Cum'a 1
li allâhi : Allah için, Allah'ı
-
62-Cum'a 2
fî dalâlin : dalâlet içinde
-
62-Cum'a 4
allâhi : Allah
-
62-Cum'a 4
ve allâhu : ve Allah
-
62-Cum'a 5
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
62-Cum'a 5
ve allâhu : ve Allah
-
62-Cum'a 5
lâ yehdî : hidayete erdirmez
-
62-Cum'a 6
li allâhi : Allah'ın
-
62-Cum'a 7
ve lâ yetemennevne-hû : ve onu temenni edemezler
-
62-Cum'a 7
ve allâhu : ve Allah
-
62-Cum'a 8
mulâkî-kum : sizinle mülâki olacak olan (siz karşılaşacaksınız)
-
62-Cum'a 8
ilâ âlimi : en iyi bilene
-
62-Cum'a 9
li es salâti : namaza, namaz için
-
62-Cum'a 9
ilâ zikri allâhi : Allah'ı zikretmeye, Allah'ın zikrine
-
62-Cum'a 10
es salâtu : namaz
-
62-Cum'a 10
min fadli allâhi : Allah'ın fazlından
-
62-Cum'a 10
allâhe : Allah
-
62-Cum'a 11
inde allâhi : Allah'ın indinde, katında
-
62-Cum'a 11
ve allâhu : ve Allah
-
63-Münâfikûn 1
le resûlu allâhi : elbette Allah'ın elçisi, resûlü
-
63-Münâfikûn 1
ve allâhu : ve Allah
-
63-Münâfikûn 1
ve allâhu : ve Allah
-
63-Münâfikûn 2
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
63-Münâfikûn 3
alâ : üzeri
-
63-Münâfikûn 3
lâ yefkahûne : fıkıh edemezler, idrak edemezler
-
63-Münâfikûn 4
allâhu : Allah
-
63-Münâfikûn 5
resûlu allâhi : Allah'ın resûlü
-
63-Münâfikûn 6
yagfire allâhu : Allah mağfiret eder, bağışlar
-
63-Münâfikûn 6
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
63-Münâfikûn 6
lâ yehdî : hidayete erdirmez
-
63-Münâfikûn 7
lâ tunfikû : infâk etmeyin, vermeyin
-
63-Münâfikûn 7
alâ men : kimselere
-
63-Münâfikûn 7
resûli allâhi : Allah'ın resûlü
-
63-Münâfikûn 7
ve li allâhi : ve Allah'ındır
-
63-Münâfikûn 7
ve lâkinne : ve lâkin, fakat, ancak
-
63-Münâfikûn 7
lâ yefkahûne : fıkıh edemezler, idrak edemezler
-
63-Münâfikûn 8
ilâ el medîneti : medineye, şehre
-
63-Münâfikûn 8
ve li allâhi : ve Allah'ın
-
63-Münâfikûn 8
ve lâkinne : ve lâkin, ancak
-
63-Münâfikûn 9
lâ tulhi-kum : sizi oyalamasın, alıkoymasın
-
63-Münâfikûn 9
ve lâ evlâdu-kum : ve sizin evlâtlarınız
-
63-Münâfikûn 9
an zikri allâhi : Allah'ı zikretmekten
-
63-Münâfikûn 9
ulâike : işte onlar
-
63-Münâfikûn 10
lev lâ : eğer, keşke ..... olsa olmaz mı
-
63-Münâfikûn 10
ilâ ecelin : belirli bir süreye, bir zamana kadar
-
63-Münâfikûn 11
yuahhira allâhu : Allah ertelemez
-
63-Münâfikûn 11
ve allâhu : ve Allah
-
64-Teğabün 1
li allâhi : Allah'ı
-
64-Teğabün 1
alâ kulli şey'in : herşeye
-
64-Teğabün 2
halaka-kum : sizi yarattı
-
64-Teğabün 2
ve allâhu : ve Allah
-
64-Teğabün 3
halaka : yarattı
-
64-Teğabün 4
ve allâhu : ve Allah
-
64-Teğabün 6
allâhu : Allah
-
64-Teğabün 6
ve allâhu : ve Allah
-
64-Teğabün 7
belâ : hayır (olumsuz ifadeye, olumlu karşılık verilirken 'evet' anlamında kullanılır)
-
64-Teğabün 7
alâ allâhi : Allah'a
-
64-Teğabün 8
bi allâhi : Allah'a
-
64-Teğabün 8
ve allâhu : ve Allah
-
64-Teğabün 9
bi allâhi : Allah'a
-
64-Teğabün 10
ulâike : işte onlar
-
64-Teğabün 11
illâ : den başka, olmaksızın, olmadıkça
-
64-Teğabün 11
bi izni allâhi : Allah'ın izni
-
64-Teğabün 11
bi allâhi : Allah'a
-
64-Teğabün 11
ve allâhu : ve Allah
-
64-Teğabün 12
allâhe : Allah
-
64-Teğabün 12
alâ resûli-nâ : resûlümüzün üzerinde olan (sorumluluk)
-
64-Teğabün 12
el belâgu : tebliğ, açıklama
-
64-Teğabün 13
allâhu : Allah
-
64-Teğabün 13
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
64-Teğabün 13
illâ : sadece, den başka
-
64-Teğabün 13
ve alâ allâhi : ve Allah'a
-
64-Teğabün 14
ve evlâdi-kum : ve sizin evlâtlarınız, çocuklarınız
-
64-Teğabün 14
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
64-Teğabün 15
ve evlâdu-kum : ve sizin evlâtlarınız, çocuklarınız
-
64-Teğabün 15
ve allâhu : ve Allah
-
64-Teğabün 16
allâhe : Allah'a
-
64-Teğabün 16
ulâike : işte onlar
-
64-Teğabün 17
allâhe : Allah
-
64-Teğabün 17
ve allâhu : ve Allah
-
65-Talâk 1
izâ tallaktum(u) : boşadığınız zaman
-
65-Talâk 1
allâhe : Allah
-
65-Talâk 1
lâ tuhricû-hunne : onları (kadınları) çıkarmayın
-
65-Talâk 1
ve lâ yahrucne : ve çıkmasınlar
-
65-Talâk 1
illâ : ancak, den başka, olmadıkça
-
65-Talâk 1
allâhi : Allah
-
65-Talâk 1
allâhi : Allah
-
65-Talâk 1
lâ tedrî : bilmezsin, bilemezsin
-
65-Talâk 1
allâhe : Allah
-
65-Talâk 2
belagne : erişti
-
65-Talâk 2
li allâhi : Allah için
-
65-Talâk 2
billâhi : Allah'a
-
65-Talâk 2
allâhe : Allah
-
65-Talâk 3
lâ yahtesibu : hesaba katmadı
-
65-Talâk 3
alâ allâhi : Allah'a
-
65-Talâk 3
allâhe : Allah
-
65-Talâk 3
allâhu : Allah
-
65-Talâk 4
ve ellâî : ve onlar (o kadınlar)
-
65-Talâk 4
selâsetu : üç
-
65-Talâk 4
ve ellâî : ve olanlar
-
65-Talâk 4
ve ulâtu : ve onlar (kadınlar)
-
65-Talâk 4
allâhe : Allah'tan
-
65-Talâk 5
allâhi : Allah
-
65-Talâk 5
allâhe : Allah
-
65-Talâk 6
ve lâ tudârrû-hunne : ve onlara zarar vermeyin
-
65-Talâk 6
ulâti : işte onlar, onlar
-
65-Talâk 7
allâhu : Allah
-
65-Talâk 7
lâ yukellifu : mükellef tutmaz, sorumlu tutmaz
-
65-Talâk 7
allâhu : Allah
-
65-Talâk 7
illâ : den başka (den fazlası)
-
65-Talâk 7
allâhu : Allah
-
65-Talâk 10
allâhu : Allah
-
65-Talâk 10
allâhe : Allah
-
65-Talâk 10
allâhu : Allah
-
65-Talâk 11
âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
65-Talâk 11
ilâ en nûri : nura
-
65-Talâk 11
bi allâhi : Allah'a
-
65-Talâk 11
allâhu : Allah
-
65-Talâk 12
allâhu : Allah
-
65-Talâk 12
halaka : yarattı
-
65-Talâk 12
allâhe : Allah
-
65-Talâk 12
alâ kulli şey'in : herşeye
-
65-Talâk 12
allâhe : Allah
-
66-Tahrim 1
allâhu : Allah
-
66-Tahrim 1
ve allâhu : ve Allah
-
66-Tahrim 2
allâhu : Allah
-
66-Tahrim 2
ve allâhu : ve Allah
-
66-Tahrim 2
mevlâ-kum : sizin mevlânız, dostunuz
-
66-Tahrim 3
ilâ ba'dı : bazısına
-
66-Tahrim 3
allâhu : Allah
-
66-Tahrim 4
ilâ allâhi : Allah'a
-
66-Tahrim 4
allâhe : Allah
-
66-Tahrim 4
mevlâ-hu : onun mevlâsı
-
66-Tahrim 4
ve el melâiketu : ve melekler
-
66-Tahrim 5
tallaka-kunne : sizi boşadı
-
66-Tahrim 6
melâiketun : melekler
-
66-Tahrim 6
gılâzun : sert davrananlar, haşin olanlar
-
66-Tahrim 6
lâ ya'sûne allâhe : Allah'a asi olmazlar, isyan etmezler
-
66-Tahrim 7
lâ ta'tezirû : özür beyan etmeyin
-
66-Tahrim 8
ilâ allâhi : Allah'a
-
66-Tahrim 8
lâ yuhzî : rüsva ve rezil etmez
-
66-Tahrim 8
allâhu : Allah
-
66-Tahrim 8
alâ kulli şey'in : herşeye
-
66-Tahrim 10
allâhu : Allah
-
66-Tahrim 10
min allâhi : Allah'tan
-
66-Tahrim 10
edhulâ : ikiniz girin
-
66-Tahrim 11
allâhu : Allah
-
67-Mülk 1
alâ kulli şey'in : herşeye
-
67-Mülk 2
halaka : yarattı
-
67-Mülk 3
halaka : yarattı
-
67-Mülk 9
belâ : bilâkis, evet
-
67-Mülk 9
allâhu : Allah
-
67-Mülk 9
in (...illâ) : ancak
-
67-Mülk 9
(in) ...illâ : ancak
-
67-Mülk 9
dalâlin : dalâlet
-
67-Mülk 14
e lâ ya'lemu : bilmez mi
-
67-Mülk 14
men halaka : yaratan kimse
-
67-Mülk 14
el latîfu : lâtif
-
67-Mülk 19
e ve lem yerev ilâ : ve görmüyorlar mı (...a bakmıyorlar mı)
-
67-Mülk 19
illâ er rahmânu : Rahmân'dan başkası
-
67-Mülk 20
in ...(illâ) : sadece
-
67-Mülk 20
(in)... illâ : sadece
-
67-Mülk 22
alâ : üzerinde
-
67-Mülk 22
alâ : üzerinde
-
67-Mülk 26
inde allâhi : Allah'ın indinde, yanında
-
67-Mülk 28
allâhu : Allah
-
67-Mülk 29
dalâlin : dalâlet, sapıklık
-
68-Kalem 4
alâ : üzerinde
-
68-Kalem 8
lâ tutıı : itaat etme
-
68-Kalem 10
ve lâ tutı' : ve itaat etme
-
68-Kalem 10
hallâfin : çok yemin edenler
-
68-Kalem 15
tutlâ : okundu
-
68-Kalem 16
alâ el hurtûmi : hortumu, burnu üzerine
-
68-Kalem 18
lâ yestesnûne : istisna yapmıyorlar
-
68-Kalem 22
alâ : üzere, ...e
-
68-Kalem 24
lâ yedhule-enne-hâ : sakın oraya girmesin
-
68-Kalem 25
alâ : üzere
-
68-Kalem 28
lâ tusebbihûne : tespih etmiyorsunuz
-
68-Kalem 30
alâ ba'dın : bazısına, diğerlerine
-
68-Kalem 30
(ba'du-hum alâ ba'din) : birbirlerine
-
68-Kalem 30
yetelâvemûne : karşılıklı levmediyorlar, kınıyorlar
-
68-Kalem 32
ilâ rabbi-nâ : Rabbimize
-
68-Kalem 39
ilâ yevmi el kıyâmeti : kıyâmet gününe kadar
-
68-Kalem 42
ilâ es sucûdi : secde etmeye
-
68-Kalem 42
lâ yestetîûne : muktedir olamazlar, güçleri yetmez
-
68-Kalem 43
ilâ es sucûdi : secdelere, secde etmeye
-
68-Kalem 44
lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
-
68-Kalem 48
ve lâ tekun : ve sen olma
-
68-Kalem 49
lev lâ : eğer olmasaydı
-
68-Kalem 52
illâ : den başka
-
69-Hâkka 17
alâ : üzerinde, de
-
69-Hâkka 18
lâ tahfâ : gizli kalmaz
-
69-Hâkka 20
mulâkin : mülâki olunacak
-
69-Hâkka 33
lâ yu'minu : inanmıyor, îmân etmiyor
-
69-Hâkka 33
bi allâhi : Allah'a
-
69-Hâkka 34
ve lâ yahuddu : ve teşvik etmez, etmiyordu
-
69-Hâkka 34
alâ taâmi : yedirme, yemek verme, doyurma
-
69-Hâkka 36
ve lâ : ve yoktur
-
69-Hâkka 36
illâ : den başka
-
69-Hâkka 37
lâ ye'kulu-hu : onu yemez
-
69-Hâkka 37
illâ : den başka
-
69-Hâkka 38
fe lâ : hayır
-
69-Hâkka 39
lâ tubsirûne : görmediğiniz
-
69-Hâkka 42
ve lâ : ve değildir
-
69-Hâkka 50
alâ : ...e
-
7-A'râf 1
Elif, lâm, mim, sâd Elif, lâm, mim, sâd
-
7-A'râf 2
lâ yekun : olmasın
-
7-A'râf 3
lâ tettebiû : tâbî olmayın, edinmeyin
-
7-A'râf 5
illâ : ...den başka
-
7-A'râf 8
fe ulâike : işte onlar
-
7-A'râf 9
ulâike ellezîne : işte o kimseler, işte onlar
-
7-A'râf 11
halak-nâ-kum : sizi biz yarattık
-
7-A'râf 11
li el melâiketi : meleklere
-
7-A'râf 11
illâ : hariç, ...den başka
-
7-A'râf 12
ellâ : olmamak
-
7-A'râf 12
halakte-nî : beni yarattın
-
7-A'râf 12
halakte-hu : onu yarattın
-
7-A'râf 14
ilâ : ...e kadar
-
7-A'râf 17
lâ tecidu : bulamayacaksın
-
7-A'râf 19
kulâ : yeyin (ikiniz)
-
7-A'râf 19
lâ takrabâ : yaklaşmayın (ikiniz de)
-
7-A'râf 20
illâ : sadece, ancak, ...den başka
-
7-A'râf 22
dellâ : o ikisine delillik, öncülük (önderlik) etti
-
7-A'râf 23
kâlâ : dediler (o ikisi)
-
7-A'râf 24
ilâ hînin : belli bir süreye kadar
-
7-A'râf 26
min âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerindendir
-
7-A'râf 27
lâ yeftine-enne-kum : sizi sakın fitneye düşürmesin, şaşırtmasın
-
7-A'râf 27
lâ terevne-hum : onları göremezsiniz
-
7-A'râf 27
lâ yu'minûne : inanmazlar, (mü'min olmayanlar)
-
7-A'râf 28
vallâhu : ve Allah
-
7-A'râf 28
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
7-A'râf 28
lâ ye'muru : emretmez
-
7-A'râf 28
alâ allâhi : Allah'a karşı
-
7-A'râf 28
lâ ta'lemûne : bilmiyorsunuz (bilmediğiniz)
-
7-A'râf 30
aleyhim ed dalâletu : üzerlerine dalâlet
-
7-A'râf 30
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
7-A'râf 31
ve lâ tusrifû : ve israf etmeyin
-
7-A'râf 31
lâ yuhıbbu : sevmez
-
7-A'râf 32
zînete allâhi elletî : Allah'ın ziyneti ki o
-
7-A'râf 33
bi allâhi : Allah'a
-
7-A'râf 33
alâ allâhi : Allah'a
-
7-A'râf 33
mâ lâ ta'lemûne : bilmediğiniz bir şeyi
-
7-A'râf 34
lâ yeste'hırûne : tehir edilmez, geriye bırakılmaz
-
7-A'râf 34
ve lâ yestakdimûne : ve öne alınmaz, ileri alınmaz
-
7-A'râf 35
fe lâ havfun : artık korku yoktur
-
7-A'râf 35
ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar
-
7-A'râf 36
ulâike : işte onlar
-
7-A'râf 37
alâ allâhi : Allah'a
-
7-A'râf 37
ulâike : işte onlar
-
7-A'râf 37
min dûnillâhi : Allah'tan başka
-
7-A'râf 37
alâ enfusi-him : kendi nefslerine, kendilerine
-
7-A'râf 38
li ûlâ-hum : onların öncekileri için
-
7-A'râf 38
hâulâi : işte onlar
-
7-A'râf 38
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
7-A'râf 38
lâ ta'lemûne : siz bilmezsiniz
-
7-A'râf 39
ûlâ-hum : onların evvelkileri
-
7-A'râf 40
lâ tufettehu : açılmaz
-
7-A'râf 40
ve lâ yedhulûne el cennete : ve cennete giremezler
-
7-A'râf 42
lâ nukellifu : sorumlu tutmayız
-
7-A'râf 42
illâ : ancak, yalnız, ...den başka
-
7-A'râf 42
ulâike : işte onlar
-
7-A'râf 43
li allâhi ellezî : Allah'a ki O
-
7-A'râf 43
lev lâ : olmasaydı
-
7-A'râf 43
en hedâ-na allâhu : Allah'ın bizi hidayete erdirmesi
-
7-A'râf 44
en lâ'netu allâhi : Allah'ın lâneti olsun
-
7-A'râf 44
alâ ez zâlimîne : zalimlerin üzerine
-
7-A'râf 45
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
7-A'râf 46
alâ el a'râfi : A'raf (cennet-cehennem arasındaki yüksek tepelerin) üstünde (arf: yüksek tepe, araf: yüksek tepeler)
-
7-A'râf 46
en selâmun aleykum : selâmlanmak sizin üzerinize olsun, selâm sizin üzerinize olsun
-
7-A'râf 47
lâ tec'al-nâ : bizi kılma
-
7-A'râf 49
e hâulâi ellezîne : o kimseler bunlar mı
-
7-A'râf 49
lâ yenâlu-hum allâhu : Allah onlara ulaşmaz
-
7-A'râf 49
lâ havfun : korku yoktur
-
7-A'râf 49
ve lâ entum tahzenûne : ve siz mahzun olmayacaksınız
-
7-A'râf 50
razaka-kum allâhu : Allah sizi rızıklandırdı
-
7-A'râf 50
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
7-A'râf 50
alâ el kâfirîne : kâfirlere
-
7-A'râf 52
alâ ilmin : bir ilim üzere
-
7-A'râf 53
illâ : başka, yalnız, sadece
-
7-A'râf 54
allâhu ellezî : Allah'tır ki o
-
7-A'râf 54
halaka : yarattı
-
7-A'râf 54
alâ el arşı : arşa
-
7-A'râf 54
e lâ : değil mi
-
7-A'râf 54
tebârake allâhu : Allah şanı yücedir, mukaddestir, mübarektir
-
7-A'râf 55
lâ yuhıbbu : sevmez
-
7-A'râf 56
ve lâ tufsidû : ve fesat, bozgunculuk çıkarmayın
-
7-A'râf 56
ıslâhı-hâ : onun ıslâhı, düzeni
-
7-A'râf 56
rahmete allâhi : Allah'ın rahmeti
-
7-A'râf 58
lâ yahrucu : çıkmaz, çıkarmaz
-
7-A'râf 58
illâ : ...den başka
-
7-A'râf 59
ilâ kavmi-hi : kavmine
-
7-A'râf 59
u'budû allâhe : Allah'a kul olun
-
7-A'râf 59
min ilâhin : bir ilâh
-
7-A'râf 60
fî dalâlin : dalâlet içinde
-
7-A'râf 61
dalâletun : dalâlette
-
7-A'râf 61
ve lâkin-nî : ve, fakat ben
-
7-A'râf 62
risâlâti : risaletleri
-
7-A'râf 62
min allâhi : Allah'tan
-
7-A'râf 62
mâ lâ ta'lemûne : sizin bilmediğiniz şeyleri
-
7-A'râf 63
alâ raculin : bir adama
-
7-A'râf 65
ve ilâ âdin : ve Ada, Ad kavmine
-
7-A'râf 65
u'budû allâhe : Allah'a kul olun
-
7-A'râf 65
min ilâhin : bir ilâh
-
7-A'râf 65
lâ tettekûne : takva sahibi olmazsınız, olmayacaksınız
-
7-A'râf 67
ve lâkin-nî : ve fakat ben
-
7-A'râf 68
risâlâti : risaleler
-
7-A'râf 69
alâ raculin : bir adama
-
7-A'râf 69
âlâe allâhi : Allah'ın nimetlerini
-
7-A'râf 70
li na'bude allâhe : Allah'a kul olmamız için
-
7-A'râf 71
mâ nezzele Allâhu : Allah indirmedi
-
7-A'râf 73
ve ilâ semûde : ve Semud'a
-
7-A'râf 73
u'budû allâhe : Allah'a kul olun
-
7-A'râf 73
min ilâhin : bir ilâh
-
7-A'râf 73
nâkatu allâhi : Allah'ın (dişi) devesi
-
7-A'râf 73
fî ardı allâhi : Allah'ın arzında
-
7-A'râf 73
ve lâ temessû-hâ : ve ona dokunmayın
-
7-A'râf 74
âlâe allâhi : Allah'ın ni'metleri
-
7-A'râf 74
ve lâ ta'sev : ve karışıklık çıkarmayın, bozgunculuk yapmayın
-
7-A'râf 79
fe tevellâ : o zaman yüz çevirdi, döndü
-
7-A'râf 79
eblagtu-kum : size tebliğ ettim, ulaştırdım
-
7-A'râf 79
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
7-A'râf 79
lâ tuhıbbûne : siz sevmiyorsunuz
-
7-A'râf 82
illâ : ancak, yalnız, ...den başka
-
7-A'râf 83
illâ imreete-hu : onun kadını (hanımı, eşi) hariç
-
7-A'râf 85
ve ilâ medyene : ve Medyen'e
-
7-A'râf 85
u'budû allâhe : Allah'a kul olun
-
7-A'râf 85
min ilâhin : bir ilâh
-
7-A'râf 85
ve lâ tebhasû : eksiltmeyin, hakkını vermemezlik yapmayın
-
7-A'râf 85
ve lâ tufsidû : ve fesat çıkartmayın
-
7-A'râf 85
ıslâhı-hâ : onun ıslâh olması
-
7-A'râf 86
ve lâ tak'udû : ve oturmayın
-
7-A'râf 86
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
7-A'râf 87
yahkume allâhu : Allah hükmünü verir
-
7-A'râf 89
alâ allâhi : Allah'a karşı
-
7-A'râf 89
neccey-nâ allâhu : Allah bizi kurtardı
-
7-A'râf 89
illâ : ancak, yalnız, hariç
-
7-A'râf 89
en yeşâe allâhu : Allah'ın dilemesi
-
7-A'râf 89
alâ allâhi : Allah'a
-
7-A'râf 93
fe tevellâ : o zaman yüz çevirdi
-
7-A'râf 93
eblagtu-kum : size tebliğ ettim, ulaştırdım
-
7-A'râf 93
risâlâti : risaleler, elçiye verilip gönderilenler
-
7-A'râf 93
alâ kavmin kâfirîne : inkâr eden kavme (kâfir kavme)
-
7-A'râf 94
illâ : yalnız, ancak, ...den başka
-
7-A'râf 95
lâ yeş'urûne : farkına varmazlar (şuurunda değiller)
-
7-A'râf 96
ve lâkin : lâkin, fakat
-
7-A'râf 99
mekra allâhi : Allah'ın tuzağı, hilesi
-
7-A'râf 99
fe lâ ye'menu : artık emin olamaz
-
7-A'râf 99
mekra allâhi : Allah'ın tuzağı, hilesi
-
7-A'râf 99
illâ : ...den başka
-
7-A'râf 100
alâ kulûbi-him : kalplerinin üzerini
-
7-A'râf 100
lâ yesmeûne : işitmezler (işitemezler)
-
7-A'râf 101
yatbau allâhu : Allah tabeder (açılamaz damga vurur), mühürler
-
7-A'râf 101
alâ kulûbi : kalplerinin üzerini
-
7-A'râf 103
ilâ fir'avne : firavuna
-
7-A'râf 103
ve melâi-hi : ve onun önde gelenleri, ileri gelenleri
-
7-A'râf 105
alâ : üzerine, ...a
-
7-A'râf 105
en lâ ekûle : (benim) söylemememdir
-
7-A'râf 105
alâ allahi : Allah'a karşı
-
7-A'râf 105
illâ el hakka : haktan başka
-
7-A'râf 117
ilâ mûsâ : Musa (as)'a
-
7-A'râf 124
min hilâfin : çapraz, karşılıklı
-
7-A'râf 125
ilâ rabbi-nâ : Rabbimize
-
7-A'râf 126
illâ : ancak, yalnız, ...den başka
-
7-A'râf 128
bi allâhi : Allah'tan
-
7-A'râf 128
li allâhi : Allah'ındır
-
7-A'râf 131
e lâ : değil mi
-
7-A'râf 131
inde allâhi : Allah'ın katında
-
7-A'râf 131
lâkinne : fakat, lâkin
-
7-A'râf 131
lâ ya'lemûne : bilmezler, bilmiyorlar
-
7-A'râf 133
mufassalâtin : ayrı ayrı
-
7-A'râf 135
ilâ ecelin : belirli bir müddete kadar, ecele (sona) kadar
-
7-A'râf 137
alâ : üzerlerine
-
7-A'râf 138
alâ kavmin : bir kavme
-
7-A'râf 138
alâ asnâmin : putlara
-
7-A'râf 138
ilâhen : bir ilâh
-
7-A'râf 139
hâulâi : bunlar
-
7-A'râf 140
e gayrallâhi : Allah'tan başka mı
-
7-A'râf 140
ilâhen : bir ilâh
-
7-A'râf 140
alâ el âlemîne : âlemlerin üstüne, âlemlere
-
7-A'râf 141
belâun : bir imtihan
-
7-A'râf 142
selâsîne : otuz
-
7-A'râf 142
ve lâ tettebi' : ve tâbî olma, uyma
-
7-A'râf 143
ve lâkin unzur : ve fakat bak
-
7-A'râf 143
ilâ el cebeli : dağa
-
7-A'râf 143
fe lemmâ tecellâ : fakat tecelli ettiği zaman
-
7-A'râf 144
alâ en nasi : insanların üstüne
-
7-A'râf 144
bi risâlâtî : gönderdiklerimle, risalelerimle
-
7-A'râf 144
ve bi kelâmî : ve kelâmımla, sözümle
-
7-A'râf 146
lâ yu'minu : inanmazlar
-
7-A'râf 146
lâ yettehızû-hu : onu edinmezler
-
7-A'râf 147
illâ : başka, hariç, ...den başka
-
7-A'râf 148
lâ yukellimu-hum : onlarla konuşmuyor
-
7-A'râf 148
ve lâ yehdî-him : ve onları hidayet etmiyor
-
7-A'râf 150
ilâ kavmi-hî : kavmine
-
7-A'râf 150
fe lâ tuşmit : artık yüzlerini güldürme, sevindirme
-
7-A'râf 150
ve lâ tec'al-nî : ve beni kılma
-
7-A'râf 155
feala es sufehâu : sefihlerin, akılsızların yaptıkları
-
7-A'râf 155
in hiye illâ : o sadece, ancak
-
7-A'râf 157
ve el aglâle elletî : ve zincirin halkaları ki o
-
7-A'râf 157
ulâike : işte onlar
-
7-A'râf 158
resûlu allâhi : Allah'ın resûlü
-
7-A'râf 158
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
7-A'râf 158
illâ huve : ondan başka
-
7-A'râf 158
fe âminû bi allâhi : öyleyse Allah'a îmân edin
-
7-A'râf 158
bi allâhi : Allah'a
-
7-A'râf 160
ilâ mûsâ : Musa (as)'a
-
7-A'râf 160
ve lâkin : ve fakat
-
7-A'râf 163
lâ yesbitune : yasak uygulamama (günü)
-
7-A'râf 163
lâ te'tî-him : onlara gelmiyorlar
-
7-A'râf 164
allâhu muhliku-hum : Allah'ın onları (kendilerini) helâk edeceği kimseler
-
7-A'râf 164
ilâ rabbi-kum : Rabbinize
-
7-A'râf 167
ilâ yevmi el kıyâmeti : kıyâmet gününe kadar
-
7-A'râf 169
en lâ yekûlû : söylememeleri
-
7-A'râf 169
alâ allâhi : Allah'a karşı
-
7-A'râf 169
illâ el hakka : haktan başka
-
7-A'râf 169
e fe lâ ta'kılûne : hâlâ akıl etmez misiniz
-
7-A'râf 170
ve ekâmû es salâte : ve namazı ikame ederler
-
7-A'râf 170
lâ nudîu : zayi etmeyiz
-
7-A'râf 172
alâ enfusi-him : nefslerinin (kendilerinin) üzerine
-
7-A'râf 172
belâ : evet (negatif soruya pozitif cevap verilirken kullanılır)
-
7-A'râf 176
ve lâkinne-hu : ve fakat o
-
7-A'râf 176
ilâ el ardı : arza, dünyaya
-
7-A'râf 178
yehdi allâhu : Allah hidayete erdirir
-
7-A'râf 178
fe ulâike : o takdirde, artık işte onlar
-
7-A'râf 179
lâ yefkahûne : fıkıh edemezler, idrak etmezler
-
7-A'râf 179
lâ yubsırûne : görmezler
-
7-A'râf 179
lâ yesmeûne : işitmezler
-
7-A'râf 179
ulâike : işte onlar
-
7-A'râf 179
ulâike : işte onlar
-
7-A'râf 180
ve li allâhi : ve Allah'ındır
-
7-A'râf 181
halâk-nâ : biz yarattık
-
7-A'râf 182
lâ ya'lemûne : bilmezler (bilemezler)
-
7-A'râf 184
in huve illâ : o ancak ...'dır
-
7-A'râf 185
mâ halaka allâhu : Allah'ın yarattığı şeyler
-
7-A'râf 186
yudlili allâhu : Allah dalâlette bırakır
-
7-A'râf 186
fe lâ : artık yoktur
-
7-A'râf 187
lâ yucellî-hâ : onu açığa çıkarmaz, açıklayamaz
-
7-A'râf 187
illâ huve : ondan başkası
-
7-A'râf 187
lâ te'tî-kum : size gelmez
-
7-A'râf 187
illâ bagteten : ansızın olmaktan başka bir şekilde (ancak, öyle ki ansızın gelir)
-
7-A'râf 187
inde allâhi : Allah'ın indinde, katında
-
7-A'râf 187
ve lâkinne : ve lâkin, fakat
-
7-A'râf 187
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
7-A'râf 188
lâ emliku : ben malik değilim (güce sahip değilim)
-
7-A'râf 188
ve lâ darran : ve darlık, zarar vermemek
-
7-A'râf 188
illâ mâ şae allâhu : Allah'ın dilemesi hariç
-
7-A'râf 188
in ene illâ : ben ancak, sadece
-
7-A'râf 189
halaka-kum : sizi yarattı
-
7-A'râf 189
deavâ allâhe : ikisi Allah'a dua etti
-
7-A'râf 190
cealâ : (ikisi) kıldılar
-
7-A'râf 190
fe teâlâ allâhu : halbuki, oysa Allah âlîdir, yücedir
-
7-A'râf 191
lâ yahluku : yaratamayan
-
7-A'râf 192
ve lâ yestetîûne : ve güç yetiremezler
-
7-A'râf 192
ve lâ : ve olmaz
-
7-A'râf 193
ilâ el hudâ : hidayete
-
7-A'râf 193
lâ yettebiû-kum : size uymazlar, tâbî olmazlar
-
7-A'râf 194
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
7-A'râf 195
lâ tunzirûne : göz açtırmayın, bekletmeyin, fırsat vermeyin, mühlet vermeyin
-
7-A'râf 196
veliyyiye allâhu ellezine : benim velîm Allah'tır ki o
-
7-A'râf 197
lâ yestetîûne : güç yetiremezler, muktedir değiller
-
7-A'râf 197
ve lâ : ve olmaz
-
7-A'râf 198
ilâ el hudâ : hidayete, Allah'a ulaşmaya
-
7-A'râf 198
lâ yesmeû : işitmezler
-
7-A'râf 198
lâ yubsırûne : görmezler
-
7-A'râf 200
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
7-A'râf 202
lâ yuksirûne : vazgeçmezler
-
7-A'râf 203
lev lâctebeyte-hâ \n(lev lâ ictebeyte-hâ) : eğer, şâyet, keşke onu toplasan (düzsen, uydursan) olmaz mı
-
7-A'râf 205
ve lâ tekun : ve sen olma
-
7-A'râf 206
lâ yestekbirûne : kibirlenmezler
-
70-Meâric 3
min allâhi : Allah'tan, Allah tarafından
-
70-Meâric 4
el melâiketu : melekler
-
70-Meâric 10
ve lâ yes'elu : ve sormaz
-
70-Meâric 15
kellâ : hayır asla
-
70-Meâric 17
ve tevellâ : ve yüz çeviren
-
70-Meâric 22
illâ : ancak, hariç
-
70-Meâric 23
alâ : ...a
-
70-Meâric 23
salâti-him : onların namazları, namazları
-
70-Meâric 30
illâ : hariç
-
70-Meâric 30
alâ : ...a
-
70-Meâric 31
ulâike : işte onlar
-
70-Meâric 34
alâ : ...e
-
70-Meâric 34
salâti-him : onların namazları
-
70-Meâric 35
ulâike : işte onlar
-
70-Meâric 39
kellâ : hayır asla
-
70-Meâric 39
halaknâ-hum : onları yarattık
-
70-Meâric 40
fe lâ : artık hayır (öyle değil)
-
70-Meâric 41
alâ : ...e
-
70-Meâric 42
yulâkû : karşılaşırlar, mülâki olurlar, kavuşurlar
-
70-Meâric 43
ilâ nusubin : dikili taş, hedef
-
71-Nuh 1
ilâ kavmi-hî : kendi kavmine
-
71-Nuh 3
allâhe : Allah'a
-
71-Nuh 4
ilâ ecelin : bir ecele kadar, bir zamana kadar
-
71-Nuh 4
allâhi : Allah
-
71-Nuh 4
lâ yûahharu : tehir edilmez, ertelenmez, uzatılmaz
-
71-Nuh 6
illâ : den başka
-
71-Nuh 13
lâ tercûne : ummuyorsunuz
-
71-Nuh 13
li allâhi : Allah için (Allah'a ait, Allah'tan)
-
71-Nuh 14
halaka-kum : sizi yarattı
-
71-Nuh 15
halaka : yarattı
-
71-Nuh 15
allâhu : Allah
-
71-Nuh 17
ve allâhu : ve Allah
-
71-Nuh 19
ve allâhu : ve Allah
-
71-Nuh 21
illâ : den başka
-
71-Nuh 23
lâ tezerunne(tezeru-enne) : sakın bırakmayın, terketmeyin
-
71-Nuh 23
ve lâ tezerunne(tezeru-enne) : ve sakın bırakmayın, terketmeyin
-
71-Nuh 23
ve lâ : ve değil
-
71-Nuh 23
ve lâ : ve değil
-
71-Nuh 24
ve lâ tezidi : ve artırma
-
71-Nuh 24
illâ : den başka
-
71-Nuh 24
dalâlen : dalâlet, sapma, sapıklık
-
71-Nuh 25
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
71-Nuh 26
lâ tezer : bırakma
-
71-Nuh 26
alâ el ardı : arzda, yeryüzünde
-
71-Nuh 27
ve lâ yelidû : ve doğurmazlar
-
71-Nuh 27
illâ : den başka
-
71-Nuh 28
ve lâ tezidi : ve artırma
-
71-Nuh 28
illâ : den başka
-
72-Cin 2
ilâ er ruşdi : irşada
-
72-Cin 3
teâlâ : çok yüce
-
72-Cin 3
ve lâ : ve değil, olmaz, olmadı
-
72-Cin 4
alâ allâhi : Allah'a karşı
-
72-Cin 5
alâ allâhi : Allah'a karşı
-
72-Cin 7
allâhu : Allah
-
72-Cin 9
elâne : şimdi
-
72-Cin 10
lâ nedrî : bilmiyoruz
-
72-Cin 12
allâhe : Allah
-
72-Cin 13
fe lâ yehâfu : bundan sonra korkmaz
-
72-Cin 13
ve lâ : ve yoktur, olmaz
-
72-Cin 14
ulâike : işte onlar
-
72-Cin 16
alâ et tarîkati : tarikata (Allah'a götüren) yola
-
72-Cin 18
li allâhi : Allah'a aittir, Allah içindir
-
72-Cin 18
lâ ted'û : dua etmeyin
-
72-Cin 18
allâhi : Allah
-
72-Cin 19
abdu allâhi : Allah'ın kulu
-
72-Cin 20
ve lâ uşriku : ve ortak etmem
-
72-Cin 21
lâ emliku : ben malik (sahip) değilim
-
72-Cin 21
ve lâ : ve değil
-
72-Cin 22
min allâhi : Allah'tan
-
72-Cin 23
illâ : sadece, ancak
-
72-Cin 23
belâgan : tebliğ
-
72-Cin 23
min allâhi : Allah'tan
-
72-Cin 23
ve risâlâti-hî : ve onun risaleti
-
72-Cin 23
allâhe : Allah
-
72-Cin 26
lâ yuzhiru : zahir etmez, bildirmez
-
72-Cin 26
alâ gaybi-hî : gaybını
-
72-Cin 27
illâ : ancak, hariç
-
72-Cin 28
risâlâti : risaleler
-
73-Müzzemmil 2
illâ : hariç, dışında
-
73-Müzzemmil 9
lâ : yoktur
-
73-Müzzemmil 9
ilâhe : ilâh
-
73-Müzzemmil 9
illâ : den başka
-
73-Müzzemmil 10
alâ mâ : şeye
-
73-Müzzemmil 15
ilâ fir'avne : firavuna
-
73-Müzzemmil 19
ilâ rabbi-hî : Rabbine
-
73-Müzzemmil 20
ve allâhu : ve Allah
-
73-Müzzemmil 20
min fadli allâhi : Allah'ın fazlından
-
73-Müzzemmil 20
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
73-Müzzemmil 20
ve ekîmû es salâte : ve namazı ikame edin, devamlı kılın
-
73-Müzzemmil 20
allâhe : Allah
-
73-Müzzemmil 20
inde allâhi : Allah'ın indinde, katında, yanında
-
73-Müzzemmil 20
ve istagfirû allâhe : ve Allah'a istiğfar edin, tövbe edip Allah'tan mağfiret dileyin
-
73-Müzzemmil 20
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
74-Müddessir 6
ve lâ temnun : ve iyilik yapma, lütufta bulunma
-
74-Müddessir 10
alâ el kâfirîne : kâfirlere
-
74-Müddessir 11
halaktu : yarattım
-
74-Müddessir 16
kellâ : hayır asla
-
74-Müddessir 24
illâ : sadece, ancak
-
74-Müddessir 25
illâ : sadece, ancak
-
74-Müddessir 28
lâ tubkî : yakıp tüketir, bakiye bırakmaz
-
74-Müddessir 28
ve lâ tezeru : ve terketmez, bırakmaz
-
74-Müddessir 31
illâ : den başka
-
74-Müddessir 31
melâiketen : melekler
-
74-Müddessir 31
illâ : den başka
-
74-Müddessir 31
ve lâ yertâbe : ve şüphe etmesin
-
74-Müddessir 31
allâhu : Allah
-
74-Müddessir 31
allâhu : Allah
-
74-Müddessir 31
illâ : den başka
-
74-Müddessir 31
illâ : den başka
-
74-Müddessir 32
kellâ : hayır asla (öyle değil)
-
74-Müddessir 39
illâ : hariç
-
74-Müddessir 53
kellâ : hayır
-
74-Müddessir 53
lâ yuhâfûne : korkmuyorlar
-
74-Müddessir 54
kellâ : hayır
-
74-Müddessir 56
illâ : den başkası
-
74-Müddessir 56
en yeşâe allâhu : Allah'ın dilemesi
-
75-Kıyamet 1
lâ : hayır
-
75-Kıyamet 2
ve lâ : ve hayır
-
75-Kıyamet 4
belâ : hayır
-
75-Kıyamet 4
alâ : ... e
-
75-Kıyamet 11
kellâ : hayır
-
75-Kıyamet 11
lâ : yok
-
75-Kıyamet 12
ilâ rabbi-ke : senin Rabbin'e (Rabbinin Huzuru)
-
75-Kıyamet 14
alâ : ... e
-
75-Kıyamet 16
lâ tuharrik : hareket ettirme
-
75-Kıyamet 20
kellâ : hayır
-
75-Kıyamet 23
ilâ rabbi-hâ : Rab'lerine
-
75-Kıyamet 26
kellâ : hayır
-
75-Kıyamet 30
ilâ rabbi-ke : senin Rabbine
-
75-Kıyamet 31
lâ saddaka : tasdik etmedi
-
75-Kıyamet 31
ve lâ sallâ : ve namaz kılmadı
-
75-Kıyamet 32
ve lâkin : ve lâkin
-
75-Kıyamet 32
ve tevellâ : ve yüz çevirdi
-
75-Kıyamet 33
ilâ ehli-hî : kendi ehline, ailesinin yanına
-
75-Kıyamet 34
evlâ : daha uygun, müstahak olma, haketme
-
75-Kıyamet 34
evlâ : daha uygun, müstahak olma, haketme
-
75-Kıyamet 35
evlâ : daha uygun, münasip, müstahak, haketme
-
75-Kıyamet 35
evlâ : uygun, münasip, müstahak, haketme
-
75-Kıyamet 38
alakaten : bir alak, rahim duvarına bir noktadan asılı olan embriyo, cenin
-
75-Kıyamet 38
halaka : halketti, yarattı
-
75-Kıyamet 40
alâ : üzerine
-
76-İnsan 1
alâ : üzerinden
-
76-İnsan 2
halaknâ : yarattık
-
76-İnsan 4
selâsile : zincirler
-
76-İnsan 4
ve aglâlen : ve demir halkalar
-
76-İnsan 6
ibâdu allâhi : Allah'ın kulları
-
76-İnsan 8
alâ hubbi-hî : ona sevgisi olan, sevdiği
-
76-İnsan 9
vechi allâhi : Allah'ın Yüzü, Allah'ın Rızası
-
76-İnsan 9
lâ nurîdu : biz istemiyoruz
-
76-İnsan 9
lâ şukûren : bir teşekkür değil
-
76-İnsan 11
vakâ-hum(u) allâhu : Allah onları korudu
-
76-İnsan 11
ve lakkâ-hum : ve onları kavuşturdu
-
76-İnsan 13
alâ : üzerinde
-
76-İnsan 13
lâ yeravne : görmezler
-
76-İnsan 13
ve lâ : ve değil, yoktur, olmaz
-
76-İnsan 14
zılâlu-hâ : onun gölgeleri
-
76-İnsan 24
ve lâ tutı' : ve itaat etme
-
76-İnsan 27
hâulâi : işte onlar
-
76-İnsan 28
halaknâ-hum : onları yarattık
-
76-İnsan 29
ilâ rabbi-hî : Rabbine
-
76-İnsan 30
illâ : dışında, olmadıkça
-
76-İnsan 30
en yeşâe allâhu : Allah'ın dilemesi
-
76-İnsan 30
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
77-Mürselât 1
el murselâti : gönderilenler
-
77-Mürselât 22
ilâ : ... e kadar
-
77-Mürselât 29
ilâ : ... a
-
77-Mürselât 30
ilâ : ... e
-
77-Mürselât 30
selâsi : üç (3)
-
77-Mürselât 31
lâ zalîlin : gölgeli yapmaz, gölgelendirmez
-
77-Mürselât 31
ve lâ yugnî : ve fayda vermez, faydası olmaz
-
77-Mürselât 35
lâ yentıkûne : konuşamayacaklar, konuşamazlar
-
77-Mürselât 36
ve lâ yu'zenu : ve izin verilmez
-
77-Mürselât 41
fî zılâlin : gölgelerde
-
77-Mürselât 48
lâ yerkeûne : rükû etmezler
-
78-Nebe 4
kellâ : hayır
-
78-Nebe 5
kellâ : hayır
-
78-Nebe 8
ve halaknâ-kum : ve sizi biz yarattık
-
78-Nebe 23
lâbisîne : kalacak olanlar
-
78-Nebe 24
lâ yezûkûne : tatmazlar
-
78-Nebe 24
ve lâ : ve olmaz
-
78-Nebe 25
illâ : den başka
-
78-Nebe 27
lâ yercûne : ümit etmiyorlar, ummuyorlar
-
78-Nebe 30
illâ : den başka
-
78-Nebe 35
lâ yes'meûne : işitmezler
-
78-Nebe 35
lagven : boş söz
-
78-Nebe 35
ve lâ kizzâben : ve yalan olmaz, yoktur
-
78-Nebe 37
lâ yemlikûne : malik değildir
-
78-Nebe 38
ve el melâiketu : ve melekler
-
78-Nebe 38
lâ yetekellemûne : konuşamaz
-
78-Nebe 38
illâ : den başka
-
78-Nebe 39
ilâ rabbi-hî : Rabbine
-
79-Nâziât 17
ilâ fir'avne : firavuna
-
79-Nâziât 18
leke ilâ : sen, sana, senin için
-
79-Nâziât 19
ilâ rabbi-ke : Rabbine
-
79-Nâziât 24
el a'lâ : en yüce, çok yüce
-
79-Nâziât 25
ehaze-hu allâhu : Allah onu ahzetti, yakalayıp helâk etti
-
79-Nâziât 25
ve el ûlâ : ve ilk, önceki (dünya)
-
79-Nâziât 44
ilâ rabbi-ke : Rabbine
-
79-Nâziât 46
illâ : den başka
-
8-Enfâl 1
li allâhi : Allah'ın
-
8-Enfâl 1
fe ittekû allâhe : artk Allah'a karşı takva sahibi olun
-
8-Enfâl 1
ve etîû allâhe : ve Allah'a itaat edin
-
8-Enfâl 2
izâ zukirallâhu (zukire allâhu) : Allah zikredildiği zaman
-
8-Enfâl 2
ve alâ rabbi-him : ve Rab'lerine
-
8-Enfâl 3
yukîmûne es salâte : namazı ikame ederler (kılarlar)
-
8-Enfâl 4
ulâike : işte onlar
-
8-Enfâl 6
ilâ el mevti : ölüme
-
8-Enfâl 7
ve iz yaıdu-kum allâhu : ve Allah size vaadediyordu
-
8-Enfâl 7
ve yurîdu allâhu : ve Allah istiyor
-
8-Enfâl 9
min el melâiketi : meleklerden, meleklerle
-
8-Enfâl 10
mâ ceale-hu allâhu : Allah onu yapmadı
-
8-Enfâl 10
illâ : sadece, ancak, ...den başka
-
8-Enfâl 10
illâ : sadece, ancak, ...den başka
-
8-Enfâl 10
min indi allâhi : Allah'ın katından
-
8-Enfâl 10
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 11
ve li yarbıta alâ : ve rabt etmek, bağlamak için
-
8-Enfâl 12
ilâ el melâiketi : meleklere
-
8-Enfâl 13
şâkku allâhe : Allah'a karşı geldiler (şâkî oldular)
-
8-Enfâl 13
yuşâkıkı allâhe : Allah'a karşı gelir
-
8-Enfâl 13
fe inne allâhe : bundan sonra, o taktirde,muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 15
fe lâ tuvellûhum(u) el edbâra : artık onlara arkanızı dönmeyin (kaçmayın)
-
8-Enfâl 16
illâ : ancak, ...den başka
-
8-Enfâl 16
ilâ fietin : bir gruba
-
8-Enfâl 16
min allâhi : Allah'tan
-
8-Enfâl 17
ve lâkinne allâhe : ve lâkin, fakat, ama Allah
-
8-Enfâl 17
ve lâkinne allâhe : ve fakat, ama Allah
-
8-Enfâl 17
belâen : bir belâ, bir imtihan
-
8-Enfâl 17
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 18
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 19
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 20
etîu allâhe : Allah'a itaat edin
-
8-Enfâl 20
ve lâ tevellev : ve yüz çevirmeyin
-
8-Enfâl 21
ve lâ tekûnû : ve siz olmayın
-
8-Enfâl 21
lâ yesmeûne : işitmezler
-
8-Enfâl 22
inde allâhi : Allah'ın katında
-
8-Enfâl 22
ellezîne lâ ya'kılûne : onlar akıl etmeyenler
-
8-Enfâl 23
alime allâhu : Allah bildi
-
8-Enfâl 24
li allâhi : Allah'a
-
8-Enfâl 24
enne allâhe : Allah'ın ... olduğunu
-
8-Enfâl 25
lâ tusîbenne : isabet etmez
-
8-Enfâl 25
enne allâhe : Allah'ın, ... olduğunu
-
8-Enfâl 27
lâ tehûnû allâhe : Allah'a ihanet etmeyin
-
8-Enfâl 28
ve evlâdu-kum : ve evlâtlarınız, çocuklarınız
-
8-Enfâl 28
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 29
tetteku allâhe : Allah'a (karşı) takva sahibi olun
-
8-Enfâl 29
ve allâhu : ve Allah
-
8-Enfâl 30
ve yemkuru allâhu : ve Allah tuzak kurar
-
8-Enfâl 30
ve allâhu : ve Allah
-
8-Enfâl 31
ve iza tutlâ : ve tilâvet edildiği, okunduğu zaman
-
8-Enfâl 31
in
.. (illâ) : ancak, sadece
-
8-Enfâl 31
in
.. (illâ) : ancak, sadece
-
8-Enfâl 32
kâlû allâhumme : onlar 'Allah'ım' dediler
-
8-Enfâl 33
mâ kâne allâhu : Allah olmadı, değildir
-
8-Enfâl 33
mâ kâne allâhu : Allah olmadı, değildir
-
8-Enfâl 34
ellâ : olmasın
-
8-Enfâl 34
yuazzibe-hum allâhu : Allah onları azaplandırır
-
8-Enfâl 34
in ... illâ : ancak, sadece
-
8-Enfâl 34
ve lâkinne : ve fakat, ama, lâkin
-
8-Enfâl 34
lâ ya'lemûne : bilmezler
-
8-Enfâl 35
salâtu-hum : onların ibadetleri
-
8-Enfâl 35
illâ : ...den başka, ancak
-
8-Enfâl 36
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan (Sıratı Mustakîm'den)
-
8-Enfâl 36
ilâ cehenneme : cehenneme
-
8-Enfâl 37
li yemîze allâhu el habîse : Allah'ın murdarı, pisi ayırt etmesi için
-
8-Enfâl 37
alâ ba'dın (ba'da-hu alâ ba'dın) : bir kısmının üzerine (birbirinin üzerine)
-
8-Enfâl 37
ulâike : işte onlar
-
8-Enfâl 39
lâ tekûne : olmasın (kalmasın)
-
8-Enfâl 39
lillâhi (li allâhi) : Allah'ın, Allah'a ait, Allah için
-
8-Enfâl 39
fe inne allâhe : o taktirde, muhakkak Allah
-
8-Enfâl 40
enne allâhe : muhakkak Allah
-
8-Enfâl 40
mevlâ-kum : sizin mevlânız, dostunuz
-
8-Enfâl 40
ni'me el mevlâ : ne güzel mevlâ
-
8-Enfâl 41
lillâhi (li allâhi) : Allah'ın
-
8-Enfâl 41
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
8-Enfâl 41
alâ abdi-nâ : kulumuza
-
8-Enfâl 41
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
8-Enfâl 41
alâ : üzerine, ...e
-
8-Enfâl 42
ve lâkin : ve fakat, ama
-
8-Enfâl 42
allâhu : Allah
-
8-Enfâl 42
ve inne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 43
yurîke-hum allâhu : Allah sana onları gösteriyor
-
8-Enfâl 43
ve lâkinne allâhe : ve fakat Allah
-
8-Enfâl 44
allâhu : Allah
-
8-Enfâl 44
ve ilâllâhi (ve ilâ allâhi) : ve Allah'a
-
8-Enfâl 45
vezkurullâhe (ve uzkur allâhe) : ve Allah'ı zikredin
-
8-Enfâl 46
ve etîu allâhe : ve Allah'a itaat edin
-
8-Enfâl 46
ve lâ tenâzeû : ve anlaşmazlığa, nizaya düşmeyin
-
8-Enfâl 46
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 47
ve lâ tekûnû : ve olmayın
-
8-Enfâl 47
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
8-Enfâl 47
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
8-Enfâl 48
lâ gâlibe : galip olacak, yenecek, üstün gelecek yoktur
-
8-Enfâl 48
alâ akibey-hi : iki topuğu üstünde
-
8-Enfâl 48
mâ lâ terevne : sizin görmediğiniz şey(ler)i
-
8-Enfâl 48
ehâfu allâhe : ben Allah'tan korkarım
-
8-Enfâl 48
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
8-Enfâl 49
hâulâi : bunlar
-
8-Enfâl 49
alâllâhi (alâ allâhi) : Allah'a
-
8-Enfâl 49
fe inne allâhe : o zaman,o takdirde muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 50
el melâiketu : melekler
-
8-Enfâl 51
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 51
bi zallâmin : zulmeden, zulmedici
-
8-Enfâl 52
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
8-Enfâl 52
fe ehaze-hum allâhu : o zaman, böylece Allah onları aldı (yakaladı)
-
8-Enfâl 52
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 53
allâhe : Allah
-
8-Enfâl 53
alâ kavmin : bir kavme
-
8-Enfâl 53
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 55
inde allâhi : Allahın katında
-
8-Enfâl 55
lâ yu'minûne : inanmazlar
-
8-Enfâl 56
lâ yettekûne : takva sahibi değiller (olmazlar)
-
8-Enfâl 58
alâ sevâ'in : eşitlik (doğruluk) üzere
-
8-Enfâl 58
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 58
lâ yuhıbbu el hâinîne : hainleri (ihanet eden kimseleri) sevmez
-
8-Enfâl 59
ve lâ yahsebenne : ve sakın sanmasınlar, zannetmesinler
-
8-Enfâl 59
lâ yu'cizûne : aciz bırakamazlar
-
8-Enfâl 60
aduvve allâhi : Allah'ın düşmanları
-
8-Enfâl 60
lâ ta'lemûne-hum : siz onları bilmezsiniz
-
8-Enfâl 60
allâhu : Allah
-
8-Enfâl 60
fî sebîlillâhi (fî sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
8-Enfâl 60
lâ tuzlemûne : zulmedilmezsiniz, haksızlığa uğratılmazsınız
-
8-Enfâl 61
alâllâhi (alâ allâhi) : Allah'a
-
8-Enfâl 62
hasbe-ke allâhu : Allah sana yeter
-
8-Enfâl 63
ve lâkinne allâhe : ve lâkin, fakat Allah
-
8-Enfâl 64
allâh : Allah
-
8-Enfâl 65
alâl kıtâli (alâ el kıtâli) : savaşa
-
8-Enfâl 65
lâ yefkahûne : fıkıh edemezler, idrak etmezler
-
8-Enfâl 66
haffefe allâhu : Allah hafifletti
-
8-Enfâl 66
bi iznillâhi (bi izni allâhi) : Allah'ın izni ile
-
8-Enfâl 66
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
8-Enfâl 67
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
8-Enfâl 67
vallâhu : ve Allah
-
8-Enfâl 68
lev lâ : eğer olmasaydı
-
8-Enfâl 68
min allâhi : Allah'tan, Allah tarafından
-
8-Enfâl 69
halâlen : helâl olarak
-
8-Enfâl 69
vettekullâhe (ve ittekullâhe) : ve Allah'a karşı takva sahibi olun
-
8-Enfâl 69
innallâhe : muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 70
ya'lemi allâhu : Allah bilir
-
8-Enfâl 70
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
8-Enfâl 71
hânu allâhe : Allah'a ihanet ettiler
-
8-Enfâl 71
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
8-Enfâl 72
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
8-Enfâl 72
ulâike : işte onlar
-
8-Enfâl 72
min velâyeti-him : onlara velayetiniz, himayeniz
-
8-Enfâl 72
illâ : ancak, olması hariç
-
8-Enfâl 72
alâ kavmin : bir topluluğa
-
8-Enfâl 72
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
8-Enfâl 73
illâ tef'alû-hu : onu yapmazsanız
-
8-Enfâl 74
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
8-Enfâl 74
ulâike : işte onlar
-
8-Enfâl 75
fe ulâike : o zaman, işte onlar
-
8-Enfâl 75
evlâ : daha yakın
-
8-Enfâl 75
fî kitâbi allâhi : Allah'ın Kitab'ında
-
8-Enfâl 75
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
80-Abese 1
ve tevellâ : ve başını çevirdi
-
80-Abese 7
ellâ yezzekkâ : onun tezkiye olmamasında
-
80-Abese 11
kellâ : hayır
-
80-Abese 18
halaka-hu : onu yarattı
-
80-Abese 19
halaka-hu : onu yarattı
-
80-Abese 23
kellâ : hayır
-
80-Abese 24
ilâ taâmi-hî : taamına, yemeğine
-
80-Abese 42
ulâike : işte onlar
-
81-Tekvir 15
lâ : hayır
-
81-Tekvir 24
alâ el gaybi : gayba karşı, o gaybta vahyolunan
-
81-Tekvir 27
in ... (illâ) : ancak, sadece
-
81-Tekvir 27
(in) ... illâ : ancak, sadece
-
81-Tekvir 29
illâ : olmadıkça
-
81-Tekvir 29
en yeşâe allâhu : Allah'ın dilemesi
-
82-İnfitâr 7
halaka-ke : seni yarattı
-
82-İnfitâr 9
kellâ : hayır
-
82-İnfitâr 19
lâ temliku : güç yetirmeye malik değildir
-
82-İnfitâr 19
li allâhi : Allah'ın
-
83-Mutaffifin 2
alâ en nâsi : insanlara
-
83-Mutaffifin 4
lâ yezunnu : zannetmiyorlar, ihtimal vermiyorlar, bilmiyorlar
-
83-Mutaffifin 4
ulâike : işte onlar
-
83-Mutaffifin 7
kellâ : hayır
-
83-Mutaffifin 12
illâ : hariç
-
83-Mutaffifin 13
tutlâ : okundu
-
83-Mutaffifin 14
kellâ : hayır
-
83-Mutaffifin 14
alâ : üzerini
-
83-Mutaffifin 15
kellâ : hayır
-
83-Mutaffifin 18
kellâ : hayır
-
83-Mutaffifin 23
alâ : üzerinde
-
83-Mutaffifin 31
ilâ : ... e
-
83-Mutaffifin 32
hâulâi : işte onlar
-
83-Mutaffifin 35
alâ : üzerinde
-
84-İnşikak 6
ilâ : ... e
-
84-İnşikak 6
mulâkî-hi : ona mülâki olur, onunla karşılaşır, ona ulaşır, ona kavuşur
-
84-İnşikak 9
ilâ : ... e
-
84-İnşikak 12
ve yaslâ : ve ateşe yaslanacak (atılacak)
-
84-İnşikak 15
belâ : hayır
-
84-İnşikak 16
fe lâ : artık, bundan sonra hayır
-
84-İnşikak 20
lâ yu'minûne : îmân etmiyorlar (inanmıyorlar)
-
84-İnşikak 21
lâ yescudûne : secde etmiyorlar, etmezler
-
84-İnşikak 23
ve allâhu : ve Allah
-
84-İnşikak 25
illâ : ancak
-
85-Bürûc 7
alâ mâ yef'alûne : yaptıkları şeylere
-
85-Bürûc 8
illâ : den başka
-
85-Bürûc 8
bi allâhi : Allah'a
-
85-Bürûc 9
ve allâhu : ve Allah
-
85-Bürûc 9
alâ : üzerine, ... a
-
85-Bürûc 20
ve allâhu : ve Allah
-
86-Târık 8
alâ rec'ı-hî : onu döndürmeye
-
86-Târık 9
tublâ : beliğ olacak, ortaya çıkacak, açıklanacak
-
86-Târık 10
lâ : yok
-
87-A'lâ 1
el a'lâ : âlâ, yüce
-
87-A'lâ 2
halaka : yarattı
-
87-A'lâ 6
lâ tensâ : sen unutmayacaksın
-
87-A'lâ 7
illâ : ancak
-
87-A'lâ 7
mâ şâe allâhu : Allah'ın dilediği şey
-
87-A'lâ 12
yaslâ : atılacak
-
87-A'lâ 13
lâ yemûtu : ölmez
-
87-A'lâ 13
ve lâ yahyâ : ve yaşamaz, hayat bulmaz
-
87-A'lâ 15
sallâ : namaz kıldı
-
87-A'lâ 18
el ûlâ : evvelki, önceki
-
88-Ğâşiye 4
teslâ : yaslanırlar, atılırlar
-
88-Ğâşiye 6
illâ : den başka
-
88-Ğâşiye 7
lâ yusminu : beslemez
-
88-Ğâşiye 7
ve lâ yugnî : ve fayda vermez
-
88-Ğâşiye 11
lâ tesmeu : işitmezsin
-
88-Ğâşiye 11
lâgıyeten : boş söz
-
88-Ğâşiye 17
lâ yanzurûne : bakmıyorlar, bakmazlar
-
88-Ğâşiye 17
ilâ el ibili : deveye
-
88-Ğâşiye 18
ilâ : ... e
-
88-Ğâşiye 19
ilâ el cibâli : dağlara
-
88-Ğâşiye 20
ve ilâ el ardı : ve arza, yeryüzüne
-
88-Ğâşiye 23
illâ : ancak
-
88-Ğâşiye 23
tevellâ : döner
-
88-Ğâşiye 24
allâhu : Allah
-
89-Fecr 8
lem yuhlak : yaratılmadı
-
89-Fecr 8
el bilâdi : beldeler, ülkeler
-
89-Fecr 11
el bilâdi : beldeler
-
89-Fecr 15
ibtelâ-hu : onu imtihan ettii
-
89-Fecr 16
ibtelâ-hu : onu imtihan etti
-
89-Fecr 17
kellâ : hayır
-
89-Fecr 17
lâ tukrimûne : ikram etmiyorsunuz, iyilik ve ihsanda bulunmuyorsunuz
-
89-Fecr 18
ve lâ tehâddûne : ve birbirinizi teşvik etmiyorsunuz
-
89-Fecr 18
alâ taâmi : doyurmaya, doyurma konusunda
-
89-Fecr 21
kellâ : hayır
-
89-Fecr 25
lâ yuazzibu : azaplandıramaz
-
89-Fecr 26
ve lâ yûsiku : ve bağlamaz
-
89-Fecr 28
ilâ rabbiki : Rabbine
-
9-Tevbe 1
min allâhi : Allah'tan
-
9-Tevbe 1
ilâllezîne (ilâ ellezîne) : o kimselere
-
9-Tevbe 2
mu'cizî allâhi : Allah'ı aciz bırakan
-
9-Tevbe 2
ve enne allâhe : ve Allah'ın ... olduğunu
-
9-Tevbe 3
min allâhi : Allah'tan
-
9-Tevbe 3
ilâ en nâsi : insanlara
-
9-Tevbe 3
enne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 3
gayru mu'cizî allâhi : Allah'ı aciz bırakan değil (bırakamaz)
-
9-Tevbe 4
illâ : hariç, müstesna
-
9-Tevbe 4
ilâ muddeti-him : onların müddetine kadar
-
9-Tevbe 4
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 5
ve ekâmû es salâte : ve namazı ikâme ettiler
-
9-Tevbe 5
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 6
kelâme allâhi : Allah'ın sözü
-
9-Tevbe 6
lâ ya'lemûne : bilmeyen
-
9-Tevbe 7
inde allâhi : Allah'ın yanında
-
9-Tevbe 7
illâllezîne (illâ ellezîne) : o kimseler hariç, müstesna
-
9-Tevbe 7
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 8
lâ yerkubû : gözetmezler
-
9-Tevbe 8
ve lâ : ve yoktur, değildir, olmaz
-
9-Tevbe 9
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
9-Tevbe 10
lâ yerkubûne : gözetmezler
-
9-Tevbe 10
ve lâ : ve olmaz
-
9-Tevbe 10
ve ulâike : ve işte onlar
-
9-Tevbe 11
ve ekâmus salâte : ve namazı ikâme ettiler
-
9-Tevbe 12
lâ eymâne : yeminleri yoktur
-
9-Tevbe 13
e lâ : olmaz mı, öyle değil mi
-
9-Tevbe 13
fallâhu (fe allâhu) : oysa, halbuki Allah
-
9-Tevbe 14
yuazzibhum allâhu : Allah onları azaplandırır
-
9-Tevbe 15
ve yetûbu allâhu : ve Allah tövbeyi kabul eder
-
9-Tevbe 15
alâ : ...e
-
9-Tevbe 15
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
9-Tevbe 16
ya'lemi allâhu : Allah bilir
-
9-Tevbe 16
min dûni allâhi : Allah'tan başkası
-
9-Tevbe 16
ve lâ resûli-hî : ve onun resûlünün dışında, onun resûlünden başka
-
9-Tevbe 16
ve lâ el mu'minîne : ve mü'minlerin dışında, mü'minlerden başka
-
9-Tevbe 16
ve allâhu : ve Allah
-
9-Tevbe 17
mesâcide allâhi : Allah'ın mescidleri
-
9-Tevbe 17
alâ enfusi-him : kendi nefsleri üzerine, kendilerine
-
9-Tevbe 17
ulâike : işte onlar
-
9-Tevbe 18
mesâcide allâhi : Allah'ın mescidleri
-
9-Tevbe 18
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 18
ve ekâme es salâte : ve namazı ikame etti
-
9-Tevbe 18
illâ allâhe : Allah'tan başka
-
9-Tevbe 18
ulâike : işte onlar
-
9-Tevbe 19
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 19
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
9-Tevbe 19
lâ yestevûne : müsavi, denk olmaz, eşit olmaz
-
9-Tevbe 19
inde allâhi : Allah'ın katında
-
9-Tevbe 19
ve allâhu : ve Allah
-
9-Tevbe 19
lâ yehdî : hidayete erdirmez
-
9-Tevbe 20
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
9-Tevbe 20
inde allâhi : Allah'ın yanında, katında
-
9-Tevbe 20
ve ulâike : ve işte onlar
-
9-Tevbe 22
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 23
lâ tettehızû : edinmeyin
-
9-Tevbe 23
alâ el îmâni : îmâna karşı
-
9-Tevbe 23
fe ulâike : o zaman, artık, bundan sonra işte onlar
-
9-Tevbe 24
min allâhi : Allah'tan
-
9-Tevbe 24
hattâ ye'tiye allâhu : Allah getirinceye kadar
-
9-Tevbe 24
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
9-Tevbe 24
lâ yehdî : hidayete erdirmez
-
9-Tevbe 25
nasarakum allâhu : Allah size yardım etti
-
9-Tevbe 26
enzele allâhu : Allah indirdi
-
9-Tevbe 26
alâ resûli-hi : onun resûlünün üzerine
-
9-Tevbe 26
ve alâ el mu'minîne : ve mü'minlerin üzerine
-
9-Tevbe 27
yetûbu allâhu : Allah tövbesini kabul eder
-
9-Tevbe 27
alâ men yeşâu : dilediği kimseye
-
9-Tevbe 27
vallâhu : ve Allah
-
9-Tevbe 28
fe lâ yakrabû : artık yaklaşmasınlar
-
9-Tevbe 28
yugnî-kum allâhu : Allah sizi zengin yapar
-
9-Tevbe 28
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 29
ellezîne lâ yu'minûne : inanmayan kimseler
-
9-Tevbe 29
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 29
ve lâ bi el yevmi el âhiri : ve ahir gününe (inanmayan)
-
9-Tevbe 29
ve lâ yuharrimûne : ve haram etmezler
-
9-Tevbe 29
mâ harrame allâhu : Allah'ın haram kıldığı şeyi
-
9-Tevbe 29
ve lâ yedînûne : ve dîn edinmezler
-
9-Tevbe 30
uzeyrun ibnu allâhi : Üzeyir Allah'ın oğlu
-
9-Tevbe 30
el mesîhu ibnu allâhi : Mesih, Allah'ın oğlu
-
9-Tevbe 30
kâtele-hum allâhu : Allah onları öldürsün (kahretsin)
-
9-Tevbe 31
min dûni allâhi : Allah ile beraber
-
9-Tevbe 31
illâ : ancak, ...den başka
-
9-Tevbe 31
ilâhen : ilâh
-
9-Tevbe 31
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
9-Tevbe 31
illâ huve : ondan başka
-
9-Tevbe 32
nûra allâhi : Allah'ın nurunu
-
9-Tevbe 32
ve ye'ba allâhu : Allah istemez
-
9-Tevbe 32
illâ : ancak, ...den başka
-
9-Tevbe 33
alâd dîni (alâ ed dîni) : dîne, dîn üzerine
-
9-Tevbe 34
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
9-Tevbe 34
ve lâ yunfikûne-hâ : ve onu infâk etmezler
-
9-Tevbe 34
fî sebîli allâhi : Allah yolunda
-
9-Tevbe 36
inde allâhi isnâ aşera : Allah'ın katında on iki
-
9-Tevbe 36
fî kitâbi allâhi : Allah'ın kitabında
-
9-Tevbe 36
halaka es semâvâti : semaları yarattı
-
9-Tevbe 36
fe lâ tazlimû : artık zulmetmeyin
-
9-Tevbe 36
enne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 37
mâ harrame allâhu : Allah'ın haram kıldığı şey
-
9-Tevbe 37
mâ harrame allâhu : Allah'ın haram kıldığı şey
-
9-Tevbe 37
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
9-Tevbe 37
lâ yehdî : hidayete erdirmez
-
9-Tevbe 38
fî sebîli allâhi essâkaltum : Allah'ın yolunda sakil oldunuz, yavaş davrandınız, meylettiniz
-
9-Tevbe 38
ilâ el ardı : yere
-
9-Tevbe 38
illâ kalîlun : ancak daha az
-
9-Tevbe 39
illâ : ...'den başka, ancak, hariç
-
9-Tevbe 39
ve lâ tedurrû-hu : ve ona zarar veremezsiniz
-
9-Tevbe 39
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
9-Tevbe 39
alâ kulli şey'in : herşeye
-
9-Tevbe 40
illa : .. dışında, ...'den başka, ancak, hariç
-
9-Tevbe 40
nasara-hu allâhu : Allah ona yardım etti
-
9-Tevbe 40
lâ tahzen : mahzun olma, üzülme
-
9-Tevbe 40
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 40
fe enzele allâhu : o zaman Allah indirdi
-
9-Tevbe 40
es suflâ : sefil, sufli, adi
-
9-Tevbe 40
ve kelimetu allâhi : ve Allah'ın kelimesi
-
9-Tevbe 40
vallâhu : ve Allah
-
9-Tevbe 41
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
9-Tevbe 42
ve lâkin : lâkin, fakat
-
9-Tevbe 42
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
9-Tevbe 42
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
9-Tevbe 43
afâ allâhu : Allah affetti
-
9-Tevbe 44
lâ yeste'zinu-ke : senden izin istemezler
-
9-Tevbe 44
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
9-Tevbe 44
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
9-Tevbe 45
ellezîne lâ yu'minûne : inanmayan kimseler, inanmayanlar
-
9-Tevbe 45
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
9-Tevbe 46
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
9-Tevbe 46
kerihe allâhu : Allah kerih gördü
-
9-Tevbe 46
ve kîlak'udû (kîle uk'udû) : ve 'oturun, (orada) kalın' denildi
-
9-Tevbe 47
illâ : ...'den başka, ancak, dışında
-
9-Tevbe 47
hılâlekum : sizin aranızda
-
9-Tevbe 47
vallâhu : ve Allah
-
9-Tevbe 48
emru allâhi : Allah'ın emri
-
9-Tevbe 49
ve lâ teftin-nî : ve beni fitneye düşürme
-
9-Tevbe 49
e lâ : değil mi
-
9-Tevbe 51
illâ : ...'den başka, ancak, dışında
-
9-Tevbe 51
mâ ketebe allâhu : Allah'ın yazdığı şey
-
9-Tevbe 51
mevlâ-nâ : bizim Mevlâ'mız
-
9-Tevbe 51
ve alâ allâhi : ve Allah'a
-
9-Tevbe 52
illâ : ...'den başka
-
9-Tevbe 52
en yusîbe-kum allâhu : Allah'ın size isabet ettirmesi
-
9-Tevbe 54
illâ : ancak, ...den başka
-
9-Tevbe 54
bi allâhi : Allah'ı
-
9-Tevbe 54
ve lâ ye'tûne es salâte : ve namaza gelmezler
-
9-Tevbe 54
illâ : ancak, ...den başka
-
9-Tevbe 54
kusâlâ : tembel tembel, üşenerek
-
9-Tevbe 54
ve lâ yunfikûne : ve infâk etmezler
-
9-Tevbe 54
illâ : ancak, ...den başka
-
9-Tevbe 55
fe lâ tu'cib-ke : artık senin hoşuna gitmesin, imrendirmesin
-
9-Tevbe 55
ve lâ evlâdu-hum : ve onların evlâtları ... olmasın
-
9-Tevbe 55
yurîdu allâhu : Allah ister
-
9-Tevbe 56
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 56
ve lâkinne-hum : ve lâkin, fakat onlar
-
9-Tevbe 59
mâ âtâ-hum allâhu : Allah'ın onlara verdiği şey
-
9-Tevbe 59
hasbu-nâ allâhu : Allah bize yeter, kâfidir
-
9-Tevbe 59
se yu'ti-nâ allâhu : Allah bize verecek
-
9-Tevbe 59
ilâ allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 60
ve fî sebîli allâhi : ve Allah'ın yolunda
-
9-Tevbe 60
min allâhi : Allah'tan
-
9-Tevbe 60
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
9-Tevbe 61
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 61
resûle allâhi : Allah'ın resûlü
-
9-Tevbe 62
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 62
ve allâhu : ve Allah
-
9-Tevbe 63
yuhâdidi allâhe : Allah'a muhalefet ve niza ederse, haddi aşarsa
-
9-Tevbe 64
inne allâhe : muhakkak Allah
-
9-Tevbe 65
e bi allâhi : Allah ile mi
-
9-Tevbe 66
lâ ta'tezirû : özür beyan etmeyin
-
9-Tevbe 67
nesû allâhe : Allah'ı unuttular
-
9-Tevbe 68
vaada allâhu : Allah vaadetti
-
9-Tevbe 68
ve leane-hum allâhu : ve Allah onları lânetledi, onlara lanet etti
-
9-Tevbe 69
ve evlâden : ve evlât olarak
-
9-Tevbe 69
bi halâki-him : kendi payları, nasipleri ile
-
9-Tevbe 69
bi halâki-kum : sizin payınız, nasibiniz ile
-
9-Tevbe 69
bi halâki-him : onların payları, nasipleri ile
-
9-Tevbe 69
ulâike : işte onlar
-
9-Tevbe 69
ve ulâike : ve işte onlar
-
9-Tevbe 70
fe mâ kâne allâhu : o zaman, öyleyse ... Allah olmadı
-
9-Tevbe 70
ve lâkin : ve lâkin, fakat
-
9-Tevbe 71
ve yukîmûne es salâte : ve namazı ikâme ederler
-
9-Tevbe 71
ve yutîûne allâhe : ve Allah'a itaat ederler
-
9-Tevbe 71
ulâike : işte onlar
-
9-Tevbe 71
se yerhamu-hum allâhu : Allah onlara rahmet edecek
-
9-Tevbe 71
inne allâhe : muhakkak Allah
-
9-Tevbe 72
vaadallâhu : Allah vaadetti
-
9-Tevbe 72
min allâhi : Allah'tan
-
9-Tevbe 74
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 74
ba'de islâmi-him : İslâmlıklarından, İslâm olmalarından sonra
-
9-Tevbe 74
illâ : ancak, sadece
-
9-Tevbe 74
en agnâ-hum allâhu \n(gâni) : Allah'ın onları zenginleştirmesi \n: (zengin)
-
9-Tevbe 74
yuazzib-hum allâhu : Allah onları azaplandırır
-
9-Tevbe 74
ve lâ nasîrin : ve bir yardımcı yoktur
-
9-Tevbe 75
men âhede allâhe : Allah'a ahd veren kimse
-
9-Tevbe 77
ilâ yevmi : güne kadar
-
9-Tevbe 77
ahlefu allâhe : Allah'a muhalefet ettiler, yerine getirmediler
-
9-Tevbe 78
enne allâhe : Allah'ın ... olduğunu
-
9-Tevbe 78
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 78
allâmu el guyûbi : gayb bilgilerini, gaybte olanları çok iyi bilen
-
9-Tevbe 79
ve ellezîne lâ yecidûne : ve bulamayan kimseler
-
9-Tevbe 79
illâ cuhde-hum : cehdlerinden, emek ve çabalarından, gayretlerinden başka
-
9-Tevbe 79
sehire allâhu : Allah alay etti
-
9-Tevbe 80
lâ testagfir : mağfiret dileme
-
9-Tevbe 80
fe len yagfirallâhu : artık Allah asla mağfiret etmez
-
9-Tevbe 80
bi allâhi : Allah'ı
-
9-Tevbe 80
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
9-Tevbe 80
lâ yehdî : ulaştırmaz, hidayete erdirmez
-
9-Tevbe 81
hılâfe : muhalefet ederek
-
9-Tevbe 81
resuli allâhi : Allah'ın resûlü
-
9-Tevbe 81
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
9-Tevbe 81
lâ tenfirû : sefere (cihada) çıkmayınız
-
9-Tevbe 83
recea-ke allâhu : Allah seni döndürdü
-
9-Tevbe 83
ilâ tâifetin : bir topluluğa
-
9-Tevbe 84
ve lâ tusalli : ve namaz kılma
-
9-Tevbe 84
alâ ehadin : birisi için, birisinin üzerine
-
9-Tevbe 84
ve lâ tekum : ve sen durma
-
9-Tevbe 84
alâ kabri-hi : onun kabrinde, kabri başında
-
9-Tevbe 84
bi allâhi : Allah'ı
-
9-Tevbe 85
ve lâ tu'cib-ke : ve senin hoşuna gitmesin, seni imrendirmesin
-
9-Tevbe 85
ve evlâdu-hum : ve onların evlâtları
-
9-Tevbe 85
yurîdu allâhu : Allah istiyor
-
9-Tevbe 86
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 87
alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzeri
-
9-Tevbe 87
lâ yefkahûne : fıkıh edemezler, idrak edemezler, anlayamazlar
-
9-Tevbe 88
lâkin : lâkin, fakat, ama
-
9-Tevbe 88
ve ulâike : ve işte onlar
-
9-Tevbe 88
ve ulâike : ve işte onlar
-
9-Tevbe 89
eadde allâhu : Allah hazırladı
-
9-Tevbe 90
ellezîne kezebû allâhe : Allah'a yalan söyleyenler
-
9-Tevbe 91
alâ ed duafâi : zayıflar, kuvvetsizler, güçsüzler üzerine
-
9-Tevbe 91
ve lâ : ve yoktur
-
9-Tevbe 91
alâ el merdâ : hastaların üzerine
-
9-Tevbe 91
ve lâ alâ : ve yoktur üzerine
-
9-Tevbe 91
ellezîne lâ yecidûne : bulamayan kimseler
-
9-Tevbe 91
li allâhi : Allah için
-
9-Tevbe 91
mâ alâ el muhsinîne : muhsinler üzerine yoktur
-
9-Tevbe 91
vallâhu : ve Allah
-
9-Tevbe 92
ve lâ alâ ellezîne : ve o kimselerin üzerine yoktur
-
9-Tevbe 92
lâ ecidu : bulamıyorum
-
9-Tevbe 92
ellâ yecidû (en lâ yecidû) : bulamaması
-
9-Tevbe 93
alâ : üzerine
-
9-Tevbe 93
ve tabea allâhu : ve Allah tabetti, mühürledi
-
9-Tevbe 93
alâ : üzerini
-
9-Tevbe 93
lâ ya'lemûne : bilmezler, bilemezler
-
9-Tevbe 94
lâ ta'tezirû : özür beyan etmeyin
-
9-Tevbe 94
nebbe ene allâhu : Allah bana haber verdi, bildirdi
-
9-Tevbe 94
ve se yerâ allâhu : ve Allah görecek
-
9-Tevbe 94
ilâ : ...e
-
9-Tevbe 95
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 96
fe inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 96
lâ yerdâ : razı olmaz
-
9-Tevbe 97
ellâ (en lâ)ya'lemû : bilmemeleri, bilmemeye
-
9-Tevbe 97
enzele allâhu : Allah'ın indirdiği
-
9-Tevbe 97
alâ resûli-hi : resûlüne
-
9-Tevbe 97
ve allâhu : ve Allah
-
9-Tevbe 98
ve allâhu : ve Allah
-
9-Tevbe 99
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 99
inde allâhi : Allah'ın katında, Allah'ın indinde
-
9-Tevbe 99
ve salavâti er resûli : ve resûlün duaları
-
9-Tevbe 99
e lâ : (öyle) değil mi?, ... değil midir?
-
9-Tevbe 99
se yudhılu-hum allâhu : Allah onları dahil edecek
-
9-Tevbe 99
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 100
radıye allâhu : Allah razı oldu
-
9-Tevbe 101
alâ en nifâkı : nifak üzerinde olma
-
9-Tevbe 101
lâ ta'lemu-hum : onları sen bilmezsin
-
9-Tevbe 101
ilâ azâbin azîmin : büyük azaba
-
9-Tevbe 102
asâ allâhu : umulur ki Allah
-
9-Tevbe 102
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 103
salâte-ke : senin duan
-
9-Tevbe 103
ve allâhu : ve Allah
-
9-Tevbe 104
enne allâhe : Allahın ... olduğunu, (muhakkak ki Allah)
-
9-Tevbe 104
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah, (Allahın ... olduğunu)
-
9-Tevbe 105
fe se yerâ allâhu : o zaman, halbuki Allah görecek
-
9-Tevbe 105
ilâ âlimi el gaybi : gaybı, görünmeyeni bilene
-
9-Tevbe 106
li emri allâhi : Allah'ın emri için
-
9-Tevbe 106
ve allâhu : ve Allah
-
9-Tevbe 107
li men hârabe allâhe : Allah'a karşı savaşan (harbeden) kişiyi
-
9-Tevbe 107
in ered-nâ illâ : biz ancak, sadece ... isteriz
-
9-Tevbe 107
vallâhu : ve Allah
-
9-Tevbe 108
lâ tekum : ikâme etme (namaz kılma), bulunma
-
9-Tevbe 108
alâ et takvâ : takva üzerine
-
9-Tevbe 108
ve allâhu : ve Allah
-
9-Tevbe 109
alâ takvâ : takva üzerine
-
9-Tevbe 109
min allâhi : Allah'tan
-
9-Tevbe 109
alâ şefâ : kenar üzerine, kenarına
-
9-Tevbe 109
ve allâhu : ve Allah
-
9-Tevbe 109
lâ yehdî : hidayete erdirmez
-
9-Tevbe 110
lâ yezâlu : zail olmaz, devam eder
-
9-Tevbe 110
illâ : ancak, yalnız, oluncaya kadar
-
9-Tevbe 110
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
-
9-Tevbe 111
inne allâhe işterâ : muhakkak ki Allah satın aldı
-
9-Tevbe 111
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda, Allah yolunda
-
9-Tevbe 111
min allâhi : Allah'tan
-
9-Tevbe 112
li hudûdi allâhi : Allah'ın hudutlarını
-
9-Tevbe 114
illâ : yalnız, sadece
-
9-Tevbe 114
li allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 115
ve mâ kâne allâhu : ve Allah olmadı, değildir
-
9-Tevbe 115
inne allâhe : şüphesiz Allah
-
9-Tevbe 116
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 116
min dûni allâhi : Allah'tan başka
-
9-Tevbe 116
ve lâ : ve yoktur
-
9-Tevbe 117
(tâbe ilâ allâhi) : Allah'a tövbe etmek, günahtan dönmek
-
9-Tevbe 117
(tâbe allâhu aleyhi) : Allah'ın tövbeleri kabul etmesi
-
9-Tevbe 117
tâbe allâhu alâ : Allah tövbeyi nasip etti
-
9-Tevbe 118
ve alâ es selâseti : ve üç (kişi) de
-
9-Tevbe 118
en lâ melcee : sığınak olmadığını
-
9-Tevbe 118
min allâhi : Allah'tan
-
9-Tevbe 118
illâ : ...den başka
-
9-Tevbe 118
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 119
ittekû allâhe : Allah'a karşı takva sahibi olun
-
9-Tevbe 120
an resûli allâhi : Allah'ın resûlünden
-
9-Tevbe 120
ve lâ : olmaz
-
9-Tevbe 120
lâ yusîbu-hum : onlara isabet etmesi yoktur (ki)
-
9-Tevbe 120
ve lâ nasabun : ve bir yorgunluk, bitkinlik olması yoktur (ki)
-
9-Tevbe 120
ve lâ mahmesatun : ve şiddetli açlık isabet etmesi yoktur (ki)
-
9-Tevbe 120
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda, Allah yolunda
-
9-Tevbe 120
ve lâ yetaûne : ve ayak basmaları, işgal etmeleri yoktur (ki)
-
9-Tevbe 120
ve lâ yenâlûne : ve zafere nail olmaları, zafer kazanmaları, yoktur (ki)
-
9-Tevbe 120
illâ : ancak, ...den başka, değil, ... olmasın
-
9-Tevbe 120
inne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 120
lâ yudîu : zayi etmez, kaybetmez, yok etmez
-
9-Tevbe 121
ve lâ yunfikûne : ve infâk etmezler, vermezler (ki)
-
9-Tevbe 121
ve lâ : ve olmaz
-
9-Tevbe 121
lâ yaktaûne : geçmezler (ki)
-
9-Tevbe 121
illâ : ...den başka, olmaz, olmasın
-
9-Tevbe 121
lî yeczîye-hum allâhu : Allah'ın onları cezalandırması, mükâfatlandırması için \n(cezalandırma; negatif veya pozitif karşılık verme)
-
9-Tevbe 122
lâ nefere : sefere çıkmaz
-
9-Tevbe 123
enne allâhe : muhakkak ki Allah (Allahın ... olduğunu)
-
9-Tevbe 125
ilâ ricsi-him : murdarlıklarına, pisliklerine
-
9-Tevbe 126
e ve lâ yerevne : ve onlar görmüyorlar mı?
-
9-Tevbe 126
lâ yetûbûne : tövbe etmiyorlar (Allah'a yönelmiyorlar)
-
9-Tevbe 126
ve lâ hum : ve onlar yapmıyorlar
-
9-Tevbe 127
ilâ ba'din \n(ba'du-hum ilâ ba'din) : bazısına \n: (onlar birbirlerine)
-
9-Tevbe 127
sarafa allâhu : Allah çevirdi
-
9-Tevbe 127
lâ yefkahûne : fıkıh etmezler
-
9-Tevbe 129
hasbiye allâhu : Allah bana yeter (kâfidir)
-
9-Tevbe 129
lâ ilâhe : ilâh yoktur
-
9-Tevbe 129
illâ huve : ondan başka
-
90-Beled 1
lâ : hayır
-
90-Beled 4
halaknâ : biz yarattık
-
90-Beled 11
lâ ıktehame : katlanmadı, geçmedi, aşmadı
-
90-Beled 18
ulâike : işte onlar
-
91-Şems 2
telâ-hâ : ona tâbî oldu, onu takip etti
-
91-Şems 3
cellâ-hâ : onu açığa çıkardı, izhar etti
-
91-Şems 13
resûlu allâhi : Allah'ın Resûl'ü
-
91-Şems 13
nâkate allâhi : Allah'ın Devesi
-
91-Şems 15
lâ yehâfu : korkmaz, korkacak değil
-
92-Leyl 2
tecellâ : tecelli edecek, parıldayıp aydınlanacak
-
92-Leyl 3
halaka : yarattı
-
92-Leyl 13
ve el ûlâ : ve evvel, önce olan, önceki
-
92-Leyl 15
lâ yaslâ-hâ : ona yaslanmaz, atılmaz
-
92-Leyl 15
illâ : den başka
-
92-Leyl 16
ve tevellâ : ve yüz çevirdi
-
92-Leyl 20
illâ : ancak, sadece
-
92-Leyl 20
el a'lâ : yüce
-
93-Duhâ 3
ve mâ kalâ : ve darılmadı
-
93-Duhâ 4
el ûlâ : evvel
-
93-Duhâ 9
lâ takher : kahretme, üzme
-
93-Duhâ 10
lâ tenher : azarlama
-
94-İnşirâh 8
ilâ rabbi-ke : Rabbine
-
95-Tin 4
halaknâ : biz yarattık
-
95-Tin 6
illâ : ancak, hariç
-
95-Tin 8
allâhu : Allah
-
96-Alak 1
halaka : yarattı
-
96-Alak 2
halaka : yarattı
-
96-Alak 2
min alakın : bir alaktan, bir yere bir noktadan bağlı olan şeyden, döllenmiş hücreden, embriyodan
-
96-Alak 6
kellâ : hayır
-
96-Alak 8
ilâ rabbi-ke : senin Rabbine
-
96-Alak 10
sallâ : namaz kıldı
-
96-Alak 11
alâ : üzere
-
96-Alak 13
ve tevellâ : ve yüz çevirdi
-
96-Alak 14
allâhe : Allah
-
96-Alak 15
kellâ : hayır
-
96-Alak 19
kellâ : hayır
-
96-Alak 19
lâ tutı'hu : ona itaat etme
-
97-Kadir 4
el melâiketu : melekler
-
97-Kadir 5
selâmun : selâm, selâmet
-
97-Kadir 5
matlaı : doğuş
-
98-Beyyine 2
min allâhi : Allah'tan
-
98-Beyyine 4
illâ : ancak
-
98-Beyyine 5
illâ : den başka
-
98-Beyyine 5
li ya'budû allâhe : Allah'a kul olmak
-
98-Beyyine 5
ve yukîmû es salâte : ve namazı ikame etmek
-
98-Beyyine 6
ulâike : işte onlar
-
98-Beyyine 7
ulâike : işte onlar
-
98-Beyyine 8
radıye allâhu : Allah razı oldu